Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/457 E. 2023/110 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/457
KARAR NO : 2023/110
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/08/2015
KARAR TARİHİ : 21/02/2023
G. KARAR
YAZIM TARİHİ : 01/03/2023

İzmir …. Tüketici Mahkemesinin … tarih … E. … K. sayılı görevsizlik kararı üzerine dosya mahkememize tevzi edilmekle yukarıda belirtilen esasa kaydı yapılan ve mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin davalının … Şubesi’nde … tarihinde … müşteri numaralı hesap açtırarak 33.000,00.-TL yatırdığını ve karşılığında şube müdürünün imza ve kaşesini taşıyan … nolu fişi aldığını, yine … tarihinde de aynı şubeye giderek açtırmış olduğu hesaba ilaveten 10.000,00.-TL yatırarak karşılığında 10 numaralı fişi aldığını, müvekkilinin bir süre sonra davalı şirkete gittiğinde adına hesabı ve parasının bulunmadığını öğrendiğini, davalıdan yatırmış olduğu paraların iadesini talep ettiğini, ancak davalının bu talebine olumsuz cevap verdiğini, BK m. 66 gereğince davalının şube müdürünün müvekkiline verdiği zarardan dolayı davalı şirketin müvekkilinin zararını gidermekle yükümlü olduğunu belirterek; 43.000,00.-TL’nin davalı şirkete yatırıldığı tarihlerden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizi ile davalıdan tahsili ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Tüketici Mahkemesine hitaben sunduğu … tarihli cevap dilekçesinde; davada görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olmadığını, Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, esas yönünden de müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, müvekkili şirketin bir müşterisinin ihbarı üzerine … tarafından müşteri hesaplarında usulsüz işlemler yapıldığının tespit edildiğini ve müvekkili şirketçe … hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde … sayılı şikayeti yapılarak soruşturma başlatıldığını, bu şikayetleri üzerine açılan İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … sayılı soruşturma kapsamında …’in tutuklandığını, davacının müvekkili şirkete … tarihinde yaptığı taleplerine havi başvuru dilekçesiyle ilgili olarak şirket kayıtlarında yapılan araştırmalarda kendisine ait bir hesap bulunmadığının, davacı tarafından … verildiği iddia edilen paraların hiçbirinin şirket hesaplarına yatırılmadığının, … tarafından kendisine verildiği iddia edilen belgelerdeki … numaralı hesabın ise kendisine ait olmadığının tespit edildiğini ve talebinin haklı olarak geri çevrildiğini, …’in bu kasıtlı ve suç teşkil eden eylemleri nedeniyle müvekkili şirketin sorumluluğundan söz edilemeyeceğini, davacının bir zararı varsa, bu zararından sorumluluğun tek başına …’e ve davacıya ait olduğunu, müvekkili şirketin bu gibi olaylara ve uğranılacak zararlara karşı … Sigorta A.Ş. ile “emniyeti suistimal” klozlu bir sigorta poliçesi imzalamış bulunduğunu belirterek; öncelikle davanın görevsizlik nedeniyle reddine, olmadığı taktirde esas yönünden reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Görevsizlik kararı : İzmir …. Tüketici Mahkemesinin … tarih … E. … K. sayılı görevsizlik kararında ; “Davalının yatırım şirketi olduğu, davacının davalı şirkete parasını yatırım amaçlı yatırdığı, davacının ticari amacının yani kar etme amacının bulunduğu bu nedenle taraflar arasındaki işlemin tüketici işlemi olmadığı, davacının tüketici değil yatırımcı olduğu anlaşıldığından, taraflar arasındaki uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında olmadığı, davacının kar etmek amacıyla hareket ettiği, davalınında ticari şirket olduğu bu nedenle davada yetkili ve görevli mahkemenin İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşılmakla; Mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ” gerekçesi ile hüküm kurulmuştur.
İzmir …. Tüketici Mahkemesince … Yatırım A.Ş. ‘ye ; davacı ile … şubesi arasında … tarihli 10.000,00-TL lik nakit alındı belgesi, … tarihli 33.000,00 TL lik nakit alındı belgesi, müşteri portföy başlıklı yazı, belirtilen tarihlere ait kamera kayıtları ile tüm belgelerin gönderilmesi için yazılan müzekkereye … Yatırım tarafından … tarihinde verilen cevabi yazıda özetle; hesaplar üzerinde yapılan incelemede …’e ait kerhangi bir kayıt veya hak ve alacağa rastlanmadığı, nakit alındı belgelerinin şirketleri kayıtlarında bulunmayan ve şikayete konu kişi tarafından üretildiği düşünülen sahte belgeler olduğu bildirilmiştir.
İzmir …. Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; İzmir C. Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası ile … Yatırım Menkul Değerler Aş ‘nin de içinde bulunduğu 65 müştekiye karşı şüpheliler … , … , …, … ve … haklarında Sermaye Piyasası Yasasına Aykırılık, Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma, Evrakta Sahtecilik, Nitelikli Dolandırıcılık suçlarından cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açıldığı, soruşturma dosyasının İzmir …. Ağır Ceza Mahkemesinin … Esasına tevzi edildiği ve dosyanın halen derdest olduğu anlaşılmıştır.
Dava; Dava, davalı menkul değerler şirketi ile yatırım araçları alım satımı konusunda davalı çalışanı ile anlaşan davacının hesabında davalı çalışanı tarafından yapılan gerçekleştirilen usulsüzlükler nedeniyle açılan alacak davasıdır.
Dava tarihi olan 04.08.2015 tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade edeceği, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin, “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği belirtilmiş, aynı Kanunun “Diğer Tüketici Sözleşmeleri” başlıklı 5. bölümünde yer alan 49. maddesinde ise “Finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşmeler” düzenlenmiş olup, bu maddenin 1. fıkrasına göre finansal hizmetlerin, her türlü banka hizmeti, kredi, sigorta, bireysel emeklilik, yatırım ve ödeme ile ilgili hizmetleri ifade edeceği, finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşme ise finansal hizmetlerin uzaktan pazarlanmasına yönelik olarak oluşturulmuş bir sistem çerçevesinde, sağlayıcı ile tüketici arasında uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle kurulan sözleşmeler olduğu belirtilmekle, anılan Kanunun 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde de görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda; davacı vekilinin, davalı nezdinde çalışan görevlinin usulsüz yöntemlerle müvekkiline ait parayı zimmetine geçirdiğini ileri sürmesine, davalı gibi bir finans şirketiyle ancak çalışanı vasıtasıyla bir ilişki kurulabilecek olmasına göre davacının tüketici, dayandığı işlemin de tüketici işlemi sayılması gerektiğinden, davaya bakmakla tüketici mahkemesi görevlidir. Nitekim Yargıtay 11. HD’nin 23.06.2016 tarih 2016/90 E – 2016/6987 K sayılı kararı, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/974 Esas, 2020/621 karar numaralı, 2018/1030 esas, 2018/593 karar numaralı, 2017/2162 esas, 2017/1234 karar numaralı kararları da bu yöndedir.
Bu durumda Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğu gözetilerek, mahkememizce davanın HMK’nın 114/1-c maddesine göre, görevsizlik sebebiyle aynı Yasa’nın 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, kararının istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde mahkememiz ile İzmir …. Tüketici Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıktığından görevli mahkemenin tayini için HMK’nun 21. ve devamı maddeleri uyarınca yargı yeri belirlenmesi için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, HMK’nın 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra Tüketici Mahkemelerinde davaya devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Tüketici Mahkemesince hükmedileceğinden bu aşamada yargılama harç ve giderlerine hükmedilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-Mahkememiz kararının istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde mahkememiz ile İzmir …. Tüketici Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıktığından görevli mahkemenin tayini için HMK’nun 21. ve devamı maddeleri uyarınca yargı yeri belirlenmesi için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331. Maddesi uyarınca harç vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
ilişkin, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.21/02/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır