Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/811 E. 2022/804 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/811
KARAR NO : 2022/804

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senedinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/06/2015
KARAR TARİHİ : 06/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senedinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin eşi (boşanma aşamasında olduğu) istediği için kendi adına bir işyeri açılmasına vesile olduğunu, iş yeri ile ilgili tüm iş ve işlemlerle …’nin ilgilenmiş ve vekâletnamesi olmadığı halde çeşitli işler yapmış olduğunu, davaya konu kambiyo senetlerini de ” … Otomotiv — …” kaşesi altına büyük olasılıkla …’nin imzalayıp davalıya verdiğini, müvekkilinin kambiyo senedinin ihdasıyla veya cirolanmasıyla herhangi bir ilgisinin olmadığını, yapılacak bilirkişi incelemesinde kambiyo senedi üzerinde” … Otomotiv — …” kaşesi üstünde bulunan imzanın müvekkiline ait olmadığının ortaya çıkacağını, öte yandan müvekkilinin boşanma aşamasında olduğu eski eşi tarafından dolandırıldığını, müvekkili adına eski eşinin imzalayıp piyasaya sunduğu sahte çek ve senetler nedeniyle oldukça fazla oranda mağdur olduğunu, bu yolda yapılan şikâyetler sonucu soruşturmanın İstanbul Anadolu C.Başsavcılığının …/… soruşturma numarası ile devam ettiğini, müvekkilinin kaşe üzerindeki işyerinde hiç bulunmadığını, takibe konu kambiyo senedini düzenlemediğini, ciro etmediğini ve hiçbir yerine imza atmadığını, bu nedenle eski adresinde olmadığından şeklen kesinleşen icra takibine bağlı olarak herhangi bir borcunun olmadığını, eşinin kendisini dolandırması ve piyasaya yüklü miktarda sanki müvekkili imzalamış gibi çek ve senet sürmesi nedeni ile mağduriyetinin gittikçe arttığını, müvekkilinin geçimini sağlayamayacak denli ekonomik zorluk içerisinde olduğunu, herhangi bir mal varlığı olmadığı gibi kirada oturduğunu, evde çalışan hiç kimsenin kalmaması, geliri olmadığı halde giderlerinin gün geçtikçe artması, dolandırılmış olması nedeni ile maaşında bulunan çok sayıda haciz gibi nedenlerle işbu davayı adli yardım talepli açtıklarını, açıklanan nedenlerle; öncelikle ileride telafisi mümkün olmayan zararlara yol açmamak için İzmir 27. İcra Müdürlüğü’nün …/… ve … E sayılı dosyalarının takibinin dava sonunda verilecek karar kesinleşene değin teminatsız olarak ihtiyaten durdurulmasına, adli yardım taleplerinin kabulüne, yapılacak yargılama sonunda haklı davalarının kabulü ile İzmir 27.İcra Müdürlüğü’nün …/… ve … E sayılı dosyalarından müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve icra takibinin ortadan kaldırılmasına, takibe konu kambiyo senedinin iptaline, takip değerinin %20’si oranında icra inkar ödencesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yandan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; Davacı taraf her ne kadar takip konusu çeklerin üstündeki imzanın kendisine ait olmadığından bahisle davayı açmış ise de bu durumun davacının, davalı müvekkili şirkete borçlu olmadığı anlamına gelmeyeceğini, imzaya itiraz davası nedeni ile davacının eldeki davayı açmasında hukuki yarar olmadığını, davacı tarafın takip müstenidatı çekler üzerindeki imzayı inkar ettiğinden İzmir 10. İcra Mahkemesinin …/… E sayılı dosyası ile açmış olduğu imzaya itiraz davasının mevcut olduğunu, bu mahkemede yapılacak yargılama sonucu imzanın davacıya ait olmadığının anlaşılması halinde takibin durdurulacağının açık olduğunu, hal böyle iken davacının imzaya itiraz davası derdest olduğu halde menfi tespit davası açmasında hukuki yarar olmadığını, davacının bu davayı açmasının sebebinin menfi tespit davasındaki tazminat hakkına dayanarak ayrı bir kazanç temin etmeye yönelik olduğunu, bu nedenle, imzaya itiraz davası derdest olan borçlunun, menfi tespit davası açmasında hukuki yararının olmadığını, davalı müvekkili şirketin Opel marka araçların yedek parça satım işi yapmakta olduğunu, ticari ilişki çerçevesinde davacı …’nin (… Otomotiv) sahibi olduğu ancak eşi olan dava dışı … ile birlikte yürüttüğü işletmeye Cari Hesap Ekstresi ve faturalara istinaden davacı tarafa mal sattığını, davacı çalışanı
… ile davalı müvekkilinin satış sorumlusu olan … arasında mal siparişine ilişkin elektronik yazışmalar yapıldığını, bu yazışmalara istinaden ve yahut da bizzatihi davalı müvekkilinin işyeri adresine gelerek yapılan mal teslimleri sonucu Cari Hesap Ekstresinde belirtilen şekilde ticari işlemler yapıldığını, davalı müvekkilinin davacıya satmış olduğu yedek parça karşılığında tahsilat makbuzu ile 10.000,00 TL nakit paranın davacı çalışanı …den teslim alındığını, yine cari hesap çerçevesinde alacağa ilişkin davacı yandan davaya konu 10/11/2014 keşide tarihli ve 35.400,00 TL bedelli ve arkasında şüpheli … (… Oto) “nin cirosu bulunan çek ile 01/12/2014 keşide tarihli 37.800,00 TL bedelli ve yine arkasında … ( … Oto) ‘nin cirosu bulunan çeklerin, çek tahsilat makbuzları karşılığında davalı çalışanı …den teslim alındığını, söz konusu çekler, gününde ödenmeyince müvekkili şirketin yapmış olduğu harici araştırma çerçevesinde davacının ve eşinin piyasayı bu şekilde dolandırıp ortadan kaybolduklarının anlaşıldığını, şu an itibariyle … Otomotiv adı altında herhangi bir işletme söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin ticari faaliyeti çerçevesinde, davacıya mal satıp parasını alamadığı gibi, tazminat taleplerini içeren davalarla karşı karşıya kaldığını, davacı, eşi ve çalışanı hakkında eylemleri nedeni ile suç duyurusunda bulunulduğunu, arz ve izah edilen nedenlerle; davacının imzaya itiraz davası nedeni ile eldeki davayı açmasında hukuki yarar bulunmadığından davasının reddine, takip konusu çekteki imzalar davacıya ait olmasa bile davacının borçlu olması nedeni ile davacının borçlu olduğunun tespitine diğer taleplerinin reddine, davacının haksız ve kötüniyetli olarak borca itirazı nedeni ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yerinde olmayan ve hakkında dolandırıcılıktan suç duyurusunda bulunmuş oldukları davacının adli yardım talebinin reddine, davacının yargılama harç ve giderleri ile ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
CEVABA CEVAP:Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevaba cevap dilekçesi ile özetle; Müvekkili hakkında davalı yanca İzmir 27. İcra Müdürlüğünün …/… ve … takip sayılı olmak üzere iki adet icra takip dosyası açıldığını, bu dosyalardan … numaralı olanın usulen kesinleştiğini, diğer dosyadan müvekkiline ödeme emri gönderilmediğini ve müvekkilinin her iki dosyadan haricen haberi olduğunu, iş bu davanın her iki takip açısından müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini isteyen bir menfi tespit davası olduğunu, …/… takip sayılı dosyada dava konusu olduğundan ve İcra mahkemelerinin vereceği karar usulen kesin hüküm oluşturmayacağı gibi icra mahkemesinde açılan davanın müvekkili aleyhine olan dosyalardan sadece …/… takip numaralı dosya ile ilgili olduğundan, İcra mahkemesi tarafından imza itirazlarından kaynaklanacak şekilde müvekkili aleyhine takiplerden biri iptal dahi edilse mahkemenin kararı kesin hüküm oluşturmayacağından müvekkilinin iş bu davayı açmakta hukuki menfaatinin olduğunu, İcra mahkemesindeki dosyanın bu dosya açısından derdestlik oluşturmayacağını, çek kambiyo senedi olup, çek üzerindeki imza müvekkiline ait değilse onun borçlu olmayacağı anlamına geleceğini, davalı yanın müvekkilinin gerçek şahıs … ‘ye herhangi bir mal satmadığını ve malı sattığına ve teslim ettiğine dair bir yazılı – imzalı delil dosyaya sunmamış olması durumu karşısında bir alacağının olmadığının ortada olduğunu, müvekkilinin hiç bir zaman eşi … ile bir iş yapmadığını, davalının oto yedek parçası sattığını söylediği kişinin gerçek şahıs … ve/veya … olduğunu, bu kişilerin müvekkilinin adına hareket eden kişiler olmadığı gibi bu kişilerin yaptığı hukuki işlemlerin de müvekkilini bağlamadığını, davalı yanın dosyaya sunduğu tahsilat makbuzu, ödeme ya da cari hesap belgelerinin hemen tümünde sözü edilen kişinin de … isimli dava dışı bir kişi olduğunu, bu kişinin müvekkili adına hareket etmeye ve onu borçlandırmaya yetkili olmayan bir kişi olduğunu, davalı yanın, çeklerin karşılığı çıkmayınca “davacının ve eşinin piyasayı bu şekilde dolandırıp ortadan kaybolduklarını” anladıklarını beyan ettiğini, müvekkilinin piyasada olduğunu, kimseyi dolandırıp kaçmadığını, tam aksine müvekkilinin de dolandırılan bir kişi olduğunu, davalı yanın, iddia ettiği gibi müvekkiline mal satmadığını, tazminat talepli dava ile karşılaşmasının da normal olduğunu, zira mal verdiğini iddia ettiği gerçek kişinin başka (…) icra takibi yaptığı kişinin başka kişi olduğunu, müvekkilinin de eşinin eylemleri nedeni ile şikayetçi olduğunu, soruşturmanın İstanbul Anadolu Cumhuriyet Savcılığının …/… soruşturma numaralı dosyası ile devam ettiğini, müvekkilinin de dolandırıldığını, müvekkilinin davalı şirkete hiçbir şekilde borçlu olmadığını, çekler üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığı gibi talimat, yetki ya da yasal vekaletname verdiği birisi tarafından da atılmadığını, gerçek kişinin müvekkilini bağlamayacağını, davanın kabulünün gerektiğini, açıklanan neden ve gerekçeler ile resen bulunacak nedenlerle haklı davalarının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İKİNCİ CEVAP:Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği ikinci cevap dilekçesi ile özetle; davacının cevaplarının, hukukun temel ilkelerine ve özellikle Ticaret Hukuku’na ve ticari iş ve ilişkilere ve ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi, davacının basiretli bir taciri örnekleyip davalı müvekkili şirkete tavsiyede bulunmasına karşın kendisinin de tacir olduğunu unutmuş olmasının esefle karşılanmış olduğunu, Ticaret Kanunu’ndaki tanımı itibariyle ve ticari hayattaki yeri itibariyle tacir olan davacının işletmesinden kaynaklı borcundan bu şekilde kurtulmaya çalışmasının mümkün olmadığını, bir ticari işletmenin ticari faaliyet yaptığının, mal alıp mal sattığının kabul edilmesi için, her işlemde ticari işletme sahibinin olmasını veya bulunmasını beklemenin mümkün olmadığı gibi ticari hayatta da böyle bir prensibin söz konusu olmadığını, davacı taraf, bağlı bulunduğu Ticaret Sicil ve vergi dairesine gerekli bildirimlerde bulunup ticari faaliyetine başlamış olduğundan, TTK. hükümlerine göre tacir sıfatını haiz olduğunu, hal böyleyken davacının iyi niyetten bahisle, kocası tarafından kandırıldığından bahisle, kocasından boşanmak üzere olduğundan bahisle, TTK’da yazılı olan hükümlerden kurtulamayacağını, davacı tarafa, mal satılıp karşılığında takip konusu çeklerin teslim alındığını, bu çeklerde davacının imzası olmasa bile söz konusu malların davacı uhdesine girip, ticari defterinde yer aldığı müddetçe davacının, mal bedeli kadar borçlu olduğunu, yapılacak yargılama aşamasında, davalı müvekkili şirket tarafından tacir olan davacıya mal satışı yapıldığının, buna ilişkin Vergi Usul Kanunları gereği ilgili fatura ve benzeri evrakların tanzim edildiğinin ortaya çıkacağını, tacir olan davacının, alacaklı olduğu kişilere karşı alacaklarını nasıl takip ediyorsa borçlarından da aynı tacir sıfatıyla sorumlu olduğunu, bir tacirin, alacaklarını takip etmesi noktasında tacir gibi davranıp, borçlarını ödeme noktasında kocasıyla olan problemlerini öne sürerek borçtan kurtulmasının mümkün olmadığını, davacının davasının reddi ile davacının tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
İzmir 5. İcra Hukuk Mahkemesinin …/…Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı … Otom. San. ve Tic. Ltd. Şti. ‘nin İzmir 27. İcra Müdürlüğünün …/… E. – …/… E. sayılı dosyalarından verilen 15/04/2016 tarihli kararın iptaline karar verilmesine ilişkin şikayet davası açtıkları ve mahkemece şikayetin reddine karar verildiği, kararın istinaf mahkemesince esastan ret kararı ile 19/02/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
İzmir 9. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı … .. Ltd. Şti.’nin borçlu … aleyhine 86.506,30-TL. 31/01/2015 tarihli cari hesap ekstresi, faturalar, çek fotokopileri ve tahsilat makbuzlarına istinaden icra takibi başlattığı, ödeme emrinin borçlu …’ye 29/04/2016 tarihinde tebliğ edildiği, icra müdürlüğünce maaş haczi için … Konfeksiyon Mağ. .. Ltd. Şti.’ne yazı yazıldığı görülmüştür.
İzmir 27. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı … Otom. San.ve Tic. Ltd. Şti.’nin borçlular …, … İnş… Ltd. Şti. ve … aleyhine 35.400,00-TL. bedelli çek, 837,14-TL. işlemiş faiz, 3.540,00-TL. %10 çek tazminatı, 106,20-TL. %0,3 komisyon olmak üzere toplam 39.883,34-TL. alacak için ilamsız icra takibi başlattığı ve dosyada genel haciz taleplerinin bulunduğu anlaşılmıştır.
İzmir 27. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı … Otom. San.ve Tic. Ltd. Şti.’nin borçlular …, … Orman Ürün Tic ve San Ltd Şti. aleyhine 37.800,00-TL. bedelli çek, 306,75-TL. işlemiş faiz, 3.780,00-TL. %10 çek tazminatı, 113,40-TL. %0,3 komisyon olmak üzere toplam 42.000,15-TL. alacak için ilamsız icra takibi başlattığı, borçlu …’e ödeme emrinin 27/03/2022 tarihinde tebliğ edildiği, … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne maaş haczi için müzekkere yazıldığı anlaşılmıştır.
Dava Konusu Çekler: Halkbank Bostancı Oto San.Sit./İstanbul Şubesine ait, keşidecisi … Orman Ürünleri Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi, lehtar cirantası … İnşaat Yapı Malzemeleri Ticaret …, 1. Cirantası davacı …, hamili davalı … Otomotiv San. Ve Tic. Ltd. Şti. olan … no.lu, 01/12/2014 keşide tarihli, 37.800 TL bedelli çek, Denizbank Ümraniye Şubesine ait, keşidecisi … İnşaat Metal Sanayi Ticaret Limited Şirketi, lehtar cirantası … İnşaat Yapı Malzemeleri Ticaret – …, 1. Cirantası davacı …, hamili davalı … Otomotiv San. Ve TiC. Ltd. Şti. olan … no.lu, 10/11/2014 keşide tarihli, 35.400 TL bedelli çek olduğu görülmüştür.
İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; müştekisi … Otomotiv San. Ve Tic. Ltd. Şti. yetkilisi …’e karşı, dava konusu çeklere ilişkin olarak sanıklar …, … ve … hakkında resmi belgede sahtecilik, bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçlarından cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açıldığı, sanık …’un resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından beraat ettiği ve beraat kararlarının istinaf mahkemesince onandığı anlaşılmıştır.
Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 09/02/2021 tarihli raporunda; Tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede; inceleme konusu çeklerde ikinci ciroda yer alan ” … Otomotiv – … ” kaşe izi üzerinde yer alan imzalar ile … (…)’nin mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi raporu : Mali Müşavir Bilirkişi … 10/09/2018 tarihli raporunda; Davalı şirketin incelemeye konu ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK’nun 64/3. maddesi uyarınca yapılması gereken noter açılış ve kapanış tasdikinin süresinde yaptırıldığını, inceleme kapsamı ile sınırlı olmak üzere defterlerin usulüne uygun tutulduğunu ve birbirini doğruladığını, davalı defterlerinde taraflar arasında 24/07/2014 tarihinde başlayıp 16/08/2014 tarihinde davacının davalıya düzenlediği iade faturası ile sona eren ve cari hesap şeklinde yürütüldüğü anlaşılan ticari ilişki olduğunu, dava dosyasında taraflar arasında düzenlenmiş yazılı bir sözleşmenin bulunmadığını, 2014 yılında davalının davacıya toplam 102.736,70 TL bedelli toplam 7 adet irsaliyeli fatura düzenlediğini, söz konusu irsaliyeli faturaların 2 adet 46.167,50 TL’lik kısmının teslim alan kısmında … isim ve imza tatbikinin bulunduğunu, … isminin SGK’nın 05/04/2017 kayıt tarihli yazısı ekinde gönderilen davacının çalışan listesinde bulunmadığını, kalan 56.569,20 TL’lik 5 adet irsaliyeli faturada ise teslim bilgisinin bulunmadığını, söz konusu faturalar karşılığında davalı kayıtlarında davacıdan toplam 89.430,00 TL tahsilat kaydının bulunduğunu, bu tahsilat tutarının (35.400,00 + 37.800,00=) 73.200,00 TL’lik kısmının dava konusu çeklerden, 10.000,00 TL’lik kısmının davalıya ait nakit tahsilat makbuzundan kaynaklandığını, söz konusu kayıtlara dayanak davalıya ait makbuzlarda ödemeyi yapan bilgisinin bulunmadığını, kalan 6.230,40 TL’lik tahsilat kaydının ise davacıya ait 11/08/2014 tarihli, 266940 nolu, 6.230,40 TL iade faturası olduğunu, 08/12/2014 tarihinde dava konusu 35.400,00 TL ve 37.800,00 TL bedelli çeklerin karşılıksız açıklaması ile davacının cari hesabına borç kaydedildiğini, bu işlem sonucunda davalı defterinde dava ve takip tarihi itibariyle (35.400,00 + 37.800,00=) 73.200,00 TL’lik kısmı dava konusu çeklerin karşılıksız olarak cari hesap borcuna ilave edilmesinden kaynaklanan, kalan 13.306,30 TL açık cari hesap borcundan kaynaklanan olmak üzere davacının davalıya 86.506,30 TL cari hesap borcunun kayıtlı olduğunu, bu borç tutarının 31/12/2017 tarihine kadar devrettiğini mütalaa etmiştir.
Tanık Beyanları
Talimatla Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesince ifadesi alınan davacı tanığı … ; “davacıyı 2009-2010 yılları arasında birlikte çalıştığımız … isimli firmada tanırım, davacı burada satış elamanı olarak çalışıyordu ben yöneticiydim, davacı burada asgari ücretle çalışıyordu, 2010 yılında evlenmesi sebebiyle işten ayrıldı, ancak kendisi ile halen görüşmekteyiz, kendisi arkadaşımdır, bildiğim kadarıyla evlendikten sonra herhangi bir işte çalışmadı, davacı bana eşinin kendisinin haberi ve izni olmaksızın kimlik bilgilerini kullanarak kendisi adına bir şirket açtığını, bu şirket üzerinden borca girdiğini, piyasaya kendisinin imza atmadığı bonoları sahte imza ile sürdüğünü anlattı, kendisi ile sık sık görüşürüm, herhangi bir ticari faaliyeti olmadığını biliyorum, evli olduğu süre içerisinde ev hanımı idi, daha fazla detay bilmemekle beraber davacının bana anlattığı şekilde eşinin onun imzasını kullanarak onun adına hileli işler yaptığını ve …’i borca soktuğunu biliyorum, zaten bu sebeplerden boşandılar, şuanda eski eşinin bu yolsuzluk işlerinden ötürü cezaevinde biliyorum benim bilgim görgüm bundan ibarettir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Talimatla İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesince ifadesi alınan davacı tanığı …; ” davacı … benim 6 yıllık arkadaşım olur, kendisi ile … mağazasında beraber çalışırken tanıştık, kendisi evlenince işi bıraktı, birkaç kaz evlerine ziyarete gittim, bu ziyaretler sırasında davacının eşi konuşmalarında şirket açacağını söylüyordu, …de bunu kabul etmeyeceğini söyledi, eşi bunun üzerine şirketi kendi adına açacağını söylüyordu, davacı … eşi ile 5-6 ay kadar beraber kaldı, bu süre içinde eve icra kağıtları gelmeye başlayınca … eşinin dolandırıcı olduğunu öğrendi, bunun üzerine boşanma davası açıp benim yanıma geldi, 1-1,5 ay kadar bende kaldı, kendisi hamile de olunca daha sonra annesinin evine gitti, ben …’in evliliği sürecinde her hangi bir kağıda imza attığını görmedim, kendisi ev hanımı idi, eşi ile boşandı, ancak halen eşinden kalan borçlar yüzünden icra geldiğini Zeynepten duydum, Benim bilgim bundan ibarettir ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dava; Çeklerdeki ciranta imzasının davacıya ait olmadığı iddiasıyla, icra takibinden sonra hamile karşı açılan menfi tespit davasıdır.
Somut olayda, İzmir 27. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı ve …/… esas sayılı kambiyo senetlerine mahsus icra takibine dayanak yapılan iki adet çekte davacı ciranta, davalı ise davacının cirosu ile çekleri elinde bulunduran yetkili hamildir. İmzaya itiraz mutlak defi olup, bu defiye karşı iyiniyet savunmasının dinlenilmesi mümkün değildir. Mahkememizce yaptırılan imza incelemesi neticesinde İstanbul ATK Fizik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen rapora göre, İzmir 27. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı ve …/… esas sayılı takip dosyalarında davacıya ait işyeri kaşesi üzerinde yer alan imzaların, davacının eli ürünü olmadığı tespit edildiği, yaptırılan bilirkişi incelemesi ile davacının davalıya cari hesap bakiyesinden kaynaklanan borcu bulunduğu tespit edilmiş ise de davalı şirketin cari hesap bakiyesinden kaynaklanan alacağı için İzmir 9. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlattığı, takibin kesinleştiği, davanın konusunun davacının davalıya cari hesap bakiyesinden kaynaklana borcunun bulunup bulunmadığı olmayıp, kambiyo senetlerine mahsus İzmir 27. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı ve …/… esas sayılı takiplerine dayanak çekler nedeniyle kambiyo hukukundan kaynaklanan borcunun bulunup bulunmadığı olduğu, söz konusu çeklerdeki ciranta imzasının davacıya ait olmaması karşısında davacının kambiyo senedi olan dava konusu çeklere dayanılarak davalıya karşı sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, dolayısıyla davacının eldeki davayı açmakta haklı olduğu, İzmir 27. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı icra dosyasında dava tarihinden sonra 21.915,16 TL’nin davalıya ödendiği tespit edildiğinden bu miktar için menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü anlaşılmakla davacının davasının kabulüne, davalının kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından İİK’nun 72/5 maddesi yasal koşullar oluşmadığından davacının kötüniyet tazminatı isteğinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile,
a) Davacının, İzmir 27. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı icra dosyasında takibe konulan Denizbank A.Ş. Ümraniye Subesi’ne ait, keşidecisi … İnşaat Metal Sanayi Ticaret ve Limited Şirketi olan, 10 Kasım 2014 keşide tarihli, 35.400,00 TL bedelli, …-… seri numaralı çek ile ilgili olarak;
21.915,16 TL’lik kısmı yönünden, dava açıldıktan sonra icra dosyasına ödeme yapıldığından bu miktar için menfi tespit davası istirdat davasına dönüştüğünden, 21.915,16 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Bakiye 13.484, 84 TL yönünden davacının davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
b) Davacının, İzmir 27. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı icra dosyasında takibe konulan T.C. Halk Bankası A.Ş. Bostancı Oto Sanayi Sitesi/ İstanbul Subesi’ne ait, keşidecisi … Orman Ürünleri Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi olan, 01 Aralık 2014 keşide tarihli, 37.800,00 TL bedelli çek ile ilgili olarak davacının davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Davalının icra takiplerinin yapılmasında kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 5.440,45 TL nispi harca, peşin alınan 1.360,12 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.084,33 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
4- Dava tamamen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı ve karşıladığı 29,20 TL başvuru harcı, 1.360,12 TL peşin harç, 503,10 TL davetiye ve posta gideri, 500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.412,42 TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
5-Dava tamamen kabul edildiğinden davalı tarafın yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 12.742,96 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
7-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
ilişkin, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.06/10/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır