Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/652 E. 2021/299 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/652
KARAR NO : 2021/299

DAVA : Çek İade Davası
DAVA TARİHİ : 13/06/2017
KARAR TARİHİ : 25/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Çek İade Davası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; Dava konusu çekin, müvekkilinin uhdesinde bulunmaktayken 20/09/2016 tarihinde kaybedildiğini ve tüm aramalara rağmen bulunamadığını, müvekkili firmanın haklarına halel gelmemesi amacı ile, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 730. maddesi yollamasıyla uygulanacak 669. maddesi hükmü doğrultusunda İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyası kapsamında çekin iptalini sağlamak amacıyla çek iptali istemli dava açmak zorunluluğunun hasıl olduğunu, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyasına, işbu davanın davalı vekilinin sunduğu dilekçenin taraflarınca ıttıla edildiğini, işbu dilekçe ve ekindeki belgeler uyarınca; çek iptali davasına konu çekin davalı … elinde olduğunun ve bu firma tarafından bankaya sordurulduğunun öğrenildiğini, bu sebeple ilgili yasal süre içerisinde işbu istirdat davasını ikame ettiklerini, davalı (veya başka bir şahıs) tarafından dava konusu çek ile ilgili icra takibine başlanması ve davalı tarafından çek bedelinin tahsil edilmesi durumlarında, müvekkili firma açısından telafisi imkansız zararlar ortaya çıkacağını, işbu davanın devamı süresince, dava konusu çek ile ilgili, açılmış (veya açılacak) icra takibinin tedbiren durdurulması ile dosyaya yatacak paraların alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir taleplerinin mevcut olduğunu, öncelikle; ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne; davanın kabulü ile; … Bankası – … Şubesi ait, … çek no.lu, 22/09/2016 keşide tarihli, 46.500,00.-TL. bedelli çekin davalıdan istirdadı ile dava konusu çek üzerinde müvekkilinin haklı hamil sıfatının olduğunun tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirketin ilgili yasal düzenlemelere uygun olarak kurulmuş ve ülke genelinde faaliyet göstermekte olan bir faktoring şirketi olduğunu, müvekkili şirketin tabi olduğu mezvuat kapsamında ve faktoring işleminin gerektirdiği ölçüde tüm araştırmaları yapıp gerekli özeni göstererek dava konusu … Bankası, … Şubesi’ne ait “…” çek numaralı, 22/09/2016 keşide tarihli, 46.500.00 TL bedelli çek için faktoring işlemi yaptığını, davacı tarafça müvekkili şirkete başvurularak; çek keşidecisi ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, bu nedenle mezkur çekin keşide edilerek kendisine verildiğini ve bu çek sebebiyle alacaklı olduğu, bundan mütevellit anılan çek ile ilgili faktoring işlemi yapmak istediğini belirttiğini, anılan çekin rızası hilafına elden çıktığını iddia eden davacı tarafın bu talebi üzere müvekkili şirketin davacıdan, taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayanak olan belgeleri talep ettiğini ve davacı tarafından faturaların müvekkili şirkete ibraz edildiğini, müvekkili şirketin kendisinden beklenen tüm incelemelerde bulunarak 25/04/2016 tarihinde faktoring işlemini gerçekleştirdiğini ve bu kapsamda da çeklerin müvekkili şirkete ciro edildiğini, ve gerçekleştirilen faktoring işlemi neticesince, faktoring işlemi sonucu çeke karşılık olan bedelin çekin rızası hilafına elden çıktığını iddia eden davacı …’ın banka hesabına ödendiğini, müvekkili şirket tarafından vade tarihinde bankaya ibraz edildiğini; fakat bankada karşılığının olmadığının görüldüğünü, bunun üzerine yasal takibe geçilmeden çek keşidecisi şirket ve faktoring müşterisi olan …’a başvurulduğunu, akabinde başvuru üzerine davacı tarafından çek bedelinin ödenmesi üzerine anılan çekin kendisine teslim edildiğini, davacı yanın dava dilekçesinde mezkur çekin, kendi uhdesinde bulunmakta iken 20/09/2016 tarihinde kaybedildiğini beyan ettiğini, ancak mezkur çekin 25/04/2016 tarihinde yapılan faktoring işlemi neticesinde cirolanarak müvekkili şirkete teslim edildiğini ve faktoring işlemi sonucu çeke karşılık olan bedelin müvekkili şirket tarafından, bizzat davacının hesabına yatırıldığını, akabinde çek bedeli ödeninceye kadar da anılan çekin yetkili hamili olarak müvekkili şirket uhdesinde kaldığını, 25/04/2016 tarihi itibariyle yetkili hamil olan müvekkili şirket tarafından, keşide tarihi olan 22/09/2016 tarihinde bankaya ibraz edildiğini ve karşılığının olmadığının öğrenilmesi üzerine yasal takibe geçilmeden çek sorumluları ile irtibata geçildiğini, akabinde çek bedelinin davacı tarafça ödendiğini ve çekin kendilerine teslim edilmiş olduğunu, yani çekin kaybolduğu iddia edilen tarihte, anılan çekin, yetkili hamil olarak müvekkili şirket uhdesinde bulunduğunu, dolayısıyla davacı tarafın beyanlarının gerçeğe aykırı olduğunun kabulünün gerektiğini, bu nedenlerle davacının haksız davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İSTİCVAP : Davacı … ” Bana tebliğ edilen ve mahkemece gösterilen 25/03/2013 tarihli factoring sözleşmesindeki, ek limit artırım sözleşmesindeki ve temlik taahhütnamesindeki kaşe ve ismin yanındaki imzalar ile adres bildirimi ve taahhütname başlıklı belgedeki kaşe üzerindeki imza bana aittir, ancak tevdi bordrosundaki kaşe üzerindeki imza bana ait değildir, yine 25/04/2016 tarihli davalı İzmir … Şubesine hitaplı dilekçedeki kaşe üzerindeki imzada bana ait değildir, ayrıca tarih bulunmayan çeklerle ilgili başlıksız belgelerdeki kaşe üzerindeki imzalar da bana ait değildir, yine 22/01/2016 keşide tarihli çekteki ilk ciro (lehtar cirosu) daki imza da bana ait değildir yani factoring sözleşmesi ve ekindeki belgeleri belirttiğim gibi imzaladım ancak çekle ilgili işlemleri ben yapmadım bilgim dışında olmuştur çek kaybolmuştur bu kısımdaki imzalar bana ait değildir ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Faktoring Sözleşmesi : 25/03/2013 tarihinde … ile … arasında imzalandığı anlaşılmıştır.
İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyasında; Davacı … tarafından … Bankası … Şubesine ait keşidecisi … olan … çek no.lu 22/09/2016 keşide tarihli 46.500,00 TL. bedelli çekin iptali istemiyle dava açıldığı, 14/09/2017 tarihinde HMK 150/1. maddesi uyarınca takip edilmeyen dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava Konusu Çek: … Bankası … Şubesine ait keşidecisi …, lehtarı davacı …, hamili davalı … olan … çek no.lu 22/09/2016 keşide tarihli 46.500,00 TL. Bedelli çek olduğu görülmüştür.
Banka Cevabi Yazısı:Dava konusu çekin faktoring işlemine konu edilmesi üzerine davalı şirket tarafından davacının …’taki hesabına faktoring işlem bedeli olan 38.665,69 TL’nin yatırıldığı ilgili bankanın 20.10.2020 tarihli cevabi yazısı ve ekindeki dekonttan anlaşılmıştır.
Faktoring işlemine dayanak fatura: Davacı … tarafından dava dışı keşideci …. Adına düzenlenen 437.303,28 TL bedelli 11.03.2016 tarihli satış faturası olduğu görümüştür.
Faktoring işlem faturası: Dava konusu çekin faktoring işlemine konu edilmesi üzerine davalı şirket tarafından davacı adına, faktoring hizmet bedeli, komisyonu ve masrafına ilişkin 25.04.2016 tarihli 7.834,31 TL bedelli fatura keşide edilmiştir.
Davacı Ticari Defter İbrazı: Davacı vekiline davacıya ait ticari defterlerinin yerinin bildirilmesi veya ibrazı için verilen kesin süre içerisinde davacıya ait ticari defterlerin ibraz edilmediği gibi yerinin de bildirilmediği, davacı vekili 17.09.2020 tarihli duruşmadaki beyanında davacının ticari defter tutmadığını bu nedenle defteri bulunmadığından yerinin de bildirilmediğini ifade etmiştir.
Dava; TTK’nun 763. Maddesi uyarınca açılan çek iade davasıdır.
Dava konusu bir adet çekte davacı lehtar ciranta, davalı ise hamil konumunda olup, keşideci dava dışı …’dir. Davacı lehtar çekin kaybolduğunu, rızası dışında elinden çıktığını ve davalının haklı hamil olmadığını iddia ederek çekin istirdadını talep etmiştir. Davalı … ise davacı lehtar ciranta ile aralarında faktoring sözleşmesi bulunduğunu, dava konusu çekin faktoring işlemine konu edildiğini, faktoring işlemine konu edilen bedelin davacının hesabına yatırıldığını, çeki davacının cirosu ile edindiğini, çekin karşılığı çıkmayınca davacıya müracaat edildiğini, çek bedelinin davacı tarafından kısım kısım ödendiğini, en son ödemenin 19.12.2016 tarihinde yapıldığını, bunun üzerine çekin davacıya teslim edildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şirketten faktoring sözleşmesi ve dava konusu çeke ilişkin faktoring işlemine dayanak belgeler getirtilmiş olup, davalı istinabe yoluyla isticvap edilmiştir. Davalı isticvabı üzerine istinabe olunan mahkeme huzurunda verdiği beyanında 25/03/2013 tarihli faktoring sözleşmesi, ek limit artırım sözleşmesi, adres bildirimi ve taahhütname başlıklı belgelerdeki imzaları kabul etmiş, ancak dava konusu çeke ilişkin olarak düzenlenen çek tevdi bordrosundaki, 25/04/2016 tarihli davalı şirketin … Şubesine hitaben yazılan dava konusu çeke ilişkin faturanın düzenlendiği ve malzemelerin firmaya teslim edildiği açıklamasını içeren dilekçedeki imzanın, çekteki ciroda kaşesi üzerinde bulunan imzanın kendisine ait olmadığını beyan etmiştir.
6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/2. maddesi ”Faktoring şirketi kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal ve hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz veya tahsilini üstlenemez” hükmünü içermektedir. Yasa metninden de anlaşılacağı üzere, faktoring şirketinin, faktoring işlemi ile devraldığı alacak, alacağın temliki hükümlerine tabidir. Nitekim, faktoring işlemlerinde alacağın temliki hükümlerinin uygulandığı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 03.11.2010 tarih, 2010/19-488 E, 2010/557 K. sayılı kararında da açıkça belirtilmiştir. Öte yandan aynı kararda faktoring işleminin müşteri (firma), faktoring şirketi (faktor) ve borçlu olmak üzere üç tarafının bulunduğu da açıklanmıştır. Faktoring işleminin bu tarafları arasındaki ilişkiler yönünden 6361 sayılı Yasanın 9/2 ve 6098 sayılı TBK’nın 188/1.maddesi hükümlerinin uygulanması gerekir.
04/02/2015 tarih ve 29257 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 8/1 madesinde ise “Faturalı alacağa istinaden kambiyo senedi veya diğer senetlerin alınması halinde alınan kambiyo senedi veya diğer senetteki ciro silsilesinde kuruluşa kambiyo senedi ve diğer senedi ciro edip veren kişinin, devralınan faturada alacaklı olarak gözüken kişi ve bu kişiden bir önceki cirantanın veya keşidecinin de faturadaki borçlu ile aynı kişi olması gerekir. Fatura ile kambiyo senedi veya diğer senetteki tutarın uyumlu olmasına dikkat edilir” düzenlemesine yer verilmiştir.
6361 sayılı Yasa’nın 9/2 maddesi hükmü ve yukarıda sözü edilen yönetmeliğin 8. maddesi, faktoring şirketlerine, kambiyo senetlerine dayalı olsa bile temlike konu alacağın bir mal veya hizmet satışından doğduğunu fatura ile tevsik etme ve kambiyo senedi ile faturanın uyumlu olduğunu araştırma yükümlülüğünü yüklemiş, TTK’nın 790. maddesi ise ciro silsilinde dış görünüş itibari ile kopukluk olup olmadığını inceleme yükümlülüğünü yüklemiştir. Faktoring şirketlerine bunların dışında daha fazla yükümlülük yükleyen bir mevzuat hükmü bulunmamaktadır. Faktoring şirketinin temlik aldığı çek ile ilgili banka nezdinde araştırma ve inceleme yükümlülüğünden söz edilemez.
Bu açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirilmesine gelince; dava konusu çeki davalı … şirketine davacı cirosu ile devredildiği, cirodaki imzanın dava dilekçesinde ve İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyasında açılan çek iptali davasında inkar edilmediği, temlik eden davacı lehtar cirantanın sunulan faturada alacaklı, davacıdan önceki keşidecinin ise faturada borçlu olarak göründüğü, dava konusu çekin 6361 sayılı Yasa’nın 9/2 ve yukarıda sözü edilen yönetmeliğin 8. maddesi hükmüne uygun şekilde faktoring şirketine devredilmiş olduğu, dava konusu çeke ilişkin faktoring işlemi bedelinin davacının hesabına yatırıldığı, davacının çekin rızası dışında elinden çıktığı savunmasını kanıtlayamadığı, davalının yetkili hamil olduğu anlaşılmakla davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu ret harcına, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL karar ve ilam harcının davacı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
3-Dava tamamen reddedildiğinden davacı tarafın yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
4-Davalı tarafın yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına.
5-Dava tamamen reddedildiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 6.845,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine.
6-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
ilişkin, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır