Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1472 E. 2021/449 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1472
KARAR NO : 2021/449

ASIL DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2017

BİRLEŞEN DAVA (İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1204 esas sayılı)

BİRLEŞEN DAVA :Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/10/2018
KARAR TARİHİ : 27/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan), Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Asıl davada davacı … vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; Davacı müvekkili ile davalılar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan alacağın tahsili için, İzmir …. icra Müdürlüğünün … E. sayılı icra dosyası üzerinden 17/11/2017 tarihinde icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin davalılara 20/11/2017 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı/borçluların 27.11.2017 tarihinde davacı şirkete borçları olmadığından bahisle borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiğini ve aynı tarihte takibin durdurulmasına karar verildiğini, müvekkili şirketin turşu, salça, konserve, reçel, ketçap vb. gıda ürünleri üretim ve satış faaliyetinde bulunduğunu, davalı/borçlular ile müvekkili şirket arasında ise üretimde kullanılmak üzere yaş meyve alım-satım ilişkisi söz konusu olduğunu, süregelen bu ticari ilişki sebebiyle takip tarihi itibariyle müvekkilinin davalılardan 94.970,97-TL alacağının olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin, cari hesap ekstresinden de anlaşılacağı üzere mal gönderilmeden önce avans gönderme şeklinde yürütüldüğünden müvekkilinin iş bitiminde aldığı malın toplam bedelinden 94.970,37 daha fazla para gönderdiğinin anlaşıldığını, bu durumun varlığının, şirket defter ve kayıtları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile de anlaşılacağını, davalıların yapmış olduğu itirazın haksız ve kötü niyetli olup yalnızca icra takibini durdurma amaçlı olduğunu, ayrıca borçluların itiraz dilekçesinde faize de itiraz ettiklerini, ancak itiraza konu icra takibinde yasal faiz talep edildiğini, talep edilen faizin yasalara uygun olduğunu, bunun yanında davalı/borçluların haksız itirazı nedeniyle müvekkili şirketin mağdur olmaması için Hukuk Muhakemeleri Kanunu m.389 vd. maddeleri uyarınca borçluların mallarını kaçırması ve alacağın tahsil edilmeyerek icra takibinin sonuçsuz kalmasını engellemek ve borçluların mallarını kötü niyetle devretmesini önlemek amacıyla borçluların tespit edilecek menkul ve gayrimenkul malları üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiklerini, haksız itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini, yargılama giderleri ile karşı vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVA : Birleşen davada davacılar …, … vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri … ve …’nın … adı altında adi ortaklık olarak, Yaş Sebze ve Meyveleri işleyerek piyasaya sattıklarını, müvekkili ile davalı … arasında Çilek ve vişne toplama ve bu ürünleri işleme konusunda önce sözlü olarak anlaşıldığını daha sonra tarafların bu sözleşme iradelerini e-posta olarak birbirlerine gönderdiklerini ve karşılıklı olarak anlaştıklarını, taraflar arasındaki ticari işin bedelinin hem sözlü hem de mail yolu ile belirlendiğini, buna göre mal fiyatı + İşçilik = ürün fiyatı olarak belirlendiğini, çilek ürünü ile ilgili taraflar arasında hiçbir sıkıntı yaşanmadığını, karşılıklı olarak edimlerin eksiksiz olarak yerine getirildiğini, çilek sezonunun bitmesi ve vişne sezonunun başlaması ile birlikte tarafların yine aynı şartlarda anlaştığını, iradelerini mail yoluyla ortaya koyduklarını ve akabinde müvekkillerinin piyasadan davalı şirket adına vişne toplamaya, ürünü işleyip göndermeye başladığını, söz konusu anlaşma yapılırken vişne ürününün değişken olması nedeni ile tarafların konuştuğunu ve ürünün hammadde bedelinin değişkenlik gösterdiğinin bildirildiğini bu nedenlerle piyasada oluşan değişkenliklere göre bunun faturaya yansıtılacağının gerek sözlü olarak gerekse de mail yolu ile davalı tarafa bildirildiğini, müvekkillerinin defterleri incelendiğinde de kantar fişlerinden ürünün değişken fiyatlarda olduğunun görüleceğini, bu durumun davalı şirket tarafından da bilindiğini, müvekkilleri ile davalılar arasında yapılmış olan ticari iş çerçevesinde keşide edilen ilk üç faturada ürün fiyatı değişken olarak gösterilerek kesildiği halde daha sonraki altı adet faturada bu fiyat farkının sehven gösterilmediğini, bu durum fark edildiğinde müvekkillerinin davalı taraf ile görüştüğünü, davalı şirketin satın alma müdürü …’nün şirketin borsada işlem gördüğü gerekçesi ile iade faturası kesmediğini, ilgili kişilerle görüştükten sonra işin sonunda fiyat farkı faturası kesilerek söz konusu haksızlığın bu şekilde giderilebileceğini söylediğini, müvekkillerinin ticari etik gereği bu beyana inandıklarını ve iş bitiminde 02.10.2017 tarihinde fiyat farkı faturası keserek davalı şirkete gönderdiklerini ancak bu faturanın davalı şirket tarafından iade edildiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak dosyanın bilirkişilerce incelenip sunulacak rapor üzerine ıslah haklarını kullanmak kaydı ile 50.000 TL alacaklarının davalıdan tahsilini, müvekkillerinin, davalı şirket tarafından önceden yapılan peşinatlarla üreticiden mal satın alıp işleyip davalıya teslim ettiğini, davalı tarafın, müvekkillerine yapmış olduğu peşinatlarla ilgili olarak cari hesapta yapmış olduğu fazlaya ilişkin ödemeleri ile ilgili olarak İzmir …. icra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlattığını ve itirazları üzerine İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1472 Esas sayılı dosyasından dava ikame edildiğini, taraflar arasındaki uyuşmazlığın aynı ticari ilişkiden kaynaklanmakta olduğunu tarafları ve konusu aynı olan davanın usul ekonomisi açısından birleştirilmesini talep ettiklerini, alacaklarının birleştirilecek dosyadan mahsup edilmesine veyahut fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve ileride ıslah edilmek kaydı ile 50.000 TL alacaklarının davalı taraftan alınarak taraflarına ödenmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Birleşen davada davalı … vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; Davacıların eldeki davayı belirsiz alacak davası olarak açmasında hukuki yararın bulunmadığını, dava konusu alacağın belirlenebilir nitelikte olduğunu, davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak belirsiz alacak davası açmasında hukuki yarar bulunmadığından dava şartı yokluğundan birleşen davanın reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin turşu, salça, konserve, reçel, ketçap vb. gıda ürünleri üretim ve satış faaliyetinde bulunduğunu, davalı/borçlular ile müvekkili şirket arasında ise üretimde kullanılmak üzere yaş meyve alım-satım ilişkisinin söz konusu olduğunu, davacıların dava dilekçesinde vişne ürününün fiyatının değişken olduğunu, bunun müvekkiline bildirildiği iddia edilmişse de bu durumun gerçeği yansıtmadığını, bu durumun ticari yaşamın da olağan akışına aykırı olduğunu, davacının tacir olmasına rağmen basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğüne aykırı davrandığını, ayrıca müvekkiline ait ticari defter ve kayıtların incelenmesi ile davacının düzenledikleri ilk üç faturada fiyatların değişken olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığının anlaşılacağını, yine aynı şekilde taraflar arasında da sözlü ya da yazılı hiçbir şekilde fiyatların değişken olmasının kabul edildiğine dair mutabakat sağlanmadığını, arz ve izah edilen nedenlerle; davacıların haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
İcra Dosyası: İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında alacaklı …. tarafından borçlular …, … (…- … ortaklığı yaş sebze meyve ticareti) aleyhine cari hesap alacağından kaynaklı 94.970,97-TL asıl alacak olmak üzere toplam 94.970,97 -TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlular … ve …’ya ödeme emrinin 20/11/2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlular vekili tarafından 27/11/2017 tarihli dilekçe ile borca , faize ve tüm ferilerine itiraz edildiği, itiraz nedeniyle takibin 27/11/2017 tarihinde durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Esnaf Tacir Araştırması:…- … ortaklığı yaş sebze meyve ticaretinin esnaf tacir olup olmadığının tespiti için … Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne yazılan yazıya verilen 14.04.2021 tarihli cevabi yazıda, adi ortaklığın bilanço esasına göre defter tuttuğu bildirilmiştir.
Fiyat Farkı Faturası:…- … ortaklığı yaş sebze meyve ticareti ünvanlı adi ortaklık tarafından,… adına 02.10.2017 tarihli 110.484,95 TL bedelli vişne fiyat farkı faturası olduğu görülmüştür.
Bilirkişi heyet raporu: Ziraat Mühendisi bilirkişi … ile Mali Müşavir bilirkişi … 26/01/2021 tarihli raporunda özetle; Davacı karşı davalı … nin 2016-2017-2018 yılları yevmiye ve kebir defterlerinin e defter sistemine kayıtlı olduğu, davacı karşı davalı şirketin ticari defterlerinin açılış ve kapanış beratlarının yasal süresi içerisinde alındığı, Ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu ve birbirini doğrular nitelikte olduğu, davalı karşı davacı …-… ortaklığının ticari yasal defterlerini ibraz etmediği, davacı karşı davalı şirketin ticari defter kayıt ve belgelerine göre; davalı karşı davacı ortaklığın takip tarihi olan 17.11.2017 tarihi itibariyle, davacı karşı davalı şirkete 94.970,97 TL borcunun bulunduğu, davalı karşı davacı ortaklığın, davacı karşı davalı şirkete düzenlediği 02.10.2017 tarihli 110.484,95 TL tutarlı vişne fiyat farkı faturasının davacı karşı davalı şirketin ticari yasal defter kayıtlarında bulunmadığı, İlk dört faturadaki fire bedelinin yanlış hesaplanmasına dair iddianın, sadece …’ın hesaplama şeklini değiştirmesinden kaynaklandığını, Literatürde böyle bir hesaplama şekline rastlanmadığını, ayrıca … ile hesaplama şeklinin değiştirilmesi ile ilgili anlaştıklarına dair yazılı bir belgenin bulunmadığını, dolayısıyla …’ın ilk dört faturadan alacağının bulunmadığını, son beş faturadaki; fire bedellerinin yanlış hesaplanması: …’ın son beş faturadan fire bedelleri ile ilgili bir alacağının bulunmadığını, kantarcı bedelinin ve nakliye bedelinin eksik yatırılması: …’ın bu iddiasına “son beş fatura için ilave 0,20TL kantarcı bedeli ve ilave 0,20TL nakliye bedeli konusunda tarafların anlaştıklarına” dair hiçbir yazılı belge bulunmadığını , dolayısıyla …’ın son beş faturadan ilave kantarcı bedeli ve ilave nakliye bedeli ile ilgili bir alacağının bulunmadığını mütalaa etmişlerdir.
Asıl Dava; yaş meyve alım satım ilişkisi kapsamında avans olarak gönderilen nakdin bedelsiz kalmasından kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Dava, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Birleşen dava; davacı adi ortaklık tarafından düzenlenen 1 adet fiyat farkı faturasından kayanaklanan alacak davasıdır.
Asıl davada davalı-birleşen davada davacı olan gerçek kişilerin oluşturduğu adi ortaklık yönünden tacir olup olmadığına dair araştırma yapılmış, adi ortaklığın bilanço usulüne göre defter tuttuğu ve 1. sınıf tacir olduğu tespit edildiğinden tacir sıfatını haiz olduğu, asıl davada davacı-birleşen davad davalı tarafın ise TTK’da sayılan şirketler arasında yer aldığı görülmüştür. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı, eldeki davanın her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirdiği anlaşılmakla mahkememizin davaya bakmaya görevli olduğu kanaatine varılmıştır.
Asıl davada davacı şirket, davalı adi ortaklık ile aralırda yaş meyve alım satımından kayanaklanan ticari ilişki bulunduğunu, 2016 – 2017 yıllarında devam eden ilişki boyunca yaş meyve bedellerinin avans olarak gönderildiğini, icra takibine konu ettiği bakuye avans bedeli karşılığında mal teslim edilmediğini, bu nedenle bedelsiz kalan avans ödemesinin iadesi gerektiğini ileri sürmüş, davalılar asıl davaya cevap vermemişler, takibe itirazlarında borca ve tüm ferilerine itiraz etmişler, davalılar vekili ön incaleme duruşmasındaki imzalı beyanında davalı ile davalılar arasında yaş meyve alım satımı ilişkisi bulunduğunu, davacı tarafça mal tesliminden ve fatura düzenlenmeden önce ödemelerin avans olarak yapıldığını, en son düzenledikleri fiyat farkı faturası iade edildiğinden aralarında uyuşmazlık çıktığını savunmuştur. Buradan hareketle, taraflar arasında yaş meyve alım satım ilişkisinin bulunduğu, davacının ödemeleri avans olarak yaptığı konularında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Birleşen davada davacı adi ortaklar, davalı şirkete yaş meyveleri işleyerek sattıklarını, çilek satışından kaynaklanan taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı, 2017 yılında vişne satımına ilişkin olarak 9 adet fatura düzenlendiğini, vişne ürününün fiyatının değişken olması nedeniyle piyasada vişne fiyatında oluşan değişkenliğe göre değişen birim fiyatlar üzerinden alım satımın yapılması ve fatura düzenlenmesi konusunda davalı ile anlaştıklarını, ilk 3 fatura ile ilgili bir uyuşmazlık bulunmadığını, ancak son olarak düzenlenen 6 adet faturada sehven vişnenin sabit birim fiyat üzerinden düzenlendiğini, bu durum fark edildiğinde faturaların iptal edilmek istendiğini, ancak davalı şirketin bunu kabul etmeyerek fiyat farkı için fatura düzenlemelerini istediğini, son 6 adet faturada esas lınması gereken değişen birim fiyatlar hesaplanarak 02.10.2017 tarihli fiyat farkı faturası düzenlediklerini ve davalıya gönderdiklerini, davalı şirketin noter kanalıyla fiyat farkı faturasını kabul etmeyerek kendilerine iade ettiğini iddia ederek fiyat farkı faturasından kaynaklanan alacağın tahsili talep ettiği, davalı şirketin ise davacı adi ortaklık ile aralarında vişne alım satımından değişken fiyat uygulanması ve fiyat farkı faturası düzenlenmesi konusunda bir anlaşma olmadığını olmadığını, bu nedenle fiyat farkı faturasına itiraz edilerek iade edildiğini, davacı adi ortaklığın vişne alımında fiyat farkından kaynaklanan alacağı bulunmadığını savunmuştur.
Asıl ve birleşen davalar yönünden tarafların ticari defter ve kayıtları mali müşvari bilirkişi ile ziraat mühendisi bilirkişi görevlendirilerek incelenmiş, davaya ve takibe konu avans ödemelerinin tümünün davacının usulüne uygun tutulmuş defterlerinde kayıtlı olduğu, takip ve rapor tarihinde davacının 94.970,97 TL alacaklı olduğu, davalı adi ortaklık tarafından düzenlenen fiyat fankı faturasının davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı görülmüştür. Davalı defterlerini ibraz etmemiş, mavi bir adet klasör sunulmuş olup, içerisinde adi ortaklığa ait 2016-2017-2018 yıllarına ilişkin bazı alış ve satış faturalarının bulunduğu görülmüştür. Asıl davada davalılar-birleşen davada davacılar vekili 18/03/2021 tarihli duruşmadaki beyanında, adi ortaklığa ait defterleri bulamadıklarını, bu nedenle bilirkişi heyetine sunamadıklarını, davacı şirket kayıtlarında bilirkişi heyet raporu ile tespit edilen avans ödemeleri ve faturalara bir itirazları bulunmadığını, uyuşmazlığın fiyat farkı fatursından kaynaklandığını ifade etmesi karşısında asıl davada davacı şirketin davalılardan bedelsiz kalan avans ödemeleri nedeniyle 94.970,97 TL alacaklı olduğu, davalıların icra takibine itirazlarında haksız oldukları anlaşılmakla asıl davanın kabulüne, davalıların icra takibine vaki itirazının ptaline, İİK’nun 67/2.maddesi uyarınca alacağın likit olması ve davalıların itirazlarında haksız olması nedeniyle %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Birleşen davada taraflar arasındaki uyuşmazlık adi ortaklık tarafından düzenenen 02.10.2017 tarihli 110.484,95 TL bedelli vişne fiyat farkı faturasından kaynaklanmaktadır. Teknik bilirkişi raporuna göre, fiyat farkının birleşen davada davacı adi ortaklığın iddia ettiği gibi değişen vişne hammadde fiyatlarından kaynaklanmadığı, değişen fiyatların faturalara yansıtıldığı, fiyat farkının ilk dört faturada fire bedelinin yanlış hesaplanmasından, son beş faturada ise hem fire bedelinin hem de kantarcı ve nakliye bedelinin eksik hesaplanmasından kaynaklandığı, birleşen davacının fiyat farkının piyasada vişne hammadde fiyatının değişkenlik arz etmesinden kaynaklandığı ve bunun faturalara sehven yansıtılamadığı yönündeki iddiasının teknik incelemeye göre haklı olmadığı, adi ortaklık tarafından düzenlenen fiyat farkı faturasının davacı şirket tarafından süresinde itiraz edilerek iade edildiği, davacı adi ortaklığın fiyat farkına dayanak olan asıl faturaları 2017 yılı 7. ve 8. aylarında düzenleyip bedelini ise peşinen aldığı, taraflar arasında fiyat farkı alınacağına dair yazılı sözleşme bulunmadığı gibi daha önce de fiyat farkı faturası kesildiği ve taraflar arasında fiyat farkı ödeneceğine ilişkin teamül oluştuğuna dair delil bulunmadığı, dolayısıyla birleşen davada davacı adi ortaklığın fiyat farkı faturasından kaynaklanan bir alacağının bulunduğunun ispatlanamadığı, davacı adi ortaklık vekili bilirkişi heyet raporuna yönelik 17.03.2021 tarihli itiraz dilekçesinde davalı şirkete yemin teklif etme haklarını saklı tuttuklarını bildirmiş ise de, asıl davada cevap dilekçesi verilmediği, birleşen davada dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanılmadığı, Yargıtay İçtihadı Birleştirme HGK’nun 2015/2 esas, 2017/1 karar sayılı, 03/03/2017 tarihli kararı ile “6100 sy HMK’nun yürürlüğe girdiği tarihten sonra açılan ve taraflarca hazırlanma ilkesinin geçerli olduğu davalarda hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtme, yani somutlaştırma külfeti getirdiğini, bu düzenlemeye göre açıkça yemin deliline dayanılmadığı takdirde tarafın yemin teklif etme hakkının bulunmadığı, tarafın “sair deliller, her türlü delil” gibi ifadeleri kullanmış olmasının yemin deliline açıkça dayanmış olduğu şeklinde yorumlanamayacağı, bu çerçevede tarafın “sair delil, her türlü deliller gibi” gibi ibareleri kullanmış olması halinde hakimin taraflara yemin teklif etme hakkının bulunduğunu hatırlatmasının mümkün olmadığı” kararı verilmiş olup, anılan kararın tüm mahkemeler yönünden bağlayıcı olduğu, dolayısıyla davacı adi ortakların yemin teklif etme haklarının bulunmadığı anlaşılmakla birleşen davada davacıların davasının reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
ASIL DAVADA:
1-Davacının davasının KABULÜNE,
Davalıların, İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının iptali ile 94.970,97 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesi için takibin devamına,
2-Hüküm altına alınan 94.970,97 TL alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 6.487,47 TL nispi harca, peşin alınan 1.147,02 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.340,45 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
4-Dava tamamen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı ve karşıladığı 4,60 TL vekalet suret harcı, 31,40 TL başvuru harcı, 1.147,02 TL peşin harç, 335,00 TL davetiye ve posta gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.318,02 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine.
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 12.972,24 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
6-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine
BİRLEŞEN DAVADA: Asıl dava ile birleşen İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1204 esas sayılı dosyasında;
1-Davacıların davasının REDDİNE,
2-Peşin alınan 853,88 TL harçtan maktu red harç tutarı olan 59,30 TL’nin mahsubu ile fazladan alınan 794,58 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde DAVACILARA İADESİNE.
3-Dava tamamen reddedildiğinden davacıların yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına.
4-Dava tamamen reddedildiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 7.300,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı tarafa verilmesine.
5-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
ilişkin, taraflar vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/05/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır