Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/63 E. 2022/379 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/63
KARAR NO : 2022/379

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/01/2015
KARAR TARİHİ : 26/04/2022

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin tarım makineleri ve yedek parçaları imal ettiğini, davalı ile aralarında 2010 yılından bu yana ticari ilişkinin bulunduğunu, müvekkilinin davalıya ticari ilişki çerçevesinde güvenerek finansal sorunlarını çözmesi için 5 adet toplam 90.000,00-TL bedelli hatır çeklerini verdiğini, davalının ise bu çekleri tahsile koymak amacıyla arkalarına “karşılıksız” şerhini vurdurarak icra takibi başlattığını, müvekkili hakkında İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyasında “iflasın ertelenmesine” karar verildiğini, davaya konu çeklerin hangi borç ilişkisinden kaynaklandığının davalı tarafça ispatlanması gerektiğini, her iki şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesini istediklerini belirterek, müvekkilinin bu çekler nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; taraflar arasında ticari bir ilişkinin bulunduğunu ancak iddia edildiği gibi dava konusu çeklerin hiçbir şekilde hatır çeki olarak verilmediğini, davacının bu çekleri borcuna karşılık müvekkiline teslim ettiğini, müvekkilinin alacağını ayrıca başka delillerle ispat etmesine gerek olmadığını, zira; davacı tarafın taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu kabul ettiği gibi kambiyo senedinin varlığını da kabul ettiğini, söz konusu icra takiplerinin 2012 yılında açıldığını, 3 yıl geçtikten sonra açılan davanın kötü niyetli olduğunu ve zaman aşımına uğradığını, davacının müvekkiline verdiği çekin borç sebebiyle verildiğini, bunun aksinin, borcun ödendiğinin veya çeklerin bedelsiz olduğunun ancak yazılı delil ile ispatının gerektiğini belirterek, davanın reddine, müvekkili yararına % 40’tan az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE ;
Dava; dava konusu çeklerin hatır çeki olduğu ileri sürülerek, bu çekler nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Kemalpaşa İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı dosyası incelendiğinde; davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu hakkında 49.000,00-TL’si asıl alacak olmak üzere faiz ve fer’ileriyle birlikte toplam 51.803,34-TL’nin tahsilinin istendiği, takibin dayanağının 28/05/2012 tarihli 50.000,00-TL bedelli bir adet çek olduğu, takibin kambiyo takibi olduğu görülmüştür.
İzmir 27.İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı dosyası incelendiğinde; davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu hakkında 37.228,56-TL’si asıl alacak olmak üzere faiz ve fer’ileriyle birlikte toplam 39.364,15-TL’nin tahsilinin istendiği, takibin dayanağının 19/05/2012 tarihli 10.000,00-TL bedelli, 05/06/2012 tarihli 10.000,00-TL bedelli, 19/06/2012 tarihli 20.000,00-TL bedelli toplam üç adet çek olduğu, takibin kambiyo takibi olduğu görülmüştür.
Yapılan ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlığın; “davaya konu Kemalpaşa İcra Müdürlüğü’nün …/… ve İzmir 27.İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı dosyalarına konu toplam 90.000,00-TL bedelli çeklerden dolayı davacının borcunun bulunup bulunmadığı, bu çeklerin hatır çeki olup olmadıkları” konularında olduğu belirlenmiştir.
Davalıya defter ve belgelerini sunması konusunda usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiş, davalı kendisine verilen kesin süre içerisinde defter ve belgelerini incelemeye sunmamıştır.
Mahkememizce davacıya ait ticari defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali müşavir bilirkişi … hazırlayıp sunduğu 01/02/2016 tarihli raporunda özetle; davacı defterlerinin yasal kapanış tasdiklerinin bulunmadığını, davacının 31/12/2012 tarihi itibariyle kendi defter ve kayıtlarına göre davalıdan 7.298,68-TL alacaklı olduğunun görüldüğünü, dava konusu çeklerin davacı defterlerinde kayıtlı olmadığını, taraflar arasındaki borç ve alacak durumunun uyuşmazlık dönemine ilişkin davalı defterlerinde de inceleme yapılması ile belirlenebileceğini bildirmiştir.
Aynı bilirkişi 07/07/2016 tarihli ek raporunda özetle; davacının 2012 yılı defterlerinin kapanış tasdiklerinin bulunduğunu, ancak 2011 yılı defterlerinin kapanış tasdiklerinin olmadığını bildirmiştir.
Yargılama sırasında davalı şirketin İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/09/2017 tarihli, …/… Esas ve …/… Karar sayılı kararı ile birlikte “iflasına” karar verilmiştir.
Mahkememizce İİK’nın 194. maddesi gereğince ikinci alacaklılar toplantısının yapılması beklenmiştir. İkinci alacaklılar toplantısı ise 28/03/2022 tarihinde gerçekleştirilmiştir.
28/03/2022 tarihli ikinci alacaklılar toplantı tutanak örneği incelendiğinde; toplantı yeter sayısının toplanamadığı, iflas idaresi üyeleri tarafından faaliyet raporunun dosyaya sunulduğu, hazır olan alacaklılara okunduğu, gündemde görüşülecek başka husus kalmadığından toplantıya son verildiği görülmüştür.
Ayrıca ispat yükü davacıda olup, dava konusu çeklerin davalının ticari defterlerinde kayıtlı bulunmaması davacının davalıya borçlu olmadığını göstermez.
Toplanan ve sunulan deliller ile birlikte tüm dosya içeriğine göre; davacı tarafın davaya konu çeklerin “hatır çeki olduğunu” ileri sürerek müvekkilinin bu çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istediği; ispat yükünün davacı tarafta olduğu, dava konusu çeklerin miktarı itibariyle davacının davasını kesin delillerle ispatlamak zorunda olduğu; davacıya ait defterlerde davaya konu çeklerin kayıtlı olmadığı; davalı taraf verilen kesin süre içerisinde defterlerini incelemeye sunmamış ise de soyut bir borç ilişkisi doğuran kambiyo senedi niteliğindeki çeklerin davalı tarafın ticari defterlerine kaydedilmesinin zorunlu olmadığı, kaldı ki davacının da münhasıran davalı tarafın defterlerine delil olarak dayanmamış olduğu, davacının kesin delille ispatlamak zorunda olduğu hatır çeki iddiasını ticari defter ve kayıtlarla ispatlayamadığı, davaya ve takibe konu çeklerin hatır çeki olduğu konusunda herhangi bir yazılı belge sunmadığı gibi dilekçelerinde açık bir şekilde yemin deliline de dayanmadığı, üzerine düşen ispat yükümlülüğünü yerine getiremediği anlaşıldığından, ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Takibin durdurulması yönünde verilmiş bir ihtiyati tedbir kararı bulunmadığından, davalı vekilinin koşulları oluşmayan tazminat isteği reddedilmiştir.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı vekilinin tazminat isteğinin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın peşin olarak alınan 1.536,98 TL harçtan düşülmesi ile kalan 1.456,28‬ TL harcın karar kesinleştiğinde isteği halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 12.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayarak artan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı müflis şirket iflas idaresi üyesi ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, gekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 26/04/2022

Katip …
E-imza

Hakim…
E-imza