Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/959 E. 2022/132 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/959
KARAR NO : 2022/132

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 17/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; davacı müvekkilinin şirket tarafından davalı şirketten olan alacakları ile ilgili olarak doğmuş bulunan 58.129,64-TL alacak ile ilgili olarak Denizli 3. İcra müdürlüğünün …/… E. sayılı icra takip dosyasından takibe geçildiğini, davalı şirketin yetki itirazı üzerine icra takip dosyasının İzmir 4. İcra Müdürlüğünün …/… E. sayısını aldığını, işbu icra takibinde taraflarına tebliğ edilmeyen davalının borca itirazı nedeni ile davalının kabul ettiği 1.351,08-TL yönünden takibin devam ettiğini, 56.778,56-TL asıl alacak yönünden icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, yargılama aşamasında yapılacak olan bilirkişi incelemesi ile de ortaya çıkacağı üzere davacı müvekkilinin, davalı şirket tarafından gönderilen siparişleri tedarik ederek kargo ile gönderdiğini ve davalı şirkete teslim etmiş olmasına ve teslim ettiği mallar nedeni ile alacaklı olmasına rağmen davalı şirketin borcunu ödemediği gibi tamamen haksız ve kötüniyetli olarak borca itiraz ettiğini, sunmuş oldukları ve yargılama sırasında ortaya çıkacak olan sair tüm nedenlerle davanın ve taleplerinin kabulü ile davalının haksız ve kötüniyetli borca itirazı nedeni ile durmuş olan İzmir 4. İcra Müdürlüğü’nün …/… E. sayılı icra takip dosyasında davalı tarafından yapılmış bulunan itirazın iptali ile 56.778,56-TL asıl alacak üzerinden icra takibinin devamına, % 40 dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıdan alınarak taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle;
Davacının, dava dilekçesine yazılı delillerini eklemediğini ve taraflarına da tebliğ etmediğini,
taraflar arasında akdedilen satış sözleşmesinin eki niteliğinde bulunan özel hükümlerde yer verilen muhasebe kayıtlarının delil olması başlıklı hüküm uyarınca müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarının ve eki belgelerin tek delil olacağının taraflarca kesin olarak kabul edildiğini, bu çerçevede, sayın mahkeme tarafından müvekkili şirket ticari defter ve kayıtları esas alınarak hüküm kurulması gerektiğinin sabit olduğunu, davacı şirketin alacak talebinin hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığını, nitekim müvekkili şirketin davacı şirkete karşı muaccel olup da ödenmemiş bu miktarda borcunun bulunmadığını, alacaklı olduğunu iddia eden davacının, bu mesnetsiz iddiasını ispatla mükellef olduğunu, Sayın Mahkeme tarafından gerek görülmesi halinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasını, müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılacak tetkikler neticesinde hakikatin ortaya çıkacağını, hiçbir şekilde borcu kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacı tarafından müvekkili şirketten %40’dan az olmayacak oranda icra inkar tazminatı talep edilmesinin açıkça hukuka aykırılık teşkil ettiğini, davacının müvekkili şirketten hiçbir alacağının bulunmaması ile öncelikle müvekkili şirketin zararlarının karşılanması gerekmesi nedenleri ve ayrıca taraflar arasındaki delil sözleşmesi gereğince de müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarının tek delil olarak kabul edildiği dikkate alınarak haksız ve yersiz açılan işbu davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı taraf üzerinde bırakılmasına, fazlaya dair ve/veya yasal her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
CEVABA CEVAP: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevaba cevap dilekçesi ile özetle; HMK 445 gereğince yapmış oldukları işlemin yasaya uygun olduğunu, kaldı ki; cevap dilekçesini UYAP ortamından gönderen ve UYAP ortamından dava dosyası içeriğini ve dava dilekçesi eklerini gören davalı vekillerinin, davacı müvekkillerinin kendilerine tebliğ edilmediğine ilişkin beyanlarının kabulünün mümkün olmadığını, HMK.nun 121. maddesi hükmü gereğince “veya” bağlacı kullanılmak suretiyle delillerin bir fazla çıkartılma zorunluluğunun ortadan kaldırıldığını, gerek davalı şirket gibi piyasaya hakim şirketler (Marketler Zinciri) ve gerekse banka ve kamu kurumlarının sürekli olarak tek yanlı düzenledikleri ve harfine dahi müdahaleye izin vermedikleri “İltihaki Sözleşmeler” düzenlediklerini, öncelikle taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin davalının güçlü ekonomik üstünlüğünü kullandığı iltihaki nitelikte bir sözleşme olduğunu, bu nedenle hükümlerinin davacı müvekkilini bağlamadığını, davalı yanın münhasır delil sözleşmesi savunlamalarının kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davalının borcunun olup olmadığının usulünce yapılacak bilirkişi incelemeleri ile tespit edilmesi gerektiğini, icra takibinin başlangıç tarihi itibari ile geçerli olan İcra İflas Kanunu hükümlerine göre davacı müvekkilinin % 40 inkar tazminatı talebinin haklı olduğunu, bu nedenle davalı yanın bu yöndeki beyanlarını da kabul etmediklerini beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
İade şartlı ürün satış anlaşması : … Tic. ve Gıda San. AŞ ile … Dış Ticaret Ltd Şti arasında İade Şartlı Ürün Satış Anlaşması imzalanmış olup, sözleşmenin kapsamının tedarikçiden alınan ve …’nın özel hükümler çerçevesinde iade edebileceği ürünlerin iade şartlarının düzenlendiği görülmüştür.
İade Faturaları : 25/06/2008 tarihli … numaralı 1.770,00-TL. bedelli, 14/07/2008 tarihli … numaralı 615,60-TL. bedelli, 24/07/2008 tarihli … numaralı 1.770,00-TL. bedelli, 18/08/2008 tarihli … numaralı 48,06-TL. bedelli, 18/08/2006 tarihli … numaralı 43,20-TL. bedelli , 23/09/2008 tarihli … numaralı 756,00-TL. bedelli , 15/10/2008 tarihli …numaralı 405,00-TL. bedelli , 22/10/2008 tarihli … numaralı 1.180,00-TL. bedelli , 22/10/2008 tarihli … numaralı 1.180,00-TL. bedelli ,20/11/2008 tarihli … numaralı 1.180,00-TL. bedelli , 20/11/2008 tarihli … numaralı 1.180,00-TL. bedelli , 29/06/2009 tarihli … numaralı 304,13-TL. bedelli , 29/06/2009 tarihli … numaralı 581,58 -TL. bedelli , 29/06/2009 tarihli … numaralı 437,88-TL. bedelli , 17/07/2009 tarihli … numaralı 1.771,98-TL. bedelli , 11/08/2009 tarihli … numaralı 5.618,34-TL. bedelli , 18/08/2009 tarihli … numaralı 641,89 -TL. bedelli toplam 19.492,66-TL. ‘lik iade faturaları olduğu anlaşılmıştır.
İhtarname : Davacı şirket tarafından davalı şirkete keşide edilen Denizli … Noterliği’nin 15/03/2010 tarihli ve … numaralı ihtarnamesinde özetle; 17 adet iade faturalarında belirtilen mamüllerin taraflarına teslim edilmediği, bahse konu fatura bedellerinin cari hesaplarından düşürülmesi ile ilgili defalarca görüşülmüş olmasına rağmen halen bir işlem yapılmadığı, işbu ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içinde fatura bedellerinin yasal faizi ile birlikte taraflarına ödenmesi için gereğinin yapılması talep edilmiş olup, söz konusu ihtarname davalı şirkete 23/03/2010 tarihinde tebliğ edilmiştir.
İcra dosyası : Denizli 3. İcra Müdürlüğünün …/… E sayılı dosyası üzerinden 27.09.2012 tarihinde icra takibi başlatıldığı, davalı tarafın 03/10/2012 tarihinde yapılan tebligata karşın 09/10/2012 tarihinde ödeme emrine ve yetkiye itiraz ettiğini bildirdiği, takibin borçlu şirket yönünden 12/10/2012 tarihinde durdurulmasına karar verildiği ve yetki itirazı üzerine de dosyanın İzmir 4. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyasına gönderildiği, İzmir 4. İcra Müdürlüğünün …/… E. Sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı davacının borçlu davalı aleyhine 27/09/2012 vade tarihli 58.129,64-TL. tutarlı, muavin kaydında görünen bakiyenin ödenmesine ilişkin t ödeme emrinin borçlu şirkete 02/01/2013 tarihinde tebliğ edildiği ve borçlu şirketin 16/04/2013 tarihinde toplam 1.555,70-TL. ödeme yaptığı, bakiye alacak yönünden borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu : Davacı şirkete ait ticari defterlerde inceleme yapmak üzere Denizli Asliye Ticaret Mahkemesince S.M.M.M. Bilirkişi …’e dosya tevdi edilmiş olup, Bilirkişi 05/09/2014 tarihli raporunda; davalı ve davacı arasında borç alacak ilişkisinin 2012 yılından önceki dönemlerde başladığını ve 2012 yılı Eylül ayına kadar Cari Hcsap olarak devam ettiğini, davacının ticari defterlerinde 2012 yılı öncesine ait davalının 28.368,30 TL cari hesap borcu ile ilgili defterler ve belgeler incelemeye sunulmadığından bir tespit yapılamadığını, davacının ticari defterlerindeki 28.09.2012 icra takip tarihi itibariyle davalının cari hesap borcunun 55.323,46 TL olduğunu, ancak; davacının 2012 yılı önceki dönem davalıdan olan 28.368,30 TL cari hesap alacağına dair tespit yapılamadığından bu miktarın alacak-borç durumunda dikkate alınmadığını ve buna göre 28.09.2012 icra takip tarihi itibariyle davalının davacıya cari hesap borcunun (55.323,46-28.368,30) = 26.955,16 TL olduğunu mütalaa etmiştir.
Bilirkişi ek raporu : Bilirkişi 04/02/2015 tarihli ek raporunda; davalı ve davacı aracısında Borç Alacak ilişkisinin 2008 Yılından 2012 yılına kadar cari hesap olarak devam ettiği, Davacının ticari defterlerindeki 28.09.2012 icra takip tarihi itibariyle davalının cari hesap borcunun 55.323,46 TL olduğunu mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporu : (Davalı … A.Ş.’ nin Ticari Defter Bilgilerinin incelenmesi) Bağımsız Denetçi – Mali Müşavir Melek Konak Doğan 25/02/2016 tarihli raporunda; Davacı tarafın davalıdan 27.09.2012 tarihinde 58.129,64-TL alacağı olduğunu iddia ederek icra takibi başlattığını, davalının ise sadece 1.351,08-TL borcu olduğunu kabul ettiğini, davacı tarafın ticari defterlerinin talimat ile incelendiğini, davacı tarafın ticari defter kayıtlarına göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 55.323,46-TL alacaklı olduğunu, davacıya ait incelemeye sunulan 2012 yılı yevmiye defterinin yıl sonu noter kapanış tasdikine haiz olduğunun tespit edildiğini, davalı … A.Ş. ‘nin ise incelemeye 2009-2012 yılları arası özel hesap dönem kayıtlarını içerir ticari defterlerini ibraz ettiğini, defter kayıtlarına göre takip tarihinde …’nın davacıya borcunun gözükmediğini, takip sonrasında 28.12.2012 tarihinde kabul ettiği borcun gözüktüğünü, ancak kısmi itiraz ve kabulün 09.01.2013 tarihinde yapıldığının görüldüğünü, buna göre bu alacağın 55,162,54-TL’lik kısmının davalı …’nın ticari defterlerinde kayıtlı ancak davacı şirketin defterlerinde kayıtlı olmayan, … lehine tahakkuk ettirilmiş faturalardan kaynaklanmakta olduğunu, bu fatura bedelleri davacı aleyhine tahakkuk ettirildiğinde, davacı kayıtlarına göre de davacının, davalı … A.Ş.’den sadece 55.323,46 – 55,162,54 = 160,92-TL alacağının kalmakta olduğunu, davalı taraf defterlerinde kayıtlı ciro primi, reklam , Promosyon..vs borca karşılık kesilen ancak davacı taraf defterlerinde kayıtlı olmayan faturaların geçerliliğine itiraz etmesi halinde, taraflarca dayanak sözleşmelerin ve faturaların ibrazı halinde geçerliliklerinin denetlenebileceğinin görüldüğünü mütalaa etmiştir.
Bilirkişi ek raporu : (Davalı … A.Ş.’ nin Ticari Defter Bilgilerinin incelenmesi) Bağımsız Denetçi – Mali Müşavir … 20/08/2018 tarihli ek raporunda; Dosyaya sunulan suret tedarik formu ve davalı tarafın davacı aleyhine tahakkuk ettirdiği faturalar incelendiğinde, davalı …’nın sözleşmeye göre hakkı olmadığı veya dayanağını ispatlayamadığı halde tahakkuk ederek borcundan mahsup etmiş olduğu faturalara dair kayıtların, raporda sunulan davalı taraf ticari defter kayıtlarında koyu yazı veya belirli satır olarak gösterildiğini, buna göre davalının davacı aleyhine sözleşmeye göre hakkı olmadığı veya dayanağını ispatlayamadığı halde tahakkuk ederek borcundan mahsup etmiş olduğu faturaların toplam bedelinin 33.907,78-TL olarak gözüktüğünü, bu miktara davalı defter kayıtlarında davalının davacıya borcu olan ve davalının kabul ettiği 1.351,08-TL de eklendiğinde, davalının takip tarihinde davacıya toplam 35.258,86-TL borcunun gözükmekte olduğunun anlaşıldığını mütalaa etmiştir.
Bilirkişi heyet raporu : Sayıştay E. Denetçisi …, S.M.M.M … ve S.M.M.M. … 04/09/2019 tarihli heyet raporunda; Davacı yanın talimat mahkemesi ile 2009 ve sonrası yasal defterlerinin incelendiğini, davalının ise 2008 ve sonrası kayıtlarının incelendiğini, 2008 öncesine dayanan ticari ilişkilerinin olduğunun anlaşıldığını, taraflarca geçmiş yıllara dayalı ticari ilişkileri içerisinde hesap mutabakatı yapılmayarak bakiye farklılıklarının günümüze kadar geldiğini, davacının başkaca şehirde olması sebebi ile de dava dosyasındaki mevcut verilere göre tarafların 2009-2012 arası dava dosyasında mevcut yasal defter dökümlerinin tek tek karşılaştırıldığını ve karşılıklı kayıtlı olmayan tutarlar sağlaması da yapılarak tek tek tespit edilmiş olduğunu dökümü yapılan fatura içeriklerinin karşı yana teslim edildiğinin ispatlanması gerektiğini, ispatlanan her bir tutarın hesaplara dahil edilmesi gerekeceğini ancak tarafların karşılıklı yasal defter kayıtlarına göre; takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 14.688,34 TL alacaklı olduğunu, davalının sunduğu toplam 4.235,24 TL bedelli ciro primlerinin davacının kabulünde olduğunun Sayın Mahkemece kabul edilmesi durumunda (14.688,34-4.235,24=) 10.453,10 TL olduğunu, Sayın Mahkemece davacının alacağı olarak kabul edilecek tutardan, davalının kabulünde olan ve İcra Takibi sonrası ödediği görülen 1.351,08 TL nin düşülmesi ile dava tarihi itibari ile alacak miktarına ulaşılabileceğini mütalaa etmişlerdir.
Bilirkişi heyeti ek raporu : Sayıştay E. Denetçisi …, S.M.M.M … ve S.M.M.M. … 12/05/2020 tarihli ek raporda; Kök Raporlarında takip tarihi itibariyle yapılan tespite konu davacı alacağının 14.688,34 TL dan; davalı kayıtlarında yer aldığı tespit olunan … nolu fatura bedeli 1.632,96 TL’nin, mükerrer kayıt altına alınmış … nolu fatura bedeli 104,18 TL’nin, icra takibinde ödenmiş 1.351,08 TL’nin, davacının kabulünde olduğunun mahkemece kabul edilmesi durumunda davalının sunduğu toplam 4.235,24 TL bedelli ciro primlerinin, düşülmesi gerektiğini, “bu hali ile (14.688,34-1.632,96-104,18-1.351,08=) 11.600,12 TL olduğunu, iş bu tutardan 4.235,24 TL lik fatura toplamının düşülmesi durumunda ise davacının alacak tutarının (11.600,12-4.235,24=) 7.364,88 TL mertebesinde olacağını, Ancak; fatura içeriği ürünlerin davalıya teslim edildiğinin açık ve net ortaya konması halinde davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş ancak davalı kayıtlarında yer almadığı tespit olunan 30 adet fatura toplamı 25.483,48-TL.’nin, Denizli 4.Noterliğinin 15.03.2010 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesine konu davalı tarafından düzenlenmiş 17 adet fatura içeriği ürünlerin davacıya iade edildiğinin ortaya konulmaması halinde faturalar toplamı 19.492,66 TL’nin eklenmesi gerektiği görüş ve kanaatine varıldığı mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi heyeti 2. ek raporu : Sayıştay E. Denetçisi …, S.M.M.M … ve S.M.M.M. … 12/04/2021 tarihli 2. ek raporda; Davacının davalıdan; 7.364,88 TL lik alacak tutarına iş bu 2. ek raporda yapılan incelemeler kapsamında; Sayın Mahkemece raporun Tablo 2 de yer alan 14 ve 30. sıradaki irsaliyeli fatura konusu malların davalıya tesliminin kabul edilmesi halinde 1.185,84 TL nin 7.364,88 TL lik davacı alacağına ilave edilmesinin, Tablo 2 de listelenen 5 adet fatura konusu malların tamamının davalıya teslim edildiğinin kabul edilmesi halinde ise 5.968,08 TL nin 7.364,88 TL lik davacı alacağına ilave edilmesinin gerektiği kanaatine varıldığını, icra takibine konu alacak tutarının 58.129,64.-TL, davaya esas değerin ise (davalının icra takibinde kabul edip ödediği 1.351,08.-TL lik tutarın düşülmesi sonucu) 56.778,56 TL olduğunu mütalaa etmişlerdir.
Yemin: Davalı vekilinin yemin teklifi üzerine davacı şirketi temsile yetkili kişinin Denizli’de ikamet ediyor oluşu gözetilerek Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yazılan talimat üzerine 18/11/2021 tarihli duruşmasında davacı şirketi temsile yetkili …’a usulüne uygun şekilde yemini yaptırılmış olup; davacı şirket yetkilisi “Bana tebliğ edilen yemin metni içeriğindeki tüm hususlara ilişkin yemin ediyorum, yemin metninde sunulu 17 adet faturaya konu mal şirketimize teslim edilmemiştir malların iade ve teslim alınmadığına dair yemin ederim ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dava; Genel satın alam sözleşmesi kapsamında cari hesap bakiyesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Dava, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Davalı taraf vekili, sözleşmedeki münhasır delil düzenlemesi nedeniyle yalnıza davalı ticari defterlerinin dikkate alınabileceği ve kesin delil teşkil ettiğini savunmuştur. Taraflar arasında imzalanan 2003 tarihli sözleşmenin muhasebe kayıtlarının delil olması başlıklı maddesinde, “Taraflar arasında çıkabilecek anlaşmazlıklarda …’nın ticari defter ve kayıtları ile müstenidatı HUMK’nın 287. maddesi gereğince delil olacağının tedarikçi kabul eder.” düzenlemesine yer verilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 193/I. maddesinde tarafların ispatın belirli delil veya delillerle yapılmasını kabul edebilecekleri belirtildikten sonra aynı maddenin 2. bendinde, taraflardan birinin ispat hakkı kullanımını imkansız kılan veya fevkalade güçlendiren delil sözleşmelerinin geçersiz olduğu kabul edilmiştir. Dayanak sözleşmenin muhasebe kayıtlarının delil olması başlıklı maddesindeki düzenleme, ispatın belirli delil veya delillerle yapılmasını öngören bir düzenleme olmayıp, sözleşmenin tarafı olup ekonomik yönden de üstün olan sadece davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarıyla ispat imkânını verdiğinden söz konusu düzenleme 6100 sayılı HMK’nın 193/2. maddesi gereğince geçersizdir. Bu nedenle davalının bu savunmasına itibar edilmemiştir.
Taraflar arasında 2003 yılında genel satın alam sözleşmesi imzalandığı, davacı şirketin sözleşme uyarınca, davalı şirkete mal tedarik etmesinin kararlaştırıldığı, sözleşme uyarınca taraflar arasındaki ticari ilişkinin cari hesap şeklinde işlediği, ticari ilişkin 28.12.2012 tarihine kadar devam ettiği, davacının, davalıya tedarik ettiği mallar nedeniyle davalıdan bakiye 58.129,64 TL cari hesap alacağı olduğu iddiası icra takibi başlattığı, davalının icra takibine yaptığı itirazında davacıya 1.351,08 TL borcunun olduğunu kabul ettiği, kalan (58.129,64-1.351,08=) 56.778,56 TL lik kısma itiraz ettiği, icra dosyasına davalının ödediği 1.351,08 TL nin davacı yanca 16.04.2013 tarihinde tahsil edildiği, kalan 56.778,56 TL alacağa yapılan itirazın iptali için davacının eldeki itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış olup, 04.09.2019 tarihli bilirkişi heyeti raporu, 12.05.2020 tarihli bilirkişi heyeti ek raporu ve 12.04.2021 tarihli bilirkişi heyeti 2. ek raporu dikkate alındığında tarafların defterleri arasındaki uyumsuzluğun, davacının defterlerine göre 01.01.2009 başı itibari ile davalıdan 15.385,78 TL alacaklı göründüğü, davalı yanın defterlerine göre davacıya 5.567,40 TL borçlu göründüğü ve 15.01.2009 tarihinde 5.567,40 TL yi ödeme kaydı ile borcunu kapattığı, davacının da bu tahsilat tutarını yasal defterlerine kaydettiği, buna göre davacının kendi defterlerine göre 01.01.2009 başında (15.385,78-5.567,40=)9.818,38 TL 2008 yılından devreden alacak nedeniyle davalıdan alacaklı göründüğü, davacı vekilince sunulan 2008 yılına ait cari hesap ekstresi dikkate alındığında, bu farkın 9.371,86 TL’lik kısmının davalının davacı adına düzenlediği, davalı defterlerinde kayıtlı olup da davacı defterlerinde kayıtlı olmayan 25/06/2008 tarihli, … sıra numaralı, 1.770,00 TL bedelli, 14/07/2008tarihli, … sıra numaralı, 615,60 TL bedelli, 24/07/2008 tarihli, … sıra numaralı, 1.770,00 TL bedelli, 18/08/2008 tarihli, … sıra numaralı, 48,06 TL bedelli, 18/08/2008 tarihli, … sıra numaralı, 43,20 TL bedelli, 15/10/2008 tarihli, …sıra numaralı, 405,00 TL bedelli, 22/10/2008 tarihli, … sıra numaralı, 1.180,00 TL bedelli,22/10/2008 tarihli, … sıra numaralı, 1.180,00 TL bedelli, 20/11/2008 tarihli, … sıra numaralı,1.180,00 TL bedelli ve 20/11/2008 tarihli, … sıra numaralı, 1.180,00 TL bedelli 10 adet toplam 9.371,86 TL bedelli iade faturalarından kaynaklandığı, 2008 yılından devreden bakiye 486,52 TL’lik alacak kaydının ise davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, bu halde 2008 yılından devreden bakiye 486,52 TL’lik alacak ile 04.09.2019 tarihli bilirkişi heyeti kök raporunun 6. Sayfasında sol sütunda davacı defterlerinde kayıtlı olup da davalı defterlerinde kayıtlı olmayan dökümü yapılan faturalardan kaynaklanan alacak ile 2010 yılına ait 3 adet toplam 3.933,36 TL bedelli faturalar ile 2012 yılına ait 31 adet 25.483,70 TL bedelli faturalardan kaynaklanan alacağın varlığını ve bu alacaklara konu malların davalıya teslim edildiğini ispat yükünün davacı tarafta olduğu, 2008 yılına ait yukarıda dökümü yapılan 10 adet toplam 9.371,86 TL bedelli iade faturaları ile raporun aynı sayfasının sağ sütununda davalı defterlerinde kayıtlı olup da davacı defterlerinde kayıtlı olmayan 2009 yılına ait 6 adet toplam 9.355,80 TL bedelli iade faturasına konu malların davacıya iade edildiğinin ve 2010 yılına ait 7 adet ciro primi faturaları nedeniyle davacıdan alacaklı olunduğunun ise davalı tarafça ispat edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davacının 16.05.2016 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde ciro primi dışında diğer düzenlenen faturaların kabullerinde olmadığı dair beyanı dikkate alındığında davacının davalı tarafından düzenlenen ciro prim faturalarını kabul ettiği anlaşılmakla, davalı tarafından davacı adına düzenlenen 7 adet ciro primi faturalarına konu (370,26+58,24+343,65+ 1286,24+1590,91+515,14+ 70,80 =) 4.235,24 TL’nin davacı alacağından mahsup edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davalı kayıtlarında mevcut olup da davacı defterlerinde kayıtlı olmayan 16 adet iade faturaları yönünden davalının yalnızca iade faturalarının fotokopilerini sunduğu, iade faturalardaki malın tesliminin sevk irsaliyesi, teslim belgesi makbuz vs. delillerle ispatlanması gerekli olup bu hususta tanık dinlenmesinin de mümkün olmadığı, davalı cevap dilekçesinde yemin deliline dayandığından davalı vekiline yemin teklif etme hakkının hatırlatıldığı, davalı vekilinin davacı tarafa yemin teklif etmesi üzerine; davacı şirket yetkilisinin talimatla yapılan usulüne uygun yemin davetiyesi üzerine duruşmaya katılarak iade faturasına konu malların şirketlerine teslim edilmediği konusunda yemin ettiğinden, 16 adet iade faturasına konu malların davacıya iade edilmediği kesin delille ispatlandığından, 2008 yılına ait yukarıda dökümü yapılan 10 adet toplam 9.371,86 TL bedelli iade faturaları ile 2009 yılına ait 6 adet toplam 9.355,80 TL bedelli iade faturalarından kaynaklanan davalı alacağının, davacının dava konusu cari hesaptan kaynaklanan alacağından mahsup edilmeyeceği kanaatine varılmıştır.
Davacı defterlerinde kayıtlı olup da davalı defterlerinde kayıtlı olmayan 2008 yılından devreden bakiye 486,52 TL’lik alacak ile 04.09.2019 tarihli bilirkişi heyeti kök raporunun 6. Sayfasında sol sütunda dökümü yapılan faturalardan kaynaklanan alacak ve 2010 yılına ait 3 adet toplam 3.933,36 TL bedelli faturalar ile 2012 yılına ait 31 adet 25.483,70 TL bedelli faturalardan kaynaklanan alacağın varlığını ve bu alacaklara konu malların davalıya teslim edildiğini ispat yükünün davacı tarafta olduğu, bilirkişi heyetinin kök raporu ile 1. ve 2. Ek raporlarındaki tespitler dikkate alındığında, davacı vekili tarafından sunulan kargo faturaları esas alınarak yazılan müzekkereye … Kargo tarafından verilen 22.01.2021 kayıt tarihli yazısına göre mevzuata göre iki yıllık saklama yükümlülüklerinin sona ermesi nedeni ile 2012 yılına ait belge asıllarını sunamadıkları ancak yazılarının ekinde 13 adet kargo ön izleme belgesinin gönderildiği, bu belgelerin teslim alan bilgileri ile davacı vekilinin 29.09.2020 tarihli dilekçesi ekinde sunulan davalının kayıtlarında yer almayan irsaliyeli faturalar ve ekindeki … kargo faturaları ile birlikte karşılaştırılmak suretiyle yapılan bilirkişi heyetinin 2. Ek rapordaki incelemeye göre tablo 2 de … kargonun teslim bilgisini gönderdiği 14. ve 30. sıradaki toplamı 1.185,84 TL olan 2 adet irsaliyeli fatura ile … kargonun teslim bilgisini gönderemediği ancak davacı vekilinin 29.09.2020 kayıt tarihli dilekçesi ekinde sunulan kargo faturalarında irsaliye bilgisi olan, davacının irsaliyeleri ile örtüşen ve alıcısı davalı … … görünen 9,12 ve 13 sıra nolu toplamı 4.782,24 TL olan 3 adet irsaliyeli fatura yönünden davacının bu faturalara konu malları davalıya sattığını ve teslim ettiğini ispat ettiğinden, anılan toplam 5.968,08 TL bedelli bu 5 adet irsaliyeli faturaya konu alacağın davacı alacağı olarak kabul edilmesi gerektiği, bunun dışında kalan 2008 yılından devreden bakiye 486,52 TL’lik alacak ile 04.09.2019 tarihli bilirkişi heyeti kök raporunun 6. Sayfasında sol sütunda dökümü yapılan faturalardan kaynaklanan alacak ve 2010 yılına ait 3 adet toplam 3.933,36 TL bedelli faturalar ile 2012 yılına ait 26 adet 19.515,62 TL bedelli faturalara konu malların tesliminin sevk irsaliyesi, teslim belgesi makbuz vs. gibi HMK’nun 200. Maddesi uyarınca yazılı delillerle ispatlanması gerektiği, bu hususta tanık dinlenmesinin de mümkün olmadığı, davacının dava dilekçesinde yemin deliline dayanmadığı gözetildiğinde kanıtlanamayan bu alacak kalemlerinin davacının bakiye cari alacağının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı değerlendirilmiştir.
Yapılan tüm açıklamalar ışığında bilirkişi heyetinin 2. Ek raporundaki hesaplamaya göre 12.05.2020 tarihli 1. ek raporunda; davalı kayıtlarında yer aldığı tespit olunan … nolu fatura bedeli 1.632,96 TL’nın, mükerrer kayıt altına alınmış … nolu fatura bedeli 104,18 TL’nın, icra takibinde ödenmiş 1.351,08 TL’nın, davacının kabulünde toplam 4.235,24 TL bedelli ciro primlerinin düşülmesi, davacı kayıtlarında 2008 yılına devreden alacağın 9.371,86 TL’lik kısmının davalı defterlerinde devreden alacak içinde yer almamasının, davalı defterlerinde kayıtlı olup da davacı defterlerinde kayıtlı olmayan ve teslimi davalı tarafça ispat edilemeyen 10 adet toplam 9.371,86 TL bedelli iade faturalarından kaynaklandığından bu tutarın davacı alacağına eklenmesi, yine teslimi kargo faturaları ile ispatlanan 2012 yılına ait toplam 5.968,08 TL bedelli 5 adet davacı faturasına konu alacağın bilirkişi heyetinin 2. Ek raporundaki davacı alacağına ilave edilmesi, bunlar dışında kalan ispatlanamayan davacı faturaları ve ispatlanamayan davalının iade faturalarının hesaplamaya dahil edilmemesi gerektiği, bu halde davacının davalıdan bakiye ( 14.688,34 TL bilirkişi heyeti tarafından tespit edilen alacak + 5.968,08 TL+ 9.371,86 TL) – (1.632,96 TL + 104,18 TL + 1.351,08 TL + 4.235,24 TL)= 22.704,82 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla davacının davasının kısmen kabulü ile davalının icra takibine vaki itirazının 22.704,82 TL’llik asıl alacak için iptaline ve takibin bu alacak üzerinden takip talebindeki koşullarla devamına, hüküm altına alınan alacağın İİK’nun 67/2.maddesi uyarınca likit olması ve davalının itirazında haksız olması nedeniyle %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE,
Davalının, İzmir 4. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptali ile 22.704,82 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi için takibin devamına,
2-Hüküm altına alınan 22.704,82 TL alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 1.550,97 TL nispi harca, peşin alınan 959,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 591,32 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
5-Dava kısmen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı 0,60 TL dosya gideri, 3,80 TL vekalet suret harcı, 266,55 TL davetiye ve posta gideri, 6.350,00 TL bilirkişi ücreti, olmak üzere 6.620,95 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı nazara alınarak 2.641,76 TL yargılama gideri ile davacı tarafın karşıladığı 25,20 TL başvurma harcı, 959,65 TL peşin harç olmak üzere toplam 3.626,61 TL’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine. Davacı tarafın fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına.
6-Dava kısmen red edildiğinden davalı tarafın yaptığı 100,00 TL davetiye ve posta giderinden davanın red oranı nazara alınarak 60,10 TL yargılama giderinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine. Davalı tarafın fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına.
7-Dava kısmen kabul edildiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
8-Dava kısmen reddedildiğinden, reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 5.111,06 TL nisbi vekalet ücretinin de davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine.
9-HMK.nun 333.maddesi uyarınca, gerekçeli karar tebligat masrafları düşüldükten sonra davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
ilişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/02/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)