Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/132 E. 2022/785 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/132
KARAR NO : 2022/785

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/02/2016
KARAR TARİHİ : 27/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; Müvekkilinin 22.08.2009 günü trafik kazası geçirdiğini ve bu nedenle davalı sigortaya karşı, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 8.000,00.-TL’lik maddi tazminat davası açtığını, davanın halen İzmir 7. Asliye Hukuk Mahk.’nin …/… esasına kayıtlı olarak derdest olup, bir dahaki celsesinin 05.03.2015 günü görüleceğini, derdest davada, … Özürlü Sağlık Kurulu tarafından verilen 11.05.2011 tarihli raporda müvekkilinin %26 maluliyetinin olduğunun anlaşıldığını, hakettiği tazminat miktarı hesaplanırken, bu oranın dikkate alındığını ve 26.05.2012 tarihli aktüerya bilirkişi raporunda müvekkilinin maddi zararının 31.210,49.TL. olduğunu belirttiğini, bu durumda eksik kalan dava değerinin (tazminat alacağının) 23.210,49.-TL. daha arttırılması talebi ile 05,07.2012’de davanın taraflarınca ıslah edildiğini, ancak sayın mahkemenin maluliyet oranını bir kez daha belirletmek istediğini ve bu kez dosyayı İstanbul Adli Tıp Kurumu’na sevk ettiğini, İstanbul ATK … tarihli raporunda, müvekkilinin maluliyetinin %31.2 olduğunu belirttiğini, bu durumda basit bir orantılama hesabı ile; %26 maluliyet ile 31.210,00-TL. Tazminat tahakkuk ederse, %31.2 maluliyette 37.452,00-TL tazminat tahakkuk edeceğini, müvekkilinin daha 6.242,00-TL. (yani dava değeri kadar) tazminat hak edeceğini, davada daha önce ıslah yolunun kullanıldığını ve bir daha ıslah edemeyecekleri için, birleştirme talebiyle yeni bir dava açmak zorunda kaldığını, işbu davayı açtıkları tarihte, bu tür davalara bakma görevi Ticaret Mahkemeleri’ne verildiği için, davayı mahkeme nezdinde açtıklarını, ancak Ticaret Mahkemelerinin de HMK uyarınca görev yaptığını ve Ticaret Mahkemeleri’nin olmadığı adli çevrelerde, ticari davalara, “Ticaret Mahkamesi Sıfatı ile Asliye Hukuk Mahkemeleri”nin bakması sebebiyle, bu hususun bir sakınca yaratmayacağını, sunulan nedenlerle; öncelikle işbu dosyanın, İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …/… E. sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini ve yargılamanın daha eski dosya olan, İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyası üzerinden görülmesine karar verilmesini, trafik kazasında yaralanıp sakat kalarak beden gücü kaybına uğrayan davacı için, fazlaya ilişkin haklar yine saklı kalmak üzere, dava değeri olan 6.242,00.-TL’nin ilavesi ile ulaşılacak rakam olan 37.452,00.-TL. tazminatın, asıl dava tarihinden başlatılarak faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan alınarak taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; Davacının huzurdaki davadaki talepleri ile ilgili olarak İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …/… E. sayılı dosyası ile aynı olay ve aynı taleplere istinaden müvekkili şirket aleyhine dava ikame ettiğini, dosyada karar verildiğini taraflarınca temyiz edildiğini, dosyanın şu anda Yargıtay incelemesinde olduğunu, bu nedenle huzurdaki davaya ilişkin derdestlik itirazları olduğunu, mükerrer olarak açılmış işbu davanın reddini talep ettiklerini, davadan önce davacı tarafın müvekkili şirkete vaki başvurusu üzerine …/… no’lu hasar dosyası açıldığını ve iş bu hasar dosyası kapsamında, aktüerler siciline kayıtlı aktüerden alınan rapor doğrultusunda belirlenen, 7.775,00 TL maluliyet tazminatının 26.07.2011 tarihinde, 15.550,00 TL maluliyet tazminatının 11.10.2011 tarihinde, 412,94 TL ambulans masrafının 02.09.2010 tarihinde, 14,63 TL tedavi masrafının 12.03.2010 tarihinde, 1.547,54 TL tedavi masrafının 20.11.2009 tarihinde ve 9,16 TL tedavi masrafının 21.01.2010 tarihinde davacıya ödendiğini, bu meyanda davaya konu talepler bakımından, davacı başvurusuna müteakip davacı tarafından kayıtsız ve şartsız ibra edilmiş olan müvekkili şirket açısından davanın reddinin gerektiğinin tartışmasız olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde, … numaralı 13/08/2009-13/08/2010 vadeli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı olduğunu, bu poliçedeki sakatlanma ve ölüm teminatının sigortalısının kusurlu olması halinde ve kusur oranı ile sınırlı olmak üzere kaza tarihi itibariyle kişi başına azami 150.000,- TL olduğunu, müvekkili şirket sigortalısının dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, davacı yayanın müterafik kusurunun dikkate alınması gerektiğini, Sosyal Güvenlik Kurumu’na müzekkere yazılarak davacıya ödeme yapılıp yapılmadığının ve yapılmış ise hangi koldan ödeme yapıldığının araştırılmasını talep ettiklerini, söz konusu ödemelerin tazminat hesabı yapılması halinde bu hesaplamadan düşürülmesi gerektiğini, müvekkili şirketten dava tarihinden daha önceki bir tarihten itibaren faiz talep edilemeyeceğini, öncelikle derdestlik itirazlarının kabulü ile davanın usulden reddine, derdestlik itirazlarının kabul edilmemesi halinde, davacı delillerinin taraflarına tebliğine, ödeme nedeniyle davanın reddine, davacının zararının daha fazla olduğunun ispatlanması halinde; yapılan ödemenin ve ödenen tazminatın güncellenerek güncellenen tutarın tazminattan indirilmesine, müvekkili şirketin sorumlu bulunması durumunda; sorumluğunun açıkladıkları çerçevede ve azami limit ile sınırlı olacağını, müvekkili şirket sigortalısının kusuru bulunmadığından haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davacıların taleplerinin reddine, müvekkili şirketin sorumluluğunun yalnızca sigortalısının kusuru nisbetinde ve poliçe limiti ile sınırlı olduğundan Adli Tıp Kurumu’ndan kusura ilişkin rapor alınmasına, kusur durumuna göre Hazineye kayıtlı aktüer aracılığı ile bilirkişi incelemesi yapılmasına, müterafik kusurun tazminattan düşülmesine, müvekkili şirketin dava açılmasına sebep olmadığından tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
İzmir 7.Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas, …/… Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacının, davalı aleyhine sürekli iş göremezlik zararının tazmini amacı ile açmış olduğu dava olduğu, yargılama sırasında bilirkişi tarafından %25 davacı kusuru, %26 maluliyet oranı üzerinden, sigorta şirketince önceden yapılan ödeme mahsup edilmek sureti ile 31.240,49-TL tazminat hesaplandığı, davacı tarafça bu tutar üzerinden talep sonucunun ıslah edildiği, ıslah ve hesap raporundan sonra dosyanın ATK İhtisas Dairesine gönderildiği, davacının maluliyet oranının %31,2 olarak tespit edildiği, mahkemece 31.210,49-TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verildiği, davalı tarafından temyize başvurulduğu, dava sırasında 11.10.2011 tarihinde davalı tarafından ödenen 15.500,00-TL ek tazminat tutarının kararda dikkate alınmadığı hususunun bozma nedeni olarak ileri sürüldüğü, Yargıtay 17.Hukuk Dairesi tarafından, dava sırasında ödenen 15.500,00-TL ek tazminat tutarının infazda dikkate alınması gerekçesi ile kararın onandığı anlaşılmıştır.
Kaza tespit tutanağı : İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas, …/… Karar sayılı dosyasında bulunan görevli polis memurlarınca düzenlenmiş 22/08/2009 tarihli tutanağın incelenmesinde; 22/08/2009 günü saat 08:48 sıralarında ilçemiz … benzin istasyonu önünde meydana gelen trafik kazasında; … plaka sayılı motosikletin sevk ve idaresini yapan … … kavşağından bölünmüş yolda ters yola girerek evine gitmek istemiş, kırmızı ışıkta bekleyen araçların arasından karşıdan karşıya geçmek isteyen … isimli şahısa çarpmış, çarpışmanın neticesinde …, sürücü … ve motosiklette yolcu olarak bulunan Taner Kayın’ın yaralandıkları görülmüştür. Bu kazanın oluşumunda bölünmüş yolda ters yönde motosiklet kullanan sürücü …’ün K.Y.T.K. ‘nun 84. maddesinde belirtilen kusurları işlediği, yaya …’in ise yayalara ait kusurlardan duran aracın önünden veya arkasından çıkmak kusurunu işlediği kanaatine varıldığı anlaşılmıştır.
Hasar Dosyası : … Sigorta AŞ ‘nin 31/05/2012 havale tarihli cevabi yazısı içeriğinden; …’e 7.775,00-TL. ödeme yapıldığının bildirildiği görülmüştür.
Poliçe : Davalı sigorta şirketi ile dava dışı Taner Kayın arasında … plaka sayılı motosiklete ait 13/08/2009 – 13/08/2010 tarihlerini kapsar ZMMS poliçesi bulunmaktadır. Poliçe limiti sakatlanma ve ölüm kişi başına 150.000,00-TL. dir.
Trafik Tescil : Selçuk İlçe Emniyet Müdürlüğünün 07/12/2011 tarihli yazısında ; … plaka sayılı motosikletin dava dışı Taner Kayın adına kayıtlı olduğu belirtilmiştir.
Maluliyet Raporu : … Hastanesinin 11/05/2011 tarihli Özürlü Sağlık Kurulu Raporunda … doğumlu …’in özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranının %26 olduğu belirtilmiştir.
İzmir ATK Raporu : 15/01/2013 tarih …/… sayılı raporda; hastanın (…’in) meslekte kazanma gücünde azalma oranının %48 olduğu bildirilmiştir.
ATK Raporu : 3. Adli Tıp İhtisas Kurulunun … tarih …/…-… sayılı raporunda; …’in 22/08/2009 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen arızası sebebiyle Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre yapılan değerlendirmede; %31.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği mütalaa edilmiştir.
Aktüer Bilirkişi raporu : Mahkememizce Nitelikli Hesaplamalar – Aktüerya Uzmanı …’dan alınan 26/07/2022 tarihli raporda; Davacının bakiye sürekli iş göremezlik maddi tazminat tutarının 118.545,95-TL olarak hesaplandığı, ancak sigorta şirketinin sorumluluğu bakiye teminat limiti ile sınırlı olduğundan, davacının limit içinde davalı sigorta şirketinden talep edebileceği bakiye sürekli iş göremezlik tazminatının, 111.039,51-TL olarak tespit edildiği mütalaa edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle bakiye sürekli iş göremezlik tazminatının trafik sigortacısından tahsiline yönelik ek tazminat davasıdır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacının, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle davalı trafik sigortacısı aleyhine sürekli iş göremezlik zararının tazmini için İzmir 7.Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasında maddi tazminat davası açtığı, davacının asıl dava tarihinden önce …’nden aldığı 11.05.2011 tarih ve … sayılı maluliyet raporu ile davalı sigorta şirketine başvurarak maddi tazminat isteğinde bulunduğu, davalı sigorta şirketi tarafından asıl dava tarihinden önce açılan hasar dosyasında bu maliyet raporuna dayanılarak %26 maluliyet oranı üzerinden davacı tarafa 7.775,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ödendiği, davacının maluliyet oranının ATK’dan alınacak raporla tespit edileceğini bildirerek ödemenin yetersiz olduğu iddiasıyla İzmir 7.Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen asıl davayı açtığı, asıl dava dilekçesinde davacının maluliyet oranının ATK’dan alınacak raporla belirlenmesi gerektiği açıkça bildirilerek, ATK’dan maluliyet raporu alınmasının talep edildiği, buna rağmen mahkemece …’nden alınan davacının %26 oranında fonksiyon kaybının bulunduğunun tespitine yönelik rapor esas alınarak, yeni bir maluliyet raporu alınmadan dosyanın doğrudan aktüer uzman bilirkişiye hesap raporu düzenlenmesi için tevdi edildiği, asıl dosyada aktüer uzmanı bilirkişi tarafından %25 davacı kusuru, %26 maluliyet oranı üzerinden, sigorta şirketince önceden yapılan 7.775,00 TL ödeme mahsup edilmek suretiyle davacının bakiye sürekli iş göremezlik zararının 31.240,49-TL olarak hesaplandığı, davacı tarafça bu tutar üzerinden talep sonucunun ıslah edildiği, hesap raporu alındıktan ve ıslah dilekçesinden sonra mahkemece davacının maluliyet oranının tespiti için önce İzmir ATK Şube Müdürlüğü’nden daha sonra İstanbul ATK 3. İhtisas Dairesi’nden maluliyet raporu alındığı, İstanbul ATK 3. İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen … tarihli … sayılı raporu ile davacının maluliyet oranının %31,2 olarak tespit edildiği, davacı vekilinin asıl davada ıslah hakkını kullanması ve davacının maluliyet oranındaki artışı dikkate alarak eldeki ek davayı açtığı, sürekli iş göremezlik için açılan ek davanın İzmir 7.Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyası ile birleştirildiği, daha sonra asıl davaya bakan mahkemenin ek davayı tefrik ederek mahkememize iade ettiği, iade edilen ek davanın yukarıdaki esas numarasına kaydedildiği, asıl davanın görüldüğü mahkemece %26 maluliyet oranı üzerinden hesaplanan 31.210,49-TL sürekli iş göremezlik tazminatı üzerinden davanın kabulüne, fark maluliyet oranı üzerinden mahkememizdeki ek davanın görülmeye devam ettiğine ilişkin karar verildiği, davalı tarafından anılan kararın temyiz edildiği, asıl dava sırasında 11.10.2011 tarihinde davalı tarafından ödenen 15.500,00-TL ek tazminat tutarının kararda dikkate alınmadığı hususunun temyiz nedeni olarak ileri sürüldüğü, Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin …/…. esas, …/… karar sayılı 08.09.2020 tarihli kararı ile dava sırasında davalı sigorta şirketi tarafından ödenen 15.500,00-TL tutarının infazda dikkate alınması gerekçesi ile kararın onandığı, davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin reddedildiği, asıl davadaki hükmün 17.06.2021 tarihinde kesinleştiği, davacı vekilinin asıl davada talep edilmeyen maluliyet oranındaki fark için sürekli iş göremezlik zararının tahsili isteğiyle eldeki ek davayı açtığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin asıl davayı açtığı anda, dava dilekçesinde, davacının maluliyetinin ATK’’dan alınacak raporla tespit edilebileceğini, ATK’dan maluliyet raporu alınmasını talep ettiği, asıl davaya bakan mahkemece hangi yönetmeliğe dayanılarak düzenlendiği dahi belirli olmayan özür oranını tespit eden rapora dayanılarak, maluliyet oranı belirlenmeden maddi tazminat hesabı yapılması için dosyanın bilirkişiye verildiği, kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmeliğe göre maluliyet oranı kesin olarak belirlenmeden maddi tazminat hesabı yapılmasının mümkün olmadığı, bu nedenle davacı vekilinin hesap raporu üzerine ıslah dilekçesi vermesinin tazminat miktarını ve maluliyet oranını kabul ettiği anlamına gelmediği, dolayısıyla asıl davada alınan hesap raporu ile davalı lehine usulî kazanılmış hak oluştuğundan söz edilemeyeceği, davacının asıl davadaki yargılama sırasında İstanbul ATK 3. İhtisas Dairesi’nden alınan … tarihli … sayılı raporu ile tespit edilen %31,2 maluliyet oranı ile asıl davada hükme esas alınan %26 maluliyet oranı arasındaki fark olan %5,2 maluliyet oranı için eldeki ek davayı açmakta haklı olduğu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.03.2015 tarihli ve 2013/1728 E., 2015/1036 K.; 10.06.2020 tarihli, 2017/19-927 E., 2020/382 K. sayılı ve 2020/(17)4-58 esas, 2022/429 karar sayılı 30.03.2022 kararlarında da açıkça vurgulandığı üzere “Öğreti ve yargısal uygulamada; kısmi davanın ret ile sonuçlanması hâlinde tüm alacak hakkında kesin hüküm oluşacağı, kısmi dava kısmen kabul kısmen ret ile sonuçlanırsa her iki bölüm yönünden de kesin hüküm oluşacağı, kısmi dava tümüyle kabul edilirse de kararın tespit bölümünün açılan ek dava için kesin hüküm oluşturacağının kabul edildiği, eş söyleyişle; kısmi dava sonunda davalının borcu ödemeye mahkûm edilmesi veya kısmi davanın tamamen veya kısmen reddine karar verilmiş olması hâlinde taraflar arasındaki borç ilişkisinin varlığı ya da yokluğu da tespit edilmiş olur ki bu tespitin zorunlu olarak borç ilişkisinin tümünü kapsayacağı, bu nedenle kısmi dava sonunda verilen ve kesinleşen kararın tespite ilişkin bölümünün sonradan açılan ek dava için kesin hüküm oluşturacağı, kısacası ikinci davaya bakan mahkemenin, kısmi davanın davalının sorumluluğuna ilişkin bu tespit bölümüyle bağlı olduğu, burada davalının haksızlığı olgusunun artık tartışılamaz hâle geldiği, zira kesin hüküm bulunan bir konuda mahkemenin bu yönün doğruluğunu yeniden araştırma ve inceleme konusu yapmasına hukuken olanak bulunmadığı, bu yönün kamu düzenine ilişkin olup mahkemeler ve Yargıtayca doğrudan doğruya (re’sen) göz önünde tutulması gerektiğinin” benimsendiği, buradan hareketle asıl davada verilen hükmün, asıl davada dava konusu yapılmayan ve hüküm altına alınmayan eldeki ek dava yönünden derdestlik ve kesin hüküm oluşturmayacağı, ancak asıl davada davacının %25, davalıya sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğuna ilişkin tespit, sigorta şirketi tarafından asıl dava açılmadan önce yapılan 7.775,00 TL ödemenin yeterli olmadığına ilişkin belirleme, asıl dava sırasında yapılan ödemenin güncellenerek mahsubu gerektiğine ilişkin davalı itirazının asıl davada verilen hükmü onayan Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin asıl dava sırasında ödenen 15.500,00 TL’nin infaz aşamasında dikkate alınması gerektiğine dair tespit mahkememiz tarafından görülen ek dava yönünden kesin hüküm teşkil ettiğinden, bir başka deyişle kesin hüküm bulunan bu tespitler hakkında mahkememizin bu hususların doğruluğunu yeniden araştırma ve inceleme konusu yapmasına hukuken olanak bulunmadığından, açıklanan hususlar mahkememizce yeniden araştırma ve inceleme konusu yapılmamıştır.
Kaza tarihi olan 22.08.2019 tarihinde yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre düzenlenen İstanbul ATK 3. İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen … tarihli … sayılı davacının %31,2 oranında maluliyetini oluştuğuna ilişkin raporun hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu, davacının bakiye sürekli iş göremezlik zararının, davalı sigortalısının %75 kusur oranına isabet eden Yargıtay’ın yerleşen uygulamaları ile benimsenen progresif rant (%10 artırım ve iskonto, TRH 2010 tablosu esasına dayalı) yöntemi ile yapılan aktüer bilirkişinin 26.07.2020 tarihli raporundaki hesaplamalara göre 118.545,95 TL olduğu, davalı sigorta şirketinin KTK.nın 85 ve 91. Maddeleri uyarınca meydana gelen zarardan sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğu, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, asıl davadan önce ödenen 7.775,00 TL ödeme ile asıl davada hüküm altına alınan 31.210,49 TL maddi tazminat, kaza tarihinde geçerli olan poliçe limitinden mahsup edildiğinde bakiye poliçe limiti olan (150.000,00 TL poliçe limiti – 7.775,00 TL – 31.210,49 TL)= 111.014,51 TL ile sınırlı olarak davalı sigortanın sorumlu olduğu, bilirkişi hesap raporunun Yargıtay yerleşik uygulamalarına uygun olarak düzenlendiği ve hüküm kurmaya yeterli olduğu, davacı vekilinin 08.08.2022 tarihli bedel artırım dilekçesi ile davacı için sürekli iş göremezlik tazminatı isteğini yükselterek 111.039,51 TL olarak talep ettiği anlaşılmakla davacının maddi tazminat davasının davalının sorumluluğu bakiye poliçe limiti ile sınırlı olduğu gözetilerek davasının kısmen kabulüne, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) 98, 90 ve poliçenin geçerli olduğu dönemde yürürlükte bulunan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2. maddeleri uyarınca rizikonun, bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta olup bu sürenin sonunda, ödememe hâlinde temerrüdün gerçekleşeceği, KTK’nın 99. maddesine göre davacının, davalı sigorta şirketine asıl ve ek dava açılmadan önce sürekli iş göremezlik zararının ödenmesi için başvuruda bulunduğu, başvuru tarihi tam olarak tespit edilemese de davalı sigorta şirketi tarafından 28.07.2011 tarihinde 7.775,00 TL tazminat ödendiği, davalı sigorta şirketinin en geç kısmi ödeme tarihi olan 28.07.2011 tarihinde temerrüde düştüğü, ancak asıl davada davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihinin asıl dava tarihi olarak belirlendiği, davacı vekilinin asıl davada verilen bu hükmü temyiz etmediği, dolayısıyla davalı sigorta şirketinin asıl davada dava tarihi itibariyle temerrüte düştüğüne ilişkin kabulün davalı lehine usulü kazanılmış hak teşkil ettiği anlaşılmakla davalının asıl dava tarihi olan 04.08.2011 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü kabul edilerek 111.014,51 TL bakiye sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihi olan 04.08.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin isteğin teminat limitini aşması nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile 111.014,51 TL bakiye sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihi olan 04.08.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin isteğin REDDİNE,
2-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 7.583,40 TL nispi harca, peşin alınan ve bedel artırım ile tamamlanan 385,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.197,70 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
3-Dava kısmen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı 0,60 TL dosya gideri, 4,10 TL vekalet suret harcı, 129,50 TL davetiye ve posta gideri, 500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere 634,20 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı nazara alınarak 633,57 TL yargılama gideri ile davacı tarafın karşıladığı 27,70 TL başvurma harcı, 385,70 TL peşin ve ıslahla tamamlanan harç olmak üzere toplam 1.046,97 TL’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine. Davacı tarafın fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına.
4-Dava kısmen kabul edildiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 17.652,18 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
5-Dava kısmen reddedildiğinden, reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 25,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine.
6-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
ilişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, kabul edilen kısım yönünden gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere reddedilen kısım miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/09/2022

Katip…
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır