Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1511 E. 2022/1046 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1511 Esas
KARAR NO : 2022/1046

ASIL DAVADA İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 29/12/2016

BİRLEŞEN İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN

DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
KAR. YAZ. TARİH : …

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizde yapılan yargılaması sonunda dava dosyası ve ekleri incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili; … tarihinde …’ın sürücüsü bulunduğu …’e ait … plaka numaralı kamyonetin çarpması sonucu ağır yaralandığını, İzmir …. Asliye Ceza Mahkemesinde … Esas sayısıyla açılan ceza davasında davalı sürücünün asli ve tam kusurlu bulunduğunu, … plakalı aracın …(…) Sigorta Şirketine … poliçe numarasıyla ZMMS sigortalısı olduğunu ve davalı sigorta şirketine … tarihinde gerekli belgeleri ekleyerek tazminat ödemesi talebiyle başvurduğunu fakat … tarihinde tebliğ olunduğu halde davalı sigorta şirketi tarafından henüz ödeme yapılmadığını, her üç davalıdan dayanışmalı olarak … TL maddi tazminatın tahsiline, araç maliki ve araç sürücüsünden dayanışmalı olarak … TL manevi tazminat tahsiline ve yargılama giderleri ile vekillik ücretinin yükümlülükleri oranında davalılara dayanışmalı olarak ödettirilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; tutulan kaza tutanağı ve bilirkişi raporunda kusursuz bulunduğunu, kazadan kaynaklı vücut fonksiyon kayıplarının kaza ile illiyet bağının ispatlanması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davacıya bu kaza sonucu yapılan SGK tarafından yapılan tahsilat ve ödemelerin araştırılması ve bu miktarların tazminattan düşülmesi gerektiğini, talep edilen manevi tazminatın miktarının çok yüksek olduğundan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, İzmir …. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasına, yargılama ve vekalet ücretinin karşı yana yüklenmesine karar verilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
BİRLEŞEN 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN … ESAS … KARAR SAYILI DOSYASINDA
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … tarihinde müvekkilinin kullandığı elektrikli bisiklet ile davalı … adına kayıtlı sürücü …’ın kullandığı … plakalı kamyonetin çarpışması neticesinde kaza meydana geldiğini, müvekkilinin ağır yaralandığını ve kısmen sakat kaldığını, … plakalı kamyonetin … poliçe numarası ile davalı sigorta şirketine sigortalı olduğunu, İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile maddi ve manevi tazminat davasında yapılan yargılama sonucunda davalının %20 kusurlu bulunduğunu, müvekkilinin sakatlık oranının %54 olduğunu, davacının tedavi giderinin …-TL, geçici iş göremezlik tazminatının …-TL ve sürekli iş göremezlik tazminatının …-TL olduğunun rapor edildiğini, davada alınan son raporda önceki rapora göre …-TL’lik tazminat farkı tespit edildiğini belirterek işbu davanın İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine ve …-TL tazminat farkının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR: Trafik İhtisas Dairesinden ve Adli Tıp kurumundan rapor, Aktüerya Bilirkişi …’tan bilirkişi raporu , … ve … hakkında sosyal ve Mali durumu ile ilgili tahkikat belgesi, …. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası, … Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinden Adli Sağlık Kurulu Raporu celbedilmiştir.
GEREKÇE :
Dava; trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik tazminatının karşı araç maliki, sürücüsü ve karşı araç ZMMS sigortacısından,manevi tazminatın araç maliki ve sürücüsünden tahsili davasıdır.
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir. T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnalarının bulunduğu, yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması, benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi hallerinde, usulü kazanılmış hakka göre değil, İBK’na veya geçmişe etkili yeni kanuna ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebileceği (HGK’nın 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 19 K.; 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K), dolayısıyla bilirkişi raporları alındıktan ve bu raporlar nedeniyle taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış hakka göre değil sonra Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilmesi gerektiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/824 esas, 2020/1025 karar sayılı, 2019/3373 esas, 2020/1022 karar sayılı emsal kararlarında da belirtildiği üzere Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacıların uğradığı sürekli iş göremezlik zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak, Yargıtay tarafından uzun yıllardır benimsenen progresif rant (%10 artırım ve iskonto) yöntemi ve Yargıtay 17. HD’nin 2019/4517 esas, 2021/341Karar sayılı 21/01/2021 tarihli , 2020/2598 esas, 2021/34 karar sayılı 14/01/2021 tarihli emsal kararlarında “Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumu’nca da ilk peşin sermaye değerlerinin hesabında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağı” yönündeki gerekçesi dikkate alınarak TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” esas alınarak yapılan hesaplama esas alınmıştır.
Maluliyet oranının kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği, … tarihli kaza nedeniyle, raporun Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğine hükümlerine göre belirlenen iş gücü kaybı oranı hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; … tarihinde …’ın sürücüsü bulunduğu …’e ait … plaka numaralı kamyonetin çarpması sonucu ağır yaralandığı, İzmir …. Asliye Ceza Mahkemesinde … Esas sayısıyla açılan ceza davasında davalı sürücünün asli ve tam kusurlu bulunduğunu, … plakalı aracın …(…) Sigorta Şirketine … poliçe numarasıyla ZMMS sigortalısı olduğu ve davalı sigorta şirketine … tarihinde gerekli belgeleri ekleyerek tazminat ödemesi talebiyle başvurulduğu fakat … tarihinde tebliğ olunduğu halde davalı sigorta şirketi tarafından henüz ödeme yapılmadığı, her üç davalıdan dayanışmalı olarak … TL maddi tazminatın tahsiline, araç maliki ve araç sürücüsünden dayanışmalı olarak … TL talep için mahkememizde dava açtığı, Adalet Bakanlığı Adli Tıp Grup Başkanlığı 3. İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen rapora göre … oğlu, … doğumlu …’nun … tarihinde geçirdiği araç dışı trafik kazasına bağlı sağ kalça total protezi arızası sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası Grup1 kabul olunarak:1-Gr1 XII(11Bba………40) A%44, E cetveline göre %52.0(yüzdeelliikinoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin … tarihinden itibaren 6(altı) aya kadar uzayabileceğinin belirtildiği, Adalet Bakanlığı Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesinin 26/08/2019 tarihli raporunda Davalı sürücü …’ın %20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu, Davacı sürücü …’nun %80 (yüzde seksen) oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, davacının talep edebileceği sürekli iş göremezlik tazminatının Yargıtay’ın yerleşen uygulamaları ile benimsenen progresif rant (%10 artırım ve iskonto, TRH 2010 tablosu esasına dayalı) yöntemi ile yapılan bilirkişi raporundaki hesaplamalara göre … tarihli trafik kazasında yaralanarak % 54 oranında maluliyete maruz kalan Davacı … için, kusur indirimi yapılmaksızın, (…) TL Geçici iş göremezlik zararı,(…) TL Sürekli iş göremezlik zararı, (…) TL Sağlık kuruluşlarına ulaşım giderinden kaynaklı tedavi gideri zararı hesaplandığı, davacının meydana gelen kazada %80 oranında kusurlu olduğu, asıl davada kusur oranı üzerinden hesaplanan … TL geçici iş göremezlik tazminatı, … TL sürekli iş göremezlik tazminatı, … TL bakım gideri olmak üzere toplam … TL maddi tazminatın, Birleşen İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında … TL sürekli iş göremezlik tazminatının davacıya SGK tarafından sürekli iş göremezlik geliri bağlanmadığı, davalı sigorta şirketinin, araç sürücüsü ve araç işletenin KTK.nın
85 ve 91. Maddeleri uyarınca meydana gelen zarardan sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğu, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği ve zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, geçici iş göremezlik tazminatından davalı sigorta şirketinin sağlık giderleri teminatı kapsamında sorumluğunun devam ettiği, bilirkişi hesap raporunun Yargıtay yerleşik uygulamalarına uygun olarak düzenlendiği ve hüküm kurmaya yeterli olduğu anlaşıldığından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
TBK. nun 56/2 maddesindeki “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. ” şeklindeki yasal düzenleme gereğince davacının manevi tazminat talep etme hakkı mevcuttur. Manevi tazminat, 22.06.1966 tarih ve 7/7.sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı’nda da etraflıca açıklandığı üzere, ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Zarara uğrayanın manevi ızdırabını bir nebze dindiren, ruhsal tahribatını onaran bir araçtır.Takdir edilecek manevi tazminat miktarı bir yandan manevi acıları gidermeli, kamuoyu ve sosyal vicdanda kabul görmeli, diğer yandan ise zarar gören açısından zenginleşme aracı olmamalıdır. Kusur oranı, her ne kadar matematiksel anlamda bir indirim yapılmasını gerektirmezse de manevi tazminatın miktarını tayinde önem arz eder. Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, davacının sürekli maluliyeti ile sonuçlanan kazanın meydana geliş şekli, davaya konu trafik kazasında davacının da kusurlu olması, davacının maluliyeti oluşacak şekilde yaralanması, olay tarihindeki paranın alım gücü, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, davacının, yaralanması nedeniyle çektiği elem ve ızdırap nazara alınarak, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-ASIL DAVADA;
1-Davacının maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile,
… TL geçici iş göremezlik tazminatı,
… TL sürekli iş göremezlik tazminatı,
… TL bakım gideri,
olmak üzere toplam … TL maddi tazminatın, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 8.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 9/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Asıl davada maddi tazminat davası yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 3.511,22 TL harçtan peşin alınan 170,78 TL harcın ve 170,13 TL ıslah harcının düşülmesi ile kalan 3.170,31 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Asıl davada manevi tazminat davası yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 546,48 TL harcın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
5-Asıl davada davacı tarafça yatırılan 29,20 TL başvurma harcı, 170,78 TL peşin harç ve 170,13 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 370,11 TL’nin (davalı sigorta şirketinin bu miktarın 320,26 TL’si ile sınırlı olarak sorumlu olması kaydı ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine,
6-Asıl davada davacının yapmış olduğu 663,00 TL’si posta-tebligat gideri, 600,00 TL’si bilirkişi ücreti, 866,50 TL’si adli tıp rapor ücreti, 485,00 TL’si … Üniversitesi Adli Tıp rapor ücreti olmak üzere toplam 2.614,50 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre takdiren 1.639,06 TL’sinin (davalı sigorta şirketinin bu miktarın ‭1.418,32 TL’si ile sınırlı olarak sorumlu olması kaydı ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Asıl davada davacının kısmen kabul edilen maddi tazminat isteği yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine,
8-Asıl davada davacının kısmen reddedilen maddi tazminat isteği yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 3.350,94 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılara eşit olarak verilmesine,
9-Asıl davada davacının kısmen kabul edilen manevi tazminat isteği yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 8.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine,
10-Asıl davada davacının kısmen reddedilen manevi tazminat isteği yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 8.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılar … ve …’e eşit olarak verilmesine,
II-BİRLEŞEN DAVADA (İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında)
1-Davacının maddi tazminat davasının KABULÜ ile,
… TL sürekli iş göremezlik tazminatının, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan …, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Birleşen davada Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.784,30 TL harçtan peşin alınan 89,22 TL harcın düşülmesi ile kalan 1.695,08 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Birleşen davada davacı tarafça yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ve 89,22 TL peşin harç olmak üzere toplam 169,92 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine,
III-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
ilişkin, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin ve asıl ve birleşen davada davalı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. …

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır