Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1474 E. 2022/916 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1474
KARAR NO : 2022/916

DAVA TARİHİ : 29/12/2017
KARAR TARİHİ : 08/11/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/11/2022
Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; davalı ……….’nün 16/01/2015 – 28/04/2017 tarihleri arasında belirsiz süreli iş sözleşmesi ile müvekkili şirkette tahribatsız muayene operatörü olarak çalıştığını, davalının 28/04/2017 tarihinde iş yerini herhangi bir gerekçe göstermeksizin terk ettiğini, davalıya Bornova 1. Noterliği’nden 12/05/2017 tarihli, …… yevmiye numaralı ihtarnamenin gönderilerek işe davet edildiğini ve “herhangi bir mazereti var ise bildirmesinin” istendiğini, ihtarnamenin tebliğine rağmen davalının 3 gün içinde herhangi bir mazeret bildirmemesi üzerine Bornova 1. Noterliği’nin 08/05/2017 tarihli, ……. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile iş sözleşmesinin İş Kanunu’nun 25/2 maddesi gereğince haklı nedenle sonlandırıldığını, iş sözleşmesinin sonlandırılmasından kısa bir süre sonra davalının, müvekkilinin de iş yaptığı ve davalının daha önce görevlendirildiği ……. A.Ş.’de görüldüğünü ve konu araştırıldığında davalının müvekkili ile aynı sektörde rakip bir şirket olan davalı şirket bünyesinde çalışmaya başladığının anlaşıldığını, bu durumun SGK kayıtları ile sabit olduğunu, davalı şirketin davalı … … tarafından kurulduğunu, bu şirketin de müvekkili gibi kaynak kontrol hizmeti verdiğini, davalının eyleminin haksız rekabet olduğunu, müvekkili ile davalı arasında imzalanan sözleşmenin 1.6. maddesinde; “İş sözleşmesinin işveren tarafından haklı veya geçerli nedenle feshi sonucu iş sözleşmesinin sona ermesini izleyen 2 yıl boyunca doğrudan veya dolaylı olarak İzmir, Manisa ve Aydın il sınırları içinde işverene rakip olan herhangi bir şirket kişi veya kuruma doğrudan veya dolaylı ortak, hissedar, yönetici, müdür, personel, danışman veya hangi sıfatla olursa olsun hizmet vermeyeceğini, kendi adına işverene rakip bir iş yürütmeyeceğini, işveren çalışanlarını bu amaçlar için ikna etmeyeceğini kabul ve taahhüt eder. Bu maddedeki taahhütlerini ihlal etmesi halinde şirketin müspet ve menfi tüm zararlarının tazmin isteği dahil tarafına veya 3. kişilere karşı ileri sürebileceği hiçbir istek hakkına halel gelmemek kaydı ile şirkette çalıştığı son ay için kendisine ödenen brüt aylık maaşının 10 katı tutarında bir meblağı cezai şart olarak ödemeyi ve bu cezai şartın fahiş olmadığını kabul ve taahhüt eder.” hükmünün bulunduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00-TL cezai şartın iş sözleşmesinin sonlandırıldığı 28/04/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkilinin, davacı şirkette çalıştığı dönemde son aylık brüt maaşının 3.580,00-TL olduğunu, buna göre davacının 35.800,00-TL üzerinden dava açmak durumda olduğunu, istenilen tazminatın cezai şarta bağlı olması nedeniyle belirsiz alacak veya kısmi alacak şekilde dava açılamayacağını, bu nedenle harcın tamamlanması gerektiğini, müvekkilinin kalite kontrol elemanı olduğunu, rekabetin ticari nitelik taşımaması ve işin iş sözleşmesinden kaynaklı uyuşmazlık olması nedeniyle İş Mahkemelerinin görevli olduğunu, davanın haksız olduğunu, müvekkilinin iş sözleşmesinin yönetici Melişah Ayan tarafından haksız şekilde ve bir daha gelmemesi yönünde “defol” denilerek sonlandırıldığını, müvekkilinin aynı gün Türkiye İş Kurumu İzmir Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü’ne bireysel başvuru yaparak şikayetçi olduğunu, ilgili kurum tarafından düzenlenen 02/06/2017 tarihli raporda; “müvekkilinin iş sözleşmesinin haksız şekilde feshedildiği” gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığının belirtildiğini, müvekkilinin İzmir 3. İş Mahkemesi’nin …… Esas sayılı dosyasında işçilik alacaklarının tahsili amacıyla davacı hakkında dava açtığını, derdest olduğunu, bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacının kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin davacı şirketten 28/04/2017 tarihinde işten kovulduktan 18 gün sonra diğer müvekkili şirkette işe başladığını, müvekkili şirketin uzun yıllar faaliyet yürüten bir şirket olduğunu, haksız rekabetin bulunmadığını, müvekkili şirketin iş sözleşmesinden bihaber olması nedeniyle husumet itirazlarının bulunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLER ;
İş sözleşmesi, ihtarnameler, İzmir Çalışma ve İş Kurumu Müdürlüğü ile yapılan yazışma, İzmir 3. İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı ve …… Karar sayılı dava dosyası.
GEREKÇE ;
Dava; iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiği ileri sürülerek sözleşme kapsamında haksız rekabet nedeniyle cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Rekabet yasağının ihlalinden doğduğu ileri sürülen cezai şartın tahsili istemine ilişkin olan bu davanın özelliğine göre; davalının rekabet yasağını ihlal eden davranışının iş sözleşmesinin sona ermesinden sonraki döneme ilişkin bulunduğu; bu davranışın, hizmet sözleşmesinin sona ermesinden sonra gerçekleşen rekabet yasağına aykırılığı düzenleyen, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 444 ve 447. maddeleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu kapsamda yer alan uyuşmazlıklara ilişkin davaların ise, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-e maddesi gereğince mutlak ticari dava niteliği taşıdığı, mutlak ticari davaların görülme yerinin ise Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin görev itirazının reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafça davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı belirtilmeyip, HMK’nın 109/2 maddesinin kaldırılması ile birlikte bölünebilir alacaklar açısından kısmi dava açılmasına engel de kalmadığından, davalı vekilinin harç yatırılması yönündeki isteğinin reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; “davacı şirkette sigortalı olarak çalışmakta olan davalı … …’nün iş sözleşmesinin 28/04/2017 tarihinde işveren davacı şirket tarafından haklı sebeple feshedilip feshedilmediği, davacı şirketin, davalı … … ile imzaladığı belirsiz süreli iş sözleşmesinin 1.6. maddesi gereğince cezai şarta hak kazanıp kazanmadığı, davalıların haksız rekabet oluşturacak nitelikte işlem ve eylemlerinin bulunup bulunmadığı, istenebilecek cezai şart miktarının ne olacağı, davalı şirketin cezai şarttan sorumlu tutulup tutulamayacağı” konularındadır.
Davacı vekili ön inceleme duruşmasında; defterler incelendiğinde müvekkilinin çalıştığı Gimas firması ile davalı şirketin de çalıştığının görüleceğini, iş sözleşmesi sona erdikten sonra müvekkilinin bu firma ile olan ticari faaliyetinin azaldığını, davalının bu firmaya iş yönlendirdiğini belirtmiştir. Davalılar vekili ise; iş sözleşmesinin sonlandırılmasında müvekkilinin herhangi bir kusurunun olmadığını, aksine haklı sebebinin bulunduğunu, bu konuda İş Mahkemesinde görülen davanın henüz karara bağlanmadığını, bekletici mesele yapılmasını istediklerini belirtmiştir.
Dava, yukarıda da belirtildiği üzere niteliği itibariyle 6098 sayılı TBK’nın 444. maddesi kapsamına giren bir davadır.
Davacı şirket ile davalı … … arasında 16/01/2015 tarihinde belirsiz süreli iş sözleşmesi imzalanmıştır.
Davacı şirket davalı … …’ye Bornova 1. Noterliği’nden gönderdiği 08/05/2017 tarihli 11049 yevmiye numaralı ihtarname ile “29/04/2017 ve 02/05/2017 tarihlerinde izin almaksızın ve bilgi vermeksizin işe gelmediğinin belirlendiği, hakkında tutanak tutulduğu” hususlarını ve “haklı mazereti var ise 3 gün içinde sunması, aksi takdirde iş sözleşmesinin feshedileceği” hususunu bildirmiştir.
Davacı şirket Bornova 1. Noterliği’nden davalıya gönderdiği 02/05/2017 tarihli 10565 yevmiyen numaralı ihtarname ile ise “iş sözleşmesini feshettiğini” bildirmiştir.
Mahkememizce İzmir Çalışma ve İş Kurumu Müdürlüğü’nden davalı … …’nün 28/04/2017 tarihli iş sözleşmesinin sonlandırılması üzerine yapmış olduğu başvuruya ilişkin dilekçesi ile yapılan işlemleri gösterir belge örnekleri getirtilmiştir. Bunlar incelendiğinde; söz konusu kurumun 02/06/2017 tarihli yazısı ile “ücret bordrolarını itirazi kayıt olmaksızın imzalamış olması nedeniyle bu yöndeki istek geçerli bilgi ve belgeye dayandırıldığı takdirde mahkemeye intikal ettirilebileceği, yıllık izin ücreti alacağıyla ilgili 2.388,75 TL’nin hesabına 10/05/2017 tarihinde yatırıldığı, almak üzere ilgili banka şubesine başvurması gerektiği, alacaklarını almak üzere işverene başvurması gerektiği” hususlarının bildirildiği görülmüştür.
Davacının açmış olduğu bu davada dayandığı sözleşmenin 1.6. maddesinde; “Personel, gerek çalıştığı süre boyunca gerek istifa etmesi veya iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı ve geçerli nedenle feshi sonucu sona ermesini takip eden iki yıl boyunca doğrudan veya dolaylı olarak İzmir, Manisa ve Aydın il hudutları içinde işverene rakip olan herhangi bir şirket, kişi veya kuruma doğrudan veya dolaylı ortak, hissedar, yönetici, müdür, personel, danışman veya hangi sıfatla olursa olsun hizmet vermeyeceğini kendi adına iş verene rakip bir iş yürütmeyeceğini, iş veren çalışanlarını bu amaçlar için ikna etmeyeceğini gayri kabili rücu olarak kabul ve taahhüt eder. İş bu maddedeki taahhütlerini veya T.C. kanunlarından doğan rekabet etmeme yükümlülüklerini ihlal etmesi halinde şirketin müspet ve menfi tüm zararlarının tazmini talebi dahil tarafına veya 3. kişilere karşı ileri sürebileceği hiç bir talep hakkına halel gelmemek kaydıyla şirkette çalıştığı son ay için kendisine ödenen brüt aylık maaşının on katı tutarında bir meblağı cezai şart olarak ödemeyi ve bu cezai şartın fahiş olmadığını kabul ve taahhüt eder.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Sonucu beklenen İzmir 3. İş Mahkemesi’nin ….. Esas ve …… Karar sayılı dava dosyası incelendiğinde; Gamze … tarafından Erma Endüstriyel Kontrol ve Teknik Malzeme San. Tic. Ltd. Şti. hakkında 09/05/2017 tarihinde açılmış iş sözleşmesinin haksız fesih nedeniyle kıdem, ihbar, fazla mesai, yıllık izin ücreti ve agi alacaklarının belirlenerek tahsili istemine ilişkin olduğu, mahkemece bilirkişiden 18/09/2018 tarihli raporun aldırıldığı, davacı tarafça verilen 20/11/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile toplam 15.919,42 TL’nin tahsilinin istendiği, bilirkişiden 04/03/2019 tarihli ek raporun aldırıldığı, tanıkların dinlendiği ve mahkemece; “…..dosya kapsamına göre davacı işçi …’nın 24/08/2017 tarihinde davalı-karşı davacı işveren … koordinatörü tarafından telefon görüşmesi ile işten çıkarıldığı, fesih gerekçesi olarak ileri sürülen devamsızlık iddiasının sonraki günlere ilişkin olduğu, davalı-karşı davacı işverenin devamsızlık gerekçesine dayalı haklı fesih iddiasının kanıtlanmadığı, fesih davalı-karşı davacı işveren tarafça yapıldığından karşı davaya konu ihbar tazminatı isteğinin yerinde olmadığı, fesih şekline göre davacı işçiye ihbar ve kıdem tazminatı alacaklarının ödenmesi gerektiği” gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verildiği; bu karara yönelik istinaf başvurusunun İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin 10/05/2022 tarihli,……. Esas ve …….Karar sayılı kararı ile esastan reddine karar verildiği, verilen bu kararın kesin nitelikte olduğu, dolayısıyla mahkemenin kararının 10/05/2022 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Toplanan ve sunılan deliller ile kesinleşen mahkeme kararı ve tüm dosya içeriğine göre; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 1.6 maddesinde işçinin istifa etmesi veya iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı ve geçerli nedenle feshi halinde cezai şarta hükmedileceğinin düzenlendiği; …. …’nün, işveren Erma End. Kont. Hiz. Ve Tek. Malz. Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılan feshin haksız olduğunun tespiti ve işçilik hak ve alacaklarının tahsili istemiyle İzmir 3. İş Mahkemesi’nde açtığı …..Esas sayılı davada mahkemece “işverenin haklı feshinin kanıtlanamadığı” gerekçesiyle işçinin davasının haklı görüldüğü ve kabulüne karar verildiği, bu kararın istinaf incelemesinden geçerek 10/05/2022 tarihinde kesinleştiği, bu mahkemenin “işveren feshinin haksız olduğu” yönündeki maddi tespitinin mahkememiz yönünden de bağlayıcı olduğu; davacı işverenin, feshinin haksız olması karşısında sözleşmenin 1.6. maddesindeki cezai şartı isteyemeyeceği sonuç ve kanaatine ulaşıldığından; davalı … ………hakkında açılan davanın esastan reddine; diğer davalıya ise sözleşmenin tarafı olmaması nedeniyle husumet yöneltilemeyeceğinden, davalı …… Kont. Hiz. San. Tic. Ltd. Şti. hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacının, davalı …. Müh. Kont. Hiz. San. Tic. Ltd. Şti. hakkındaki davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Davacının, davalı … …….hakkında açtığı davanın esastan REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın peşin olarak alınan 85,39 TL harçtan düşülmesi ile kalan ‭4,69‬ TL harcın karar kesinleştiğinde isteği halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılara eşit olarak verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayarak artan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 08/11/2022

Katip …
¸E-imza

Hakim …
¸E-imza