Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/940 E. 2021/607 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/940
KARAR NO : 2021/607

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/08/2017
KARAR TARİHİ : 06/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraflar vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; 14/10/2015 tarihinde …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile Eşrefpaşa Caddesini … istikametinden … istikametine seyri sırasında kaza yeri olan … pazar girişine dönüş yapmak istediği esnada … istikametinden … istikametine seyir halinde olan müvekkili …’in idaresindeki … plaka sayılı motosiklete çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında, müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, kazaya neden olan sürücü hakkında İzmir …. Asliye Ceza Mahkemesinin … E. sayılı dava dosyası üzerinden yargılama yapıldığını, ceza yargılaması esnasında alınan kusur bilirkişi raporuna göre … plaka sayılı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu bulunduğunu, müvekkilinin tedavisinin Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesinde yapıldığını, halen yatalak halde olan ve sadece gözleri ile iletişim kurmaya çalışan müvekkilinin bakımının ve tedavisinin devam ettiğini, ağır derecede malul kalan, müvekkilinin hayatı boyunca bakıma muhtaç hale geldiğini, davalı sigorta şirketine yapılan yazılı başvuru sonucunda, sigorta şirketince 29/08/2016 tarihinde 258.296,00 TL. ( kalıcı ve geçici iş göremezlik tazminatı ) ödeme yapıldığını, ancak yapılan ödemenin müvekkilinde oluşan maluliyete karşılık gerçek zararını karşılamadığı ve yetersiz olduğunu, yargılama safahatında alınacak hesap bilirkişi raporu ile ortaya çıkacağını, yargılama esnasında alınacak sağlık kurulu raporunda da ortaya çıkacağını, kazaya neden olan kusurlu aracın sigortacısının, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ( Trafik Sigortası ) Genel Şartları’nın B.2/b “Yaralanan kimselerin ilk yardım, muayene ve kontrol veya bu yaralanmadan ötürü ayakta hastane, klinik ve diğer yerlerdeki tedavi giderleri ile tedavinin gerektirdiği diğer giderleri, belgeleri ile birlikte kendisine başvurma tarihinden itibaren, sekiz iş günü içinde sigorta teminat limitleri dahilinde öder.” kapsamında sorumlu olduğunu, davanın kabulüne, fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile 100 TL, (bakiye geçici iş göremezlik tazminatı ), 100 TL. bakıcı gideri, 100 TL. tedavi gideri olmak üzere toplam 300 TL. maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden kusuru oranında tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; davacı tarafın delillerinin taraflarına tebliğini talep ettiklerini, davacının müvekkili şirkete usulüne uygun başvuruda bulunmadığını, bu sebeple davacının açmış olduğu davanın usulden reddinin gerektiğini, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kusur ve davacının zararı konularında bilirkişi tetkikatı yapılmasını ve bilirkişi raporlarının taraflarına tebliğini talep ettiğini, davacının maddi tazminat talebine konu kalemler net olmamakla tedavi ve geçici iş görmezlik gibi taleplerinin 6111 sayılı yasa uyarınca reddinin gerektiğini, yasa gereği davacının talep hakkının bulunmadığını, davacının bağlı bulunduğu sosyal güvenlik kurumunun tespit edilerek, mükerrer ödemeyi ve haksız zenginleşmeyi önlemek için kurum tarafından davacıya ödenen geçici iş görmezlik ödeneği ile maluliyet nedeni ile bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin sorulması gerektiğini, zira davanın mahiyeti itibariyle öncelikle sosyal güvenlik kurumlarınca karşılanmayan zararların giderilmesine ilişkin olduğunu, davacıya, bağlı bulunduğu sosyal güvenlik kurumu tarafından geçici iş göremezlik ve maluliyet tazminatı ödenmemiş ise bu durumun davacının hakkını doğrudan etkileyeceğinden davacı tarafa SGK (veya ilgili kuruma) karşı başvuru yapması veya dava açması önel verilmesini talep ettiklerini, bu davanın sonuna kadar, iş bu davada bekletici mesele yapılması gerektiğini, aksi bir uygulamanın sebepsiz zenginleşme ve mükerrer ödemeye mahal vereceğini, haksız eylem sonucu yaralanma ve maluliyet sebebi ile maddi tazminat talebiyle açılan davalarda, tazminatın denkleştirilmesi kuralı gereğince, haksız eylem sonucu gerçekleşen gerçek zarar belirlenerek ona hükmedilmesinin gerektiğini, gerçek zararın belirlenebilmesi için olay sebebiyle elde edilen kazanımların tazminat tutarından indirilmesi gerektiğini, özel yasaları gereği SSK, BAĞ-KUR ve EMEKLİ SANDIĞI kurumunun yaptıkları ödemeler sebebiyle rücu hakkının bulunduğunu, bu sebeple bu kurumlara re’sen yazı yazılarak; davacılara peşin sermaye değerli ödeme yapılıp yapılmadığının eğer ödeme yapılmışsa tazminattan düşülmesini talep ettiklerini, maluliyet sebebiyle uğranılan zarar talebinde öncelikle davacının bu kaza nedeni ile malul kaldığını, bu maluliyet sebebiyle meslekte kazanma güç kaybını ve bu kayıp nedeni ile uğradığı zararı ispat etmesi gerektiğini, bunun için davacının mesleği, maluliyetten önceki ve sonraki gelir durumu ve tazminata etki edecek diğer faktörler tespit edilerek bilirkişi raporu hazırlanması gerektiğini, müvekkili şirketin faizden dava tarihinden itibaren sorumlu olduğunu, haksız olarak açılan işbu davanın reddine, HMK 121. maddesi gereğince davacı tarafın mahkemeye sunmuş olduğu delillerin taraflarına tebliğine, davanın reddedilen kısmı açısından yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Trafik kazası tespit tutanağı : Polis memurlarınca tutulan 14/10/2015 tarihli kaza tespit tutanağının incelenmesinde kazanın oluşumunun; ” sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile Eşrefpaşa Caddesini Bayram yeri istikametinden, … istikametine seyri esnasında kaza yeri olan bayram yeri pazar girişine dönüş yaparak giriş yapmak istediği anda aracının sol yan ön kısımları ile Eşrefpaşa Caddesi üzerinde … istikametinden bayram yeri istikametine seyir halinde olan sürücü … idaresindeki … plaka sayılı motosikletinin ön kısımlarına çarpmış, sürücü …’in yaralanması ile maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiği sürücü beyanı ve kaza mahallinde yapmış olduğumuz incelemeler neticesi anlaşılmış olup; bu kazanın oluşumunda sürücü …’in 2918 sayılı K.T.K’nun 84. maddesinde yer alan 47/1-c maddesini ihlal ettiği ve kazada asli kusurlu olduğu, diğer sürücü …’in kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru olmadığı kanaatine varılmıştır ” şeklinde tanımlandığı görülmüştür.
Hasar dosyası : … Sigorta AŞ ‘nin 31/10/2017 tarihli cevabi yazısı içeriğinden … plakalı aracın 14/10/2015 tarihinde karıştığı kaza sebebiyle 23/02/2016 tarihinde ihbarın yapıldığı, ihbara istinaden 3123026 sayılı hasar dosyasının oluşturulduğu, hasar dosyasına istinaden 29/08/2016 tarihinde 258.296,00-TL ödemenin yapıldığı tespit edilmiştir.
Sigorta Poliçesi: … sigorta AŞ ile kazaya karışan … plaka sayılı araç maliki olan dava dışı … arasında, 27/07/2015 – 207/07/2016 tarihlerini kapsayan ZMMS poliçesi bulunmaktadır. Poliçe limiti ölüm/sakatlık kişi başına 290.000,00-TL. sağlık gideri şahıs başına 290.000,00-TL’dir.
Trafik Tescil : İzmir İl Emniyet Müdürlüğünün 15/05/2018 tarihli cevabi yazısında … plaka sayılı aracın 27/07/2015 – 22/06/2016 tarihleri arasında … (…) adına tescilli olduğu bildirilmiştir.
SGK Cevabı : İzmir Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Konak Sosyal Güvenlik Merkezinin 18/10/2018 tarihli cevabi yazısında; anılan kaza olayının iş kazası mahiyetinde olduğuna, kendisi hakkında iş kazası sigortasından Merkezlerince işlem yapıldığına, geçici ve sürekli işgöremezlik ödeneği ödendiğine dair herhangi bir kayda rastlanılmadığını, dolayısıyla iş kazasından rücuya tabi bir gelir bağlanmadığı ve peşin sermaye değeri oluşturmadığı bildirilmiştir.
Ceza dosyası : İzmir …. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/04/2017 tarih … Esas … Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; sanık … hakkında taksirle bir kişinin basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralanmasına neden olma suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda sanığın üzerine atılı suçu işlediği kanaatine varılarak sanığın 6.000,00-TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın 14/07/2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Kusur Raporu : İzmir …. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında trafik uzmanı bilirkişi … 24/03/2017 tarihli raporunda; sanık sürücü …’ in tamamen kusurlu, müşteki sürücü …’in kusursuz olduğu kanaatine varıldığını mütalaa etmiştir.
ATK Kusur Raporu : Dosyaya alınan 05/09/2018 tarihli ATK Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı kusur raporunda, kazanın oluşumunda 1.Halde; motosikletlinin kaskı takılı ise, Sürücü …’in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, Sürücü …’in Kusursuz olduğu, 2.Halde; motosikletli kasksız vaziyette ise; Sürücü …’in %85 (yüzde seksenbeş) oranında kusurlu olduğu, Sürücü …’in kendi yaralanması olayında %15 (yüzde onbeş) oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığı mütalaa edilmiştir.
9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 19/07/2019 tarihli raporunda; “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” kapsamında kişinin özür oranının (sürekli maluliyet oranının) % 100 (yüz) olduğu, Klinik tablo göz önüne alındığında, kişinin olay tarihinden itibaren başka birisinin sürekli bakımına muhtaç olduğu, Gerçekleşen kaza ile geçici/ sürekli iş göremezlik arasında illiyet bağının bulunduğu, Kişinin bu hali ile sürekli birisinin bakımına ihtiyaç duyduğu, bu ihtiyacın olayın oluş tarihinden ölüme kadar geçen süre için gerekli olduğu, Bakiye ömrü için bakıcı hizmetine ihtiyaç duyduğu, Davacının bakım ihtiyacı oranının ve bakiye ömrünün ne kadar olduğu konularında üniversitelerin Aktüerya Bilimleri Bölümlerinden görüş alınmasının yerinde olacağı kanaatine varıldığı mütalaa edilmiştir.
ATK Maluliyet Raporu : Dosyaya alınan 28/11/2019 tarihli ATK Başkanlığı İstanbul 2. İhtisas Kurulu raporunda; … oğlu, … doğumlu, ölüm tarihi 13.03.2018 olan …’in 14.10.2015 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 20.02.2019 tarih, 30692 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik, Sindirim Sistemi, Tablo 6’ya göre %15, Kas İskelet Sistemi Tablo 4.1’e göre %80, Tablo 4.2b’ye göre %90, Tablo 4.3’ göre %50, %60, %90, Balthazard hesaplama tablosuna göre %96, tüm vücut engelliliği Balthazard hesaplama tablosuna göre; Kişinin tüm vücut engellilik oranının %100 (yüzdeyüz) olduğu, bir başkasının sürekli bakımına muhtaç durumda olduğu mütalaa edilmiştir.
ATK Maluliyet Raporu : Dosyaya alınan 03/12/2020 tarihli ATK Başkanlığı İstanbul 2. İhtisas Kurulu raporunda; 03.08.2013 tarih, … sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Malüliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğinin, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği Ek-1 bölümünün yeniden düzenlenmesi niteliğinde olduğu, sadece Ek-1 bölümünü içerdiği, Ek-3 ve diğer cetvelleri ve meslek grupları bölümünü içermediğinden, sadece çalışma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğine ilişkin olduğu Dikkate alındığında: Beden çalışma gücünün en az %60 (yüzdealtmış) kaybına neden olduğu, mevcut tıbbi belgelere göre; … oğlu, … doğumlu, ölüm tarihi 13.03.2018 olan …’in 14.10.2015 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak; Gr1 I (12C…..65)A %100 E cetveline göre %100.0 (yüzdeyüznoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, bir başkasının sürekli bakımına tam bağımlı olduğu oy birliği ile mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi heyet raporu : Aktüerya uzmanı bilirkişi … ile Aktüerya uzmanı bilirkişi Dr. … 29/05/2020 tarihli hesap raporunda; 14.10.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile: Davacı … için %100 haklılık, % 100 özür oranı üzerinden; Poliçe Başlangıç Tarihi ve Kaza Tarihi İtibariyle Yürürlükte olan KTK ve 01.06.2015 tarihli poliçe genel şartlarında belirlendiği şekilde TRH 2010 YAŞAM TABLOSU VE %1.8 TEKNİK FAİZ ESASINA DAYANAN “DEVRE BAŞI ÖDEMELİ BELİRLİ SÜRELİ RANT YÖNTEMİ İLE YAPILAN HESAPLAMA SONUCUNDA: Sigorta Şirketi tarafından kendisine ödeme yapılan 2016 yılı verileri ile gerçek sürekli iş göremezlik tazminatı alacağının (ATK Trafik İhtisas Dairesi Raporunda belirlenen %15 müterafik kusur indirimi yapılmaksızın) 259.685,44 TL olarak hesaplandığı; %15 müterafik kusur indirimi yapıldığında 220.732,62 TL kaldığı; Sigorta şirketinin ise 258.296,00 TL ödediği ve her iki olasılıkta da davacının gerçek sürekli iş göremezlik tazminatı alacağının karşılanmış olduğu; başkaca sürekli iş göremezlik tazminatı alacağı kalmadığı; Ayrıca kaza tarihinden itibaren %100 malul durumda olan davacı için sürekli iş göremezlik tazminatı hesabının kaza tarihinden itibaren başlatıldığı ve bu nedenle geçici iş göremezlik evresi zararının hesaplanmasının mümkün olmadığı; Kaza tarihinden başlayarak, davacının ölüm tarihi olan 13.03.2018 e kadar 01.06.2015 tarihli poliçe genel şartlarına uygun olarak hesaplama sonucunda toplam 35.136,05.-TL bakıcı gideri hesaplandığı; Bu bedelin 7.692,38 TL sinin uyuşmazlık konusu ZMMS poliçesinin 290.000,00 TL tutarındaki tedavi (sağlık) giderleri teminatı kapsamında kaldığı; 27.443,67 TL sinin de bakiye sürekli sakatlık teminat limiti olan 31.704,00 TL içerisinde kaldığı; Davacının SGK sorumluluğunda olmayan toplam belgeli tedavi giderinin 6.901,47 TL, SGK sorumluluğunda olan toplam belgeli tedavi giderinin 48.865,46 TL olduğu bu bedelin hali hazırda 36.108,83 TL sinin SGK ya faturalandırıldığı, Sosyal Güvenlik Kurumu sorumluluğunda olmayan ve davacı tarafça yapılması muhtemel belgelendirilemeyen tedavi giderlerinin 29.711,20 TL. olduğu, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinin 290.000,00 TL tutarındaki tedavi (sağlık) giderleri teminatı kapsamında kaldığı; dosya kapsamına göre Sigortacının en geç eksik ödeme yaptığı tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte sorumlu olduğu kanaatine varıldığı mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi ek raporu : Aktüerya uzmanı bilirkişi … 26/04/2021 tarihli hesap raporunda; 14.10.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile: Davacı … için %100 haklılık, %100 özür oranı üzerinden; Anayasa Mahkemesinin 2019/… E. 2020/… K. sayılı iptal kararı ve Yargıtay … HD nin … E.- … K.sayılı 21.01.2021 tarihli emsal kararlarında belirlendiği şekilde TRH 2010 YAŞAM TABLOSU VE %10 artış – %10 iskonto esasına dayanan PROGRESİF RANT YÖNTEMİ İLE YAPILAN HESAPLAMA SONUCUNDA: Sigorta Şirketi tarafından kendisine ödeme yapılan 2016 yılı verileri ile gerçek sürekli iş göremezlik tazminatı alacağının (ATK Trafik İhtisas Dairesi Raporunda belirlenen %15 müterafik kusur indirimi yapılmaksızın) 355.884,98 TL olarak hesaplandığı; %15 müterafik kusur indirimi yapıldığında 302.502,25 TL kaldığı; Sigorta şirketinin ise 258.296,00 TL ödediği ve her iki olasılıkta da davacının gerçek sürekli iş göremezlik tazminatı alacağının karşılanmamış olduğu; Bu nedenle 2021 yılı verileri ile yeniden sürekli iş göremezlik tazminatı hesabı yapılarak, sigorta şirketi ödemesinin bulunan zarardan güncellenerek mahsubu gerekmekte ise de, DAVACI … yargılama sırasında 13.03.2018 tarihinde vefat ettiğinden; ve gerçek durum belli iken var sayıma dayalı hesaplama yapılamayacağından, ölüm tarihine kadar olan sürekli iş göremezlik zararının 39.597,63 TL olarak tespit edildiği; Sigorta şirketi ise 258.296,00 TL ödediğinden BAKİYE SÜREKLİ İŞ GÖREMEZLİK ZARARI BULUNMADIĞI; Ayrıca kaza tarihinden itibaren %100 malul durumda olan davacı için sürekli iş göremezlik tazminatı hesabının kaza tarihinden itibaren başlatıldığı ve bu nedenle geçici iş göremezlik evresi zararının hesaplanmasının mümkün olmadığı; Kaza tarihinden başlayarak, davacının ölüm tarihi olan 13.03.2018 e kadar 01.06.2015 tarihli poliçe genel şartlarına uygun olarak hesaplama sonucunda toplam 35.136,05.-TL bakıcı gideri hesaplandığı; Bu bedelin 7.692,38 TL sinin uyuşmazlık konusu ZMMS poliçesinin 290.000,00 TL tutarındaki tedavi (sağlık) giderleri teminatı kapsamında kaldığı; 27.443,67 TL sinin de bakiye sürekli sakatlık teminat limiti olan 31.704,00 TL içerisinde kaldığı; SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri bakımından kök raporda değişiklik olmadığı; dosya kapsamına göre sigortacının en geç eksik ödeme yaptığı tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte sorumlu olduğu kanaatine varıldığı mütalaa edilmiştir.
Islah dilekçesi : Davacılar vekili 21/09/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile; Islah talebinin kabulüne ve müddeabihin ıslahı yolu ile arttırdığı kısım ile dava dilekçesinde talep ettiği miktarların birleştirilmesi sonucu bulunan; 35.136,05 TL bakıcı gideri ile 36.612,67 TL. tedavi giderinin olay tarihi olan 14/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınıp davacılara ödenmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiş ıslah harcını aynı tarihte yatırmıştır.
Dava; trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik, bakıcı ücreti ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerine ilişkin maddi tazminatın karşı araç ZMMS sigortacısından tahsiline ilişkin tazminat davasıdır.
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/… E-2020/… K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir. T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnalarının bulunduğu, yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması, benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi hallerinde, usulü kazanılmış hakka göre değil, İBK’na veya geçmişe etkili yeni kanuna ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebileceği (HGK’nın 21.01.2004 tarihli ve … E., 19 K.; 03.02.2010 tarihli ve …-… E.,…K), dolayısıyla bilirkişi raporları alındıktan ve bu raporlar nedeniyle taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış hakka göre değil sonra Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilmesi gerektiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … esas, … karar sayılı, … esas, … karar sayılı emsal kararlarında da belirtildiği üzere Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacıların uğradığı sürekli iş göremezlik zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak, Yargıtay tarafından uzun yıllardır benimsenen progresif rant (%10 artırım ve iskonto) yöntemi ve Yargıtay .. HD’nin … esas, …Karar sayılı 21/01/2021 tarihli , … esas, … karar sayılı 14/01/2021 tarihli emsal kararlarında “Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumu’nca da ilk peşin sermaye değerlerinin hesabında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağı” yönündeki gerekçesi dikkate alınarak TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” esas alınarak yapılan hesaplama esas alınmıştır.
Davalı sigorta vekili geçici iş göremezlik tazminatı, bakıcı ücreti ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinin trafik poliçesi teminatı kapsamında olmadığını iddia etmiş ise de; 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5 maddesinin “Sağlık Giderleri teminatı” başlıklı (b) maddesinde ” Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” ifadesi ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkanı bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderlerin sağlık giderleri teminatı kapsamında olduğu belirtildikten sonra, sigorta şirketinin sorumluluğunun 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesi hükmü gereğince sona erdiği belirtilmiştir. Oysa 6111 sayılı kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğu üniversite hastaneleri ile resmi ve özel sağlık kurumları tarafından trafik kazası sonucu yaralanan kişilerin tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmeti giderleri ile sınırlandırılmıştır. 2918 Sayılı Yasanın 98 maddesi kapsamında kalan tedavi giderleri yönünden Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, yasa kapsamı dışında kalan giderlerden ise, sürücü, işleten ve sigorta şirketinin sorumlu tutulması gerekir (Yargıtay … HD’nin 13.06.2019 tarihli, … E. ve .. K. sayılı kararı). Bu düzenleme gereği, ZMSS Genel Şartlar A.5 (b) maddesi ile yaralının tedavisine başlanmasından maluliyet raporu alınıncaya kadarki süre içindeki; bakıcı giderleri, çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler (geçici iş göremezlik kayıpları), sağlık hizmeti giderleri kapsamında sayılarak 6111 sayılı torba Kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesi ile sınırları belirlenen sağlık giderleri teminatı kapsamını genişletmiş olup, bir kanun maddesinin kapsamının idarenin bir düzenlemesi olan genel şartlar ile genişletilmesi ve daraltılması mümkün değildir. Aksi halde kanuna aykırı genel şart maddesinin, tebliğin vs uygulanması kanunun ilgili maddesine aykırılık teşkil edecektir. Yine taraflar arasında düzenlenmiş olan 18/04/2016 tanzim tarihli Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin bir anlamda mütemmim cüzü olan eki niteliğindeki genel şartların, hazırlanma ve bağıtlanmada taraf olmayan Sosyal Güvenlik Kurumu’na İdari bir düzenleme ile kanuni düzenlemesinin aksine bir sorumluluk yüklenmesi de düşünülemez. Bu halde davalı vekilinin geçici işgörmezlik tazminatının, belgeli olmayan tedavi giderlerinin ve iyileşme süresi içindeki bakım ücretinin teminat dışı olduğuna yönelik itirazı yerinde görülmemiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;14.10.2015 günü saat 07:15 sıralarında dava dışı sigortalı sürücü … sevk ve idaresindeki, davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan … plaka sayılı otomobil ile Eşrefpaşa Caddesi üzerinde … istikametine geldiğinde, yolun sol tarafındaki … girişine dönüş yapmak istediği sırada, karşı istikametten gelen sürücü müteveffa davacı …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklet ile çarpışmaları neticesinde dava konusu yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiği, İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulu’nun maluliyet raporuna göre müteveffa davacı …’in %100 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayacak ve sürekli bakıma ihtiyaç duyacak şekilde yaralandığı, %100 oranında malul kaldığından ve iyileşme süresinden söz edilmeyeceğinden geçici iş göremezlik zararından söz edilemeyeceği, davalı sigorta şirketinin yasal cevap verme süresi içinde sunduğu cevap dilekçesinde müteveffa davacı …’in kask takmadığı ve bu nedenle müterafik kusuru bulunduğu yönünde bir savunması olmadığı gibi dava açıldıktan sonra sigortalı sürücünün %100 kusurlu olduğunu kabul ederek davacıya sürekli iş göremezlik tazminatı ödemesi yapmış olması karşısında kazanın oluş şekline uygun olan Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin kusur raporunda belirtilen gerekçelerle davalı sürücü … %100 oranında asli kusurlu, müteveffa davacı …’in ise kusursuz olduğunun kabulü gerektiği, müteveffa davacı …’in yargılama devam ederken 13.03.2018 tarihinde vefat ettiği, yukarıda açık kimlik bilgileri yazılı olan yasal mirasçılarının davaya devam ettikleri, müteveffa davacı … mirasçılarının ölüm tarihine kadar talep edebileceği sürekli iş göremezlik tazminatının Yargıtay’ın yerleşen uygulamaları ile benimsenen progresif rant (%10 artırım ve iskonto, TRH 2010 Yaşam tablosu esasına dayalı) yöntemi ile yapılan hesaplamaya göre 39.597,63 TL, bakıcı giderinin 35.136,05 TL, SGK’nın sorumluluğu kapsamında olmayan belgeli tedavi giderlerinin 6.901,47 TL, belgesiz tedavi giderlerinin ise 29.711,20 TL olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından dava açıldıktan sonra müteveffa davacı …’e 29.08.2016 tarihinde 258.296,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ödendiğinden davacı mirasçıların bakiye sürekli iş göremezlik tazminatı alacağının bulunmadığı, kaza tarihinden itibaren %100 malul kalan …’in sürekli iş göremezlik tazminatı hesabı kaza tarihinden itibaren başlatıldığından ayrıca geçici iş göremezlik zararı hesaplanamayacağı, davalı sigorta şirketinin KTK.nın 85 ve 91. Maddeleri uyarınca meydana gelen bakıcı ve tedavi giderleri zararından sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğu, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği ve bakıcı- tedavi giderleri zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, davalı sigorta şirketinin 2918 sayılı KTK.nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B 2/2.1. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte kendisine ihbar edildiği 24.07.2017 tarihten itibaren 8 iş günü içinde ödeme yükümlülüğü bulunmakla 04.08.2017 tarihinde temerrüde düştüğü, davacı mirasçıların 21.09.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile tedavi ve bakıcı gideri istekleri yönünden taleplerini 71.748,72 TL’ye çıkardıkları, davalı şirket vekilinin ıslah istemine karşı zamanaşımı definde bulunduğu, 2918 sayılı KTK’nın 109/I. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmüne, yine aynı kanunun 109/II. maddesinde ise, “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verildiği, davanın aynı zamanda cezayı gerektiren fiilden kaynaklanması nedeniyle 5237 sayılı TCK’da öngörülen 8 yıllık ceza zamanaşımı süresi süresine tabi olduğu, kaza tarihi 14.10.2015 olup, 8 yıllık zamanaşımı süresinin 14.10.2023 tarihinde dolacağı, ıslah dilekçesinin 21.09.2020 tarihinde verildiği, ıslah tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla davalının ıslaha karşı zamanaşımı savurmasının yerinde olmadığı anlaşılmakla mirasçı davacıların geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik tazminatı isteklerinin reddine, bakıcı ve tedavi gideri isteklerinin kabulü ile 35.136,05 TL bakıcı gideri, 36.612,67 TL SGK’nun sorumluluğunda olmayan tedavi gideri olmak üzere toplam 71.748,72 TL maddi tazminatın temürrüt tarihi olan 04.08.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş, sürekli ve geçici iş göremezlik isteklerinin reddi davalının dava açıldıktan sonra ödeme yapmasından kaynaklandığından ve davalı sigorta şirketi dava açılmasına sebebiyet verdiğinden reddedilen sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı yargılama giderlerinin paylaştırılmasında dikkate alınmamış olup, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı mirasçılarının geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik tazminatı isteklerinin REDDİNE,
2- Davacı mirasçılarının bakıcı gideri ve tedavi gideri isteğine ilişkin davasının KABULÜ ile;
35.136,05 TL bakıcı gideri,
36.612,67TL SGK’nun sorumluluğunda olmayan tedavi gideri olmak üzere toplam 71.748,72 maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 04.08.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı mirasçılara verilmesine,
3-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 4.901,15 TL nispi harca, peşin alınan ve ıslahla tamamlanan 275,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.625,37 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
4- Davacı tarafın yaptığı ve karşıladığı 4,60 TL vekalet suret harcı, 31,… TL başvuru harcı, 275,78 TL peşin alınan ve ıslahla tamamlanan harç, 510,00 TL davetiye ve posta gideri, 1.200,00 TL maluliyet raporu ücreti, 1.200,00 TL hesap raporu bilirkişi heyeti ücreti olmak üzere toplam 3.221,78 TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı mirasçılara verilmesine.
5-Davalı tarafın yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
6-Davacı mirasçılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 10.127,33 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı mirasçılara verilmesine.
7-Dava açılmasına sebebiyet veren davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına.
8-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacılar yatırılan gider avansının, davalı tarafından yatırılan delil avansının varsa sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine.
ilişkin, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.06/07/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır