Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1160 E. 2022/813 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1160
KARAR NO : 2022/813

DAVA : Maddi Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle)
DAVA TARİHİ : 11/10/2018
KARAR TARİHİ : 11/10/2022

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; … tarihinde müvekkilinin “yolcu” konumunda olduğu dava dışı … yönetimindeki … plakalı kamyonetin dava dışı sürücü … yönetimindeki … plakalı araçla çarpıştığını, kazada müvekkilinin yaralandığını, tedavisinin … İlçe Hastaneleri’nde yapıldığını, kazanın oluşunda davalı şirket nezdinde ZMMS poliçesi bulunan … plakalı araç sürücüsünün asli ve tek kusurlu olduğunu, raporu aldırıldığında müvekkilinin geçici ve sürekli iş göremezliğinin açığa kavuşacağını, müvekkili adına … tarihinde başvuru yapmalarına rağmen dava tarihine kadar ödeme yapılmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 100,00 TL’si geçici iş göremezlik ve 100,00 TL’si sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 200,00 TL maddi tazminatın başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, bu yönüyle hukuki yararın bulunmadığını, müvekkiline usulüne uygun olarak bir başvurunun yapılmadığını, sunulması zorunlu olan belgelerin sunulmadığını, davanın HMK’nın 61. maddesi uyarınca dava dışı sigortalı …’e ve araç sürücüsü …’a ihbar edilmesi gerektiğini, kazanın … tarihinde gerçekleştiğini, 2 ve 10 yıllık zaman aşımı sürelerinin dolduğunu, kusur oranının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden rapor alınması gerektiğini, davacının kaza sırasında emniyet kemerinin takılı olmaması nedeniyle müterafık kusurunun olduğunu, % 50’den az olmamak üzere müterafık kusur indiriminin yapılması gerektiğini, yine davacının iş göremezliğinin belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’ndan raporunun aldırılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere müvekkilinin temerrütünün bulunmadığını, bu nedenle dava tarihinden itibaren faiz yürütülebileceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER ;
Trafik kaydı, sigorta poliçesi, hasar dosyası, … Asliye Ceza Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dava dosyası, kusur durumuna ve iş göremezliğe ilişkin raporlar.
GEREKÇE ;
Dava; trafik kazasına dayalı bedensel zararın tazmini istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; “dava konusu … tarihli kazanın oluş şekline göre kimin, ne oranda kusurlu olduğu, davacının müterafık kusurunun bulunup bulunmadığı, bu kaza nedeniyle davacının geçici ve sürekli iş göremezliğinin oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise süresinin ve oranının ne olduğu, davacının geçici ve sürekli iş göremezliğine göre maddi zararının bulunup bulunmadığı, varsa zarar miktarının ne olduğu, davalı temerrüdünün hangi tarihte oluştuğu, alacağın zaman aşımına uğrayıp uğramadığı” konularındadır.
2918 sayılı KTK’nın 109/I. maddesinde; “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” düzenlemesine; yine aynı kanunun 109/2. maddesinde ise; “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” düzenlemesine; 6098 sayılı TBK’nın 72. maddesinde; “(1) Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiş
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109/2. maddesindeki davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğmuş olması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunması halinde, bu sürenin maddi tazminat istekleri için de geçerli olacağına ilişkin düzenleme uyarınca olayda ceza zaman aşımı süresinin uygulanması gerekeceğinden, bu süre de 8 yıl olup, dava tarihi itibariyle henüz dolmadığından, davalı vekilinin zaman aşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Dava dışı …’e ait olan … plakalı “minibüs” türünde aracın ZMMS poliçesi davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenmiştir Poliçede sakatlanma ve ölüm durumunda kişi başı poliçe limiti 200.000,00 TL olarak belirlenmiştir.
Davacı vekili … tarihli dilekçesi ile; müvekkilinin bir fabrikada asgari ücret karşılığı işçi olarak çalıştığını belirtmiştir.
… SGK İl Müdürlüğü’ne yazılan yazıya verilen cevapta; dava konusu kaza nedeniyle davacıya peşin sermaye değerli ve rücuya tabi herhangi bir ödemenin yapılmadığı bildirilmiştir.
Davamızın konusu kaza ile ilgili ceza yargılaması … Asliye Ceza Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dava dosyası üzerinden yürütülmüştür. Bu mahkeme tarafından kazadaki kusur durumunun belirlenmesi amacıyla öncelikli olarak trafik uzmanı bilirkişiden, daha sonra Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden bilirkişi raporu aldırılmıştır. Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen ve ceza dosyasına sunulan … tarihli raporda özetle; “sürücü …’ın, yönetimindeki … plakalı minibüs ile … yönünden … yönüne gündüz vakti bir tarafı yol yapım çalışması nedeniyle trafiğe kapalı olduğundan trafiğin iki yönlü olarak işlediği hafif eğimli ve virajlı yolda yola gereken dikkati vermemesi nedeniyle karşı yönden gelen trafiğe ait şeride girmesi sonucu … yönünden … yönüne seyretmekte olan sürücü … yönetimindeki … plakalı kamyonete çarpması nedeniyle asli ve tam kusurlu olduğu, sürücü …’ın ise kazanın oluşuna etken herhangi bir hatalı davranışı ya da kural ihlali görülmediğinden kusursuz olduğu” bildirilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda sanık …’ın, sabit görülen “taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet vermek” suçu nedeniyle cezalandırılmasına ilişkin … tarihli karar verilmiştir. Söz konusu bu karar temyiz incelemesi sonucu onanarak … tarihinde kesinleşmiştir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine, 01/09/2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik’ine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik’ine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Mahkememizce … İlçe Devlet Hastanesi’nden ve … Devlet Hastanesi’nden davacının dava konusu kaza ile ilgili tedavisine ilişkin tüm belge örnekleri getirtilerek iş göremezlik raporu aldırılmıştır.
İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen … tarihli raporda özetle; davacı …’in … tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 03/08/2013 tarihli ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kullanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak % 14.1 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 1,5 aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir.
Hesap uzmanı bilirkişi … tarihli raporunda özetle; dosyada davacının meslek ve kazancına dair delil bulunmadığını, davacı vekili tarafından yapılan açıklamada, davacının fabrika işçisi olduğu ve asgari ücret seviyesinde kazanç elde ettiğinin bildirildiğini, hesaplamada net asgari ücretin esas alındığını, kusur ve rücuya tabi SGK ödemeleri yönünden indirilecek tutarın bulunmadığını, TRH 2010 yaşam tablosunun kullanıldığını; davacının davalıdan sağlık giderleri teminat limiti dâhilinde isteyebileceği geçici iş göremezlik tazminat tutarının 1.033,23 TL olarak belirlendiğini; davacının sürekli iş göremezlik tazminatının 202.651,85-TL olarak hesaplandığını, davalının sorumluluğu ölüm sakatlık teminat limiti ile sınırlı olduğundan davacının davalıdan isteyebileceği sürekli iş göremezlik tazminatının 200.000,00-TL olarak belirlendiğini bildirmiştir.
Kaza tarihi ve poliçe tarihi dikkate alındığında hesap uzmanı bilirkişinin TRH-2010 yaşam tablosu kullanılmak sureti ile yaptığı tazminat hesabı olaya uygun bulunmuştur.
Davacı vekili; rapora karşı yazılı beyanda bulunmadıklarını ve bulunmayacaklarını, bedel arttırımı yaptıklarını ve harcını yatırdıklarını belirterek, davanın bu miktar üzerinden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili … tarihli değer artırım dilekçesi ile; dava dilekçesinde 100-TL olarak istedikleri geçici iş göremezlik bedelini 1.000-TL olarak; 100-TL olarak istedikleri sürekli iş göremezlik bedelini de 199.000-TL olara artırdıklarını belirterek, dava dilekçesinde HMK’nın 107 maddesi gereği fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili için istedikleri 100,00-TL sürekli iş göremezlik tazminat bedelinin ve 100,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı bedelinin arttırılarak 200.000,00-TL’nin başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
6100 sayılı HMK’nin belirsiz alacak davasını düzenleyen 107. maddesinde; “(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu düzenlemeye göre belirsiz alacak davası alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu durumlarda açılabilecektir. Somut olayda; davacının davaya konu kaza nedeniyle uğradığı iş göremezlik kaybının oranı ve süresi ile buna bağlı olarak gerçek zarar miktarı taraflar arasında tartışmasız ve açıkça belirli değildir. Esasen oluşan zarar miktarı yargılama sırasında bilirkişi incelemesi sonucunda belli olacaktır. Bu koşullar altında davalı vekilinin savunmasının aksine mahkememizce davanın bir belirsiz alacak davası olduğu kabul edilmiştir.
Sorumluluğu doğuran olayın zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlal etmesi hali 6098 sayılı TBK’nın 54. maddesinde özel olarak düzenlenmiştir. Bu düzenleme gereğince, vücut bütünlüğünün ihlali halinde mağdurun mal varlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türleri; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplardır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi gereğince, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, sigorta ettirenin, 3. kişilere verdiği zarardan dolayı hem üçüncü kişileri hem de sigorta ettireni koruma amacıyla oluşturulmuş bir zarar sigortası türüdür. Davacı da bu kapsamda, sigortalı tarafından uğratılan zararının ödenmesini aradaki poliçe ilişkisi nedeniyle davalı sigorta şirketinden istemiştir.
Toplanan deliller, aldırılan ve benimsenen bilirkişi raporları ile tüm dosya içeriğine göre; sigortalı … plakalı araç sürücüsü …’ın … tarihinde tam kusurlu olarak sebebiyet verdiği kaza sonucunda dava dışı … yönetimindeki … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacının % 14.1 kalıcı iş göremezliğinin ve 1,5 ay süre ile geçici iş göremezliğinin oluştuğu; geçici iş göremezlik zararının TBK’da kazanç kaybı olarak nitelendirildiği, yani; geçici iş göremezlik zararının çalışamama nedeniyle oluşan zarar olduğu, davacının asgari ücretle çalıştığı, benimsenen rapora göre davacının, davalıdan isteyebileceği geçici iş göremezlik tazminat tutarının 1.033,23 TL olduğu, sürekli iş göremezlik tazminatı tutarının da 202.651,85-TL olduğu; davalı sigorta şirketinin poliçe teminat limitinin 200.000,00 TL olduğu, nitekim; davacı tarafça da bedel artırım dilekçesi ile 100,00 TL geçici iş göremezlik, 200.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı isteğinde bulunulduğu, davalı vekili her ne kadar cevap dilekçesinde “davacının emniyet kemerinin takılı olmadığını” ileri sürmüş ise de; bu konuda ispat yükünün davalı tarafta olduğu ancak davalı tarafça ispatlanamadığı, ceza dosyası içeriğinde de davacının kaza esnasında emniyet kemerinin takılı olmadığı yönünde herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanmadığı, müterafik kusur indirimi yapılması koşullarının bulunmadığı, bedel artırım dilekçesi ile istenen zararın davalı sigorta şirketinin poliçe teminat limiti içerisinde kaldığı anlaşıldığından, davacı tarafın haklı görülen davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın KABULÜ ile;
1.000,00-TL’si geçici iş göremezlik tazminatı ve 199.000,00 TL’si sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken ‭13.662‬,00 TL nispi ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın ve 684,00 TL tamamlama harcının düşülmesi ile kalan ‭12.942,1‬0 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacının yatırmış olduğu 35,90 TL başvurma harcı, 35,90 TL peşin harç ve 684,00 TL tamamlama harcı toplamı olan 755,80 TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu 365,05 TL’si tebligat-posta gideri ve 700,00 TL’si bilirkişi ücreti, 820,00 TL adli tıp rapor ücreti, 155,00 TL Ege Üniversitesi muayene ve rapor ücreti gideri olmak üzere toplam ‭‭2.040,05‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 31.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar veridi. 11/10/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza