Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1050 E. 2021/360 K. 09.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1050
KARAR NO : 2021/360

DAVA : Elatmanın Önlenmesi (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/09/2017
KARAR TARİHİ : 09/04/2021

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;

İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin “… Mahallesi, … Caddesi, No:…, ….-İzmir” adresinde bulunan ve tapuda İzmir İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada bitişik …, … ve … parsel numaralarda kayıtlı taşınmazın sahibi olduğunu, davalı şirketlerden … … San. ve Tic A.Ş.’nin 2014 yılında şirket bölünmesi yöntemiyle bölündüğünü ve …, …, … parsel sayılı taşınmazların bu şirkete hasredildiğini, pay sahipleri arasındaki mutabakat ve imzalanan protokoller uyarınca karşılıklı pay devirleri ile davalı … … San. ve Tic. A.Ş.’nin … ailesine ve müvekkili … Yapı San. ve Tic A.Ş. grubuna bırakıldığını, yine aradaki mutabakat uyarınca davalı … … San. ve Tic. A.Ş.’nin şirket bölünmesini izleyen 1 yıl içinde bu taşınmazları tüm yapı ve teçhizatıyla boşaltarak müvekkiline teslim etmeyi kabul ve taahhüt ettiğini ancak mutabakata aykırı olarak bugüne kadar taşınmazın boşaltılıp müvekkiline teslim edilmediğini ve … … San. ve Tic. A.Ş.’nin taşınmazda haksız işgalci durumuna düştüğünü, sicil kayıtları incelendiğinde … … San. ve Tic. A.Ş.’nin ve diğer şirketlerin taşınmaz adresinde faaliyetlerini sürdürdüklerinin görüleceğini, müvekkili tarafından İzmir … Noterliği’nin 02/12/2015 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile taşınmazın haksız kullanımın sonlandırılmasının istendiğini belirterek, davalıların …, …, … ve … parsel numaralı taşınmazdaki haksız işgallerinin sona erdirilmesine, taşınmazın boş olarak müvekkiline teslimine, şimdilik 10.000,00 TL ecrimisil tazminatının 02/12/2015 ihtarname tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Davalılar vekili cevap süresinin uzatılması isteğini içeren 20/10/2017 tarihli dilekçesi ile; davaya ilişkin isteğin zaman aşımına uğradığını belirtmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile özetle; TMK’nın 995. maddesine göre haksız işgalde bulunan kimsenin kötü niyetli olması ve söz konusu taşınmaz üzerinde ecrimisile konu tasarrufta bulunma hak ve yetkisine sahip olmaması gerektiğini, müvekkillerinin dava konusu yeri davacı tarafça dosyaya sunulan protokollerin tanıdığı haklar doğrultusunda kullandığını, dava konusu taşınmaza daha öncesinde uzun süre ile sahip olan ve protokoller gereğince iş anlaşmaları kapsamında kullanan müvekkilleri açısından kötü niyet şartının gerçekleşmediğini, 05/12/2011 tarihli protokolün 5/b maddesi gereğince müvekkillerinin bu taşınmazları yapılan anlaşmaya dayalı haklar doğrultusunda kullandıklarını, 05/02/2009 tarihli protokolde planlanan şirket bölünmesinin planlanan tarihten çok sonra 2013 tarihinde gerçekleştiğini, dolayısıyla 2012 tarihinde tahliye tarihine ilişkin hükmün kendiliğinden geçersiz olduğunu ve taraflar arasındaki anlaşmaya göre ertelendiğini, müvekkillerinin protokol gereği edimlerini yerine getirdiklerini, müvekkillerine çekilen ihtarnamenin 15/12/2015 tarihli olduğunu, davanın 13/09/2017 tarihinde açıldığını, dava için bu kadar süre beklenmesinin nedeninin davacının müvekkillerine taşınmazı kullanmaya ilişkin verdiği zımni muvafakat olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkillerinin mülkiyetinde olan bina ve ekipmanların ve rafine fabrikasının sökülmesi ve taşınmasının ciddi anlamda süre ve masraf gerektireceğini, bu nedenle mülkiyetinin müvekkillerine bırakıldığı protokollerde açıkça kabul edilen bina ve ekipman değerinin mahkemece dikkate alınması, ekipmanların sökülerek taşınması ve bu süreçte yaşanacak kazanç kayıplarının da o yönde karar verilecek olduğu halde ecrimisil bedelinden mahsubu gerektiğini, bu bedelin ecrimisilden fazla olması halinde müvekkillerine ödenmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER ;
Tapu kaydı, protokol ve ek protokol, keşif ve bilirkişi raporu.
GEREKÇE ;
Dava; haksız işgalin sona erdirilmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.
Dava dosyası İzmir … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 26/04/2018 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı kesinleşen görevsizlik kararı ile birlikte mahkememize gönderilmiştir.
Aldırılan bilirkişi raporu üzerine mahkememizce dava konusu taşınmazların dava tarihi itibariyle belirlenen değerleri üzerinden tamamlanması gereken 302.184,84 TL peşin karar ve ilam harcının davacı tarafça yatırılması üzerine davaya heyetçe bakılmasına karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; “05/02/2009 tarihli protokoldeki tahliye tarihine ilişkin düzenlemenin geçerliliğini koruyup korumadığı, mülkiyeti davacıya ait olan ve İzmir İli, … İlçesi, … Mahallesinde bulunan, tapuda … ada bitişik …, … ve … parsel numaralarda kayıtlı taşınmazda davalıların haksız işgallerinin bulunup bulunmadığı, haksız işgal var ise buna ilişkin istenebilecek tazminat miktarının ne olacağı, davalıların davacıdan takas ve mahsuba konu alacaklarının bulunup bulunmadığı” konularındadır.
Davacı, davalılara İzmir … Noterliği’nden gönderdiği 01/12/2015 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile; “dava konusu taşınmazları en geç 31/12/2015 tarihine kadar tahliye etmelerini” bildirmiş, bu ihtarname ile ayrıca kullanım bedeline ilişkin haklarını saklı tutmuştur.
Bilirkişi heyeti 31/04/2020 tarihli raporlarında özetle; sözleşmenin 5.b maddesi ile kullanım bedeli konusunda taraflar arasında bir anlaşma sağlanamaması durumunda …’in …, …, …. parsel sayılı taşınmazları 31/12/2012 tarihi itibariyle tahliye etmesi gerektiğinin düzenlendiğini, tapu kayıtlarına göre … ada, …, …, … parsel numaralı taşınmazların sahibinin davacı şirket olduğunu, … ve … parsellerin edinme tarihinin 18/11/2013 ve … parselin edinme tarihinin 28/03/2014 olduğunu, dosyada 31/12/2012-31/12/2015 döneminde ücret karşılığında bir kullanımın varlığına ilişkin tespit yapılamadığını, 31/12/2015-19/03/2017 tarihleri arasında istenebilecek ecrimisil bedelinin 416.810,00 TL olduğunu, keşif tarihi itibariyle dava konusu tesisin davalı … tarafında kullanıldığını ve haksız işgalin devam ettiğini, …, …, … parsellerde yer alan taşınmazların kullanımının pek mümkün olmadığını dolayısıyla ekipmanların taşınması sırasında ekonomik değer taşımayacağını, parseller üzerinde yer alan makinelerin yıpranma payı göz önüne alınarak toplam değerinin 1.616.562,50 TL civarında olduğunu, davalılara ait makinelerin sökülerek başka bir yere taşınmasının mümkün olduğunu bildirmişlerdir.
Bilirkişi raporu somut olaya uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmuştur.
Davacı vekili 10/07/2020 tarihli dilekçesi ile; davanın sadece parsellerin müvekkiline ait olduğuna ilişkin olduğunu, taşınmaz üzerindeki yapılara ilişkin isteklerinin bulunmadığını, 05/12/2011 tarihli protokol gereğince taşınmazlar üzerinde bulunan yapıların davalı tarafa ait olduğunu, tahliye halinde davalı tarafça götürülmelerinin öngörüldüğünü belirtmiştir.
Davalılar vekili 08/07/2020 tarihli dilekçesi ile; protokol gereği taşınmazın boş olarak inşaata hazır teslim edileceği dikkate alındığında cevap dilekçesinde mahsup isteklerinin de bulunması nedeniyle ekipmanların kaldırılması için yapılacak masrafların bedelinin ne olacağına ilişkin raporda tespit yapılmadığını, haksız işgal olduğuna ilişkin tespiti kabul etmediklerini, haksız işgalde bulunan kişinin kötü niyetli olması ve taşınmazda tasarrufta bulunma hak ve yetkisinin olmaması gerektiğini, müvekkilleri yönünden kötü niyet şartının gerçekleşmediğini, 2015 yılında haksız işgale ilişkin ihtarname çekilmesine rağmen 2017 yılında dava açılmasının davacının taşınmazın kullanımına zımni muvafakati olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir.
“… San ve Tic A.Ş.’de Şirketin Bölünmesine ve Şirket Taşınmazlarının Tasarruf Yetkisine İlişkin Niyet Protokolü” başlıklı 05/02/2009 tarihli protokol incelendiğinde; … … San. ve Tic A.Ş. ile (… …, … …, … …) arasında düzenlendiği, konusunun; “tarafların hissedar oldukları …’de ileride şirketin bölünmesine, bölünme işlemi sırasında tarafların ve şirket taşınmazlarının durumuna ve şirket taşınmazlarının genel olarak tasarruf yetkisine” ilişkin olduğu; 3/b maddesinde; “… ve … parsellerin mülkiyeti bölünme ile yeni kurulacak şirkete geçecek olmakla birlikte; bu iki taşınmaz üzerinde kurulu bulunan zeytin işletmesi ve zeytinyağı rafine fabrikası ve taşınmazların tapuda kayıtlı mütemmim cüzlerinin ve diğer tüm ekipmanların mülkiyeti ve tasarruf yetkisi …’de kalacak, bölünme işlemi sırasında taşınmazların tapu kaydında gerekli düzeltme ve terkin yapılacaktır.” dendiği görülmüştür.
“… … San ve Tic A.Ş.’de Şirket Bölünmesine İlişkin Hissedarlar Arası Ek Niyet Protokolü” başlıklı 05/12/2011 tarihli ek protokol incelendiğinde; … … San. ve Tic. A.Ş. ile Bilginoğulları (… …, … …, … …) arasında düzenlendiği, protokolün konusunun 05/02/2009 tarihli Şirketin Bölünmesine ve Şirket Taşınmazlarının Tasarruf Yetkisine İlişkin Niyet Protokolü’nün uygulamaya konulmasına ilişkin olduğu, 4. maddesi ile; “tarafların, … ve … parsel sayılı taşınmazların ayni sermaye olarak gösterileceği yeni bir şirket kurulmak suretiyle …’in bölünmesi konusunda mutabık kaldıkları, …’in mevcut hissedarlarının aynı sermaye oranı ile hissedar olacakları “…” unvanlı yasal asgari sermayeli (50.000,00 TL) yeni bir şirket kurulacağı, yeni şirket kuruluşunun ardından …, …, … parsel sayılı taşınmazların mülkiyetinin yeni şirkete geçişi için yasal izin prosedürünün başlatılacağı”; 5. maddesi ile; “…, …, … parsel sayılı taşınmazların 31/12/2012 tarihine kadar … tarafından herhangi bir kullanım bedeli ödenmeksizin kullanılacağı, 31 Aralık 2012 tarihinden sonra taşınmazların bir kullanım bedeli karşılığında … tarafından kullanılmasına izin verileceği, kullanım bedelinin 31 Aralık 2012 tarihinden en geç üç ay öncesinde taraflar arasında bilahare kararlaştırılacağı, kullanım bedeli konusunda taraflar arasında bir anlaşma sağlanamaması durumunda …’in …, …, … parsel sayılı taşınmazları 31/12/2012 itibari ile tahliye edeceği; parsel üzerinde bulunan tüm rafinasyon ve tüm tesisler ile tüm çelik konstrüksiyonları sökerek parseli boş ve inşaata hazır halde teslim edeceği” kararlaştırılmıştır.
Davacı vekili 29/03/2021 havale tarihli dilekçesi ile; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak saklı tutarak, toplam 416.810,00 TL’nin 02/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili her ne kadar dilekçesinde HMK’nın 107. maddesi gereğince davanın belirsiz alacak davası olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin ıslah hakkını saklı tutmuş ise de; dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olduğu yönünde herhangi bir ibare bulunmadığından, 29/03/2021 havale tarihli dilekçesi ıslah dilekçesi olarak kabul edilmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 995. maddesinde; “ İyiniyetli olmayan zilyet, geri vermekle yükümlü olduğu şeyi haksız alıkoymuş olması yüzünden hak sahibine verdiği zararlar ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünler karşılığında tazminat ödemek zorundadır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan taşınmaz sahibinin, taşınmazın sahibi olmayan kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat türüdür. Madde ile; iyi niyetli olmayan zilyedin geri vermekle yükümlü olduğu şeyi haksız olarak alıkoymuş olması yüzünden hak sahibine verdiği zararlar ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünler karşılığında tazminat ödemek zorunda olduğu düzenlenmiştir. Nitekim; Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun 08/03/1950 tarihli ve 22/4 sayılı içtihadı birleştirme kararında da; “haksız işgalin, tarafların karşılıklı ve birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile bir haksız eylem sayılması gerektiği, başkasının taşınmazını haksız olarak işgal edip kullanmış olan kötü niyetli kimsenin taşınmazı haksız olarak elinde tutmuş olmasından doğan zararları ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal ettiği semereleri tazmin ile mükellef olduğu” ifadeleri ile bu husus vurgulanmıştır. Aynı kararda kötü niyetli zilyet “eşya üzerindeki hakimiyetinin bir hakka dayanmadığını, diğer bir anlatımla zilyetliğinin hakka uygun bulunmadığını bilen ya da somut olayın özelliklerine göre bilmesi gereken kişi” olarak tanımlanmıştır.
Yerinde yapılan keşif, aldırılan 31/04/2020 tarihli bilirkişi raporu, taraflar arasında imzalanan 05/02/2009 tarihli protokol ve 05/12/2011 tarihli ek rapor ile tüm dosya içeriğine göre; davacının tapuda İzmir İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada bitişik …, …, … parsel numaralarda kayıtlı taşınmazın sahibi olduğu, bu taşınmazın 05/02/2009 tarihli protokol ve 05/12/2011 tarihli ek protokol hükümleri gereğince bölünen davalı … … San. ve Tic A.Ş.’nin kullanımına tahsis edildiği, bu protokol ve ek protokol ile davalı … … San. ve Tic. A.Ş.’nin … ailesine ve davacı … Yapı San. ve Tic A.Ş. grubuna bırakıldığı, davalı … … San. ve Tic. A.Ş.’nin şirket bölünmesini izleyen 1 yıl içinde bu taşınmazları boş olarak (tüm yapı ve teçhizatıyla birlikte boşaltarak) davacıya teslim etmeyi taahhüt ettiği, 05/12/2011 tarihli ek protokolde taşınmazın tahliye tarihinin “31/12/2012” olarak kararlaştırıldığı ancak dava tarihi itibariyle davalı tarafça henüz tahliyenin gerçekleştirilmediği belirlenmiştir. Davalılar vekili her ne kadar olayda “kötü niyetin gerçekleşmediğini” savunmuş ise de; 05/12/2011 tarihli ek protokolde dava konusu taşınmazı 21/12/2012 tarihinde boş olarak teslim etmeyi kabul ve taahhüt eden davalı tarafın, bu tarihten sonra taşınmaz üzerindeki kullanımının yani zilyetliğinin bir hakka dayanmadığını bilmediğinin söylenemeyeceği, bu nedenle de TMK’nın 3. maddesi uyarınca, mevcut durumun gereklerine göre kendilerinden beklenen özeni göstermeyen davalıların iyi niyet iddiasında bulunamayacakları kabul edilmiştir. Davalıların 21/12/2020 tarihinden sonra dava konusu taşınmazda haksız işgalci durumunda oldukları, haksız işgalin sona erdirilmesi koşullarının oluştuğu ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davacı tarafın 31/12/2015-19/03/2017 tarihleri arası için 416.810,00 TL ecrimisil tazminatına hak kazandığı anlaşıldığından, haklı görülen davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davalılar vekilinin takas mahsup isteğine gelince; taraflar arasında imzalanan 05/12/2011 tarihli protokolün 5/ b maddesi ile davalı taraf dava konusu parselleri “üzerinde bulunan tüm rafinasyon ve tüm tesisler ile tüm çelik konstrüksiyonları sökerek boş ve inşaata hazır halde teslim edeceğini” kabul ve taahhüt etmiş olup, davacı taraf da bu düzenlemeye dayalı olarak parsellerin boş olarak teslim edilmesini istemiş olduğundan, davalı tarafın takas mahsup koşullarının bulunmadığı kanaatine varılmış, buna ilişkin istek haklı görülmemiştir.
Her ne kadar ecrimisil tazminatlarına kademeli olarak faiz uygulanabilecek ise de; davalı taraf 01/12/2015 ihtar tarihinde henüz haksız şagil durumunda olmadığından, protokole göre tahliyenin gerçekleşmesi gereken tarih 31/12/2015 olup, bu tarih ihtar tarihinden sonraki bir tarih olduğundan, temerrütün ihtarla oluşmadığı kabul edilmiş; davacı tarafın kademeli faiz isteği de bulunmadığından, tazminata dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmüştür.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın KABULÜNE;
a-Davalıların, dava konusu tapuda İzmir İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada bitişik …, …, … parsel numaralarda kayıtlı taşınmazlardaki haksız işgallerinin sona erdirilmesine, taşınmazların boş olarak davacıya teslimine,
b-416.810,00 TL ecrimisil bedelinin dava tarihi olan 13/09/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken ‭1.244.042,67 TL nispi ilam harcından, 1.707,75 TL peşin harcın, 302.184,84 TL peşin harcın ve 6.950,00 TL tamamlama harcının düşülmesi ile kalan ‭‭933.200,08‬ TL karar ve ilam harcının davalılardan alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacının yatırmış olduğu, 31,40 TL başvurma harcı, 1.707,75 TL peşin harç 302.184,84 TL peşin harç ve 6.950,00 TL tamamlama harcı toplamı olan ‭‭310.873,99‬ TL’nin davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu 271,10 TL’si tebligat-posta gideri, 3.600,00 TL’si bilirkişi ücreti, 628,00 TL’si keşif harcı, 600,00 TL keşif araç ücreti olmak üzere toplam 5.099,10 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 270.742,21 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/04/2021

Başkan …
E-imza

Üye …
E-imza

Üye …
E-imza

Katip …
E-imza