Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/98 E. 2021/1041 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/634
KARAR NO : 2021/935

DAVA : Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 28/05/2018
KARAR TARİHİ : 19/11/2021

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Davacılar vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkillerinin, davalı kooperatifin üyesi olduklarını, davalı kooperatifin 06/05/2018 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısına müvekkillerinin katılmadıklarını, yokluklarında alınan kararın müvekkillerinden …’a 22/05/2018 tarihinde, …’e ise 23/05/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı kooperatifin söz konusu toplantısında 8 numaralı maddede; “… mevcut evi bulunan kat maliklerinin 100,00 TL sermaye payı karşılığında talep etmeleri halinde kooperatife üye olabileceklerine, kooperatif üyelerinden Haziran 2018 ayından itibaren aylık 100,00 TL aidat alınmasına, bu aidatların da sitenin ortak giderlerinin karşılanmasında kullanılmasına..” karar alındığını, bu kararın hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, zira; maddede üye alımı için kararlaştırılan sermaye payının çok cüzi ve komik bir rakam olduğunu, bu nedenle kooperatife haksız olarak üye alımına yol açacağını, kararın kötü niyetli bir karar olduğunu ve haksız yere kooperatif üye sayısının artmasına sebebiyet vereceğini, davalı kooperatif üyelerinden toplanan aidatların ancak ve ancak davalı kooperatif için harcanabileceğini, dolayısıyla davalı kooperatif üyelerinin kendilerinden alınan aidatla toplanan paraların kooperatif ile hiçbir ilgisi bulunmayan … için harcanmasının hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, davalı kooperatif ile söz konusu site arasında hukuken hiçbir bağın bulunmadığını, davalı kooperatifin … adada, sitenin ise …, …., … adada bulunduklarını ve komşu olduklarını, davalı kooperatife ait olan binanın yıllardır kooperatife ilgisi olmayan … çalışan hizmetlilere tahsis edildiğini ve buranın hizmetliler tarafından lojman olarak kullanıldığını, bu konuda alınmış herhangi bir izin veya karar bulunmadığını, yine davalı kooperatif binasına tahsis edilen elektrik ve su aboneliklerinin hiçbir izin veya yetki olmadan davalı kooperatif ile hiçbir ilgisi olmayan bu sitenin ortak alanlarında aydınlatma ve sulama için kullanıldığını belirterek, davalı kooperatifin 06/05/2018 tarihli genel kurul toplantısında alınan 8 numaralı kararın yargılama sonuna kadar uygulanmaması yönünde tedbir kararı verilmesine ve söz konusu kararın iptaline, dilekçede belirttikleri usulsüzlüklerin tespit edilerek, bu usulsüzlüklere son verilmesi adına gerekli işlemlerin yapılmasına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Davalı kooperatif yetkilisi cevap dilekçesi ile özetle; kooperatifin 11/12/1997 tarihinde kurulduğunu, 43 adet konut ve bir adet iş yeri (yönetim ve bekçi yeri) yaparak ferdileştiğini ancak sitenin girişindeki bağımsız bölümün ferdileşme sırasında kooperatif üzerinde kaldığını ve kooperatifin bu nedenle tasfiye halinde devam ettiğini, dava konusu kararın davalı kooperatifin 08/12/2014 tarihinde yaptığı genel kurul toplantısında alınan (6) numaralı kararın infazı niteliğinde olduğunu, zira; bu toplantının 6. maddesinde “kooperatif ortağının sitede bulunan binasının tapudan devrettiği ve kooperatifle temasını kestiği anlaşılan üyelerin hisselerini yeni tapu alan kişiye devrinin yapılmasına, satan kooperatif üyesinin kooperatiften çıkarılmasına, yeni alan hisse istemiyorsa kayıt yapılmadan eski ortağın kooperatiften 1163 sayılı KK ve kooperatif ana sözleşmesinin ilgili maddeleri doğrultusunda çıkarılması için yönetim kuruluna oy birliği ile yetki verilmesine” karar verildiğini, davacıların bu maddeye olumlu oy kullandıklarını, dolayısıyla dava konusu kararın bu toplantıda alınan kararın uygulamaya konulmasına ilişkin olduğunu, davacılardan …’ın komşularıyla geçimsizliği nedeniyle sitedeki evini sattığını, satış yaparken alıcıya girişteki evin mülkiyetinin kooperatif üzerinde olduğunu bildirmemesi nedeniyle alan kişi sonradan kooperatifteki hissenin de devrini istediğinde olumsuz yanıt verdiğini, esasında davacıların kooperatifte üye olmalarının da usulsüz olduğunu, para ödemeden, hiç bir üyenin hissesini devir almadan üye olduklarını, dolayısıyla bu şekilde usulsüz üye olanların üyelikten çıkarılması için 26/08/2018 tarihinde olağanüstü genel kurul yapılacağını, kooperatifin amacının inşaatını yaptığı sitenin bütün kat maliklerinin kooperatife üye yapılması olduğunu, şayet bütün site kat malikleri üye yapılamaz ise elbette ki bir harcama yapılmayacağını ve iptali istenen maddenin harcamalarla ilgili kısmının uygulanmayacağını, nitekim genel kurul tarihinden bu yana hiçbir üye kaydı yapılmadığını ve hiçbir harcama da yapılmadığını, kooperatif inşaatlarını bitirip ferdileştikten sonra bütün masrafların site olarak ortak ödendiğini ve bunu davacıların da bildiğini, nitekim 27/12/2015 tarihli genel kurulda davacılardan …’ün başkan olduğunu ve 6. maddede “kooperatif tasfiye halinde olduğundan ve giderleri site tarafından karşılandığından aidat alınmamasına” karar verildiğini, dolayısıyla kooperatif giderlerinin site olarak karşılanmak üzere site yönetimi tarafından kullanılacağının açıkça karar altına alındığını, yine kooperatif olarak inşaatlarını yaptıkları sitenin dış aydınlatmalarının ve kullanılan su bedellerinin tamamının site olarak ödendiğini ve bugüne kadar kooperatif olarak ödenmemiş su veya elektrik faturasından dolayı ilgili kurumlardan bir uyarı yazısı gelmediğini, kooperatif olarak inşaatını yaptıkları sitenin içindeki yolların kamuya terk olduğunu, dolayısıyla sokak aydınlatmalarının siteye devrinin mümkün olmadığını, ayrıca site ile ilgili kurumun sözleşme yapmadığını ve karşısında bir kurum istediğini, ileride sokak aydınlatmaları …’a devredildiğinde bu sorunun kendiliğinden kalkacağını, 05/012/2014 ve 06/05/2018 tarihli genel kurullarda alınan kararlara göre mahkeme kararına kadar yönetim kurullarınca üye kaydı yapılmayacağından tedbir kararına gerek olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE ;
Dava; davalı kooperatifin 06/05/2018 tarihli genel kurul toplantısında alınan (8) numaralı kararın iptali istemine ilişkindir.
Davalı kooperatifin 06/05/2018 tarihli genel kurul toplantısında davamızın konusu olan (8) numaralı karar alınmıştır. Bu kararda; “Gelecek dönemde kooperatifimizde yapmış olduğu … mevcut evi bulunan kat maliklerinin 100,00 TL sermaye payı karşılığında talep etmeleri halinde kooperatife üye olabileceklerine, kooperatif üyelerinden Haziran 2018 ayından itibaren aylık 100,00 TL aidat alınmasına, bu aidatların da sitenin ortak giderlerinin karşılanmasında kullanılmasına..” denmiştir. Karar, toplantıya katılanların oy birliği ile alınmıştır.
Dava konusu 06/05/2018 tarihli toplantıya ilişkin hazirun cetveli incelendiğinde; davacıların isimlerinin hazirun cetvelinde bulunduğu ancak toplantıya katılmadıkları görülmüştür.
Davacılar vekili, müvekkillerinin toplantıya katılmadıklarını belirtirken, çağrının usulsüzlüğü yönünde bir itiraz ileri sürmemiştir.
Davalı kooperatif başkanı 01/02/2019 tarihli duruşmada; kooperatifin gayri faal olduğunu, aralarında davacıların da bulunduğu 11 üye hakkında aidat ödeme yükümlülüklerini yerine getirmemeleri ve usulsüz üye kayıtlarının bulunması nedeniyle ihraç kararı verildiğini, davacılardan … tarafından açılmış ihraç kararının iptali davasının bulunmadığını, bu davacı hakkındaki ihraç kararının kesinleştiğini belirtmiştir.
Davacılar vekili 11/02/2019 tarihli dilekçesi ile; müvekkili … tarafından şu ana kadar açılmış bir ihraç kararının iptali davasının bulunmadığını belirtmiştir.
İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dava dosyasına ilişkin olarak sistemden gönderilen evraklar incelendiğinde; bu davanın davamızın davacılarından … tarafından davamızın davalısı olan kooperatif hakkında açılmış 26/08/2018 tarihli ihraç kararının iptali davası olduğu, yapılan yargılama sonucunda; “Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile; 1-Davacının davalı … 26/08/2018 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan üyelikten çıkarılmaya ilişkin kararının emredici hükümler içeren yasaya uygun olarak alınmadığı tespit edildiğinden 5. maddesinin iptaline, 2-Davacının davalı … 26/08/2018 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısında alınan
…nin kooperatife ait ortak alanları bedeli karşılığında kullanmasına ilişkin alınan 8. maddede ki kararın iptali için kanuna, ana sözleşmeye ve iyi niyet ilkelerine aykırılık bulunmadığı, davacının bu davayı açması için yasal şartların oluşmadığı tespit edildiğinden bu hükmün iptaline ilişkin talebin reddine” ilişkin 19/02/2020 tarihli kararın verildiği, bu kararın istinaf yoluna gidilmeden 01/07/2020 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Mahkememizce davalı kooperatife ait defterler ile dayanağı belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Kooperatifler konusunda uzman bilirkişi 21/04/2021 tarihli raporunda özetle; dosyaya sunulan yerleşim planına göre davalı kooperatifte … İli, … İlçesi, … Mahallesi, …. Mevkiinde yer alan … ada üzerinde 1 adet idari bina, … ada üzerinde 17 adet, … ada üzerinde 13 adet, … ada üzerinde 13 adet olmak üzere toplam 43 adet konut inşa edildiğini, dilekçelerdeki anlatımlara göre inşaat imalatlarının yıllar önce tamamlandığını; ferdi mülkiyete geçilerek, konutların mülkiyetinin ortaklara devredildiği ancak ortak tesisin (idari bina) kooperatif üzerinde kaldığını; sitenin yönetimi için Kat Mülkiyeti hükümlerine göre, kooperatifin dışında ayrıca bir site yönetimi oluşturulduğunu; tasfiye kararı alınmasına rağmen, üzerinde kayıtlı taşınmaz (idari bina) bulunması nedeniyle davalı kooperatifin tasfiyesinin tamamlanamadığını, davalı kooperatifin amacının, ortaklarının konut ihtiyaçlarını gidermek olduğunu, ana sözleşmenin 6, 81 ve 85. maddesinde; “Kooperatif ana sözleşmesinde gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip, konutların ortaklar adına tescil edilmesiyle amacına ulaşmış sayılır ve dağılır.” hükmünün bulunduğunu, davalı kooperatifin, adına kayıtlı taşınmaz bulunduğu gerekçesiyle tasfiye edilmemesinin yasa ve ana sözleşme hükümlerine uygun olmadığını, Kat Mülkiyeti hükümlerine göre oluşturulan organların (site yönetimi), taşınmaz mal edinmelerinin mümkün olmadığını, bu nedenle idari binanın kooperatif üzerinde muhafaza edilmesinin, bir tür zorunluluk gibi görüldüğünü, uygulamada bu tür sorunların, yapı kooperatifinin işletme kooperatifine dönüştürülmesi ya da ortak yer ve tesislerin, sitede yer alan konutların üzerine müşterek mal olarak tescil ettirilmesiyle aşıldığını, davalı kooperatifte yaşanmakta olan sorunların, ortak yer ve tesisler üzerindeki hak iddiası ile ilgili olduğunu; sitedeki konutunu satan ortakların, ortaklıktan istifa etmedikleri gibi kooperatif adına kayıtlı olan ortak tesis üzerinde hak iddia ettikleri için kooperatif ortaklığını devretmekten kaçındıklarını; buna karşılık sitedeki konutlardan satın alan kişilerin ise, ortak tesisler üzerinde hak sahibi olabilmek için kooperatife ortak olmak istediklerinin anlaşılmakta olduğunu, cevap dilekçesinin ekinde dosyaya sunulan ortak/hazırun cetvellerine göre, davalı kooperatifin, 05/12/2014 tarihi itibariyle 30 ortağının bulunduğunu; davacılardan …’ın 25’inci sırada, …’ün ise 28’inci sırada kayıtlı olduğunu, 06/05/2018 tarihinde ortak sayısının 21’e düştüğünü; davacılardan …’ın 16’ncı sırada, …’ün ise 19’uncu sırada kayıtlı olduğunu; davacıların, davalı kooperatifin ortağı olduğunu, dava konusu 8 numaralı genel kurul kararının, davalı kooperatifin 06/05/2018 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alındığını, genel kurul toplantısının Bakanlık Temsilcisi …’nun gözetiminde, ortaklar cetvelinde kayıtlı 21 ortaktan 5’inin katılımı ile gerçekleştirildiğini, Kooperatifler Kanunu’nun 45 ve Ana Sözleşmenin 33. maddelerine göre genel kurul toplantılarının yapılabilmesi için kayıtlı ortakların en az 1/4’ünün hazır bulunması gerektiğini, dava konusu genel kurul toplantısı için bu rakamın 21 x 1/4=5,25=6 olduğunu, dolayısı ile toplantı nisabının sağlanamadığını, yasa ve ana sözleşmenin, toplantı nisabını düzenleyen hükümleri emredici olup, toplantı nisabı sağlanmadan gerçekleştirilen genel kurul toplantılarının geçersiz olduğunu, iptali istenen genel kurul kararının “a) … konut sahibi olup, kooperatif ortağı olmayanların 100,00 TL giriş bedeli ödemek suretiyle davalı kooperatife ortak kaydedilmesine, b) Site giderleri için kullanılmak üzere kooperatif ortaklarından 100,00 TL aidat tahsil edilmesine” ilişkin olduğunu, davacı kooperatifin, ana sözleşmedeki amacını gerçekleştirdiğini, tasfiye aşamasında yeni ortak kaydetmesinin bir anlamı ve gereğinin olmadığını, kişilerin yapı kooperatiflerine ortak olmasındaki amacın, ihtiyacı olan konutu temin etmek olduğunu, olayda davalı kooperatifin, kaydedeceği yeni ortaklar için konut üretmesi söz konusu olmadığına göre, kooperatife ortak olmak isteyenlerin amacının konut edinmek olmadığının açık olduğunu, bu nedenle, … konut sahibi olanların 100,00 TL giriş bedeli ödemek kaydıyla davalı kooperatife ortak kaydedilmesine ilişkin kararı, gerek kooperatifin ve gerekse ortağın amacı ile bağdaştırmanın mümkün olmadığını, öte yandan, …ni yönetmek üzere, Kat Mülkiyeti hükümlerine göre kooperatifin dışında bir Site Yönetimi oluşturulduğunu, davalı kooperatifin ise, böyle bir görev ve yetkisinin olmadığını, bu nedenle, site giderlerini karşılamak üzere aidat tahsil etmesinin, iyi niyet esasları ile bağdaşmayacağını, ferdileşme işlemlerini tamamlayan kooperatifin, ortaklarının konut ihtiyacını gidermek gibi bir amacının kalmadığını, bu nedenle de davalı kooperatifin 06/05/2018 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında, gündemin 8. maddesinde alınan kararların, yasa ve ana sözleşme hükümleri ile iyi niyet esaslarına uygun olmadığını; iptal edilebilir kararlardan olduğu sonucuna varıldığını; davacı … ve …’ün, dava konusu genel kurul toplantısına katılmadıklarını, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53 ve ana sözleşmenin 38. maddelerine göre kooperatif ortaklarının, genel kurul kararlarının iptaline yönelik dava açabilmelerinin ön şartının, genel kurul toplantısında hazır bulunmak olduğunu, genel kurul toplantısına katılmayan ortakların, genel kurul kararlarının iptaline yönelik dava açabilmeleri için toplantı çağrısının usulü dairesinde yapılmadığının veya gündemin gereği gibi ilan ve tebliğ edilmediğinin ya da genel kurul toplantısına katılma hakkı bulunmayanların toplantıya katılıp, oy kullandıklarının iddia ve ispat edilmesi gerektiğini, böyle bir iddiası bulunmayan ve genel kurul toplantısına da katılmayan davacıların kararın iptali için dava açma haklarının bulunmadığını, toplantı nisabının sağlanamadığını, toplantı nisabına ilişkin hükümler emredici nitelikte olduğundan 06/05/2018 tarihinde yapılan genel kurul toplantısının geçersiz olduğunu, genel kurul toplantılarının veya kararlarının geçersiz olduklarının tespiti için Kooperatifler Kanunu’nun 53 ve ana sözleşmenin 38. maddelerine göre dava açma şartları (genel kurul toplantısına katılıp, karar aleyhinde oy kullanmak ve muhalefet şerhini toplantı tutanağına yazdırmak) ve süre (genel kurulu izleyen günden başlayarak 1 ay içinde) aranmaksızın, genel hükümlere göre dava açılabileceğini bildirmiştir.
Davacı … tarafından açılan dava yönünden; dava konusu genel kurul toplantısının ardından yapılan 26/08/2018 tarihli genel kurul toplantısında davacı …’ün ortaklığının (üyeliğinin) iptaline karar verilmiştir. Davacı tarafça bu kararın iptali istemiyle dava açılmamıştır. Yani davacı …’ün yargılama sırasında davalı kooperatif üyeliğinden çıkarılmış, bu karar, dava yoluna gidilmeksizin kesinleşmiştir.
Hukuki yarar dava koşulu olup, mahkeme dava şartlarını re’sen incelemekle görevlidir. Hukuki yararın sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama devam ettiği sürece ve kararın kesinleşmesine kadar devam etmesi gereklidir. Zira; ortaklık hak ve sıfatına bağlı olarak dava açan kişinin, şayet yargılama sırasında bu ortaklık sıfatı sona erecek olursa, artık davayı takip etmekte ve sonuçlandırmakta hukuki yararı kalmaz. Davacının, kooperatif ortaklığına bağlı genel kurul kararının iptaline ilişkin isteminin dinlenebilmesi için, davalı kooperatifin ortağı olması ve bunun da dava süresince ve kararın kesinleşmesine kadar devam etmesi gerekir. Ortaklığı sona eren davacının, ortaklık haklarına dayanarak dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından, davacı … tarafından açılan davanın hukuki yarara ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.
Davacı … tarafından açılan davaya gelince; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrasında; “Toplantı nisabı anasözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantılarında ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu düzenlemeye göre toplantı nisabı ana sözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinde genel kurul toplantılarında ortakların en az ¼’ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları zorunludur. Somut olayda; dava konusu toplantıya hazirun cetvelinde 21 olarak gözüken ortaklardan sadece 5 tanesi katılmıştır. Bilirkişi raporunda da belirtildiği şekilde, olması gereken toplantı yeter sayısı 5,25 yani 6’dır. Anılan toplantıda toplantı yeter sayısı oluşmamıştır. Bu nedenle toplantı yeter sayısı olmadan görüşülen dava konusu gündemin 8 numaralı maddesinin Kooperatifler Kanunu ve ana sözleşme hükümlerine aykırı olarak karara bağlanması nedeniyle mutlak butlan ile batıl olduğu anlaşıldığından, davalı kooperatifin 06/05/2018 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan 8 numaralı kararın mutlak butlan ile batıl olduğunun tespitine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
6100 sayılı HMK’nın 304. maddesi gereğince hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin isteği üzerine düzeltilebilir. Davacılardan …’ın soy isminin kısa kararda yanlışlık sonucu “…” olarak yazılması suretiyle maddi hata yapıldığı anlaşıldığından, bu hata gerekçeli kararla birlikte “…” olarak düzeltilmiştir.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacı … tarafından açılan davanın hukuki yarara ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden REDDİNE,
2-Davacı … tarafından açılan davanın KABULÜ ile;
Davalı kooperatifin 06/05/2018 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan 8 numaralı kararın mutlak butlan ile batıl olduğunun tespitine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın düşülmesi ile kalan ‭23,4‬0 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacının yatırmış olduğu 35,90 TL’si başvurma harcı ve 35,90 TL’si peşin harç olmak üzere toplam ‭71,8‬0 TL’nin davalıdan alınarak, davacı …’a verilmesine,
5-Davacının yapmış olduğu 144,50 TL’si posta-tebligat gideri ve 600,00 TL’si bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 744,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacı …’a verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacı …’a verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacılar vekilinin ve davalı kooperatif yetkilisinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 19/11/2021

Başkan …
(E-imza)
Üye …
(E-imza)
Üye …
(E-imza)
Katip …
(E-imza)