Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/839 E. 2021/321 K. 05.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/839 Esas
KARAR NO : 2021/321

DAVA : Maddi Tazminat (Rekabet Kanunundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/06/2016
KARAR TARİHİ : 05/04/2021

Yukarıda Açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen Maddi Tazminat (Rekabet Kanunundan Kaynaklanan) davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, mahkememize verdiği dava dilekçesi ile ve özetle; Rekabet kurulunun … sayılı ve 12.06201 tarihli kararı ile davalı …’nin rakı pazarında hâkim durumu kötüye kullandığının tespit edildiğini, RKHK m. …-…-… hükümlerinin uygulama alanı bulması gerektiğini, davalı …’nin rakı pazarında hâkim durumu kötüye kullanması sebebiyle davacının büyük zararlar ettiğini, davalı …’nin ihlale konu olan kusurlu fiillerinin satış noktalarında rakip ürünlerin satışını engellemek – münhasırlığa yol açan uygulamalarda bulunmak, rakipleri dışlayacak şekilde hedefler koymak, rakip noktalarda rakiplerin görünürlüğüne engellemek olduğunu, 01.07.2009- 31.12.2012 dönemini kapsayan RK kararı dikkate alındığında davacı zararının hesaplanmasında 42 aylık bu dönemde davalı … nin pazar payındaki değişimin belirlenmesini, her bir ay için hesaplanan Pazar pay artış oranının davalı … defterlerindeki cirosal karşılığının belirlenmesini, ortaya çıkan bu rakama 01.07.2009 tarihi itibariyle davalı … nin pazarda sahip olduğu yüzdelik pazar payının uygulanması suretiyle davacı …’in mahrum kaldığı ciro tutarının hesaplanması gerektiğini, son aşamada da tespit edilen ciro tutarına davacının kar oranı uygulanarak mahrum kaldığı karın tespit edilebileceğini, davacı tarafından talep edilen tazminatın tespit edilen mahrum olunan karın 3 katı olduğunu, bu nedenlerle davalı Şirket … nin, 01.07.2009-31.12.2012 dönemi içerisinde, rakı pazarında hâkim durumunda olduğu ve rakiplerinin rakı pazarındaki faaliyetlerini zorlaştırma amacı ve etkisi taşıyan uygulamaları ile hâkim durumunu kötüye kullanmak suretiyle Rekabet Kanunu 6. maddesini ihlal eden ve Rekabet Kurulu’nea idari para cezası uygulanmasına karar verilen fiillerinden dolayı, davacı Müvekkili … ‘in 01,07.2009 31.12.2012 dönemi içerisinde uğradığı zararın belirlenmesine, bu zararın Rekabet Kanunu gereğince 3 katına tekabül edecek miktarının, TBK m. 117 hükmü gereği haksız fiilin işlendiği tarihten itibaren yürütülecek ticari faizi ile birlikte tazminine, bu meyanda HMK. m, 107 hükmü gereği öngörülen asgari tutar olarak 100,000-TL nin (3 kat tazminat talebimizi de içerecek şekilde) davalı Şirket … tarafından Müvekkili …’e ödenmesine, zararlarının belirlenebilmesi amacıyla; … Denetleme Kurumuma müzekkere yazılması ve 01.07.2009 – 31.12.2012 tarih aralığına ait olarak aylık bazda, rakı pazarında faaliyet gösteren teşebbüs sayılarının, işbu teşebbüslerin pazar payı oranlarının talep edilmesine, Rekabet Kurumu’na müzekkere yazılarak … sayılı soruşturma dosyası kapsamında, 01.07.2009 -31.12.2012 tarih aralığına ait olarak aylık bazda; rakı pazarında faaliyet gösteren teşebbüs sayılarının işbu teşebbüslerin pazar oranlarının bildirilmesinin istenilmesine, davalı Şirket …’nin tüm Ticari defter ve kayıtları üzerinde, zararlarının belirlenebilmesi amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, tüm yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davalı Şirket … tarafından karşılanmasına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP: Davalı vekili Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde ve özetle, Müvekkili şirketin İstanbul’da mukim bir şirket olmakla beraber HMK 6/1.maddesi gereği genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, bu sebeple görülmekte olan davanın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğini, müvekkili şirketin Merkezinin İzmir’de olmadığını, davanın esasına girilmeksizin öncelikle yetki yönünden davanın reddine karar verilmesini ve dosyanın yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini talep ettiklerini, Rekabet Kurulu gerekçeli kararının 1/74 sayfası “G” bendi içeriğinde de Kurul tarafından belirtildiği üzere davacının zararın varlığından haberdar olma tarihinin Rekabet Kurumu’na başvuru yaptığı tarih olup bu tarihin 02.01.2012 olduğunu, bu nedenle yürürlükteki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun ilgili maddesi gereği 2(iki) yıllık zamanaşımı süresi 02.01.2014 tarihinde sona erdiğini, müvekkilinin aleyhine ikame olunan davanın 22.06.2016 tarihi itibarı ile açıldığını ve zamanaşımı süresinin 02.01.2014 tarihinde dolduğundan işbu davanın zamanaşımı yönünden de reddinin gerektiğini, davacı tarafın müvekkili şirketin uygulamaları sonrasında tespit edilmesi muhtemel zararlarına istinaden tazminat talep etmekte olup tazminat talebine ilişkin olarak zararın ispatına dair yeterli bilgi ve belgenin Mahkeme dosyasına sunulamadığını ve tazminat taleplerinin hukuki gerekçeden yoksun ve dayanaksız kaldığını, Rekabet Kurulu kararı içeriğinde Müvekkili şirket tarafından yürütüldüğü iddia edilen uygulamaların davacılara etkisine ilişkin olarak kesin bir değerlendirme yapılmadığını ve davacılar tarafından uğradıkları iddia edilen zararın Rekabet Kurulunun Müvekkili şirkete verdiği ceza ile arasındaki nedensellik bağının açıklanamadığını, davacı tarafın Rekabet kurulu soruşturması neticesinde tespit edildiğini iddia ettiği kota uygulamalarının, yapılan indirimlerin müvekkili şirkete en yakın rakibince de uygulandığı ve bunun haksız rekabet yaratmadığının belirtildiğini, Rekabet Kurulu Kararının Mal alım sözleşmeleri Kapsamında İndirim başlığı altında 147.maddenin “… hem kapalı satış noktaları hem de açık satış noktaları ile Mal Alım/Satım Sözleşmesi (sözleşme) imzalamakta ve bu sözleşme uyarınca satış noktalarına indirim vermektedir. …’nin mal alım sözleşmelerine 10.04.2008 tarih ve 08-28/320-104 sayılı Kurul kararı ile 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi bakımından menfi tespit belgesi verilmiştir. Kararda bu sözleşmelere 4. madde bakımından menfi tespit belgesi verilmesinin temel nedeni sözleşmelerdeki indirim oranının, hedef alım miktarının gerçekleşip gerçekleşmemesine bağlı olmaması olarak özetlenebilir….” şeklinde olduğunu, aynı başlığa ait 179. Maddenin ise “Satış noktalarının sözleşmedeki hedef miktarını gerçekleştirmeleri yönündeki en önemli teşvik, anlaşma bitiminde sözleşmelerin yenilenmesi ve …’den indirim almak isteyen satış noktaları karşısında …’nin pazarlık gücünün yüksek olmasıdır. Diğer bir deyişle, … sözleşmenin yenilenmesi kararında belirleyici taraftır. Hedeflerin gerçekleştirilmesinin bir diğer nedeninin ise, özellikle açık satış noktalarına indirimin peşin olarak verilmesi ile indirimlerin alım yapıldığında doğrudan faturaya yansıtılması yerine üçer aylık periyotlarla verilmesi olduğu anlaşılmaktadır. Belirlenen hedefler satış noktaları tarafından çok yüksek oranda gerçekleştirildiğinden; söz konusu sözleşmelerin, rakiplerin satış noktalarına girmesini zorlaştırdığı değerlendirilmiştir.” Şeklinde olduğunu, konulan kota ve indirimlerin gerçekleştirilemeyecek düzeyde olmadığı ve teşvik amaçlı yapılan indirimlerin haksız rekabete yol açacak düzeyde belirlenmediğinin bildirildiğini, bununla birlikte kota ve indirim politikasının yalnızca … San ve Tic. A.Ş. ye özgülenmiş bir politika olmadığını, haksız rekabete neden olmayacak derecede kota ve indirim yapılmasının dileyen firmaca politika haline getirilebileceğini, davacı şirket tarafından uğradıkları iddia edilen zararların Müvekkili … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin uygulamaları dolayısı ile ortaya çıktığına ilişkin olarak herhangi bir bulgu tespit edilememiş olup böyle bir tespitin kanıtlanması hususunun ise yine davacı üzerinde olduğunu, davacı dava dilekçesi içeriğinde devamlı suretle pazar payındaki gelişime engel olarak Müvekkili şirketi göstermekte olup pazarlama ve adil rekabet için yatırım yapmak yerine, pazarda yer alan bir teşebbüs olup hakim durumda olmadığından pazarda uzun yıllardır geniş kategorideki ürünleriyle var olan Müvekkili şirketi sorumlu tutmak kaydı ile beyanlarda bulunulmasının doğru olmadığını, hakim durumun kötüye kullanılması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, bu nedenlerle … Denetleme Kurumuna müzekkere yazılarak pazarda faaliyet gösteren şirketlerin sayılarının ve bu şirketlerin Pazar payı oranlarının belirlenmesine karar verilmesine, ayrıca davacı tarafın iddia ve savunmaları ile ibraz edeceği delillere göre ek savunma hakları saklı kalmak kaydıyla, her yönden haksız ve mesnetsiz işbu davanın reddine karar verilmesini, tüm yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafına bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmişlerdir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Feragat dilekçesi : Davacı vekili 31/03/2021 havale tarihli feragat dilekçesinde; davadan koşulsuz olarak feragat ettiklerini, karşı yandan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını, feragatleri doğrultusunda karar verilmesi ile peşin ödenen harçlarının kendilerine iadesine karar verilmesini, bunun yanı sıra istinaf ve temyiz haklarından da feragat ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı vekilinin 31/03/2021 tarihli dilekçesinde; davacı … Dağıtımcılık 31.3.2021 tarihli dilekçesi ile huzurdaki davadan ve dayaya ilişkin olarak istinaf ve temyiz haklarından feragat ettiğini bildirdiğini, feragat talebi doğrultusunda karar verilmesini talep ettiklerini, … Damıtımcılık feragat dilekçesi kapsamında … ‘nin aleyhine herhangi bir vekalet ücreti ve/veya yargılama giderine hükmedilmesi talebinin bulunmadığını da beyan ettiğini, huzurdaki dosyaya ilişkin olarak davacı …’ın 31.3.2021 tarihli feragat talebi doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini, vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
6100 sy HMK’nun 307. maddesi uyarınca “Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.”
309. maddenin 1. ve 2. fıkraları uyarınca “Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.
Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.”
310. maddesi uyarınca “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. “
311. maddesi uyarınca “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.”
Yapılan açıklamalar çerçevesinde; davacı tarafın davasından feragat etmesi nedeniyle davanın reddine dair aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının feragat nedeniyle REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu’nun 22. maddesinde “Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır” hükmü yer aldığından ve adı geçen Kanun’ un Yargı Harçları Tarifesi gereğince nispi karar ve ilam harcının miktarı maktu karar ve ilam harcının tutarından az olamayacağından, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ nun 25.01.1984 tarih ve 1981/4-57 Esas ve 1984/29 Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi, nispi harca tabi davalarda dahi alınması gereken asgari maktu harcın üçte biri veya üçte ikisi alınması gerektiğinden; feragat duruşmanın ön inceleme duruşmasından sonra vaki olduğundan karar tarihindeki maktu karar ve ilam harcının 2/3’ü oranına isabet eden ve bu orana isabet edip alınması gereken harç 39,53 TL olduğundan peşin alınan 1.707,75 TL harçtan alınması gereken harcın mahsubu ile fazladan alınan 1.668,72 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine.
2-Davacı tarafın yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
3-Davalı tarafın yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına.
4- Davalı tarafça talep edilmediğinden davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının, davalı tarafından yatırılan delil avnasının sarf edilmeyen kısımlarının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine.
İlişkin taraflar vekillerinin yokluğunda, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize verilecek dilekçe ile İzmir Bölge adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 05/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır