Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/934 E. 2022/544 K. 03.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/934
KARAR NO : 2022/544

DAVA : İstirdat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/01/2013
KARAR TARİHİ : 03/06/2022

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin İzmir 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile 20/11/2009 tarihinde kısıtlanan …’ye vasi olarak atandığını, kısıtlı hakkında doğrudan icra takibi yapılamayacağı halde bir takım usulsüzlükler yapılarak takibin kesinleştirildiğini, müvekkili vasinin icra takibinden haberdar olmaması sağlanarak senet bedelinin kısıtlı hesabından tahsil edildiğini, senet düzenlenme tarihi itibariyle kısıtlının bono imzalayacak hukuki ehliyeti bulunmadığı gibi imzanın da kısıtlıya ait olmadığını, dolandırıcılık kastı ile senedin davalı tarafça düzenlendiğini, ayrıca kısıtlının senetteki tarih itibariyle 560.000,00 TL gibi bir borç altına girecek durumda olmadığını, senet düzenlenmesi için bir sebep bulunmadığını, davalılar tacir olmadığından reeskont faizi istenemeyeceğini, senet üzerinde de çıplak gözle görüleceği üzere yazı farklılıklarının bulunduğunu, senedin malen mi nakden mi düzenlendiği hususunun senette yer almadığını, İzmir 5. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile takibin iptal edildiğini; icra dosyalarında kısıtlıya gönderilen ödeme emrinin 17/12/2012 tarihinde aynı adreste muhatap ile beraber oturan, muhatabın tebliğ tarih itibariyle çarşıda olduğunu beyan eden davalı …’ye tebliğ edildiğini, bu hususun dahi dolandırıcılık kastını gösterdiğini, çünkü tebliğ yapılan adresin kısıtlıya ait adres olmayıp davalı …’nin adresi olduğunu, aynı zamanda dava dosyasında 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin verdiği görevsizlik kararının bu adrese çıkartıldığı halde “adreste tanınmadığı” gerekçesiyle iade edildiğini, yine İzmir 5. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında da tebligatın iade edildiğini, soruşturmanın devam ettiğini, vesayet makamı hakkında HSYK tarafından soruşturma başlatıldığını, alacaklı vekili hakkında da İzmir Barosu tarafından soruşturma başlatıldığını, dava konusu senedin kısıtlının akli dengesinin yerinde olmamasından faydalanılarak haksız, kötü niyetli ve gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğini, davalıların yasaya aykırı ve istirdata konu olacak şekilde zenginleştiklerini, kısıtlının borçlu olmadığını belirterek, kısıtlının borçlu olmadığının tespitine, alacağın % 20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalılardan tahsiline, kısıtlıya ait vesayet hesabından tahsil edilen miktarın tahsil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine, karar verilmesini istemiştir.
Dava, 858.812,10 TL harca esas değer üzerinden açılmıştır.
CEVAP ;
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; davalı olarak gösterilen müvekkilinin bu davanın dayanağı olan İzmir 4. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasının alacaklısı değil, borçlusu olduğunu, söz konusu takip dosyası borcunun diğer davalı tarafından tahsil edilmiş olması sebebiyle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, açılan dava niteliği itibariyle istirdat davası olduğundan müvekkilinin davalı olarak gösterilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafın miras payı karşılığı olarak müvekkiline defalarca senetler düzenleyip verdiğini ve sonrasında imza inkarı yoluna gittiğini, açılan davalarda imza bilirkişilerinden gelen raporlar arasında çelişkilerin ortaya çıktığını, bu çelişkilerin sebebinin ise davacının imza değiştirmek gibi bir yola başvurması olduğunu, dava konusu bononun davacı tarafından düzenlenerek müvekkilinin babasının huzurunda müvekkiline verildiğini, yıllardır amcasının kendisine vaad ettiği miras payına karşılık olarak ve helalleşmek üzere verildiğini, davacının hür iradesi ile imzalandığını, davacının, senet düzenlendiği tarihte ehliyetsiz olmasının söz konusu olmadığını, zira; senedin 03/04/2009 tarihinde düzenlendiğini, davacının kısıtlanmasına ilişkin mahkeme kararının ise 20/11/2009 tarihinde verildiğini yani davacının bu senedi düzenlerken hak ve fiil ehliyetine sahip olduğunu; müvekkilinin yıllarca senet bedelinin kendisine ödeneceğine inanarak borç altına girdiğini, diğer davalı ve senet lehtarı olan …ile ticari ilişkisi bulunan müvekkilinin borçlarını ödeyemeyince senedi ciro ederek davalı …’a verdiğini, bu senedin davalı …tarafından takibe konulduğunu ve İzmir 4. İcra Müdürülüğü’nün … sayılı dosyasında dosya borcunun tahsil edildiğini belirterek, müvekkili aleyhindeki davanın öncelikle husumet nedeniyle usulden, bu kabul görmediği takdirde esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı …’a dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ancak yasal süre içerisinde davaya cevap vermemiştir.
Davalı …mahkememize yasal süreden sonra verdiği dilekçelerinde özetle; davacının senedin düzenlendiği tarihte tasarruf ehliyetinin bulunduğunu, senedi ciro yoluyla kendisine veren ve kendisinden alacaklı olduğu diğer davalı …’nin “senet metnindeki keşideci imzasının kendi huzurunda bizzat borçlu … tarafından atıldığına” ilişkin kendisine sözlü ve yazılı taahhütte bulunduğunu, senedin düzenlendiği tarih itibariyle davacının hak ve fiil ehliyetinin tam olduğunu, hiçbir kısıtlamanın söz konusu olmadığını, davacının 2009 yılında ve bu yıldan önce çok sayıda işlem yaptığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER ;
03/04/2009 düzenleme tarihli 02/07/2010 vade tarihli 560.000,00 TL bedelli bono, İzmir 4. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası, İzmir 5. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası, İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dava dosyası, İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 13/10/2017 havale tarihli rapor.
GEREKÇE ;
Dava; ödenen senet bedelinin sahtecilik hukuki sebebine dayalı olarak istirdadı istemine ilişkindir.
Dava dosyası İzmir 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 17/01/2013 tarihli …… Esas ……. Karar sayılı görevsizlik kararı ile birlikte mahkememize gönderilmiştir.
İzmir 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 20/11/2009 tarihli, … Esas ve …Karar sayılı kararı incelendiğinde; …’ye “demansiyel sendrom” tanısı sebebiyle ……’in vasi tayin edilmesine karar verildiği görülmüştür.
Davanın konusu olan İzmir 4. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası incelendiğinde; 14/12/2012 tarihinde kambiyo takibi olarak başlatılan takipte takip alacaklısının …, takip borçlularının … ve … olduğu, takipte 560.000,00 TL senet bedeli ve 223.443,89 TL faiz olmak üzere toplam 783.443,89 TL alacağın tahsilinin istendiği, dosya borcunun 04/01/2013 tarihinde 858.812,10 TL olarak ödendiği, buna ilişkin reddiyat makbuzunun düzenlendiği görülmüştür.
Takibin dayanağı olan senet incelendiğinde; … tarafından … emrine düzenlenen 03/04/2009 düzenleme tarihli 02/07/2010 vade tarihli 560.000,00 TL bedelli bono niteliğine sahip senet olduğu, üzerinde nakden ya da malen alındığına ilişkin herhangi bir ibarenin bulunmadığı görülmüştür.
Davacının yargılama sırasında vefat etmesi sebebiyle dosyaya mirasçılık belgesi sunulmuştur.
İzmir 10. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 17/10/2017 tarihli …Esas ve … Karar sayılı mirasçılık belgesi incelendiğinde; davacı …’nin tek mirasçısının … olduğu görülmüştür.
Bu aşamadan sonra davacı mirasçısı … vekili tarafından dosyaya …’in verdiği vekaletname sunularak taraf teşkili işlemi sağlanmıştır.
İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 13/10/2017 havale tarihli raporda; alacaklısı …, borçlusu …… olan 03/04/2009 düzenleme tarihli, 02/07/2010 ödeme tarihli, 560.000,00 TL bedelli senet aslı üzerindeki imzanın …’nin eli ürünü olmadığı, bu kişinin yazı örnekleri olmadığı için yazılarla ilgili incelemenin yapılamadığı, diğer hususların 4. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından değerlendirileceği bildirilmiştir.
Davacı vekili; dosyada aldırılan son rapor ile birlikte diğer tüm raporlarda dava konusu senet üzerindeki imzanın kısıtlı …’ye ait olmadığı hususunun belirlendiğini, senedin takibe konduğu icra dosyasında takip alacaklısının vekili olan ………. hakkında İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen …….Esas sayılı davada iddia makamının esas hakkındaki görüşünü bildirdiğini, ceza davasının karar aşamasında olduğunu, İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının halen Yargıtay’da olduğunu belirtmiştir.
Davalı …; ticaretle uğraştığını, senedin kendisine ciro yoluyla geldiğini, sadece …’yi tanıdığını, …’den yaptıkları ticarete dayalı alacağının bulunduğunu, buna karşılık dava konusu senedi ciro yolu ile aldığını, senet üzerinde kendisinin herhangi bir cirosunun olmadığını, senedi aldığı gibi avukatına verdiğini, onun tarafından da icra takibi başlatıldığını belirtmiştir.
6098 sayılı TBK’nın 74. maddesi uyarınca maddi olayın varlığı veya yokluğunu, fiilin hukuka aykırılığını saptayan ceza mahkemesi kararı hukuk hakimini bağlayacak olup, dava konusu senetteki sahtecilik iddiasının İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı davasında tartışılıyor olması nedeniyle verilecek olası mahkumiyet kararı mahkememizi bağlayacak nitelikte olduğundan, 6100 sayılı HMK’nın 165. maddesi uyarınca bu mahkeme kararının kesinleşmesi beklenmiştir.
İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı kararı incelendiğinde; katılanların … ile … olduğu, sanıkların …ve … olduğu, suçun “resmi belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşları vb. tüzel kişilikleri araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçu, suç tarihinin 14/12/2012 olduğu, mahkemece “davaya konu sanık …’nin alacaklı, kısıtlı …’nin borçlu olarak göründüğü 02/07/2010 vade tarihli 560.000,00 TL bedelli senedin sanık …’nin bizzat kendisi veya bilgisi dahilinde başkası tarafından sahte olarak tanzim edildiği, senedin tahsilini sağlamak amacıyla …’nin senedi ciro edip diğer sanık …’a verdiği, bu sanığın da senedin sahte olduğunu bildiği halde tahsili amacıyla icra takibi yaptığı, senedin üzerinde borçlu …’nin adresinin …Sokak No:…..Mersinli/İZMİR olarak yazılı olmasına, ciranta …’nin adresinin …… Mahallesi ….. Sokak No:…. D:…Konak olarak yazılı olmasına rağmen sanık …’ın icra takibi sırasında hem kısıtlı hem de sanık Ali için tebligat adresi olarak ….. Mahallesi …. Sokak No:…… D:……. Konak adresini yazdığı, kısıtlı için yapılacak ödeme emri tebliğinin sanık …’nin alarak kısıtlının ve vasisi olan müştekinin bilgileri olmadan takibin kesinleşmesini sağladığı, haciz yoluyla kısıtlının Vakıfbank Adliye Şubesi’nde bulunan hesabındaki 858.812,10 TL parasını aldığı, böylece sanıkların birlikte hareket ederek kısıtlı adına sahte senet tanzim ederek icraya koymak suretiyle tahsil ettikleri, eylemlerinin resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçları kapsamında kaldığı” gerekçeleriyle resmi belgede sahtecilik suçlarından dolayı TCK’nın 37/1 maddesinin delaletiyle 204/1, 53/1-a maddeleri gereğince; dolandırıcılık suçundan dolayı ise TCK’nın 37/1. maddesi delaletiyle 158/1-d, 52/1-2-3, 52/4, 53/1-a maddeleri gereğince cezalandırılmalarına ilişkin 30/12/2015 tarihli kararın verildiği, her iki sanık yönünden de kararın Yargıtay 15. Ceza Dairesi’nin ….. Esas ……. Karar sayılı ve 08/03/2021 tarihli kararı ile onanarak 08/03/2021 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Kısıtlı …’nin senedin düzenlenme tarihi olan 03/04/2009 tarihi itibariyle borçlanma (senet düzenleme) ehliyetinin bulunup bulunmadığı konusunda İstanbul Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesi’nden raporunun aldırılmasına karar verilmiş ise de; davaya konu senetle ilgili sahtecilik araştırması yapılmış olduğundan 26/04/2019 tarihli duruşmada bu yöndeki ara kararından dönülmüştür.
Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre; mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu ile birlikte davaya konu 03/04/2009 düzenleme tarihli, 02/07/2010 ödeme tarihli, 560.000,00 TL bedelli senet (bono) aslı üzerindeki imzanın …’nin eli ürünü olmadığı hususunun belirlenmiş olması, İzmir 5. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile takibin iptal edilmiş bulunması, olayın ceza yargılamasının yapıldığı mahkememizce de bekletici mesele yapılan İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı kararı ile birlikte “…davaya konu sanık …’nin alacaklı, kısıtlı …’nin borçlu olarak göründüğü 02/07/2010 vade tarihli 560.000,00 TL bedelli senedin………’nin bizzat kendisi veya bilgisi dahilinde başkası tarafından sahte olarak tanzim edildiği, senedin tahsilini sağlamak amacıyla …’nin senedi ciro edip diğer sanık …’a verdiği, bu sanığın da senedin sahte olduğunu bildiği halde tahsili amacıyla icra takibi yaptığı..” hususunun belirlenmesi ve gerek davalı …’nin gerekse davalı …’ın atılı suçlar nedeniyle mahkumiyetlerine karar verilerek kararın her ikisi yönünden de kesinleşmiş olması, davalıların eyleminin hukuka aykırılığını saptayan bu kararın mahkememiz yönünden de bağlayıcı nitelikte bir karar olması karşısında, davacı …’nin (mirasçısı …….’in) davaya konu senet nedeniyle davalılara borcunun bulunmadığı ve 04/01/2013 tarihinde ödediği senet bedelinin davalılardan istirdadını isteyebilme koşullarının oluştuğu anlaşıldığından, haklı görülen davanın kabulüne; 858.812,10 TL’nin 04/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı …’nin mirasçısı …’e verilmesine; istirdat davasında tazminat düzenlemesine yer verilmemiş olduğundan, davacı vekilinin kötü niyet tazminatı isteğinin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacı tarafın istirdat davasının KABULÜ ile;
858.812,10 TL’nin 04/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı …’nin mirasçısı …’e verilmesine,
2-Davacı tarafın kötü niyet tazminatı isteğinin reddine,
3-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken ‭58.665,45 TL nispi ilam harcından, peşin alınan 14.666,40 TL harcın düşülmesi ile kalan ‭43.999,05‬ TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacının yatırmış olduğu 24,30 TL başvurma harcı ve 14.666,40 TL peşin harç toplamı olan ‭14.690,7‬0 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı …’nin mirasçısı …’e verilmesine,
5-Davacının yapmış olduğu 687,74 TL’si tebligat-posta gideri ve 260,00 TL’si adli tıp rapor ücreti olmak üzere toplam ‭947,74‬ TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı …’nin mirasçısı …’e verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 59.990,61 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı …’nin mirasçısı …’e verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacı …’nin mirasçısı …’e iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 03/06/2022

Başkan ….
¸E-imza
Üye ……
¸E-imza
Üye ….
¸E-imza
Katip ……
¸E-imza