Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/349 E. 2022/136 K. 18.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/349
KARAR NO : 2022/136

DAVA : Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 18/02/2022

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Davacılar vekili dava dilekçesi ile özetle; … Gıda İnş. Tur. Teks. San. Tic. İml. İhr. A.Ş.’nin faaliyet alanının gıda, unlu mamuller, kuru pasta vb mamuller olduğunu, şirket yöneticilerinin aynı faaliyet alanında ticari işletmeler kurduklarını ve işletmecilik yaptıklarını, tespite konu müvekkili şirket ürünlerinin piyasa fiyatlarına kıyasla yarı fiyatına ve neredeyse maliyetine özel işletmelerine satıldığını ve bu suretle şirket aleyhine haksız kazanç sağlandığını, bu konuda yapılan ihtarlara yönetim kurulu tarafından cevap verilmediğini, şirket tarafından öz sermayeye katılmak ve ek yapı inşası için alınan arsanın yetkisizce ve yönetim kurulu kararı olmadan satıldığını, bu satışın şirket zararına olduğunu, denetçilere bilgi verilmediğini, şirketin bir kaç yıldır üst üste zarar açıkladığını, gıda alanında faaliyet gösteren bir şirketin zarar etmesinin kabul edilebilir bir durum olmadığını, sermaye girdisi olmadan, üyelere şufa hakkı tanınmadan ve genel kurul kararı olmadan bedelsiz bir şekilde şirkete yeni üye kaydının yapıldığını, yönetimin bugüne kadar sağlıklı bir envanter ve bilanço çıkaramadığını, yönetim kurulu üyeleri hakkında suç duyurusu üzerine İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından …/… sayılı soruşturmanın başlatıldığını, 2003 yılı genel kurulunun toplanamadığını, şirketin açıkça zarara uğratıldığını belirterek, şirkete tedbiren kayyım atanmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şirket zararı kapsamında 6.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak şirkete ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile özetle; şirketin yönetim kurulunun 5 kişiden oluştuğunu ancak davacı tarafın sadece 4 yönetim kurulu üyesi hakkında dava açtığını, yine 3 kişilik denetim organından sadece birisi hakkında dava açıldığını, şirket kurulurken her ortağa bir pastane mantığının hedeflendiğini ve bayilik sistemine doğru geçiş sağlanmasının istendiğini, şirketin geliştirilmesi, piyasadaki gücünün arttırılması, piyasada şirkete olan güvenin sağlanması gibi nedenlerle şirket, şirket ortakları ve bazı yönetim kurulu üyeleri ile 3. kişilerle eşit koşullarla ticari işlemler yapılması kararının alındığını, bu işlemlerden genel kurulun bilgisinin bulunduğunu, şirketin zarara uğratıldığı iddiasının asılsız olduğunu, arsa satışının tamamen yasal prosedüre uygun yapıldığını, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden alınan karar ve sirkülere göre düzenlenen yetki belgesinde “… ve …’ın müşterek imza ile arsa alıp satabileceklerinin” belirtildiğini, söz konusu arsanın 28.000,00 TL’ye alındığını ve bundan bir yıl sonra şirketin ihtiyacının olması nedeniyle 3. bir kişiye 36.000,00 TL’ye satıldığını, zarar iddiasının gerçek dışı olduğunu, şirketin zarar açıklamasının doğal olduğunu, zira; yeni kurulduğunu ve halen kapasitesinin % 10 ile çalıştığını, yönetim kurulu tarafından usule aykırı üye alımı yapılmadığını, üyelerin devirleri kendi aralarında yapıp sadece hisse devirlerini yönetim kuruluna bildirdiklerini, yönetim kurulunda üyelerin kendi paylarını başka bir kişiye devretmesi nedeniyle bu devirleri sadece pay defterlerine işlediklerini, bu satışların tamamen üyelerin kendi hisselerini 3. bir kişiye devretmesiyle gerçekleştiğini, davacının da hisselerinin bir kısmını …’dan, bir kısmını …’dan, bir kısmını da …’dan harici hisse satışları ile aldığını, şirketin her zaman için usulüne uygun çıkarılmış bilançosunun bulunduğunu, bunların her defasında onaylanarak yönetim kurulunun ibra olduğunu, şirketin 2003 yılı genel kurulunu toplantıya davet edemediğini, zira; toplantı için önemli bir bütçenin ayrılması gerektiğini, şirket zarar ediyor olduğu ve gerekli bütçe ayrılamadığı için genel kurulun yapılamadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE ;
Dava; şirket yöneticileri ve denetçisi olan kişilerin dava dışı şirketi zarara uğrattıkları ileri sürülerek açılan sorumluluk davasıdır.
Eldeki bu dava ilkin İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde …/… Esas numarası ile açılmış daha sonra devirle İzmir 11. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde …/… Esas numarasını almış, sonraki diğer devirle İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde 2014/349 Esas numarasını almıştır.
Davacılar vekili 27/10/2021 tarihli dilekçesi ile; tarafların haricen anlaştıklarını, bu nedenle davadan feragat ettiklerini belirtmiştir.
Davacılar vekilinin vekaletnamesi incelendiğinde; davadan feragat konusunda yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Davalılar …, …, … ve … vekilinin 19/10/2021 tarihli dilekçesi ile; dosyadan feragat edilmesi ya da dosyanın düşürülmesi durumunda karşı vekalet ücreti ile yargılama giderleri isteklerinin bulunmadığını bildirdiği görülmüştür.
Davalı … vekili nihai karardan sonra ancak gerekçeli karar yazımından önce vermiş olduğu 28/02/2022 tarihli dilekçesi ile; davanın reddi sebebiyle oluşacak masraf ve vekalet ücreti isteklerinin bulunmadığını bildirmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 307. maddesinde; “Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.”; 309. maddesinde; “(1) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.”; 310. maddesinde; “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. “; 311. maddesinde; “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 309 ve devamı maddeleri gereğince feragat, davayı sonlandıran işlemlerden olup, hüküm kesinleşene kadar her zaman yapılabileceğinden ve feragat beyanı verildiği anda kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağından, davacı tarafın davadan feragati nedeniyle aşağıda yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Harçlar Kanunu’nun 22. maddesine göre davadan feragat ön inceleme duruşmasından sonra gerçekleştiğinden, karar tarihindeki maktu ve karar ilam harcının 2/3’ü oranına isabet eden ve bu orana isabet edip alınması gereken harç 53,80 TL olduğundan, peşin alınan 81,00 TL harçtan alınması gereken harcın düşülerek fazladan alınan ‭27,20 TL harcın karar kesinleştiğinde isteği halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafça yatırılan 8.442,65 TL ıslah harcının karar kesinleştiğinde isteği halinde davacı tarafa iadesine,
5-Davalıların vekalet ücreti isteğinde bulunmamış olması nedeniyle davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayarak artan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; davacılar vekilinin yüzüne karşı, karşı taraf vekillerinin yokluklarında, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 18/02/2022

Başkan …
E-imza

Üye …
E-imza

Üye …
E-imza

Katip …
E-imza