Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1175 E. 2022/819 K. 14.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1175
KARAR NO : 2022/819

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/10/2018
KARAR TARİHİ : 14/10/2022

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İTİRAZ ;
İzmir 2. İcra Müdürlüğünün …/… sayılı dosyasında; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında 413.000,00 TL’si asıl alacak, 70.164,74 TL’si işlemiş faiz ve 148,41 TL’si ihtarname gideri olmak üzere toplam 483.313,15 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılmıştır.
Kendisine 17/11/2017 tarihinde usulüne uygun olarak ödeme emri tebliğ edilen davalı borçlu yasal süre içerisinde vekili aracılığı ile verdiği 22/11/2017 tarihli dilekçesi ile; takip alacaklısına herhangi bir borcun bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere temerrüte düşürülmediği için faiz istenemeyeceğini ileri sürerek, fer’ileri ile birlikte tüm borca itiraz etmiştir.
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin, davalıdan olan toplam 483.313,15 TL alacağının tahsili amacıyla davalı hakkında İzmir 2. İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı dosyasında 01/11/2017 tarihinde icra takibi başlattıklarını, ödeme emrini tebliğ alan davalının 22/11/2017 tarihinde takibe haksız olarak itiraz ettiğini, müvekkili ile davalı arasında iki ayrı sözleşmenin imzalandığını, sözleşmenin “ödeme şekli” başlıklı kısmında iş bitimi ile birlikte müvekkiline ödeme yapılmasının kararlaştırıldığını, davalı tarafından sözleşmenin imzalandığı tarihten bu yana müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalının temerrüte düştüğünü, Karşıyaka 5. Noterliği’nin 11/09/2017 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinin davalıya 14/09/2017 tarihinde tebliğ edildiğini, davalının ihtara cevap vermediğini, müvekkilinin sözleşme gereği tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, İİK’nın 257. maddesindeki ihtiyati haciz kararı verilmesi koşullarının oluştuğunu belirterek, davalının itirazının iptaline, müvekkili yararına % 20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline, davalının malları ve hakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davaya konu takipte borcun sebebi olarak 12/12/2015 tarihli 413.000,00 TL bedelli faturanın gösterildiğini, dayanak bu olmasına rağmen ne dava dilekçesine ne de takip dosyasına fatura örneğinin eklenmediğini, faturanın müvekkiline hiçbir şekilde tebliğ edilmediğini, takibin haksız ve dayanaksız olduğunu, davacı kendi edimini tam ve eksiksiz olarak yerine getirmediği halde alacak isteğinde bulunduğunu, taraflar arasında düzenlenen tarihsiz sözleşmenin 3. maddesinde tüm imalatların proje ve yapım işleri genel teknik şartnamesine, özel idari şartnameye, elektrik işleri şartnamesine ve Tedaş şartnamesine uygun olarak yapılacağının kararlaştırıldığını, asansör ve jeneratöre ait pano ve besleme hatları, çevre aydınlatması, enerji ruhsatının alınması ile ilgili projelerin hazırlanması ve işlemlerin takibinin fiyata dahil olduğunu, davacının bu düzenleme gereğince üzerine aldığı işi gereği gibi ve zamanında yerine getirmediğini, 12/01/2017 tarihli “geçici kabul eksik listesi-elektrik tesisatı işleri” tutanağında eksik işlerin belirtildiğini, müvekkilinin borcunun muaccel hale gelebilmesi için anahtar teslimi olarak anlaşıldığına göre işin tamamlanması ve kesin kabulünün yapılması gerektiğini, işlerin eksik bırakılması nedeniyle “edimini zamanında yerine getirmediği” ileri sürülerek … Belediyesi tarafından müvekkilinin alacağından gecikme nedeniyle ceza kesintisi yapıldığını ve hak ediş bedellerinin eksik ödendiğini, eksik ödemeden davacının da sorumlu olduğunu, buna ilişkin rücuen tazmin haklarını saklı tuttuklarını, müvekkili tarafından davacıya toplamda 138.500,00 TL ödeme yapıldığını, davacının müvekkilinden alacağının bulunmadığını belirterek, davanın reddine, müvekkili yararına % 20 oranında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER ;
İzmir 2. İcra Müdürlüğünün …/… sayılı dosyası, sözleşme, tanık anlatımları, bilirkişi raporu.
GEREKÇE ;
Dava; hakkında eser sözleşmesine dayalı fatura alacağının tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılan davalının borca itirazını iptali istemine ilişkindir.
Van Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne yazılan yazıya verilen cevapta; davalının gerçek usulde gelir vergisi mükellefi olduğu, bilanço usulüne göre defter tuttuğu, 1. sınıf tüccar olduğu bildirilmiştir.
Manisa Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne yazılan yazıya verilen cevapta; davacının gelir vergisi mükellefi olduğu, kazancının gerçek usulde vergilendirildiği, bilanço hesabı usulüne göre defter tuttuğu, VUK’nın 177. maddesi uyarınca 1. sınıf tüccar sayıldığı bildirilmiştir.
Her iki tarafın da tacir olması nedeniyle mahkememizin görevli olduğu kabul edilmiştir.
Taraflar arasında; “tarihsiz elektrik işleri taşeron sözleşmesinin düzenlendiği” konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; “davacı alt yüklenicinin bu sözleşme ile yüklendiği edimlerini sözleşmeye, eki niteliğindeki şartnamelere ve projeye uygun olarak ve eksiksiz bir şekilde yerine getirip getirmediği, davacının takibe konu alacağa hak kazanıp kazanmadığı, davalının İzmir 25. İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı dosyası çerçevesinde borcunun bulunup bulunmadığı, var ise icra takip tarihi itibariyle borç miktarının ne olduğu, itirazının iptali koşullarının olup olmadığı” konularındadır.
Davacı vekili dava dilekçesi ekinde taraflar arasında imzalanan alt yüklenici (taşeron) sözleşmesi ile elektrik işleri taşeron sözleşmesini ve ayrıca Karşıyaka 5. Noterliği’nin 11/09/2017 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname örneğini sunmuştur.
Taraflar arasında iki adet sözleşme imzalanmıştır. Bunlardan birincisi; tarihsiz elektrik işleri taşeron sözleşmesi; ikincisi de; 25/08/2016 tarihli alt yüklenici (taşeron) sözleşmesidir.
Tarihsiz elektrik işleri taşeron sözleşmesi ile birlikte davalı, yüklenici olarak “…” işini yüklenmiştir. Sözleşmede tüm işlerin anahtar teslimi götürü bedelinin malzemeli olarak KDV hariç 350.000,00 TL olduğu kararlaştırılmıştır. 4. maddede “hak edişten, hak edişe yapılan işler ölçülüp belirlenen fiyatlarla değerlendirileceği % 10 teminat kesintisi yapıldıktan sonra kalan miktarın ödemesinin yapılacağı” kararlaştırılmıştır.
Aynı taraflar arasında imzalanan “alt yüklenici (taşeron sözleşmesi)” başlıklı 25/08/2016 tarihli sözleşme ile davacı alt yüklenici dava konusu elektrik işlerinin yapımını yüklenmiştir. Sözleşmenin bedeli 200.000,00 TL olarak kararlaştırılmıştır. İşin kapsamı “…” olarak belirlenmiştir. İşin süresinin imza tarihinden itibaren 15 takvim günü olduğu kararlaştırılmıştır.
Takipte dayanak olarak; 27/10/2015 tarihli … numaralı KDV dahil 47.200,00 TL bedelli; 11/12/2015 tarihli … numaralı KDV dahil 118.000,00 TL bedelli; 11/12/2015 tarihli … numaralı KDV dahil 118.000,00 TL bedelli; 13/12/2015 tarihli … numaralı KDV dahil 129.800,00 TL bedelli toplam 4 adet fatura gösterilmiştir. Faturaların toplam bedeli 413.000,00 TL’dir.
Bu faturalar incelendiğinde; davacı tarafından davalı adına düzenlendiği, “malın cinsi” bölümünde “…” açıklamasının bulunduğu görülmüştür.
Davacı, davalıya Karşıyaka 5. Noterliği’nden gönderdiği 11/09/2017 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile; KDV dahil 413.000,00 TL’nin ve ayrıca KDV hariç 200.000,00 TL mal bedelinin ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde ödenmesini istemiştir. İhtarname davalıya 14/09/2017 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Davalının Van Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden BA formları getirtilerek incelendiğinde; KDV hariç 350.000,00 TL tutarlı 4 adet faturanın davalı tarafından bildiriminin yapıldığı, % 18 KDV eklenmesiyle bu tutarın 413.000,00 TL olduğu ve takibin ve davanın konusu 4 adet faturanın karşılığı olduğu görülmüştür.
6102 sayılı TTK’nın 21/2 maddesinde; “Bir fatura alan kişi, aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Burada içerikten kastedilen; “satılan malın veya yapılan işin adedi, türü, tutar” gibi faturaya yazılması olağan olan hususlardır. Bu maddeye göre bu hal fatura içeriğinin kesinleşmesi sonucunu doğurup, borcu kesinleştirmeyeceğinden, davalı taraf işin eksik ve ayıplı yapıldığını ileri sürebileceği gibi, ayıplarla ilgili süresinde ihbar yapılmış olması koşuluyla, işin ayıplı yapıldığını ve bedele hak kazanılmadığını ileri sürebilecektir. Bu düzenlemeye göre itiraza uğramayan fatura; malın teslim edildiğini, işin görüldüğünü vs. borcun ifa edildiğini göstermez. Uyuşmazlık halinde, malın teslim edildiğini, işin yapıldığını vs. borcun ifa edildiğini faturayı düzenleyip gönderenin usulüne uygun olarak ispat etmesi gerekir.
Davalı tanığı … anlatımında; “Taraflar arasında dava konusu sözleşmenin imzalandığını biliyorum. Dava konusu işi davalı …’e vekaleten bizzat ben yürüttüm. Davacı taraf dava konusu alanda elektrik işlerini yaptı. Sözleşme davalı tarafından imzalandı. İşe başlandı. Tüm inşaat işinin 14/09/2016 tarihinde bitmesi gerekiyordu. Asıl işveren tarafından süre uzatım verilmişti, yani süre uzatımı sonrasında işin 14/09/2016 tarihinde bitmesi gerekiyordu ancak bitirilemedi. Biz hak edişimizi … Belediyesi’nden alacaktık ancak davalı taraf ile temlik yaptık. İşin süresi kısalınca belediyeden davacı tarafça alacağın alınacağı konusunda anlaşmaya vardık. Yani davacı, alacağının 200.000,00 TL’lik kısmını bizden değil … Belediyesi’nden alacaktı. Davacı işi 2017 yılı Mayıs ya da Haziran ayında bitirdi. Yani bu tarihte bitirdiğinde artık davacının bıraktığı eksik işi yoktu. Ancak öncesinde davacının işi eksik yapması sebebiyle işte gecikme oldu ve geçen süre sebebiyle belediye tarafından bize ceza kesildi.” demiştir.
Davalı defterleri incelemeye sunulmadığı için üzerlerinde bilirkişi incelemesi yaptırılamamıştır.
Elektrik mühendisi ve davacı defterlerini inceleyen mali müşavir bilirkişi 14/12/2021 tarihli raporlarında özetle; geçici kabul tutanaklarında da görüleceği üzere davaya konu spor salonu inşaatının gecikmesine neden olan işlerin elektrik tesisatındaki eksik işler olmayıp, gecikmeye sebep olan asıl unsurun inşaat, mekanik tesisat ve peyzaj imalatlarındaki eksiklikler olduğunu, bu nedenle davalının “elektrilk işlerindeki gecikme nedeniyle İdare tarafından müvekkiline gecikme cezası uygulandığı, bu yüzden ödeme yapılmadığı” yönündeki beyanının yerinde olmadığını, kaldı ki elektrik tesisat işlerinin bir inşaatta en son tamamlanan işler niteliğinde olduğunu, davalının 05/04/2016 tarihli dilekçesi üzerine İdare tarafından 11 numaralı hak edişin düzenlendiğini, 08/08/2016 tarihine kadar sahada inşaat işlerinin durduğunu, davalıya 12 numaralı son hak edişin 06/12/2016 tarihinde düzenlendiğini, bu iki tarih arasında yapılan iş tutarının KDV dahil 281.613,52 TL olduğunu, davalının 11 numaralı hak edişten sonra kalan işler nedeniyle İdareden KDV dahil 281.613,52 TL hak ediş alacağı bulunmasına rağmen, davalının “bütün taşeronları ile alt yüklenici (taşeron) sözleşmesi imzalayarak taşeronların yaptığı işlerin bedelinin yüklenicinin İdareden olan alacağından kesilmek suretiyle ödeneceği, bu hususta İdareden muvafakat alınacağı” hususunun kararlaştırıldığını, bu kapsamda da elektrik taşeronu davacı … ile 25/08/2016 tarihli 200.000,00 TL bedelli taşeron sözleşmesinin imzalandığını, diğer taşeronlarla da ayrıca sözleşme imzalandığını, böylece davalı yüklenicinin spor salonunda farklı imalatları yürüten alt yükleniciler ile yaptığı taşeron sözleşmelerinin toplamının 527.800,00 TL olduğunu, davalının 11 numaralı hak edişten sonra İdareden kalan alacağının gecikme cezası kesilmeden önce dahi 281.613,52 TL olduğunu, taşeron sözleşmelerinin yapıldığı tarih itibariyle davalının 11 numaralı hak edişinden davalının ödenmeyen alacağının 54.622,38 TL olduğunu, sözleşnmelerin düzenlendiği tarihte henüz düzenlenmeyen 12 numaralı hak ediş tutarı 281.613,52 TL ile birlikte davalının toplam alabileceği miktarın 336.235,90 TL olduğunu, davalının, alt yükleniclerin alacaklarının İdare tarafından yapılacak hak ediş ödemelerinden doğrudan bu firmalara yapılması konusunda sözleşme düzenleyerek bu sözleşmeleri ilgili İdareye vermesine karşılık, sözleşmelerin düzenlendiği tarih itibariyle gerek önceki hak edişlerden gerekse son hak edişten bu tutarda bir alacağının bulunmadığını, davalı ile İdare arasında imzalanan sözleşmenin 11. maddesi kapsamında davalının alacaklarını alt yüklenicilere temlik etmesinin İdare tarafından uygun bulunduğuna ilişkin bir olur’un bulunmadığını, bu alt yüklenicilere İdare tarafından yapılmış bir ödemenin de olmadığını, elektrik tesisat işlerinin bitirilmesine karşılık davalı tarafça ödeme yapılmamasının haklı bir gerekçesinin olmadığını; davacı … şahıs işletmesine ait 2015 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğunu, ticari defterlerin açılış onaylarının yasal süresinde yaptırıldığını ancak yılsonu yevmiye defteri kapanış tasdikinin yaptırılmadığını, ticari defterlerin delil niteliğinin bulunmadığını, davacının düzenlediği tüm faturaların usulüne uygun olarak ticari defterlerde kaydedildiğini, 31/12/2015 tarihli defterin 59 ve 60. sayfasında 413.000,00 TL hesap bakiyesi ile ilgili olarak tek kalemde 100. kasa hesabına tahsilat girilerek davalının borç bakiyesinin nakit tahsil şeklinde kapatıldığının belirlendiğini; yevmiye defteri kapanış fiş kaydı incelendiğinde, defterin 61 ve 62. sayfalarında kaydedilen 31/12/2015 tarihli 135 madde numaralı kayıtlarda 2016 yılına davacıya ait devreden herhangi bir işlem kaydı bulunmadığını; davalı vekilinin “inşaattaki gecikmenin elektrik tesisatı işlerinin zamanında yapılmaması yüzünden gerçekleştiği, bu yüzden … Belediyesinin müvekkiline gecikme cezası uyguladığı” yönündeki savunmasının yerinde olmadığını, inşaattaki gecikmeye sebep olan esas unsurların inşaat imalatlarındaki, tesisat imalatlarındaki ve peyzaj imalatlarındaki eksiklikler olduğunu, davalının, davacı elektrik tesisatçısına ve diğer alt yüklenicilere olan borçlarının … Belediyesince hak edişlerden ödenmesini öngören alt yüklenici sözleşmelerinin uygulanması için gerekli şartlar sağlanmadığı (noterden temlikname düzenlenerek Belediyeye verilmediği) gibi, zaten bu sözleşmelerin düzenlendiği tarihte yüklenicinin Belediye nezdinde bu sözleşmelerin ödenmesini sağlayacak bir alacağının da olmadığını, davacı tarafça elektrik tesisatı imalatları ile ilgili faturaların davalı adına düzenlenmesine ve elektrik tesisatı işinin bitirilmesine karşılık davalı tarafça davacıya ödeme yapılmamasının haklı bir gerekçesinin olmadığını; 413.000,00 TL bedelli faturaya karşılık davalının banka hesaplarına göre toplam 67.500,00 TL ödeme yapıldığını, kalan davacı alacağının 345.500,00 TL olduğunu, TTK’nın 1530/d maddesi gereğince 73.477,54 TL işlemiş faiz istenebileceğini bildirmişlerdir.
Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre; bilirkişi raporunda davacı defterlerinin yasal kapanış onaylarının yapılmadığının belirlenmesi, 6100 sayılı TTK’nın 222/4. maddesi gereğince açılış ve kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtların sahibi aleyhine delil niteliğinin olması, davacı defterlerinde dava konusu 413.000,00 TL’nin tahsilat olarak kaydedilmiş olması ve 2016 yılına devreden herhangi bir işlem kaydının bulunmaması karşısında kendi defterlerindeki kayıtların aksini ispat yükünün davacı tarafta olması ve davacı tarafın bu hususu ancak yazılı ve başkaca kesin delillerle ispat etmesinin gerekmesi, davacı tarafın yemin deliline dayanması ve 14/10/2022 tarihli duruşmaya gelen davalının ise “davacı ile arasında 12/01/2017 tarihli sözleşmenin imzalandığı, sözleşme kapsamında tüm edimlerini eksiksiz ve tam olarak yerine getirdiği, sözleşme bedelini ve avans ödemesini yaptığı, davacıya hiçbir borcunun kalmadığı” konusunda yemin yapmış olması karşısında davalının, davacıya borcunun bulunmadığı kanaatine ulaşılmış, haklı görülmeyen davanın reddine karar verilmiştir.
Davacının takibinde haksız ve kötün niyetli olduğu iddia ve ispat edilmediğinden davalı vekilinin tazminat isteği reddedilmiştir.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacının takibinde haksız ve kötün niyetli olduğu iddia ve ispat edilmediğinden davalı vekilinin tazminat isteğinin reddine,

3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın peşin olarak alınan 5.837,97 TL harçtan düşülmesi ile kalan ‭5.757,27‬ TL harcın karar kesinleştiğinde isteği halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
5-Davalının yapmış olduğu 14,00 TL’si tebligat ücreti ve 36,00 TL’si tanık ücreti olmak üzere toplam 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 70.663,84 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayarak artan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, oy birliği ile verilen karar, tarafların ve taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/10/2022

Başkan …
E-imza
Üye …
E-imza
Üye …
E-imza
Katip …
E-imza