Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/775 E. 2022/1025 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/775 Esas
KARAR NO : 2022/1025

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 16/09/2013
KARAR TARİHİ : 06/12/2022

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizde yapılan yargılaması sonunda dava dosyası ve ekleri incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili; … isimli şahıstan olan alacağına karşılık … Bankası A.Ş. İzmir Anafartalar Şubesine ait … seri nolu 11.500,00 TL bedelli çeki aldığını, bu çekin borçlusu olduğu … Teks. San. Ltd. Şti.’ne ciro ettiğini, Milas 2. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyalı ile müvekkile davalılar ve dava dışı kişiler tarafından takip başlatıldığını, davalılardan …’nun çek bedelini ödememesi durumunda ki icra baskısından çek bedelini 17.003,50 TL ödediğini, haksız bir şekilde ödediği bedele karşılık keşideci ve kendisinden önceki cirantaya başvurduğu ve aleyhlerinde Denizli 7. İcra Müdürlüğüne …/… Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalıların çek bedelini zamanında ödemedikleri gibi kötü niyetli olarak takibe ve yetkiye itirazda bulunduklarını, bu nedenle alacağın tahsili, itirazın iptali, %40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ve masraflarının karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkillerin keşideci ve ciranta olmasından kaynaklanan borca ilişkin olarak dosya borcunun hesap edilerek kesinleşmesinde herhangi bir mahkeme kararı olmadığı, 30/10/2018 tarihinde keşide edilen çek için 3 yılı aşkın bir süre sonra icra takibi başlatıldığını, bu durumda gerekli yasal mücadeleyi yapmaksızın hakkında açılan icra takibine ilişkin borcu itiraz etmeksizin ödediğini, çek ödemesi için davacının ortağı … ile konuştuklarında çekin kendilerinde olmadığı … Nakliyat Kömürcülük şirketi olan … de olduğunu Uşak Merkez Postanesi … nolu posta çeki hesabına ödediğini, müvekkil takibe değil ödediği ve kendisinden fahiş olarak istenen bedele itiraz ettiğini,11.000,00 TL civarı olan çek bedelinin başka cirantalar kanuna uygun olmayan çek tazminatları komisyonları, faizleri ve vekalet ücretlerinin müvekkile yükletilmeye çalışıldığını, davacının kötü niyetli olduğu ortada olduğundan davanın reddi ile birlikte kötü niyet tazminatına hükmedilmesini arz ve talep etmiştir.
KANITLAR: Denizli 1. İcra Dairesinden …/… sayılı dosyası, Denizli 7. İcra Müdürlüğünün …/… sayılı dosyası, İzmir 28. İcra Dairesinden …/… esas sayılı dosyası, Milas İcra dairesi …/… esas sayılı dosyası, Uşak Postanesi … nolu çek hesabı dökümü celbedilmiştir.
GEREKÇE :
Dava davacı …’nun keşidecisi, …’nun cirantası olduğu 30/10/2008 tarihli 11.500,00TL lik çek ile ilgili … Madencilik tarafından yapılan takip nedeniyle Milas 2.icra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasına yapılan ödemenin ciranta ve keşideciden tahsili talebidir.
Davacı, … isimli şahıstan olan alacağına karşılık … Bankası A.Ş. İzmir Anafartalar Şubesine ait … seri nolu 11.500,00 TL bedelli çeki aldığını, bu çekin borçlusu olduğu … Teks. San. Ltd. Şti.’ne ciro ettiğini, Milas 2. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası ile müvekkile davalılar ve dava dışı kişiler tarafından takip başlatıldığını, davalılardan …’nun çek bedelini ödememesi durumunda ki icra baskısından çek bedelini 17.003,50 TL ödediğini, haksız bir şekilde ödediği bedele karşılık keşideci ve kendisinden önceki cirantaya başvurduğu ve aleyhlerinde Denizli 7. İcra Müdürlüğüne …/… Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalıların çek bedelini zamanında ödemedikleri gibi kötü niyetli olarak takibe ve yetkiye itirazda bulunduklarını, bu nedenle alacağın tahsili talep ettikleri, Mahkememizin …/… Esas …/… Esas sayılı dosyasında zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verildiği, verilen kararın Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin …/… Esas …/… karar sayılı ilamı ile “Davalı …’ nun çekte keşideci olması davacı ile ticari ilişkisinin bulunmaması, dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin … yönünden yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. Davacının … yönünden temyiz itirazlarına gelince; dava zaman aşımına uğramış çek nedeniyle itirazın iptaline ilişkindir. Aralarında temel ilişki bulunan taraflar yönünden zaman aşımına uğramış çek yazılı delil başlangıcı niteliğindedir. Davalı … çekte lehtar, davacı ise bu lehtardan ciro suretiyle çeki alan hamildir. Davacı 10 yıl zaman aşımına tabi olan temel ilişkinin varlığını kanıtlamak suretiyle davalı …’ ndan alacak talebinde bulunabilir. Davacı bu iddiasını tanık dahil her türlü kanıtla ispat edebilir. Mahkemece davacının bu yöndeki de delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulduğu, Mahkememizin 2017/775 Esas sayılı sırasına kayıt olduğu, davacı ve davalı vekillerine delillerini bildirmesi için süre verildiği, davacının davalı ile olan ticari ilişkiye ilişkin faturaları dosyaya sunduğu, tanıklarını bildirdiği, davalı vekilinin çekin ödendiğine yönelik iddiasının bulunduğu, ilgili çek hesabının bulunduğu kayıtların dosya arasına alındığı anlaşılmıştır.
Öncelikle taraflar arasında hukuki ilişki olup olmadığı, varsa hukuki ilişkinin niteliğinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu sebeble de davacı ve davalının ileri sürmüş olduğu iddialar, vakıalar ve bunları ispat edip etmedikleri ve ispat yükünün kimde olduğu hususuna değinmekte yarar vardır.
HMK 190. maddesi “”İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir. ” hükmü mevcuttur.
İleri sürülen bir önermenin doğruluğu hususunda kanaat oluşturmak için bir nedenselliğin ortaya konulması olarak tanımlanabilen ispat, yargılama hukuku açısından dava konusu hakkın ve buna karşı yapılan savunmanın dayandığı vakıaların var olup olmadıkları hakkında mahkemeye kanaat verilmesi işlemidir.
İspatın konusu olan vakıalar, hukuk açısından doğrudan önem taşıyan veya dolaylı olarak önem taşıyan vakıalar olarak ayrılabilir. Hukuk açısından doğrudan önem taşıyan olaylar; hukuken hakların ve hukuksal ilişkilerin doğumu, değişmesi, işlemez duruma gelmesi, doğumunun engellenmesi veya doğduktan sonra düşmesine yol açan olaylardır. Hukuk açısından dolayısıyla önem taşıyan ve “emareler (belirtiler) ” olarak da tanımlanan olaylar ise; hak ve hukuksal ilişkilerde yukarıda belirtilen durumların meydana gelmiş olduğu, kendilerinden olağan yaşam deneyimleri kuralları uyarınca anlaşılabilen, bir başka deyişle bir eylemsel karine bağının kurulmasına olanak veren olaylardır. Emareler, ancak hâkimin delilleri serbestçe değerlendirme (takdir) serbestisinin bulunduğu (HMK madde 198), bu serbestinin özel kurallar ile sınırlanmamış olduğu (HMK madde 200 ve 201 gibi) durumlarda ispat konusu olabilir.( Bilge Umar; (1980), İspat Yükü, (2. Baskı), Büyükçekmece, Kazancı Matbaacılık Sanayi. sf. 19.)
İspatın, doğrudan delil göstererek ispat ve dolaylı ispat olarak ayrıma tabi tutulup, dolaylı ispatın emareler ile ispat olarak değerlendirildiği, bu kapsamda emareyi bir delil vasıtası olarak değil, ispata yardımcı, kanuni maddi unsura uymayan yabancı vakıalar olarak nitelendirildiği de görülmektedir.( M. Kamil Yıldırım; (1990), Medeni Usul Hukukunda Delillerin Değerlendirilmesi, İstanbul, Kazancı Kitap Ticaret. sf. 120, 121.)
İspat yükü belli bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğinin anlaşılamaması, yani olayın ispatsız kalması yüzünden hâkimin aleyhte bir kararıyla karşılaşma tehlikesidir. Bu tanımda asıl davayı kaybetmek tehlikesinden değil, hâkimin aleyhte bir kararı ile karşılaşma tehlikesinden bahsedilmesi dikkate değerdir. Zira yalnızca davanın asıl konusu bakımından değil, aynı zamanda bir ön sorun veya bir ara sorun hakkında da iki tarafın birbirine zıt olarak ileri sürdükleri olayların hiçbirinin ispat edilememesi olasılığı vardır. Bu durunda hâkimin yapacağı iş söz konusu sorun bakımından ispat yükünü taşıyan tarafın, o sorunda ileri sürdüğü istemi reddetmek olacaktır.(Umar; İspat Yükü, sf. 3)
İspat yükü taraflar için bir yükümlülük (mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür (külfettir). Taraf kendisi tarafından ispatı gereken bir vakıayı ispat edemezse, karşı taraf (ve mahkeme) onu mutlaka ispat etmesini isteyemez (yükümlülük). Bilâkis kendisine ispat yükü düşen taraf, o vakıayı ispat edememiş sayılır; meselâ, kendisine ispat yükü düşen ve fakat bunu yerine getiremeyen taraf davacı ise, davasını ispat edememiş sayılır ve dava bu nedenle reddedilir.(Kuru; Arslan; Yılmaz; sf. 370.)
Davacı ve davalının delillerini dosyaya bildirdiği, davacının davalı ile olan ticari ilişkiye ilişkin faturaları dosyaya sunduğu, davalının davaya konu çekin ödendiğine yönelik savunması olması nedeniyle çek hesabının ilgili PTT dairesinden celbi ile dosya arasına alındığı, davacının bildirmiş olduğu tanığın huzurda dinlendiği, davalının bildirmiş olduğu tanıklara talimat yazıldığı, talimatların iade gelmesi nedeniyle davalı vekilinin bildirdiği adreslere ve tanıkların mernis adreslerine talimat yazılmasına rağmen tanıklara ulaşılamadığı, davalı vekilinin tanıkların yeni adreslerine yönelik beyanda da bulunmadığı, davacının davalı ile aralarındaki ticari ilişkiyi dosyaya sunmuş olduğu faturalar ve tanık ile ispat ettiği, ispat külfetinin davalı tarafa geçtiği, davalının çekin ödemesine yönelik savunmasını ispat edemediği, davaya konu çekin zamanaşımına uğramış olması nedeniyle davacı tarafından ödenen çek tazminatı ve komisyon bedelinin davacı tarafından ödenmesinin zorunlu olmadığı, buna yönelik icra takibinde borca itirazda bulunmadığı anlaşılmakla davacının davasının davalı(borçlu) … yönünden kısmen kabulüne, davalı … hakkında daha önce karar verildiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Davalı … hakkında daha önce karar verildiğinden BU KONUDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-İzmir 28. İcra Müdürlüğü’ nün …/… E. sayılı dosyasında davalı(borçlu) …’nun;11.065,00-TL asıl alacak, 1327,80-TL icra vekalet ücreti masrafı, 94,00 TL harç, 364,70 TL TH ve 136,42-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.987,92-TL alacaktan oluşan borca ilişkin İTİRAZIN İPTALİ ile TAKİBİN DEVAMINA,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan toplam alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 887,20 TL nispi harçtan, peşin alınan 290,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 596,80TL karar ve ilam harcının davalı …’ndan alınarak Hazine’ ye gelir kaydına.
5-Davacı tarafından yapılan 24,30 TL başvurma harcı, 290,40TL peşin harç, 320,00 TL tebligat ve posta gideri ve 300,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 934,70 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranı dikkate alınarak 713,96 TL’sinin davalı …’ndan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı … tarafından yapılan 292,50 TL tebligat ve posta giderinin kabul ve ret oranı dikkate alınarak 69,07 TL’sinin davacı taraftan alınarak davalı …’na verilmesine, bakiyesinin davalı … üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT. hükümlerine göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı …’ndan alınarak davacı tarafa verilmesine.
8-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT. hükümlerine göre 4.015,58 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı …’na verilmesine.
9-Taraflarca yatırılan kullanılmayan gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalılar vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi. 06/12/2022

Katip …
¸E-imza

Hakim …
¸E-imza