Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/115 E. 2021/472 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/115 Esas
KARAR NO : 2021/472

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/01/2018
KARAR TARİHİ : 01/06/2021

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı bankanın, … Şubesi ile … firması arasında imzalanan 09/05/2021 tarihli 2.500.000,00-TL tutarlı, 17/04/2012 tarihli 2.750,000,00 USD tutarlı, 02/07/2012 tarihli 2.750.000,00 USD tutarlı ve 07/11/2012 tarihli 4.750.000,00 USD tutarlı Genel Ticari Kredi Sözleşmesi ile adı geçen firmaya kredi açıldığı ve kullandırıldığı, bu kredi sözleşmesine …, … ve … müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imza attığı, kredi borcunu ödemede temerrüte düşen borçluları kredi borç ve faizlerin ödenmesi için Karşıyaka … Noterliğinin 10/12/2015 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ve eki hesap özetinin tebliğ edildiği, buna rağmen ödeme yapılmadığı, borçluların temerrüte düştüğü, ihtarnameye rağmen kredi borcunu ödemeyen borçlular hakkında, davacı bankanın alacaklarına teminen, borçluların kredi borcunun ödenmesi için keşide ettikleri, 10/12/2015tarihli 2.750.000,00 USD bedelli, 10/12/2015 ödeme tarihli 2.000.000,00 USD bedelli senetlerin ödenmemesi nedeniyle, davalılar hakkında ihtiyati haciz kararı alınarak İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden yasal takip işlemlerinin yapıldığı, takibin kesinleştiği, haciz işlemlerinin yapıldığı, borca yetecek haczi kabil mal bulunmadığı, banka borçlusu … ile aleyhine ihtiyati haciz kararı talep edilen, … ile arasında fiili ve organik bağ bulunduğu, borçluların mal kaçırmak için muvazaalı olarak namı müstear kullanarak faaliyetlerini kanuna karşı hile yaparak bu firma üzerinden devam ettirdiği, İzmir … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası üzerinden, yasal takip işlemlerinin yürütülmesi esnasında, borçlu davalı, bankaya rehinli olan 31 adet menkul haczedildiği, bu esnada bankaya rehinli olan 13 adet menkulün ise, yerinde bulunmadığı, bankaca haczedilen 31 adet taşınırın muhafazası amacıyla 05/05/2016 tarihinde yine borçlu firma adresine gidildiği, bu kez söz konusu 9 adet taşınırın kaldığı diğer hacizli menkullerin mahalde bulunmadığının tespit edildiği, borçluya konuyla ilgili muhtıra gönderildiği, muhtıraya rağmen taşınırları teslim etmeyen … firması yetkilisi … hakkında yediemin suistimal suçu nedeniyle Karşıyaka … Asliye Ceza Mahkemesi … esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada, 3 ay hapis, 5 tam gün karşılığı adli para cezası verildiği, TCK 52/2 ve 50/1-a maddeleri gereğince, günlüğü 20 TL den 1.500,00-TL adli para cezasına çevrildiği, bankaca yapılan istihbarat çalışması neticesinde haczedilen söz konusu menkullerin, diğer davalı …’ın “…, … Sokak, No:.. Menemen İzmir” adresinde olduğunu istihbar edilmesi üzerine, Menemen İcra Müdürlüğünün … Tal. Sayılı dosyası üzerinden, davalı … ın adresine hacze gidildiği, 30/07/2017 tarihli haciz tutanağında ve haciz mahalinde, çekilen fotoğraflardan da bankaya rehinli ve hacizli olan menkullerin, haciz mahalinde bulunduğu, … firması resmi faaliyet yerinin ve resmi faaliyet konusunun dışında Menemen adresinde tamamen davalı …’in menkullerini saklamakta ve …’in faaliyetine devam etmekte olduğu, firmanın sadece isminin değişmiş olduğu, aynı işle ve aynı işçileri kullanarak, faaliyetine devam ettiği, … firmasının ortakları; …, …, …, … ve … olduğu, daha sonra diğer ortaklar hisselerini …’ye devrettiği, devrin 05/05/2016 tarihli ticaret sicil gazetesi ile tescil ve ilan edildiği, … firması ile çay paketleme alanında, faaliyet göstermek üzere … Menderes adresinde kurulan bir firma olduğu, … firmasının ortakları, … ve … olduğu, daha sonra … tüm hisselerini …’ya devrettiği, şirketin tek ortaklı hale geldiği, bu devir sözleşmesinin 30/05/2016 tarihli ticaret sicil gazetesinde, tescil ve ilan edildiği, davalılardan … e ait, İzmir ili … İlçesi … ada … parsel … cilt no … sayfa … nolu bağımsız bölümde kayıtlı taşınmaz, diğer davalı … tarafından icra kanalı ile yapılan satıştan alınmış olup, aynı adreste, aynı iş, aynı çalışanlar ile işletme faaliyetlerini devam ettirildiği, firmanın bu şekilde bir satın alma yaparak, hiç bir değişiklik olmadan, … firmasının devamı gibi aynı iş kolunda faaliyetlerine devam ettiği, … firmasının alacaklılarına göstermelik olarak, “… Mah. … Sokak No:… … İZMİR” adresinde faaliyeti halen devam etmekte olduğu, firmanın asıl faaliyetlerini … firması üzerinden yürüttüğü, bankaya hacizli ve rehinli menkulleri buraya saklayarak kanuna karşı hile teşkil eden fiillerde bulunduğu, firmalar arasında organik bağ olduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin tüm alacak ve faiz hakları saklı kalmak şartıyla 100.000,00 TL nin davalılardan alınmasını talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Usul Yönünden: Davacı/alacaklı, asıl borçlu ….ne açılmış bulunan ticari kredinin teminatı olarak keşide olunan 10.12.2015 ödeme tarihli iki adet senedin tahsilini teminen İzmir … İcra Md.nün … E. sayılı dosyasında girişmiş olduğu icra takibinde borca yetecek haczi kabil mal bulunamadığı gerekçesiyle, davalı … ile asıl borçlu arasında organik bağ bulunduğunu iddia ederek, davalının mal, hak ve alacaklarının ihtiyaten haczi ile bilahare satılarak borca mahsup edilmesini talep ettiği, işbu dava İzmir … İcra Md.nün … E. sayılı dosyasındaki davacı bankanın, borçlu/müflis … A.Ş.den olan alacağının tahsilini temin amacına matuftur olduğu, ancak, dava dosyası içindeki İzmir … İcra Md.nün … E. sayılı dosyasından da anlaşılacağı üzere, asıl borçlu/davalı … hakkında 31.01.2018 tarihi itibariyle, Karşıyaka As. Tic. Mah.nin … E. sayılı dosyasında iflas kararı verilmiş olup, Karşıyaka İflas Müdürlüğünün … sayılı dosyasında da iflasın açılmasına karar verildiği, icra İflas Kanunu m. 193 gereğince “İflasın açılması, borçlu aleyhinde haciz yoluyla yapılan takiplerle teminat gösterilmesine ilişkin takipleri durdurur. İflas kararının kesinleşmesi ile bu takipler düşer” iflasın tasfiyesi müddetince müflise karşı birinci fıkradaki takiplerden hiçbiri yapılamaz.” O halde, asıl borçlu … A.Ş. hakkında açılmış olan İzmir … İcra Md.nün … E. sayılı takip dosyası durduğu, nitekim icra dosyasında da takibin durdurulmasına karar verildiği, iflas külli bir cebri icra yolu olduğundan iflas tasfiyesi sırasında icra takibi yapılması mümkün olmadığı gibi, iflasın açılmasından önce açılmış icra takiplerine devam etmekte mümkün olmadığı, . zira, iflasın açılması ile birlikte müflisin bütün alacaklıları, alacaklarını iflas masasına yazdıracaklar ve iflas masasının tasfiyesi sonucunda elde edilecek para ile tatmin edileceği, o halde işbu takipteki alacağın tahsilini teminen hiçbir icra işlemi yapılamaycağı, bu yönden davanın öncelikle durdurulması, bilahare reddinin gerektiği, keza İ.İ.K. m. 194 gereğince de “Acele haller müstesna olmak üzere müflisin davacı … davalı olduğu hukuk davaları durur ve ancak alacaklıların ikinci toplanmasından on gün sonra devam olunabilir.” davacı, mahkemedeki işbu davayı 24.01.2018 tarihinde açmış olup, iflasın açıldığı 31.01.2018 tarihi itibariyle müflis hakkındaki tüm davalar (yasada belirtilen istisnalar dışında) durduğu, buna rağmen, mahkemece 08.03.2018 tarihli tensip kararı ile davaya devam olunarak ihtiyati haciz kararı verilmiş ve bu ihtiyati haciz kararına dayanarak 21.03.2018 tarihinde müvekkil … Ltd. Şti. ile …’nun tüm mal, hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verildiği, asıl borçlu hakkında iflas kararı verilip, iflasın açılmasına rağmen, sayın mahkemenin davaya devam ederek, ihtiyati haciz kararı vermesi açıkça usul ve yasaya aykırı olduğu, bu nedenle dahi, iflasın açıldığı 31.01.2018 tarihinden sonra yapılmış tüm usul işlemlerinin kaldırılmasının gerektiği, kaldı ki, davalı … yönünden açılan davanın hiçbir dayanağının olmadığı, davalı ….nin tek ortağı ve yetkilisi olup, asıl borçlu … ile organik hiçbir bağı bulunmadığı, davacı tarafından da böyle bir iddia ileri sürülmediği gibi, delil de gösteremediği, esasen birtüzel kişi ile bir gerçek kişinin organik bağ içinde olduğunun ileri sürülmesi, hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi, akıl ve mantık kurallarına da aykırı olduğu, bu nedenle, davalı … hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiği,
Esas Yönünden: davalı şirket ortaklar kurulunca 01.05.2016 tarihinde alına bir karar ile “… Mah. … Sok. No:…, …, …/İzmir adresinde strafor üretimi için kullanılmak üzere şube işyeri açılmasına” karar verilmiş olup, işbu karar Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 30.05.2016 tarihli sayısında tescil ve ilan olunmuştur. Keza işyeri, 26.05.2016 tarihinde SGK’ya da tescil ettirildiği, şube açılması kararında belirtilen “… Mah. … Sok. No:…, …, …/İzmir” adresi, şube açılıp, faaliyete geçmesinden sonra, belediye tarafından yapılan numarataj çalışması neticesinde “…, … Sok. No:…, …/İZMİR” şekline dönüştürülmüş olup, davalı şirket adres değişikliği yapmamış, aksine 2016 yılından beri aynı yerde faaliyetine devam ettiği, davacı, 06.04.2016 tarihinde borçlu … A.Ş.de yapılan haciz esnasında bankalarına rehinli 31 adet menkulden 13 adedinin yerinde bulunmadığını, 05.05.2016 tarihinde yapılan muhafaza işlemi sırasında ise söz konusu rehinli mallardan sadece 9 adedinin kaldığını, borçlu şirkette olmayan bu menkullerin müvekkil şirkette olduğunu iddia ettiği, yukarıda da açıklandığı üzere, davalı şirketin …nde şube açması 2016 Mayıs ayının sonları olduğu, dolayısı ile borçlu şirkette olmayan mahcuzların henüz açılmamış davalı şirkete ait şubeye getirilmesi fiilen mümkün olmadığı, davalı şirketin işbu şube adresinde haczedilen ve fotoğrafları çekilen menkul mallar ile borçlu ….de haczolunan menkullerin hiçbir alakasının olmadığı, haciz mahalli, …ne ait bir işyeri olup, haczedilen makinelerden; -… Köpük kalıp makinası ve köpük karıştırma makinası, 11.05.2016 tarihinde ….den hurda vaziyette satın alınmış ve 17.08.2016 tarihinde de … tarafından montajı yapılarak, çalışır hale getirildiği, işbu makinanın “etiketi, markası ve ayırıcı özelliği olmayan, toplama tabir edilen, markasız plastik enjeksiyon makinası” olduğu bilirkişi raporu ile de tespit edildiği, keza işbu makinaya 26.09.2016 tarihinde ….den 9 (adet) yeni enjektör alınmış ve mevcutlarında bakımı yapıldığı, haczedilen … marka Forklift ise 19.09.2016 tarihinde … firmasından satın alınmış olup, borçlu şirket ile alakası bulunmadığı, markasız buhar kazanı ise 10.05.2016 tarihinde ….nden satın alınmış olup, borçlu şirket ile hiçbir ilişkisinin olmadığı, haczedilen menkullerin ise borçlu … A.Ş.ne ait olduğuna dair somut hiçbir delil bulunmadığı, davalı şirket ile borçlu … A.Ş. arasında organik bağ bulunduğu tamamen afaki bir iddia olup, gerçeklerle alakasının olmadığı, her iki şirketin ortakları arasında ayniyet olmadığı ticaret sicil kayıtları ile sabit olduğu, her iki şirketin faaliyet konuları da aynı olmadığı, borçlu şirket PVC üretim sektöründe faaliyet gösterirken, müvekkil şirket strafor üretim sektöründe faaliyet gösterdiği, davalı şirket çay sektöründe faaliyette bulunmak üzere kurulmuş ise de, ithal çay üzerindeki yüksek gümrük vergileri nedeniyle kar marjının giderek düşmesi üzerine, ortaklar toplanarak strafor üretim sektöründe de faaliyette bulunmaya ve bu amaçla …nde bir şube açmaya karar verdiği, bu karar tamamen ticari gayelerle alınmış bir karar olduğu, borçlu şirket ile hiçbir ilgisinin olmadığı, davalı şirketin, borçlu şirkete ait bir taşınmazı icra dairesince yapılan açık artırmadan satın almış olması, iki şirket arasında organik bağ olduğuna dair delil olarak sunmak, büyük bir mantık hatası olduğu, keza, borçlu şirketin faaliyetine son vermesi nedeniyle işsiz kalan bazı çalışanların, müvekkil şirkette çalışmak için başvurması üzerine, müvekkilin de onları işe alması, tamamen onların tecrübe ve bilgilerinden yararlanmak maksatlı olup, iki şirket arasında organik bağ olduğunu göstermediği, davacı tarafından, her iki firmanın yetkililerinin hemşehri olmalarının organik bağ iddiasına delil olarak gösterilmesini ise mahkemenin takdirine bıraktığı, davalı şirket ile borçlu şirket arasında hiçbir organik bağ olmadığı gibi, müvekkil şirket … A.Ş.nin devamı niteliğinde de olmadığı, davalı şirket kendi adına ticari faaliyet yürüten, bağımsız ve bağlantısız bir firma olup, davacının iddiaları tamamen dayanaksız olduğu, bu nedenle davanın reddini talep etmiştir.
Dava; fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, davacı … Bankası tarafından, kredi borçlusu davalının muvazaa, kanuna karşı hile ve nam-ı müstear ile diğer davalılar adı altında faaliyetine devam ettiği ve ayrıca 5411 sayılı yasanın, bankaya vermiş olduğu yetkilerde göz önünde bulundurularak, fazlaya ilişkin tüm alacak ve faiz hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla kredi borçlularının bankaya olan borçlarından şimdilik 100.000,00 TL nin fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak kaydıyla, davalılardan müştereken ve müteselsilen, tahsiline yönelik açılmış banka alacağından kaynaklı davadır.
Soya içinde 09/05/2015 tarihli 2.5000,000,00 TL tutarlı, 1704/2012 tarihli 2.750.000,00 USD tutarlı, 02/07/2012 tarihli 2.750.000,00 USD tutarlı, 07/11/2012 tarihli 4.750.000,00 USD tutarlı genel ticari kredi sözleşmesi, Karşıyaka … Noterliğinin 10/12/2015 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi, İZmir … İcra Müdürlüğü … sayılı takip dosyası, Karşıyaka … Asliye Ceza Mahkemesi … Esas sayılı dosyası, Menemen İcra Müdürlüğü … Talimat sayılı dosyası, Karşıyaka … İcra Müdürlüğü … Talimat sayılı dosyası, ticaret sicil kayıtları, Karşıyaka İflas Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası, İzmir Bölge Adliye Mahkemesinin …. HD nin … Esas … Karar sayılı ilamı, dosya içinde hazır edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı banka ile, davalı … arasında, kredi ilişkisinin bulunduğu, davaya konu edilen İzmir … İcra Müdürlüğü … sayılı takip dosyasında, alacak sebebi olan senetlerinde, taraflar arasındaki kredi sözleşmesinin teminatın olarak düzenlendiği, davacı tarafında kredi sözleşmelerine dayanak olarak, davalı şirket aleyhine Karşıyaka … İcra Müdürlüğü … sayılı dosyası ile, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığı ve davalı şirket ile, davalı … ile davacı banka arasında, 15/01/2016 tarihinde “kredilerin yeniden vadelendirilmesi protokolü” imzalanmış olup belirtilen kredi sözleşmelerindeki borçların vadelendirildiği ve 15/01/2016 tarihinde itibaren 1 yıl ertelemeli olarak ödeme planında gösterilen tarih ve tutarlarda ödeneceğinin belirtildiği, ve protokolüm ödeme planında da görüleceği şekilde, davalı şirketin il ödeme tarihinin 15/01/2017 tarihi olduğu, davacı tarafça muaccel olmayan alacakla için icra takibinin başlatıldığı ve Karşıyaka … İcra Hukuk Mahkemesi … sayılı takip dosyasında, davalı tarafça icra takibinin, iptali davası açılmış, ilk derece mahkemesi, davanın kısmen kabulüne karar vermiş ise de, istinaf başvurusu üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi …. HD nin … esas … karar sayılı ilamı ile, açılan davanın kabulüne dair karar verilmiş ve söz konu ilamda ” … Borçlu davacı, borcun imhal (erteleme) edildiğini ve buna dair kredilerin yeniden vadelendirilmesi protokolü başlıklı protokol düzenlendiği, buna göre borcun muaccel olmadığını iddia edip, alacaklı bankanın protokole itirazı bulunmamakta olup, davanın kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, bilirkişi incelemesi yaptırılarak, bir kısım alacaklar için icranın geri bırakılmasına karar verilmesinin yerinde olmadığına karar verildiği” denilerek davanın kabulüne karar verilmiş ve bu karar hakkında, davacı tarafça yapılan temyiz başvurusu reddedilerek Yargıtay … HD nin … esas … karar sayılı ilamı ile onanmış ve kesinleşmiş olup ve Karşıyaka … İcra Müdürlüğü … sayılı icara dosyasında, takip tarihinin 26/04/2016 tarihi olduğu, davaya konu İzmir … İcra Müdürlüğü … sayılı takip dosyasında takip tarihinin ise 18/03/2016 tarihi olduğu, tüm açılananların ışığı altında asıl kredi borcunun muaccel olmayan bir tarihten daha önce, kredi borcuna teminat olarak düzenlenmiş olan senetler ile icra takibi başlatılmış olmakla, muacceliyet şartı gerçekleşmediğinden, tüm dosya içeriği dikkate alınarak, muacceliyet şartı gerçekleşmediğinden, dava erken açılmakla, usulden reddine karar verildiğinden, davalılar lehine vekalet ücretine takdir etmek gerekmiş, usulden ret edildiği içinde, AAÜT nin 7. Maddesi uyarınca, 2 . Kısmının 2. Bölümünde yazılan miktarı geçmemek üzere maktu vekalet ücreti vermek gerekmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Muacceliyet şartı gerçekleşmediğinden, dava erken açılmakla USULDEN REDDİNE;
2-Peşin alınan 1.707,75 TL harçtan maktu red harç tutarı olan 59,30 TL’nin mahsubu ile fazladan alınan 1.648,45‬ TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde DAVACI TARAFA İADESİNE.
3-Dava tamamen reddedildiğinden davacı tarafın yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
4-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, dava tamamen reddedildiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı …’ye verilmesine.
5-Davalı … Tic. Ltd. Şti kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, dava tamamen reddedildiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı … Tic. Ltd. Şti’ye verilmesine.
6-Davalılar yargılama gideri yapmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-HMK.nun 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 6100 sayılı yasanın 345. Maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süresi içerisinde Bölge İstinaf Mahkemesine başvuru yolunun açık olduğu açıkça okunup usulün anlatıldı. 01/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır