Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/821 E. 2021/914 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/821
KARAR NO : 2021/914

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/06/2016
KARAR TARİHİ : 16/11/2021

Mahkememizde görülen Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkilinin 05/09/2004 tarihinde … ve … plakalı araçların karıştığı kazada … plakalı araçta yolcu konumundayken yaralandığını, müvekkilinde kaza sonucunda kalıcı maluliyetinin oluştuğunu, müvekkilinin zararının poliçe teminatları dahilinde olduğunu, açıkladığı nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere müvekkili için şimdilik 750,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatının haksız fiil tarihi olan 05/09/2004 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle ; trafik kazalarından doğan taleplerin kazanın meydana geldiği tarihten itibaren 2 yıllık zaman aşımına tabi olduğunu, zaman aşımı nedeniyle müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili şirket hakkında kesinleşmiş ilam bulunduğunu, ilam gereği olarak sorumlu oldukları miktarın faiz ve ferileri ile birlikte davacı yana ödendiğini, açıkladığı nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin …/… E…./… K Sayılı Karar: Davacısı …, davalısı … Dış Tic. A.Ş. (… Sigorta A.Ş.) aleyhine açılan tazminat davasında, “…Davacının içinde bulunduğu … plakalı aracın 05/09/2014 tarihinde … plakalı araç ile çarpıştığı, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü … …’ın 6/8 oranında, … plakalı araç sürücüsü …’ın 2/8 oranında kusurlu olduğu, davacının içinde bulunduğu … plakalı aracın kaza tarihini kapsar şekilde davalı sigorta şirketine KTK ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğu, teminat limitinin 40.000,00.-TL olduğu, dava dilekçesinde ortaya konulduğu üzere davacının kaza nedeni ile yaralanması sonucunda % 5 oranında sürekli maluliyete uğradığı, davacının sürekli maluliyeti nedeni ile oluşan zararının davalı sigorta şirketinin de sorumlu olduğu, bilirkişi tarafından hesaplandığı üzere davacının 6/8 kusur oranına göre sürekli maluliyet zararının 17.281,92.-TL olarak hesaplandığı belirlenmekle davacının dava dilekçesindeki ve ıslah dilekçesindeki taleplerinin kabulüne, 17.281,92.-TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir…”
Yargıtay …. H.D. …/… E…./… K. Sayılı 26.12.2018 tarihli bozma iamı: “…818 sayılı BK.nun 41. maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararın tazmini istemi ile açacağı davaların, zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu belirtilmiştir. Buna karşılık, 2918 sayılı KTK.nun 109/1.maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmüne, yine aynı kanunun 109/2 maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir.
2918 sayılı Kanunun anılan madde hükmünde, gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin, tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece eylemin Ceza Kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında, fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı, hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. Dahası, söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlulular (örneğin işleten) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür. (HGK’nın 10.10.2001 gün 2001/19-652-705 ve HGK’nın 16.04.2008 gün, 2008/4-326-325 sayılı kararları ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir.
Somut olayda; davaya konu trafik kazası 05.09.2004 tarihinde gerçekleşmiştir. Bir kişinin öldüğü, yolcu olan davacının %5 maluliyetinin bulunduğu olayda ceza zamanaşımı süresi 765 Sayılı TCK’nın 455/2 ve 102/3 maddelerine göre 10 yıldır.
Dosya kapsamında alınan hesap bilirkişi raporu uyarınca davacı vekili tarafından 18.11.2015 tarihinde ıslah edilmiş, davalı vekili tarafından süresi içerisinde ıslah zamanaşımı def’inde bulunulmuştur. 10 yıllık ceza zamanaşımı süresinin dolmuş olmasına göre, dava ıslah zamanaşımına uğramış olmaktadır. O halde mahkemece davada ıslah edilen kısım yönünden davalı vekilinin ıslah zamanaşımı definin kabulü ile ıslah edilen kısım için davanın reddine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir…”
Yargıtay … H.D. …/… E…./… K. Sayılı 16/12/2020 tarihli Karar Düzeltme İlamı: “…Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, davanın ve ıslah talebinin kabulüne, 22/02/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile 17.281,92 TL maddi tazminatın davalıdan alınıp davacıya verilmesine, karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce hükmün bozulmasına karar verilmiştir.Bu kez davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Dairemiz’in 26/12/2018 gün ve …/…-…/… sayılı ilamında; davaya konu trafik kazasının 05.09.2004 tarihinde gerçekleştiği, Bir kişinin öldüğü, yolcu olan davacının %5 maluliyetinin bulunduğu olayda ceza zamanaşımı süresinin 765 Sayılı TCK’nın 455/2 ve 102/3 maddelerine göre 10 yıl olduğu davacı vekili tarafından 18.11.2015 tarihinde ıslah yapıldığı ve davalı vekili tarafından süresi içerisinde ıslah zamanaşımı def’inde bulunulduğu, 10 yıllık ceza zamanaşımı süresinin dolmuş olmasına göre, ıslah edilen kısım için davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiş ise de ;Somut olayda davacı HMK 107. maddesi gereği belirsiz alacak davası olarak sürekli iş göremezlik tazminatı talep etmiş, zararını bilirkişi raporu ile tam ve kesin olarak öğrenmiş ve talebini artırmıştır. Davalı tarafından ıslah zamanaşımı defiinde bulunulmuş ise de belirsiz alacak davasında zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için değil, tüm dava için kesilir. 6100 sayılı HMK hükümleri gereğince davacının iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın, davanın başında belirtmiş olduğu alacak talebini HMK 107/1. maddesi hükmüne göre bilirkişi raporu ile tam ve kesin olarak belirlendiği anda arttırması mümkündür. HMK 107/2. maddesi gereğince yapılacak bu artırım bir ıslah olmadığı gibi, bu artırım nedeniyle zamanaşımının da gerçekleştiğinden söz edilemez.Bu durumda davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemiz’in 26.12.2018 gün ve …/…- …/… sayılı kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir…”
Dava, Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, Davacının 05.09.2004 tarihinde … ve … plakalı araçların karıştığı trafik kazasında, … plakalı aracın içinde yolcu konumundayken yaralandığı kaza neticesi davacının daimi maluliyetinin oluştuğu, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… E. sayılı dosyası ile açılan davada düzenlenen 19.03.2015 tarihli Adli Tıp Uzmanı … …’nın raporuna göre davacının % 21,2 oranında malul kaldığı tespit edildiği, ancak dava açılırken Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 27.01.2011 tarihli, … numaralı özürlü sağlık kurulu raporuna göre %5 oranında malul olduğundan buna göre tazminat talep edildiği, davacının maluliyetinin ve maddi zararının daha fazla olduğu bu dava sırasında öğrenildiğinden davacının %21,2 oranındaki maluliyetine göre bakiye tazminat talep ettiği anlaşılmaktadır.
Davalı vekili zamanaşımı definde bulunmuştur.
2918 sayılı KTK.nun 109/1.maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmüne, yine aynı kanunun 109/2 maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Davaya konu trafik kazası 05.09.2004 tarihinde gerçekleştiği, bir kişinin öldüğü, yolcu olan davacının yaralandığı olayda ceza zamanaşımı süresi 765 Sayılı TCK’nın 455/2 ve 102/3 maddelerine göre 10 yıldır. Davanın17/06/2016 tarihinde açıldığı dava zamanaşımı süresinin dolduğu davalı vekilinin cevap dilekçesinde zamanaşımı def’ inde bulunduğu, anlaşılmakla davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş aşağıdaki gibi hülküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının zaman aşımı nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30-TL maktu harçtan, peşin alınan 29,20-TL harcın mahsubu ile bakiye eksik 30,10-TL harç için harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
3-Dava tamamen reddedildiğinden davacı tarafın yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafın yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Dava tamamen reddedildiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 750,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6- Davacı ve davalı yanca yatırılan delil ve gider avansından sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinden yatıran tarafa iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır