Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/225 E. 2022/633 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/225
KARAR NO : 2022/633

DAVA : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/02/2016
KARAR TARİHİ : 21/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; Sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile Balıkesir istikametinden Akhisar ilçesi istikametine seyir halinde iken sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sebebiyle tek araçlı ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, bu kazada yolcu müvekkillerinin ağır derecede yaralandığını, belirtilen kazanın … plakalı aracın asli kusuru ile meydana geldiğini, … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın davalı şirket nezdinde Karayolları Motorlu araçlar zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı bulunduğunu, kazanın meydana geldiği aracı sigortalayan davalının, kaza tarihindeki poliçe üst limiti ile sınırlı olmak kaydıyla davacıya tazminat ödemekle yükümlü olduğunu, bu kaza ile ilgili olarak C.Savcılığı’nca kovuşturma yapıldığını, davanın safahatında rapor alındığında davacının geçici iş göremezlik süresi ve maluliyet oranının açığa kavuşacağını, müvekkilinin belirtilen kazadan kaynaklı geçici ve kalıcı maluliyetinin tespitini, bu talepler ile aynı kaza ile ilgili İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi … E sas sayılı dosyasında dava açıldığını ve dosyanın derdest olduğunu, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi gerektiğini, fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili ile müvekkillerine 5.000 TL şer ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; , davacı tarafça ikame edilen dava anılan zamanaşımı süreleri geçtikten sonra açılmış olduğundan zamanaşımı itirazları doğrultusunda davanın reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin, karayolları trafik kanunu’nun 91. maddesi ve zorunlu mali mesuliyet sigortası (ZMSS) uyarınca, sigortalısının kusuru ile 3. şahıslara verdiği zararı, poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere tazmin etmekle mükellef olduğunu, ancak kusur oranlarının tespitinin, dosyada mübrez evraklar üzerinden objektif bir şekilde yapılmasının mümkün olmadığını, hem adli tıp trafik ihtisas dairesi’nden hem de karayolları genel müdürlüğü fen heyeti’nden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmasının zorunluluk arz ettiğini, Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi marifetiyle kusur durumu tespitinin yapılmasının hukuki bir zorunluluk olduğunu, haksız eylem sonucu yaralanma ve maluliyet sebebiyle açılacak maddi tazminat davalarında, tazminatın denkleştirilmesi kuralı gereğince, olay sebebiyle elde edilen kazanımların tazminat tutarından indirilmesi ile haksız eylem sonucu gerçekleşen gerçek zararın belirlenmesi ve ona göre tazminata hükmedilmesi gerektiğini, bu kapsamda, müvekkili şirketin poliçe dahilinde davacının geçici iş göremezlik, tedavi ve bakıcı giderlerinden sorumlu olmadığını, ayrıca tazminat hesabı da uzmanlık gerektirdiğinden, hazine müşteşarlığı tarafından kabul edilen bir aktüer uzmanı seçilerek anılan hesaplamaların yaptırılması gerektiğini, özel yasaları gereği SSK, Bağkur ve Emekli Sandığı kurumunun yaptığı ödemeler sebebiyle rücu hakkı bulunduğunu, bu sebeple, bu kurumlara resen yazı yazılarak; davacıya peşin sermaye değerli ödeme yapılıp, yapılmadığının tespit edilmesi, eğer ödeme yapılmışsa tazminattan düşülmesi gerekeceğini, ayrıca yine dava konusu trafik kazası ile ilgili açılmış bulunan bir ceza davası var ise, bu davanın da doktrin ve yerleşik Yargıtay uygulaması uyarınca bekletici mesele yapılması gerektiğini, öncelikle, zamanaşımı def’i dikkate alınarak, Mahkeme nezdinde ikame edilmiş olan haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, taraflarınca huzurda görülen davanın ikame edilmesine sebep olunmadığından harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Feragat Beyanı: Davacı taraf vekili 08.12.2016 günlü duruşmada “… için açmış oldukları tazminat davasından Sigorta Şirketi ile onun yönünden anlaşmış olduklarından bahisle feragat ettiğini” ifade etmiştir.
Talep Sonucunun Açıklanması: Davacılar vekili 28.06.2021 günlü açıklama dilekçesi ile de davacı … için talep ettikleri maddi tazminatın, 2.500,00 TL sının geçici iş göremezlik ve 2.500,00 TL sının sürekli iş göremezlik zararlarına ilişkin olduğu bildirmiştir.
İZMİR 3. ATM nin … Esas Sayılı dosyası: Davacılar … ve … tarafından, aynı kazaya istinaden … SİGORTA aleyhine açılan geçici ve sürekli iş göremzlik tazminat talepli dava açıldığı; yargılama sırasında aracın ZMMS poliçesinin … SİGORTA tarafından değil; … SİGORTA tarafından yapılmış olduğunun anlaşıldığı, davanın davacılar tarafından takip edilmemesi nedeniyle işlemden kaldırıldığı, yasal süre içerisinde yenilenmediğinden HMK 150/5 maddesi uyarınca 06.10.2016 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmüştür.
Kaza Tespit Tutanağı : Trafik polis memurları tarafından tanzim edilen 27.07.2015 tarihli “Yaralamalı ve Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağının” incelenmesinde; “Sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile Balıkesir ili istikametinden Akhisar ilçesi istikametine seyir halinde iken belirtilen mevkiye geldiğinde, kendi beyanına göre bir anlık dalgınlık sonucu direksiyon hakimiyetini kaybederek gidiş istikametine göre sol tarafta bulunan banket ve orta refüj içerisinde 16,5 metre lastik izi bırakmış, daha sonra bariyere vurarak takla atıp sağ yan tarafı üzerine yan yatar vaziyette durması sonucu tek araçlı maddi hasarlı ve yaralanmalı tarfik kazası meydana gelmiştir. Bu kazanın oluşumunda … 2918 sy KTK’nun 56/1-A “Şerit izleme ve değeştirme kurallarına uymamak” kuralını ihlal ettiği sürücü beyanı ve kaza yeri incelemesinden anlaşılmıştır. ” şeklinde kazanın tanımladığı görülmüştür.
Hasar Dosyası : Davacıların dava tarihinde önce davalı sigortaya geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik talepleri için başvurularının bulunmadığı, davalı sigortanın her hangi bir ödeme yapmadığı tespit edilmiştir.
Trafik Tescil Kayıtları: Kazaya karışan … plaka sayılı aracın kaza tarihinde dava dışı sigortalı … ya ait olduğu tespit edilmiştir.
Sigorta Poliçesi: Davalı sigorta şirketi ile kazaya karışan … plaka sayılı araç maliki olan dava dışı sigortalı … arasında, 04/05/2015 – 04/05/2016 tarihlerini kapsayan ZMMS (Trafik) sigorta poliçesi bulunmaktadır. Poliçe limiti, kişi başına sağlık gideri teminatı 290.000,00 TL, ölüm/sakatlık teminatı 290.000,00 TL’ dir.
Soruşturma Dosyası: Kırkağaç Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/875 soruşturma sayılı dosyasında şüpheli … hakkında şikayetçiler …, …, … ve …’a karşı taksirle yaralama suçundan şikayet yokluğundan … karar sayılı 07.10.2015 tarihli kararı ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir.
Maluliyet raporu 1 : Dokuz Eylül Üniversitesi Adli Tıp ABD tarafından düzenlenen 17.08.2017 tarihli raporda; davacının sağ kolundaki yakınmalarının Fizik Tedavi randevusuna gelmediğinden değerlendirilemediği, Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre davacının maluliyetinin bulunmadığı tespit edilmiştir,
Maluliyet raporu 2 : Dokuz Eylül Üniversitesi Adli Tıp ABD tarafından düzenlenen 17.09.2020 tarihli Medikolegal Değerlendirme Raporu ile ise 1959 doğumlu …’un sağ kolu ve omzu yönünden Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon bölümünde muayenesi yapılarak Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre sağ omzunda davacının maluliyetine neden olacak düzeyde sekel bırakmadığı mütalaa edilmiştir.
Maluliyet raporu 3 : Dokuz Eylül Üniversitesi Adli Tıp ABD tarafından düzenlenen 06.09.2021 tarihli Medikolegal Değerlendirme Raporu ile,1959 doğumlu …’un trafik kazasına bağlı yaralanmalarından kaynaklanan geçici iş göremezlik süresinin 21 gün olduğu belirtilmiştir.
Maluliyet raporu 4 : Dokuz Eylül Üniversitesi Adli Tıp ABD tarafından düzenlenen 22.03.2022 tarihli Medikolegal Değerlendirme Raporu ile Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre 1959 doğumlu …’un trafik kazasına bağlı yaralanmalarından kaynaklanan maluliyet oluşturacak bir bulguya rastlanmadığı, tıbbi iyileşme süresinin 21 gün olduğu tespit edilmiştir.
SGK:İzmir İl Müd.Konak SGM tarafından verilen 26.12.2016 tarihli cevabi yazısında “Davacı …’a kaza nedeni ile herhangi bir ödeme yapılmadığı ve gelir bağlanmadığı” bildirilmiştir.
Aktüer Raporu: Aktüer Uzman bilirkişi Selma Mert Karaaslan’ın 08.11.2021 tarihli hesap raporuna göre; “Davacı … için 700,37 .-TL geçici iş göremezlik tazminatı hesaplandığı; hesaplanan bu tazminatın ZMMS poliçesini düzenleyen … Sigorta’nın sağlık giderlerine ilişkin poliçe teminat limiti sınırları içinde kaldığı” mütalaa edilmiştir.
Dava; trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik tazminatının davacıların içinde bulunduğu araç ZMMS sigortacısından tahsiline ilişkin maddi tazminat davasıdır.
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir. T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnalarının bulunduğu, yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması, benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi hallerinde, usulü kazanılmış hakka göre değil, İBK’na veya geçmişe etkili yeni kanuna ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebileceği (HGK’nın 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 19 K.; 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K), dolayısıyla bilirkişi raporları alındıktan ve bu raporlar nedeniyle taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış hakka göre değil sonra Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilmesi gerektiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/824 esas, 2020/1025 karar sayılı, 2019/3373 esas, 2020/1022 karar sayılı emsal kararlarında da belirtildiği üzere Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacının uğradığı sürekli iş göremezlik zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak, Yargıtay tarafından uzun yıllardır benimsenen progresif rant (%10 artırım ve iskonto) yöntemi ve Yargıtay 17. HD’nin 2019/4517 esas, 2021/341Karar sayılı 21/01/2021 tarihli , 2020/2598 esas, 2021/34 karar sayılı 14/01/2021 tarihli emsal kararlarında “Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumu’nca da ilk peşin sermaye değerlerinin hesabında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağı” yönündeki gerekçesi dikkate alınarak TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” esas alınarak yapılan hesaplama esas alınmıştır.
Maluliyet oranının kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği, kaza tarihi olan 16.06.2016 tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlenen iş gücü kaybı oranı esas alınmıştır.
Davalı sigorta vekili geçici iş göremezlik tazminatının trafik poliçesi teminatı kapsamında olmadığını iddia etmiş ise de; 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5 maddesinin “Sağlık Giderleri teminatı” başlıklı (b) maddesinde ” Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” ifadesi ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkanı bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderlerin sağlık giderleri teminatı kapsamında olduğu belirtildikten sonra, sigorta şirketinin sorumluluğunun 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesi hükmü gereğince sona erdiği belirtilmiştir. Oysa 6111 sayılı kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğu üniversite hastaneleri ile resmi ve özel sağlık kurumları tarafından trafik kazası sonucu yaralanan kişilerin tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmeti giderleri ile sınırlandırılmıştır. 2918 Sayılı Yasanın 98 maddesi kapsamında kalan tedavi giderleri yönünden Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, yasa kapsamı dışında kalan giderlerden ise, sürücü, işleten ve sigorta şirketinin sorumlu tutulması gerekir (Yargıtay 17. HD’nin 13.06.2019 tarihli, 2016/12752 E. ve 2019/7497 K. sayılı kararı). Bu düzenleme gereği, ZMSS Genel Şartlar A.5 (b) maddesi ile yaralının tedavisine başlanmasından maluliyet raporu alınıncaya kadarki süre içindeki; bakıcı giderleri, çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler (geçici iş göremezlik kayıpları), sağlık hizmeti giderleri kapsamında sayılarak 6111 sayılı torba Kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesi ile sınırları belirlenen sağlık giderleri teminatı kapsamını genişletmiş olup, bir kanun maddesinin kapsamının idarenin bir düzenlemesi olan genel şartlar ile genişletilmesi ve daraltılması mümkün değildir. Aksi halde kanuna aykırı genel şart maddesinin, tebliğin vs uygulanması kanunun ilgili maddesine aykırılık teşkil edecektir. Yine taraflar arasında düzenlenmiş olan 18/04/2016 tanzim tarihli Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin bir anlamda mütemmim cüzü olan eki niteliğindeki genel şartların, hazırlanma ve bağıtlanmada taraf olmayan Sosyal Güvenlik Kurumu’na İdari bir düzenleme ile kanuni düzenlemesinin aksine bir sorumluluk yüklenmesi de düşünülemez. Bu halde davalı vekilinin geçici işgörmezlik tazminatının teminat dışı olduğuna yönelik itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı sigorta vekili zamanaşımı definde bulunmuş ise de, 2918 sayılı KTK’nın 109/I. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmüne, yine aynı kanunun 109/II. maddesinde ise, “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verildiği, davanın aynı zamanda cezayı gerektiren fiilden kaynaklanması nedeniyle 5237 sayılı TCK’da öngörülen 8 yıllık ceza zamanaşımı süresi süresine tabi olduğu, kaza tarihi 27.07.2015 olup, 8 yıllık zamanaşımı süresinin 27.07.2023 tarihinde dolacağı, davanın 24.02.2016 tarihinde açıldığı, dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla davalı sigorta şirketinin zamanaşımı defi reddedilmiştir.
Davacı … yönünden açılan maddi tazminat davasında, davacı vekili vekaletnamesindeki özel feragat yetkisine dayanarak 08.12.2016 tarihli celsede davaıc … yönünden maddi tazminat davasından feragat ettiklerini imzalı belyanı ile ifade etmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 309 ve devamı maddeleri gereğince feragat, davayı sonlandıran işlemlerden olup, hüküm kesinleşene kadar her zaman yapılabileceğinden ve feragat beyanı verildiği anda kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağından, davacı … yönünden açılan geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik isteklerine yönelik maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmişytir
Davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasında tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı sigorta şirketi tarafından KZMMSpoliçesi ile sigortalanan, dava dışı sürücü … idaresindeki … plakalı araç içinde davacıların yolcu olarak seyahat ettikleri esnada, dava dışı sürücünün bir anlık dalgınlığı nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybederek banket ve orta refüje çarparak takla attıktan sonra yan yatarak durabildiği, yolcu olan davacıların yaralanması ile neticelenen tek taraflı trafik kazasının meydana geldiği, davacı …’un bu yaralanması neticesinde Dokuz Eylül Üniversitesi Top Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenenen 22.03.2022 tarihli rapora göre sürekli iş göremezliğ uğramayacak ve 21 gün iş ve gücünden kalacak şekilde yaralandığı, kazanın oluş şekline uygun olan kaza tespit tutanağına göre davalıya sigortalı aracı kullanan …’un asli ve tamamen kusurlu olduğu, davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının 700,37 TL olduğu, SGK tarafından davacıya geçici iş göremezlik ödemesi yapılmadığı, davalı sigorta şirketinin KTK.nın 85 ve 91. Maddeleri uyarınca meydana gelen zarardan sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğu, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği ve zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, SGK’nın sorumluluğunda olmayan geçici iş göremezlik zararından davalı sigorta şirketinin tedavi giderleri teminat kapsamında sorumluğunun devam ettiği, bilirkişi hesap raporunun Yargıtay yerleşik uygulamalarına uygun olarak düzenlendiği ve hüküm kurmaya yeterli olduğu, davacının dava dilekçesi ile 2.500,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 2.500,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı isteğinde bulunduğu anlaşılmakla davacı …’un sürekli iş göremezliği bulunmadığından bu yöndeki isteğinin reddine, geçici iş göremezlik tazminatı isteğinin kısmen kabulü ile 700,37 TL geçici iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı …’un geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı isteğine yönelik açmış olduğu davasının feragat nedeniyle REDDİNE,
2- Davacı …’un sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin REDDİNE,
3- Davacı …’un geçici iş göremezlik tazminatı talebinin KISMEN KABULÜ ile 700,37 TL geçici iş göremezlik tazminatının dava tarihi olan 24.02.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine,
Fazlaya ilişkin isteğin REDDİNE,
4- Davacı … yönünden açılan maddi tazminat davasında, Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken feragat nedeniyle 2/3 oranndaki harç tutarı olan 53,80 TL karar ve ilam harcının davacı …’tan alınarak HAZİNE’ye GELİR KAYDINA,
5- Davacı … yönünden açılan maddi tazminat davasında kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 80,70 TL maktu harca, peşin alınan 34,16 TL harcın mahsubu ile bakiye 46,54 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA.
6-Davacı … yönünden açılan maddi tazminat davasında bu davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisinin üzerinde bırakılmasına,
7- Davacı … tarafından açılan maddi tazminat davası kısmen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı 4,30 TL vekalet suret harcı, 517,43 TL davetiye ve posta gideri, 400,00 TL aktüer bilirkişi ücreti, 1.200,00 TL maluliyet raporu ücreti olmak üzere 2.121,73 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı nazara alınarak 297,04 TL yargılama gideri ile davacı tarafın karşıladığı 29,20 TL başvurma harcı, 34,16 TL peşin harç olmak üzere toplam 360,40 TL’nin davalı taraftan alınarak davacı …’a verilmesine. Davacı tarafın fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına.
8-Davacı …’un davası kısmen kabul edildiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 700,37 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
9- Davacı …’un Maddi tazminat davası kısmen ret edildiğinden ret edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile Tarifenin 13/3. fıkrasındaki “ Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.” hükmüne göre takdir ve hesaplanmış olan; 700,37 TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine.
10-Davacı …’un reddedilen maddi tazminat davası yönünden davalı vekilinin 24.10.2016 tarihli dilekçesi ile vekalet ücreti isteği bulunmadığını bildirdiğinden davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
11-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacılar tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacılara iadesine.
ilişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, davacı …’un geçici iş göremezlik isteği yönünden verilen hükmün miktar itibariyle KESİN olmak üzere, diğer hükümlere karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/06/2022

Katip…
e-imza

Hakim…
e-imza