Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1308 E. 2022/1120 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/1308 Esas
KARAR NO : 2022/1120
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/11/2017
KARAR TARİHİ : 29/12/2022
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/02/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizde yapılan yargılaması sonunda dava dosyası ve ekleri incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan …’nin davacı …’nın kaza tarihinde eğitimine devam ettiği Etüt merkezinin sorumlusu olduğunu, davalı …’nin kazaya sebebiyet veren … plaka sayılı aracın maliki olduğunu, davalı …’ın ise söz konusu aracın şoförünün olduğu, diğer davalı … Sigorta A.Ş. ise … plaka sayılı aracı … no’lu poliçeyle ZMMS sigortasını yapan … Sigorta A.Ş.’yi devralan sigorta şirketi olduğunu, zararın karşılanması için yaptıkları müracaat sonunda taraflarına 30/10/2017 tarihinde 5.759,32 TL ödeme yaptıklarını, meydana gelen yaralanmalı trafik kazasında, Adli Tıp Kurumu raporuna göre …’nın 5. Derecede ağır nitelikte kırıklarının olduğunu, kazanın meydana gelmesinde davalılardan … ve … hakkında İzmir …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin yargılamasının sonunda kazada kusurlu olduklarına karar vermiş olduğunu, kazanın meydana gelmesinde …’nın herhangi bir kusurunun olmadığını bilirkişi raporları ile de sabit olduğunu, davacı tarafın kaza sonucu sakatlıklarının gidermede birçok ağır ameliyat geçirdiğini, ödeme yapılan miktarın davacı tarafın iş gücü kaybını maddi ve manevi olarak karşılamadığını, bilirkişilerin incelemesi sonucunda ücret takdirinin belirlenmesi için 500,00 TL ile açtıkları davanın, kaza tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte, maddi ve manevi ihtiyaçlarının tazminini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın … tarihli kazada, …’nın eğitim gördüğü ‘… Anaokulu ve Etüt Merkezi’nden çıkarak davalı tarafın sevk ve idaresindeki servis aracına binmek istediği sırada …’in sevk ve idaresindeki aracın çarpması ile yaralandığından dolayı maddi ve manevi tazminat talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın davalı ve diğer davalıların kusurlarının bulunduğuna dair ve ceza yargılamasında alınan kusur raporlarıyla bu hususun sabit olduğunu belirtmesini kabul etmediklerini, ceza yargılamasında davalı hakkında hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı verilmiş olduğunu, kararın verilmiş ve kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı mevcut olmadığını, iddia ettikleri zarar ve zarar miktarını net bir şekilde ortaya koymadıklarını, talep edilen manevi tazminat miktarlarının fahiş olup, manevi huzur sağlamanın amacının ötesinde olduğunu, manevi tazminatın zenginleşme aracı olarak kullanılmaması gerektiğini, kusura dayalı bir zararın varlığı kabul edilecekse bu zarardan sigorta şirketinin sorumlu olduğunu da göz önünde tutulması gerektiğini, yerinde olmayan maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddini talep etmiştir.
CEVABA CEVAP DİLEKÇESİ: Davacı vekili davalı … Sigorta A.Ş.’nin davaya cevaplarına ilişkin cevap dilekçesinde özetle; davalının kazaya sebep olan araç hakkında 4925 Sayılı Kanunun 17. Maddesinin uygulanması gerektiği yönündeki beyanının davalarında uygulanması mümkün görülmediğini, oysa davaya konu kazaya sebep olan araç şehirler arası ve uluslararası yolcu taşımacılığı yapan bir araç olmadığını, dolayısı ile davalının iddia ettiği bu maddenin davalarına konu uygulanabilmesinin mümkün olmadığını, kaza taşıma işlemi başlamadan meydana gelmiş olup resmi servis aracı olup olmadığı belli olmasa dahi, belli olmadan zorunlu taşımacılık poliçesi yaptırma zorunluluğu söz konusu olsa da, bu husus davalı sigorta şirketinin sorumluluğunu ortadan kaldırmadığını, davalı sigorta şirketinin meydana gelen zarardan aynı oranda sorumlu olduğunu, sigorta şirketi tarafından iş göremezlik zararı ve tedavi giderlerinden sorumlu olmadığını beyan etmesinin gerçeğe aykırı olup, küçük yaştaki ayağında parçaları ve açık kırık meydana gelen çocuklarının iyileşmesi için özel hastanede operasyonlarının yapılmış olduğunu, yapılan tüm tedavi masrafları davacı tarafça ödenmiş olup SGK tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenle davalı sigorta şirketi tarafından sigorta poliçesi limitleri nispetinde karışlanması gerektiğini, davalarının kabulüne karar verilerek zararlarının tazminini talep etmiştir.
DAHİLİ DAVALI CEVAP: Dahili davalı cevap dilekçesinde özetle; Karayolları Trafik Kanunu “Zamanaşımı” başlıklı 109. Maddesi “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar maddesi gereğince, trafik kazasının 2014 yılında meydana geldiği anlaşıldığından, olay tarihi itibariyle veya kuruma başvuru tarihi itibariyle 2 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra iş bu dava açıldığını bu nedenle zamanaşımı süresi dolduktan sonra açılan davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE karar verilmesini, ayrıca genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde ibaresinin ekli olup, kanunun bu hükmü uyarınca kurumlarının tedavi giderlerinin Sağlık Uygulama Tebliğinde belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde sorumlu olup genel sağlık sigortalısı için ödenmesi gereken miktarın üzerinde yapılan tedavi giderleri için kurumlarının bir sorumluluğunun bulunmadığını, bu nedenlerden dolayı haksız ve hukuka aykırı davanın zamanaşımı ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR: Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılarak Bilirkişi …, … ve …’dan 10/08/2018 tarihli bilirkişi heyet raporu alınmıştır.
… tarihli … Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulu raporu alınmıştır.
… tarihli … Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulu raporu alınmıştır.
… tarihli Adli Tıp Kurulu’ndan adli tıp raporu alınmıştır.
… Adli Tıp Kurulu’ndan adli tıp raporu alınmıştır.
Bilirkişi Dr. …’den 25/03/2019 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
Bilirkişi Dr. … ve …’tan bilirkişi heyet raporu alınmıştır.
Kusur durumu : Dosyaya sunulu, 10.08.2018 tarihli Bilirkişi Heyet Raporuna göre olayda; … plakalı araç sürücüsü …’in kusursuz olduğu, Davalı servis aracı sürücüsü …’ın % 70 oranında kusurlu olduğu, Davalı … …’nin % 30 oranında kusurlu olduğu, Davacı yaya …’nın kusursuz olduğu kanaatine varılmıştır.
Bedensel zarar (maluliyet) oranı : Adli Tıp Kurumu İstanbul 2.Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun … karar tarihli raporunda; …’nın … tarihli trafik kazası nedeniyle uğradığı meslekte kazanma gücü kayıp oranının, “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümleri kullanılarak % 3,3 olduğuna, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceğine dair mütalaa verilmiştir.
Sigorta poliçesi ve Teminat limiti : Dava konusu trafik kazasına karışan … plakalı minibüsün davalı … Sigorta A.Ş. tarafından, 27.11.2013 ile 27.11.2014 dönemini kapsayan, (…) No’lu Trafik Sigorta Poliçesi ile teminat altına alındığı tespit edilmiştir. Hazine Müsteşarlığının kaza tarihi 05.11.2014 itibarıyla yürürlükte olan kişi başına Sakatlanma/Ölüm ve Sağlık giderleri teminat limitleri ayrı ayrı (268.000)TL olduğu anlaşılmıştır.
GEREKÇE :
Dava; trafik kazasından kaynaklana maddi ve manevi tazminatının karşı araç maliki, sürücüsü ve karşı araç ZMMS sigortacısından, manevi tazminatın araç maliki ve sürücüsünden tahsili davasıdır.
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir. T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnalarının bulunduğu, yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması, benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi hallerinde, usulü kazanılmış hakka göre değil, İBK’na veya geçmişe etkili yeni kanuna ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebileceği (HGK’nın 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 19 K.; 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K), dolayısıyla bilirkişi raporları alındıktan ve bu raporlar nedeniyle taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış hakka göre değil sonra Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilmesi gerektiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/824 esas, 2020/1025 karar sayılı, 2019/3373 esas, 2020/1022 karar sayılı emsal kararlarında da belirtildiği üzere Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacıların uğradığı sürekli iş göremezlik zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak, Yargıtay tarafından uzun yıllardır benimsenen progresif rant (%10 artırım ve iskonto) yöntemi ve Yargıtay 17. HD’nin 2019/4517 esas, 2021/341Karar sayılı 21/01/2021 tarihli , 2020/2598 esas, 2021/34 karar sayılı 14/01/2021 tarihli emsal kararlarında “Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumu’nca da ilk peşin sermaye değerlerinin hesabında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağı” yönündeki gerekçesi dikkate alınarak TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” esas alınarak yapılan hesaplama esas alınmıştır.
Maluliyet oranının kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği, … tarihli kaza nedeniyle, raporun Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğine hükümlerine göre belirlenen iş gücü kaybı oranı hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davalılardan …’nin davacı …’nın kaza tarihinde eğitimine devam ettiği Etüt merkezinin sorumlusu olduğu, davalı …’nin kazaya sebebiyet veren … plaka sayılı aracın maliki olduğu, davalı …’ın ise söz konusu aracın şoförünün olduğu, diğer davalı … Sigorta A.Ş. ise … plaka sayılı aracı … no’lu poliçeyle ZMMS sigortasını yapan … Sigorta A.Ş.’yi devralan sigorta şirketi olduğu, zararın karşılanması için yaptıkları müracaat sonunda taraflarına 30/10/2017 tarihinde 5.759,32 TL ödeme yapıldığını, meydana gelen yaralanmalı trafik kazasında, Adli Tıp Kurumu raporuna göre …’nın 5. Derecede ağır nitelikte kırıklarının olduğunu, kazanın meydana gelmesinde davalılardan … ve … hakkında İzmir …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin yargılamasının sonunda kazada kusurlu olduklarına karar vermiş olduğunu, kazanın meydana gelmesinde …’nın herhangi bir kusurunun olmadığını bilirkişi raporları ile de sabit olduğunu, davacı tarafın kaza sonucu sakatlıklarının gidermede birçok ağır ameliyat geçirdiğini, ödeme yapılan miktarın davacı tarafın iş gücü kaybını maddi ve manevi olarak karşılamadığını, bilirkişilerin incelemesi sonucunda ücret takdirinin belirlenmesi için 500,00 TL tazminat için mahkememizde dava açtığı, Adalet Bakanlığı Adli Tıp Grup Başkanlığı 2. İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen rapora göre …’nın … tarihli trafik kazası nedeniyle uğradığı meslekte kazanma gücü kayıp oranının, “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümleri kullanılarak % 3,3 olduğuna, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceğinin belirtildiği, Adalet Bakanlığı Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesinin … tarihli raporunda Davalı sürücü …’ın asli kusurlu olduğu, Davalı …’nin asli kusurlu olduğu, davacının kusursuz olduğunun belirtildiği,dosyaya sunulu, 10.08.2018 tarihli Bilirkişi Heyet Raporuna göre olayda;… plakalı araç sürücüsü …’in kusursuz olduğu, Davalı servis aracı sürücüsü …’ın % 70 oranında kusurlu olduğu, Davalı … …’nin % 30 oranında kusurlu olduğu, Davacı yaya …’nın kusursuz olduğunun belirtildiği, davacının talep edebileceği sürekli iş göremezlik tazminatının Yargıtay’ın yerleşen uygulamaları ile benimsenen progresif rant (%10 artırım ve iskonto, TRH 2010 tablosu esasına dayalı) yöntemi ile yapılan bilirkişi raporundaki hesaplamalara göre … tarihli trafik kazasında yaralanarak % 3.3 oranında maluliyete maruz kalan Davacı için, 129.862.38 TL sürekli iş göremezlik tazminatı,1.221,90 TL SGK kapsamında olmayan tedavi giderleri, olmak üzere toplam 131.084,28 TL’nin olarak hesaplandığı, davacıya SGK tarafından sürekli iş göremezlik geliri bağlanmadığı, davalı sigorta şirketinin, araç sürücüsü ve araç işletenin KTK.nın 85 ve 91. Maddeleri uyarınca meydana gelen zarardan sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğu, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği ve zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı,sürekli iş göremezlik tazminatından davalı sigorta şirketinin sağlık giderleri teminatı kapsamında sorumluğunun devam ettiği, bilirkişi hesap raporunun Yargıtay yerleşik uygulamalarına uygun olarak düzenlendiği ve hüküm kurmaya yeterli olduğu anlaşıldığından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
TBK. nun 56/2 maddesindeki “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. ” şeklindeki yasal düzenleme gereğince davacının manevi tazminat talep etme hakkı mevcuttur. Manevi tazminat, 22.06.1966 tarih ve 7/7.sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı’nda da etraflıca açıklandığı üzere, ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Zarara uğrayanın manevi ızdırabını bir nebze dindiren, ruhsal tahribatını onaran bir araçtır.Takdir edilecek manevi tazminat miktarı bir yandan manevi acıları gidermeli, kamuoyu ve sosyal vicdanda kabul görmeli, diğer yandan ise zarar gören açısından zenginleşme aracı olmamalıdır. Kusur oranı, her ne kadar matematiksel anlamda bir indirim yapılmasını gerektirmezse de manevi tazminatın miktarını tayinde önem arz eder. Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, davacının sürekli maluliyeti ile sonuçlanan kazanın meydana geliş şekli, davaya konu trafik kazasında davacının kusursuz olması, davacının maluliyeti oluşacak şekilde yaralanması, olay tarihindeki paranın alım gücü, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, davacının, yaralanması nedeniyle çektiği elem ve ızdırap nazara alınarak, davacının manevi tazminat talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davalı tarafından her ne kadar dosyada iki defa ıslah yapılamayacağına ilişkin itirazda bulunulmuş ise de dosyada yapılan incelemede davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, bir defa artırırım dilekçesi bir defa da ıslah dilekçesi gönderildiği anlaşılmakla bu konuda yeniden inceleme yapılmamıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı …’nın maddi tazminat davasının KABULÜ ile;
129.862.38 TL sürekli iş göremezlik tazminatı,
1.221,90 TL SGK kapsamında olmayan tedavi giderleri,
olmak üzere toplam 131.084,28 TL’nin; davalı … Sigorta A.Ş. Yönünden(sigorta poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla) eksik ödemenin yapıldığı 30/10/2017 tarihinden, davalılar …, …, … yönünden kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
2-Davacı …’nın manevi tazminat davasının KABULÜ ile;
40.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …, …, … yönünden kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
3-Davacı …’nın manevi tazminat davasının KABULÜ ile;
10.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …, …, … yönünden kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
4-Davacı …’nın manevi tazminat davasının KABULÜ ile;
10.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …, …, … yönünden kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 8.954,37 TL nispi harçtan, peşin alınan 656,64 ve ıslah ile tamamlanan 105,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.192,73 TL karar ve ilam harcının davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
6-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvurma harcı, 206,64 TL peşin ve 105,00 TL tamamlama harcı, 345,00 TL ıslah harcı, 1.054,60 TL tebligat ve posta gideri, Adli Tıp Raporları için 1.888,00 ve 4.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 7.630,64 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT hükümlerine göre 20.663,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine.
8-Taraflarca yatırılan kullanılmayan gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.03/02/2023

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza