Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1366 E. 2023/744 K. 03.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1366
KARAR NO : 2023/744
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/12/2017
KARAR TARİHİ : 03/10/2023
Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; davalı banka hakkında Rekabet Kurulu tarafından verilen kartel tespiti kararının yargı denetiminden geçtiğini, … sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesi ile yasada rekabeti engelleyici, bozucu ya da kısıtlayıcı teşebbüsler arası anlaşmaların, uyumlu eylemlerin ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemlerinin yasaklandığını, Rekabet Kurulu’nun 08/03/2013 tarihinde verdiği …/… numaralı karar ile “davalı bankanın diğer 11 banka ile 21/08/2007 ve 22/09/2011 tarihleri arasında mevduat, krediler ve kredi kartları hizmetleri bakımından ortak fiyat tespitine giderek kartel oluşturduğunun” belirlendiğini, bu kurul kararının iptali için Ankara … İdare Mahkemesi’nde iptal davası açılmış ise de mahkemenin 05/12/2014 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı kararı ile davanın reddedildiğini, Danıştay … Dairesi tarafından yerel mahkeme kararının onandığını, dolayısıyla davalı bankanın yasadaki diğer 11 banka ile aldığı ortak karar ile mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri bakımından faiz oranını düşürmeyerek tüketicilerin/banka müşterilerinin olması gerekenden çok daha yüksek miktarda faiz ödemek zorunda bırakıldığını ve böylece 4054 sayılı kanunun 4. maddesini ihlal ederek kasıtlı eylemlerle rekabeti bozucu, engelleyici ve kısıtlayıcı işlemlerde bulunduğunun sabit olduğunu, müvekkilinin, müşterisi olduğu davalı bankadan 21/10/2010 kartel dönemi içerisinde 24 ay vadeli aylık 0,79 faiz oranları üzerinden toplam 22.500,00-TL tutarında ticari kredi çektiğini, müvekkilinin 2 yılın sonunda bankaya geri ödeyeceği toplam miktarın 24.906,83-TL olduğunu, bunların 2.292,21-TL’sinin faiz olduğunu, müvekkilinin söz konusu ihlal nedeniyle serbest rekabet ortamında ödeyeceğinden daha yüksek faiz ödemek zorunda kalarak zarara uğradığını, davalı bankanın 21/08/2007 ve 22/09/2011 tarihleri arasında kalan sürenin tamamında kredi, mevduat ve kredi kartları hizmetleri bakımından sorumlu olduğunu, tazminat için aranan kasıt şartının gerçekleştiğini, Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun’un 57 ve 58. maddelerinde öngörülen 3 kat tazminata hükmedilmesinin mümkün hale geldiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00-TL zararın 21/09/2012 zarar tarihinden itibaren işletilecek reeskont faizi ile birlikte hesaplanacak 3 katı oranında tazminata karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; kurul kararının iptali için müvekkili tarafından yasal başvuruların yapıldığını, henüz idari yargıda kanun yolu aşamasının tamamlanmadığını, dava tarihi itibariyle Rekabet Kurulu’nun idari para cezası tahakkukuna ilişkin idari işleminin hukuken kesinleşmediğini, müvekkili bankanın genel müdürlük adresinin Beşiktaş/İstanbul’da olduğunu, İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davanın haksız fiil iddiasına dayalı olduğunu, mülga BK’nın 60/1 maddesinde öngörülen 1 yıllık zaman aşımı süresinin banka isimlerinin kamu oyu ile paylaşıldığı tarih olan 21/11/2011 tarihinde başlayacağını, 1 yıllık sürenin sona erdiğini, idari yargıda açılan davanın bu davadaki tek delil olarak ileri sürülmüş olması nedeniyle kesinleşmesinin beklenmesi gerektiğini, sadece Rekabet Kurulu kararının varlığının haksız fiil tazminatı için yeterli olmadığını, zararın ispat edilmesi gerektiğini, ortada hukuka aykırı bir fiilin bulunmadığını, dava dilekçesinden müvekkilinin hangi finansal ürün bakımından, hangi hukuka aykırı fiili gerçekleştirdiği ve davacının bundan ne şekilde zarar gördüğü hususunun anlaşılamadığını, ortada bir zararın bulunmadığını, illiyet bağının olmadığını, müvekkiline yüklenecek bir kusurun bulunmadığını, emsal davalarda da zararın doğmadığı kanaatine ulaşıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER ;
Ankara … İdari Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dava dosyası, bilirkişi raporu.
GEREKÇE ;
Dava; 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 57 ve 58. maddeleri uyarınca uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesi ile; dava konusu sözleşmenin davalı bankanın … Bornova Şubesi tarafından düzenlendiğini, mahkememizin yetkili olduğunu, zaman aşımı itirazının yersiz olduğunu, Rekabet Kurulu tarafından idari para cezası verildiğini, para cezasının da idari soruşturma sonucunda verilen idari bir yaptırım olduğunu, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 16. maddesinde idari para cezasının idari yaptırım türleri arasında sayıldığını, yine aynı kanunun “soruşturma zaman aşımı” başlıklı 20/4. maddesinde nispi idari para cezasını gerektiren kabahatlerde zaman aşımı süresinin 8 yıl olarak belirlendiğini, olayda uzamış ceza zaman aşımının uygulanacağını, davalı bankanın diğer 12 banka ile uyumlu eylem içinde rekabete aykırı bir biçimde faiz artırımı yaptığı için kusurlu olduğunu, müvekkilinin zararının ödemek durumda kaldığı daha yüksek faiz nedeniyle oluştuğunu belirtmiştir.
Davacı ile davalı banka arasında imzalanan sözleşmenin davalı bankanın İzmir … Şubesi ile imzalanmış olması nedeniyle HMK’nın 10. maddesi gereğince İzmir Mahkemeleri yetkili olduğundan, davalı vekilinin yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; “davalı bankanın, davacının davalı bankadan çektiği 22.500,00 TL tutarındaki ticari krediye uyguladığı faiz oranı ve işlettiği faiz yönünden davacıyı zarara uğratıcı işlem ve eyleminin varlığından söz edilip edilemeyeceği, davacı zararının bulunup bulunmadığı, varsa zarar miktarının ne miktar olduğu, davalı bankanın işlem ve eylemi ile zarar arasında nedensellik bağının bulunup bulunmadığı, alacağın zaman aşımına uğrayıp uğramadığı” konularındadır.
Davalı banka aleyhine verilen idari para cezasının idari soruşturma nedeniyle verilmiş olması, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Soruşturma Zamanaşımı” başlıklı 20/4. maddesi ile nispi idari para cezasını gerektiren kabahatlerde zamanaşımı süresinin 8 yıl olarak düzenlenmiş olması nedeniyle eldeki bu davada ceza zaman aşımı süresi uygulanacak olup, dava tarihi itibariyle de bu süre dolmamış olduğundan, zaman aşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Rekabet Kurumu Başkanlığı’nın 08/03/2013 tarihli 13-13/198-100 sayılı rekabet kurulu kararı ile aralarında davalı bankanın da bulunduğu bankalar hakkında soruşturma yapılan toplam 12 adet banka ile ilgili olarak mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri konusunda anlaşma veya uyumlu eylem içerisinde bulunmak suretiyle 4054 sayılı kanunun 4. maddesini ihlal edip etmedikleri hususunun araştırıldığı ve yapılan soruşturmada raportör görüşü alınarak; “aralarında davalı bankanın da bulunduğu bankaların 21/08/2007 ve 24/10/2011 tarihleri arasında mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri bakımından fiyat tespit etmek suretiyle 4054 sayılı kanunun 4. maddesini ihlal ettiği” gerekçesiyle bu bankalar hakkında 4054 sayılı kanunun 16. maddesinin 3. fıkrası uyarınca idari para cezası uygulanması gerektiği sonucuna ulaşıldığı ve 2011 mali yılı sonunda oluşan ve Kurul tarafından belirlenen yıllık gayri safi gelirlerinin takdiren 1.5 oranında olmak üzere davalı bankaya 149.961.870,00 TL idari para cezasının verildi belirlenmiştir.
Ankara … İdari Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı kararı incelendiğinde; yukarıda belirtilen kararın iptali istemiyle açılan dava sonucunda “iptal isteğinin reddine” karar verildiği, bu karar Danıştay … Dairesi’nin 16/12/2015 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı kararı ile onandığı görülmüştür.
Bilirkişi … 28/02/2019 tarihli raporunda özetle; davalı bankanın … Şubesi ile davacı arasında 05/03/2007 düzenleme tarihli 20.000,00 TL limitli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinin imzalandığını, 21/09./010 tarihinde 100.000,00 TL artırılarak toplam limitin 120.000,00-TL’ye yükseltildiğini, sözleşmeye dayalı olarak davalı banka tarafından davacıya 21/09/2010 tarihinde yıllık % 9.48 akdi faiz oranı ile 22.500,00 TL taksitli ticari kredinin kullandırıldığını, kredinin, aylık 1.037,76 TL taksitle ödenmek üzere 24 ay geri ödeme planına bağlandığını; aralarında davalı bankanın da yer aldığı 12 finans kurumunun mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri alanında 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesini ihlal ettiklerine hükmedildiğini ve 2011 mali yılı sonunda oluşan ve Kurul tarafından belirlenen yıllık gayri safi gelirlerinin takdiren 1.5 oranında olmak üzere davalı bankaya 149.961.870,00 TL idari para cezasının verildiğini, Rekabet Kurulu Raporuna göre davalı bankanın hukuka aykırı anlaşmaya taraf olduğunu ortaya koyan 3, 4, 6, 25, 26 ve 27 sayılı belgelere göre davalı bankanın Rekabet Kurulunca idari ceza uygulanmasına neden olan eylemlerinin mevduat faiz oranları, bireysel ihtiyaç, taşıt ve konut kredi faiz oranları ile kredi kartı, ATM, telefon bankacılığı, nakit çekim ücretlerine ilişkin olduğunu, Rekabet Kurulu kararında dava konusunu oluşturan ticari kredi faiz oranına yönelik olarak davalı bankanın rekabete aykırı uygulamalar içinde olduğuna ilişkin herhangi bir iddia veya delile yer verilmediğinin anlaşıldığını; davacının, davalı bankadan kullanmış olduğu kredinin ticari kredi olduğunu, TTK’ya ve emsal yargı kararlarına göre, ticari işlerde faiz serbestisinin geçerli olduğunu ve faiz oranının taraflarca serbestçe tayin edilebileceğini, takdiri mahkemeye ait olmak üzere davacının davalı bankadan 21/09/2010 tarihinde kullanmış olduğu ticari kredi faiz oranı açısından kartel faizi uygulamasının söz konusu olmadığını, Rekabet Kurulu kararına konu edilen rekabete aykırı uygulamalar nedeniyle davacının herhangi bir zararının varlığının belirlenemediğini bildirmiştir.
Aldırılan rapor somut olaya uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmuştur.
Toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre; davacı tarafça “davalı bankanın diğer 11 banka ile 21/08/2007 ve 22/09/2011 tarihleri arasında mevduat, krediler ve kredi kartları hizmetleri bakımından ortak fiyat tespitine giderek kartel oluşturduğu” gerekçesiyle Rekabet Kurulu tarafından verilen 08/03/2013 tarihli 13-13/198-100 sayılı kararın dayanak tutularak ve “davacının bu kartel uygulaması nedeniyle daha fazla faiz ödemek durumunda kaldığı ileri sürülerek” ödenen faizin iadesinin istendiği, davalı bankanın rekabeti bozucu eylemlerinden kaynaklandığını ileri sürdüğü, Rekabet Kurulu’nun dava konusu 08/03/2013 tarihli ve 13-13/198-100 sayılı kararında eldeki bu davanın konusu edilen ticari nitelikteki genel kredi sözleşmeleri kapsamında uygulanacak faiz oranlarında rekabetin ihlal edildiğine ilişkin herhangi bir tespitin bulunmadığı, davalı bankanın mevduat faiz oranları, bireysel ihtiyaç, taşıt ve konut kredi faiz oranları ile kredi kartı, ATM, telefon bankacılığı, nakit çekim ücretleri ile ilgili rekabeti ihlal eden işlemleri nedeniyle Rekabet Kurulu tarafından idari para cezası yaptırımının uygulandığı, yani davalı bankanın dava konusu ticari kredi faiz oranlarına ilişkin olarak rekabeti ihlal eden ve sorumluluğunu doğuracak bir işlem ve fiilinin bulunmadığı, bu çerçevede davacının 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 58. maddesi uyarınca bir maddi zararının oluşmadığı, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin emsal 08/02/2022 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı; 02/12/2019 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı; 08/01/2020 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı kararlarının da bu yönde olduğu, TTK’nın 8. maddesi uyarınca taci işlerde faiz serbestçe belirlenebilecek olup, davacının kullandığı kredinin ticari kredi olması nedeniyle davalı banka tarafından uygulanan faiz oranının yasaya uygun olduğu, davacının 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunu’nun 58. maddesi uyarınca ileri sürdüğü tazminat isteğinde haksız olduğu anlaşıldığından, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin olarak alınan 31,40 TL harcın düşülmesi ile kalan 238,45 TL harcın davacıdan alınarak,Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayarak artan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda,gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 03/10/2023
Katip …
E-imza
Hakim …
E-imza