Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/963 E. 2021/385 K. 20.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/963
KARAR NO : 2021/385

DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle)
DAVA TARİHİ : 02/08/2016
KARAR TARİHİ : 20/04/2021

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Davacılar vekili dava dilekçesi ile özetle; 16/01/2016 günü gece saat 03:45 sıralarında … plakalı araç sürücüsü …’ın tali yoldan ana yola şehir içi hız sınırlarının çok üzerinde hızla kontrolsüz kavşağa giriş yaparak müvekkili …’nın kullandığı motosiklete sağ ön tarafından çarptığını, müvekkilinin bu kazada yaralandığını, kazayla ilgili ceza yargılamasının İzmir …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında görülmekte olduğunu, müvekkili …’nın bu kaza nedeniyle % 96 oranında engelli duruma geldiğini ve kazanın üzerinden 6 ay geçmesine rağmen halen Ege Üniversitesi’nde yatağa ve yaşam makinelerine bağlı olarak bilinci kapalı şekilde yaşamakta olduğunu, düzenlenen kaza tespit tutanağına göre davalı sürücünün kazanın oluşunda asli ve tam kusurlu olduğunu, olay yerinden kaçtıktan 2 saat sonra yakalandığını ve alınan kan örneklerinde yasal sınırın üzerinde 0.714 promil alkollü olduğunun belirlendiğini, müvekkili …’nın 27/06/1998 doğumlu olduğunu, … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle geçerli ZMMS poliçesinin davalı … şirket tarafından düzenlendiğini, davalı … 14/06/2016 tarihinde 310.000,00 TL ödeme yapmış ise de, bu ödemenin yetersiz olduğunu, müvekkili …’nın ve diğer müvekkillerinin bu kaza sebebiyle manevi olarak zarar gördüklerini, yaşanan sorunlar nedeniyle müvekkili …’nın anne ve babasının boşanmak ve kardeşleri … ile…’ın, …’ın bakımı için işlerini ve yaşadıkları şehirleri terk etmek zorunda kaldıklarını, tüm ailenin psikolojik sorunlar yaşadığını, davayı belirsiz alacak davası olarak açtıklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla müvekkili …’nın bedensel zarara uğraması nedeniyle isteyebileceği maddi tazminat tutarının belirlenerek davalı sürücü yönünden kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle, davalı … yönünden sigorta limitini aşmamak üzere temerrüt tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkillerinden … için 200.000,00 TL, … için 30.000,00 TL, … için 30.000,00 TL, diğer müvekkilleri için ayrı ayrı 20.000,00’er TL olmak üzere toplam 340.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı …’dan tahsiline, adli yardım isteklerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkilinin unvanının … olduğunu, … plakalı aracın 05/05/2015-2016 vadeli … poliçe numaralı ZMMS poliçesinin müvekkili tarafından düzenlendiğini, müvekkili tarafından davacılara 15/06/2016 tarihinde 310.000,00 TL ödeme yapıldığını, trafik sigortaları için 2016 yılındaki teminat limitinin 310.000,00 TL olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunu teminat limiti dahilinde yerine getirdiğini, alacağın zaman aşımına uğradığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … cevap dilekçesi ile özetle; kazanın, davacı …’nın, kendisinin kullandığı araca çarpması ile gerçekleştiğini, davacı …’nın hız sınırlarına uymadığını kavşağa kontrolsüz olarak giriş yaptığını ve ehliyetsiz bir şekilde araç kullandığını, kendisinin kazada kusurunun bulunmadığını, kazadan sonra olay yerinde kaçmadığını, araçtan inerek davacı …’nın yanına gittiğini, yaşayıp yaşamadığını kontrol ettiğini, sonra ambulansı ve polisi çağırdığını, sonrasında bizzat kendisinin ambulansa bindirdiğini, gerek kendisinin gerekse ailesinin davacıyı hastanede ziyaret ettiklerini, maddi ve manevi yardımda bulunduklarını, acil tedavileri için 10.000,00 TL’nin üzerinde maddi yardım yaptığını, ailesinin kullanabilmesi için 1 ay araç kiraladığını, bu yardımları genellikle … ve … aracılığı ile gerçekleştirdiğini, istenen maddi ve manevi tazminat isteğinin fahiş olduğunu, kendisinin kazada tali kusurlu olduğunu bu hususun yapılacak bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağını, davacıların diğer davalı … şirketinden 310.000,00 TL ödeme aldıklarını, tazminatın bir zenginleşme aracı olmadığını, kendisinin 25 yaşında olduğunu, kaza sırasında stajyer avukat olarak ücretsiz bir şekilde avukat yanında çalışmakta olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER ;
Sigorta poliçesi, hasar dosyası, aile nüfus kayıt tablosu, mirasçılık belgesi, İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın kusur durumlarına ilişkin raporu, ekonomik ve sosyal durum araştırması, İzmir …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dava dosyası ve bu dosya aldırılan kusur durumuna ilişkin bilirkişi raporu, tanık anlatımları.
GEREKÇE ;
Dava; haksız fiile dayalı maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir
… plakalı aracın kaza tarihini de kapsayacak şekilde 05/05/2015 başlangıç ve 05/05/2016 bitiş tarihli ZMMS poliçesi davalı … tarafından düzenlenmiştir. Poliçede ölüm ve sakatlanma durumunda kişi başına poliçe limiti 290.000,00 TL olarak belirlenmiştir.
Davacılar vekili 07/11/2016 tarihli dilekçesi ile; davalı … şirketinin avukatlık ücretlerini ve kaza tarihi ile ödeme tarihi arasındaki dönemin ticari faizini ödemediğini, müvekkillerinden …’nın 13/08/2016 tarihinde kazaya bağlı olarak vefat ettiğini, kaza ve ölüm tarihi arasında sürekli olarak Ege Üniversitesi Çocuk Yoğun Bakım Servisinde tedavi gördüğünü, vefat olayının dava tarihinden sonra gerçekleştiğini, davalı … şirketinin ölüm olayı için sigorta bedelini de ödemesi gerektiğini, bu bedel yönünden faiz isteklerinin bulunduğunu, ölüm olayı sebebiyle defin masrafları ve destekten yoksun kalma zararının bilirkişi tarafından hesaplanacağını, müvekkili … adına açılan davanın diğer davacılar arasında olan mirasçıları anne ve babası tarafından yürütüleceğini, mirasçılık belgesi ile ilgili olarak dava açtıklarını belirtmiştir.
Davacılar vekili 23/05/2017 tarihli duruşmada; dava konusu kaza nedeniyle …’nın bedensel zarar gördüğünü ve uzun bir süre hastanede tedavi gördüğünü, bu davayı ilk açtıklarında …’nın hayatta olduğunu, bu nedenle dava dilekçesinde … yönünden iş göremezliğine ilişkin belirsiz alacak davası olarak maddi tazminat isteğinde bulunduklarını, ayrıca gerek … için gerekse anne, baba ve kardeşleri olan diğer müvekkilleri için …’nın iş göremezliği sebebiyle oluşan manevi zararları yönünden ayrı ayrı manevi tazminat isteğinde bulunduklarını, …’nın dava açıldıktan sonra vefatı sebebiyle iş göremezliğine ilişkin ve …’nın manevi zararına ilişkin maddi ve manevi tazminat isteğinin mirasçıları olan diğer müvekkilleri tarafından mirasçı sıfatıyla devam ettiğini, dolayısıyla …’nın iş göremezliği sebebiyle şimdilik 2.500,00-TL maddi tazminatın ve ayrıca kendisi ile birlikte diğer müvekkilleri yönünden … için 200.000,00 TL, … ve … (anne ve babası ) ayrı ayrı 30.000,00’er TL, diğer müvekkilleri için ayrı ayrı 20.000,00’er TL olmak üzere toplam 340.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsilini istediklerini, davalı … şirketinden manevi tazminat isteklerinin bulunmadığını belirtmiştir.
Mahkememizin 12/08/2016 tarihli ek kararı ile; “iddiayı destekleyecek delil ve belgelerin sunulmadığı, muhtarlıktan alınan belgenin ekonomik durumu göstermek için yeterli görülmediği, adli yardım isteği için mahkemenin araştırma yükümlülüğünün yasada gösterilmediği” gerekçesiyle “davacılar vekilinin adli yardım isteğinin reddine” karar verilmiş, yapılan itirazı inceleyen İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından da “itirazın reddine” ilişkin 06/10/2016 tarihli, … D.İş Esas ve Karar sayılı karar verilmiştir.
Yapılan ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlığın; “16/01/2016 tarihli kazanın oluşunda kimin, ne oranda kusurlu olduğu, bu kaza nedeniyle …’nın iş göremezliğinin bulunup bulunmadığı, varsa oranının ve süresinin ne olduğu, kaza nedeniyle davacıların manevi zararlarının bulunup bulunmadığı, …’nın kazaya bağlı olarak dava açıldıktan sonra vefatından dolayı mirasçıları olan diğer davacıların onun maddi desteğinden yolsun kalıp kalmadıkları, her bir davacı yönünden destekten yoksun kalınan miktarın ne olduğu, istenen manevi tazminatın fahiş olup olmadığı, alacağın zaman aşımına uğrayıp uğramadığı, davalı … şirketinin yapmış olduğu 310.000,00 TL ödeme nedeniyle sorunluluğunun ortadan kalkıp kalkmadığı” konularında olduğu belirlenmiştir.
Ceza dosyasında trafik uzmanı bilirkişiden alınan ve uzman görüşü olarak dosyaya sunulan raporda davalı …’nın asli, davacı …’nın tali kusurlu olduğu bildirilmiştir. Aynı dosyada Ankara Adli Tıp Kurumu tarafından aynı kusur belirlemesi yapılmıştır.
Mahkememizce İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’ndan rapor aldırılmıştır.
18/03/2019 tarihli bu raporda; davalı sürücü …’ın % 90, …’nın % 10 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir. Rapor kazaya ilişkin görüntüleri içeren CD de değerlendirilerek düzenlenmiştir.
İtiraz üzerine kurumdan mahkememizce ek rapor aldırılmıştır.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen 03/07/2019 tarihli ek raporda; mevcut görüntüler incelendiğinde sürücü … yönetimindeki aracın mahal şartları üzerinde bir hıza sahip olduğu yönünde tespit yapılamayacağı ancak sürücülerin kavşak mahallerine yaklaşırken her an tedbir alabilecek şekilde seyirlerini sürdürmeleri gerektiği, araçların ilk darbe aldıkları bölümlerde göz önüne alınarak asli yol üzerine ilerleyen sürücü …’ya % 10 oranında kusur yüklenmesinin uygun bulunduğu, % 90 oranında kusurun ise tali yol üzerinden kontrolsüz ve mahal şartlarının üzerindeki hız ile kavşağa giren ve nizamlara aykırı hareket eden davalı sürücü de olduğunu, davalı sürücünün 1 promilin üzerinde alkollü olduğu yönündeki iddia ile ilgili olarak bir tespitin bulunmadığı, kök rapordaki kanaatte bir değişiklik olmadığı bildirilmiştir.
Davacı tanığı … anlatımında; “Ben davacı tarafın akrabasıyım. Bu nedenle dava konusu kaza sonrasında davacı tarafın yaşadıklarını yakın olarak gördüm. Bu kaza nedeniyle … yaklaşık 9 ay süre ile hastanede tedavi görmüştür. Kendisinin boğazında delik vardı, can çekişiyordu. Başında davacılardan … ile … kalıyordu. Ben de akrabamız oldukları için haftada bir ya da iki kez hastaneye ziyarete gidiyordum. Benim bu gidiş gelişlerimde davalı ile sadece bir kez tesadüf ettim. Davalının hiç bir zaman maddi ve manevi desteğini görmediğim gibi duymadım da. Davacılar …’yı o şekilde hastanede görmeye dayanamıyorlardı. Tamamının psikolojileri bozuldu ve olay sebebiyle de derinden sarsıldılar. Ben davacılardan davalı …’ın yanında bir iki kişiyle birlikte hastaneye geldiğini ve elindeki şikayetten vazgeçmeyi ilişkin belgeyi okuma yazması olmamasından yararlanarak davacılardan …’ya imzalatmak istediğini duydum ancak buna bizzat tanık olmadım.” demiştir.
Davacı tanığı … anlatımında; “Ben davacılardan …’nın eşiyken kendisinden boşandım. Dava konusu kazayı duyduktan sonra hastaneye …’yı ziyarete gittim. …’nın hiçbir hareketi ve konuşması yoktu. Zaten iki ay süreyle yoğun bakımda olduğu için kendisini göremedim. Kaza sonrasında hemen hemen her hafta sonu kendisine ziyarete gittim. Çünkü kendisi kızımı çok sevdiği için kızımı da gördüğünde belki biraz morali düzelebilir diye düşündüm. Çok ağır yaraları vardı. Gidiş gelişlerimde davacılar oradaydı ancak davalıya hiç denk gelmedim ve görmedim. Davacıların psikolojileri çok bozulmuştu. Benim ve kızımın dahi psikolojisi çok bozuldu. Ben davalı tarafın davacılara maddi ve manevi desteğinin olup olmadığını görmedim ancak davacılardan duyduğum kadarıyla davalının herhangi bir desteği olmamıştır.” demiştir.
Davacı tanığı … anlatımında; “Ben dava konusu kazayı görmedim. Davacılardan …’nın yengesiyim. Bu kaza sonrasında kendisi yaklaşık 8 ay süreyle hastanede tedavi gördü. Bir süre yoğun bakımda kaldı. Sonrasında odaya alındı. Odaya alındıktan sonra yaklaşık 3- 4 gece ben de …’nın başında refakatçi olarak kaldım. Kaldığım geceler dışındaki zamanda da gündüzleri sıkça hastaneye gittim geldim. Hiçbir gidiş gelişimde hastanede davalı tarafa rastlamadım. Davalının herhangi bir maddi veya manevi desteğine tanık olmadım. …’nın fiziksel durumu sebebiyle ailece büyük üzüntü yaşadık. Hepimizin psikolojisi bozuldu. Ben davalı tarafın davacı …’ya bir kâğıt imzalatmaya çalıştıklarını gördüm. O tarihte yoğun bakımın kapısında duruyordum. Sonrasında görümcem bu durumu kayınpederim …’ya bildirdi ve bu kâğıt imzalanmadı. Ben kâğıdı okumadığım için bilmiyorum ancak sanırım her türlü haktan vazgeçilmesine ilişkin bir kâğıtmış. Davalı taraf bu kâğıdın imzalanmasını istiyordu.” demiştir.
Davacı tanığı … anlatımında; “Davacılardan … benim çocukluk arkadaşım olur. Kendisiyle kardeş gibiydik. Dava konusu kazayı duyar duymaz derhal kendisinin yattığı hastaneye gittim. Kötü durumdaydı. Sonraki günlerde de sürekli olarak kendisini görmeye gittim. Hemen hemen her gün hastanedeydim. Ailesi perişan durumdaydı. Kardeşim gibi olduğu için ben de bu olaydan dolayı çok üzüldüm ancak davalı tarafça herhangi bir madde veya manevi destek sağlanmadı. Hatta bir keresinde benim de olduğum bir ortamda davalı tarafı …’nın babası telefonla arayarak gelip oğlundan helallik almasını istedi ancak buna rağmen hastaneye gelen giden olmadı. Hatta gerekli yardımı yaptıklarını söylemişler ancak böyle bir durum söz konusu değildir. Davacı … hastanede kaldığı süre boyunca çok şiddetli bir şekilde fiziksel ağrı ve sancılar çekiyordu. Kırık olmayan bir yeri yoktu ve kan kusuyordu. Onu o halde gören ailesi ve bizler de fazlasıyla üzülüyorduk. Hepsinin psikolojisi bu olaydan dolayı fazlasıyla bozuldu.” demiştir.
Davalı tanığı … anlatımında; “Ben davalı … ile aynı avukatlık bürosunda çalışıyordum. Her ikimiz de kaza tarihinde stajyerdik. Çalıştığımız ofisin sahibinin doğum günü vardı. O gece doğum gününe katıldık. Davalının bir ya da iki tane bira içtiğini hatırlıyorum. İkimiz de Buca’da oturduğumuz için doğum günü partisi bittikten sonra davalıya ait araç ile birlikte yola çıktık. Gece saat; 02-03;00 sıralarıydı. Tam hatırlayamamakla birlikte ortalama bir hızla seyrediyorduk. Yağış yoktu ancak gece olduğu için karanlıktı. Buca’daki mezarlığa yaklaştığımız bölgede tali yoldan ana yola çıkmamızla birlikte birden sol taraftan bir şeyin araca çarptığını fark ettik. Olay çok ani oldu. Motorun farını da görmedik. Zira; farı yanmıyordu. Herhangi motor sesi de duymadık. Çarpma öncesinde motor fark edilmediği ve birden önümüze çıktığı için davalı herhangi bir fren yapmamıştı. Çarpma olduktan sonra araçtan indiğimizde bize çarpanın bir motor olduğunu anladık. Motordaki kişi yerde yatıyordu. Ambulans ve polise haber verdik. Motordaki kişiyi oradan alarak hastaneye götürdüler. Önce hastaneye gittik. Daha sonra yaralanın bir fastfood firmasında çalıştığını, motor ile paket servisi yaptığını öğrendik. Hatta fastfood firması işleten kişi hastaneydi. Kaza sebebiyle bizi suçladı. Bir kaos ortamı oldu. O ortamda sıkıntı olmasın diye davalı … oradan ayrıldı ancak sonrasında polis karakoluna geldi. İfadesini verdi. Davalının o gece araba kullanmasına engel bir durumu söz konusu olmadığı gibi araç kullanımında herhangi bir hatası ve kural ihlali söz konusu değildi. Ben kendisi ile daha önceki tarihlerde de ofise gidip gelirken aynı araca biniyordum. Bu nedenle şoförlüğüne güvenirim. Ben davalının ve ailesinin yaralı ile üniversitede ilgilendiklerini biliyorum. Maddi yardımları da olmuştur. Solunum cihazının davalı tarafından alındığını biliyorum. Yine yakınlarının hastaneye geliş gidişleri amacıyla davacı tarafa davalı … tarafından araç kiralandığını biliyorum. Olayın üzüntüsü davalı tarafça da fazlasıyla yaşanmış ve bu anlamda maddi ve manevi katkı sağlanmaya çalışılmıştır. Yaralı vefat edene kadar davalı ile davacılar arasında bir bağlantı söz konusu oldu. Ben daha sonraki süreçte davacıların daha yüksek miktarda maddi isteklerinin olduğunu hatta hastane yakınında kendilerine ev alınmasını istediklerini davalıdan duydum. Hatta ceza dosyasında bu konuda uzlaşma sağlanmaya sıcak bakıldı. İstekleri reddedilmedi. Davalı … bu isteği kabul edeceğini ancak bunun karşılığında kendisinin ibra edilmesini ve şikayetten vazgeçilmesini istediğini söyledi ancak karşı taraf kabul etmediği için uzlaşma sağlanamadı. Ben paket servise kimin haber verdiğini hatırlamıyorum. Kaza sonrasında araçtan indiğimizde yaralı yerde idi. Başında kask takılı değildi ancak kask yolun bir kenarındaydı. Yani yaralı, kask ve motor yolda değişik yerlerdeydi. Yaralının üzerinde normal kendi kıyafeti vardı.” demiştir.
Davalı tanığı … anlatımında; “Davalı … benim oğlum olur. Ben dava konusu kazayı görmedim ancak kazanın olduğu gecenin sabahına karşı oğlum beni telefonla arayarak söz konusu kazayı söyledi. Bulunduğu hastaneyi de söyledi. Ayrıca hastanede durumların karışık olduğunu, kazaya karışan diğer yaralının yakınları tarafından tepkiler olduğunu söyledi. Ben de bunun üzerine kendisine hastaneyi değiştirmesini söyledim. Davalı … daha sonrasında polis nezaretinde hastaneyi değiştirmiş. Ben ertesi günü hastaneye oğlumun yanına gittim. Kendisinin başında darbe vardı. Daha sonraki süreçte aracı olarak … isimli bir kişiyi bulduk ve onun aracılıyla ilk etapta karşı tarafa 5.000,00 TL tutarında yardım yaptık. Daha sonraki süreçte de eşimle birlikte tahmini 15 kez karşı taraf yaralının bulunduğu hastaneye ziyarete gittik. Her gittiğimizde de hastanenin dışarıdan istediği eczane malzemelerini ben aldım ayrıca yine … abisi …’a yine ihtiyacını duyacakları hastane malzemelerini alması için bir kaz kez 500,00’er TL para verdim. Karşı tarafla ilk 10-15 gün ilişkiler iyiydi ancak daha sonraki süreçte karşı tarafın bakıcı parasını karşılanması vs istekleri oldu. Bunların bir kısmında ben emekli maaşımla ayda 300-400,00 TL katkıda bulunacağımı söyledim. Daha sonra isteklerini değiştirerek bu kez tüm gün bakım için insan aradıklarını söylediler. Daha sonrasında da kendilerinin ev ihtiyacı olduğunu söyleyerek üstü kapalı olarak bizden ev almamızı istediler. Ben de onlara bunu karşılayamayacağımı söyledim. Bir keresinde bana yatak ihtiyaçları olduğunu söylediler. Ben de Kuşadası’nda bir yerle anlaştım. 400,00 TL’ye yatak alacaktım. Bunu …’ya telefonla bildirdim ve yatağın gönderileceği bir adres söylemesini istedim ancak kendisi yatağın hastaneye gönderilmesini istedi. Satıcı daha önce hastaneye gönderdikleri yatakların kaybolduğunu, bunun sağlıklı bir yöntem olmayacağını söyledi. Ben de bu durumu …’ya ilettim. Bunun üzerine bana adres vermekten ve yatağı istemekten vazgeçtiğini söyledi. Biz yeterince maddi ve manevi olarak davacı tarafa katkıda bulunduk. Elimizden geleni gücümüz oranında yaptık. Bunları oğlumuz adına yaptık. Bu süreçte herhangi bir husumet olmaması için mümkün olduğunca oğlumuzu bu sürecin dışında tutmak istedik. Kuşadası’ndan davacı taraf için iki haftalığına araç kiraladım. Aracı davacı tarafa verdim. Kira parasını ben ödedim.” demiştir.
Yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırması sonucunda; davacı …’nın; “deprem nedeniyle… Öğrenci Yurdunda kaldığı, üzerine kayıtlı mal varlığının bulunmadığı, ilkokul mezunu olduğu, evli olduğu, fiziksel engelinin bulunmadığı, pasta ustası olduğu ancak şu an çalışmadığı, 64 yaşında olduğu”; davacı …’nın; “deprem nedeniyle …Öğrenci Yurdunda kaldığı, üzerine kayıtlı mal varlığının bulunmadığı, okur yazar olmadığı, ev hanımı olduğu, fiziksel engelinin bulunmadığı, 57 yaşında olduğu”; davacı …’ın; “çalışmadığı, gelirinin olmadığı, 850,00 TL kira ödediği, 2 çocuğunun bulunduğu, mal varlığının bulunmadığı, ortaokul mezunu olduğu, 28 yaşında ve evli olduğu, fiziksel engelinin bulunmadığı”; davacı …’nın; “işsiz olduğu, gelirinin bulunmadığı, 1.050,00 TL kira ödediği, bekar olduğu, 37 yaşında ve ilkokul mezunu olduğu, bakmakla iki oğlunun bulunduğu ve ikisinin de öğrenci olduğu, mal varlığının bulunmadığı, çenesinde platin olduğu”; davacı …’nın; “işsiz olduğu, Devletten kısa süreli 1.000,00 TL ücret aldığı, gelirinin olmadığı, mal varlığının bulunmadığı, 1.000,00 TL kira ödediği, kızına bakmakla yükümlü olduğu, Iğdır Tuzla’da 4 dönüm arsasının olduğu, ortaokul mezunu olduğu, 32 yaşında ve bekar olduğu, sol kulağının duymadığı bu yüzden askerden muaf olduğu”; davacı …’nın; “… Erkek Öğrenci yurdunda anne ve babası ile birlikte kaldığı, bekar olduğu, üzerine kayıtlı mal varlığının bulunmadığı, lise öğrencisi olduğu, fiziksel engelinin bulunmadığı, 17 yaşında olduğu” belirlenmiştir.
Davacıların aile nüfus kayıt tablosu incelendiğinde; davacılardan … ve …’nın davacı …’nın anne ve babası oldukları, diğer davacılar …, …, … ve …’nın ise …’nın kardeşleri oldukları görülmüştür.
İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 29/11/2016 tarihli,… Esas ve … Karar sayılı mirasçılık belgesi incelendiğinde; 13/08/2016 tarihinde vefat eden …’nın mirasçılarının 1’er pay ile anne ve babası olan davacılar … ve … oldukları görülmüştür.
İzmir … Aile Mahkemesi’nin 33/03/2016 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı kararı incelendiğinde; davacı …’nın anne ve babası olan davacılar … ve …’nın boşanmalarına karar verildiği, kararın 04/05/2016 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
İzmir … Aile Mahkemesi’nin 13/06/2016 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı ek kararı incelendiğinde; 27/06/1998 doğumlu davacı …’nın velayetinin davalı …’ya verilmesine karar verildiği, verilen ek kararın 13/06/2016 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Davacı … vekili 12/06/2016 tarihli dilekçesi ile davalı … şirketine başvurarak; müvekkilinin % 98 engelli duruma geldiğini, % 100 oranında bakıma muhtaç olduğunu, toplamda 2.045.947,00 TL bakım gideri oluşacağını ileri sürerek, teminat tutarı olan 310.000,00 TL’nin vekalet ücreti ile birlikte toplam 347.200,00 TL olarak ödenmesini istemiştir. Dilekçede hesap numarasını yazmış, kaza tespit tutanağı, epikriz raporu, alkol test sonucu, doktor raporları ve vekaletname örneklerini dilekçesine eklemiştir.
Davalı … şirketinin 310.000,00 TL tutarlı ödeme belgesi incelendiğinde; 15/06/2016 tarihli bu ödemenin …’nın sürekli iş göremezliğine dayalı bakım giderlerine ilişkin olduğu görülmüştür. Davalı … şirketine başvuranın … vekili olduğu, başvuru dilekçesinin de 12/06/2016 tarihli olduğu görülmüştür.
Davacılar vekili 25/03/2020 tarihli dilekçesi ile; dava başlangıçta her ne kadar “iş göremezlik ve efor kaybı” istemleriyle açılmışsa da (maddi tazminat olarak), yargılama süresinde …’nın vefatı nedeniyle, maddi tazminat isteklerinin diğer davacılar yönünden “destekten yoksun kalma” olarak kabulünü istediklerini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile …’nın babası … için şimdilik 1.250,00-TL, annesi … için şimdilik 1.250,00-TL olmak üzere toplam 2.500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı istediklerini, …’nın kaza sonrası yoğun bakımda hayat mücadelesi vermesi ancak 13/08/2016 tarihinde kaza sebebiyle vefat etmesi, kaza tarihinden itibaren ölüm tarihine kadar sürekli olarak Ege Üniversitesi Çocuk Yoğun Bakım Servisinde tedavi görmüş olması nedeniyle defin masraflarına ve hastane masraflarına ilişkin isteklerinin de bulunduğunu, bu masrafların da davacının annesi ve babası … ve … tarafından karşılandığını, bu masrafın tazmini için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla şimdilik 1.000,00-TL istediklerini, davalı şirket …nin dilekçesinde de kabul ettiği şekilde 15/06/2016 tarihinde 2016 yılı sigorta bedelli olarak 310.000,00 TL ödeme yapıldığını, ilgili ödemeyi sigorta şirketi ticari faizleri ve vekil ile başvuru yapıldığı için avukatlık ücretlerini ödemeden yaptığını, ayrıca davaya konu kaza tarihi ile ödeme tarihi arasındaki dönemin ticari faizinin de ilgili şirket tarafından ödenmediğini belirterek, bu kalemlere ilişkin de isteklerinin bulunduğunu bildirmiştir.
Davacılar vekili 30/03/2021 tarihli dilekçesi ile de; davalılar hakkındaki maddi tazminat davalarından feragat ettiklerini, toplam 340.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan tahsiline karar verilmesini istediklerini belirtmiştir.
Davacılar vekilinin vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragat konusunda yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 309 ve devamı maddeleri gereğince feragat, davayı sonlandıran işlemlerden olup, hüküm kesinleşene kadar her zaman yapılabileceğinden ve feragat beyanı verildiği anda kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağından, davacı tarafın her iki davalı hakkındaki maddi tazminat davasından feragat etmiş olması nedeniyle maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafın manevi tazminat isteğine gelince; manevi tazminat 6098 sayılı TBK’nın 56. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre; hakim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilecektir. Dolayısıyla; manevi tazminat, zarar görende manevi olarak huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir nitelik taşıdığından, bir ceza olmadığı gibi bu düzenleme ile mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinmemiştir. Yani; zarar görenin zenginleşmemesi, zarara sebebiyet verenin de fakirleşmemesi gerekecektir. Amaç; olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi olduğundan, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile birlikte olayın meydana geliş şeklinin de göz önünde bulundurulması, hakkaniyete uygun ve adaletli bir sonuca varılması önem taşıyacaktır. Olaya bu açıdan bakıldığında; dava konusu kazanın oluş şekli, etkenleri ve özellikleri, kazadaki kusur durumu, kazanın gerçekleştiği tarih, davacılardan …’nın hastanede yoğun bakımda kaldığı süre, sonrasında ölümü ile geriye kalan ömrü, ölümünden önce aldırılan raporuna göre davacının iş göremezlik süresi ve oranı, bu süreçte gerek …’nın gerekse anne, baba ve kardeşleri olan davacıların çektikleri sıkıntılar, yaşadıkları, elem, acı, davacıların yaşları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları göz önüne alındığında davacı … yararına 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine ve bu miktarın mirasçıları olan … ve …’ya verilmesine, davacılar … ve … için ayrı ayrı 27.000,00’er TL, diğer davacılar için ayrı ayrı 18.00,00’er TL manevi tazminata karar verilmesinin hakkaniyete uygun düşeceği kanaatine varıldığından, davacılar vekilinin davalı … hakkındaki manevi tazminat isteğinin bu miktarlar üzerinden kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacıların, davalılar hakkında açtıkları maddi tazminat davasında; davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davacıların davalı … hakkında açtıkları manevi tazminat davasında;
a-Davacı …’nın manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile;
50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16/01/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak, davacı …’nın vefatı nedeniyle mirasçıları olan … ve …’ya verilmesine,
Fazlaya ilişkin isteğin reddine,
b-Davacı …’nın manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile;
27.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16/01/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak, davacı …’ya verilmesine,
Fazlaya ilişkin isteğin reddine,
c-Davacı …’nın manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile;
27.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16/01/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak, davacı …’ya verilmesine,
Fazlaya ilişkin isteğin reddine,
d-Davacı …’nın manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile;
18.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16/01/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak, davacı …’ya verilmesine,
Fazlaya ilişkin isteğin reddine,
e-Davacı …’nın manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile;
18.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16/01/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak, davacı …’ya verilmesine,
Fazlaya ilişkin isteğin reddine,
f-Davacı …’nın manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile;
18.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16/01/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak, davacı …’ya verilmesine,
Fazlaya ilişkin isteğin reddine,
g-Davacı … ‘nın manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile;
18.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16/01/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak, davacı … …’ya verilmesine,
Fazlaya ilişkin isteğin reddine,
3-Maddi tazminat davası yönünden Harçlar Kanunu’nun 22. maddesine göre davadan feragat ön inceleme duruşmasından sonra gerçekleştiğinden, karar tarihindeki maktu ve karar ilam harcının 2/3’ü oranına isabet eden ve bu orana isabet edip alınması gereken 39,53 TL harcın davacı taraftan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
4-Manevi tazminat davası yönünden Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken ‭12.022,56‬ TL harçtan peşin olarak alınan 29,20 TL harcın düşülmesi ile kalan ‭11.993,36‬ TL harcın davalı …’dan alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacının yatırmış olduğu 29,20 TL’si başvurma harcı ve 29,20 TL’si peşin harç olmak üzere toplam ‭58,4‬0 TL’nin davalı …’dan alınarak, davacı tarafa verilmesine,
6-Davacıların yapmış oldukları 547,13 TL’si posta-tebligat gideri, 314,50 TL’si adli tıp rapor ücreti ve 100,00 TL’si tanık ücreti olmak üzere toplam ‭961,63‬ TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre takdiren 494,15 TL’sinin davalı …’dan alınarak davacılara verilmesine, kalan kısmının davacılar üzerinde bırakılmasına,
7-Feragat nedeniyle reddedilen maddi tazminat isteği yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 2.500,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak, davalılara eşit olarak verilmesine,
8-Davacı …’nın manevi tazminat isteği yönünden kabul edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 7.300,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak, davacı …’nın vefatı nedeniyle mirasçıları olan … ve …’ya verilmesine,
9-Davacı …’nın manevi tazminat isteği yönünden kabul edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak, davacı …’ya verilmesine,
10-Davacı …’nın manevi tazminat isteği yönünden kabul edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak, davacı …’ya verilmesine,
11-Davacı …’ın (…) manevi tazminat isteği yönünden kabul edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak, davacı …’a (…) verilmesine,
12-Davacı …’nın manevi tazminat isteği yönünden kabul edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak, davacı …’ya verilmesine,
13-Davacı …’nın manevi tazminat isteği yönünden kabul edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak, davacı …’ya verilmesine,
14-Davacı …’nın manevi tazminat isteği yönünden kabul edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak, davacı …’ya verilmesine,
15-Davacı …’nın manevi tazminat isteği kısmen reddedildiğinden reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 10/2 maddesine göre takdir ve tayin edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı …’nın vefatı nedeniyle mirasçıları olan … ve …’dan alınarak davalı …’a verilmesine,
16-Davacı …’nın manevi tazminat isteği kısmen reddedildiğinden reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 3.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı …’a verilmesine,
17-Davacı …’nın manevi tazminat isteği kısmen reddedildiğinden reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 3.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı …’a verilmesine,
18-Davacı …’ın (…) manevi tazminat isteği kısmen reddedildiğinden reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 2.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’ın (…) alınarak davalı …’a verilmesine,
19-Davacı …’nın manevi tazminat isteği kısmen reddedildiğinden reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 2.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı …’a verilmesine,
20-Davacı …’nın manevi tazminat isteği kısmen reddedildiğinden reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 2.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı …’a verilmesine,
21-Davacı …’nın manevi tazminat isteği kısmen reddedildiğinden reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 2.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı …’a verilmesine,
22-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacılar vekilinin ve davalı … vekilinin yüzlerine karşı, davalı … vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 20/04/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza