Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/361 E. 2023/587 K. 07.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/361
KARAR NO : 2023/587
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 12/01/2016
BİRLEŞEN İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2018/176 ESAS SAYILI DAVASINDA;
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat (Sigorta Ödemesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/02/2018
KARAR TARİHİ : 07/07/2023
Mahkememizde görülen davanın ve birleşen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Asıl davada davacılar vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkillerinin murisi…’nun davalılardan … Gıda Meşrubat İnş. Tur. Yerli Ür. İmalat San. Tic. İth. ve İhr. Ltd. Şti.’de çalışmakta iken, 24/12/2014 günü saat 17:00 sıralarında Kemalpaşa-Torbalı Karayolu Ortaköy Mahallesi mevkiinde davalılardan …’ın kullandığı… plakalı araçta müteveffanın kendisi de aynı araçta seyir halindeyken aracın davalılardan … tarafından yol kenarına …. plakalı traktörü hatalı olarak park etmiş olması nedeniyle kamyonun sağ ön köşesi ile römorkun sol arka köşesine çarpması neticesinde ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bu kazada müvekkillerinin murisi …’nun ağır yara alması nedeniyle 25/12/2014 tarihinde vefat ettiğini, Torbalı Merkez Jandarma Karakol Komutanlığı’nın düzenlediği 24/12/2014 tarihli kaza tespit tutanağında; kazanın oluşumunda … plakalı traktör sürücüsünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 64. maddesinin 3. bendinde belirtilen kural ile Karayolları Trafik Kanunu Yönetmeliği’nin 126. maddesinde belirtilen kuralları ihlal ettiğinin ve … plakalı kamyon sürücüsünün de aynı kanunun 51. maddesini ve yönetmeliğin 52. maddesini ihlal ettiğinin belirlendiğini, bu tutanaktaki aleyhe hususları ve tespitleri kabul etmediklerini, yine aleyhe hususları ve tespitleri kabul etmemekle birlikte Torbalı Cumhuriyet Başsavcılığı’nca alınan raporda … plakalı traktör sürücüsü davalı … tarafından raporda belirtilen sebepler yanında 2918 sayılı kanunun 3, 36, 62, 64 ve 64/A maddelerinin ve yönetmeliğin 3, 124, 126 ve 127. maddelerindeki kuralları ihlal edildiğinden kusurlu olduğunun belirlendiğini, aynı raporda… plakalı kamyon sürücüsü …’ın 2918 sayılı KTK’nın 52 ve 101. maddelerindeki kuralları ihlal etmesi sebebiyle kusurlu olduğunun belirtildiğini, araç sürücülerinin tamamen kusurlu olduğunun, maktulün kazada kusursuz olduğunun açık olduğunu; müvekkillerinden …’in, eşini kaybettiğini, diğer müvekkilleri olan çocukların ise babasız kaldıklarını, müvekkillerinin maddi ve manevi yıkıma uğradıklarını, murisin maddi ve manevi desteğinden, himayesinden ve dayanışmasından yoksun kaldıklarını, olayla ilgili Torbalı Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … sayılı soruşturma dosyasında başlatılan soruşturma sonucunda Torbalı … Asliye Ceza Mahkemesi’nde … Esas sayılı davanın açıldığını ve derdest olduğunu, eldeki bu davada fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuklarını belirterek,… ve … plakalı araçların trafik kayıtları üzerine dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz şerhinin verilmesine, davanın belirsiz alacak davası olarak kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkillerinden … için 30.000,00 TL,… için 30.000,00 TL ve … için 30.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi olan 24/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketlerinin sorumluluğu sadece maddi tazminat ve poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere; yine müvekkillerinden … için 25.000,00 TL, … için 25.000,00 TL ve … için 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 24/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (sigorta şirketleri hariç) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılara yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davacılar vekili dava dilekçesi ile özetle; bu davayı İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasında yaptırılan bilirkişi incelemesi nedeniyle açtıklarını, bu nedenle usul ekonomisi dikkate alınarak davaların birleştirilmesini istediklerini, davayı belirsiz alacak davası olarak açtıklarını belirterek davaya konu 24/12/2014 tarihli kazada …’nun vefat etmiş olması sebebiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkillerinden … için 218.628,59 TL, … için 5.081,62 TL ve … için 13.709,53 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi olan 24/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketlerinin sorumluluğu sadece maddi tazminat ve poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere; yine (İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasındaki manevi tazminat isteklerini tekrarla ve mükerrer olmamak üzere) müvekkillerinden … için 25.000,00 TL, … için 25.000,00 TL ve … için 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 24/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (sigorta şirketleri hariç) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılara yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Asıl davada ve birleşen davada davalılar… Gıda Meşr. İnş. Tur. Yerli Ür. İmalat San. Tic. İth. İhrc. Ltd. Şti. ve … vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkili…’ın kazanın oluşunda kusurunun bulunmadığını, diğer davalı sürücü …’in tam kusurlu olduğunu, müvekkili …’ın hızının normal ve yasal sınırlar içerisinde olduğunu, ceza davasında yapılan keşif sonucunda bilirkişi … tarafından düzenlenen 18/01/2016 tarihli raporda müvekkilinin tali kusurlu, diğer davalı sürücü …’in ise asli kusurlu olduğunun belirtildiğini, dava dosyasının kusur incelemesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’na gönderildiğini, kaza ile ilgili olarak Torbalı … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, müvekkili …’ın büyük olasılıkla beraat edeceğini, bu nedenle ceza davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, istenen manevi tazminat miktarının hayli yüksek olduğunu, bu nedenle kabul etmediklerini, murisin çalışmakta olduğu müvekkili şirketteki işinden elde ettiği ücretten başka gelirinin bulunmadığını, sağlığında ek iş yaparak elde ettiği herhangi bir ek gelirinin bulunmadığını, bu hususun maddi tazminatın hesaplanmasında göz önüne alınması gerektiğini belirterek, ceza davasının bekletici mesele yapılmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Asıl davada ve birleşen davada davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile özetle; kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili nezdinde 23/07/2014 başlangıç ve 23/07/2015 bitiş tarihli … numaralı ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, ayrıca manevi tazminat ve tedavi isteklerinin teminat dahilinde olmadığını, kusur durumuna ilişkin adli tıp kurumundan rapor aldırılması gerektiğini, ayrıca destekten yoksun kalma tazminatı hesabını yapacak olan bilirkişinin aktüerler siciline kayıtlı olması gerektiğini, yine SGK tarafından yapılmış ödeme varsa bunun tazminat miktarından düşülmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla maddi tazminat belirlenirken bilinen veya belirlenebilir bir ücret yoksa asgari ücretin baz alınması gerektiğini, ölenin müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı hususunun mahkemece belirlenmesi gerektiğini, müteveffanın kaza sırasında emniyet kemeri kullanmaması halinin müterafik kusur indirimi yapılmasını gerektireceğini, soruşturma dosyasındaki bilgilerin eldeki dava yönünden önem taşıyacağını, davacı tarafın dava tarihinden önceki bir tarihten itibaren faiz istemesinin yasal dayanağının bulunmadığını, zira müvekkili yönünden temerrüdün gerçekleşmediğini, müvekkilinin faiz ve yargılama gideri ile vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, istenebilecek faizin yasal faiz olabileceğini belirterek, davanın reddine, emniyet kemeri takılmaması sebebiyle müterafik kusur indirimi yapılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalılar … Mad. San. ve Tic. A.Ş. ve … vekili cevap dilekçesi ile özetle; dava dilekçesindeki iddiaların dayanağının bulunmadığını, müvekkili şirketin sahibi olduğu sigortalı aracın diğer müvekkili … yönetiminde iken 24/12/2014 tarihinde çift taraflı, ölümlü-yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, kazanın sigortalı … plakalı traktörün Torbalı- Kemalpaşa yolunda yolun sağ kenarındaki emniyet şeridinde park halindeyken traktörün arkasında bulunan römorkun sol yan tarafına Kemalpaşa yönünden Torbalı yönüne seyir halinde olan davalı… yönetimindeki… plakalı ticari kamyonun sağ ön tarafı ile kontrolsüz ve hızlı bir şekilde çarpması sonucu oluştuğunu, müvekkili … yönetimindeki aracın hareket halinde olmadığını, bu durumun ceza dosyasında aldırılan bilirkişi raporu ve kaza tespit tutanağı ile de sabit olduğunu, kazanın oluşunda müvekkili …’in ve müvekkili şirketin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kazaya davalı sürücü …’ın sebebiyet verdiğini, müvekkillerinin sorumluluğunun KTK’ya göre tehlike esasına değil, kusurlu sorumluluk esasına dayandığını, müvekkillerinin kusuru olduğunu kabul anlamına gelmemekle birlikte zarar ile müvekkililinin eylemi arasındaki uygun illiyet bağının diğer davalı …’ın ağır kusurlu eylemiyle kesildiğini, yine kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafın uğradıklarını ileri sürdükleri maddi ve manevi zarar miktarının fahiş olduğunu, zararın davacı tarafça ispatlanması gerektiğini, davanın haksız olduğunu belirterek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Asıl davada ve birleşen davada davalı … Sigorta A.Ş.’ye usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen, davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER ;
Poliçe ve hasar dosyaları, trafik kayıtları, ekonomik ve sosyal durum araştırmaları, tanık anlatımları, SGK ile yapılan yazışma, Torbalı … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dava dosyası, İzmir … İş Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dava dosyası, bilirkişi raporları.
GEREKÇE ;
Dava ve birleşen dava; trafik kazasına dayalı maddi (destekten yoksun kalma) ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Dava dosyası Torbalı … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 25/01/2016 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı görevsizlik kararı ile birlikte mahkememize gönderilmiştir.
İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası 20/02/2018 tarihli birleştirme kararı ile aradaki fiili ve hukuki bağlantı nedeniyle mahkememizin bu dosyası ile birleştirilmiştir.
Yapılan ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlık; “davacıların murisi… nun davalılardan … LTD ŞTİ’de çalışmakta iken, 24/12/2014 günü davalı … ın kullandığı… plakalı araçta davalı …’in işçisi olarak bulunurken davalılardan … tarafından yol kenarına bırakılan … plakalı traktörün çarpması neticesinde ağır yaralandığı ve 25/12/2014 tarihinde vefat etmesi nedeniyle davalılardan istenen trafik kazasından kaynaklı ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin gerçek kişiler yönünden manevi tazminat tüm davalılar yönünden destekten yoksun kalmaya yönelik açılmış tazminat davasıdır” şeklinde belirlenmiştir.
… plakalı aracın trafik kaydı incelendiğinde; “kamyon” türündeki aracın … Şekerleme Gıda Meşrubat İnş. Tur. Yerli Ür. İmalat San. Tic. İth. ve İhr. Ltd. Şti. adına kayıtlı olduğu görülmüştür.
… plakalı aracın trafik kaydı incelendiğinde; “traktör” türündeki aracın … Besin Mad. San. ve Tic. A.Ş. adına kayıtlı olduğu görülmüştür.
… plakalı kamyon tipindeki aracın 23/11/2014 başlangıç ve 23/11/2015 bitiş tarihli, 1 yıl süreli ZMMS poliçesi davalı … Sigorta A.Ş. tarafından düzenlenmiştir. Poliçede sakatlanma ve ölüm durumunda kişi başına teminat limiti 268.000,00 TL olarak belirlenmiştir.
… Sigorta A.Ş.’nin 15/04/2016 tarihli yazısında; 24/12/2014 tarihli kaza nedeniyle davadan önce şirketlerine hasar ihbarı yapılmadığı için dosyada dava dilekçesi haricinde belgenin bulunmadığı bildirilmiş, yazı ekinde poliçe örneği gönderilmiştir.
… plakalı Zirai Traktör’ün 23/07/2014 başlangıç ve 23/07/2015 bitiş tarihli ZMMS poliçesi davalı … Sigorta A.Ş. tarafından düzenlenmiştir. Poliçede sakatlanma ve ölüm durumunda teminat limiti kişi başına 268.000,00 TL olarak belirlenmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş.’nin 29/03/2017 tarihli yazısında; dava öncesi sulhen başvuru yapılmadığından hasar dosyası içerik evraklarının bulunmadığını bildirmiş, yazısı ekinde poliçe örneğini göndermiştir.
Yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırmaları sonucunda; davalı…’ın; …’de asgari ücretle çalıştığı, ilkokul mezunu olduğu, bakmakla yükümlü olduğu eşinin ve bir çocuğunun bulunduğu, kirada oturduğu, aylık 400,00 TL kira ödediği, taşınır ve taşınmaz mal varlığının bulunmadığı, 4.500,00 TL tutarında renault marka aracının bulunduğu; davalı …’in; üzerine kayıtlı 2 dekar arazisinin bulunduğu, taşınır aracının bulunmadığı, iki adet büyükbaş hayvanının bulunduğu, eşi ve iki çocuğuyla birlikte kirada oturduğu, aylık kirasının 250,00 TL olduğu, kolunun kırık olması sebebiyle bir işte çalışmadığı, aylık bir gelirinin bulunmadığı, meslek ve sanatının olmadığı, ilkokul mezunu olduğu; davacı …’nun; ev hanımı olduğu, iki çocuğunun bulunduğu, 300,00 TL kira ödediği, eşinden dolayı 500,00 TL maaş aldığı, taşınır ve taşınmaz malının, ziynet eşyasının bulunmadığı, geçiminin zayıf olduğu, beyaz eşyalarının bulunduğu; davacı …’nun; ilkokul üçüncü sınıf öğrencisi olduğu, annesiyle kaldığı, annesinin 300,00 TL kira ödediği, babasından 250,00 TL maaş aldığı, mal varlığının bulunmadığı; davacı …’nun; ilkokul birinci sınıf öğrencisi olduğu, annesiyle kaldığı, annesinin 300,00 TL kira ödediği, babasından 250,00 TL maaş aldığı, mal varlığının bulunmadığı belirlenmiştir.
Davacı tanığı… anlatımında; “Davacılar hepsini komşumuz olmaları nedeniyle tanırım, Anneanneleri ile aynı mahallede oturduk. … eşi…’yu da bu sebeple tanırdım. Yaklaşık iki yıl kadar önce trafik kazasında … eşi … vefat etti. Ben kazayı görmedim. Torbalı civarında olduğunu duydum. Bildiğim kadarıyla muris …, … firmasında çalışırdı. Ne iş yaptığını tam olarak bilmiyorum. İşe servisle gider gelirdi. Kazadan sonra da ben hastaneye vs gitmedim ancak davacı … evine gittim geldim. Muris … iki çocuğu vardı. Davacı … ve … isimli çocukları vardı. Her ikisi de öğrencidir. Büyük olan …. İlköğretim 3. sınıfa gittiğini biliyorum. … daha küçük. O da ikinci sınıf olması gerekir. Halen çocukların ihtiyaçlarını annesi, dayısı, dedesi ve anneannesi karşılıyor. Muris … ölümünden sonra … ve çocuklara aylık bağlandığını duydum ancak miktarını ve hangi kurumdan olduğunu bilmiyorum. Halen … de çalışmıyor. Halen … oturduğu ev bildiğim kadarıyla kiradır. Başka da bir mal varlığını bilmiyorum. Çocuklar da daha çok anneanenisinin evinde kalıyor. Davalıları ise tanımam, mal varlıklarını bilmem. Kazadan sonra davacı … ve diğer çocuklar üzüldüler. Hatta … kendisini uzun süre toparlayamadı. Bu yüzden Üniversite Hastanesinde tedavi gördü. Anneannesi kendisi ile ilgilendi.” demiştir.
Davacı tanığı … anlatımında; “Davacılardan … ablam, diğer davacılar yeğenlerimdir. Yaklaşık 2 yıl kadar önce ablamın eşi … trafik kazasında vefat etti. Ben kazayı görmedim. Hastaneye götürülürken vefat etmiş. Halen davacı ve çocuklar geçimini babadan ölüm nedeniyle bağlanan aylıkla sağlıyorlar. Ayrıca biz de ailecek destek oluyoruz. Davacılardan … damar rahatsızlığı vardır. Babasının ölümünden sonra çok üzüldü. Bu yüzden psikolojik tedavi de gördü. Zaten bu hastalığı da babası öldükten sonra çıktı. Bu yüzden bizim yanımızda kalıyor, saatli ilaçları var. Üniversite Hastanesinde de tedavi görüyor. Halen ilaçlarını Devlet karşılıyor ama bir dönem yatılı tedavi görmüştü. O zamanki ilaçlarını dışardan almıştık. Davacı ve çocukların taşınır taşınmaz herhangi bir mal varlıkları yoktur. Sadece ölümden sonra sigortanın ödediği tazminat bankaya yatırıldı. Oradan çocuklara harcama yapılıyor. Tam olarak tutarını bilmiyorum. … oturduğu ev kiradır. Araçları yoktur. Adlarına kayıtlı taşınmaz mal varlığı da yoktur. Davalıları ise şahsen tanımam. Mal varlıklarını bilmiyorum. Sadece … …’te şoför olduğunu biliyorum. Babalarının ve eşinin ölümünden sonra davacılar çok üzüldüler. Özellikle … psikolojik tedavi gördü. Hatta başlarda dayımı, anneannemi babamın yerine koyuyor olmuyor.” demiştir.
Davacı tanığı … anlatımında; “Davacılardan … eşimin Halasının kızı olur. Diğer davacılar da onun çocuklarıdır. Yaklaşık iki yıl kadar önce davacı … eşi, diğerlerinin babası … trafik kazasında vefat etti. Muris T…’te işçi olarak çalışırdı. Ben kazayı görmedim. Kazadan sonra davacının evine gittim. Kaza nedeniyle çok üzülmüşlerdi. Bildiğim kadarıyla … evi kiradır. Ailece mağdur oldular. … ailesi maddi destek oluyor. … ve … ikisi de öğrencidir. Bildiğim kadarıyla birisi ilkokul 4. sınıf, diğeri de ikinci sınıfa gidiyor. Bildiğim kadarıyla büyük çocuk üniversitede tedavi görüyor. İki ay kadar yatarak tedavi gördüğünü duydum. Kanla ilgili bir hastalığı olduğunu duydum. Bu hastalık babası öldükten sonra meydana geldi. Bildiğim kadarıyla çok üzüldü ve içine kapandı. Daha sonra belirttiğim hastalığı ortaya çıktı. Ben halen … ve çocuklarına eşinden maaş bağlanıp bağlanmadığını bilmiyorum. Bildiğim kadarıyla herhangi bir mal varlıkları yoktur. Davalıları ise tanımam. Mal varlıklarını bilemem. Ben küçük … bize geldiğinde babasının eksikliği nedeniyle üzülüp ağladığına tanık olmuştum.” demiştir.
Davacı tanığı… anlatımında; “… benim halamın kızı olur. … eşi … yaklaşık 1,5- 2 yıl kadar önce trafik kazasında vefat etti. …, …’te işçi olarak çalışırdı. Ben kazayı görmedim. Kazadan sonra evlerine gittim. Ailece çok üzülmüşlerdi. Kazadan sonra … ve çocuklara muristen dolayı maaş bağlandı ancak bu yeterli gelmiyor. … kardeşi, anne ve babası destek oluyorlar. Bildiğim kadarıyla … ve çocuklara ait herhangi bir mal varlığı yoktur. Oturdukları ev kiradır. Kazadan sonra bir dönem … de psikolojik tedavi gördü ancak en çok büyük çocuk … etkilendi. Psikolojik sebeplerle bir damar rahatsızlığı olduğunu duydum. Bundan dolayı bir süre yatarak tedavi gördü. Halen de kontrole gidip geliyor. İlaç kullanıyor. Davalıları ise tanımam. Ekonomik durumlarını bilmiyorum, …, babasına oldukça düşkündü. Halen de onun eksikliğini hissediyor. Halen tek başına okula gidip gelemiyor. Dedesi getirip götürüyor. Keşke babam olsaydı şeklinde sözler söylüyor.” demiştir.
Davalı tanığı … anlatımında; “Davalı …’i tanırım. Birlikte Torbalı’da bulunan … fabrikasında çalışmaktayız. Olay günü fabrikada çalıştığımız sırada fabrika müdürü …, davalı … ile beni çağırarak Torbalı Ortaköy Cami karşısında zeytin çuvalları bulunduğunu söyleyerek bunları almak üzere bizi gönderdi. Zeytinleri traktör ile almaya gittik. Traktörün sürücülüğünü davalı … yapmakta idi. Ben ise tekerlek üzerindeydim. Zeytin çuvallarının yerini bilmiyorduk. Yakın yerde, yol kenarında birini gördük. Kendisinden zeytin çuvallarının yerini öğrenmek üzere traktörden indim. Çuvalların yerini öğrendim. … çuvalların yerini söyledim. Tamam dedi. Kendisine arkadan gelmekte olan kamyondan bahsederek kamyon geçsin, çuvalları ondan sonra alalım dedim. Tam o sırada kamyon şöförü duraksakmaksızın traktörün 5-6 metre arkasında duran çöp konteynırına çarptı, oradan da traktörün arkasından çarptı. Kamyon şoförü herhangi bir şekilde ne korna çaldı ne de durmak için frene bastı. Ortalık birden toz duman oldu. Ben hemen … aramaya koyuldum. … sesini duydum. Hemen sesin olduğu yere gittim. … kafası kan içindeydi. İsmimi söylemesi üzerine bulmuştum. Kendisi ile konuşarak susmamasını sağladım. Hemen fabrika müdürünü aradım. Olaydan bahsettim. 5-10 dakika içinde müdürümüz geldi. Sonrasında ambulans ve karakol geldi. Ambulansı kimin aradığını bilmiyorum. … ilk önce Torbalı Hastanesine oradan da İzmir’de bulunan bir hastaneye kaldırıldı. Ondan sonra da … ile bir daha görüşmedim. Şu an ki durumunu bilmiyorum. Konu hakkında olay mahallinde yaklaşık 1 sene sonra keşif de olmuştu. Ben orada da ifademi verdim.” demiştir.
Davacıların aile nüfus kayıt tablosu incelendiğinde; davacı …’nun 11/04/1977 doğumlu olduğu ve ölen …’nun eşi olduğu, davacı …’nun 22/08/2007 doğumlu olduğu, ölen…’nun çocuğu olduğu, diğer davacı …’nun da 06/09/2009 doğumlu olduğu ve ölen …’nun çocuğu olduğu belirlenmiştir.
SGK tarafından gönderilen 05/07/2017 tarihli yazıda; 25/12/2014 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu aynı gün vefat eden ve hak sahiplerine 01/01/2015 tarihinden itibaren 5510 sayılı kanunun 13. maddesi gereğince … tahsis numarası ile iş kazası ölüm geliri ve yine aynı kanunun 32. maddesi gereğince … tahsis numarası ile ölüm aylığı bağlandığı bildirilmiş ve yazısı ekinde iş kazasıyla ilgili Rehberlik ve Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından düzenlenen tahkikat raporları gönderilmiştir.
Torbalı …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dava dosyası incelendiğinde; katılanların …, … ve …; sanıkların… ve… olduğu, suç tarihinin 24/12/2014, suçun taksirle ölüme neden olma suçu olduğu, sanıkların davamızın da konusu olan kaza sebebiyle kusurlu oldukları gerekçeleriyle cezalandırılmaları isteminde bulunulduğu, mahkemece yapılan yargılamada tanıkların dinlendiği, keşif yapılarak bilirkişi raporu aldırıldığı ve “kazanın oluşunda traktör sürücüsü sanık …’in asli kusurlu olduğu, diğer sürücü sanık İ…’ın ise tali kusurlu olduğu” gerekçeleriyle mahkumiyetlerine ilişkin 02/02/2017 tarihli kararın verildiği, ceza mahkemesi tarafından bilirkişi …’den aldırılan 18/01/2016 tarihli raporda “kazanın oluşunda ehliyetsiz traktör sürücüsü…’in asli kusurlu ve kamyon sürücüsü …’ın tali kusurlu olduğu” hususunun bildirildiği, aynı dosyada İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisask Dairesi’nden 23/05/2016 tarihli raporun aldırıldığı, bu raporda; “müşteki sanık sürücü …’ın yönetimindeki kamyon ile aydınlatma bulunmayan mahalde seyri sırasında olay yerine geldiğinde seyir yönüne hitaben bulunan levhaları dikkate alıp hızını mahal şartlarına göre ayarlayıp far ışıkları altında görüş alanını yeterince kontrol altında tutarak seyrini sürdürmesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, bir kısmı sağ şeride taşmış olan traktör ve arkasına takılı olan yarı römorka arkadan çarptığı, kazada dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışlarıyla eş değer oranda kusurlu olduğu, müşteki sanık sürücü…’in yönetimindeki traktör ve arkasına takılı olan yarı römorka aydınlatma olmayan mahalde banket alanından yeteri kadar faydalanmadan sağ şeride taşar şekilde park ettiği, yarı römorkun arkasında ışık tertibatı olmadığından görünürlüğünü kısıtladığı ve bu suretle geriden gelen kamyon sürücüsü tarafından fark edilebilirliğini zorlaştırarak kamyonun seyir durumunu tehlikeye düşürdüğü, kazada dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışlarıyla eş değer oranda kusurlu olduğu” hususlarının belirtildiği, mahkeme kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulduğu, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Ceza Dairesi’nin 29/03/2018 tarihli … Esas ve … Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği ve mahkemenin kararının böylece 29/03/2018 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Aktüerya bilirkişisi … hazırlayıp sunduğu 12/01/2018 tarihli raporunda özetle; davacı … için 248.628,59 TL, çocuk … için 35.081,62 TL, çocuk … için 43.709,53 TL olmak üzere toplam 327.419,74 TL destekten yoksun kalma tazminatının hesaplandığını, bu miktarın 268.000,00 TL’lik kısmından davalı sigorta şirketlerinin sorumlu olduğunu, tamamından ise diğer davalıların sorumlu olduklarını bildirmiştir.
Hesap uzmanı bilirkişi itirazlar üzerine hazırlayıp sunduğu 26/04/2019 tarihli ek raporunda özetle; davacı … için 246.332,60 TL, çocuk … için 41.187,38 TL, çocuk … için 52.064,18 TL olmak üzere toplam 339.584,16 TL destekten yoksun kalma tazminatının hesaplandığını, davalı … Sigorta A.Ş.’nin poliçe teminat limiti olan 268.000,00 TL’den, davalı … Sigorta A.Ş.’nin ise 65.955,49 TL’lik ödemesinin poliçe teminat limiti olan 268.000,00 TL’den düşülmesinden sonra kalan 202.044,51 TL’den sorumlu olduğunu, tamamından ise diğer davalıların sorumlu olduklarını bildirmiştir.
Davalı … vekili 24/07/2020 havale tarihli dilekçesiyle; SGK tarafından davacılara bağlanan ölüm geliri nedeniyle müvekkiline ve diğer davalılara İzmir … İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında rücu davası açıldığını belirtmiştir.
İzmir … İş Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dava dosyası incelendiğinde; davacısının SGK davalılarının… Mad. San ve Tic. A.Ş.,…, … Sigorta A.Ş., … ve … Sigorta A.Ş. olduğu, dava tarihinin 29/08/2019 olduğu, davada “24/12/2014 tarihinde meydana gelen kazanın iş kazası olduğu, sigortalı …’nun ölümüne neden olan kazanın oluşunda üçüncü kişi … Mad. San ve Tic. A.Ş.’nin sorumluluğunun bulunduğu,” hususlarının ileri sürülerek kurum zararı nedeniyle şimdilik 72.906,10 TL’nin gelir bağlama onay ve ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesinin istendiği, mahkemece kusur durumuna ilişkin 09/02/2021 tarihli raporun aldırıldığı, bu raporda “davalı … Mad. San ve Tic. A.Ş.’nin %50, traktörü kullanan davalı …’in % 30, kamyonu kullanan davalı…’ın % 20 kusurlu olduğu, davacı kurum sigortalısı ölen işçi …’nun kusurunun bulunmadığı, yine sigorta şirketlerinin kazada kusurlarının bulunmadığı” hususlarının belirlendiği, hesap uzmanı bilirkişiden 23/01/2022 tarihli bilirkişi raporunun alındığı ve yapılan yargılama sonucunda “Davanın KISMEN KABULÜ ile; 25/12/2014 tarihinde meydana gelen ve …’nun ölümü ile sonuçlanan trafik iş kazası olayının meydana gelmesinde davalı … Sigorta A.Ş’nin … Poliçe numaralı zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı … plakalı traktör sürücüsü ve davalı … Mad. San. ve Tic. A.Ş işçisi davalı …’in % 30 oranında, davalı … Sigorta A.Ş’nin … Poliçe numaralı trafik sigorta poliçesi sigortası ile sigortalı… plakalı kamyon sürücüsü davalı … % 20 oranında, davalı … Mad. San. ve Tic. A.Ş ‘nin ise % 50 oranında kusurlu olduğu anlaşılmakla; 108.112,00 TL ilk PSD gelirin davalılardan onay tarihinden (3. Kişi konumundaki davalılar… ve … ve davalı sigorta şirketleri yönünden 72.074,67 TL miktar ile sınırlı olmak üzere ve Sigorta şirketleri yönünden bakiye poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere dava tarihinden) itibaren işleyecek yasal faizi birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı Kuruma verilmesine, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına, Tedavi gideri yönünden fazla talep edilen 831,43 TL talebin REDDİNE” ilişkin 22/04/2022 tarihli kararın verildiği, karara karşı istinaf kanun yoluna gidildiği, kararın henüz kesinleşmediği görülmüştür.
Hesap uzmanı bilirkişi 29/12/2022 tarihli üçüncü ek raporunda özetle; dosya içerisinde bulunan Torbalı Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden aldırılan rapora göre kazanın oluşunda davalılar… ve …’in eşdeğer kusurlu olduklarını,18/07/1974 doğumlu müteveffa …’nun vefat tarihi 25/12/2014 tarihinde 40 yaşında olduğunu, TRH 2010 erkek yaşam tablosuna göre muhtemel kalan ömrünün 34 yıl 11 ay 5 gün olduğunu, kaza olmasaydı 30/11/2049 tarihine kadar yaşayacağının var sayıldığını, yaşam süresinin 60 yaşını dolduracağını, 18/07/2034 tarihine kadar olan kısmının aktif dönem sonraki kısmının ise pasif dönem olarak kabul edildiğini, eş …’nun 11/04/1977 doğumlu olduğunu, desteğin vefat tarihinde 38 yaşında olduğunu, TRH 2010 kadın yaşam tablosuna göre bakiye ömrünün 41 yıl 2 ay 1 gün olduğunu, destekten yoksunluk süresi eşinin yaşam süresiyle sınırlı olduğundan 30/11/2049 tarihine kadar destek zararının hesaplandığını, erkek çocuk …’nun 22/08/2007 doğumlu olduğunu, desteğin vefat tarihinde 7 yaşında olduğunu, dosyaya sunulan öğrenci belgesine göre … Anadolu Lisesi’nde 9. sınıf öğrencisi olduğunu, eğitimine devam ettiği anlaşıldığından ve zorunlu eğitim süresi 12 yıl olduğundan 20 yaşını dolduracağı 22/08/2027 tarihine kadar destek zararının hesaplandığını; erkek çocuk …’nun 06/09/2009 doğumlu olduğunu, desteğin vefat tarihinde 5 yaşında olduğunu, dosyaya sunulan öğrenci belgesine göre … Ortaokulu’nda 7. sınıf öğrencisi olduğunu, eğitimine devam ettiği anlaşıldığından ve zorunlu eğitim süresi 12 yıl olduğundan 20 yaşını dolduracağı 06/09/2029 tarihine kadar destek zararının hesaplandığını; anne …’nun 07/05/1943 doğumlu olup desteğin vefat tarihinde 72 yaşında olduğunu, TRH 2010 kadın yaşam tablosuna göre bakiye ömrünün 11 yıl 6 ay 1 gün olduğunu, 25/06/2026 tarihine kadar yaşayacağı varsayılarak bu tarihe kadar destek payı ayrıldığını; baba …’nun 09/11/1939 doğumlu olup, 31/05/2019 tarihinde vefat ettiğini, bu durumda kendisine 31/05/2019 tarihine kadar destek payı ayrıldığını, müteveffanın kaza öncesi ücretine ilişkin olarak dosya içerisinde bulunan SGK tarafından açılmış İzmir … İş Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı rücu davasında karara dayanak olan bilirkişi raporunda SGK müfettişi tarafından düzenlenmiş kayıt inceleme tutanağına göre müteveffanın son 3 aylık brüt ücret tutarlarının 2014 yılı Eylül ayı 28 gün için 1.160,46 TL, 2014 yılı Ekim ayı 30 gün için 1.254,96 TL ve 2014 yılı Kasım ayı 30 gün için 1.179,36 TL olduğunu, bu tutarlar dikkate alınarak ortalama aylık brüt ücretin 1.225,50 TL olarak hesaplandığını, bu ücretten SGK prim ve vergiler indirilip evli, iki çocuklu AGİ eklenmesi sonucunda aylık net ücretin 1.003,70 TL olarak belirlendiğini, ilerleyen aktif dönem ücretlerinin belirlenmesinde asgari ücrete oranlama yoluna gidildiğini, ilerleyen aktif dönem tazminat hesabında asgari ücretlerin 1,08 katının esas alındığını, 2022 yılı itibariyle AGİ uygulaması kaldırılmış olduğundan 2022 yılı ve sonrası aktif dönem tazminat hesaplamasında asgari ücrete AGİ’nin eklenmediğini, pasif dönem tazminat hesabında ise oranlanmamış ve AGİ uygulanmamış net asgari ücretlerin esas alındığını, Hazine Müsteşarlığı’nın kaza tarihi olan 24/12/2014 tarihi itibariyle yürürlükte olan kişi başına sakatlık/ölüm teminat limitlerinin 268.000,00 TL olduğunu, davalı sigorta şirketlerinin sorumluluğunun bu limitler içinde değerlendirildiğini, davalı … Sigorta A.Ş.’nin davacı…’na 16/02/2016 tarihinde ödediği 65.955,49 TL tazminat ödemesi poliçe teminat limitinden mahsup edildikten sonra kalan poliçe teminat limitinin 202.044,51 TL olduğunu, bu ödemenin dava açılış tarihi olan 12/01/2016 tarihinden sonra yapıldığını, bu nedenle faiz güncellemesi yapılmadan … zararından indirildiğini, kusur oranlarını belirleme konusunda takdir mahkemeye ait olmakla birlikte kazanın oluşunda müteveffa …’na kusur yüklenmediğinden kusur indiriminin uygulanmadığını, TBK’nın 61 ve 62. maddeleri ile 2918 sayılı KTK’nın 88. Maddesi gereği zarar görenlerin zararın tamamını kusur oranlarına bakılmaksızın tüm sorumlulardan isteyebileceklerini, zarara sebebiyet verenlerin müteselsil sorumluluk esaslarına göre zarardan sorumlu olacaklarını, müteselsil sorumlulukta kural olarak borçlulardan her birinin borcun tamamından sorumlu olduklarını, ayrıca iç ilişkide sorumluların kusur oranına göre birbirlerine rücu haklarının bulunduğunu, hesaplamanın Yargıtay içtihatlarına uygun olarak TRH 2010 yaşam tablosu ile % 10 artırım ve % 10 iskonto esasına dayalı progresif rant yöntemiyle yapıldığını, bu doğrultuda destekten yoksun kalma tazminatı tutarının davacı eş … için 1.102.529,70 TL, çocuk … için 79.585,34 TL, çocuk … için 123.167,86 TL olmak üzere toplam 1.305.282,90 TL olarak hesaplandığını, davalılar …, …, … Şekerleme Gıda Meş. İnş. Tur. Yerli Ürünleri İmalat San. Tic. İth. ve İhr. Ltd. Şti. ve … Besin Malz. A.Ş.’nin tazminatın tamamından, davalı … Sigorta A.Ş.’nin poliçe teminat limitinin davacılar arasında garameten paylaştırılması sonucunda davacı… tazminatının 160.415,33 TL’lik kısmından, davacı … tazminatının 16.340,42 TL’lik kısmından, davacı … tazminatının 25.288,76 TL’lik kısmından; davalı … Sigorta A.Ş.’nin poliçe teminat limitinin davacılar arasında garameten paylaştırılması sonucunda davacı … tazminatının 226.370,82 TL’lik kısmından, davacı … tazminatının 16.340,42 TL’lik kısmından, davacı… tazminatının 25.288,76 TL’lik kısmından müştereken ve müteselsilen sorumlu olacaklarını bildirmiştir.
Davacılar vekili 09/03/2023 tarihli ıslah dilekçesiyle; davanın devamı sırasında 4 kez rapor alınması nedeniyle müvekkillerinin kusurunun bulunmadığını, ilk davayı açtıklarında maddi tazminat istekleri yönünden dava değerinin 90.000,00 TL olduğunu, daha sonra ek dava açtıklarını ve bu dava ile birleşen davada dava değerinin 237.419,74 TL olduğunu, üçüncü ek raporda ise hesaplanan toplam tazminat tutaranının 1.305.282,90 TL olduğunun belirlendiğini, davayı 1.215.282,90 TL için ıslah ettiklerini, bunun için 20.754,00 TL ıslah harcını yatırdıklarını belirterek, ıslah ettikleri miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı… vekili KTK’nın 109. maddesi gereğince ıslah isteğinin zaman aşımına uğradığını bildirmiştir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe girmesinden sonra kanunun 66. maddesine göre, uzamış ceza zamanaşımı süreleri, bir veya birden fazla ölü varsa (15) yıl (madde 85, 66/d), bir veya birden fazla yaralı varsa (8) yıl (madde 89, 66/e) olup, ölümlerin yanı sıra yaralılar da varsa, kazayı yapan kişiye uygulanacak cezanın üst sınırı 5 yıldan fazla olduğundan, ayrım yapılmaksızın aynı olayda ölen veya yaralananların tümü için dava zamanaşımı 15 yıl olduğundan ve ıslah tarihi itibariyle bu sürenin dolmadığı belirlendiğinden, zaman aşımı itirazı haklı bulunmamıştır.
Gerçek zarar miktarı, hak sahiplerinin ve desteğin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi nedeniyle tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Yargıtay … Hukuk Dairesinin son 24/02/2021 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı kararında ve benzer diğer kararlarında; “gerçek zarar hesabının özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olduğu, gerçeğe en yakın verilerin kullanılmasının esas olduğu, bu durumda diğer kurumlar ile ve Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de gözönüne alındığında tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağı” yönündeki tespit ve kabulü dikkate alındığında; hesap uzmanı bilirkişinin Türk Borçlar Kanunu hükümleri ve Yargıtay tarafından benimsenmiş tazminat hukuku ilkeleri ile hesaplama yöntemi çerçevesinde TRH 2010 yaşam tablosu ile peşin değer hesabı olarak her yıl % 10 artırım ve iskonto yöntemi uygulanmak suretiyle yaptığı zarar hesabı mahkememizce somut olaya uygun bulunmuş ve son ek rapor hükme esas alınmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde; “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”; 85/1. maddesinde; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 6098 sayılı TBK’nın 49/1.maddesinde; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de benzer şekilde; “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” düzenlemesine yer verilmiştir. 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde; “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise Genel Şartlar’ın A.3. maddesinde; “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir. Yukarıda yazılı yasal düzenlemelerde de açıkça belirtildiği üzere 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi gereğince Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, sigorta ettirenin, 3. kişilere verdiği zarardan dolayı hem üçüncü kişileri hem de sigorta ettireni koruma amacıyla oluşturulmuş bir zarar sigortası türüdür. Dolayısıyla 2918 sayılı KTK’nın 85/son maddesine göre işleten, araç sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğundan, oluşan zararın niteliği yönünden de sigortacının sorumluluğunun da işleten gibi değerlendirilmesi gerekir. 2918 sayılı KTK’nın 91/1. ve 85/1. maddeleri uyarınca Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasını yapan sigortacı, işletenin sorumluluğunu üstlenmektedir.
6098 sayılı TBK’nın 49 ve devam eden maddelerinde destekten yoksun kalma tazminatı düzenlenmiştir. 49. maddenin 1. fıkrasında genel olarak sorumluluk; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” düzenlemesiyle yer almıştır. Aynı kanunun 53. maddesinde ölüm halinde uğranılan zararlar sayılmış, maddenin 3. fıkrasında; “Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar” düzenlenmiştir. Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle uğranılan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarında sahip oldukları sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmeleri için muhtaç oldukları paranın ödettirilmesidir. Yani, haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse, TBK’nun 53. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilecektir. Destek kavramı, gerçekleşmiş veya gerçekleşmesi umulan bir bakım ilişkisini gösterir. Eylemli ve düzenli olarak bir kimsenin geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak biçimde ona yardım eden veya olayların olağan akışına göre eğer ölüm gerçek1eşmeseydi az veya çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse “destek” sayılır. Bu anlamda, bir başka kişiye fiilen bakan, onu geçindiren veya ileride bakma, geçindirme ihtimali bulunan kişi, destektir.
Nitekim; asıl davada ve birleşen davada davacılar vekili de bu düzenlemeler kapsamında, sigortalı araç sürücüleri … ve … tarafından uğratılan zararın, aradaki poliçe ilişkisi nedeniyle davalı sigorta şirketleri tarafından, TBK’nın 49. maddesinde düzenlenen haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler çerçevesinde davalılar … ve … tarafından ve 2918 sayılı KTK’nın 85/son maddesi gereğince işleten davalı şirketler tarafından karşılanmasını istemiştir.
Toplanan ve sunulan deliller ile benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre; 24/12/2014 tarihinde davalılardan…’ın, yönetimindeki… plakalı araçla yanında davacıların murisi … da olduğu halde seyir halinde iken, diğer davalı … tarafından yol kenarına hatalı olarak park edilmiş olan … plakalı traktöre çarpması sonucunda davacıların murisi olan …’nun vefat ettiği, her iki davalı sürücünün de kazanın oluşunda eşit derecede kusurlu oldukları,…’nun kazanın oluşunda herhangi bir etkisinin ve kusurunun bulunmadığı, davacılardan …’nun ölen …’nun eşi, diğer davacıların ise …’nun çocukları oldukları, Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre çocukların bakım ihtiyaçları süreklilik arzetmiyor ise kız çocuklarda destek yaşının 22, erkek çocuklarda ise 18-20 yaş olduğu, eşin de en fazla kendi yaşam süresi kadar olmak koşulu ile ölen eşin muhtemel yaşam süresi dikkate alınarak destekten yoksun kalma tazminatına hak kazanılabileceği, çocuklarına bakma yükümlülüğünün esas itibariyle anne ve babaya ait olduğu, eşlerin birbirine destek olmalarının da yasal bir ödev olduğu, bu çerçevede davacılar yönünden destek ilişkisinin var olduğu, ölen …’nun kazanın gerçekleşmesinde kusurunun bulunmadığı; davalı…’ın emniyetteki ifadesinde; “…yanımda iş arkadaşım olan … oturuyordu çarpma sonucu aracın içinde sıkışmış bir vaziyette olduğunu gördüm. Araçtan indim onu kurtarmaya çalıştım. Yanımızdan geçmekte olan çekici yardım etmeye geldi. …’i beraber kurtardık” dediği, kaza yeri tespit tutanağında ölen …’nun emniyet kemerinin takılı olup olmadığı konusunda herhangi bir tespite yer verilmediği, Adli Tıp Kurumu İzmir Adli Tıp Grup Başkanlığı tarafından düzenlenen 21/01/2015 tarihli raporda “kişinin ölümünün genel beden travmasına bağlı ekstremite kemiklerindek kırıklar, torakal omur kırığı ve pelvik kemik kırığı ve çok sayıda kaburga kırığı ile birlikte iç organ yaralanmasından gelişen iç kanama sonucu meydana geldiği” şeklinde tespite varıldığı, ceza dosyasında alınan ifadelerde de…’nun emniyet kemerinin takılı olup olmadığı konusunda herhangi bir beyanın bulunmadığı, emniyet kemerinin takılı olmadığı yönündeki iddianın ispatı iddiayı ileri süren tarafa ait olup, bu konuda mahkememize herhangi bir delil sunulmadığından müterafik kusur indirimi yapılması koşullarının varlığından söz edilemeyeceği; Türk Borçlar Kanunu hükümleri ve Yargıtay tarafından benimsenmiş tazminat hukuku ilkeleri ile hesaplama yöntemi çerçevesinde TRH 2010 yaşam tablosu ile peşin değer hesabı olarak her yıl % 10 artırım ve iskonto yöntemi uygulanmak suretiyle yapılacak hesaplamanın gerçek zarar miktarını belirleyeceği, hesap uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen ve mahkememizce de benimsenen ek raporda davacı … için 1.102.529,70 TL, davacı … için 79.585,34 TL, davacı … için 123.167,86 TL destek tazminatının hesaplandığı, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından davacı ..na 16/02/2016 tarihinde 65.955,49 TL tazminat ödemesi yapıldığı, bu miktar davalı sigorta şirketinin poliçe teminat limitinden mahsup edildiğinde davalı … Sigorta A.Ş.’nin kalan poliçe teminat limitinin 202.044,51 TL olduğu, davalı … Sigorta A.Ş.’nin poliçe teminat limitinin davacılar arasında garameten paylaştırılması sonucunda davacı … tazminatının 160.415,33 TL’lik kısmından, davacı… tazminatının 16.340,42 TL’lik kısmından, davacı … tazminatının 25.288,76 TL’lik kısmından; davalı … Sigorta A.Ş.’nin poliçe teminat limitinin davacılar arasında garameten paylaştırılması sonucunda davacı … tazminatının 226.370,82 TL’lik kısmından, davacı… tazminatının 16.340,42 TL’lik kısmından, davacı … tazminatının 25.288,76 TL’lik kısmından müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları; TBK’nın 61. maddesinde; “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” denmekle, birden çok kişinin aynı zarardan aynı sebeple ya da çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olabileceğinin vurgulandığı, yani zarar verenlerin kusur oranlarına göre sorumluluğunun ancak iç ilişkide dikkate alınabileceği, bu çerçevede de davalılardan birinin borcun tamamını ödemesi durumunda borcundan kurtularak kendi kusur oranından fazla ödediği kısım için diğer zarar verenlerden kusurları oranında rücu hakkının söz konusu olduğu, davacıların isteklerinin müteselsil sorumluluk ilkesi çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine ulaşıldığından, davacıların haklı görülen maddi tazminat isteklerinin kabulü ile asıl davada ve birleşen davada davacı … için 1.102.529,70 TL maddi tazminatın (davalı … A.Ş.’nin bu miktarın 160.415,33 TL’lik kısmı ile ve davalı … Sigorta A.Ş.’nin bu miktarın 226.370,82 TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olmaları kaydı ile), asıl davada ve birleşen davada davacı… için 79.585,34 TL maddi tazminatın (davalı … A.Ş.’nin bu miktarın 16.340,42 TL’lik kısmı ile ve davalı … Sigorta A.Ş.’nin bu miktarın 16.340,42 TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olmaları kaydı ile) ve asıl davada ve birleşen davada davacı … için 123.167,86 TL maddi tazminatın (davalı … A.Ş.’nin bu miktarın 25.288,76 TL’lik kısmı ile ve davalı … Sigorta A.Ş.’nin bu miktarın 25.288,76 TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olmaları kaydı ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Asıl davada ve birleşen davada davacıların manevi tazminat isteklerine gelince; manevi tazminat 6098 sayılı TBK’nın 56. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre; hakim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilecektir. Dolayısıyla; manevi tazminat, zarar görende manevi olarak huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir nitelik taşıdığından, bir ceza olmadığı gibi bu düzenleme ile mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinmemiştir. Yani; zarar görenin zenginleşmemesi, zarara sebebiyet verenin de fakirleşmemesi gerekecektir. Amaç; olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi olduğundan, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile birlikte olayın meydana geliş şeklinin de gözönünde bulundurulması, hakkaniyete uygun ve adaletli bir sonuca varılması önem taşıyacaktır. Olaya bu açıdan bakıldığında; dava konusu kazanın oluş şekli, etkenleri ve özellikleri, kazadaki kusur durumu, ölen …’ya yüklenebilecek kusurun bulunmaması, kazanın gerçekleştiği tarih, bu süreçte tüm davacıların çektiği sıkıntılar, davacıların yaşı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları göz önüne alındığında kaza tarihinde paranın alım gücü de değerlendirilerek davacıların manevi tazminat isteklerinin de tamamının kabul edilerek her bir davacı için 25.000,00’er TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 24/12/2014 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, …, … Şekerleme Gıda Meş. İnş. Tur. Yerli Ürünleri İmalat San. Tic. İth. ve İhr. Ltd. Şti. ve … Mad. San ve Tic. A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen alınarak, davacılara verilmesine karar vermek gerekmiş, tüm dava hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Kaza tarihinde ve poliçenin düzenleme tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanunun 97. maddesinde zarar görenin dava açmadan önce sigorta kuruluşuna başvurusunun gerekli olduğu düzenlenmiş, Trafik Sigortası (Yeni) Genel Şartlarının ek 6. maddesinde ise başvuru sırasında eklenecek belgelerin neler olduğu yazılmıştır. Bu belgeler arasında sağlık kurulu raporu, epikriz raporu, genel adli muayene raporu, tüm tetkik ve tedavilere ilişkin raporlar, mağdura ait kimlik belgesi fotokopisi, kaza raporu, varsa bilirkişi raporu veya keşif tutanağı veya mahkeme kararı, mağdura ait kaza tarihi itibarıyla son gelir durum belgesi, hak sahibine ait banka hesap bilgileri (banka – şube adı, Iban numarası), sağlık verilerine erişim, işleme ve aktarım konusunda mağdur tarafından verilen açık rıza yer almakta olup burada sayılanların başvuru sırasında eklenmesinin zorunlu olup olmadığının yorum yolu ile değiştirilmesi mümkün değildir. Davacı tarafça dava açılmadan önce yapılan başvuruda anılan bu belgeleri eklenmediğinden ve Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. ve 99. maddeleri ile Trafik Sigortası Genel Şartlar’ın 6. maddesi gereğince bu belgelerin de başvuru sırasında eklenmesi zorunlu olduğundan, davacıların dava açmadan önce dava şartı olan başvuru şartını yerine getirdikleri kabul edilse bile usulüne uygun şekilde davalı sigorta şirketlerine başvurularından söz edilemeyeceğinden, birleşen davanın ek dava olarak açılması nedeniyle davalı sigorta şirketlerinin asıl dava tarihi olan 12/01/2016 tarihinde temerrüde düştükleri kabul edilmiştir. (Yargıtay …HD’nin 06/02/2020 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı kararı). Diğer davalılar yönünden ise temerrüt tarihi kaza tarihi olan 24/12/2014 olarak kabul edilmiştir.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Asıl davada ve birleşen davada maddi tazminat isteklerinin KABULÜ ile;
Asıl davada ve birleşen davada davacı … için 1.102.529,70 TL maddi tazminatın (davalı … A.Ş.’nin bu miktarın 160.415,33 TL’lik kısmı ile ve davalı … Sigorta A.Ş.’nin bu miktarın 226.370,82 TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olmaları kaydı ile) davalı sigorta şirketleri yönünden dava tarihi olan 12/01/2016 tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihi olan 24/12/2014 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine,
2-Asıl davada ve birleşen davada davacı … için 79.585,34 TL maddi tazminatın (davalı … A.Ş.’nin bu miktarın 16.340,42 TL’lik kısmı ile ve davalı .. Sigorta A.Ş.’nin bu miktarın 16.340,42 TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olmaları kaydı ile) davalı sigorta şirketleri yönünden dava tarihi olan 12/01/2016 tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihi olan 24/12/2014 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine,
3-Asıl davada ve birleşen davada davacı … için 123.167,86 TL maddi tazminatın (davalı … A.Ş.’nin bu miktarın 25.288,76 TL’lik kısmı ile ve davalı … Sigorta A.Ş.’nin bu miktarın 25.288,76 TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olmaları kaydı ile) davalı sigorta şirketleri yönünden dava tarihi olan 12/01/2016 tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihi olan 24/12/2014 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine,
4-Asıl davada ve birleşen davada davacı … için 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 24/12/2014 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, …, … Şekerleme Gıda Meş. İnş. Tur. Yerli Ürünleri İmalat San. Tic. İth. ve İhr. Ltd. Şti. ve… Mad. San ve Tic. A.Ş.’den müşetereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine,
5-Asıl davada ve birleşen davada davacı … için 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 24/12/2014 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, …, … Şekerleme Gıda Meş. İnş. Tur. Yerli Ürünleri İmalat San. Tic. İth. ve İhr. Ltd. Şti. ve … Mad. San ve Tic. A.Ş.’den müşetereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine,
6-Asıl davada ve birleşen davada davacı… için 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 24/12/2014 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, …, … Şekerleme Gıda Meş. İnş. Tur. Yerli Ürünleri İmalat San. Tic. İth. ve İhr. Ltd. Şti. ve … Mad. San ve Tic. A.Ş.’den müşetereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine,
7-Asıl davada ve birleşen davada maddi tazminat isteği yönünden Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 89.163,87 TL nispi ilam harcından, 2.817,79 TL peşin harcın, 4.054,54 TL peşin harcın, 16.700,00 TL tamamlama harcının ve 20.754,00 TL ıslah harcının düşülmesi ile kalan 44.837,54 TL karar ve ilam harcının (davalı… A.Ş.’nin bu miktarın 6.940,39 TL’lik kısmı ile ve davalı … Sigorta A.Ş.’nin bu miktarın 9.206,02 TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olmaları kaydı ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
8-Asıl davada ve birleşen davada manevi tazminat isteği yönünden Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 5.123,25 TL nispi ilam harcının davalılar …, …, … Şekerleme Gıda Meş. İnş. Tur. Yerli Ürünleri İmalat San. Tic. İth. ve İhr. Ltd. Şti. ve …Besin Mad. San. ve Tic. A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
9-Asıl davada ve birleşen davada davacıların yatırmış olduğu 29,20, TL başvurma harcı, 35,90 TL başvurma harcı, 2.817,79 TL peşin harç, 4.054,54 TL peşin harç, 16.700,00 TL tamamlama harcı ve 20.754,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 44.391,43 TL’nin (davalı … A.Ş.’nin bu miktarın 6.497,98 TL’lik kısmı ile ve davalı … Sigorta A.Ş.’nin bu miktarın 8.619,18 TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olmaları kaydı ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacılara verilmesine,
10-Asıl davada ve birleşen davada davacıların yapmış olduğu 765,00 TL’si tebligat-posta gideri, 1.300,00 TL’si bilirkişi ücreti gideri ve 25,00 TL’si tanık ücreti gideri olmak üzere toplam 2.090,00 TL yargılama giderinin (davalı … A.Ş.’nin bu miktarın 305,93 TL’lik kısmı ile ve davalı … Sigorta A.Ş.’nin bu miktarın 405,80 TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olmaları kaydı ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacılara verilmesine,
11-Asıl davada ve birleşen davada davacı …’nun maddi tazminat isteği yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 136.202,38 TL vekalet ücretinin (davalı… A.Ş.’nin bu miktarın 19.817,11 TL’lik kısmı ile ve davalı … Sigorta A.Ş.’nin bu miktarın 27.965,00 TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olmaları kaydı ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı …’na verilmesine,
12-Asıl davada ve birleşen davada davacı…’nun maddi tazminat isteği yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 12.733,65 TL vekalet ücretinin (davalı … A.Ş.’nin bu miktarın 2.614,47 TL’lik kısmı ile ve davalı … Sigorta A.Ş.’nin bu miktarın 2.614,47 TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olmaları kaydı ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı …’na verilmesine,
13-Asıl davada ve birleşen davada davacı …’nun maddi tazminat isteği yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 19.475,18 TL vekalet ücretinin (davalı … A.Ş.’nin bu miktarın 3.998,63 TL’lik kısmı ile ve davalı … Sigorta A.Ş.’nin bu miktarın 3.998,63 TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olmaları kaydı ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı …’na verilmesine,
14-Asıl davada ve birleşen davada davacı …’nun manevi tazminat isteği yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, …, … Şekerleme Gıda Meş. İnş. Tur. Yerli Ürünleri İmalat San. Tic. İth. ve İhr. Ltd. Şti. ve … Mad. San ve Tic. A.Ş.’den müşetereken ve müteselsilen alınarak, davacı …’na verilmesine,
15-Asıl davada ve birleşen davada davacı …’nun manevi tazminat isteği yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, …, … Şekerleme Gıda Meş. İnş. Tur. Yerli Ürünleri İmalat San. Tic. İth. ve İhr. Ltd. Şti. ve … Mad. San ve Tic. A.Ş.’den müşetereken ve müteselsilen alınarak, davacı …’na verilmesine,
16-Asıl davada ve birleşen davada davacı …’nun manevi tazminat isteği yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, …, … Şekerleme Gıda Meş. İnş. Tur. Yerli Ürünleri İmalat San. Tic. İth. ve İhr. Ltd. Şti. ve …Mad. San ve Tic. A.Ş.’den müşetereken ve müteselsilen alınarak, davacı…’na verilmesine,
17-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; asıl davada ve birleşen davada davacılar vekilinin, asıl davada ve birleşen davada … Besin Mad. San ve Tic. A.Ş. vekilinin, asıl davada ve birleşen davada … Şekerleme Gıda Meş. İnş. Tur. Yerli Ürünleri İmalat San. Tic. İth. ve İhr. Ltd. Şti. vekilinin yüzlerine karşı, diğer taraf vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 07/07/2023
Başkan …
¸E-imza
Üye …
¸E-imza
Üye …
¸E-imza
Katip ..
¸E-imza