Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1068 E. 2023/147 K. 03.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1068
KARAR NO : 2023/147

DAVA : Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ : 13/04/2010
KARAR TARİHİ : 03/03/2023

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; dava dışı banka çalışanı …’ün, bazı müşteri hesaplarından bu müşterilerin bilgi ve rızaları dışında muhtelif tarihlerde usulsüz işlemler yaparak davalıların hesaplarına (EFT) yoluyla havaleler yaparak toplamda 705.200,00 TL tutarındaki parayı zimmetine geçirdiğini, bu konuda davalılar ve dava dışı banka çalışanı … hakkında İzmir … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığını belirterek, 705.200,00 TL’nin zarar tarihlerinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Davalılardan … ve … vekili cevap dilekçesi ile özetle; dava dışı banka çalışanı olan …’ün, bu davalıların hesabına herhangi bir havalesi veya para göndermesi işleminin söz konusu olmadığını, banka çalışanı olan …’ün işlediği suça hiçbir şekilde katılmalarının söz konusu olmadığını, bu konuda herhangi bir delil de bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava dilekçesi diğer davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ancak bu davalılar davaya cevap vermedikleri gibi duruşmalara da katılmamışlardır.
GEREKÇE ;
Dava; dava dışı banka çalışanının mudilerin hesaplarından çekerek zimmetine geçirdiği paraların, el ve işbirliği içinde hareket ettiği davalılar hesabına aktarıldığı iddiasıyla, uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Dava dilekçesinde sözü edilen İzmir …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası incelendiğinde; bu olay nedeniyle davalılar ve dava dışı banka çalışanı hakkında kamu davası açıldığı, ceza davasının 20/04/2010 günlü duruşmasında davacı bankanın davaya katılma isteğinin kabul edildiği görülmüştür.
Ceza dosyasında yapılan yargılama sonucunda İzmir … Ağır Ceza Mahkemesi’nin 29/12/2010 tarihli, … Esas ve …. Karar sayılı kararı ile sanıklardan (davalılar … ve …)’un beraatine karar verilmiş, diğer sanıklar cezalandırılmış, ceza davasına katılan bankanın istediği 726,728,14 TL tutarındaki zararın mahkum olan sanıklardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş ve bu karar Yargıtay …. Ceza Dairesi’nin … Esas ve … Karar sayılı kararı ile “düzeltilerek onanmak suretiyle” kesinleşmiştir.
Mahkememizce; “davanın konusunun kalmadığı, her ne kadar davacı vekili beraat eden sanıklar yönünden mahkememizde yargılamaya devam edilmesi ve bu sanıkların mal varlıkları ile banka hesaplarının araştırılması isteğinde bulunmuşsa da, beraat eden davalılar … ve … hakkında ceza mahkemesinde beraat kararı verilmekle haklarındaki hukuk davasının da zımnen reddine karar verilmesi gerektiği, çünkü bu ceza davasında davacı bankanın, müdahil sıfatıyla … ve …’dan da tazminat isteğinde bulunduğu ve bu davanın da ceza yargılaması ile birlikte görülüp sonuçlandırıldığı, bir başka deyişle, davacı bankanın beraat eden davalılar … ve … hakkındaki iddialarının ceza davasında incelenip irdelendiği ve reddedildiği” gerekçesiyle “davalılar … ve … hakkındaki davanın REDDİNE, davalılar …, … ve … hakkında İzmir …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin …-…. ve Yargıtay … Ceza Dairesi’nin … Esas, …. Karar sayılı kararları ile karar verildiğinden, bu davalılar hakkında yeniden bir karar verilmesine yer olmadığına” ilişkin 06/03/2014 tarihli, …. Esas ve …. Karar sayılı karar verilmiştir.
Verilen bu karar davacı tarafça temyiz edilmekle Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 27/01/2015 tarihli, …. Esas ve …. Karar sayılı kararı ile; “dava dışı banka personeli ve davalılar aleyhine açılan ceza davasında, mahkemece davalılardan … ve … hakkında suçun sübutuna ilişkin, kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediği gerekçesiyle CMK’nın 223/2-(e) maddesi uyarınca beraat kararı verildiği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 53.) maddesi gereği; hukuk hakiminin, ceza mahkemesince delil yetersizliği nedeniyle verilen beraat kararı ile bağlı olmadığı, bu nedenle, mahkemece; davacı tarafça gösterilen delillerin usulünce toplanması ve değerlendirilmesi sonucunda ulaşılacak sonuç uyarınca davalılar … ve … hakkında hüküm kurulması gerektiği, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile bu davalılar hakkındaki davanın reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu, bundan ayrı, davacı bankanın dava dilekçesi ile uğradığı zararın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istediği, kesinleşmiş olan ceza davasında ise, davacı bankanın uğradığı zararın, davalılar …, … ve …’dan tahsiline, istem olmadığı gerekçesiyle faize hükmedilmesine yer olmadığına karar verildiği, bu durumda, mahkemece; dava dilekçesi ile istenen fer’i hak niteliğindeki faiz alacağı yönünden davalılar …, … ve … haklarındaki davanın konusuz kalmadığı gözetilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olmasının doğru görülmediği” gerekçeleriyle bozulmuştur.
Mahkememizce usul ve kanuna uygun bulunan bozma kararına uyulmuştur.
Davacı banka vekili 09/10/2017 havale tarihli dilekçesi ile; ceza dosyasında karara bağlanan tutarın borçlulardan tahsil edilmediğini, bu nedenle tahsilata ilişkin belgenin bulunmadığını belirtmiştir.
Mahkememizce ceza davasının ve davamızın konusu paranın davalılardan … ve …’ın hesaplarına ne şekilde giriş ve çıkışının yapıldığı, bu davalıların hesabına hangi tarihte, ne miktar para girişi olduğu, banka kayıtlarında bunun açıklamasının ne şekilde yapıldığı; diğer davalılar yönünden ise davacı bankanın zararına sebebiyet veren işlemlerin ve tarihlerin ne olduğu, her bir davalı yönünden ayrı ayrı işlem yani zarar tarihinden dava tarihi olan 13/04/2010 tarihine kadar yasal faiz oranı üzerinden işlemiş faiz miktarının ne olacağı konusunda bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Bankacı bilirkişi … hazırlayıp sunduğu 20/02/2019 tarihli raporunda özetle; usulsüz işlem tarihleri dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucunda 13/04/2010 dava tarihi itibariyle davacı bankanın davalı … yönünden 251.000,00 TL’si asıl alacak 8.570,25 TL’si işlemiş yasal faiz olmak üzere toplam 259.570,25 TL; davalı … yönünden 372.400,00 TL’si asıl alacak 9.868,81 TL’si işlemiş yasal faiz olmak üzere toplam 382.268,81 TL ve davalı … yönünden 705.200,00 TL’si asıl alacak 22.589,11 TL’si işlemiş yasal faiz olmak üzere toplam 727.789,11 TL zarara uğratıldığını, davacı banka personeli dava dışı … tarafından bazı müşterilerin hesaplarından bilgisi ve rızası dışında yapılan toplam 705.200,00 TL usulsüz işlemlerden davalılar … ve … adına veya hesabına gönderilen herhangi bir tutarın bulunmadığının belirlendiğini bildirmiştir.
Olay özetlenecek olursa; eldeki bu davada davacı vekili toplam 705.200,00 TL zararın zarar tarihlerinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istemiştir. Mahkememiz bozma öncesindeki kararında davalılardan … ve … hakkındaki davanın “reddine”, diğer davalılar hakkında ise “karar verilmesine yer olmadığına” karar vermiştir. Bunun gerekçesi olarak ise; “davacı bankanın ceza dosyasında katılan olarak istediği 726,728,14 TL tutarındaki zararın mahkum olan bu davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş olmasını” göstermiştir. Davacı vekili mahkememize verdiği dilekçesinde bu paranın tahsil edilmediğini belirtmiştir.
Mali müşavir, gayrimenkul değerleme uzmanı, nitelikli hesaplamalar uzmanı ve bankacı bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyeti 26/11/2021 tarihli raporlarında özetle; davalı …’ın 2006 ve 2015 yılları arasında verdiği yıllık gelir vergisi beyannameleri incelendiğinde; işletmenin mali verilerinde ciddi ve kuşkulu artışın bulunmadığını, taşıt araçları hesabında ciddi ve kuşkulu artışın bulunmadığını, 2009 yılı 12. ayında İzmir İli Bornova İlçesi … Mahallesinde … parsel numaralı taşınmazın satın alındığını ve 2013 yılında …’a ve 2014 yılında ….’a eşit payla geçtiğini; 2014 yılında Manisa İli …. İlçesi … Mahallesinde …. ada …. parsel numarada kayıtlı taşınmazın …’dan ….’a geçtiğini ve 2016 yılında yapılan satış işlemleri sonucu …’a geçtiğini; davalı …’un da 2009 yılı Eylül-Aralık ayları arasında para akışının yüksek olduğu dönemde 22/12/2009 tarihinde İzmir İli Bornova İlçesi …. Mahallesinde …. ada numaralı ….18 m² alanlı ana taşınmazda yer alan …. Blok … Kat …. numaralı bağımsız bölüm numaralı …. arsa paylı mesken nitelikli taşınmazı …..’dan devraldığını ve 22/11/2016 tarihinde ,,,,,,,,,,,’ye devrettiğini, sonuç olarak; her iki davalının da 2009 yılının son günlerinde taşınmaz satın aldığının belirlendiğini, 2009 yılı Eylül-Aralık ayları arasında para akışının yüksek olduğunu, kök raporda da belirttikleri şekilde 18/12/2009 tarihinde 129.000,00 TL, 24/12/2009 tarihinde 49.500,00 TL ve 30/12/2009 tarihinde 103.000,00 TL davalı … hesabına gönderim yapıldığını, 30/12/2009 tarihinde dava dışı ….’tan İzmir İli Bornova İlçesi …. Mahallesinde … parsel numaralı 3004,95 m² alanlı ana taşınmazda yer alan …. Blok …. kat …. bağımsız bölüm numaralı … arsa paylı mesken nitelikli taşınmazın satın alındığını, davalı …’un da 2009 yılı Eylül-Aralık ayları arasında para akışının yüksek olduğu dönemde 22/12/2009 tarihinde İzmir İli Bornova İlçesi … Mahallesinde … ada parsel numaralı 2408,18 m² alanlı taşınmazı ….’dan devraldığını ve 22/11/2016 tarihinde …’ye devrettiğini, sonuç olarak her iki davalının da davacı banka zararından sorumlu olması gerektiği kanaatine vardıklarını bildirmişlerdir.
Bankacı bilirkişi 08/04/2022 tarihli ek raporunda özetle; dosya içerisinde … ve …’a ait herhangi bir hesap bilgisine rastlanmadığını, davacı banka personeli dava dışı … tarafından bazı müşterilerin hesaplarından bilgileri ve rızaları dışında yapılan toplam 705.200,00 TL usulsüz işlemlerden davalılar … ve … adına veya hesabına gönderilen herhangi bir tutarın bulunmadığını, bu hususun kök raporda belirtildiğini, bu davalıların hesaplarının bulunduğu banka ve hesap numaraları veya hesap ekstreleri dosya içinde bulunmadığından ek rapor düzenlenemediğini, ilgili bilgi ve belgeler dosyaya kazandırıldığında ek raporun sunulacağını bildirmiştir.
Mali müşavir, gayrimenkul değerleme uzmanı, nitelikli hesaplamalar uzmanı ve bankacı bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyeti 15/11/2022 tarihli ikinci ek raporlarında özetle; Manisa Şehzadeler’deki taşınmaza ilişkin tapu kaydının kak rapor hazırlanması aşamasında sunulduğunu, bu raporda 103.000,00 TL tutarlı havale yönünden önce … adı yazılmasına rağmen sonuç bölümünde tüm bu paranın … adına gönderildiğinin yazıldığını, kök raporda da …’a gönderildiğinin belirtildiğini; raporlar arasında çelişki veya hatanın bulunmadığını, söz konusu ödemelerin … hesabına değil … hesabına yapıldığı hususunun tüm raporlarda açık olduğunu, …’a bu bedeller gönderilirken davalı …’ın 30/12/2009 tarihinde dava dışı …’tan İzmir İli Bornova İlçesi …. Mahallesi’nde …. parselde kayıtlı … blok …. katlı ve … blok bodrum dahil 5 katlı betonarme bina ve arsası nitelikli ana taşınmazda yer alan … blok …. kat …. bağımsız bölüm numaralı mesken nitelikli taşınmazın satın alındığının anlaşıldığını, incelemelerin mahkemenin görevlendirmesi çerçevesinde yapıldığını, bankacılık yönünden yapılan tespit ve değerlendirmelerde değişikliği gerektirecek bir hususun bulunmadığını, takdiri mahkemeye ait olmakla birlikte davalı … ve davalı …’un davacı banka zararından sorumlu olması gerektiği sonuç ve kanaatine ulaştıklarını bildirmişlerdir.

Toplanan deliller ile tüm dosya içeriğine göre; davalılar …, … ve … yönünden; davacı bankanın çalışanı olan dava dışı …’ün, bir kısım müşterilerinden hesaplarından onların bilgileri ve rızaları olmadan değişik tarihlerde usulsüz işlemlerle davalılardan …, … ve …’ın hesaplarına EFT yoluyla havaleler yaptığı ve toplam 705.200,00 TL tutarındaki parayı zimmetine geçirdiği, olayla ilgili ceza yargılamasının İzmir … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasında yürütüldüğü, mahkemece yapılan yargılama sonucunda …, … ve …’ın üzerilerine atılı suçu işledikleri kanaatine ulaşılarak TCK’nın eylemlerine uyan maddeleri kapsamında mahkumiyetlerine ilişkin 29/12/2010 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı kararın verildiği, mahkemece ayrıca katılan banka (davacı) lehine 726,728,14 TL tutarındaki zararın sanıklardan (davalılar …, … ve …’dan) müteselsilen tahsiline de karar verildiği, bu kararın Yargıtay …. Ceza Dairesi’nin … Esas ve … Karar sayılı kararı ile düzeltilerek onanarak kesinleştiği, davalılar …, … ve … haklarındaki davanın 705.200,00 TL asıl alacak yönünden konusuz kaldığı; ceza mahkemesinin kararında “istem olmadığı” gerekçesiyle “faize hükmedilmesine yer olmadığına” karar verilmiş ise de davacı bankanın katılan sıfatıyla yer aldığı ceza mahkemesinde faiz isteğinde de bulunduğu, dolayısıyla haklarındaki mahkumiyet kararı kesinleşmiş olan davalılar …, … ve …’un davacı banka vekilinin dava dilekçesi ile istediği fer’i hak niteliğindeki faiz alacağından da sorumluluklarının bulunduğu anlaşıldığından, 705.200,00 TL asıl alacak miktarı yönünden karar verilmesine yer olmadığına; bankacı bilirkişinin 20/02/2019 tarihli raporunda belirlenen işlem tarihleri baz alınarak 705.200,00 TL asıl alacağın 60.000,00 TL’lik kısmına 18/09/2009 tarihinden, 21.800,00 TL’lik kısmına 07/10/2009 tarihinden, 168.000,00 TL’lik kısmına 17/11/2009 tarihinden, 163.000,00 TL’lik kısmına 18/12/2009 tarihinden, 98.500,00 TL’lik kısmına 24/12/2009 tarihinden, 103.000,00 TL’lik kısmına 30/12/2009 tarihinden, 66.000,00 TL’lik kısmına 13/01/2010 tarihinden, 24.900,00 TL’lik kısmına 21/01/2010 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizin davalılar …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalılar … ve … hakkındaki davaya gelince; bu davalılar hakkında ceza davasında “beraat” kararı verildiği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi gereğince; hukuk hakiminin, ceza mahkemesi tarafından “delil yetersizliği” nedeniyle verilen beraat kararı ile bağlı olmadığı, mahkememizce ceza davasının da konusu olan işlemlerin gerçekleştirildiği tarihlerde bu davalıların mal varlıklarının ve banka hesap hareketlerinin incelendiği, her ne kadar bilirkişiler raporlarında “her iki davalının da 2009 yılının son günlerinde taşınmaz satın aldığı, 2009 yılı Eylül-Aralık ayları arasında para akışının yüksek olduğu” tespitinden hareketle bu iki davalının sorumluluğu yoluna gidilebileceği görüşüne varmış iseler de; banka çalışanı … tarafından bu davalıların hesabına yapılmış bir para havalesinin bulunmadığı, bunun haricinde davalıların hesaplarına giren ya da çıkan paraların ve taşınmaz alım satımlarının zimmet parası ile ilişiklendirilemediği, 2009 yılı Eylül-Aralık ayları arasında para akışının yüksek olması olgusunun tek başına davalıların, banka çalışanı …’ün işlediği suça konu eyleme katıldıklarını ispatlamayacağı, bu iddianın güçlü delillerle de desteklenmesi gerektiği, davalıların davacı zararından sorumlu oldukları yönündeki iddianın ispatlanamadığı kanaatine ulaşıldığından, davalılar … ve … hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davalılar … ve … hakkındaki davanın REDDİNE,
2-Davalılardan …, … ve … hakkında İzmir …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin …-… ve Yargıtay …. Ceza Dairesi’nin … Esas, …. Karar sayılı kararı ile “davacı banka yararına 726,728,14 TL’nin bu davalılardan müteselsilen tahsiline” karar verilmiş olduğundan, davacı vekilinin mahkememizde açtığı davada dava konusu ettiği 705.200,00 TL asıl alacak yönünden davanın konusu kalmadığından, bu miktar yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
3-705.200,00 TL asıl alacağın 60.000,00 TL’lik kısmına 18/09/2009 tarihinden, 21.800,00 TL’lik kısmına 07/10/2009 tarihinden, 168.000,00 TL’lik kısmına 17/11/2009 tarihinden, 163.000,00 TL’lik kısmına 18/12/2009 tarihinden, 98.500,00 TL’lik kısmına 24/12/2009 tarihinden, 103.000,00 TL’lik kısmına 30/12/2009 tarihinden, 66.000,00 TL’lik kısmına 13/01/2010 tarihinden, 24.900,00 TL’lik kısmına 21/01/2010 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizin davalılar …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 48.172,21 TL nispi harcın davalılar …, … ve …’dan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacının yapmış olduğu 1.318,70 TL’si posta-tebligat gideri ve 2.650,00 TL’si bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.968,70 TL yargılama giderinin davalılar …, … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 95.572,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, … ve …’dan alınarak, davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/4 maddesine göre takdir ve tayin edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılar … ve …’a verilmesine,
8-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalılar … ve … vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.03/03/2023

Başkan…
E-imza
Üye….
E-imza
Üye….
E-imza
Katip….
E-imza