Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/119 E. 2021/252 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/119 Esas
KARAR NO : 2021/252

DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 31/07/2008
KARAR TARİHİ : 11/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava vekili, dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesi ile , 500.000 TL sermayeli davalı şirketin kurucu ortağı ve ilk yönetim kurulu üyelerinden olan davacıların, dava dışı kardeşleri … ile birlikte, davalı şirketin 1994-1995-1996-1997-1998- 1999- 2000 ve 2001 yıllarına ilişkin tüm Olağan Genel Kurullarına katılıp hazirun cetvellerinde yer aldıklarını, 24/9/2003 tarihinde gerçekleştirilen 2002 yılı şirketin olağan Genel Kuruluna davet edilmemeleri üzerine Ticaret Sicil Memurluğunda yaptıkları araştırmalarında davacıların dava dışı kardeşleri … ile birlikte ortaklıktan çıkarıldıklarını ve hisselerinin diğer ortaklar arasında eşit olarak paylaştırıldığını öğrendiklerini ileri sürerek, istek ve iradeleri dışında ortaklıktan çıkarılmaları hukuka aykırı olduğundan, davacıların halen şirket ortağı olduklarının tespiti ile her bir davacı için 760 adet ve 38.000 TL nominal değerli ortaklık paylarının pay defterine işlenilmesini ve keyfiyetin Ticaret Sicil Gazetesinde ilanına karar verilmesini istemişlerdir.
KARŞI İDDİA : Davalılar vekili, 25/8/2008 tarihli cevap dilekçesi ile 559 Sayılı KHK ile Anonim Şirketler esas sermayesinin 5.000.000.000 TL ‘ye çıkarılması ve kararnamenin yayını tarihinden itibaren iki yıl içinde sermayelerini bu miktara çıkarmayan şirketlerin fesih sayılacağını hükme bağlaması üzerine, şirket yönetim kurulunun 12/3/1997 günlü … sayılı karar ile şirket sermayesinin 2.040.000.000 TL den 5.000.000.000 TL ye çıkarılması ve artırılan kısmın 1/4 ününün tescil tarihinden itibaren üç ay içinde bakiyesinin de 15 Ekim 1997 tarihine kadar ödenmesinin kararlaştırıldığını, daha sonra yapılan 8/5/1997 tarihli (davacıların da katıldığı) Olağan Genel Kurul Toplantısında da, bu yönetim kurulu kararının oy birliği ile benimsendiğini, bu konudaki genel kurul kararının Hareket Gazetesinin 15 Mayıs 1997 günlü nüshasında ilan edildiğini, ancak buna ve yasal zorunluluğa rağmen, davacıların, kuruluşta taahhüt ettikleri sermaye borçlarını ödemedikleri gibi, şirketin münfesih olması pahasına sermaye artırımına katılmadıklarını, bunun üzerine diğer ortakların artırılan sermayenin tamamını taahhüt etmek ve ödemek zorunda kaldıklarını, daha sonra yapılan genel kurul toplantısına davacıların bildirdikleri adreslerine çıkarılan davetiye ve ihtarnamelerin bila tebliğ geri döndüğünü, Ticaret Sicil Gazetesinin 14/7/2003 tarihli nüshasında ortakların borçlarını ödememeleri halinde ıskat edileceklerinin ilan edilmesine rağmen, davalıların ödeme yapmamaları üzerine, ortaklıktan çıkarıldıklarını, bu durumu, ıskat tarihinden itibaren genel kurula katılmamakla kar payı talep etmemekle kendilerine çağrı yapılmaması sebebini sormamakla bildiği anlaşılan davacıların, sonradan bu davayı açmış olmalarının iyi niyetle bağdaşmayacağını davacılarından …’ın İzmir … İcra Müdürlüğünün …. sayılı şirket tarafından başlatılan icra takibinde mal beyanında bulunurken şirket hisselerinden sözetmemesinin de bunu gösterdiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraf vekillerinin, mahkememize vermiş oldukları 11/03/2021 tarihinde duruşma açılmasına karar verilmekle ve taraf vekillerinin 11/03/2021 tarihli feragat ve kabul beyanlarına ilişkin, karşılıklı yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmedikleri yönünde, mahkememize dilekçe verdikleri anlaşılmakla; HMK 307 ve devamı uyarınca davacı açmış olduğu davasından feragat ettiğini belirtmiştir. Davadan feragat, davacının davadaki talep sonucundan bir daha dava açmamak üzere vazgeçmesidir.
6100 sy HMK’nun 307. maddesi uyarınca “Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.”
309. maddenin 1. ve 2. fıkraları uyarınca “Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.
Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.”
310. maddesi uyarınca “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. “
311. maddesi uyarınca “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.”
Davadan feragat halinde, “davadan feragat nedeni ile davanın esası hakkında karar verilmesine gerek olmadığı” yönünde karar vermek gerekerek mahkememizdeki vicdani kanıyı yansıtan aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Davacıların; feragat etmesi nedeniyle, feragat nedeniyle davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA;
2-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Feragat kesin hükmün sonuçlarını doğurduğundan artan gider ve delil avansının yatırana iadesine,
4-Harçlar Kanunu’nun 22. maddesine göre davadan feragat ön inceleme duruşmasından sonra gerçekleştiğinden, karar tarihindeki maktu ve karar ilam harcının 2/3’ü oranına isabet eden ve bu orana isabet edip alınması gereken harç 39,53 TL olduğundan, peşin alınan 1.026,00 TL harçtan alınması gereken harcın düşülerek fazladan alınan ‭986,4‬7 TL harcın isteği halinde davacı tarafa iadesine,
5-Tarafların vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacılar ve davalılar vekillerinin yüzüne karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 6100 sayılı yasanın 345. Maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süresi içerisinde Bölge İstinaf Mahkemesine başvuru yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır