Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/270 E. 2022/789 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/270
KARAR NO : 2022/789

DAVA : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
DAVA TARİHİ : 24/02/2016

BİRLEŞEN DAVA : İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyası

DAVA : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
DAVA TARİHİ : 21/12/2021
KARAR TARİHİ : 29/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak davalarının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA :
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle;… Büyük Şehir Belediye Başkanlığı tarafından yapılması kararlaştırılan …, …, …, …, …, …, ilçelerinin muhtelif mahalle yolları yapım işinin davalı … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye verildiğini, davalı şirket tarafından alınan bu işin alt yükleniciliğini yapmak üzere, müvekkili ile arasında 06.05.2015 tarihli Alt Taşeronluk Sözleşmesi akdedildiğini, bunun üzerine davalı … İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ. tarafından 07.05.2015 tarihinde … Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi Başkanlığına başvuru yapılarak, taraflarına alt taşeron izni verilmesi konusunda talepte bulunulduğunu, … Büyük Şehir Belediye Başkanlığı’nın 22.05.2015 tarihli cevabi yazısında söz konusu işe ait alt yüklenici kullanımının uygun olduğunu bildirdiğini, müvekkilinin alt yüklenicilik faaliyetinin … Büyük Şehir Belediye Başkanlığının ilgili kayıtlarına geçirilmesi suretiyle alenilik ve yasallık kazandığını, iş bu davaya zemin oluşturan 06.05.2015 tarihli 21 maddelik alt taşeronluk sözleşmesi olduğunu, akdedilen sözleşmenin kapsamının anahtar teslim götürü bedel işi olduğunu, işin yapımına 05.05.2015 tarihinde başlanıp, 31.10.2015 tarihinde bitirileceğinin kararlaştırıldığını, yapılan işin hak edişinin işveren-idare arasında yapılan hak edişin tahakkuk edilmesinden en geç 7 gün içinde Alt Taşeron hak edişi yapıldığını, işveren hak edişinin ödemesi yapılmasından en geç 15 gün içerisinde Alt taşeron hak edişi ödemesinin yapılması şeklinde kararlaştırıldığını, müvekkili tarafından işin yapımına başlanmış olup, işin yaklaşık olarak %95’lik kısmının bittiğini, davalı tarafından sözleşmede kararlaştırılan müvekkiline ait hak edişlerinden ödenmediğinin görüldüğünü, hak edişlerinin ödenmesi için davalı şirkete çekilen Ankara …. Noterliği’nin … yevmiye numaralı 10.12.2015 tarihli ihtarda, davalı tarafça düzenlenmeyen hak ediş raporlarının sözleşmede belirtilen birim fiyat cetveline göre düzenlenmesi, fazlaya ve devam eden işlere ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik alacağı olan 1.100.000 ( bir milyon yüz bin) TL’nin ödenmesini talep ettiklerini, akdedilen sözleşmenin 10. maddesinde “yapılan bedelin ödenmesi” başlığına yer verildiğini, müvekkilinin işin %95’ini bitirmesine rağmen hak edişinin tahakkukunun ve ödemelerinin yapılmaması dolayısıyla işi haklı olarak bıraktığını, taraflar arasında karşılıklı borç yükleyen ve sürekli edimli bir sözleşme söz konusu olduğu için TBK madde 126 gidilerek sözleşmenin feshedildiğini, fakat bu fesih sözleşme belirsiz süreli hale geldiğinden ve de temerrüt şartları oluşmadığından haksız fesih olduğunu, dava konusu alt yüklenicilik sözleşmesine ait davalı tarafın İzmir …. Noterliğinden çekilen … yevmiye numaralı 25.01.2015 tarihli fesih beyanının haksız ve hukuka aykırı olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL hak ediş alacağı ile hak edişin muaccel olduğu tarihten itibaren işleyecek reeskont faizin davalıdan tahsiline, müvekkili davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL müspet zarar ile akdin fesih tarihinden işleyecek reeskont faizin davalıdan tahsili ile müvekkili davacıya verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle;
Davada harç yönünden eksiklik bulunduğunu, 6100 sayılı HMK uyarınca davacının açıkça talep konusu uyuşmazlığın miktarını; gerek sözleşmenin birinci sahifesinde ve 3.ncü maddesi işin fiyatı başlıklı olup, 4.250.028 T.L. olarak belirli olması gerekse, 55.000 TL menfi ve 50.000 TL müspet zarar olarak belirlemiş olmasına rağmen, belirsiz alacak davası ikame etmiş olmasından ortada belirsiz alacak davasının koşullarının bulunmadığı dikkate alınarak davanın hukuksal yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, davacı vekilinin dava dilekçesinde devlete daha az ücret ödemek için müddeabihi 55.000 TL olarak gösterdiğini ve bunun üzerinden harç yatırdığını, ancak; bizzat dilekçesindeki anlatım ve raporlara, sözleşmeye dayanarak kendisinin dava değerini 4.250.028 T.L.sı olarak belirlediğinden; 492 Sayılı Harçlar Kanununun 16-30.maddelerinde ki durumla gene HMK’nın 107.maddesi dikkate alındığında harcın tamamlanması için davacıya süre verilmesine, davanın durdurulmasına, harç tamamlanmazsa davanın reddine karar verilmesini, müvekkilinin aldığı işin ihale bedelinin : 4.999.000TL olduğunu, müvekkilinin bugüne kadar davacının çalışması sonucu yaptığı hakkediş tutarının: 2.904.996,96 TL olduğunu, 2.904.996,96 TL : 4.999.000 TL = % 58,11 inin bitmiş bulunduğunu, müvekkilinin ihale makamı ile 05.10.2015 tarihinde yapmış olduğu 6 nolu hakedişin dava dilekçesi ekinde sunulduğunu, bu hakedişte müvekkilinin davacı taşaron vasıtasıyla yapabildiği iş miktarının 2.904.996,93 TL ye çıkmış bulunduğunu, bu durumda davacının iş süresinin % 95 ini dava dilekçesinde belirttiği üzere bitiremediğini, sözleşmeye göre işi 31.10.2015 tarihinde bitirmesi gerekirken, bitirmemiş olduğu işin % 58,11 ini bitirmiş olduğu sözleşmeye göre % 100 – % 58,11= % 41,89 unu bitirmemiş durumda olduğunun meydana çıktığını, 05.10.2015 tarihinde işin seviyesinin parasal olarak % 41,89 eksik olduğunu, kalan sürenin 31.10.2015 – 05.10.2015 = 26 gün olduğunu, 26 günde bu işin bitirilemeyeceğinin aşikar olduğunu, bu durumda müvekkilinin sözleşmenin 5/e maddesini çalıştırarak iş akdini tek taraflı fesih ettiğini ve durumu bir ihtarnameyle davacıya ihbar ettiğini, bu durumda davacının iş akdini haklı bir sebeple fesih ettiğine dair savunmasının dayanaksız kaldığını, davacının iş bu sözleşme süresinin belirsiz iş sözleşmesine döndüğü iddiasına katılmadıklarını, çünkü, hukuki gerekçesinin olmadığını, müvekkili şirkete karşı açılan davanın haksız yere açıldığını, dava açması için hukuki şartların ve hukuki menfaatinin bulunmadığını, haksız yere açılan davanın ilk önce harçların yatması için süre verilmesine, verilen sürede yatırmaz ise, davanın reddine, eğer harçları yatırırsa esasa geçilirse, davanın haksız yere açıldığından davanın reddine karar verilmesine , dava masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA :
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; iş bu davayı ikame etmeden önce arabuluculuk kurumuna başvurulduğunu, anlaşma sağlanamadığını, müvekkili şirketin 06.05.2015 Tarihli “Ait Taşeron Sözleşmesi”yle şirketlerine …, …, …, …, …, … ilçeleri muhtelif mahalle yolları yapımı” işini verdiğini, … Büyükşehir Belediye Başkanlığının da bu işe onay verdiğini, işe sözleşmenin 5/a maddesi gereğince 15.05.215 tarihinde başlanacağını 31.10.2015 tarihinde bitirileceğini, bu sürenin üzerinden 3 ayı aşkın bir süre geçmiş olmasına rağmen; işin bu zamana kadar yeterince ilerlemediğinin görüldüğünü, müvekkili şirketin ihtarname ile “Sözleşmenin 10. maddesinde şirketlerinin idareden hak edişlerden sonra “İşverence 7 gün içinde hak ediş yaparak ödemede bulunacağı belirtildiği halde bitim süresine göre yeterince hak ediş yapılamadığını, sözleşmenin 6. maddesine göre; işverenin ve idarenin gözetim ve denetiminde yapılması gereken ve programa bağlanan işin, teknik şartnamelere, proje ve diğer ilgili detay belgelere göre bitirilmesi gerektiğini, az süre kalmış olduğundan, sözleşmenin eğer işler hızlandırılmazsa süresinde bitirilmesi imkanının kalmayacağını, sözleşmenin 7,7. maddelerindeki hususların yerine getirilmediği gibi, ekip ve ekipmanların, malzemelerin yeterince bulundurulmadığını, sorumluluğunu yeterli bir şekilde yerine getirmesi, işlerin hızlandırılması ve süresinde bitirilmesi için müvekkili şirketin ihtarname keşide ettiğini, bu uyarıya rağmen; davalı … şirketinin 05.10.2015 tarihli 5 nolu hakkedişten sonra davalı ile yapılan sözleşmeye göre işin 31.10.2015 tarihinde bitirileceği kesin vade ile kararlaştırılmış olmasına rağmen şantiyede çalışmadığını, bunun üzerine müvekkili şirketin işin bitmeyeceği anlaşılınca ihtarnameyle alt taşeronluk sözleşmesini feshettiğini, davalı … şirketi yüzünden süre uzatımı alınmak zorunda kalındığını, bu yüzden ihale makamına süre uzatımı kadar damga vergisi 2.589,38 TL 7 nolu hakedişte ödendiğini, gene davalı … Şirketi ile müvekkili … inşaatın yapmış olduğu alt taşeron sözleşmesinden dolayı idare …in yatırması gereken sözleşme damga vergisinin, 40.290,27 TL nin 9 nolu hakedişin de müvekkili … inşaattan kesildiğini, müvekkili … İnşaatın 31.10.2015 tarihinde işi … şirketinden teslim alması gerekirken, işi taahhüt ettiği tarihte bitiremediğinden dolayı, teslim edemediğini, taahhüt edilen işi bitiremediğini, işbu dava ile taraf, konu ve sebep birliği olan davalar arasında; HMK 166/1-4. maddeleri uyarınca davanın dosya üzerinden bağlantısı nedeniyle İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… E. sayılı dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin davalı şirket yüzünden süre uzatımı almak zorunda kaldığını ve bu yüzden 2016 yılının fiyat farklarını ve asgari ücretin artmasından dolayı olan farkları ile akaryakıttan meydana gelen artışlardan vb. zararlara uğraması nedeniyle zararın maddi tazminatı olarak fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL’.nın iş bırakma tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faiziyle birlikte davacıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, davalı … Şirketi ile müvekkili … inşaatın yapmış olduğu alt taşeron sözleşmesinden dolayı idare …in yatırması gereken sözleşme damga vergisini 40.290,27 TL yi 9 nolu hakedişte müvekkili … inşaattan kesildiği tarihten itibaren hesaplanacak ticari faiziyle birlikte davacıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, davalı … Şirketi yüzünden süre uzatımı alınmak zorunda kalınmış olması yüzünden süre uzatımı kadar damga vergisinin 2.589,38 TL olarak 7 nolu hakedişte müvekkili … inşaattan kesildiği tarihten itibaren hesaplanacak ticari faiziyle birlikte davacıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, taraf, konu ve sebep birliği olan davalar arasında; HMK 166/1-4.maddeleri uyarınca davanın dosya üzerinden bağlantısı nedeniyle İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… E. sayılı dosyasıyla birleştirilmesine, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesince şirketin bu işten doğan borçlarla ilgili olarak şirket tüzel kişiliğinin ek tasfiyesi için tasfiye halinde yeniden ihyasına karar verilmekle tasfiye halindeki şirketin işbu davadaki hükmolunacak edimleri müvekkili şirkete ödenmesine, mahkeme masraflarıyla vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; … Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılması kararlaştırılan …, …, …, …, …, … ilçeleri Muhtelif Mahalle Yolları Yapım İşinin yüklenicisi davacı şirket ile müvekkili şirket arasında işin alt yüklenici olarak müvekkili şirkete yaptırılması için 06.05.2015 tarihli Alt Taşeronluk Sözleşmesi akdedildiğini, davacı tarafın söz konusu alt taşeron sözleşmesi kapsamında sözleşme konusu iş tamamlanmadan 05.10.2015 tarihinde müvekkili şirketin işi bırakması nedeniyle süre uzatımı almak zorunda kaldığını ve bu yüzden 2016 yılının fiyat farklarını ve asgari ücretin artmasından dolayı olan farkları ile akaryakıttan meydana gelen artışlardan vb. zararlara uğraması nedeniyle zararın maddi tazminatı olarak fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL’nin iş bırakma tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faiziyle birlikte, taraflarca akdedilen alt taşeron sözleşmesinden dolayı davacının 9 nolu hakedişinden kesilen sözleşme damga vergisi 40.290,27 TL’nin kesildiği tarihten itibaren hesaplanacak ticari faiziyle birlikte ve davacının dava dışı idareden süre uzatımı alınmak zorunda kalınmış olması sebebiyle davacının 7 nolu hakedişinden kesilen damga vergisi 2.589,38 TL’nin kesildiği tarihten itibaren hesaplanacak ticari faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava ettiğini, davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddinin gerektiğini; dava ile talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, taraflar arasında, imzalandığı 06.05.2015 tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğunu, sözleşmenin 480. maddesinde düzenlenen götürü bedelle kararlaştırıldığını, yol yapım işinin üstenildiğini, davacının taleplerinin taraflar arasındaki eser sözleşmesine dayalı olup 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 147 ve devamı maddelerinde düzenlenen 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, zira ayıplı imalatlar dışındaki eser sözleşmesinden doğan alacakların ve bu arada sözleşmeden dönme sonucu sona eren eser sözleşmesi nedeniyle istenebilecek alacakların 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, zamanaşımı süresinin de alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren işlemeye başladığını, taraflar arasındaki sözleşmenin davacı tarafın kabulünde olduğu üzere İzmir …. Noterliğinin 25.01.2016 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davacı tarafından tek taraflı olarak feshi ile sona erdiğini, bu kapsamda taraflar arasındaki sözleşmeye göre davacının talep ettiği alacaklar bakımından davanın açıldığı 21.12.2021 itibariyle 5 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan davacının müvekkili şirketten hiçbir hak ve alacağının bulunmadığını, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, sözleşmenin sona ermesinde müvekkili şirketin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından sözleşme hükümlerinin gereği gibi ifa edildiğini işin %95’lik kısmı bitirilmesine ve hakediş bedelinin ödenmesini düzenleyen sözleşme hükümlerine rağmen müvekkiline hakediş ödemesi yapılmadığını, davacı tarafından sözleşmede kararlaştırılan hakedişler ödenmediğinden Ankara …. Noterliğinin 10.12.2015 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi çekilerek müvekkilinin yaptığı işlerin karşılığı hakediş bedelinin ödenmesinin talep edildiğini, davacı tarafından müvekkiline tamamladığı işlerin hakediş bedelinin hiçbir gerekçe belirtilmeyerek ödenmediğinden dolayı müvekkilinin işi bırakmak zorunda kaldığını, ancak davacı tarafın, müvekkilinin hakediş bedelini ödememesine rağmen İzmir …. Noterliği 25.01.2016 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi ile alt taşeronluk sözleşmesini işin süresinde bitirilmediği gerekçesiyle tek taraflı olarak feshettiğini, sözleşmenin davacı tarafından tek taraflı olarak feshedilmesinin haksız ve kötüniyetli olduğunu, davacının müvekkili şirketten talep ettiği idarenin davacı hakedişlerinden kesilen damga vergilerinin müvekkili şirket tarafından ödenmesi gerektiği iddia edilmişse de gerek sözleşme hükümleri gerekse emredici ve düzenleyici ilgili kanuni düzenlemeler gereği müvekkili şirketin hiçbir sorumluluğunun bulunmadığını, davacının dava dışı idareden aldığı 03.01.2016 tarihli süre uzatım sözleşmesinde müvekkili şirketin imzasının dahi bulunmadığını, kaldı ki taraflar arasındaki sözleşmede her türlü vergi, resim ve harçlarla diğer giderlerin kime ait olacağının açıkça kararlaştırılmadığını, bu nedenle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ve ilgili kanun maddelerinin düzenleyici hükümlerine göre karar verilmesi gerektiğini, açıklanan ve resen dikkate alınacak sebeplerle; birleşen davanın zamanaşımı nedeniyle öncelikle usulden reddine, esas incelemesi yapılması halinde haksız ve mesnetsiz birleşen davanın reddine, esas davalarının kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Sulh Sözleşmesi : Asıl davada davalı birleşen davada davacı vekili Av. … ile Asıl davada davacı birleşen davada davalı vekili Av. …’un birlikte imzalayıp mahkememize sundukları dilekçede özetle; tarafların 25/05/2022 tarihli sulh sözleşmesi imzalayıp birbirleri ile sulh olduklarını, dilekçelerindeki beyanlarının kabulüne, sulh sözleşmesi gereğince taraflar sulh olduklarından davaları ile ilgili olarak Karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini, söz konusu sulh sözleşmesi gereğince tarafların birbirinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığından; taraflar lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesine karar verilmesini müvekkillerine vekaleten talep etmişler ve 25/05/2022 tarihli sulh sözleşmesini sunmuşlardır.
Asıl ve Birleşen dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır.
6100 sy HMK’nun madde 313-(1) Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir.
(2) Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir.
(3) Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir.
(4) Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir.
Madde 314- (1) Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.
Madde 315- (1) Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.
Taraflar vekilllerinin, son duruşmada sulh olduklarının bildirerek sulh sözleşmesi sundukları, sulhe göre karar verilmesi isteklerinin bulunmadığı, sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm kurulmasını talep ettikleri, karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığı anlaşılmakla asıl ve birleşen davaların tarafların sulh olmaları nedeniyle esasları hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davada tarafların sulh olması nedeniyle asıl davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Peşin alınan 939,27 TL harçtan maktu red harç tutarı olan 80,70 TL’nin mahsubu ile fazladan alınan 858,57 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde asıl davada DAVACI TARAFA İADESİNE.
Asıl davada davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin talep olmadığından kendisinin üzerinde bırakılmasına,
Taraf vekilleri karşılıklı olarak vekalet ücreti talep etmediklerinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
HMK.nun 333.maddesi uyarınca asıl davada davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine ,
2-Birleşen İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasında açılan davada tarafların sulh olması nedeniyle birleşen davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Peşin alınan 903,06 TL harçtan maktu red harç tutarı olan 80,70 TL’nin mahsubu ile fazladan alınan 822,36 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde birleşen davada DAVACI TARAFA İADESİNE.
Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada birleşen davada davalıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
Birleşen davada davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin talep olmadığından kendisinin üzerinde bırakılmasına,
Taraf vekilleri karşılıklı olarak vekalet ücreti talep etmediklerinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
HMK.nun 333.maddesi uyarınca birleşen davada davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
ilişkin, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/09/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır