Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1350 E. 2021/811 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

.
T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
.
ESAS NO : 2015/1350 ESAS
KARAR NO : 2021/811 KARAR
.
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/11/2015

BİRLEŞEN İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2016/181 ESAS, 2016/647 KARAR SAYILI DOSYASINDA
.
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/02/2016
KARAR TARİHİ : 05/10/2016
.
Mahkememizde görülen asıl ve birleşen davanın yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin … vergi numaralı olarak 9 Eylül SGK, Konak SGK ve Urla SGK’ya kayıtlı iş ve işlemler yaptığını Bu kapsamda müvekkilinin 07.OCAK.2015 tarihi itibari ile Toplam 1.084.550,54.-TL Prim Borcu ve muhteviyatı toplamı borçlarının bulunduğunu, müvekkili şirketin SGK tarafından yürütülen tahsil amaçlı iş ve işlemler sonucu ticari faaliyetlerini yürütemez hale geldiğini, bu süreçte müvekkili şirketin yönetim kurulu başkanı … ile irtibata geçen davalının, müvekkili şirket ile SGK arasındaki sorunu müvekkili şirket lehine çözeceğini, SGK’da öyle tanıdıkları olduğunu, bu kişileri devreye sokarak yaklaşık 600.000.- TL civarındaki anaparayı ödeyerek gerisini sildirebileceğini, buna yetecek gücü ve irtibatları olduğunu, zira bu indirimi ve kolaylığı sağlayacak tanıdığı yetkilileri devreye sokarak bu indirimi sağlayacağını öncelikle bazı harcamalar ve ön ödeme için 310.000.-TL gerektiğini, daha sonra da işlem tamamlandıktan ve tüm borç 600.000.-TL civarında bir bedelle kapatıldıktan sonra kendisinin 2 taksit halinde toplam 260.000.-TL aracılık hizmeti bedeli alacağını, buna karşılık kendisine 2 senet verilmesini istediğini, 26.01.2015 tarihinde 310.000.-TL paranın verildiğini, iş takip ve aracılık hizmet bedelinin karşılığı olarak da 28.02.2015 ve 28.03.2015 vade tarihli her biri 130.000.-TL Toplamda 260.000.-TL iki adet senet verdiklerini belirttiğini, ancak bundan sonraki geçen süreçte müvekkilinin SGK’ya olan borçlarında bir değişiklik olmadığını, davalı ile bu süreçte yapılan tüm şifahi görüşmelerde sürekli bahaneler ileri sürerek müvekkili şirketi oyaladığını, bunun üzerine müvekkili şirketin 19.08.2015 tarihinde SGK prim borcu ve gecikme cezalarının faiziyle birlikte ödediğini, bu tarihten sonra defalarca kere davalıdan ödemiş olduğu tutar ve senetlerini istediklerini ancak çeşitli bahanelerle oyalayarak istediklerini vermediğini, davalının dolandırıcılık suretiyle kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan ve onlar nezdindeki hatırını kullanarak ana borcu ödemek suretiyle işi halledeceğini vaadiyle aldatarak almış olduğu senetleri elinde tutmaya devam ederek tahsile yeltenmesinin söz konusu olduğunu belirterek, 28.02.2015 ve 28.03.2015 vade tarihli senetlerin ödeme günleri yaklaştığı için davalının bu senetleri her an icra işlemine konu yapması muhtemel olduğundan, gerektiğinde icrayı durdurmaları için bu senetler hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespit edilmesini ve sonrasında bu senetlerin iptaline karar verilerek taraflarına iade edilmesine karar verilmesini talep edilmiştir.
DAVA: Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ……….. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından takibe konu edilen 27/01/2015 tanzim tarihli, 27/02/2015 ödeme tarihli, 130.000,00-TL bedelli senet sebebi ile müekkilinin davalılara hiçbir borcu bulunmadığından ve senetler hükümsüz olduğundan öncelikle takibin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini, 27/01/2015 keşide tarihli, 27/03/2015 ödeme tarihli, 130.000,00-TL bedelli senet sebebi ile müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine, işbu senetle ilgili olarak takip yapılmaması ve yapılan takiplerin durdurulması için tedbir kararı verilmesini, müvekkiller tarafından davalılara verilen 27/01/2015 keşide tarihli, 27/02/2015 ödeme tarihli, 130.000,00-TL bedelli, 27/03/2015 ödeme tarihli, 130.000,00-TL bedelli senetler sebbiyle müvekkilinin davalılara hiçbir borcu olmadığından, işbu senetlerin dolandırmak suretiyle irade fesadı ile müvekkilinden alındığından işbu senetler sebebiyle üvekkillerinin hiçbir borcu bulunmadığından hükümsüz olan senetlerin iptaline ve geçersizliğine, müvekkile iadesini istediğini, öncelikle irade fesadı ve dolandırma sureti ile müvekkilinden alınan müvekkil şirket tarafından İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……..Esas sayılı dosyasında takipten önce davalı … hakkında davaya konu edilen İzmir …..İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından takibe konulan 27/02/2015 vadeli, 130.000,00-TL bedelli senet sebebiyle uygun görülecek teminat mukabilinde takibin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini, 27/01/2015 tanzim tarihli, 27/02/2015 ödeme tarihli, 130.000,00-TL bedelli senet sebebiyle müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine işbu senetle ilgili olarak takip yapılmaması ve yapılan takiplerin durdurulması için tedbir kararı verilmesine,müvekkilinden irade fesadı yoluyla dolandırmak suretiyle alındığı sabit olan 27/01/2015 keşide tarihli, 27/02/2015 ödeme tarihli, 130.000,00-TL bedelli, 27/03/2015 ödeme tarihli, 130.000,00-TL bedelli senetler sebebiyle müvekkilinin davalılara hiçbir borcu olmadığından işbu senetlerin hükümsüzlük sebebi ile iptaline ve geçersizliğine, işbu senetlerin müvekkiline iadesine, karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Asıl davada davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Borçluların açmış oldukları menfi tespit davasında davacı taraftan istenmesi gereken teminatın giderilmesine yönelik düzenlemesinde bahsi geçen miktardan noksan ileride doğabilecek zarar dikkate alınarak teminatın arttırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, dava konusu senetler ile ilgili olarak daha önce açılmış bulunan ve derdest olan bir dava daha olduğunu, bu nedenle mahkemeye açılan ikinci bir davaya bakılamayacağını, derdestlik itirazının dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, zamanaşımı süresi dolduktan ve hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, çünkü senetlerin tanzim tarihleri ve vadeleri belli olup iradesinin iğfal edildiği tarihten itibaren menfi tespit davası açılması gerekirken davacı tarafın senetlerin tanzim tarihlerinde davalı tarafa verdiğini açıkça ikrar ettiğini, bu nedenle dava açma süresinin tanzim tarihleri olan 27.01.2015 tarihinden itibaren bir yıl içerisinde açılması gerektiğini, iradenin fesada uğradığı tarihin senetlerin tanzim tarihleri olduğunu, bu tarihten itibaren bir yıl geçtikten sonra 15.02.2016 tarihinde dava açıldığını, hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan davanın reddine karar verilmesini ve ret kararı ile birlikte ihtiyati tedbir kararının da kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, yürürlükteki mevzuat gereği yapılandırma ve sair hukuki kolaylıklar ile ödeyebileceği bir kamu alacağı için bu kadar yaptığı senetleri kime verdiği, kimin adının yazıldığı gibi hususlarda çelişkili beyanlarının hayatın olağan akışına aykırı kabul edilemez beyanlar olduğunu, yine senedi elinde bulunduran davalı müvekkilinin iyi niyetli üçüncü şahıs olduğunun ve senet metninden anlaşılan defilerin haricinde senet borçtan dinlenilemeyeceğinin dikkate alınması gerektiği, senet metninde yer almayan defileri desteklemek amacıyla irade fesadının ispatı yönünden tanık deliline dayanıldığı anlaşıldığından müvekkilin davalıya tanık dinletme yasağının bulunduğunu, tanık dinletme taleplerini kabul etmediklerini, anılan nedenlerle davanın derdestlik, zamanaşımı yönlerinden reddine, dava masrafları ile vekalet ücretinin davacılardan karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınmasına, ihtiyati tedbir kararına karşı itirazın kabulü ile tedbir talebinin kaldırılmasına kaldırılmayacak ise teminatın İİK’nun 72/4 hükmü gereği %20’sinden aşağı olmamak ve icra dosyası alacağının tamamının icra dosyasına bloke edilmesi halinde tedbirin devamına, haksız mesnetsiz şekilde kötü niyetli olarak açılan dava nedeni ile alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyetli olarak açılan dava nedeni ile alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının da davacılardan karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak karar ile birlikte ihtiyati tedbir kararının da kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP: Birleşen davada davalı … vekili, cevap dilekçesinde özetle; Davacı borçluların açmış oldukları menfi tespit davasında davacı taraftan istenmesi gereken teminatın giderilmesine yönelik düzenlemesinde bahsi geçen miktardan noksan istendiğinden ileride doğabilecek zararımızda dikkate alınarak teminatın arttırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, dava konusu senetler ile ilgili olarak daha önce açılmış bulunan ve derdest olan bir dava daha olduğunu, bu nedenle mahkemeye açılan ikinci bir davaya bakılamayacağını, derdestlik itirazının dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, dava zamanaşımı süresi dolduktan ve hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, çünkü senetlerin ta nzim tarihleri ve vadeleri belli olup iradesinin iğfal edildiği tarihten itibaren menfi tespit davası açlıması gerekirke davacı tarafın senetleri tanzim tarihlerinde davalı tarafa verdiğini açıkça ikrar ettiğini, bu nedenle dava açma süresinin senetlerin tanzim tarihi olan 27/01/2015 tarihinden itibaren bir yıl içerisinde açılması gerektiğini, iradenin fesada uğradığı tarihte senetlerin tanzim tarihleri olduğunu, bu tarihten itibaren bir yıl geçtikten sonar 15/02/2016 tarihinde dava açıldığını, hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan davanın reddine karar verilmesi ve ret kararı ile birlikte ihtiyati tedbir kararının da kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, yürürlükteki mevzuat gereği yapılandırma ve sair hukuki kolaylıklar ile ödeyebileceği bir kamu alacağı için bu kadar sağlık yaptığı, senetleri kime verdiği, kimin adının yazıldığı gibi hususlardaki çelişkili beyanların hayatın olağan akışına aykırı kabul edilebilir beyanlar olmadığını, yine senedi elinde bulunduran davalı müvekkilin iyi niyetli üçüncü şahıs olduğunun ve ve senet metninden anlaşılan defilerin haricinde senet borçtan dinlenilemeyeceğinin dikkate alınması gerektiğini, senet metninde yer almayan defileri desteklemek amacıyla irade fesadının ispatı yönünden tanık deliline dayanıldığı anlaşıldığından müvekkilin davalıya karşı tanık dinletme yasağının bulunduğunu, tanık dinletme taleplerini kabul etmediklerini, anılan nedenlerle davanın derdestlik, zamanaşımı yönlerinden reddine, dava masrafları ile vekalet ücretinin davacılardan karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınmasına, ihtiyati tedbir kararına karşı itirazın kabulü ile tedbir kararının kaldırılmasına, kaldırılamayacak ise teminatın İİK’nun 72/4 hükmü gereği %20’sinden aşağı olmamak ve icra dosyası alacağın tamamının icra dosyasına bloke edilmesi halinde tedbirin devamına, haksız ve mesnetsiz şekilde kötü niyetli olarak açılan dava nedeni ile alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyetli olarak açılan dava nedeni ile alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının da davacılardan karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak karar ile birlikte ihtiyati tedbir kararının da kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Bilirkişi Raporu : Bilirkişi … tarafından düzenlenen 06/11/2017 tarihli raporda özetle ; davacının yasal defter ve dayanağı belgeleri ile dosya kapsamında yapılan incelemelerde; davacının resmi defter ve kayıtlarında yerinde yapılan inceleme sonucunda dava konusu olan 2 adet senedin kaydının bulunmadığı, davalı taraflara yapılmış olan herhangi bir ödeme ya da ödeme belgesi yerine geçebilecek bir belgenin bulunmadığı ve bu sebeple davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, dava dosyası içeriğinde bulunan davalı …’ya ait olan bankaların hesap ekstrelerinin incelemelerinde davacı … Bilgisayar A.Ş. tarafından yapılmış olan havale, EFT, yada vs. başka şekilde, hiçbir işlemin yapılmamış olduğu görüşü ile raporunu düzenlemiştir.
Bilirkişi Ek Raporu : Bilirkişi … tarafından düzenlenen 21/05/2018 tarihli ek raporda özetle ; Davacının yasal defter ve dayanağı belgeleri ile dosya kapsamında yapılan incelemelerde; davacının resmi defter ve kayıtlarında yerinde yapılan inceleme sonucunda dava konusu olan 2 adet senedin kaydının bulunmadığı, davalı taraflara yapılmış olan herhangi bir ödeme ya da ödeme belgesi yerine geçebilecek bir belgenin bulunmadığı ve bu sebeple davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, dava dosyası içeriğinde bulunan davalı …’ya ait olan bankaların hesap ekstrelerinin incelemelerinde davacı … Bilgisayar A.Ş. tarafından yapılmış olan havale, EFT, yada vs. başka şekilde, hiçbir işlemin yapılmamış olduğu, davacı … Bilgisayar Yaz.Eğit.San.Tic.A.Ş. firması tarafından 19.08.2015 tarihinde 2.6201.01.01.011195015.035.23.16 sicil nolu S.G.K. Dosyasına 567.000,00.-TL + 2.2751.01.01.0232065.035.23.82 sicil nolu S.G.K. Dosyasına 757.366,22.-TL = 1.324.366,22.-TL Toplam tutarında ödeme yapılmış olduğu ve ilgili ödeme tutarının davacı … Bilgisayar ….. A.Ş. firmasının resmi defter belge ve kayıtlarında işlenmiş olduğu görüşü ile ek raporunu düzenlemiştir.
İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ nin … E. 2018/663 K. Sayılı 10.12.2018 tarihli Kararı: “Her ne kadar sanık hakkında, katılanın hissedarı olduğu şirketin SGK’ya Ocak 2015 itibariyle olan 900.000 TL civarındaki borcunu SGK’daki çok önemli konumdaki tanıdıklarını devreye sokarak 600.000 TL’ ye kapatabileceği söyleyerek katılanın elden 10.000 TL ve 310.000 TL paralarını aldığı, sanık ile katılanın birlikte SGK’ya gittikleri, sanığın görüşeceğim kişi rahatsız olabilir demesi üzerine katılanın dışarda beklediği, sanığın tek başına görüşmek için girdiği, daha sonra sanığın senet istediklerini beyan etmesi nedeniyle katılanın sanığa 2 adet 130.000 TL’lik Şubat ve Mart ayları ödemeli senetleri verdiği iddiasıyla sanık hakkında kamu görevlileri ile ilişkili olduğundan bahisle bir işin görüleceği vaadiyle nitelikli dolandırıcılık suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de; SGK kurumunun kurum alacağı olarak tahsil edilmesi gereken parayı herkesten eşit olarak aldığı, herhangi bir görüşme ile bu miktarın yarısına yakın bir oranda düşürülmesinin mümkün olmadığı, kurum yöneticilerini tanımakla da borç miktarının düşürülmesinin mümkün olmadığı, katılanın şirketinin borcunu SGK’ ya kendisi de ödeyebileceği, sanığın ise muhasebeci olmadığı, rüşvet alınarak yasa dışı işlemlerin ne şekilde yapılacağına dair iddia ve beyanların bulunmadığı, sanığın savunmasında müştekiye 320.000 TL borç verdiğini ve senetleri bu borca karşılık aldığını, SGK ile katılanın borçları ile ilgili bir görüşme yapmadığını beyan ettiği bu hali ile TCK 157 ve 158 maddelerinde düzenlenen dolandırıcılık ve nitelikli dolandırıcılık suçlarının hile ve desise ile kandırma yasal unsurlarının oluşmadığı, ayrıca sanık ile müşteki arasındaki senet ve para alışverişlerinin ne miktarla ne gerekçeyle yapıldığının taraflar tarafından yazılı belgeler ile ispatlanamadığı bu nedenle sanık …’nın üzerine atılı kamu görevlileri ile ilişkili olduğundan bahisle bir işin görüleceği vaadiyle dolandırıcılık suçunun yasal unsurları oluşmadığından ve suçu işlendiği sabit olmadığından CMK 223/2-a-e maddesi gereğince beraatine…” kararı verildiği , kararın 10/05/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
İzmir 23. İcra Müdürlüğü’ nünü … E sayılı dosyasında; … ve …’ nın Bilgisayar ..AŞ. Ve Ebuzer Özgün Çakmak aleyhine 27.02.2015 tarihli 130.000,00TL bedelli senet için kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlattığı görülmüştür.
Asıl davada; Davacı … Bilgisayarın davalı … aleyhine açtığı asıl davada;Davacı şirketin yönetim kurulu başkanı … ile irtibata geçen davalının, Müvekkil şirket ile Sgk arasındaki sorunu müvekkil şirket lehine çözeceğini, Sgk’da öyle tanıdıkları olduğunu, bu kişileri devreye sokarak yaklaşık 600.000.- Tl civarındaki anaparayı ödeyerek gerisini sildirebileceğini, buna yetecek gücü ve irtibatları olduğunu, zira bu indirimi ve kolaylığı sağlayacak tanıdığı yetkilileri devreye sokarak bu indirimi sağlayacağını öncelikle bazı harcamalar ve ön ödeme için 310.000.-Tl gerektiğini, daha sonra da işlem tamamlandıktan ve tüm borç 600.000.-Tl civarında bir bedelle kapatıldıktan sonra kendisinin 2 taksit halinde toplam 260.000.-tl. aracılık hizmeti bedeli alacağını, buna karşılık kendisine 2 senet verilmesini istediğini,26.01.2015 tarihinde 310.000.- Tl. Paranın verildiğini, İş takip ve aracılık hizmet bedelinin karşılığı olarak da 27.02.2015 ve 27.03.2015 vade tarihli her biri 130.000.-Tl Toplamda 260.000.-Tl. iki adet senet verdiklerini Ancak davacının SGK’ya olan borçlarında bir değişiklik olmadığını, davacı şirketin 19.08.2015 tarihinde SGK prim borcu ve gecikme cezalarının faiziyle birlikte ödediğini, 27.02.2015 ve 27.03.2015 vade tarihli senetlerin hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesinin davalıya borçlu olmadığının tespit edilmesini, bu senetlerin iptaline karar verilerek taraflarına iade edilmesine karar verilmesi talep ettiği,
Birleşen Davada; İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmekte olan 2016/181 Esas No’lu Davacılar … ve … Bil.Yaz.İlt.San.A.Ş., Davalılar … ve … olduğu, davada 27.02.2015 vade tarihli 130.000,00-TLbedelli bono nedeni ile borçlu olunmadığının tespitini ve İzmir 23. İcra Müdürlüğü’ nünü … E dosyasında başlatılan takibin durdurulmasını talep ettiği anlaşılmıştır.
Davacı … Bilgisayar ..AŞ. Ve Ebuzer Özgün Çakmak’ ın davalı … ve … aleyhine açtığı birleşen davada 27.02.2015 vade tarihli 130.000,00-TL bedeli 27.01.2015 vade tarihli 13.000,00-TL bedelli iki adet bono nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitini talep etmişlerdir.
Davacı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Davacı şirketin 2015 ve 2016 yılı yasal defterlerinin açılış onaylarının muntazaman yaptırıldığı, birbirini teyit eder vaziyette işli oldukları yine TTK.nun 64/3 maddesinde yer aldığı şekli ile süresi içerisinde sene sonu noter kapanış onaylarının mevcut olduğu, buradan hareketle davacının 2015 ve 2016 yılı yasal defterlerinin lehine delil teşkil edeceği, Davacı … Bilgisayar Yaz,İlet. San.Tic.A.Ş. ’ne ait olan 2015 ve 2016 yılı resmi defter ve belge incelemelerinde dava konusu olan iki adet senedin teslimi ile ilgili olarak herhangi bir kayda rastlanmadığı gibi senetler dışında yapışmış olan başkaca ödemeler de bulunmadığı, davalılar … ve … ile ilgili olarak oluşturulmuş olan cari hesap kaydı ve dökümleri de bulunmadığı,
Türkiye İş Bankası Şirinyer Şubesinin MS-175 Sayılı 07.02.2017 tarihli 13.02.2017 tarihinde mahkeme dosyasına sunmuş olduğu davalı …’ya ait olan Lara Antalya Şubesindeki 6203-98002 nolu hesabına ait olan hesap ekstresinde yapılan incelemede 2014-2015-2016 yıllarında hiçbir işlem kaydının olmadığı, Türkiye İş Bankası Şirinyer şubesinin MS-175 Sayılı 07.02.2017 tarihli 13.02.2017 tarihinde dosyaya sunmuş olduğu davalı …’ya ait olan Şirinyer İzmir Şubesindeki 3419-1244744 nolu hesabına ait olan hesap ekstresinde yapılan incelemede 2014-2015-2016 yıllarında hiçbir işlem kaydının olmadığı, Türkiye Garanti Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü tarafından 927/6380684 Sayılı 15.02.2017 tarihinde mahkeme dosyasına sunulmuş olan davalı …’ya ait olan Şirinyer İzmir Şubesindeki 9004714 nolu usd ($) hesabına ait olan hesap ekstresinde 2014-2015-2016 yıllarında hiçbir işlem kaydının olmadığının tespiti yapılmıştır.
Davacı … Bilgisayar Yaz.Eğit.San.Tic.A.Ş. firması adına 19.08.2015 tarihinde Dava dışı … San.Tic.A.Ş. firması tarafından (2.6201.01.01.011195015.035.23.16 sicil nolu S.G.K. Dosyasına ) 567.000,00.-TL + (2.2751.01.01.0232065.035.23.82 sicil nolu S.G.K. Dosyasına) 757.366,22.-TL = 1.324.366,22.-TL tutarında Davacı … Bilgisayar …..A.Ş. firmasının iki ayrı sgk İşyeri sicil numarasındaki dosyalarına ödeme yapılmış olduğu, Dava dışı … San.Tic.A.Ş. firması tarafından Davacı … Bilgisayar Yaz.Eğit.San.Tic.A.Ş. firmasının adına yapılmış olan 2 adet SGK ödemesinin amacının Davacı firmanın S.G.K’ya olan borçlarını ödemek amacı ile taksitlendirme yapmış olduğu ancak ödeyememesi sebebi ile şirketin üzerine kayıtlı olan Gayrimenkullerinin üzerine SGK tarafından haciz konulmuş olduğu SGK’ya olan borçlarını ödeyebilmek için şirketin üzerine kayıtlı olan gayrimenkulün Dava Dışı … San.Tic.A.Ş. firmasına satılması için Dava dışı firma ile anlaşma yapılmış olduğu gayrimenkulün üzerinde kayıtlı olan icra şerhinin kaldırılması amacı ile Dava dışı firma tarafından davacının 2 adet SGK dosyasına ödeme yapılarak İcra Şerhlerinin kaldırılmasından sonra Satış işleminin gerçekleştirilebildiği şeklinde firma yetkilileri tarafından bilgi verildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilini dosyaya sunduğu 26/01/20115 tarihli tutanağa göre; Davalı … tarafından imzalanan tutanakta …’ nın 310.000,00 TL nakit parayı …’ tan 26.01.2015 tarihinde aldığını, bu parayı …adına verilen 16.02.2015 tarihli 310.000,00TL bedelli senetle ödeyeceğini kabul ettiği, tutanağın altına not olarak iş takibinden dolayı verilmişlerdir. “İşi olduğundan sonu bunlar ve senetler geçersizdir” yazılı olduğu, yine keşidecisi … lehdarı … olan 28.02.2015 ve 28.03.2015 vade tarihli 130.000,00-TL bedelli ve 26.02.2016 vade tarihli 310.000,00TL bedelli bir adet bono örneğinin de sunulmuş olduğu görülmüştür.
Tüm dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde; Asıl ve Birleşen davada davacıların her ne kadar davacının SGK borçlarıyla ilgi yardımcı olacağının ana para borcu dışındaki borcu sildireceğini ancak bazı harcama ve ödemeler için para gerektiğinden bahisle aracılık ve iş takip bedeli olarak davaya konu edilen her biri 130.000.-TL Toplamda 260.000.-Tl. Bedelli çekleri verdiğini. Ancak SGK borcunda bir değişiklik olmadığı bu nedenle SGK borçlarını da ödemek zorunda kaldığı, birleşen dava davalılarının 27.02.2015 tarihli 130.000,00TL bedelli senet için de icra takibi başlattığı, bu nedenle davaya konu senetler yönünden borçlu olmadığını tespitini talep etmiş olsa da,
Menfi tespit davalarında ispat yükümlülüğü kural olarak davalı alacaklıya düşer. Ancak imzası ikrar edilmiş bono alacağın varlığını ispatlayan kesin delil niteliğinde olup bu kez borçlunun borcunun bulunmadığını, usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerekir. Bono, ödeme vaadi niteliğinde kambiyo senedi olup, bağımsız borç ikrarını içerir. Bonoda kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa aittir, ispat külfeti davacı taraftadır.
Davacının dava dilekçe ekinde dosyaya sunduğu tutanak ve kendi lehine düzenlenen iki adet 130.000,00 TL bedelli ve bir adet 310.000,00-TL bono bulunduğu 310.000,00TL lik senedin dava dilekçesinde bahsi geçen 310.000,00 TL lik nakit ödeme için verildiğinin tutanakta anlaşıldığı, 130,000,00 TL bedelli iki senede ilişkin iş takibi için verildiği iş olduğunda senetler geçersiz sizdir şeklinde yazıldığı davacının lehine keşide edilen senetlerin tahsile yoluna gitmemiş olduğu, Davacının resmi defter ve kayıtlarında yapılan inceleme sonucunda, Davacı … Bilgisayar Yaz.Eğit.San.Tic.A.Ş. firması tarafından 19.08.2015 tarihinde 2.6201.01.01.011195015.035.23.16 sicil nolu S.G.K. Dosyasına 567.000,00.-TL + 2.2751.01.01.0232065.035.23.82 sicil nolu S.G.K. Dosyasına 757.366,22.-TL = 1.324.366,22.-TL Toplam tutarında ödeme yapılmış olduğu ve ilgili ödeme tutarının Davacı … Bilgisayar …..A.Ş. firmasının resmi defter belge ve kayıtlarında işlenmiş olduğu, dava konusu olan 2 adet senedin kaydının bulunmadığı, davalı taraflara yapılmış olan herhangi bir ödeme ya da ödeme belgesi yerine geçebilecek bir belgenin bulunmadığı ve bu sebeple davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, Dava dosyası içeriğinde bulunan Davalı …’ya ait olan bankaların hesap ekstrelerinin incelemelerinde davacı … Bilgisayar A.Ş. tarafından yapılmış olan havale, EFT, yada vs. başka şekilde, hiçbir işlemin yapılmamış olduğunun anlaşıldığı,
Aynı zamanda İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ nin … E. ……K. Sayılı 10.12.2018 tarikli kararında …’nın üzerine atılı kamu görevlileri ile ilişkili olduğundan bahisle bir işin görüleceği vaadiyle dolandırıcılık suçunun yasal unsurları oluşmadığından ve suçu işlendiği sabit olmadığından CMK 223/2-a-e maddesi gereğince beraatine…” karar verildiği ve kararın 10/05/2019 tarihinde kesinleştiği davacıların asıl ve birleşen davada yemin deliline dayanmamış olduğu anlaşılmakla,
Asıl dava ve birleşen davada davacıların bağımsız borç ikrarını içeren bonoya karşı bedelsizliği ispatlayamadığı kanaatine varılmış asıl ve birleşen davanın reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın ve birleşen davanın REDDİNE,
2-Asıl davada peşin alınan 4.440,15-TL harçtan, alınması gereken maktu ret harç tutarı olan 59,30-TL’nin mahsubu ile fazladan alınan 4.380,85‬-TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa verilmesine,
3-Birleşen davada peşin alınan 2.220,08-TL harçtan, alınması gereken maktu ret harç tutarı olan 59,30-TL’nin mahsubu ile fazladan alınan 2.160,78‬-TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı taraflara verilmesine,
4-Dava tamamen reddedildiğinden davacı tarafın yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafın yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
6-Birleşen Dava tamamen reddedildiğinden, davalı … yararına hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 12-500,00-TL vekalet ücretinin bu dava davacılarından 1/2 oranında alınarak bu davalı tarafa verilmesine,
7- Davacı ve davalı yanca yatırılan delil ve gider avansından sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinden yatıran tarafa iadesine
Dair, davacı asilin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.19/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır