Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/457 E. 2022/1050 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/457 Esas
KARAR NO : 2022/1050
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/04/2015
KARAR TARİHİ : 13/12/2022
G. KARAR YAZIM TARİHİ : 23/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı … taraf vekili Av. … duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; davalılardan …’ın sevk ve idaresinde olduğu, … plakalı araç ile 28/04/2014 tarihinde akşamüzeri Alsancak … sokakta kaldırımda yürüyen müvekkiline arkadan çarptığını, müvekkilinin bu kaza nedeniyle yaralanmasına sebep olduğunu, yaşanan somut olay nedeni ile müvekkilinin baş bölgesi ile sağ ve sol bacakları ve kollarından yaralandığını, maddi tazminat talebinin buna göre müvekkilinin somut olayda yaşanan sebeplerden ötürü İzmir 38 Asliye Ceza Mahkemesinin
… esas numaralı dosyasından yargılamasının devam etmekte olduğnu, anılan dosyada mübrez bilirkişi raporunda davalılardan … kazada tam ve asli kusurlu olduğunu, müvekkilinin ise yaşanan kazada kusursuz olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin yaşamış olduğu bu kaza sonrasında bir dönem çalışamadığını, bu zamana kadar da müvekkilinin yaşadığı kaza sebebiyle bir çok defa hastaneye gitmek zorunda kaldığını, yol masrafı, ilaç ve tedavi giderlerini de zorlukla karşılayabildiğini, müvekkilinin kusuru olmaksızın meydana gelmiş kaza sebebiyle oluştuğu, maddi zararlarının var olduğunu, bunun da davalılar tarafından tazmin edilmesinin gerektiğini, manevi tazminat talebinin olduğunu, müvekkilinin manevi zararları değerlendirilirken Borçlar Kanununda gelen yeni yeniliklerin de göz önüne alınmasını, adli yardım ve ihtiyati tedbir taleplerinin bulunduğunu yaşanan olayda müvekkilinin, hiçbir şekilde kusuru veya katkısı olmadan tüm bu durumlara maruz kalmış olduğunu, tüm bu hususlar çerçevesinde müvekkilinin,, mağdur olmasından dolayı açılmakta olan bu davayı da karışlayacak hiçbir maddi imkanı olmadığını, kaza sebebi ile de bir müddet çalışamaması sebeplerinden dolayı da iş bu davanın adli yardım ile açılması talebinde bulunulma zorunluluğu yaşandığını, müvekkilinin ayrıca ileride maddi kayba uğramaması adına ve davalı tarafların da mal kaçırmasını önlemek için ayrıca … plakalı araca ilişkin ihtiyati tedbir talebi kararı aldırması talebinde bulunma zorunluluğunun da ayrıca söz konusu olduğunu, açıklanan nedenlerle; fazlaya dair hakları saklı kalarak; öncelikle iş bu davaya ilişkin … plakalı araca ihtiyati tedbir konulmasına ve davaya ilişkin adli yardım talebinin kabulüne, oluşan maddi zarara ilişkin şimdilik 50,00-TL hastane ve ilaç masrafı, 50,00-TL hastane yol masrafı, 100,00-TL iş gücü kaybı nedeniyle maddi zararı olmak üzere şimdilik toplam 200,00-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren reeskont avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi zarara ilişkin olarak da; 15.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan olay tarihinden işleyecek reeskont avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı aracın, müvekkili şirkete13.3.2014/2015 tarihleri arasında … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı sorumluluklarının bedeni zararlarda azami 268.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, manevi tazminat taleplerinin poliçe teminatı dışında kaldığını, tazminatın ödenebilmesi için davacının tedavi gideri olarak yapmış oldukları harcamaların uygun olup olmadığı, maluliyet oranı, çalışabilecek durumda olup olmadığı, bir maluliyet söz konusu ise bu zararlarının uzman bilirkişilerce ayrı ayrı hesap ettirilmesi gerektiğini, kusur tespiti için dosyanın Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesini, davacının maluliyet oranının belirlenebilmesi amacıyla Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesini sevk edilmesini, kalıcı maluliyet tazminatı ve maluliyet oranı belirlenirken; bilinen ücret, belirlenebilir bir ücret yoksa Asgari Ücretin baz alınmasını, yapılacak tazminat hesabının “Aktüer” sıfatına sahip bir billekişi kanalı ile yaptırılması gerektiğini, 6111 saylı Kanun’un 59 ve Geçici 1’nci maddesi ile getirilen yeni hükümler çerçevesinde trafik kazalarına bağlı olarak müvekkili şirket aleyhine açılmış olan tedavi masrafları tazminatı ile ilgili müvekkili şirketin yükümlülüğü sona ermekte olup, müvekkili şirketin taraf sıfatının da sona erdiğini, bu nedenle de “tedavi giderleri”ne ilişkin davanın müvekkili şirket adına reddine karar verilmesini, davacının, AVANS faiz isteminin yasaya aykırı olduğunu, davacının “Tedavi gideri” talebinin reddine, tüm delillerin toplanması ve “Adli TIp Kurumu, Trafik İhtisas Dairesi” tarafından kusur tespitinin yapılmasından sonra Müvekkili Şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda; maluliyet oranının tespiti için davacının “Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi”ne sevk edilmesine, yine Aktüer sıfatına sahip bir bilirkişi kanalı ile “sakatlıktarı kaynaklanan sürekli iş göremezlik” tazminatının hesaplanmasına, müvekkili şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda; sorumluğunun yukarıda açıklanan çerçevede ve bakiye limit ile sınırlı olacağına, davanın kabulü halinde dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine, müvekkili şirket dava açılmasına sebebiyet yermediği için yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı … cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın husumet yokluğundan dolayı reddedilmesi gerektiğini, … plakalı aracı kısa süreli olarak kiraladığını, bu aracın maliki olmadığını, bu sebeple söz konusu husumetin tarafına yönetilmesinin hukuka aykırı olduğunu, dava konusu olay davacı tarafından dilekçesinde belirttiği gibi gerçekleşmediğini, ben olay günü … plakalı kiralık araçla arkadaşını iş yerinden aldığını, eve doğru gittiğini, alsancak mahallesinden geçerken olayın gerçekleştiği … sokakta norma hızda seyir ettiğini, tek şeritli yolda ilerlerken sağ tarafındaki kaldırımdan telefonuna baktığını yolu kontrol etmeden aniden yola inen davacı tarafa ani fren yapmasına rağmen çarpmak zorunda kaldığını, davacı taraf çarpmanın etkisiyle dengesini kaybedip yere düştüğünü, o anda kazanın şokuyla aracından inemediğini, camdan davacı tarafa bakıp durumunu anlamaya çalıştığını, davacı taraf şiddetle ayağa kalkarak yanındaki arkadaşıyla beraber aracın aynasına tekme attığını, aracın aynasını kırdığını, bununla beraber aracın arkasından davacı tarafından arkadaşları olduklarını düşündüğünü, tahmini 10-15 kişilik grup bağırarak koşmaya başladığını, bu kişilerin kendisine zarar vereceklerini anladığından canını kurtarmak için kaza mahallinden ayırmak zorunda kaldığını, davacı tarafın iddia ettiği gibi kaza mahallinden kaçma durumunun söz konusu olmadığını, kendisinin bu kazanın gerçekleşmesinde kusurunun bulunmadığını, belirttiği gibi davacı taraf yolu kontrol etmeden aniden yola indiğini, davacı tarafın iddia ettiği gibi kendisinin kaldırıma çıkmasının söz konusu olmadığını, bu sebeple kendisinin maddi manevi tazminat sorumluluğunun bulunmadığını, dava dilekçesinde de belirtildiği üzere … plakalı aracın diğer davalı … Sigorta A.ş tarafından sigortalandığını, taleplerin poliçe limiti dahilinde olması sebebiyle sigorta şirketine yöneltilmesi gerektiğini, aynı zamanda davacının davasının zamanaşımı yönünden de incelenmesi gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, tarafına açılmış davanın usulden reddine, sayın mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
CEVABA CEVAP: Davacı … vekili Av. … duruşmada tekrar ettiği cevaba cevap dilekçesi ile özetle; esas numarası yazılı dosyada davalı sürücü …’ın cevap dilekçesi 14.01.2019 tarihinde tarafına tebliğ edildiğini, şöyle ki; davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile 28.04.2014 tarihinde akşam üzeri Alsancak … sokakta kaldırımda yürüyen müvekkiline arkadan çarparak müvekkilinin yaralanmasına sebebiyet verdiğini, davalı sürücü … İzmir 38. Asliye Ceza Mahkemesinde … e. … k. sayılı dosyada sanık olarak yargılandığını, taksirle yaralama suçundan kendisine ceza verildiğini, ceza mahkemesi kararı 25.05.2015 tarihinde kesinleştiğini, ceza mahkemesindeki yargılama esnasında alınan kusura ilişkin raporda sanık sürücünün kullandığı araç ile seyir halinde iken aracının hızını yola uydurmadığı, dikkatini yola vermediği, önünden ve yolun en sağından yürümekte olan katılan yayaya arkadan çarptığını, trafik kazasına neden olduğunu, asli ve tam kusurlu olduğunu, katılan yaya müvekkilinin ise yolun en sağından yürümesi, aracın kendisine arkadan çarpması nedenleri ile kazanın oluşumunda kusursuz olduğu tespit edildiğini, bilindiği üzere hukuk mahkemesi hakiminin, ceza dosyasında kesinleşmiş maddi vakıalarla da bağlı olduğunu, bu cihetle davalı sürücünün kazanın oluşumunda kusursuz olduğuna ilişkin iddiası mesnetsiz olup gerçeklere aykırı olduğunu, davalı sürücü cevap dilekçesinde kendisi bakımından husumet yokluğu olduğundan bahsettiğini, ne var ki 2918 sayılı KTK ve 6098 sayılı TBK kapsamında davalı sürücünün haksız fiil sonucu meydana getirdiği zarardan sorumlu olduğunu, bu cihetle husumet itirazının reddi gerektiği izahtan vareste olduğunu, davalı sürücü cevap dilekçesinde kaza sonrası arabadan inmediğini ifade ettiğini, ayrıca İzmir 38. Asliye Ceza Mahkemesinin … e. sayılı dosyasındaki tanık beyanlarından da davalı sürücünün kaza sonrası yaralı müvekkilini olay yerinde bırakıp kaza yerinden ayrıldığının anlaşılmakta olduğunu, bu hususların manevi tazminat miktarı belirlenirken göz önünde bulundurulmasını saygıyla talep ettiklerini, davalı sürücü zamanaşımı sebebi ile davanın reddini talep ettiğini, dava konusu kaza 28.04.2014’te meydana gelmiş iş bu dava ise 09.04.2015 tarihinde açıldığını, zamanaşımının dolmadığını davalının haksız itiraz ve yersiz taleplerinin karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Hasar dosyası: Davacının dava tarihinde önce davalı sigortaya 25/06/2015 tarihinde webihbar internet adresi üzerinden başvuruda bulunduğu, … numaralı zms sigorta poliçesinden … nolu hasar dosyası açıldığı, herhangi bir tazminat ödemesi yapılmadığı tespit edilmiştir.
SGK: Dava konusu kaza olayının iş kazası mahiyetinde olduğuna, kendisi hakkında iş kazası sigortasından Kurumlarınca işlem yapıldığına, geçici ve sürekli işgöremezlik ödeneği ödendiğine dair herhangi bir kayda rastlanılmadığı bildirilmiştir.
Trafik Tescil Kayıtları: Kazaya karışan … plaka sayılı aracın kaza tarihinde dava dışı sigortalı …’a ait olduğu tespit edilmiştir.
Sigorta Poliçesi: Davalı sigorta şirketi ile kazaya karışan … plaka sayılı araç maliki olan dava dışı sigortalı … arasında,13/03/2014 -13/03/2015 tarihlerini kapsayan ZMMS (Trafik) sigorta poliçesi bulunmaktadır. Poliçe limiti, kişi başına sağlık gideri teminatı 53.600,00 TL, ölüm/sakatlık teminatı 268.000,00 TL’ dir.
Sosyal ve ekonomik durum araştırması: Tarafların sosoyal ve ekonomik durumlarının tespitine ilişkin kolluk araştırma raporları dosya arasına alınmıştır.
Kusur Raporu: Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın … sayılı 12/04/2019 tarihli kusur raporunda; Sürücü …, yönetimindeki “…” plaka sayılı otomobil ile gece vakti, … Sokağı takiben seyirle No:… sayılı yer önüne geldiğinde; (ifadesinden anlaşılmakla) ön ilerisinde, yolun kenarından, kendisiyle aynı yönde yürümekte olduğunu gördüğü yaya …’a yaklaşırken, dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmeden seyretmesi sonucu, bu yayaya aracının sağ ayna kısmıyla çarpması neticesi meydana gelen olaydaki;dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı davranışıyla %100 kusurlu olduğu, yaya …’ın ise kendi yaralanmasıyla sonuçlanan olayda, “Google Maps” üzerinden yapılan incelemede, yolun mevcut durumu göz önüne alındığında,kazanın oluşu üzerine etken hatalı herhangi tutum ve davranışı bulunmadığından, sonuçta atfı kabil kusuru bulunmadığı mütalaa edilmiştir.
Maluliyet Raporu: Ege Üniversitlğsi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin 29.04.2019 tarihli Adli Sağlık Kurulu Raporu’na göre “Maluliyet Tespiii İşlemleri Yönetmeliği”’ne göre davacıda davaya konu trafik kazası sonrası psikiyatrik şikayetleri dışında kalıcı bir arızaya yol açabilecek yaralanma meydana gelmediği anlaşılmış olup mevcut bulgular dahilinde şahısta ilgili yönetmelikte karşılığı bulunan kalıcı bir arıza gelişmediği, dolayısıyla Meslekte Kazanma Gücündeki Azalma Oranının mevcut bulgularla 40 (sıfır) olduğu, mevcut bulgularla tıbbi iyileşme süresinin 3 (üç) hafta olarak kabulünün uygun olacağı, şahıs mevcut kazaya bağlı ruhsal şikayetler tariflemiş olup, EÜTF Ruh Sağlığı ve Hastalıkları raporunda; şahsın trafik kazası sonrası psikiyatrik rahatsızlıkları nedeniyle 6 aylık düzenli takip ve tedavi sonrası değerlendirilmesinin uygun olduğunun belirtildiği, istenmesi halinde şahsın tam teşekküllü bir hastanenin Ruh Sağlığı ve Hastalıkları kliniğinde 6 (altı) ay boyunca düzenli psikiyatrik takip ve tedavi alması sonrasında 3 Psikiyatri Uzmanından oluşan bir heyet tarafından düzenlenecek “şahsın olaya bağlı psikiyatrik hastalığı olup olmadığını, varsa psikiyatrik hastalığın kalıcı olup olmadığını (tedavi ile çalışma olanağı veren, çalışma olanağı vermeyen şeklinde) belirtir bir rapor” aldırılarak raporun Anabilim Dallarına gönderilmesi halinde varsa olaya bağlı psikiyatrik arızası da dikkate alınarak tekrar hesaplama yapılabileceği mütalaa edilmiştir.
Ruh Sağlığı Raporu: Davacının 6 ay süreyle Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları polikliniğinde psikiyatrik takip ve tedavisi yapılmış olup, tedavi ve takip sonucu düzenlenen 05.11.2021 tarihli 3 kişilik psikiyatri uzmanı raporuna göre; kişide 28.04.2014 tarihli araç dışı trafik kazası olayına bağlı olarak kişide kalıcı bir ruhsal bozukluk olmadığı, ruhsal durum muayenesinde ve poliklinik takiplerinde “Çoklu Madde Kullanım Bozukluğu”na bağlı bulguların saptandığı kararına varıldığı tespit edilmiştir.
Hesap Raporu: Doktor bilirkişi … 24.02.2022 tarihli hesap raporunda; “davacının toplamda 120,00 TL tedavi ile ilişkili tedavi ve ulaşım gideri harcamasının olduğu saptanan bu tedavi giderlerinin Sosyal Güvenlik Kurumu sorumluluğunda olmayan giderler olduğu, davacının diğer tedavi giderlerinin tamamının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmıştır.” mütalaa edilmiştir.
Bedel Artırım Dilekçesi: Davacı vekili 08/06/2022 tarihli bedel artırım dilekçesi ile; mevcut davanın HMK 107. Maddeye göre açılmış belirsiz alacak davası olup, mevcut hesaplamalardan farklı olarak ayrıca sayın mahkemece hesaplama yaptırılacak olması ihtimaline karşın alacaklarının tam ve kesin olduğu anlaşılıncaya kadar dava talep miktarını artırmaya ilişkin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; maddi tazminat talepleri bakımından 100,00 TL işgücü kaybı tazminatı, 50,00 TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi ve ilaç masrafları ile 50,00 TL tedavi ve yol masrafı olmak üzere 200,00 TL üzerinden açmış oldukları dava bedelinin maddi tazminat kısmında yer alan 50,00 TL olarak talep ettikleri yol masrafı talebimizin 20,00 TL artırılarak inceleme neticesinde hesaplanan 70,00 TL’ye artırılması, tedavi ve ilaç masraflarına ilişkin talepleri aynı orantıda hesaplama yapıldığından mevcut bedelin de korunması ve her iki alacak kalemi açısından taleplerinin toplam 20,00 TL artırılarak inceleme neticesinde hesaplanan toplam 120,00 TL’ye artırılmasına, taleplerinin haksız fiilin vuku tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tarafılarına ödenmesine karar verilmesini talep etmiş, tamamlama harcını aynı tarihte yatırmıştır.
Dava; trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik tazminatı ile tedavi gideri ve tedavi amaçlı yol giderinin karşı araç ZMMS sigortacısı, işleteni ve sürücüsünden, manevi tazminatın karşı araç işleteni ve sürücüsünden tahsiline ilişkin maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davalı … zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. 2918 sayılı KTK’nın 109/I. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmüne, yine aynı kanunun 109/II. maddesinde ise, “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir. Tüm bu düzenlemeler dikkate alındığında, kazanın 28.04.2014 tarihinde gerçekleştiği, dava konusu eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’da öngörülen zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğu, davanın 09.04.2015 tarihinde açıldığı, dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla davalının zamanaşımı savunması reddedilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/14573 esas, 2017/6035 karar sayılı, 29/05/2017 tarihli ilamı, 2017/1541 Esas,2017/9897 Karar sayılı, 31.10.2017 tarihli ilamı, İzmir BAM 11. HD’nin 2018/593 esas, 2018/414 karar sayılı, 02/04/2018 tarihli ilamında belirtildiği üzere “Davalı sigorta şirketinin sorumluluğu, poliçenin düzenlendiği tarihte geçerli bulunan poliçe özel ve genel şartları ile yasal hükümlere göre belirlenecektir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre de sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartları içerir. Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yeni Genel Şartların C.10. maddesi ile de 12.08.2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni Genel Şartların C.11 maddesine göre, genel şartlar yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bu durumda, artık yeni genel şartların, 01.06.2015 tarihinden önce akdedilmiş sözleşmelere uygulanması mümkün olmayıp, dava konusu trafik sigorta poliçesinin tanzim tarihi 13.03.2014 tarihi olduğundan davacının sürekli iş göremezlik taleplerinin değerlendirilmesinde eski genel şartların uygulanması gerektiği bu nedenle, maluliyetin tespitinde 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS poliçesi genel şartları ile getirilen Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerinin esas alınmasının mümkün olmadığı, kaza tarihi olan 27.04.2014 tarihinde yürürlükte olan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre davacının maluliyet oranının belirlenmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 27.04.2014 günü saat:23.30 sıralarında davalı sürücü … yönetimindeki, davalı … tarafından kiralık araç olarak işletilen … plaka sayılı otomobil ile … Sokağı takiben seyirle No:22 sayılı yer önüne geldiğinde, ön ilerisinde, yolun kenarından, kendisiyle aynı yönde yürümekte olan yaya davacı …’a aracının sağ ayna kısmıyla çarpması sonucu dava konusu trafik kazasının meydana geldiği, davacının bu yaralanması neticesinde Ege Üniversitesi ABD raporuna göre sürekli iş göremezliği oluşmayacak ve kaza nedeniyle kalıcı ruhsal hastalığı meydana gelmeyecek şekilde yaralandığı, kazanın oluş şekline uygun olan Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin kusur raporunda belirtilen gerekçelerle davalı sürücü …’ın %100 oranında tam kusurlu olduğu, davacının sürekli iş göremezliği oluşmadığından sürekli iş göremezlik tazminatı isteğinin reddi gerektiği, doktor bilirkişi tarafından hazırlanan 24.02.2022 tarihli hesap raporuna göre davacının SGK’nun sorumluluğunda olmayan 50,00 TL tedavi gideri ile 70,00 TL tedavi amaçlı yol gideri zararının bulunduğu, davalı …’ın haksız fiil hükümleri uyarınca, davalı …’ün araç kira sözleşmesinin kısa süreli olması nedeniyle araç işleteni sıfatı devam ettiğinden sigorta şirketi ile birlikte KTK.nın 85 ve 91. Maddeleri uyarınca meydana gelen tedravi gideri ve tedavi amaçlı yol giderinden davalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu oldukları, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği ve zarar miktarının poliçe sağlık gideri limiti dahilinde kaldığı anlaşılmakla sürekli iş göremezlik tazminatı isteğinin reddine, 120,00 TL tedavi gideri ve tedavi amaçlı yol giderinin, haksız eylem faili olan davalı … ve araç işleteni olan davalı …, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayıldığından, bu davalılar için haksız fiilin işlendiği 27.04.2014 tarihi temerrüt tarihi kabul edilerek bu tarihten itibaren, davalı sigorta şirketine dava açılmadan önce başvuru yapılmadığından davalı sigorta şirketi yönünden ise dava tarihi temerrüt tarihi kabul edilerek bu tarihten itibaren işleyecek talep gibi yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
TBK. nun 56/2 maddesindeki “Hakim bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi halinde, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın tazminat olarak ödenmesine karar verilebilir. ” şeklindeki yasal düzenleme gereğince davacının manevi tazminat talep etme hakkı mevcuttur. Manevi tazminat, 22.06.1966 tarih ve 7/7.sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı’nda da etraflıca açıklandığı üzere, ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Zarara uğrayanın manevi ızdırabını bir nebze dindiren, ruhsal tahribatını onaran bir araçtır.Takdir edilecek manevi tazminat miktarı bir yandan manevi acıları gidermeli, kamuoyu ve sosyal vicdanda kabul görmeli, diğer yandan ise zarar gören açısından zenginleşme aracı olmamalıdır. Kusur oranı, her ne kadar matematiksel anlamda bir indirim yapılmasını gerektirmezse de manevi tazminatın miktarını tayinde önem arz eder. Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, davacının basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ve sürekli maluliyeti oluşmayacak şekilde yaralanması ile sonuçlanan kazanın meydana geliş şekli, davaya konu trafik kazasında davalı sürücü …’ın tam kusurlu olması, olay tarihindeki paranın alım gücü, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, davacının, yaralanması nedeniyle çektiği elem ve ızdırap nazara alınarak, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabul, kısmen reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile,
120,00 TL tedavi gideri ve tedavi amaçlı yol giderinin, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 09/04/2015 tarihinden, diğer davalılar yönünden olay tarihi olan 27/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ili birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine
Davacının sürekli iş göremezlik tazminatı isteğinin REDDİNE,
2-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 27/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin isteğin REDDİNE,
2- Kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcı ile 27,70 TL başvuru harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
3-Kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden alınması gereken 341,55 TL karar ve ilam harcının davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
4- Dava kısmen kabul edildiğinden davacı taraf adli yardımdan yararlandığından suçüstü ödeneğinden karşılanan 940,76 TL davetiye ve posta gideri, 314,50 TL ATK kusur raporu ücreti, (380,00 TL + 128,60 TL)= 508,60 TL maluliyet raporu ücreti olmak üzere 2.168,86 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı nazara alınarak 728,73 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak (dava sigorta şirketi bu miktarın 15,18 TL’lik kısmı ile sınırlı sorumlu olması kaydıyla) HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA, davanın ret oranı nazara alınarak 1.440,13 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA,
5-Maddi tazminat davası kısmen kabul edildiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 120,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine.
6-Maddi tazminat davası kısmen ret edildiğinden ret edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile Tarifenin 13/3. fıkrasındaki “ Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.” hükmüne göre takdir ve hesaplanmış olan; 100,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine.
7-Manevi tazminat davası kısmen kabul edildiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile Tarifenin 10/4. Fıkrasındaki “Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.” hükmüne göre takdir ve hesaplanmış olan; 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine.
8-HMK.nun 333.maddesi uyarınca suç üstü ödeneğinden yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde Hazine’ye iadesine,
ilişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, kabul edilen kısımlar yönünden miktar itibariyle kesin olmak üzere, reddedilen kısımlar yönünden gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/12/2022

Katip
e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır