Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/759 E. 2021/717 K. 24.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/759
KARAR NO : 2021/717

DAVA : Maddi Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/07/2017
KARAR TARİHİ : 24/09/2021

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; taraflar arasında 3. kişi sorumluluğunu da kapsayan yurt içi taşıyıcı mali mesuliyet sigorta poliçesinin düzenlendiğini, davalının, müvekkilinin dava dışı 3. kişiye ödemiş olduğu hasar miktarını ödemesi gerekirken ödeme yapmadığını, müvekkilinin vinç hizmeti verdiğini, dava dışı … San. ve A.Ş.’nin Çiğli ilçesindeki fabrika sahasında sözleşmeli taşeron olarak vinç hizmeti vermekte iken vinç çalışması sırasında davaya konu 23/05/2016 tarihli kazanın oluştuğunu, müvekkiline ait … plakalı vincin 1. ara bomunun kırılarak yere düştüğünü, böylece vincin taşımakta olduğu kanadın baş kısmında saplama deliklerinin bulunduğu yerde hasar oluştuğunu, söz konusu kanadın bir daha kullanılamayacak durumda olduğunu, müvekkilinin aynı gün davalı sigorta şirketine hasar bildiriminde bulunduğunu ve hasar dosyasının oluşturulduğunu, ardından davalı tarafça istenen tüm belgelerin müvekkili tarafından tamamlandığını, ancak davalının ödeme yapmadığı gibi olumlu veya olumsuz bir bildirimde de bulunmadığını, 04/08/2015 düzenleme ve 30/07/2015 başlangıç-30/07/2016 bitiş tarihli yurt içi taşıyıcı mali mesuliyet sigorta poliçesinin 3. kişi sorumluluğunu da kapsadığını, müvekkilinin bu hasarı dava dışı 3. kişiye fatura karşılığında ödediğini, olayın ardından Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. D.İş sayılı dosyasında tespit yaptırıldığını, tespit raporunda “vincin kanadının tamir olamayacağı ve yeni kanat bedelinin yaklaşık 90.000,00 Euro + KDV olduğu, hurda bertaraf etme bedelinin 18.650,00 TL + KDV olduğu” hususlarının belirlendiğini, dava dışı şirket tarafından söz konusu kanat hasarının müvekkiline fatura edilerek fatura bedelinin cari hesaptan müvekkiline borç girilerek tahsil edildiğini, bu şirket tarafından hasara ilişkin olarak müvekkili adına 22/08/2016 tarihli ve 498.630,00 TL bedelli faturanın düzenlendiğini, değişik iş dosyasında hasarlı kanat ile ilgili değer tespiti raporunda belirtilen esaslar (rüzgar tribünü üreten firmanın müşteri portföyü, insan kaynakları, teknolojik imkanlar vb) yönünden bir dayanak sunulmadığını, bu yönüyle tespit raporunun eksik olduğunu, dava dışı …şirketinin sektörün en büyük üretici firması olduğunu ve rayici belirleyen yegane firma olduğunu, bu nedenle bu şirketin müvekkiline fatura ederek cariden mahsup yoluyla müvekkilinden tahsil ettiği zarar miktarının gerçek zarar miktarı olduğunu, davalının TTK’nın 1427/2 maddesi gereğince 45 günlük süre sonunda 08/07/2016 tarihi itibariyle temerrüte düştüğünü, müvekkilinin, davalının temerrütü nedeniyle alınamayan para nedeniyle bankalardan kredi kullandığını ve faizle karşılanamayan munzam zararının doğduğunu belirterek, davalı sigorta şirketinin sigorta poliçesine uygulanması gereken muafiyet tutarı düşüldükten sonra poliçe teminatı kapsamında olmasına rağmen haksız bir şekilde karşılanmayan ve müvekkili tarafından 3. kişi şirkete ödenen hasar miktarının şimdilik 50.000,00 TL’sinin 08/07/2016 temerrüt tarihinden itibaren ticari avans faiziyle birlikte ve müvekkilinin faizle karşılanamayan munzam zararının tespiti ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 08/06/2018 tarihli dilekçesi ile; müvekkilinin 08/07/2016-30/09/2016 tarihleri arasında …Bankası Karşıyaka Şubesi’nden, …..Işıkkent Şubesi’nden ve…. Işıkkent Şubesi’nden kredi temin etmek zorunda kaldığını, bu nedenle de yüksek oranda faiz, dosya masrafı ve komisyon bedeli gibi giderleri ödemek zorunda kaldığını, müvekkilinin temin edilen kredi nedeniyle fazladan ödemek zorunda kaldığı miktarların ve zararların hesap edilmesinin mümkün olmadığını belirterek, munzam zarara ilişkin olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3.500,00 TL istediklerini belirtmiştir.
CEVAP ;
Dava dilekçesi davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı yasal süre içerisinde davaya cevap vermemiştir.
GEREKÇE ;
Dava; taraflar arasında imzalanan yurt içi taşıyıcı mali mesuliyet sigorta poliçesi çerçevesinde hasar bedelinin ve munzam zararın tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili 05/03/2018 tarihli duruşmada; dava açıldıktan sonra davalı tarafından müvekkiline 105.558,71 Euro ödeme yapıldığını, müvekkili tarafından SDR tenzilinin kabul edilmediğini ve yine faiz zararı ile yargılama gideri haklarının saklı tutularak ödemenin kabul edildiğini, dilekçelerinde bildirdikleri nedenlerle müvekkilinin …şirketine mahsuplaşma suretiyle ödediği bedelden davalının yaptığı ödeme düşüldükten sonra kalan zarara karşılık şimdilik 50.000,00 TL’nin ve munzam zarara karşılık 3.500,00 TL’nin tahsilini istediklerini belirtmiştir.
Mahkememizce yapılan ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlığın; “oluşan rizikonun sigorta teminatı kapsamında bulunup bulunmadığı, olayda hasarlanan kompozit kanatta meydana gelen hasar miktarının ne olduğu, davacının davalı sigorta tarafından zararının karşılanmaması nedeniyle uğradığı munzam zararının bulunup bulunmadığı, davalı tarafından dava tarihinden sonra 105.558,71 Euro ödeme yapılmış olmakla hasar bedeli yönünden davanın konusuz kalıp kalmadığı, davacının munzam zararı var ise miktarının ne olduğu, davacının hangi tarihten itibaren ve ne oranda faiz isteğinde bulunabileceği” konularında olduğu belirlenmiştir.
İlkin 50.000,00 TL dava değeri üzerinden açılan dava sonrasında davacı vekiline 31/10/2018 tarihli duruşmada 498.630,00 TL (dava dışı şirkete yapılan ödeme tutarı) üzerinden eksik kalan peşin 7.661,47 TL harcı yatırması konusunda kesin süre verilmiş, davacı vekilinin yasal süre içerisinde 7.308,00 TL harcı yatırması üzerine 6545 sayılı kanunun 45. maddesi gereğince dava heyet kapsamına giren dava niteliğini aldığından 11/12/2018 tarihli ara kararı ile davaya heyetçe bakılmasına karar verilmiştir.
Bundan öncesinde mahkememizce ilgili bankalardan davacı şirketin kullandığı kredilere ilişkin belge örnekleri, poliçe örneği ile hasar dosyası örneği ve tespit dosyası getirtilmiştir.
Davacı tarafın başvurusu üzerine Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …..D.İş sayılı dosyasında bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilmek suretiyle yapılan tespit sonucunda makine mühendisi bilirkişiden 22/08/2016 tarihli tespit raporu aldırılmıştır. Bu tespit raporda özetle; dava konusu hasarın tamir edilmesi mümkün olmayan bir hasar olduğu, söz konusu kompozit kanadın tesis içinde bertaraf edilme bedelinin 18.650,00 TL + KDV olduğu bildirilmiştir. Tespit raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekili 06/09/2016 tarihli dilekçesiyle tespit raporuna yönelik itirazlarını bildirmiş, aynı mahkeme 07/09/2016 tarihli ara kararıyla “ileri sürülen hususların yargılamayı gerektirdiği” gerekçesiyle ek rapor aldırılması yönündeki isteğin reddine karar vermiştir.
Davacı ile davalı sigorta şirketi arasında 30/07/2015 başlangıç-30/07/2016 bitiş tarihli Yurt İçi Taşıyıcı Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi düzenlenmiştir. Bu poliçede sigorta bedeli 1.000.000,00 Euro olarak belirtilmiştir. Aynı poliçede 3. şahıs sorumluluğu olay başı 1.000.000,00 Euro olarak kararlaştırılmıştır.
Davacı, davalı sigorta şirketine 23/05/2016 tarihinde e-mail yoluyla hasar bildiriminde bulunmuştur. Bu bildirim üzerine davalı sigorta şirketi tarafından 2140000557/1 numaralı hasar dosyası açılmış ancak ödeme yapılmamıştır.
Davalı sigorta şirketi eldeki dava açıldıktan sonra 13/10/2017 tarihinde davacıya toplam 105.558,71 Euro tutarında ödemeyi banka kanalıyla yapmıştır.
Mahkememizce uyuşmazlık konularında dava dosyası ile hasar dosyası ve tespit dosyası üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Makine mühendisi, bankacı ve sigorta eksperi bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyeti hazırlayıp sundukları 24/09/2019 tarihli raporlarında özetle; dava konusu vinci kullanan …’na ait 11/04/1989 tarihli G sınıfı operatör belgesinin bulunduğunu, İzmir Çiğli Sasalı’da kurulup ……………… ve Tic. A.Ş.’nin fabrikasında üretimi yapılan kompozit rüzgar türbini kanatlarının bir türbin için bir takım (3 parça) olarak türbin güçlerine göre çeşitli boylarda üretildiğini, kanat boylarının 50-60 metre arasında değiştiğini, ağırlıklarının yaklaşık 5 ton civarında olduğunu, olaya konu 1071 seri numaralı 58,5 metre uzunluğundaki yaklaşık 5 ton ağırlığındaki kanadın kaldırma operasyonunda 2 adet vincin kullanılmakta olduğunu, bu işlemde amaca uygun özel yapım sapanların kullanıldığını, kaldırma işleminde kullanılan vinci kullanan kişinin yeterli ve geçerli operatör belgesinin bulunduğunu ve … plakalı BMC marka 40 ton kapasiteli vincin geçerli periyodik kontrol raporunun bulunduğunu, vincin 13 yaşında olduğu göz önüne alındığında ana bomunun kaldırma operasyonu sırasında kullanıma bağlı olarak malzeme yorulmasından kaynaklı kırılmış olabileceğini, kazada operatörün herhangi bir kusurunun bulunmadığını ve başkaca bir etkenin olmadığını, kompozit kanadın 1 metre yüksekten yere düşmesi nedeniyle kanadın ana gövdeye bağlantısını sağlayan saplamaların eğilip kırıldığını ve bunların kompozit kanadın üretim aşamasında monte edilmesi nedeniyle tamirinin mümkün olmadığını, tamiri mümkün olmayan ve aynı özelliklere sahip 58,5 metre uzunluktaki kompozit kanadın yapım aşamasında kullanılan malzeme, işçilik, süre, alet, ekipman vb. dikkate alındığında, kanatın kaza tarihi olan 23/05/2016 tarihi itibariyle değerinin KDV hariç 498.630,00 TL civarında olduğunu, hasarın gerçekleşmesinden sonra inceleme ve değerlendirme esnasında oluşabilecek olumsuz ve zarar ziyanın karşılanmasına engel oluşturacak bulguların sorumlu sigorta şirketi tarafından kanıtlanmak ve ortaya konmak durumunda olduğunu, yapılan incelemede poliçede yazılı Özel Şartlar içerisindeki “vinç operasyonlarında kanca üzerindeki yüke yükleme ve boşaltma sırasında gelebilecek zararlar teminata dahildir” klozuna dayalı olarak sigorta şirketinin hasarı ödemekle yükümlü olduğunu, ödeme yükümlülüğünün başladığı tarihin eksper raporu ve sigorta şirketinden istenen tüm evrakların kendilerine ulaştığı 23/08/2016 tarihinden 15 gün sonra yani 07/09/2016 tarihi olduğunu, poliçede 3. kişi malları mesuliyet limitinin 1.000.000,00 Euro olarak belirlendiğini, her bir olayda 5.000,00 Euro tenzili muafiyet uygulanacağının belirtildiğini, davacı vekilinin 08/07/2016 tarihinde temerrüt oluştuğuna dair isteğinin dikkate alınması durumunda; ……………… A.Ş.’den kredi kullanımının 08/07/2016 öncesine ait olduğunu, …A.Ş.’den kullanılan kredilerin vade tarihlerinin 2017 olduğunu, hangi tarihte kapandığı yönünde bir açıklama bulunmadığını, kredilerin vadelerinde tahsil edildiği kanaatine varıldığını, …. Bankası A.Ş.’den toplam kullandırılan ve ödenen kredinin 132.000,00 TL olduğunu, kredi kullanımının 08/07/2016 tarihi öncesine ait olduğunu, tüm bankalardan kullanılan kredi toplamının 529.886,88 TL, faiz ve eklerinin 18.100,99 TL olduğunu, toplamının 547.987,87 TL olduğunu, sigorta şirketinin ödeme yükümlülüğünün başladığı 07/09/2016 tarihinin dikkate alınması durumunda ise; kullanılan kredinin 111.586,88 TL, faiz ve eklerinin 5.245,87 TL olduğunu, toplam kredi tutarının ve masrafının 116.832,75 TL olduğunu, sonuç olarak hasarlanan kanadın bedelinin 150.000,00 Euro (150.000,00 Euro x Kur 3,32 TL = 498.630,00 TL), hasarlanan kanadın bertaraf bedelinin 18.650,00 TL olduğunu, hasar tarihinden sonra çekilen kredilere yansıyan faiz ve ekleri tutarının 18.100,99 TL, sigorta şirketinin ödeme yükümlülüğünün başladığı tarihten sonra çekilen kredilere yansıyan faiz ve ekleri tutarının 5.245,87 TL olduğunu, sigorta şirketinin 13/10/2017 tarihinde 105.000,00 Euro ödeme yaptığını, 4,28 kur üzerinden TL karşılığının 449.400,00 TL olduğunu, poliçe muafiyet tutarının 5.000,00 Euro x 3,34 Kur = 16.700,00 TL olduğunu, buna göre 156.695,87 TL tutarındaki eksik ödeme, bertaraf bedeli ve zararlar toplamının sigortacı tarafından ödenmesi gerektiğini bildirmişlerdir.
Bilirkişiler itirazlar üzerine hazırladıkları 20/12/2019 tarihli ek raporlarında özetle; … plakalı vincin 2003 model olduğu göz önüne alındığında vinç ana bomunun kaldırma operasyonu sırasında kullanıma bağlı olarak malzeme yorulmasından kaynaklı kırılmış olabileceğini, kazada operatörün ve davacının herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kazada başkaca bir etkenin olmadığını, rüzgar tribünü kanatlarının üretimini yapan ve kazanın meydana geldiği fabrika sahasının sahibi dava dışı şirketin de kazada herhangi bir kusurunun olmadığını, davalı sigorta şirketinin sigorta poliçesi klozları dahilinde sorumlu olduğunu, yere düşme sonucunda hasar görmüş olan kompozit kanadın saplama ve saplama yataklarının üretimi aşamasında monte edilmesi nedeniyle tamirinin mümkün olmadığını, kanat bedelinin 23/05/2016 kaza tarihi itibariyle KDV hariç 498.630,00 TL civarında olduğunu, oluşan hasar bedelinin ve hasarlı kanadın bertaraf bedelinin poliçe teminatları dahilinde değerlendirilmesinin uygun olacağını, davacı şirketin 08/07/2016 tarihinde temerrüte düşürüldüğü iddiasının dikkate alınması ve bankalardan kullandığı kredilerin bu zararla ilişkilendirilmesi halinde 08/07/2016 tarihinden sonra değişik bankalardan kullandığı ve ödediği kredilerin toplamının 529.886,88 TL olduğunu, kredilere ödediği faiz ve eklerinin 18.100,99 TL olduğunu, toplamda 547.987,87 TL olduğunu, sigorta şirketinin ödeme yükümlülüğünün başladığı 07/09/2016 tarihinin dikkate alınması ve bankalardan kullanılan kredilerin bu zararla ilişkilendirilmesi halinde davacı şirketin 07/09/2016 tarihinden sonra değişik bankalardan kullandığı ve ödediği kredilerin toplamının 111.586,88 TL, kredilere ödediği faiz ve eklerinin 5.245,87 TL olduğunu, toplamının 116.832,75 TL olduğunu, bu tutarlara belirtilen tarihlerden itibaren avans faiz oranı üzerinden faiz istenebileceğini bildirmişlerdir.
Bankacı ve mali müşavir bilirkişiler hazırlayıp sundukları 19/08/2020 tarihli ek raporlarında özetle; davacı şirketin 08/07/2016 tarihinde temerrüte düşürüldüğünün dikkate alınması durumunda; 08/07/2016 tarihinden sonra muhtelif bankalardan kullandığı ve ödediği krediler toplamının 529.886,88 TL ve kredilere ödediği faiz ve eklerinin 18.100,99 TL olmak üzere toplam 547.987,87 TL olduğunu, sigorta şirketinin ödeme yükümlülüğünün başladığı 07/09/2016 tarihinin dikkate alınması durumunda; davacı şirketin 07/09/2016 tarihinden sonra muhtelif bankalardan kullandığı ve ödediği kredilerin toplamının 111.586,88 TL, kredilere ödediği faiz ve eklerinin 5.245,87 TL olmak üzere toplam 116.832,75 TL olduğunu bildirmişlerdir.
Bilirkişiler 14/06/2021 tarihli ikinci ek raporlarında özetle; davacı şirketin kredi borçları ile ödemiş olduğu kredi faizlerinin davacının daha önceki tarihlerde bankalardan çekmiş olduğu ve kullandığı kredilere ait olduğunu, yani 08/07/2016 tarihinde ve devamında bankalardan çekilmiş krediler olmadığını, 08/07/2016 tarihi itibariyle davacı şirketin mali durumunun olağan olduğunu, kasasında nakit parasının bulunduğunu, bu tarih itibariyle mevcut mali durumu dikkate alındığında bankalardan ilave kredi çekme ihtiyacının olmadığı kanaatine varıldığını, dava konusu zarar ile ilgili olarak davacı şirketin dava dışı şirkete borcunu hesaba mahsuben ödediğini yani nakit ödemediğini, ancak davalı sigorta şirketi tazminat tutarını davacı şirkete zamanında nakden ödemiş olsaydı, davacı şirketin bankalara olan önceki tarihlerden gelen hali hazırdaki kredi borcunu daha erken kapatmak imkânına kavuşabileceğini, dolayısıyla daha az kredi faizi ödemiş olacağını, davacı şirket tarafından kullanılan kredilerin önceki tarihlerde hangi amaçla kullanmış olabileceği hususunda ticari defter kayıtlarından herhangi bir tespitin yapılamadığını, dava dilekçesinde istenen munzam zararın oluşmasına davalı tarafından davacıya yapılmayan hasar ödemesinin sebebiyet vermediğini, yani bu anlamda illiyet bağının bulunmadığı düşünülmekte ise de nihai takdirin mahkemeye ait olduğunu, 08/07/2016 tarihinden sonra T….A.Ş.’den 388.886.88-TL kredi kullanıldığını, 17.176.74-TL faiz, komisyon, BSMV ödendiğini;….Bankası A.Ş.’den 141.000.00-TL kredi kullanıldığını, 924.25-TL faiz, komisyon, BSMV ödendiğini; toplam 529.886.88-TL tutarındaki kredi nedeniyle toplam 18.100.99-TL faiz ödendiğini; sigorta şirketinin ödeme yükümlüğünün başladığı 07/09/2016 tarihinin dikkate alınması halinde: … A.Ş.’den kullanılan 01418-KL-1899 numaralı kredinin 07/09/2016 tarihi öncesinde kullandırıldığını, T….A.Ş.’den kullandırılan 10100306 numaralı kredinin 30/09/2016 tarihinde borç bakiyesinin 99.573.46-TL olduğunu, bu tutarın 97.186.88-TL’sinin ana para, 2.386.58-TL’sinin dönemsel faiz olduğunu, …….. Bankası A.Ş.’den kullandırılan …………………. numaralı hesaplardan kullandırılan kredilerin 07/09/2016 tarih öncesine ait olduğunu, kullandırılan kredi tutarının 111.586.88-TL, faiz ve eklerinin ise 5.245.87-TL olduğunu bildirmişlerdir.
Aldırılan 14/06/2021 tarihli ek rapor açıklayıcı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmuştur.
Davacı vekili 24/06/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile; 3.500,00 TL olarak istedikleri munzam zararı 18.100,99 TL olarak ıslah ettiklerini belirterek, müvekkilinin dava tarihi itibariyle davalı sigorta şirketinden tahsil edebileceği kanat hasar miktarının 498.630,00 TL olduğunun tespitine, bu tutardan dava açıldıktan sonra davalı tarafça yapılan ödeme düşüldükten sonra kalan 132.800,00-TL’nin temerrüt tarihi olan 08/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, munzam zarara ilişkin itirazları ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 18.100,99-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalı tarafça, dava açıldıktan sonra kısmi ödeme yapıldığından, taraflarınca harcı tamamlanan 498.630,00-TL hasar ve 18.100,99-TL munzam zarar isteği toplamı olan 516.730,99-TL üzerinden hesaplanacak vekalet ücreti ve diğer tüm yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yurtiçi taşıyıcı sorumluluk sigortaları; Türkiye sınırları dâhilinde karayolu ile yük taşımacılığı yapan nakliyeci firmaların kendilerine ait ve/veya kiraladıkları araçlarla taşıma hizmeti verdikleri müşterilerine ait emtiayı taşırken, teminat kapsamındaki bir rizikonun gerçekleşmesi sonucunda doğan yasal sorumlulukların poliçede belirlenmiş şartlar ve limitler dâhilinde teminat altına alındığı bir sigorta türüdür.
6102 sayılı TTK’nın 1473 ile 1485. maddeleri arasında sorumluluk sigortalarına ilişkin genel hükümlere yer verilmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 1473. maddesinde sorumluluk sigortaları; “(1) Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder. (2) Sigorta, sigortalının işletmesi ile ilgili sorumluluğu için yaptırılmışsa, sözleşmede aksine hüküm yoksa bu sigorta, sigortalının temsilcisi ile işletmenin veya işletmenin bir kısmının yönetiminde, denetiminde ve işletmede çalıştırılan kişilerin sorumluluğunu da karşılar. Bu durumda sigorta bu kişilerin lehine yapılmış sayılır.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemede, rizikoya esas olayın, sözleşme süresi içinde gerçekleşmesi esas alınmıştır.
Sorumluluk sigortalarında asıl amaç her ne kadar sigortalının üçüncü kişiye vermiş olduğu zarar nedeniyle ödeyeceği tazminata bağlı olarak mal varlığında meydana gelen azalmanın telafisi ise de, bunun yan sonucu zarar görenin de bir an önce zararının giderilmesi ve sigortalının ödeme güçsüzlüğüne karşı üçüncü kişilerin korunmasıdır.
6102 sayılı TTK’nın 1427. maddesine göre, sigorta tazminatı veya bedeli, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her hâlde 1446. maddeye göre yapılacak ihbardan 45 gün sonra muaccel olur.
6102 sayılı TTK’nın 875. maddesinde; “Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.” düzenlemesine; 879. maddesinde; “Taşıyıcı; a) Kendi adamlarının, b) Taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda; davacı taşıyıcı şirketin taşımayı üstlendiği, taşınan emtianın taşıma sırasında hasar gördüğü uyuşmazlık konusu değildir. Davacı-taşıyıcı şirket tarafından TTK’nın 875 ve devamı maddelerinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma hallerinin varlığı iddia ve ispat edilemediğinden ve taşıma işi kötü ifa edildiğinden dolayı davacı 3. kişiye verdiği hasardan ve tazminattan sorumludur. Nitekim; 3. kişi şirket tarafından davaya konu kanatta oluşan 498.630,00 TL hasar bedeli 22/08/2016 tarihinde 165 numaralı fatura ile davacı şirkete yansıtılmış, dava dışı şirketi davacı şirketten olan alacağı ile davacı şirkete olan borcunun mahsubunu yapmıştır. Davalı sigorta şirketi ile davacı şirket arasında Yurt İçi Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi düzenlenmiştir. Hasar 23/05/2016 tarihinde meydana gelmiş olup, poliçe 30/07/2015-30/07/2016 tarihleri arası oluşabilecek riskleri teminat içerisine aldığından davalı sigorta şirketi hasarın Yurtiçi Taşıyıcı Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi’nin istisnaları arasında olduğunu yani sorumluluktan kurtulmaya ilişkin hallerin bulunduğunu ispatlayamaması nedeniyle poliçede yazılı Özel Şartlar içerisindeki “vinç operasyonlarında kanca üzerindeki yüke yükleme ve boşaltma sırasında gelebilecek zararlar teminata dahildir” klozuna dayalı olarak istenen zarardan ve tazminattan sigortalısı ile birlikte sorumlu olduğu kabul edilmiştir. Zararın TL olarak karşılığının istendiği, davada da zararın TL olarak istendiği, davacının, dava dışı şirket ile TL üzerinden anlaştığı, nitekim; dava dışı şirketin davacı adına fatura ettiği tutarın 498.630,00 TL olduğu ve dava sırasında tamamlanan harç üzerine dava değerinin bu miktara ulaştığı, davalı sigorta şirketinin dava tarihinden sonra 13/10/2017 tarihinde yaptığı 105.558,71 Euro ödemenin o tarihte (1 Euro= 4.3285 efektif satış kuru üzerinden) TL karşılığının 456.910,87 TL olduğu, bu miktara ilişkin davanın ödeme nedeniyle konusuz kaldığı, 498.630,00 TL’den ödenen bu miktar düşüldüğünde kalan davacı alacağının 41.719,13 TL olduğu, ödeme sonrasında davacı tarafın bu miktar alacağa hak kazandığı, 6102 sayılı TTK’nın 1427. maddesine göre ihbar tarihi olan 23/05/2016 tarihine 45 günün eklenmesi ile davalı sigorta şirketinin temerrütünün 08/07/2016 tarihinde oluştuğu, konusuz kalan miktar yönünden davalı tarafın dava açılmasına sebebiyet vermesi nedeniyle vekalet ücreti ve yargılama giderlerinde sorumlu olduğu, tüm zararın davalı sigorta şirketinin poliçe teminat limiti içerisinde kaldığı sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır. Davacı vekili eldeki bu davada “davalı sigorta şirketinin dava konusu hasar tutarını kusurlu olarak ödememesi nedeniyle 3. kişiye hasar bedelini ödeyen müvekkilinin, bankadan kredi çekerek faiz ödemek durumunda kaldığını ve böylece munzam zararının da oluştuğunu” ileri sürmüş, buna dayalı da istekte bulunmuştur. Zarar, hak sahibinin rızası dışında mal varlığında meydana gelen azalmadır. Bu azalma kişinin malvarlığının aktifinin azalması veya pasifinin artması şeklinde ortaya çıkabilir. Bu anlamda da, davacı pasifinin artması şeklinde ortaya çıkmış olan zararının da tazminini isteyebilir. Yargıtay kararları da bu yöndedir. Aldırılan ek raporda davacının 08/07/2016 tarihinden sonra …. Bankası A.Ş. ve …A.Ş.’den kullandığı krediler nedeniyle 18.100.99-TL kredi kullandığı, bu tutarda munzam zararının oluştuğu, bu zararın da davalı sigorta şirketinin poliçe teminatı kapsamında kaldığı anlaşıldığından, davacının 18.100,99 TL tutarında munzam zarar alacağına hak kazandığı sonuç ve kanaatine ulaşılmış, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacının hasar zararına ilişkin açtığı maddi tazminat davasında;
Dava açıldıktan sonra davalı sigorta şirketi tarafından 456.910,87 TL’nin ödenmiş olması nedeniyle bu miktar yönünden dava konusuz kaldığından, bu miktarla ilgili karar verilmesine yer olmadığına,
Kalan hasar zararına ilişkin 41.719,13 TL tazminatın temerrüt tarihi olan 08/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
2-Davacının munzam zarara ilişkin davasının kabulü ile;
18.100,99 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken ‭4.086,31 TL harcın peşin olarak alınan ve sonradan tamamlanan (853,88 TL peşin harç, 239,08 TL peşin harç, 60,00 TL tamamlama harcı, 7.308,00 TL tamamlama harcı ve 250,00 TL ıslah harcı) toplam 8.710,96 TL harçtan düşülmesi ile kalan ‭4.624,65‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacının yatırmış olduğu 31,40 TL’si başvurma harcı ve 4.086,31 TL’si peşin harç olmak üzere toplam ‭4.117,71‬ TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
5-Davacının yapmış olduğu 324,70 TL’si posta-tebligat gideri ve 2.700,00 TL’si bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.024,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 6. maddesine göre ön inceleme tutanağı imzalanmadan davanın bir kısmı konusuz kaldığından tarife hükümleriyle belirlenen ücretin yarısına hükmedileceğinden buna göre takdir ve tayin edilen 19.947,77 TL vekalet ücreti ve kabul edilen miktar üzerinden tarifeye göre takdir ve tayin edilen 8.576,62 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 28.524,39 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 24/09/2021

Başkan…
¸E-imza
Üye …
¸E-imza
Üye ….
¸E-imza
Katip …
¸E-imza