Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1038 E. 2022/602 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1038 ESAS
KARAR NO : 2022/602 KARAR

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/09/2015
KARAR TARİHİ : 16/06/2022

Mahkememizde görülen Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Davacı, dava dilekçesinde özetle; 11.02.2013 tarihinde, davalı … ile temizlik kimyasalları alım satımına ilişkin sözleşme imzaladıklarını; kendisinin sözleşmeden kaynaklanan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, bu bağlamda yetkili bayisi …. Şti. tarafından 11.328 USD meblağında nakit ödemenin yapıldığını ve iskonto uygulaması taahhüdünün yerine getirildiğini; buna karşılık davalının iki yıllık sözleşme süresince 8.200 kg ürün alımı yapmayı taahhüt ettiği halde sadece 3.335 kg miktarında ürün alımı yaptığını, satın aldığı ürünlerin bedellerini de ödemediğini; sözleşmeye aykırılıkların giderilmesi için davalıya 24.02.2015 tarihinde ihtarda bulunulduğunu, ancak davalıların sözleşmede belirtilen adreslerden ayrılmaları ve yeni adreslerini de bildirmemeleri nedeniyle ihtarnamenin tebliğ edilemediğini; taraflar arasındaki sözleşmede, bu gibi durumların gerçekleşmesi durumunda davalının, nakit ödenen 11.328 USD tutarındaki promosyonun, sözleşme süresince gerçekleştirilen tonaj kotası miktarı ile orantılanması sonucunda bakiye kalan miktarı tazminat olarak ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, bu nedenle davalının 6.720 USD tazminat ödemesi gerektiğini; diğer davalı …’in taraflar arasındaki ilişkiden doğan borcun 11.328 USD meblağlı kısmına müteselsilen kefil olduğunu; davalı … ve diğer davalı müteselsil kefil …’in borçların ödenmesi amacıyla 11.328 USD meblağlı senet de düzenlediklerini belirterek 6.720 USD’nin dava tarihinden itibaren işleyecek devlet bankalarınca bir yıl vadeli USD bazında açılmış mevduat hesaplarına uygulanan faiz oranının tatbiki suretiyle fiili ödeme günündeki döviz satış kuru üzerinden Türk parası karşılığının ödenmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili, cevap dilekçesinde özetle; 11.328 USD tutarındaki nakit ödemenin davacı tarafından değil, dava dışı … Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından yapıldığını, dolayısıyla davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını; kendisi esnaf olduğundan açılan davanın nisbi ticari dava sayılamayacağını, görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu; davacı ile akdedilen 11.02.2013 tarihli sözleşmenin Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesine aykırı ve geçersiz olduğunu, davacının sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı iade talebinin zamanaşımına uğradığını, davacının, davalının sözleşme özgürlüğünü diğer temizlik ürünü satışı yapan firmalardan ürün almaması, sadece kendi ürünlerini satan bayiden alması yönünde sınırlandırdığını, diğer firmalarla haksız rekabet içine girdiğini, ekonomik gücünü ve piyasadaki hakim konumunu kötüye kullandığını, hukuka ve ahlaka aykırı bir sonucun meydana gelmesi amacıyla verilen şeyler geri istenemeyeceğinden, davacının rakiplerini saf dışı bırakmak için verdiği 11.328 USD’nin 6.720 USD’lik kısmının iadesini isteyemeyeceğini; sözleşmede belirtilen miktarda kimyasal alımının bir esnaf açısından objektif olarak imkansız olduğunu, zaten işletmelerin de kapatıldığını; kefil …’in 11.02.2013 tarihli sözleşmede imzasının bulunmadığını; geçerli bir sözleşme bulunmadığından kefalet taahhüdünün de geçersiz olduğunu; ayrıca …’in kendi el yazısıyla herhangi bir kefalet limiti yazmadığını, boş kağıda imza attığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
11.02.2013 tarihli Sözleşme, Davacının yetkili bayisi dava dışı … Tekstil Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından yapılan ödemelere ve ürün satışlarına ilişkin banka dekontu ve faturalar, 04.02.2013 tarihli kefalet sözleşmesi,. İzmir 20. Noterliği’nin 24.02.2015 tarih ve… numaralı ihtarnamesi, 09.02.2013 düzenleme tarihli ve 11.328 USD bedelli bono, Davacının yetkili bayisi dava dışı … Tekstil Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne ait ticari defterler, Rekabet Kurulu’nun 15.06.2006 tarih ve 6-44/542-144 sayılı kararı, Davacı ile dava dışı … Tekstil Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi arasındaki 30.04.2013 tarihli bayilik sözleşmesi, Adli Tıp Kurumu’nun 06.01 -2020 tarihli raporu
ATK Raporu : İstanbul ATK Fiziki İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi tarafından düzenlenen 06/01/2020 tarihli raporda özetle ; İnceleme konusu belgede … adına atılı imza ile …’in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzanın …’in eli ürünü olduğu görüşü ile rapor düzenlenmiştir.
Bilirkişi Raporu : Bilirkişi … tarafından düzenlenen 17/05/2021 tarihli raporda özetle ; Davacı şirketin bölge distribütörü … Tekstil Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne ait 2013 ve 2014 yılları ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, ticari defterler tasdik yönünden incelendiğinde, defterlerin açılış onaylarının ve yevmiye defteri kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı tespit edildiğinden defterlerin delil niteliğinin mevcut olduğu, davacı şirketin bölge distribütörü … Tekstil Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti. ticari defter kayıtlarında davalı ile ilgili hesap işlemlerinin 120 ALICILAR ana hesabı altında 120.04.10.0177 alt hesap kodunda … hesabında kaydedilerek izlendiğinin tespit edildiği, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 31.01.2013 Tarihinden itibaren başladığı ve 13.08.2014 tarihinde sona erdiği, davalının distribütör bayiden yapmış olduğu mal alımlarına yönelik rapor edilen 2013 yılı ve 2014 yılı mal alış cirosu yönünden Stok/Cari Analiz Raporunda 2013 yılı toplam 19.349,00 TL tutarında, 2014 yılı (13.08.2014 Tar.kadar) toplam 8.939,00 TL tutarında mal alımı yaptığının tespit edildiği, genel toplam alındığında mal alımı tutarının hesaplarda 28.288,00-TL olarak kayıtlı olduğunun anlaşıldığı, davalının distribütör bayiden yapmış olduğu mal alımlarına yönelik rapor edilen 2013 yılı ve 2014 yılı mal alış miktarı yönünden Stok/Cari Analiz Raporunda 2013 yılı toplam 2.161,72 Kg. miktarında, 2014 yılı toplam 1.059,16 Kg. miktarında mal alımı yaptığı, genel toplam alındığında iki yılda alınan mal alım miktarı 3.220,88 Kg. olarak kayıtlı olduğunun anlaşıldığı, davalının imzalamış olduğu sözleşmenin 4. maddesinde taahhüt ettiği miktarın tamamlanmadığının tespit edildiği görüşü ile raporu düzenlemiştir.
Bilirkişi Raporu : Bilirkişi ……. tarafından düzenlenen 21/01/2022 tarihli raporda özetle ; Davacı … ve Ticaret Anonim Şirketi ile davalılardan … arasında, 11.02.2013 – tarihinde yapılan ve davalıya rekabet etmeme yükümlülüğü yükleyen sözleşmenin 2002/2 sayılı Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği kapsamına girdiği ve geçerli olduğu, davalı …’in bu ilişkiden kaynaklanabilecek borçları için diğer davalı … tarafından biri müteselsil kefalet sözleşmesi, diğeri aval olmak üzere geçerli bir şekilde iki farklı şahsi teminat verildiği, davalı …’in sözleşmede yer alan tonaj kotasının altında alım yapması neticesinde davacı, davalılara gönderdiği İzmir……Noterliği’nin 24.02.2015 tarih ve ……. numaralı ihtarnamesi ile sözleşmeye aykırılığın tebliğden itibaren yedi gün içinde giderilmesi aksi takdirde 11.328 USD meblağdan sözleşme süresince gerçekleştirilen ürün alımlarının toplam tonaj kotasına oranı neticesinde yapılan indirim sonrası kalan 6.720 USD”’nin sözleşmenin 10. maddesi uyarınca iade edilmesini talep ettiği, davalının söz konusu aykırılığı gidermediği göz önünde bulundurulduğunda, davacının Sözleşmenin 10.1 ve 10.2 numaraları maddeleri gereğince, davalı …’ten istem sonucundaki tutarı cezai şart olarak talep etme hakkının bulunduğu, diğer davalı …’in davalı …’in davacıya olan borçlarını hem müteselsil kefalet sözleşmesi ile hem de aval vererek teminat altına aldığı, bu nedenle davalı …’in de dava konusu cezai şart borcundan hem müteselsil kefil hem de aval veren sıfatıyla sorumlu olduğu görüşü ile raporunu düzenlemiştir.
Bilirkişi Ek Raporu : Bilirkişi … tarafından düzenlenen 16/03/2022 tarihli ek raporda özetle ; Taraflar arasındaki sözleşmenin ilk maddesinde yer alan “……….Balıkesir” adresine çıkarılan tebligatın sözleşmeye uygun olduğu ve davalı …’e yapılmış usulüne uygun bir ihtarın bulunduğu, diğer davalı …’in yalnızca kefil değil, aynı zamanda aval veren sıfatını taşıdığı ve davalı … tarafından 09.02.2013 tarihinde düzenlenen bononun bedeli olan 11.328 USD’den aval veren sıfatıyla sorumlu olduğu görüşü ile ek raporunu düzenlemiştir.
Dava: Sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanan cezai şart alacağı davasıdır.
Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesine göre, “belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri hukuka aykırı ve yasaktır”. Bu kapsama kural olarak, alıcıya “rekabet etmeme ükümlülüğü” yükleyen, yani “alıcının anlaşma konusu mal veya hizmetlerle rekabet eden mal veya hizmetleri üretmesini, satın almasını, satmasını ya da yeniden satmasını engelleyen” veya “anlaşma konusu mal veya hizmetlerin ya da onları ikame eden mal veya hizmetlerin %80’inden fazlasının sağlayıcıdan veya sağlayıcının göstereceği ba ka bir teşebbüsten satın alınmasına yönelik olarak alıcıya yükümlülük getiren” dikey anlaşmalar da girmektedir. Alıcıya asgari satın alma yükümlülüğü (kota) getiren anlaşmalar da bu kapsamda değerlendirilmektedir. Ancak Rekabet Kurumu, RKHK m. 5/4 hükmü ile belirli konulardaki anlaşma türlerine bir grup olarak muafiyet tanınmasına yönelik tebliğler çıkarmaya yetkili kılınmıştır. Bu kapsamda Rekabet Kurumu, 14.07.2002 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2002/2 sayılı Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği ile belirli nitelikleri taşıyan dikey anlaşmaları RKHK m. 4 hükmünün uygulanmasından muaf tutmuştur.
Kefalet sözleşmesi, tek tarafa borç yükleyen bir sözleşme olduğundan, yalnızca borç altına giren kefilin imzasının bulunması gerekli ve yeterlidir (TBK m. 15/ 1). Kefalet sözleşmesi, fer’i nitelikte bir bor doğurduğundan, mevcut ve geçerli bir asıl borcun varlığını gerektirmektedir!’. Ancak gelecekte doğacak veya şarta bağlı bir borç için de, bu borç doğduğunda hüküm ifade etmek üzere, geçerli bir kefalet sözleşmesi akdedilmesi de mümkündür (TBK m. 582). gelen herhangi bir ifadenin kefilin kendi el yazısıyla yazılması Şarttır. Kefalet sözleşmesi, tek tarafa borç yükleyen bir sözleşme olduğundan, yalnızca borç altına giren kefilin imzasının bulunması gerekli ve yeterlidir (TBK m. 15/ 1). Kefalet sözleşmesi, fer’i nitelikte bir borç doğurduğundan, mevcut ve geçerli bir asıl borcun varlığını gerektirmektedir!’. Ancak gelecekte doğacak veya şarta bağlı bir borç için de, bu borç doğduğunda hüküm ifade etmek üzere, geçerli bir kefalet sözleşmesi akdedilmesi de mümkündür (TBK m. 582).
Davacı … ve Ticaret Anonim Şirketi ile davalılardan … arasında, 11.02.2013 tarihinde, davacı taraf satıcı, davalı taraf alıcı olmak üzere, alıcıya ait … ve ………… isimli işletmelerde kullanılacak temizlik ürünlerinin alım-satımına ilişkin iki yıl süreli bir sözleşme imzalanmış, bu sözleşme ile davalı …, birinci yıl için 4100 kg, ikinci yıl için 4100 kg olmak üzere toplam 8200 kg ürünü münhasıran …’den satın almayı ve aldığı ürünleri üçüncü kişilere satmamayı; buna karşılık davacı … de ürün alımlarında fiyat listesi üzerinden 466 oranında iskonto uygulamayı, 11.328 USD Ppromosyonu faturanın kesildiği tarihteki T.C, Merkez Bankası efektif döviz satış kurunu esas alarak ödemeyi ve dozaj sistemlerini davalının işletmelerinde kullandığı makinelere monte etmeyi üstlenmiş, davacı/satıcının yükümlülüklerini bizzat ifa edebileceği gibi, yetkili kıldığı bir bayi tarafından da yerine getirebileceği düzenlendiği anlaşılmıştır.
Dava konusu sözleşme ile davalı/alıcıya “aldığı ürünleri üçüncü kişilere satmama” ve “toplam 8200 kg ürünü münhasıran davacı/satıcıdan alma” yükümlülüğü yüklendiğinden, taraflar arasında rekabet etmeme yükümlülüğü içeren bir dikey anlaşmanı söz konusu olduğu, 2002/2 Tebliğ’e göre, böyle bir anlaşmanın muafiyet kapsamında olabilmesi için sağlayıcının dikey anlaşma konusu mal veya hizmetleri sağladığı ilgili pazardaki pazar payının %30’u aşmaması (Tebliğ m. 2/2) ve rekabet etmeme yükümlülüğünün en fazla beş yıl süreyle ön görülmesi (Tebliğ m. 5) gerekecektir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin iki yıl süreli olarak yapıldığı, davacının pazar payının %30’u aştığı yönündeki bir tespite veya davalının bu konuya ilişkin olarak Rekabet Kurumuna yaptığı herhangi bir şikâyeti bulunmadığı, bu nedenle 11.02.2013 tarihli sözleşmenin muafiyet kapsamında yer aldığı ve Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesine aykırı olmadığı ve geçerli olduğu anlaşılmıştır.
Davacının ticari defterleri üzerinde SMM bilirkişisi ile inceleme yaptırılmış, davalının usulüne uygun verilen sürede defter ibrazında bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı şirketin ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede; Davacı şirketin bölge distribütörü … Tekstil Paz.San.ve Tic.Ltd.Şti.’ne ait 2013 ve 2014 yılları ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, ticari defterler tasdik yönünden incelendiğinde; defterlerin açılış onaylarının ve yevmiye defteri kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı tespit edildiğinden defterlerin delil niteliğinin mevcut olduğu, Davacı şirketin bölge distribütörü … Tekstil Paz.San.ve Tic.Ltd.Şti. ticari defter kayıtlarında davalı ile ilgili hesap işlemlerinin 120 Alıcılar ana hesabı altında 120.04.10.0177 alt hesap kodunda … hesabında kaydedilerek izlendiği, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 31.01.2013 Tarihinden itibaren başladığı ve 13.08.2014 tarihinde sona erdiği tespiti yapılmıştır.
Davalının davacı şirket ile karşılıklı olarak imzalamış olduğu 01/02/2013 tarihli sözleşme’nin 4. Maddesinde; “2 yıllık sözleşme süresi içerisinde toplamda 8.200 kg. miktarında sözleşme konusu ürünlerin alımının yapılacağı yönünde davalının taahhüdünün bulunmasına rağmen 01/02/2015 tarihinde sona eren sözleşme süresi sonrasında, davalının tüm sözleşme süresince sadece 3.335 kg miktarında ürün alımı yaptığı, davalının distribütör bayiden yapmış olduğu mal alımlarına yönelik rapor edilen 2013 yılı ve 2014 yılı mal alış cirosu yönünden Stok/Cari Analiz Raporunda 2013 yılı toplam 19.349,00 TL tutarında, 2014 yılı (13.08.2014 Tar.kadar) toplam 8.939,00 TL tutarında mal alımı yaptığı, genel toplam alındığında mal alımı tutarının hesaplarda 28.288,00 TL olarak kayıtlı olduğu, davalının distribütör bayiden yapmış olduğu mal alımlarına yönelik rapor edilen 2013 yılı ve 2014 yılı mal alış miktarı yönünden Stok/Cari Analiz Raporunda 2013 yılı toplam 2.161,72 Kg. miktarında, 2014 yılı toplam 1.059,16 Kg. miktarında mal alımı yaptığı genel toplam alındığında iki yılda alınan mal alım miktarı 3.220,88 Kg. olarak kayıtlı olduğu, davalının imzalamış olduğu sözleşmenin 4. maddesinde taahhüt ettiği miktarın tamamlanmadığı anlaşılmıştır.
Davalı …’ in davalı … tarafından davacı emrine düzenlenen 09.02.2013 düzenleme tarihli ve 11.328 USD bedelli bonoyu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı ve davalı … lehine aval verdiği anlaşılmıştır.

davalı … 18/11/2016 tarihli isticvap beyanında 09.12.2013 tarihli bono gösterilerek alınan beyanında; … benim ağabeyim olur, kendisi ticaret işi ile uğraşmaktadır, hem Ayvalıkta hem İzmir’de işyerlerimiz var, ben daha ziyade Ayvalıkta durmaktayım, buradaki işleri yürütmekteyim, kağıt üstünde ortak gözükmesek de işleri birlikte yürütüyoruz, arada bir bende İzmir’e gidip gelirim, ama İzmir’deki işleri gören ağabeyimdir, ben diverse kimya şirketi ile yapılan sözleşmeyi anımsayamadım göstermiş olduğunuz 04.02.2013 tarihli belgedeki yazılar benim yazıma benziyor, imza da benim imzama benziyor, ancak ne belgeyi hatırlayabildim ne de tamamiyle imza benimdir diyebiliyorum, aynı şey bono için de geçerlidir, söz koınusu belgeleri hatırlayamadığım için bundan dolayı borç var mıydı yok muydu anımsayamıyorum, şekilinde beyanda bulunduğu,
İstanbul ATK Fiziki İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi tarafından düzenlenen 06/01/2020 tarihli raporuna göre; dava ya konu 04ç02.2013 tarihli sözleşme ve 09.02.2013 tarihli bonodaki imzanın davalı …’in eli ürünü olduğu tespiti yapıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre; Davacı/satıcının sözleşmeden kaynaklanan promosyon bedeli ve iskonto yükümlülüklerini yerine getirdiği; buna karşılık, davacının sözleşmeden kaynaklanan borçlarını ifa etmekle yetkili bayisi dava dışı … Tekstil Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne ait ticari defterlerden, davalı …’in sözleşme süresi boyunca, ilk yıl 2161 kg, ikinci yıl 105916 kg olmak üzere yalnızca toplam 3220,88 kg ürün aldığı, davalıya ait ticari defterlerin ise incelemeye sunulmadığı ancak davalının cevap dilekçesinde, fiili imkansızlıklar sebebiyle sözleşmede alınması kararlaştırılan 8200 kg miktarda ürünü satın almayarak sözleşmeyi ihlal ettiği sabit olduğu,
Davacının sözleşmede belirtilen adrese yapılan ihtarına rağmen davalı/alıcı Ahmet gidermemesi karşısında, davacının Sözleşmenin 10.2 maddesi uyarınca sözleşmede öngörülen cezai şartı talep edebileceği,
Dava konusu sözleşmenin 14.9. maddesinde yer alan “başlangıç bölümü” ifadesinden aynı sözleşmenin ilk maddelerinin anlaşılması gerektiği, bu nedenle tebligatın kaşe belirtilen adreslere değil, sözleşmenin “Taraflar” başlıklı birinci maddesinde yer alan adreslere yapılacağı, Somut olayda tebligatın sözleşmenin 1.2. maddesinde yer alan “……..Balıkesir” adresine çıkarılması karşısında, davalı …’e yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu,
Davalı …, hem 04.02.2013 tarihli kefalet sözleşmesi ile müteselsil kefil sıfatıyla hem de 09.02.2013 düzenleme tarihli ve 11.328 USD bedelli bonoya verdiği aval şerhi ile aval veren sıfatıyla taahhüt altına girdiği anlaşılmıştır.
… ile davacı arasındaki 04.02.2013 tarihli kefalet sözleşmesinin geçerli olduğu, davalı …, davalı …’in davacı şirket ile akdettiği sözleşmeden doğabilecek borçlar için biri kefalet, diğeri de aval olmak üzere iki farklı şahsi teminat verdiği, her ne kadar davalı …, davalı … tarafından cezai şart borcu için düzenlenen 09.02.2013 düzenleme tarihli ve 11.328 USD bedelli bonoyu “kefil” sıfatıyla imzalamış olsa da, burada teknik anlamda bir kefalet değil, kambiyo senetlerine özgü bir şahsi teminat olan aval söz konusu olduğundan davalı …’in, dava konusu kambiyo senedinden doğan borçtan aval veren sıfatıyla sorumludur.
Kefaletle aval veren arasındaki fark, kefaletin asıl borca bağlı (fer’i) nitelik taşıması, avalin ise temel ilişkiden bağımsız bir borç doğurmasıdır. dolayısıyla, kambiyo senedinin verilmesine esas oluşturan temel borç ilişkisi hükümsüz olsa dahi avalin geçerliliğinin devam etmektedir. Yine avalin bağımsızlığının bir sonucu olarak, aval verenin temel ilişkiden kaynaklanan def’ileri ileri sürmesi mümkün olmaktadır.
Davalı …’in TBK m. 589/4 gereği kefil sıfatıyla sorumluluğunun bulunmadığı kabul edilse dahi, kendisinin aynı zamanda aval veren sıfatı taşıdığı göz önünde bulundurulduğundan, cezai şart borcu için 09.02.2013 tarihinde düzenlenen bononun bedeli olan 11.328 USD’den aval veren sıfatıyla sorum olduğu, bu nedenle her iki davalının borçtan sorumlu olduğu kanaatine varılmış, davacının davasının kabulüne karar verilmiş aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının KABULÜ ile,
1-6.720,00- USD’ nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesine göre uygulanacak değişken faiziyle birlikte, fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru üzerinden TL karşılığının davalılardan müştereken ve mütselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.343,85-TL harçtan peşin alınan 335,97-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.007,88‬-TL harcın davalılardan müştereken ve mütselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR OLARAK KAYDINA,
3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davacı yararına takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve mütselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu 27,70-TL dava açma ilk gideri, 1.450,00-TL bilirkişi ücreti, 449,03-TL tebligat ve posta gideri, 67,00-TL talimat mahkemelerince yapılan tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 1.993,73‬-TL Yargılama giderinin peşin yatırılan 335,97-TL harç ile birlikte davalılardan müştereken ve mütselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı ve davalı yanca yatırılan delil ve gider avansından sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinden yatıran tarafa iadesine
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır