Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1514 E. 2022/1016 K. 02.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1514
KARAR NO : 2022/1016
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle)
DAVA TARİHİ : 24/12/2015
KARAR TARİHİ : 02/12/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 02/01/2023
Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Davacılar vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili … adına kayıtlı … plakalı aracın müvekkilinin eşi … yönetiminde iken, 08/07/2015 tarihinde davalı sürücü … yönetimindeki … plakalı aracın hatalı sollama yapması sonucu … plakalı araç ile trafik kazası yaptığını ve müvekkili …’un ağır yaralandığını, kazada tüm kusurun hatalı sollama yaparak kazaya sebebiyet veren ve olay yerinden kaçan … plakalı araç sürücüsü ve sahibi olan davalı …’e ait olduğunu, … plakalı aracın ZMMS poliçesinin davalı … Sigorta A.Ş. tarafından, İMMS kasko poliçesinin ise davalı … A.Ş. tarafından düzenlendiğini, manevi tazminat istekleri yönünden ve maddi tazminatın ZMMS poliçe limitlerini aşma ihtimaline binaen … A.Ş.’nin de davalı olarak gösterildiğini; kazayla ilgili soruşturmanın Selçuk Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … sayılı dosyasında yürütüldüğünü, müvekkili Aykut’un bu kazada ağır yaralandığını, 7 gün yoğun bakımda ve 1.5 ay süreyle de hastanede kaldığını, kaza sebebiyle kalıcı bedensel hasarının oluştuğunu; müvekkili …’un 2010 yılından beri … Kuşadası Şubesi’nin kuru gıda kozmetik ve deterjan bölüm müdürü olduğunu, aylık 1.900,00 TL ücret yanında yaklaşık 750,00 TL- 900,00 TL gibi prim aldığını, davacı eş … ile …’un kaza tarihi itibariyle 2 aylık olan kızlarının bulunduğunu, kaza sebebiyle müvekkili …’un ağır yaralanması ve yoğun bakımda yatması sebebiyle müvekkili …’un yaşadığı üzüntüden dolayı sütünün kesildiğini, kazaya sebebiyet veren davalı …’ün müvekkilinin mağduriyetini gidermek bir yana ziyarete gelmediğini ve özür dahi dilemediğini, müvekkili … adına kayıtlı … plakalı aracın bedelinin tahsili için İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde … Esas sayılı davayı açtıklarını belirterek, davacı müvekkili … için öncelikle TBK’nın 76. maddesi kapsamında 40.000,00 TL ön ödemenin ileride hak edeceği maddi tazminattan mahsup edilmek üzere davalılar … Sigorta A.Ş. ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000,00 TL maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş. için poliçe limitleri dahilinde dava tarihinden, davalı … için kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … Sigorta A.Ş. ve davalı …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine; 100.000,00 TL manevi tazminatın poliçe limitleri dahilinde davalı … A.Ş. ve davalı …’ten dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine; müvekkili … için 50.000,00 TL manevi tazminatın poliçe limitleri dahilinde davalı … A.Ş. ve davalı …’ten dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Dava 250.000,00 TL dava değeri üzerinden harç yatırılmak suretiyle açılmıştır.
CEVAP ;
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile özetle; söz konusu kazayla ilgili olarak davadan önce müvekkiline başvuru yapılmadığını, herhangi bir hasar dosyası açılmadığını, müvekkiline gönderilen dava dilekçesi ekinde de zarara ilişkin herhangi bir belgenin yer almadığını; … plakalı aracın 23/03/2015- 23/03/2016 tarihleri arasında … numaralı ZMMS poliçesinin müvekkili tarafından düzenlendiğini, bu poliçeden dolayı müvekkilinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında olmak üzere bedeni zararlarda azami 290.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, manevi tazminat isteğinin poliçe teminatı dışında kaldığını, öncelikli olarak tüm delillerin toplanması, kusur oranı için trafik ihtisas dairesinden, maluliyet oranı için ATK 3. İhtisas Dairesi’nden ve tazminat miktarı için aktüer sıfatına sahip bir bilirkişiden rapor aldırılması gerektiğini, maluliyet oranı ve tazminat belirlenirken bilinen ücretin, belirlenebilir bir ücret yoksa asgari ücretin baz alınması gerektiğini, kazazedenin emniyet kemerini kullanmaması ve kusur durumunun varlığı halinde belirlenen tazminattan indirim yapılması gerektiğini, davacı tarafın kaza tarihinden itibaren faiz istemesinin yasaya aykırı olduğunu, davadan önce müvekkiline başvuru yapılmadığını, bu nedenle müvekkilinin temerrüdünden söz edilemeyeceğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile özetle; davanın yetkili mahkemede açılmadığını, müvekkilinin yerleşim yerinin İstanbul Ümraniye olduğunu, İstanbul Anadolu Adliyesi Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, … plakalı aracın 28/03/2015-2016 tarihleri arasında Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile müvekkiline sigortalı olduğunu, dava konusu tazminat ZMMS kapsamında olduğundan müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında olup azami 100.000,00 TL maddi-bedeni ayrımsız teminat limitleri sınırlı olduğunu, olay tarihi olan 08/07/2015 tarihinde ZMMS poliçesinde sakatlanma ve ölüm azami teminat limitinin 290.000,00 TL olduğunu, dava dilekçesinde 100.000,00 TL’nin istendiğini, bu nedenle müvekkilinin poliçesindeki teminata aktarılacak davacı zararının söz konusu olmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere bu tür sigortalarda asıl amacın zarar görenin uğradığı gerçek zararın giderilmesi olduğunu, gerçek zararı ispat etmenin zarara uğradığını ileri süren tarafa ait olduğunu belirterek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkilinin yasaya uygun olarak sollama eylemini gerçekleştirdiğini ve geçişini tamamladıktan sonra kendi şeridine geçtiğini, müvekkilinin hasarlı ve yaralamalı kazaya eylemli olarak karışmadığını, kaza olduğundan da daha sonra haberdar olduğunu, olay yerinden kaçtığı yönündeki iddianın gerçeğe aykırı olduğunu, yaptırılacak bilirkişi incelemesiyle müvekkilinin kusurunun olmadığnın ortaya çıkacağını, kusur durumu ve maddi tazminata hükmedilip hükmedilmeyeceği hususlarının aldırılacak raporlarla belirleneceğini, manevi tazminat isteğinin de kusur sorumluluğuna bağlı olduğunu, istenen manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, zenginleşmeye yol açacağını belirterek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar vernilmesini istemiştir.
DELİLLER ;
Kasko ve trafik poliçe örnekleri, hasar dosyası, ekonomik ve sosyal durum araştırması, trafik kayıtları, SGK yazısı, Selçuk Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası, iş göremezliğe, kusura ve zarar miktarına ilişkin raporlar.
GEREKÇE ;
Dava; trafik kazası nedeniyle uğranılan iş göremezliğe ilişkin maddi ve manevi zararın tahsili istemine ilişkindir.
Davacılar vekili maddi tazminat isteğini somutlaştırdığı 03/04/2018 tarihli dilekçesi ile; müvekkili … için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000,00-TL geçici, 98.000,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 100.000,00-TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı sigorta şirketleri poliçe limitleri ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla) tahsiline karar verilmesini istediklerini belirtmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; “a)Davacının bu kaza nedeniyle sürekli iş göremezliğinin bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise maluliyet oranının ne olduğu, iş göremezlik durumu ile kaza arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı, b)Davacının sürekli iş göremezliği bulunuyor ise tazminat miktarının ne olması gerektiği ve davalıdan tazminini isteyip isteyemeyeceği, c)Davacının içerisinde bulunduğu araç sürücüsünün ve yine kazaya karışan diğer araç sürücülerinin meydana gelen kazada kusur oranlarının ne olduğu, davacının kaza esnasında emniyet kemerinin takılı olup olmadığı, takılı değil ise kusur oranına etkisi, d)Davacının hangi tarihten itibaren ve hangi oranda faiz talebinde bulunabileceği, e) İstenen manevi tazminat miktarının fahiş olup olmadığı” konularındadır.
Davalı …’e ait … plakalı aracın 23/03/2015 başlangıç ve 23/03/2016 bitiş tarihli ZMMS poliçesi davalı … Sigorta A.Ş. tarafından düzenlenmiştir. Poliçede ölüm/sakatlık teminat limiti kişi başına 290.000,00 TL olarak belirlenmiştir.
Davalı …’e ait … plakalı aracın İMMS poliçesi ise davalı … Sigorta A.Ş. tarafından düzenlenmiştir. 23/03/2015 başlangıç ve 23/03/2016 bitiş tarihli poliçede teminat limiti maddi ve bedeni zararlar yönünden 100.000,00 TL olarak belirlenmiş, manevi tazminat isteği bu limite dahil edilmiştir.
Davacılar vekili 12/06/2018 tarihli dilekçesiyle; davalılardan … Sigorta A.Ş. ile imzalanan sulh ve ibra protokolü gereği taraflaranı 296.314,00 TL ödeme yapıldığını, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden davadan feragat ettiklerini, davanın dava dilekçesinde belirtilen koşullarda diğer davalılara karşı devam ettiğini belirtmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili 21/06/2018 tarihli dilekçesi ile; müvekkili ile davacı … sulh protokolünün imzalandığını, bu protokolde mutabık kalınan tazminat ve fer’ilerinin davacı vekilinin banka hesabına ödendiğini, protokol gereğince müvekkili yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.
31/05/2018 tarihli “Sulh Protokolü ve İbraname” başlıklı belge incelendiğinde; 250.000,00 TL tazminat asıl alacağı, 18.250,00 TL yargılama vekâlet ücreti, 25.000,00 TL işlemiş faiz, 3.064,00 TL masraf kalemleri olmak üzere toplam 296.314,00 TL’nin 12/06/2018 tarihinde davacı vekiline ödendiğinin bildirildiği görülmüştür.
18/10/2018 tarihli duruşmada; “Davalı … Sigorta yönünden açılan davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydına” karar verilmiştir.
Eldeki davaya davalı … ve davalı … Sigorta A.Ş. yönünden devam edilmiştir.
Yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırması sonucunda; davalı …’un; özel sektör yöneticisi olduğu, 1.400,00 TL gelirinin olduğu, kirada olduğu, 870,00 TL kira giderinin bulunduğu, eşi ve kızına bakmakla yükümlü olduğu, eşi ve kızının ev hanımı olduğu, Balçova’da bir dairesinin bulunduğu, 28 yaşında olduğu; davacı …’un ev hanımı olduğu, gelirinin bulunmadığı, aylık 900,00 TL kira ödediği, kızına bakmakla yükümlü olduğu, üzerine kayıtlı 2014 model peugeot marka aracın bulunduğu, lise mezunu olduğu ve 24 yaşında olduğu; davalı …’ün yüksek okul mezunu olduğu, emekli doktor olduğu, evli ve 67 yaşında olduğu, aylık 2.200,00 TL emekli maaşı aldığı, aylık 2.600,00 TL kira gelirinin bulunduğu, oturduğu evin kendisine ait olduğu, İzmir Alsancak’ta bir dairesinin Urla’da müstakil bir binasının bulunduğu, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin olmadığı belirlenmiştir.
… Sigorta A.Ş. 06/01/2017 tarihli yazısı ile; davacı tarafa herhangi bir tazminat ödemesi yapılmadığını bildirmiştir.
İzmir SGK İl Müdürlüğü’nün yazısında; davacı tarafa kısa ya da uzun dönem sigorta kollarından rücuya tabi ödeme yapılmadığı ve peşin değer hesaplanmadığı bildirilmiştir.
20/03/2018 tarihli duruşmada mahkememizce; “Davacı vekilinin ön ödeme isteğinin kısmen kabulü ile 30.000,00 TL ödemenin davalılardan alınarak, davacı … ‘a verilmesine” karar verilmiştir.
Selçuk Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … sayılı soruşturma dosyası incelendiğinde; davaya konu kazayla ilgili olarak Selçuk Asliye Ceza Mahkemesi’nde … Esas sayılı davanın açıldığı görülmüştür.
Ceza dosyasında trafik bilirkişisi … tarafından düzenlenen 09/07/2018 tarihli raporda; davaya konu kazanın oluşunda davacı …’un 2918 sayılı KTK’nın 56/1-a (şerit izleme ve değiştirme kuralına uymamak) kuralını ihlal etmesi sebebiyle 8/8 oranında asli kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü …’nun ve … plakalı araç sürücüsü davalı …’ün kusursuz oldukları bildirilmiştir.
Ceza dosyasında İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden aldırılan 22/07/2019 tarihli raporda; davaya konu kazanın oluşunda sürücü …’ün asli kusurlu olduğu, sürücü …’un alt düzeyde tali kusurlu olduğu, sürücü …’nun ve Karayolları Genel Müdürlüğü’nün kusursuz oldukları bildirilmiştir.
ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 26/04/2017 tarihli raporda; sürücü …’ün % 85 (yüzde seksen beş) oranında kusurlu kusurlu olduğu, sürücü …’un % 15 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir.
İzmir 5. Asliyle Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasına trafik uzmanı bilirkişi … tarafından sunulan 06/11/2017 tarihli raporda; … plakalı araç sürücüsünün kusursuz olduğu, sürücü …’un 2/8 oranında tali kusurlu olduğu, sürücü …’ün 6/8 oranında asli kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Davalı … vekili 21/11/2017 tarihli duruşmada; aynı olaya ilişkin olarak İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında yapılan keşif üzerine alınan kusur raporu ile bu dosyada Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen kusur raporunun çeliştiğini belirterek, çelişkinin giderilmesini istemiştir. Davacı vekili de; İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin dosyasında müvekkilinin taraf olmadığını belirtmiştir.
İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi öğretim üyelerinden oluşan heyetten alınan 10/01/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre; … plakalı otomobilin sürücüsü davalı …’ün % 85 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’un olayda % 15 oranında kusurlu olduğu, somut olayda bahsi geçenlerin dışında herhangi bir kimseye atfı kabil kusur imkanın bulunmadığı bildirilmiştir.
İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında aldırılan 06/11/2017 tarihli kusur raporu ile İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 26/04/2017 tarihli kusur raporu çeliştiğinden, mahkememizce çelişkinin giderilerek kusur oranlarının belirlenmesi için yeniden rapor aldırılmıştır.
Bu kapsamda da Karayolları Fen Heyetinde görevli bilirkişler tarafından düzenlenen 10/01/2018 tarihli heyet raporunda; davalı … plakalı araç sürücüsü …’ün % 85 oranında, davacı sürücü …’un % 15 oranında kusurlu oldukları bildirilmiştir.
İlgili hastane tarafından gönderilen 18/10/2017 tarihli sağlık kurulu raporu ekindeki tedavi evraklarında; hastada “travma sonrası sitres bozukluğu, tedavi ile tam düzelen” tanısı konulduğunun bildirildiği görülmüştür.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 10/07/2017 tarihli … sayılı raporda özetle; davacı …’un muayenesi, incelenen tıbbi evrakı ve mevcut şikayetleri ile ruh sağlığı ve hastalıkları konsültasyonu göz önüne alındığında 6 ay süreyle psikiyatrik takip ve tedavisinin sağlanmasının ardından başvurması halinde raporunun düzenlenebileceği bildirilmiştir.
Davacılar vekilinin isteği üzerine İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1. Nöroloji Servisine yazı yazılmış ve hastaneye yatışı yapılan davacı …’un 6 ay süre ile psikiyatrik yönden değerlendirilmesinin yapılması istenmiştir.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 23/02/2018 tarihli …. sayılı raporda; davacı …’un davaya konu kazaya bağlı yaralanması sebebiyle Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğinden faydalanılarak hesaplama yapıldığında meslekte kazanma gücündeki azalma oranının olay tarihindeki yaşına göre % 36,2 ve bugünkü yaşına göre % 37,2 olarak bulunduğu, tıbbi iyileşme süresinin 18 ay olarak kabul edilmesinin uygun olacağı görüşüne varıldığı bildirilmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu İkinci İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 13/03/2020 tarihli … sayılı raporda; davacı …’un 08/07/2015 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik dikkate alındığında tüm vücut engellilik oranının % 18 olduğu, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir.
Aynı kurum tarafından düzenlenen 08/04/2021 tarihli … sayılı raporda; davacının davaya konu kazaya bağlı gelişen yaralanmasının 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik dikkate alındığında tüm vücut engellilik oranının % 18 olduğu, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir. Bu raporda davacının zihinsel davranışlar, bozukluklar, geçici fonksiyon kaybına neden olan durumlar da dikkate alınmıştır.
Hesap uzmanı bilir… 24/09/2018 tarihli raporunda özetle; poliçelerin düzenlenme tarihindeki mevzuat gereği, Borçlar Kanunu ve Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine uygun olarak, Yargıtay tarafından benimsenen hesaplama yönteminin esas alındığını, bakiye yaşam süresinin tespitinde PMF tablosunun kullanıldığını, zarar hesabının iki devreli olarak işlemiş devrede iskontosuz, işleyecek devrede her yıl % 10 artırım ve iskonto esasına dayalı peşin değer tespit sistemi ile tazminatın hesaplandığını; davacı …’un kaza tarihinde … Ticaret A.Ş.’de mağaza müdür yardımcısı olarak çalıştığını, dosyaya ayrıca prime esas kazançları gösterir SGK hizmet dökümünün de gönderildiğini, … Ticaret A.Ş.’nin 26/02/2018 tarihli yazısında davacının 2018 yılı süreklilik arz eden gelirlerinin “aylık brüt 3.140,00 TL maaş, yılda dört ayda bir ödenmek üzere toplam bir maaş tutarı brüt 3.140,00 TL ikramiye, yıllık brüt 685,00 TL yakacak parası, yıllık brüt 121,80 TL bayram harçlığı, yıllık brüt 350,00 TL izin harçlığı, yıllık brüt 285,00 TL giyim parası ve her ay 235,00 TL tutarında gıda yardımı” olarak belirtildiğini, bu yazılanlar dışında geçmiş tüm dönem bordrolarında da yer alan düzenlilik gösteren sabit ödemelerin, brüt çocuk yardımı parası, yol parası, her ay sabit prim ödemesi, her 3 ayda bir ayrıca 3 aylık brüt prim ödemesi olduğunun da belirlendiğini; pasif dönem hesabında efor kaybı zararı karşılığı AGİ hariç net asgari ücretin esas alındığını, rapor tarihinde aylık net 1.450,91 TL, yıllık 17.410,92 TL olduğunu, dosya içinde bulunan nüfus belgesine göre davacının 12/10/1988 doğumlu olduğunu, kaza tarihinde 26 yıl, 8 ay, 26 gün yaşında olduğunu, bakiye ömrünün PMF-1931 bakiye ömür tablosuna göre 40 yıl 8 ay 16 gün olduğunu; 67 yıl, 5 ay, 12 gün yaşına kadar (24/03/2056 tarihi) yaşayacağının kabul edildiğini, bu sürenin muhtemel emeklilik yaşı olan 60 yaşına kadar işleyecek süresinin aktif ömür, geri kalanın pasif ömür olduğunu, davacının aktif ömür sonunun 12/10/2048 olduğunu, pasif ömrünün 13/10/2048 tarihinde başlayacağının kabul edildiğini; dava dilekçesinde “davacının kaza tarihinden itibaren yaklaşık 4,5 ay çalışamadığı ve bu süre zarfında raporlu olduğu” hususunun beyan edildiğini, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurumunun düzenlediği 23/02/2018 tarihli raporda davacının tıbbi iyileşme süresinin 18 ay olarak kabul edildiğini; davacı tarafça dosyaya sunulan SGK geçici iş göremezlik ödemelerini gösterir e-devlet aracılığı ile temin edilen belgede davacının rapor süresinin Temmuz 2015 ile Kasım 2015 olarak yazılı olduğunu, davacıya bu döneme ilişkin geçici iş göremezlik ödeneği ödendiğinin belirlendiğini, aynı şekilde davacı tarafça dosyaya sunulan maaş bordrolarında hizmet dökümünü doğrular biçimde davacının 07/08/2015-18/11/2015 tarihleri arasında aylık çalışma karşılığı maaşının eksik ödendiği, çalışılan gün sayısının hizmet dökümündeki gibi olduğu, 18/11/2015 tarihinden sonra tam ve eksiksiz olarak işyerinde çalışmaya başladığı ve maaşının buna göre ödendiği hususlarının belirlendiğini; her ne kadar 23/02/2018 tarihli raporda davacının tıbbi iyileşme süresinin 18 ay olarak kabul edilmesinin uygun olacağı görüşü belirtilmiş ise de; resmi kayıtlara göre davacının fiilen 08/07/2015-18/11/2015 tarihleri arasında raporlu olduğu ve geçici iş göremezliğe maruz kaldığı, bu tarih sonrasında tam olarak çalışmaya başlaması karşısında, adli tıp mütalaalarının maksimum tıbbi iyileşme süresine ait olması ve keza çoğu kurum raporunda “…aya kadar uzayabileceği” biçiminde görüş bildirilmesi, mevcut raporda da “kabul edilmesinin uygun olacağı” nitelendirilmesinde bulunulması da dikkate alınarak, fiilen gerçekleşmiş durum varken varsayıma dayalı bir tespite itibar edilemeyeceği görüşünün benimsendiğini, davacının geçici iş göremezlik süresinin SGK kayıtlarında ve sunulu bordrolarda belirtildiği üzere gerçekte 08/07/2015-18/11/2015 tarihleri olduğunun kabul edildiğini, dava dilekçesindeki kabul edilen sürenin de bu süre olduğunu, bu süreye ilişkin geçici iş göremezlik tazminatının ve devam eden tarihlere ilişkin sürekli iş göremezlik tazminatının hesaplandığını, sürekli iş göremezlik zarar süresinin 19/11/2015-24/03/2056 olarak belirlendiğini (12/10/2048 tarihine kadar aktif çalışma süresi, geri kalanı pasif çalışma süresi); davacının kazanın oluşumuna % 15 oranında kusurun zarardan indirildiğini, davacı tarafça dosyaya sunulan ve davacıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneklerinin kusura isabet eden kısmının (rücuya tabi kısmı, geçici iş göremezlik ödenekleri 5510 sayılı yasanın 21/4 maddesi gereğince rücuya tabidir) hesaplanan geçici iş göremezlik tazminatından indirildiğini, davalı sigorta kuruluşu tarafından davacı …’a ödenen tazminat dava devam ederken 12/06/2018 tarihinde ödendiği için Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin kararları gereğince güncellenmeden tazminattan indirildiğini, davacı tarafa davalı … Sigorta A.Ş. tarafından 12/06/2018 tarihinde toplam 296.314,00 TL ödeme yapıldığını, davacı tarafça bu ödemeye dayanak olarak taraflar arasında imzalanmış 31/05/2018 tarihli “Sulh Protokolü ve İbraname” başlıklı belgenin sunulduğunu, 250.000,00 TL maddi tazminat asıl alacağı, 18.250,00 TL vekalet ücreti, 25.000,00 TL tazminat işlemiş faizi, 3.064,00 TL masrafa ilişkin ödeme yapıldığını, davalının maddi tazminata ilişkin ödediği 250.000,00 TL’nin tazminattan mahsup edildiğini, davacı tarafın bu protokol gereği davalı … Sigorta A.Ş. hakkındaki davasından feragat ettiğini; diğer yandan mahkemenin 20/03/2018 tarihli ara kararı gereği davalı … Sigorta A.Ş.’nin ödediği maddi tazminata mahsuben 30.000,00 TL ön ödemesinin de güncellenmeden tazminattan indirildiğini; davacının geçici iş göremezlik dönemi içinde çalıştığı işyerinden bir kısım ödeme aldığını, yapılan ödemelerin taraflar arasındaki iş sözleşmesi gereğince çalışmaya bağlı asıl ücretin eki niteliğinde olan ödemeler olduğunu, davacının bu dönemde mahrum kaldığı gelirlerin aylık fiili çalışma karşılığı eksik ödenen ve ödenmeyen gelirler olduğunu, Temmuz 2015-Kasım 2015 dönemini kapsayan sürede davacının 30 günlük normal çalışma ücretinin karşılığının aylık brüt 1.550,00 TL olduğu hususunun bordrolarda yazılı olduğunu; ZMMS poliçesini düzenleyen davalı … Sigorta A.Ş.’nin toplam poliçe limitinin 290.000,00 TL olduğunu, davalının 30.000,00 TL ön ödeme tutarı, 250.000,00 TL maddi tazminat asıl alacağı tutarı olmak üzere toplam 280.000,00 TL tazminat ödemesi yaptığını, poliçe limitinden bakiye 10.000,00 TL’nin kaldığını ancak davacı tarafın davalı … Sigorta A.Ş. hakkındaki davasından feragat ettiğini, müteselsil borç ilişkisinde borçlulardan biri hakkındaki feragatin diğerlerine nasıl sirayet edeceğinin TBK 166. maddesinde “Borçlulardan biri, ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmişse, bu oranda diğer borçluları da borçtan kurtarmış olur. Borçlulardan biri, alacaklıya ifada bulunmaksızın borçtan kurtulmuşsa, diğer borçlular bundan, ancak durumun veya borcun niteliğinin elverdiği ölçüde yararlanabilirler. Alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra sözleşmesi, diğer borçluları da ibra edilen borçlunun iç ilişkideki borca katılma payı oranında borçtan kurtarır.” şeklinde düzenlendiğini, TBK’nın 168. maddesinde de “Diğerlerine rücu hakkına sahip olan borçlulardan her biri, ifa ettiği miktar oranında alacaklının haklarına halef olur. Alacaklı diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirirse, bunun sonuçlarına katlanır.” şeklinde düzenlemeye yer verildiğini, böylece müteselsil borçlulardan her birinin borcu ödediği miktarda alacaklının haklarına halef olacağı ve bu oranda diğer müteselsil borçlulara kusurları oranda rücu edebileceğinin belirtildiğini, ancak alacaklı müteselsil borçlulardan biri ile yaptığı sözleşme ile diğer borçluların durumunu ağırlaştırırsa, bir başka anlatımla diğer borçluların zararına anlaşma yaparsa alacaklının bunun sonuçlarına katlanacağının da kabul edildiğini, TBK’nın 165. maddesinde “Kanun veya sözleşme ile aksi belirlenmedikçe, borçlulardan biri kendi davranışıyla diğer borçluların durumunu ağırlaştıramaz.” dendiğini, bu nedenle takdiri mahkemeye ait olmak üzere sürekli iş göremezlik tazminatının terditli hesaplandığını; birinci seçenekte; davalılardan … Sigorta A.Ş.’nin ödediği toplam tazminat tutarı olan 280.000,00 TL’nin mahsubu ile diğer davalı işletenin sorumlu olduğu tutarın belirlendiğini; ikinci seçenekte; feragat nedeni ile toplam poliçe teminat limiti olan 290.000,00 TL’nin mahsubu ile diğer davalı işletenin sorumlu olduğu tutarın belirlendiğini; davacı …’un geçici iş göremezlik dönemi zararı karşılanmış olduğundan geçici iş göremezlik tazminat isteme hakkının bulunmadığını; davacı …’un (davalı … Sigorta A.Ş. hakkındaki feragat nedeni ile) davalı işleten …’ten isteyebileceği bakiye sürekli iş göremezlik tazminat tutarının birinci seçenekte davalı … Sigorta A.Ş.’nin tüm ödemeleri indirildikten sonra 246.913,72 TL, ikinci seçenekte feragat nedeni ile toplam poliçe limiti indirildikten sonra 236.913,72 TL olduğunu; mahkemenin ara kararı gereğince yapılan ön ödeme tutarı olan 30.000,00 TLnin kaza tarihinden, ödeme tarihine kadar işlemiş yasal faiz tutarının 7.605,00 TL, dava tarihinden ödeme tarihine kadar işlemiş yasal faiz tutarının 6.337,50 TL olarak belirlendiğini; manevi tazminatın takdiri ve İMMS limiti içinde paylaştırılması hususunda takdirin mahkemeye ait olduğunu, davalı … Sigorta A.Ş.’nin toplam maddi ve manevi zararlar İMMS limitinin 100.000,00 TL olduğunu bildirmiştir.
Hesap uzmanı bilirkişi 20/12/2018 tarihli ek raporunda da aynı görüşünü yinelemiştir.
Yargılama sırasında Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarihli, 2019/40 Esas ve 2020/40 Karar sayılı iptal kararı ile 14/04/2016 tarihli, 6704 sayılı kanunun 3. maddesiyle değiştirilen 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, 2. cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin iptaline karar verilmiş, bu karar 9 Ekim 2020 tarihli, 31269 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi sonucunda verdiği iptal kararları Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracak ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerekecektir. İptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden isteyebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, davacının uğradığı iş göremezlik zararının tespitinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak Yargıtay tarafından uzun yıllardır benimsenen progresif rant (% 10 artırım ve iskonto) yöntemi ve Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla hazırlanan “TRH 2010” adı verilen Ulusal Mortalite Tablosunun uygulanmasına geçilmiştir. SGK tarafından da ilk peşin sermaye değerlerinin hesabında bu tablonun uygulanmasına geçilmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 24/02/2021 tarihli, 2020/344 Esas ve 2021/1850 Karar sayılı kararı ile; “gerçek zarar hesabının özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olduğu, gerçeğe en yakın verilerin kullanılmasının esas olduğu, bu durumda diğer kurumlar ile ve Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağı” hususunun tespit ve kabul edilmesi karşısında mahkememizce bilirkişilerden Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin emsal kararı doğrultusunda TRH 2010 yaşam tablosu esas alınmak suretiyle davacı tarafın isteyebileceği sürekli iş göremezlik tazminatı tutarının ne olacağı konusunda ikinci ek rapor aldırılmıştır.
Hesap uzmanı bilirkişi 21/04/2022 tarihli ikinci ek raporunda özetle; davacı …’un geçici iş göremezlik tazminatı tutarının 10.767,49-TL olarak belirlendiğini, davacı …’un (davalı … Sigorta A.Ş. hakkındaki feragat nedeni ile) davalı işleten …’ten isteyebileceği bakiye sürekli iş göremezlik tazminat tutarının Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik gereği belirlenen % 18 maluliyet oranı üzerinden: birinci seçenekte davalı … Sigorta A.Ş.’nin tüm ödemeleri indirildikten sonra 395.773,80-TL; ikinci seçenekte feragat nedeni ile toplam poliçe limiti indirildikten sonra 385.773,80-TL olduğunu; Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik gereği belirlenen % 19 maluliyet oranı üzerinden: birinci seçenekte davalı … Sigorta A.Ş.’nin tüm ödemeleri indirildikten sonra 433.316,79-TL, ikinci seçenekte feragat nedeni ile toplam poliçe limiti indirildikten sonra 423.316,79-TL olduğunu bildirmiştir.
Davacılar vekili 31/05/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile; geçici iş göremezlik tazminatı isteklerini 2.000,00-TL’den 10.767,49-TL’ye, sürekli iş göremezlik tazminatı isteklerini ise 98.000,00-TL’den 433.316,79-TL’ye olmak üzere toplam maddi tazminat isteklerini 444.084,28-TL’ye yükselttiklerini belirterek, müvekkillerinden … için toplam 444.084,28-TL maddi tazminat alacağının davalı … Sigorta A.Ş.’nin (maddi&bedeni ayrımsız) poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla, davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline; ıslah konusu tutara kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Hesap uzmanının düzenlediği 21/04/2022 tarihli ek rapor hesaplama yöntemi ve gerekçesi dikkate alındığında somut olaya uygun, denetime ve hüküm kurmaya everişli bulunmuştur.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gereklidir. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nin emsal 01/07/2021 tarihli, 2020/2210 Esas ve 2021/612 Karar sayılı kararı da bu yöndedir.
Sorumluluğu doğuran olayın zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlal etmesi hali 6098 sayılı TBK’nın 54. maddesinde özel olarak düzenlenmiştir. Bu düzenleme gereğince, vücut bütünlüğünün ihlali halinde mağdurun mal varlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türleri; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplardır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde; ‘İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.’; 85/1. maddesinde; ‘Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.’;6098 sayılı TBK’nın 49/1.maddesinde; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür.” düzenlemesine; Motorlu Kara Taşıtları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın “sigorta teminatının kapsamı” başlıklı 1. maddesinde ise; “Sigortacı, işbu poliçede gösterilen aracın kullanılmasından doğan ve Karayolları Trafık Kanununa ve Umumi Hükümlere göre aracın işletenine terettüp eden hukuki sorumluluğu ve bu poliçe teminat kapsamında olmak şartıyla Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası hadlerinin üzerinde kalan kısmını, poliçede yazılı hadlere kadar temin eder. İş bu sigorta, sigorta ettirenin haksız taleplere karşı müdafaasını da temin eder.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Nitekim; davacı vekili de bu düzenlemeler kapsamında, davalı sürücü tarafından uğratılan zararın, 6098 sayılı TBK’nın 49. maddesinde düzenlenen haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler çerçevesinde araç sürücüsü tarafından ve Motorlu Kara Taşıtları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın 1. maddesi çerçevesinde ise ihtiyari mali sorumluluk poliçesini düzenleyen davalı … Sigorta A.Ş. tarafından karşılanmasını istemiştir.
Toplanan ve sunulan deliller, aldırılan bilirkişi raporları ile tüm dosya içeriği ve yasal düzenlemeler göz önüne alındığında; davalı sürücü …’ün sahibi olduğu ve 08/07/2015 kaza tarihinde yönetimindeki … plakalı araç ile seyir halinde iken hatalı sollaması sonucu davacı … yönetimindeki … plakalı araca çarptığı, kazanın oluşunda davalı sürücünün % 85 oranında asli kusurlu olduğu, davacı …’in ise tali derecede % 15 oranında kusurlu olduğu; bu kaza sonucunda davacı …’in iş göremezliğinin oluştuğu, aldırılan rapora göre ve olayda uygulanması gereken Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre davacının sürekli iş göremezlik oranının % 18 olduğu, raporda iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği bildirilmiş ise de; davacının 18/11/2015 tarihinden sonra işyerinde çalışmaya başladığı ve maaşının buna göre ödendiği, resmi kayıtlara göre 08/07/2015-18/11/2015 tarihleri arasında fiilen raporlu olduğu ve geçici iş göremezliğe maruz kaldığı, bu tarihten sonra tam olarak çalışmaya başlaması nedeniyle “davacının geçici iş göremezlik süresinin SGK kayıtlarında ve sunulu bordrolarda belirtildiği üzere gerçekte 08/07/2015-18/11/2015 tarihleri olduğu” şeklindeki bilirkişi tespitinin yerinde bir tespit olduğu ve mahkememizce de bu tespite itibar edildiği; davacının isteyebileceği geçici iş göremezlik tazminatı tutarının 10.767,49-TL olduğu, “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” esas alınmak, peşin değer hesabı olarak her yıl % 10 artırım ve iskonto yöntemi uygulanmak suretiyle yapılan hesaplamaya göre davacı …’un (… Sigorta A.Ş. hakkındaki feragat nedeni ile) davalı …’ten isteyebileceği bakiye sürekli iş göremezlik tazminat tutarının … Sigorta A.Ş.’nin tüm ödemeleri indirildikten sonra Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre 385.773,80-TL olduğu, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre 423.316,79 TL olduğu belirlenmiştir. Davacı … yönünden; davalı … Sigorta A.Ş’den poliçe teminat limitinin tamamını (290.000,00 TL olarak) alma hakkı varken, 10.000,00 TL’sini almayarak toplam 280.000,00 TL’yi almış olması karşısında daha az miktar üzerinden anlaşmış olması ve bu durumda karşı tarafın durumunu ağırlaştıramayacak olması nedeniyle mahkememizce, ibranın poliçe teminat limitinin tamamı üzerinden sayılması gerektiği kanaatine ulaşılmıştır. Bu nedenle mahkememizce hesap uzmanının ek raporundaki ikinci seçeneğin (423.316,79-TL’nin) sürekli iş göremezliğe ilişkin davacı zararı olduğu kabul edilmiştir. … plakalı aracın davalı … Sigorta A.Ş’ye ihtiyari mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olduğu, Motorlu Kara Taşıtları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın “sigorta teminatının kapsamı” başlıklı 1. maddesine göre sigortacının aracın işletenine yükletilebilecek hukuki sorumluluğu poliçe teminatı kapsamında olmak şartıyla zorunlu mali sorumluluk sigortası haddi üstünde kalan kısmını poliçede yazılı azami miktara kadar temin edeceği, Motorlu Kara Taşıt Araçları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortasının hukuki dayanağının KTK’nın 100. maddesi ile Türk Ticaret Kanunundaki genel hükümler olduğu, kapsamının ise Hazine Müsteşarlığı tarafından hazırlanan Sigorta Genel Şartlarında düzenlendiği, davalı … Sigorta A.Ş. ihtiyari mali mesuliyet sigortacısı olup, olay tarihi itibariyle bu davalının, ZMSS limitini aşan kısımdan (ve temin ettiği İMSS poliçe limiti dahilinde sınırlı olarak) sigortalısının kusuru oranında sorumlu olacağı kabul edilmiştir. Diğer yandan; davalı … Sigorta A.Ş.’nin İMMS poliçesinde hem bedeni hem de manevi zararda ortak teminat söz konusu olup, maddi ve manevi zararlar için ortak teminat limiti belirlenmiştir. Bu miktar da 100.000,00 TL’dir. Davacı tarafın hem maddi hem de manevi zararlarını davalı … Sigorta A.Ş.’den istemesi karşısında 100.000,00 TL ortak poliçe teminat limiti kabul edilen maddi ve manevi tazminat miktarları toplamına maddi tazminat ve manevi tazminatları ayrı ayrı oranlanarak bulunan kabul oranlarında 100.000,00 TL poliçe limitine isabet eden tutarlar ayrı ayrı belirlemiş ve davalı … Sigorta A.Ş’nin toplam poliçe limiti maddi ve manevi tazminat istekleri yönünden paylaştırılmıştır. Sonuç olarak da; davacı …’in davalılar hakkında açtığı maddi tazminat davasının 10.767,49 TL’si geçici iş göremezlik tazminatı ve 423.316,79 TL’si sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 434.084,28-TL üzerinden kısmen kabulüne, davalı … Sigorta A.Ş.’nin bu miktarın poliçe limiti olan 80.000,00 TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olmasına karar verilmiştir.
Her ne kadar maddi tazminat isteği yönünden kısa kararda ve eldeki bu gerekçeli kararda davacının sürekli iş göremezlik tazminatı olarak 423.316,79 TL’ye hükmedilmiş ise de; bu maddi hata gerekçeli karar yazımı aşamasında fark edilmiştir. Mahkememizin iradesi gerekçede de belirtildiği şekilde kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre yapılan değerlendirme ve hesaplamanın esas alınması yönünde olup, ek raporda yönetmelikler bazında terditli yapılan hesaplamada kaydırma yapılmak suretiyle maddi yanılgıya düşülmüştür. Kısa karar ile gerekçeli kararın çelişmemesi gerektiğinden ve söz konusu hatanın 6100 sayılı HMK’nın 304 ve izleyen maddeleri kapsamında mahkememizce düzeltilmesi olanaklı olmadığından, bu hatanın istinaf incelemesinde değerlendirilecek olması nedeniyle düzeltme yoluna gidilememiştir.
Davacıların manevi tazminat isteklerine gelince; manevi tazminat 6098 sayılı TBK’nın 56. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre; hakim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilecektir. Dolayısıyla; manevi tazminat, zarar görende manevi olarak huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir nitelik taşıdığından, bir ceza olmadığı gibi bu düzenleme ile mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinmemiştir. Yani; zarar görenin zenginleşmemesi, zarara sebebiyet verenin de fakirleşmemesi gerekecektir. Amaç; olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi olduğundan, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile birlikte olayın meydana geliş şeklinin de gözönünde bulundurulması, hakkaniyete uygun ve adaletli bir sonuca varılması önem taşıyacaktır. Olaya bu açıdan bakıldığında; dava konusu kazanın oluş şekli, etkenleri ve özellikleri, kazadaki kusur durumu, kazanın gerçekleştiği tarih, davacıların yaşı, yaşadıkları sıkıntılar, tarafların ekonomik ve sosyal durumları göz önüne alındığında davacılardan … için 80.000,00 TL manevi tazminata (davalı … Sigorta A.Ş.’nin bu miktarın 15.000,00 TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olması kaydı ile) ve davacı … için 25.000,00 TL manevi tazminata (davalı … Sigorta A.Ş.’nin bu miktarın 5.000,00 TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olması kaydı ile) hükmedilmesinin hakkaniyete uygun düşeceği kanaatine ulaşıldığından, davacıların manevi tazminat isteklerinin bu miktarlar üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacı … ‘un davalı … ve davalı … Sigorta A.Ş. hakkında açtığı maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile;
10.767,49 TL’si geçici iş göremezlik tazminatı ve 423.316,79 TL’si sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 434.084,28-TL maddi tazminatın (davalı … Sigorta A.Ş.’nin bu miktarın poliçe limiti olan 80.000,00 TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olması kaydı ile) davalı … yönünden kaza tarihi olan 08/07/2015 tarihinden itibaren, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden ise dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve davalı … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine,
2-Davacı … ‘un maddi tazminat davası yönünden fazlaya ilişkin isteğinin reddine,
3-Davacı … ‘un davalı … ve davalı … Sigorta A.Ş. hakkında açtığı manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile;
80.000,00 TL manevi tazminatın (davalı … Sigorta A.Ş.’nin bu miktarın 15.000,00 TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olması kaydı ile) dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve davalı … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine,
4-Davacı … ‘un manevi tazminat davası yönünden fazlaya ilişkin isteğinin reddine,
5-Davacı … ‘un davalı … ve davalı … Sigorta A.Ş. hakkında açtığı manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile;
25.000,00 TL manevi tazminatın (davalı … Sigorta A.Ş.’nin bu miktarın 5.000,00 TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olması kaydı ile) dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve davalı … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine,
6-Davacı … ‘un manevi tazminat davası yönünden fazlaya ilişkin isteğinin reddine,
7-Davacı …’un maddi tazminat isteği yönünden Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken ‭‭‭29.652,30 TL harçtan peşin olarak alınan 341,55 TL harcın ve 1.176,00 TL ıslah harcının düşülmesi ile kalan ‭‭28.134,75‬ TL harcın (davalı sigorta şirketinin bu miktarın ‭5.185,12 TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olması kaydı ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
6-Davacıların manevi tazminat isteği yönünden Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 7.172,55 TL harçtan peşin olarak alınan 512,33 TL harcın düşülmesi ile kalan 6.660,22 TL harcın (davalı sigorta şirketinin bu miktarın 1.268,61 TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olması kaydı ile) ‬davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
7-Davacı …’un maddi tazminat isteği için yatırmış olduğu 27,70 TL’si başvurma harcı, 341,55 TL peşin harç ve 1.176,00 TL ıslah harcı toplamı olan 1.545,25 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı …’a verilmesine,
8-Davacıların manevi tazminat isteği için yatırmış oldukları 512,33 TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacılara verilmesine,
9-Davacıların yapmış oldukları ‭1.177,33 TL’si posta-tebligat gideri, 1.250,00 TL’si bilirkişi ücreti, 1.552,90 TL’si Ege Üniversitesi Rapor ücretleri, 2.399,00 TL’si Adli Tıp Kurumu raporları ücretleri ve 2.213,23 TL’si davacının Adli Tıp Kurumu’na sevki ile yapmış olduğu yol, yemek vs. belgeli masrafları olmak üzere toplam 8.592,46 TL yargılama giderinden tefrik edilen davalı … Sigorta A.Ş. ile yapılan 31/05/2018 tarihli Sulh Protokolü ve İbraname kapsamında 3.064,00 TL masraf başlığı altında yargılama gideri karşılandığından, bu miktarın düşülmesiyle kalan 5.528,46 TL’nin davalılardan davanın kabul ve red oranına göre takdiren 5.016,64 TL’sinin (davalı sigorta şirketinin bu miktarın 930,58 TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olması kaydı ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacılara verilmesine, kalan kısmının davacılar üzerinde bırakılmasına,
10-Davacı …’un kısmen kabul edilen maddi tazminat isteği yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 63.771,80 TL vekalet ücretinin (davalı sigorta şirketinin bu miktarın 11.752,89 TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olması kaydı ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı …’a verilmesine,
11-Davacı …’un kısmen reddedilen maddi tazminat isteği yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak, davalılara eşit olarak verilmesine,
12-Davacı …’un kısmen kabul edilen manevi tazminat isteği yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 12.800,00 TL vekalet ücretinin (davalı sigorta şirketinin bu miktarın 2.400,00 TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olması kaydı ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı …’a verilmesine,
13-Davacı …’un kısmen kabul edilen manevi tazminat isteği yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin (davalı sigorta şirketinin bu miktarın 1,840,00 TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olması kaydı ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı …’a verilmesine,
14-Davacı …’un kısmen reddedilen manevi tazminat isteği yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak, davalılara eşit olarak verilmesine,
15-Davacı …’un kısmen reddedilen manevi tazminat isteği yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak, davalılara eşit olarak verilmesine,
16-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacılar vekili ile davalı … vekilinin yüzlerine karşı, davalı … Sigorta vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 02/12/2022

Başkan
¸E-imza
Üye
¸E-imza
Üye
¸E-imza
Katip
¸E-imza