Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1042 E. 2022/815 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1042
KARAR NO : 2022/815

DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle)
DAVA TARİHİ : 14/09/2018
KARAR TARİHİ : 11/10/2022

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Davacılar vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili … yönetimindeki aracın 01/05/2012 tarihinde… plakalı, sürücüsü davalı … olan, davalı …. Tur Ltd. Şti.’ye ait olan araçla çarpıştığını, davalı … şirketinin kazaya sebep olan aracın trafik sigortacısı ve aynı zamanda kasko sigortacısı olduğunu; müvekkillerinin maddi ve manevi zararlarının ödenmesi için 08/08/2018 tarihli dilekçeleri ile davalı … şirketine başvuru yaptıklarını ancak 28/08/2018 tarihli cevapla ödeme yapılmayacağının bildirildiğini, kaza nedeniyle müvekkili …’nun yaralandığını, beyin kanaması geçirdiğini, yüzünün dağıldığını, hayati tehlike nedeniyle 15 gün yoğun bakımda tutulduğunu, çene kemiğinin darmadağın olduğunu, uzun bir tedavi ve ameliyat sürecine rağmen tam iyileşemediğini, yüzünde halen hasar ve gözünde sürekli görme kaybının söz konusu olduğunu; kaza üzerine Marmaris Sulh Ceza Mahkemesi’nin …. Esas ve …. Karar sayılı dosyasında dava açıldığını, verilen kararın kesinleştiğini, kazada sigortalı araç sürücüsü davalı …’ın asli kusurlu olduğunu, …’nun anne ve babası olan diğer müvekkillerinin bu kaza nedeniyle çok büyük acı ve şok yaşadıklarını, günlerce hastanede çocuklarının yaşamını kaybedeceği endişesini duyduklarını, davayı ileride arttırmak üzere açtıklarını, yapılacak inceleme sonucu alacağın miktarının ve değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesini mümkün olduğu anda isteklerini artıracaklarını, müvekkilinin kaza nedeniyle öğrenim hayatının aksadığını, o dönemde ayrıca üniversite sınavlarına hazırlandığını, kaza nedeniyle yeterli derecede çalışamadığını ancak Adana Kozan Meslek Yüksek Okulu Bilgisayar Programcılığını kazanabildiğini, bu bölümü bitirdiğini ancak görme kaybı nedeniyle mesleğini tam olarak yapamadığını, günlük işlevini yerine getirirken de birçok problem yaşadığını, alacağın belirsiz alacak niteliğinde olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi tazminatın, müvekkili … için 100.000,00 TL ve diğer müvekkilleri için ise her biri için 15.000,00’er TL manevi tazminatın kaza tarihinde itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacılar vekili 24/10/2018 tarihli dilekçesi ile; müvekkili … için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sürekli iş göremezlik tazminatı olarak 6.000,00 TL’nin, geçici iş göremezlik tazminatı olarak 500,00 TL’nin, tedavisinin devam etmesi nedeniyle dava tarihinden sonra ortaya çıkan ve ileri de harcanması muhtemel masraf ve tedavi giderleri kapsamında 500,00 TL’nin ve diğer müvekkillerinin ise Efe için yaptıkları ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi ve iyileşme giderleri kapsamında yol, yeme içme, barınma giderleri olarak 2.000,00 TL’nin (bu miktarın Güliz ve Rüstem’e verilmesi) tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacılar vekili 29/04/2020 tarihli değer artırım dilekçesi ile; davacı … için toplam 130.000,00 TL iş göremezlik tazminatının, davacı … için toplam 15.000,00 TL dava tarihinden sonra ortaya çıkan zorunlu giderlerinin ve Efe’nin anne ve babası olan diğer davacılar … ve … için kaza geçirenin yakını olmaları nedeniyle yaptıkları, yol, bakım, barınma, yeme-içme vs giderler olarak toplam 15.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; KTK’nın 97. maddesi gereğince müvekkiline usulüne uygun olarak başvuru yapılmadığını, maddi tazminat isteğinin açık ve net olmaması nedeniyle açıklanması gerektiğini, manevi tazminat isteğinin zaman aşımına uğradığını zira fiil tarihinden itibaren 1 yıl içinde ileri sürmesi gerektiğini, kazanın 01/05/2012 tarihinde gerçekleştiğini ayrıca manevi tazminat miktarının adalete uygun olması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere… plakalı aracın 03/11/2011-2012 tarihler arasında geçerli olmak üzere ZMMS poliçesi ve kasko poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacılara 13/12/2012 tarihinde 6.421,37 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin sorumluluğunun sigortasının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, öncelikle kusurun belirlenmesini ve müterafik kusur durumunun göz önünde bulundurulması gerektiğini, faizin hatalı olarak istendiğini, müvekkilinin temerrüte düşmediğini, davacının 16 yaşında ehliyetsiz ve kasksız bir şekilde motosiklet kullandığını ve motosiklete 2 kişi ile toplam 3 kişi olarak binerek istiap haddini aştığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Tur Nak Pet İnş San ve Tic Ltd.Şti vekili cevap dilekçesi ile özetle; kazanın üzerinden 7 yıla yakın bir sürenin geçtiğini, isteğin ve davanın zaman aşımına uğradığını, hak düşürücü süre içinde açılmadığını, kazanın bu denli ağır olmasının sebebinin davacının motosiklet sürücüsü olarak 16 yaşında olması, ehliyetinin bulunmaması ve motosiklete 3 kişi olarak binmesi ve kask takmaması olduğunu, müvekkili şirkete ya da araç sürücüsüne yüklenebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığını, kusur durumu konusunda rapor aldırılması gerektiğini, davacının sağlık durumuna ilişkin iddialarını belgelendirmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik, tedavi ya da diğer giderlerin SGK tarafından karşılandığını bu nedenle davalılardan istenemeyeceğini, maddi tazminat isteğinin reddi gerektiğini, manevi tazminat isteğinin de haksız ve fahiş olduğunu, kaza tarihinden itibaren faiz istenemeyeceğini, müvekkiline ait aracın trafik ve kasko sigortası bulunduğundan doğabilecek zararların ilgili sigortalardan tazmininin gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … cevap dilekçesi ile özetle; manevi tazminat yönünden fazlaya ilişkin hakların saklı tutulamayacağını, davacıların kötü niyetli olduğunu, dava dilekçesindeki iddiaların gerçeğe uygun olmadığını, davanın yetkili yerde açılmadığını, kazanın Marmaris’te olduğunu ve kendisinin Marmaris’te yaşadığını, bu nedenle Marmaris Mahkemelerinin yetkili olduğunu, zaman aşımı süresinin dolduğunu, kazada kusurunun bulunmadığını, kavşaktan ışıkların fasılalı yanıp söndüğünü, bu durumda kendisinin aracını durdurduğunu ve yol müsait olunca hareket ettiğini, davacının ise tam aksi şekilde hareket ettiğini, kask takmadığını, ehliyetinin olmadığını, kendisinin ve arkadaşlarının alkollü olduğunu, motosikletin hızlı gittiğini ve motosiklete 3 kişi bindiklerini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE ;
Dava; trafik kazasına dayalı maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nun genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1. fıkrasında; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Yine aynı kanunun 16. maddesinde; “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.”; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesi ile ZMSS Genel Şartlarının C.7. maddesinde ise; “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” düzenlemelerine yer verilmiş olup, bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahip olduğundan ve somut olayda; davacı vekili seçimlik hakkını davalı … şirketinin bir şubeden daha yetkili olan bölge müdürlüğünün bulunduğu İzmir Mahkemelerinde açtığından, mahkememiz yetkili olduğundan, davalı …’ın yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109/2. maddesindeki davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğmuş olması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunması halinde, bu sürenin maddi ve manevi tazminat istekleri için de geçerli olacağına ilişkin düzenleme uyarınca uzatılmış ceza zaman aşımı süresinin uygulanması gerekeceğinden, dava tarihi itibariyle bu süre henüz dolmadığından, davalı tarafın zaman aşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Yapılan ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlığın; “dava konusu 01/05/2012 tarihli kazanın oluş şekline göre kimin, ne oranda kusurlu olduğu, davacının müterafık kusurundan söz edilip edilemeyeceği, bu kaza nedeniyle davacı …’nun geçici ve sürekli iş göremezliğinin bulunup bulunmadığı, varsa süresinin ve oranının ne olduğu, davacı …’nun iş göremezliğine bağlı olarak maddi zararının ve yine tedavisinin devam ediyor olup olmamasına bağlı olarak dava tarihinden sonra ortaya çıkacak ve ileride yapılması muhtemel masraf ve tedavisi nedeniyle uğrayacağı maddi zarar miktarının ne olacağı, davacı …’nun anne babası olan diğer davacılar yönünden ise; bu davacıların, davacı … için yaptıkları ve SGK tarafından karşılanmayan yol, yeme içme, barınma gibi tedavi ve iyileşme giderlerinin bulunup bulunmadığı, varsa ne miktar olduğu, olayda manevi tazminat isteme koşullarının olup olmadığı, istenen manevi tazminat miktarının fahiş olup olmadığı, davalıların ileri sürülen dava konusu zarardan dolayı sorumlu olup olmadıkları, faiz başlangıç tarihinin ne olacağı, alacağın zaman aşımına uğrayıp uğramadığı” konularında olduğu belirlenmiştir.
Davacılar vekili yargılama sırasında verdiği 09/09/2022 tarihli dilekçesi ile; davalı … ile sulh olunduğunu, bu nedenle davadan feragat ettiklerini bildirmiştir.
Davacılar vekilinin vekaletnameleri incelendiğinde; davadan feragat konusunda yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Davalı … vekili 21/09/2022 tarihli dilekçesi ile; davacı vekili ile sulh olduklarını, vekalet ücreti ve yargılama isteklerinin bulunmadığını bildirmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 307. maddesinde; “Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.”; 309. maddesinde; “(1) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.”; 310. maddesinde; “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. “; 311. maddesinde; “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 309 ve devamı maddeleri gereğince feragat, davayı sonlandıran işlemlerden olup, hüküm kesinleşene kadar her zaman yapılabileceğinden, feragat beyanı verildiği anda kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağından ve etkisini de onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğuracağından, davacı tarafın davadan feragati nedeniyle tüm davalılar hakkında aşağıda yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Harçlar Kanunu’nun 22. maddesine göre davadan feragat ön inceleme duruşmasından sonra gerçekleştiğinden, karar tarihindeki maktu ve karar ilam harcının 2/3’ü oranına isabet eden ve bu orana isabet edip alınması gereken harç 53,80 TL olduğundan, peşin alınan 478,17 TL harçtan alınması gereken harcın düşülerek fazladan alınan ‭424,37‬ TL harcın karar kesinleştiğinde isteği halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafça yatırılan 2.835,00 TL tamamlama harcının karar kesinleştiğinde ve isteği halinde davacı tarafa iadesine,
5-Davalı …’nin vekalet ücreti isteğinde bulunmamış olması nedeniyle bu davalı yönünden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak, davalı …’ne verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayarak artan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, tarafların yokluklarında, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/10/2022

Katip …
¸E-imza

Hakim …
¸E-imza