Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/238 E. 2022/508 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/238
KARAR NO : 2022/508

DAVA : İstirdat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/06/2014
KARAR TARİHİ : 26/05/2022

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı … ile davalı … Ltd. Şti. arasında Alanya’da franchisinge dayalı “….” şubesi açılması konusunda 06.04.2013 tarihli franchising sözleşmesi imzalandığı, işbu sözleşmeye göre işletmeyi “…” ünvanı altında kendi ad ve hesabına işletecek, davalı da markasını kullandıracak, teknik danışmanlık sağlayacak olduğu, bir franchising sözleşmesinin kurulmasında zorunlu unsur olmamasına rağmen, davalı Alanya’da açılacak olan işletmenin mimari çizimlerinin ve tadilat işlerinin de … Ltd. Şti.’nin göstereceği mimar tarafından bedeli mukabilinde yapılması şartını dayatmış, bu husus sözleşmenin olmazsa olmaz bir unsuru olarak franchising sözleşmesinin “VI-Şirket tarafından verilecek danışmanlık hizmetleri” başlığı altında yer aldığı, davalı ile yapılan görüşmelerde mimari hizmetin davalı tarafından sağlanması halinde hem belirli bir standardın tutturulacağı hem de davalının sürekli aynı işi yaptığı ve dolayısıyla uzmanlaştığı kanısı uyandırılarak, verilecek hizmetin piyasa fiyatlarının altında bir maliyetle sunulacağı konusunda bir inanç oluştuğu, zira davalı taraf bu konuda kendilerinin uzman olduğunu, 40 civarında şubelerinin bulunduğunu, bu kadar çok şube açınca bu konuda uzmanlaştıklarını, bu nedenle piyasadaki en uygun koşullarda işin yerine getirileceğini ifade ettiği, sözleşmenin imzalanmasını müteakip, davalı işi kendi mimarı olarak tanıttığı ….’a ait diğer davalı … Ltd. Şti.’ne aktarmış, inşaat ve dekorasyon işleri bu şirket üzerinden yürütüldüğü, keza sözleşmenin imzalanmasından sonra dava dışı …., işletmeyi 26.04.2014 tarihinde kurulan ve kendisinin ortak olduğu diğer davacı … Ltd. Şti.’ne devretmiş, daha sonra 19.09.2013 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan karar ile bu şirketin ortaklığından ve temsilcilik görevinden ayrılmış, şirketle bir bağlantısı kalmadığı, davalı … Ltd. Şti. ile müvekkil şirket arasında yazılı bir franchising sözleşmesi imzalanmadığı, ticari ilişki taraflar arasında sözlü akit olarak sürdürüldüğü, yani sözleşmenin devri söz konusu olmamıştır. Başka bir deyişle taraflar arasında müvekkillerine ilzam eden yazılı bir franchising sözleşmesi olmadığı, zira 6098 Sayılı TBK’nın 205’inci maddesi uyarınca sözleşmenin geçerliliği, asıl sözleşmenin tabi olduğu şekle, yani yazılı şekilde yapılmasına tabi olduğu, taraflar arasında sözleşmenin devrine dair yazılı bir sözleşme yapılmadıkça, taraflar arasındaki sözleşme yeni bir sözleşme olduğu; sözleşme devredilmiş olmaz olduğu, müvekkillerinin işletmenin faal hale getirilmesi için davalı tarafa 535.000,00 TL ödendiği, ödemelere ilişkin belgeler kanıt listesinde sunulduğu, ancak davalı … Mimarlık Ltd. Şti. yapılan işlerin bedeli olarak müvekkillerinin adına 375.000,00 TL bedelli 21.06.2013 tarihli 11757 seri numaralı faturayı düzenleyip verdiği, aradaki fark için müvekkilinin davalılara başvurduğunda davalı … işin bedelinin bu kadar olduğunu, diğer davalı ise aradaki farkın kendi kâr payları olduğunu beyan ettikleri, tüm istemlere rağmen davalılar aradaki fark için fatura düzenlemediği gibi, bu farkı iade etmeyi de reddettikleri, sonuçta ortaya çıkan eser müvekkilimi tatmin etmemiş, iş birçok eksik ve hatayla teslim edildiği, keza müvekkilinden tahsil edilen meblağın yüksek olması ve fark iade edilmemesi üzerine müvekkilinin, çalışmayan ve şikayete konu olan hususların tespiti ile yapılan işlerin bedelinin ne kadar olabileceği hususunun tespiti için Alanya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. Değ. İş. Sayılı dosyası ile delil tespiti istediği, 25.10.2013 tarihli bilirkişi raporu ile davalılar tarafından yapılan imalatın malzeme-işçilik ve kalitesine göre maliyetinin (abartılmasına rağmen) en çok 392.893,98 TL olabileceği, mimari işler için ödenen 535.000,00 TL’nin yüksek bir meblağ olduğu ortaya çıktığı, müvekkilim elindeki tespit raporunu da davalıya göndererek kendilerine ödenen miktarın fazla olduğunu, aradaki farkın iade edilmesi gerektiğini davalı tarafa iletmişse de, davalı taraf cevaben 14.11.2013 tarihinde Alanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi Yargıçlığı’na başvurarak …. Değ. İş. Sayılı dosyası ile işletmede alkollü içecek satışı yapıldığı ve sözleşmeye aykırı davranıldığı konusunda tespit yaptırdığı, akabinde İzmir Noterliği’nin 17.02.2014 tarihli ve …. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile müvekkilimin akte aykırı davrandığını ileri sürerek, akte aykırlığın giderilmemesi halinde sözleşmenin feshedileceği ihtarında bulunulduğu, daha açık bir deyişle davalı taraf bu haksızlığı ört bas etmek için müvekkillerini baskı altına almak, gerekirse sözleşmeyi feshetmek için haklı bir neden yaratmak arayışı içerisine girdiği, davalı nezdinde hakkını arayan müvekkilinin, kötüniyetle düzenlendiği açık olan ihtarname ile karşılanınca, davalıya haklı bir fesih sebebi vermemek anlamında derhal alkollü içecek satışını durdurmuş ve bu husus taraflarınca keşide edilen İzmir Noterliği’nin 27.02.2014 tarihli ve …. yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi ile davalıya bildirildiği, ancak yapılan araştırmada davalının şubeler arasında ayrımcılık yaptığı, franchising sözleşmesinin gerektirdiği katı kurallarını sadece müvekkilime uygulamaya çalıştığı, turistik bir belde olan Alanya’da alkollü içecek servisini müvekkillerine yasaklarken, İstanbul-Bağdat Caddesi şubesinde yıllardır alkollü içecek servisi yapıldığını, davalının bu şubeye ayrıcalık tanıdığını görüldüğü, yapılan inşaat işlerin bedelinin piyasa fiyatlarının çok üzerinde olduğunu anlaşılması nedeniyle müvekkillerinin davalıya olan güveninin sarsıldığı, diğer yandan franchising sözleşmesinin gereklerinin davalı tarafından yerine getirilmemesi, şubeler arasında farklılıklar bulunması, farklı şubelere farklı fiyat uygulandığı halde müvekkillerinin farklı fiyat teklifinin reddedilmesi, sözleşmenin hakim konumunda olan davalının müvekkillerine temin ettiği ürünleri perakende marketlerdeki piyasa fiyatlarının üzerinde dayatması, taraflar arasındaki ticari ilişkiyi sürdürülmesi imkansız bir hale getirdiği ve müvekkillerinin bu haklı nedenlere dayanarak sözleşmeyi feshetmek zorunda kaldığı, davalı taraf ise bu fesihi kendi lehine yorumlamış ve akabinde İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi Yargıçlığı’nın …. Esas sayılı dosyası ile cezai şart ve muaccel hale geldiğini iddia ettiği gelecek 10 yıla ait danışmanlık ücretlerini tahsil etmek için dava konusu yaptığı, taraflarınca yapılan araştırmada … Ltd. Şti. … tarafından kurulmuş tek ortaklı bir şirket olduğu, …’ın aynı zamanda … Ltd. Şti.’nin de hakim ortağı olduğu ticaret sicil kayıtlarından anlaşıldığı, kaldı ki, … Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti.’nin faaliyet adresleri de aynı olduğu, davalıların birlikte hareket ettikleri, sözleşmenin hakim tarafında olmayı kendi lehlerine kullandıkları, daha önce hiçbir ticari faaliyeti olmayan ilk defa ticarete başlayan dava dışı …’nın tecrübesizliğinden yararlanarak işin bedelinden daha fazla bir bedel tahsil ettikleri, üstlendikleri işi, piyasa fiyatlarının dahi altında gerçekleştirecekleri konusunda müvekkillerini ikna etikleri ve sözleşmenin mimari projeye ilişkin bölümünün aşırı yararlanmaya neden olduğu ortada olduğu, diğer yandan davalı … Ltd. Şti., sözleşme müvekkilleri tarafından haklı nedenle feshedilmiş olmasına rağmen, sözleşme sanki kendileri tarafından ve haklı nedenle feshedilmiş gibi dava açmaları da davalıların niyetini belirlemek anlamında önemli olduğu, davalarının konusu, sözleşmenin müvekkilleri tarafından haklı nedenle feshedildiğinin tespiti ile müvekkillerinden mimari proje için fazladan tahsil edilen meblağın taraflarına iadesi olduğu, davalı … Mimarlık Ltd. Şti. bir taraftan yaptığı işler için 375.000,00 TL fatura düzenlerken, diğer taraftan iş bedeli olarak 535.000,00 TL tahsil ettiği, diğer yandan müvekkilleri tarafından istenen delil tespiti dosyasında yapılan iş bedelinin en çok 392.893,98 TL olabileceği tespit edildiği, bu farklılık nedeniyle iadesi talep edilen miktarın ne kadar olabileceği yargılamayı gerektirmekte ve yapılacak yargılama sonucunda değişebilecek nitelikte olduğu, bu nedenle HMK. Md.107 uyarınca ileride artırılmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen istirdatına karar verilmesini dileyerek belirsiz alacak davası açtıkları dava dilekçesini mahkememize sunmuşlardır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 21/07/2014 havale tarihli cevap dilekçelerinde davanın reddini talep etmişlerdir.
Davacı vekili 18/05/2022, davalı Vekili 20.05.2022 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini açıklamışlardır.
6100 sy HMK’nun 307. maddesi uyarınca “Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.”
309. maddenin 1. ve 2. fıkraları uyarınca “Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.
Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.”
310. maddesi uyarınca “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. “
311. maddesi uyarınca “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.”
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili ile davalı vekili feragat dilekçeleri ile davadan feragat ettiğini bildirir dilekçe sunduğu, feragat beyanının ön inceleme tutanağının imzalanmasından sonra mahkememize sunulduğu, davacı vekili vekaletnamesinde feragat yetkisinin bulunduğu anlaşılmakla davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Harçlar Kanunu’nun 22. maddesine göre davadan feragat ön inceleme duruşmasından sonra gerçekleştiğinden, karar tarihindeki maktu ve karar ilam harcının 2/3’ü oranına isabet eden ve bu orana isabet edip alınması gereken harç 53,8‬0 TL olduğundan, peşin alınan 170,80 TL harçtan alınması gereken harcın düşülerek fazladan alınan 117,00 TL harcın karar kesinleştiğinde isteği halinde davacı tarafa iadesine,
4-Tarafların yargılama gideri ve vekalet ücreti isteğinde bulunmamış olması nedeniyle yararlarına vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine yer olmadığına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayarak artan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; tarafların yokluklarında, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.26/05/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza