Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1180 E. 2021/543 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/364 ESAS
KARAR NO : 2021/538 KARAR

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/07/2020
KARAR TARİHİ : 17/06/2021

Mahkememizde görülen İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tacir olan müvekkilinin davalı …’dan alacağı mal karşılığında toplam 70.000,00-TL çeki keşide ettiğini, taraflarınca İzmir … Asiye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyasında bu çeklerin iptali için menfi tespit davası açılmışsa da teminat yatırılamadığı için çeklerin tahsilatının durdurulamadığını ve müvekkilinin çek yasağına girmemesi için çeklerin ödenmek zorunda kaldığını, açılan menfi tespit davası da konusuz kaldığından taraflarınca davanın takipsiz bırakıldığını, herhangi bir ticari ilişkiye ve alacağa dayanmayan bu ödenmiş çeklerin bedelinin iadesi sadedinde işbu davayı açtıklarını, haksız yere tahsil edilmiş olan 2 adet çek bedeli toplamı olan 70.000,00-TL’nin tahsil tarihinden itibaren ticari faizi ile davalıdan tahsiline, mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, görev itirazlarının bulunduğunu, mahkememizin görevli olması halinde zorunlu arabuluculuk şartı yerine getirilmediğinden davanın dava şartı yokluğundan reddini, davanın hak düşürücü süre olan 1 yıl sonrasında açıldığını, alacağın zamanaşımına uğradığını, alacak iddiasına karşı zamanaşımı definde bulunduklarını, davalı müvekkilinin emekli bankacı olduğunu, emekliliği sonrasında herhangi bir ticari faaliyette bulunmadığını, davacının bedelinin iadesini istediği çeklerin müvekkilin davacıya vermiş olduğu borç karşılığında davalı müvekkiline vermiş olduğu çekler olup, davacının o dönem bu çeklerin karşılığını ödememek amacıyla İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde … E. Sayılı dosyayla menfi tespit davası açtığını, sonrasında borcunu ödemeye karar vermesi nedeniyle davayı takipsiz bıraktıklarını ve davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, açıkladığı nedenlerle davanın görev yönünden reddine, mahkeme, görevli olduğu kanaatindeyse, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığından reddine, davanın zamanaşımı defi nedeniyle reddine, davanın, davacının ispat külfetini yerine getirmediği ve mevcut dayanılan delillerle, çekin doğurduğu alacak ilişkisinin aksi ispatlanamayacağından reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava: Taraflar arasındaki satım ilişkisinden kaynaklanan sebepsiz zenginleşme nedeniyle açılan alacak davasıdır.
6102 sayılı olup, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi ticari davalar ve delileri düzenlemiş olup, anılan bu maddede açıklanan davalar ticari dava niteliğini taşımaktadırlar.
6102 sayılı kanunun yürürlüğünden önceki dönemde yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun ticari davalar ve delilleri düzenleyen 4. maddesinde de benzer düzenleme yer almıştır.
Borçlar Kanunu’nun açıklanan maddelerinde düzenlenen adi ortaklık ilişkisi ve ortaklar arasında bundan kaynaklanan davaların ticari dava niteliğinin bulunmadığı, bu konudaki ihtilaflara Asliye Hukuk Mahkemelerinde bakılacağı kanun ve yargıtay uygulaması gereğidir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK.nun 4. Maddesinde ticari dava “(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a, b, c, d, e ve f bentlerinde sayılan davalar ticari dava olarak sayılmıştır.
TTK 5/1 maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Tüm bu yasal düzenlemelere göre; Davacı vekilinin dilekçesinde alacak talebini neye ilişkin olduğu yeterince açık olmadığından, dilekçesi açıklattırılmış, 16/06/2021 tarihli dilekçesinde; alacağın sebepsiz zenginleşmenden kaynaklandığını, dava konusu çeklerle ilgili ticari ilişki kurulmadığı, davalının herhangi bir edimde bulunmadığı buna karşılık dava dilekçesinden bilgileri yer alan çekleri davalının tahsil ettiği ve bu nedenle sebepsiz zenginleştiğini beyan etmiştir.
Somut olayda; Davacı müvekkilinin tacir olduğunun beyan etmiş olsa da davalının tacir olmadığı davacının kabulündedir. Taraflar arasındaki ilişki alım-satım ilişkisi olup TTK.nın 4.maddesinde sayılan dava türlerinden değildir.
Sonuç olarak işbu davada davacı tacir ise de; davalı yukarıda anılan yasal düzenlemeler nazara alındığında davalının tacir olmadığı, davacının davasını davalı ile aralarındaki satım ilişkisi nedeniyle davalıya ödediği toplamı 70.000,00TL olan çek bedellerinin sebepsiz zenginleşme nedeniyle davalıdan tahsili talebi olduğu,
Davalı tacir olmadığından yine davanın 4.maddede sayılan dava türlerinden olmaması nedeniyle işbu davada görevli Mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu kanaatina varılmakla, görev dava şartı olduğundan …nun 115/2.maddesi uyarınca mahkememizin görevsizliğine ve davanın reddine, …’nun 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde istemde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK’nun 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20. maddesi uyarınca kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren 2 hafta içinde kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde gönderilme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı ve davalı taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır