Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1401 E. 2021/747 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1401
KARAR NO : 2021/747

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/11/2014
KARAR TARİHİ : 05/10/2021

Mahkememizde görülen davanın ve karşı davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; davalı yüklenicinin, 23/10/2013 tarihinde müvekkiline “KDV hariç toplam 165.000,00 TL bedel karşılığında su borulu kazanın mekanik ızgara ve yakma sisteminin kurulması ve kurulumun 60 gün içerisinde gerçekleştirilmesi” konusunda teklif verdiğini, müvekkilinin de teklifi aynı gün kabul ettiğini, müvekkilinin ücret dahil sözleşmedeki tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davalının, sistemi sözleşme gereği 01/05/2014 tarihinde çalışır halde teslim etmesi ve işletmeye alması gerekirken, kurulum için gereken malzemelerin 16/04/2014 tarihinde sahaya getirildiğini, 17/04/2014 tarihinde montaj işleminin gerçekleştirildiğini, 21/04/2014- 26/04/2014 tarihleri arasında baca montajının (ıslak filtre) gerçekleştirildiğini, ancak tüm uyarılara rağmen davalının sistemi çalışır halde teslim etmesi gereken tarihte teslim etmediğini, davalının taahhüdüne aykırı olarak 23/07/2014 tarihinde müvekkiline teslim ettiği sistemin ilk günden itibaren gereği gibi çalışmadığını, beklenen verimin elde edilemediğini, sorunların 01/08/2014 tarihinde müvekkili tarafından giderilmeye çalışıldığını, bu süreçte de doğal gaz kullanan müvekkilinin ayrıca zarara uğradığını, davalının, müvekkiline gönderdiği 23/07/2014 tarihli yazıda sistemde mevcut bir kısım aksaklıkların varlığını kabul ettiğini, bunların giderildiğini ileri sürdüğünü, müvekkilinin diğer istekleri konusunda herhangi bir beyanda bulunmadığını, müvekkilinin başvurusu üzerine Makine Mühendisleri Odası İzmir Şubesi tarafından inceleme yapıldığını ve 08/08/2014 tarihli, 30.0/10088 sayılı raporda kazanda belirlenen eksikliklerin belirtildiğini, tarafsız kuruluşlarca yapılan incelemelerde de aynı sonuca varıldığını, müvekkilinin, davalıya İzmir… Noterliği’nden gönderdiği 16/09/2014 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarname ile “zararın tazminini” istediğini, davalının İzmir ….. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile cevap verdiğini ve kusur ile sorumluluğu reddettiğini, davalının BK’nın 472. maddesi çerçevesinde müvekkiline herhangi bir şekilde bildirimde bulunmadığını, davalının sadakat ve özen borcuna aykırı davrandığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile (müvekkilinin yapmak durumunda kaldığı masraflar, kar kaybı dahil) şimdilik 110.227,50 TL’nin davalıdan tahsiline, sözleşmenin geriye etkili olarak feshine, davalıya ödenen sistem bedelinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Dava değeri dava açılışında 110.227,50 TL olarak gösterilmiş, harç da bu miktar üzerinden yatırılmıştır. Mahkememizin ara kararı gereğince davacı vekili davalıya ödenen 165.000,00 TL sistem bedeli üzerinden eksik harcı tamamlamıştır.
CEVAP ;
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin, …’in bir fabrikasından sökerek satın aldığı su borulu kazanın mekanik ızgara ve yakma sistemi bir takım onarımlardan geçirilmiş halde iş yerinde bulunmakta iken, karşı taraf yetkililerinin “bu sistemin kendi fabrikalarında mevcut su borulu kazana monte edilerek çalışır duruma getirilmesi” için istekte bulunduklarını ve fiyat teklifi verildiğini, müvekkilinin fabrikasında …’ten sökülerek getirilmiş ve onarımdan geçirilmiş olan sistemin karşı taraf yetkilisine gösterildiğini, sistemin mevcut haliyle bir hafta boyunca sürekli çalıştırılarak denendiğini, karşı taraf şirket yetkilisi …’ın bu süre zarfında defalarca gelerek sistemi sorunsuz bir şekilde çalışırken gördüğünü ve verilen fiyat teklifini kabul ederek sistemin kendi fabrikasındaki kazana monte edilmesi işine onay verdiğini, yapılacak işin bedelinin 165.000,00-TL + KDV olacağının kararlaştırıldığını, müvekkili yetkililerinin karşı taraf şirket yetkililerini uyararak “yeni yakma sisteminin mevcut eski yakma sisteminden kapasite olarak daha büyük olduğunu, bu nedenle kazandaki mevcut fan sisteminin ve emiş sisteminin yetersiz kalacağını, verimli bir yanma olmayacağını, buna göre yeni yakma sistemine uygun olarak hava üfleme ve emiş sisteminin kapasitesinin artırılması gerektiğini” bildirdiklerini, sözleşmede sistemin 01/05/2014 tarihinde teslim edileceğinin belirtildiğini, karşı taraf şirketin müvekkiline gönderdiği 16/06/2014 tarihli yazısından “montajın 01/05/2014 tarihinde bittiği ve yakmaya geçildiği” hususunun anlaşılacağını, montajda gecikme yaşanmadığını, ayıp ihbarının yasal süre içerisinde yapılmadığını, davacı tarafın montaj için yer tesliminde geciktiğini, bu nedenle sürenin 01/05/2014 tarihine uzadığını, kazanın çalışır durumda teslim edilmediğine ilişkin iddiaları kabul etmediklerini, karşı tarafa gönderdikleri İzmir 36. Noterliği’nin 29/09/2014 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı şirketin sonradan ortaya çıkan isteklerinin yerine getirilmesi amacıyla yapılan ek işler ve parça değişimleri nedeniyle toplam KDV dahil 44.095,71-TL alacaklı olduklarını bildirdiklerini, müvekkilinin monte ettiği sistemin şu an verimli bir şekilde kullanıldığını, zira; davacı tarafın müvekkilinin yetkililerinin başlangıçta yaptığı uyarıları çok daha sonradan dikkate alarak kazan içerisine ek fan sistemi monte ettirerek sorunu giderdiğini, müvekkilinin sistemin yetersizliğinin az da olsa giderilebilmesi amacıyla döner ızgara arasına ek hava borularını yerleştirdiğini, bunun bedelinin 1.800,00-TL + KDV olduğunu, karşı tarafın isteği üzerine mekanik ızgaranın çalışır durumdaki ana redüktörünün yenisi ile değiştirildiğini ve adaptasyonun yapıldığını, bedelinin 9.661,25-TL + KDV olduğunu, davacıya ait fabrikada kazanın kurulu olduğu bölümün dar olması ve ıskarta kömürün dışarıya atılmasının zor olması nedeniyle teklifte olmadığı halde istek üzerine mekanik (motorlu) bir bantın üretilerek yerleştirildiğini ve çalışır durumda teslim edildiğini, bedelinin 7.800,00-TL + KDV olduğunu, istek üzerine mekanik ızgaranın kapasitesinin artırılması için ızgaranın uzatılması işleminin yapıldığını, bedelinin 2.740,00-TL + KDV olduğunu, palet altı makaraların ek istek doğrultusunda müvekkilinin fabrikasında üretilerek değiştirildiğini, bedelinin 9.500,00-TL + KDV olduğunu, ıslak filtrenin bacaya bağlantısı teklifte olmadığı halde müvekkili tarafından yapıldığını ve çalışır durumda teslim edildiğini, bedelinin 3.600,00 TL + KDV olduğunu, kömür taşıyıcı döküm paletlerin yedeği olarak 180 adet palet verildiği, bu malzemelerin bedelinin 2.268,00-TL + KDV olduğunu, böylece ilave işlerin toplam bedelinin 37.369,25-TL + KDV (44.095,71 TL) olduğunu, bunların bedellerinin ödenmediğini, yine fiyat teklifinde belirtilen 165.000,00-TL’nin KDV tutarı olan 29.700,00 TL’nin de düzenlenen fatura gereği geri ödenmesi gerektiğini, müvekkilinin toplam alacağının 73.795,71-TL olduğunu belirterek, davanın reddine, karşı davanın kabulü ile toplam 73.795,71 TL’nin cevabı ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 01/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE ;
Dava; taraflar arasındaki eser sözleşmesi çerçevesinde işteki eksiklikler ve gecikme nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini; Karşı dava ise; sözleşme harici işlerin bedelinin ve KDV’nin tahsili istemine ilişkindir.
Yapılan ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlığın; “davacı ile davalı arasındaki sözleşmeden davacı tarafından dönme şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, sözleşmeye konu eserin süresinde ve sözleşmeye uygun, ayıpsız olarak davacıya teslim edilip edilmediği, teslim durumuna göre süresinde ayıp ihbarının bulunup bulunmadığı, davacının, davaya konu ettiği tazminat kalemlerini hak edip etmediği ve miktarlarının ne olacağı”; karşı dava yönünden uyuşmazlığın ise; “karşı davacının istediği alacaklarının ihtarnamede belirtildiği gibi var olup olmadığı ve miktarının ne olduğu, KDV’yi isteyip isteyemeyeceği ayrıca sözleşme harici yaptığı işlerin var olup olmadığı, varsa miktarının ne olduğu” konularında olduğu belirlenmiştir.
Davalı tarafından davacıya 23/10/2013 tarihinde teklifte bulunulmuştur. Bu teklifte; “fabrikada onarımı tamamlanmış gerekli montajı yapılarak teslim edilmek üzere” montajı hazır halde su borulu kazanın mekanik ızgara ve yakma sistemi ile ilgili olarak teslim süresi 60 gün olarak belirlenmiş, fiyat da KDV hariç 165.000,00 TL olarak önerilmiştir. 1. maddede mekanik ızgaranın hangi ünitelerden oluştuğu yazılmıştır. 3. maddede ise kapasite düzenlenmiş ve “Soma kömürü yakma (4500 kcal/h) yakabilecek, 2 ton saat yakabilecek, yakma kalınlıkları hız kapasite durumuna göre değiştirilebilir” denmiştir.
Teklifte yazılı olduğu ve tarafların da kabulünde olduğu üzere; dava konusu makine davalı tarafından …’ten satın alınarak onarımı ve montajı yapılan makinedir. Sözleşmeye göre yapılması gereken iş, döner ızgaralı kömür beslemeli buhar kazanı ve atık duman gazları arıtma sistemi tadilatı işidir. Davalı yüklenici kömür kazanın altına mekanik döner ızgara, zincirli, döner ızgaralı, otomatik kömür besleme mekanizmasının revize edilmesi, tamir ve tadilatı; kömür kazana taze hava taşıma amaçlı hava üfleme borulama sistemi; kömür kazanı duman arıtma işi için ıslak filtre sistemi; asitli çamur Bunker tankı için deşarj sistemi kurma işini yüklenmiştir. Davacı işveren de kazı-betonlama gibi inşaat işlerinin tamamını, ateş tuğlaların örülmesi işini yüklenmiştir. Yani davacı fabrikasında mevcut kazana davalı tarafça döner ızgara ve eklentilerinin kurulumu (montajı) yapılmıştır.
Davacı-karşı davalı, daval-karşı davacıya İzmir … Noterliği’nden gönderdiği 16/09/2014 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile; “…montajın 17/05/20154 tarihinde yapıldığını, ancak kazanın çalışır vaziyette teslim edilmediğini, sözlü ihbar ve yazılarla durumunu düzeltilmesinin istendiğini, 01/08/2014 tarihine kadar müvekkilinin sorunları kendi çabalarıyla gidermeye çalıştığını, bu esnada doğal gaz kullanılmak zorunda kalınarak müvekkilinin ayrıca zarara uğradığını….” ileri sürerek, ihtarnamede kalem kalem açıkladığı ve toplam 80.104,50 TL tutarındaki zararın 7 gün içerisinde tazminini ve ızgara taşıyıcı palet parçalarından eski aşınmış, çatlamış olanların bir daha sıkışmaya sebebiyet vermemesi için değiştirilmesini, standartlara uygun yapılmamış olan ve çalıştırılamayan ıslak filtre sisteminin olduğu gibi sökülüp geri götürülmesini istemiştir.
Mahkememizce eser başında bilirkişilerle birlikte keşif yapılmış ve tarafların gösterdikleri tanıklar keşif yerinde dinlenmişlerdir.
Davacı-karşı davalı tanığı …anlatımında; “teslime geldiklerinde davacı firmaya ait işlerin hazır olduğunu, makineler teslime getirildikten sonra kendilerinin hiçbir işlem yapmadıklarını, montajdan sonra sistemin çalışmadığını, ancak buna ilişkin tutanak tutulup tutulmadığını bilmediğini, davacı şirket sahibine teslimden sonra ayıbın bildirildiğini, yine bundan sonra iki palet takılarak sistemin uzatıldığını, kül atmak için gerekli sistemin davalı tarafından yapıldığını, ancak uygun olmadığını, kırıldığını, kendilerinin tamir ettiğini, havalandırma boruları koyduklarını, yeni yedek paletleri bıraktıklarını, unların 15 tane olduğunu bildiğini, sistemden iki ay öncesine kadar tam randıman alamadıklarını, çalışınca paletlerin kırıldığını, zincir ve makaranın kırıldığını, fanlarda yetersizlik gördüklerini, bunları kendilerinin tamamladıklarını, sistemin iki üç aydan beri çalışmaya başladığını” bildirmiştir.
Davacı-karşı davalı tanığı ……. anlatımında; “teslime gelindiğinde burasının montaja hazır olduğunu, ıslak filtrelerin kötü olduğunu, teslim anında çalışmadığını, anında karşı yana telefonla aranarak bildirildiğini, ilk çalışmada havanın yetersiz olduğunu gördüklerini, sonra istediklerini ve gelip havalandırma borularını taktıklarını, bunun da yetersiz olduğunu, paletlerin asıl fabrikada değiştirildiğini, gelince de eski ve kırılanların burada yeni paletler ile değiştirildiğini, 100 adet kadar ilave palet bırakıldığını, teslimden sonra ızgara takımıyla ilgili arıza için gelindiğini, ayrıca sistemin uzatıldığını, kül atım bandının yapıldığını, redüktör yapıldığını, her arızadan sonra tadilatların yapıldığını, ıslak yastık sistemini kendilerinin kurduğunu, yine teslimden sonra havalandırma sisteminin kurulduğunu, çünkü var olan hava sistemin yetersiz olduğunu, iki ton soma kömürünü yakmaya yetmediğini, sistemdeki tadilatlardan sonra iki aydır randıman alınmakta olduğunu, tadilatları kendilerinin yaptırdığını, bırakılan ilave yeni paletler yetersiz olunca kırıldığında kendileri tarafından ilave palet dökümlerinin yaptırıldığını ve sistemde kullanıldığını, bu ilave yapılan palet dökümleri ile ilgili faturaların olduğunu bildiğini” bildirmiştir.
Davacı-karşı davalı tanığı ……. anlatımında; “teslim anında gelindiğinde montaja hazır olunduğunu, teslimden sonra sistemin çalışmadığını, telefonla davalıya bildirdiklerini, ayrıca yazı da yazıldığını, davalı tarafından hava borusu takıldığını, plakalar için geldiklerini, değiştirdiklerini, teslimden önce beton işlerini kendisinin yaptığını, fanların yetersiz olduğunu, havalandırma sisteminin uygun olmadığını, üfleme olmadan yanma olmayacağından çalışmadığını, bu nedenle de hava sistemini kendilerinin yenilediklerini, sulu sistem bacasının da çalışmadığını, kurulan sistemde iki ton soma kömürünün yanmadığını, çünkü sistem ve havalandırma sisteminin yetersiz olduğunu” bildirmiştir.
Davalı-karşı davacı tanığı …….. anlatımında; “davaya konu kazanın, ortağı bulunduğu davalı şirket tarafından hurda haliyle …’ten alındığını, bunun gibi olan bir tanesinin daha şirkette tamir edilerek komşu şirkete montaj ettirildiğini, davacı şirket temsilcisi bu işi ve işleyişi beğendiği için davaya konu hurda yakma sistemine de talip olduklarını, kendilerinin de sözleşmeye sunmuş oldukları projeyi ve teklifi verdiklerini, sözleşmenin imzalandığını ve sözleşmeye uygun olarak hurda sistem üzerinde tadilatlar yapıldığını, değişmesi gereken parçaların sıfırları ile değiştirildiğini ve teslim gününde hazır hale getirildiğini ancak sözleşmedeki davacı yana düşen kazı ve betonlama işlemleri süresinde yapılmadığı için bunların yapılması beklenerek teslime götürülüp yine montajının yapıldığını, bundan önce yazılı olarak davacı firmayı “havalandırma sisteminin yeterli olmadığı, bu nedenle sıkıntılı olabileceği” konusunda uyardıklarını, ancak iyileştirme yapılmadığını, sorunlar yaşanmış ise bundan kaynaklı olduğunu, teslimden sonra sistemin uzatılmasına ilişkin sözleşme dışı talep ve yine sözleşme dışı yedek yeni paletlerin bırakıldığını, kül atım sisteminde işlemler yapıldığını, yine sözleşme dışı ve davalının istemi ile ilave havalandırma borularının montaj edildiğini, teslim anında havalandırma yetersizliğinden ötürü sorunlar yaşanmış olabileceğini düşündüğünü, ayrıca toz kömür de kullanıldığı için tam randıman alınamadığını, ayıp ihbarı olarak yazılı bildirimlerde bulunulduğunu, yapılan işlerle ilgili olarak faturalarının bulunduğunu, hurda olarak onarılmak üzere alınan sistemde montaja hazır hale getirilirken paletlerden % 70’ini yenilediklerini, fan olayı olmadığı için sistemden tam randıman alamadıklarını, ıslak filtre olayını kendilerinin yapmadığını, yalnızca baca bağlantısını yaptıklarını, istek üzerine redüktörün de yenisi ile değiştirildiğini” bildirmiştir.
Davalı-karşı davacı tanığı ……… anlatımında; “kazanın montajında bulunduğunu, çalıştırdıklarını ve çalıştığını, ayıp ihbarı olup olmadığını bilmediğini, sistem teslim için getirildiğinde davacı tarafından yapılması gereken kemerlerin örüldüğünü, redüktörün altlarının betonunun döküldüğünü, paletlerin fabrikada yapıldığını, sonra tekrar ek istediklerini ve kendilerinin de yaptıklarını, havalandırma ile ilgili ilave borular yapıldığını, paletlerin, yan sacların, makaraların değiştiğini, ilave paletleri sıfırdan taktığını, fazladan paletler de bırakıldığını, palet eklenerek sistemin büyütülmesi, kül atımına ilişkin sistem, hava borusu takımı redüktör işleminin, teslimden sonra karşı yanın isteği ile yapıldığını, şu anda sistemde önceden olmayan yan fanların takıldığını gördüğünü” bildirmiştir.
Davalı-karşı davacı tanığı …….anlatımında; “montaj işleri ile ilgilendiğini, sistemin çalıştığını gördüğünü, ayıp ihbarı ile ilgili bilgisinin bulunmadığını, verilen işi yaptığını, sözleşme içeriğini bilmediğini, duyumuna göre teslimden önce davacı tarafından yapılması gereken betonlarda sorun olduğunu, ayrıca kemer yapılması işinin olmadığını, yine kül atmaya ilişkin sistemin yapıldığını, sistem kurulumundan sonra redüktörün değiştiğini, ön sistemde kömürün de akmasından ötürü değişiklik yapıldığını, hava borusunun yapıldığını, paletlerden kırık olanların değiştirildiğini, yeni paletlerde ekleme yapıldığını, ayrıca yeni paletlerin bırakıldığını, hava sistemi ile ilgili bir bilgisinin bulunmadığını” bildirmiştir.
Makine mühendisi bilirkişi …….., mali müşavir bilirkişi … ve hukukçu bilirkişi …….’dan oluşturulan ilk bilirkişi heyeti hazırlayıp sundukları 18/01/2016 tarihli raporlarında özetle; tüm dosya içeriği ve tanık anlatımlarına göre yapılan tüm işlere rağmen kazanın yerinde çalışmadığını ve taahhüt edilen buharın elde edilmediğini, davalı şirketin davacı ile anlaştığı eser sözleşmesi ile yüklendiği edimlerini sözleşmeye uygun olarak yerine getirmediğini, yapılan işlerin TBK’nın 474 ve devamı maddeleri anlamında ayıplı olduğunu, davacı şirket yetkilisinin 16/06/2014 tarihli yazısı ve davalı vekilinin beyanlarına göre işin 01/05/2014 tarihinde tamamlanmış olduğunu, davacının 22/07/2014 tarihli yazısı ile belirlediği ayıpları davalıya detaylı olarak bildirdiğini, davalının da bu yazıya karşı 23/07/2014 tarihli cevabı yazıyı gönderdiğini, 16/06/2014 tarihinde …’ın tespitinin göz önüne alınarak “sistemin uzatılarak yerine getirildiği” hususunun bildirildiğini, bu beyanına göre davacının 16/06/2014 tarihli yazısından davalının haberdar olduğunu, dolayısıyla 16/06/2014 tarihinde yani işin montajının tamamlanmış olduğu 01/05/2014 tarihinden yaklaşık 1,5 ay kadar sonra davalıya adi yazılı şekilde ayıp ihbarında bulunulmuş olduğunu, şayet süresinde ve geçerli olarak ayıp ihbarında bulunduğu yönündeki tespitlere itibar edilirse davacı istekleri açısından sözleşmenin geriye etkili olarak feshinin istendiği görülmekle davacının seçimlik haklarından TBK’nın 475/1, b.1 hükmü uyarınca sözleşmeden dönme hakkını tercih ettiğinin anlaşıldığını, bu durumda davacının menfi zararlarını yani sözleşme hiç yapılmamış olsaydı katlanmayacak olduğu masrafların ödenmesini isteyebileceğini, dava dilekçesinde istenen zarar kalemleri incelendiğinde bunların hukuki niteliğinin yani menfi ya da müspet zarar olup olmadıklarının anlaşılmasının mümkün olmadığını, bu zararların somut bir şekilde tespitine imkan veren teknik açıklamalar ve delillerin dosyada bulunmadığını, ticari defter incelemelerinden bu konuda tespit yapılamayacağını, karşı dava yönünden ise; sözleşme dışı işler bedelinin isabetli olmadığını, davacı defterlerine göre 23/12/2013 tarihinde davalı şirkete bedelleri toplamı 165.000,00 TL olan 3 adet çek verildiğinin görüldüğünü, 01/10/2013-30/09/2014 dönemine ilişkin ticari defterlerin tamamı incelemeye sunulmadığı için davacı adına düzenlenmiş 10/12/2014 tarihli 807983 numaralı 238.795,72 TL bedelli bir adet faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olup olmadığının tespitini yapılamadığını, davalı defterlerinde ise bu faturanın kayıtlı olduğunu, davalı defterlerine göre davalının davacıdan 73.795,72 TL alacaklı olduğunu bildirmişlerdir.
238.795,72 TL’den 73.795,72 TL düşüldüğünde davacının davalıya 165.000,00 TL’nin ödemesini yaptığı, nitekim bu durumun uyuşmazlık konusu da olmadığı, zira; davalı tarafın karşı davasında bu miktarın KDV’sini davacıdan istediği belirlenmiştir.
Davacı-karşı davalı vekili 09/02/2016 tarihli dilekçesi ile zarar kalemlerinin açıklamasını yapmış ve ekinde ödeme belgelerini fatura, ihtarname örnekleri ve hak ediş özetini sunmuştur.
Her iki taraf vekili de rapora itiraz etmişlerdir.
Mahkememizce bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmıştır.
İlk bilirkişi heyeti 25/05/2017 tarihli ek raporlarında özetle; yapılan keşiften, tanık anlatımlarından ve dosya içeriğinden anlaşılanın, kömürü kazanın içerisine alma işlemini yapan taşıyıcı baklalardan yapılma 31,5 cm boyunda 19 mm kalınlığındaki ızgara parçalarından incelmiş, aşınmış deforme olmuş bazılarının yüksek sıcaklığa, gerilmelere dayanamayarak kırılmasıyla sistemin kilitlenmesi, kazana giren hava miktarının yetersiz ve hızının düşük kalması nedeniyle tam yanmanın sağlanamaması, tam yanma sağlanamadığı için de kazandan verimin alınamamış olması olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin amacının davacının kullanmakta olduğu buhar kazanının veriminin artırılması olduğunu, davalının kazandaki mekanik ızgara ve yakma sistemi sorununu çözemediği için tam yanmayı sağlayamadığını, kazan verimini taahhüt ettiği seviyeye çıkaramadığını, bu ayıp nedeniyle davacının buhar elde edemediğini, sistemi kullanamadığını, teklifte fan ve emiş sisteminin hangi tarafça yenileneceği konusunda bir isimlendirme ya da ayrıntı bulunmadığını, ancak bu parçaların su borulu kazanın mekanik ızgara ve yakma sisteminin parçaları olduğunu, tam yanmanın sağlanması için gerekli parçalar olduğunu, eğer bir iyileştirmede yanma ve verim artışı taahhüt ediliyorsa mutlaka fan ve emiş sisteminde yapılacak iş ve işlemlerden de söz edilmiş sayılacağını, davalı tarafın fazladan yaptığını ileri sürdüğü işlerin, yaptığı revizyon sonucu verimli çalışmasını sağlayamadığı buhar kazanındaki verimli çalışmayı gerçekleştirebilmek adına çare olarak gördüğü ve adım adım uyguladığı, basamak basamak gerçekleştirdiği işlerden olduğu ve taahhüdünün içerisinde değerlendirilmesi gerektiği kanaatinde olduklarını, kazanın sistemde mevcut hava ve emiş sorunundan dolayı çalıştırılamadığını, şayet fan ve emiş sisteminin davalının taahhütleri arasında sayılmaması gerektiği kanaatine ulaşılırsa bu durumda davalı tarafça sözleşme kapsamında yapılan işlerin ayıplı sayılamayacağını ve davalının davacı zararlarından sorumlu tutulamayacağını, sözleşmenin feshi nedeniyle menfi zararların istenebileceğini, davalının monte ettiği sistemin ayıplı olmasından dolayı davacının maruz kaldığı onarım ve değiştirme masrafları ile ek maliyetlerinin menfi zarar olarak değerlendirilebileceğini ve davacının dava dilekçesinde istediği zarar kalemlerinin bu mahiyette yani davacının ayıplı iş nedeniyle yaptırdığı onarım ve değiştirme masrafları ile kömür yerine doğalgaz kullanmaktan dolayı maruz kaldığı ek maliyetler gibi tutarlardan oluştuğunu ancak bu zararların somut bir şekilde ortaya konması için enerji ürünleri konusunda uzman bir bilirkişinin görüşünün alınması gerektiğini bildirmişlerdir.
Davacı-karşı davalı vekili 09/02/2016 tarihli dilekçesi ile; istedikleri zararın menfi değil, müspet zarar olduğunu, ayıplı imalatların onarımı ve eksik işlerin yapılması için yapılan masrafların bedelinin, sistemin çalışmaması nedeniyle sorunların incelenmesi ve raporlanması için uzman kuruluşlara ödedikleri 2.690,00 TL, kömür yerine doğalgaz kullanılması nedeniyle 16.000,00 TL doğalgaz masrafı (kömür yakılsaydı 10.000,00 TL verileceği) aradaki 6.000,00 TL farkın zarar olduğunu bildirmiştir.
Mahkememizce dava konusu sistemin bulunduğu adreste keşif yoluyla bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Makine mühendisi bilirkişi ….., makine mühendisi bilirkişi… ve mali müşavir bilirkişi …’dan oluşan ikinci bilirkişi heyeti 23/07/2018 tarihli raporlarında özetle; ayıpların onarım bedelinin toplam 21.500,00 TL + KDV olduğunu, sözleşmede fan ve emiş sistemi ile ilgili bir düzenleme bulunmadığını, davacının İzmir …. Noterliği’nin 16/09/2014 tarihli ihtarnamesinde belirtilen dava konusu işlerin ve yapılan masrafların dava konusu sistemin verimli çalışması için gerekli olan işler olduğunu, 18/01/2016 tarihli raporda var olduğu ileri sürülen ayıpların dava konusu sistemde kullanamayacağı veya kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplar olduğunu, belirlenen ayıpların onarım bedelinin 21.500,00 TL + KDV olduğunu, davacının dava dışı firmaya ödediği 14.000,00 TL + KDV’nin piyasa rayiçlerine uygun olduğunu, kömür kazanının kapatılıp doğalgaz kullanılması nedeniyle kömür-doğalgaz farkının 16.613,00 TL olduğunu, davalının sözleşme harici yaptığı işler toplamının 14.608,00 TL + KDV olduğunu bildirmişlerdir.
Aynı (ikinci) bilirkişi heyeti 16/01/2019 tarihli ek raporlarında özetle; ilk bilirkişi heyetinin düzenlediği 18/01/2016 tarihli raporda var olduğu ileri sürülen ayıpların dava konusu sistemde kullanamayacağı veya kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplar olduğunu, kazan ısıl verimini doğrudan etkilediğini, ayıpların onarım bedelinin kök raporda belirtildiği şekilde 21.500,00 TL + KDV olduğunu, davalı şirket tarafından hazırlanan 23/10/2013 tarihli su borulu kazanın mekanik ızgara ve yakma sistemi işlemi teklifinde fan ve emiş sistemi işinin üstlenilmesine ait bir ibarenin yer almadığını ve davacı-karşı davalı tarafından kendi inisiyatifi ile …….Enerji. Sis. End. Mak. San. Tic. Ltd. Şti.’ye 14.000,00 TL + KDV bedelle yaptırılan hava taşıma üfleme sistemi bedelinden davalının sorumlu olmadığını, davacının İzmir ……. Noterliği’nden gönderdiği 16/09/2014 tarihli ihtarnamede belirtilen dava konusu işlerin ve yapılan masrafların dava konusu sistemin verimli olarak çalışması için yapılması gereken işler olduğunu, davacının dava dışı ……Enerji Sis. End. Mak. San. Tic. Ltd. Şti.’ye hava taşıma ve üfleme sistemleri tesisi yenisinin yapılması ve mevcut sistemin sökülmesi için ödemiş olduğu 14.000,00 TL + KDV’nin piyasa rayiçlerine uygun olduğunu ve bu işlemden davalı-karşı davacı İmte ……. Ltd. Şti.’nin sorumluluğunun bulunmadığını, montaj işi için ayrılan sürede üretimin devam etmesi için kömür kazanının kapatılıp doğalgaz yakıtının kullanılması sonucunda oluşan kömür-doğalgaz farkının 1.453,32 TL olduğunu, davacının fabrikasında kömür kazanını verimli çalıştıramamasından dolayı yerine başka bir firma ile sözleşme yapması sonucu doğalgazlı kazana dönüştürmesindeki masraflar ve kullanımdan kaynaklanan 1.453,32 TL zararının doğduğunu, sözleşmede olmamasına rağmen İmte ………….Ltd. Şti. tarafından yapılan işlerin toplam tutarının 14.608,00 TL + KDV olduğunu, dava konusu kazandan elde edilecek olan buharın davacı-karşı davalı … Ltd. Şti.’nin zeytin, zeytinyağı ve diğer gıda maddelerinin üretiminin hangi aşamasında kullanılacağı ve kazanın duruşlarının bu üretim seviyesini ve buna bağlı olarak elde edeceği karı ne ölçüde etkilemiş olacağı hususunun makine mühendisliği konusunu kapsamadığını, endüstri ve gıda mühendisliği bilim dalları konusunda girdiğini bildirmişlerdir.
Aynı (ikinci) bilirkişi heyetine gıda mühendisi ve endüstri mühendisi bilirkişiler de eklenmek suretiyle 14/06/2019 tarihli ikinci ve 10/01/2020 tarihli 3. ek rapor aldırılmıştır.
Bilirkişiler (ikinci heyet) 14/06/2019 tarihli ikinci ek raporlarında; İzmir … Noterliği’nin 16/09/2014 tarihli ihtarnamede belirtilen dava konusu işlerin ve yapılan masrafların dava konusu sistemin verimli olarak çalışması için yapılması gerekli işler olduğunu, fan ve emiş sisteminin, genel olarak sistemin verimli olarak çalışması için gerekli ve ayrılmaz bir ekipman olduğunu fakat sorumluluğa sözleşmede yer verilmediğinden davalı-karşı davacının sorumluluğunda olmadığını, dava konusu sistemin çalışır hala gelmesi için davacı-karşı davalı tarafça istenen (dava konusu edilen) ve dava dışı firmalara ödenen uygun olmayan ıslak filtre sisteminin sökülüp geri götürülmesi bedeli olan 10.000,00 TL’nin, taşıyıcı palet altı makaralardan ölçüsü uymayanların yenileri ile değiştirilmesi, bu işlemin başka bir firmaya yaptırılması bedeli olan 9.500,00 TL’nin, ıslak filtrenin karbon çelik bacadan ayrılması ve sökülmesi durumunda açık kalacak bağlantı noktalarının tamiratı bedeli olan 2.000,00 TL’nin, genel toplamda 21.500,00 TL’nin piyasa rayiçleri ile uyumlu olduğunu, üretime ait ham madde, yarı mamul, ambalaj, işçilik vb kayıplarına ilişkin herhangi bir somut doküman, evrak, sözleşme ve bunun gibi maliyet kaydına rastlanılmadığından, davacı-karşı davalının sistemin verimli çalışmaması nedeniyle davacının o dönemde yoksun kaldığı kar’ın olup olmadığı, miktarının ne olduğu, faaliyetleri çerçevesinde satış vs’de düşüş olup olmadığı konusunda bir hesaplama yapılamayacağını, montaj işi için ayrılan sürede üretimin devam etmesi için kömür kazanının kapatılıp doğalgaz yakıtının kullanılması neticesinde kömür-doğalgaz farkının 1.453,32 TL olduğunu; davacı-karşı davalının, davalı-karşı davacıya yaptırdığı bu sistemin fabrikanın kapasitesiyle ilgili olmadığını, enerji maliyetlerini düşürmek adına yapılmış sözleşmede de belirtildiği üzere Soma kömürü kullanımı ile enerji maliyetlerinin düşürülmesine yönelik yanma sisteminde revizyon işlemi olduğu kanaatine varıldığını, davalı-karşı davacının sözleşme harici yaptığı işler bedelinin 14.608,00 TL + KDV olduğunu, sözleşme harici işlerin sistemin çalışmamasından kaynaklı işler olduğunu bildirmişlerdir.
Bilirkişiler (ikinci heyet) 10/01/2020 tarihli üçüncü ek raporlarında da ikinci ek rapordaki görüşlerini yinelemişlerdir.
Makine mühendisi bilirkişi … 05/11/2020 tarihli ek raporunda özetle; davacı-karşı davalı vekilinin dilekçesindeki toplamı 21.500,00 TL olan ilk üç sıradaki alacak kalemleri dışında kalan alacak kalemleri olan; a-davalı tarafından döner ızgara içine yerleştirilen havalandırma borularına, davalı tarafından yapılmaması sebebiyle davacı şirket tarafından bağlanmak zorunda kalınan ve davacı şirkete 8.384,50 TL’ye mal olan hava taşıma ve üfleme sistem bedeli; b-satın alınan 5.250,00 TL değerindeki fan bedeli; c-davalı tarafından ızgara içine yerleştirilen boru sisteminin kömürün hava ile temasını randımanlı bir şekilde sağlayamaması neticesinde başka bir firma ile anlaşarak kutu şeklinde hava taşıma ve üfleme sistemi tedarik eden davacı şirketin bu sebeple katlandığı 14.000,00 TL+KDV tutarındaki hizmet bedelinin su borulu kazanın randımanlı çalışması ve en az cürufla, tam yanmanın sağlanarak arzu edilen miktarda buhar elde edilmesi için gerekli olan yani tipi ne olursa olsun bir buhar kazanının mütemmim cüzi niteliğindeki cebri hava girişinin sağlanmasına yarayan sistemler olduğunu ve dosya içeriğinde bulunan … İşleri Servisi Ltd. Şti.’nin 29/08/2014 tarihli, Makine Mühendisleri Odası’nın 08/08/2014 tarihli ve bilirkişi heyetinin 18/01/2016 havale tarihli raporlarında; “döner ızgara otomatik kömür besleme mekanizması ve hava taşıma sistemi: ızgaranın içine konması gereken hava taşıma sisteminin tam olarak yapılamadığı, hava debisinde söz konusu borulama sisteminde yapılan hatalı tasarımlardan ve kömür giriş bunkerinin etrafının açık bırakılmasından dolayı kayıplar oluştuğu, hava hızı ve hava debisi iyi ayarlanamadığı için kömürün tam kapasite ile yakılamamış olduğu, kömür taşıyan döner ızgara sisteminde bir kısım döner banta ait baklaların parçalanıp kırılmış ve sistemi kilitlemekte olduğu, palet taşıyışı parçaların toplam sayısının yaklaşık 6000 adet olduğu, davalı şirketin ızgara parçalarının yarısını 2500-3000 adet değiştirdiği ancak kırılmaların devam etmekte olduğu… kazana taze havanın 3 inç (7,62 cm) çapında 5 adet çelik boru ile kömür kazanı içerisine gönderildiği, 3 sıra çapında boru üzerinde 3 sıra 14 mm çapında ve her bir sırada 42 adet delik olacak şekilde düzenlenmiş olduğu, toplamda 630 adet delik olduğu, 2 adet 5,5 KW gücünde elektrik motoru, direk olarak 50 hz frekansta çalışan taze havanın kazan içine verilmekte olduğu ancak; sonuç olarak kazanın ihtiyacı olan hava ve hava üflemesinin yetersiz olduğu, hava borlama hava taşınımı sistemi tasarımının ve imalatının yetersiz olduğu, hava debisi ve hava hızı nedeniyle kömürün iyi şekilde yanması, yanmanın verimsiz olduğu” görüş ve tespitlerine yer verildiğini, bu durumda davalının, sözleşme gereği taahhüt ettiği su borulu kazanı imalatı işini her ne kadar sözleşmede açık olarak “fan temini” yazılı olmasa da (kazanın mütemmim cüzi olan) kazanın tam, doğru, verimli ve efektif çalışması için kullanacağı, hava üfleme, borulama, elektrik motoru ve cebri hava üfleme sistemlerini (fan) uygun ve doğru seçerek sistemin montajını yapması gerektiğini, bu durumda davalı karşı-davacı yönünden sözleşme harici iş olarak sayılamayacak olan ve su borulu kazan sisteminin çalışması için gerekli olan işler olduğunu, davacı şirketin fabrikasının üretimi için gerekli olan kesintisiz buhar temini için sistemi iyileştirmek ve çalıştırmak adına yapmış olduğu ve dosya içeriğinde faturaları bulunan iş ve işlemlerin 3 kalem olarak gösterildiğini, bu 3 kalem işin bir tanesinin fan bedeli, diğer ikisinin dava dışı üçüncü firmaların yaptığı işler olduğunu, bu işlerin davalı-karşı davacı yüklenicinin yapmayı yüklenip kök ve ek bilirkişi raporları ile dosyada mevcut diğer raporlarda belirtilen yani sözleşmede kararlaştırılan kapasiteyi sağlar nitelikte ve yeterlikte yapmadığı işler olduğunu, üçüncü firmaya yaptırılan işlerin davacı ile davalı arasında imzalanan sözleşmede taahhüt edilen fonksiyonu sağlayacak işlerle aynı işler olduğunu, davacı-karşı davalı tarafa dava dışı üçüncü firma tarafından farklı nitelikte, fazladan, ekstra (davalıdan istenemeyecek nitelikte ve miktarda) iş yapılmadığını, davacı-karşı davalının sadece davalı yüklenici ile arasında imzalanan sözleşmede taahhüt edilen işleri ve kapasiteyi karşılayacak şekilde üçüncü firmaya yaptırdığı işlerin ve bedelleri raporda belirtildiğini, bu bedellerin işlerin yapıldığı tarih itibariyle piyasa rayiçlerine uygun olduğunu; bu işlerin; “1-döner ızgara içerisine yerleştirilen havalandırma boruları: ..Müh. Oto. İnş. San. Tic. Ltd. Şti.’den malzeme temini ile…..Ltd. Şti.’nce imalat ve montajın yapılmasına ilişkin toplam bedeli 8.384,50 TL (KDV dahil) olan; 2-kutu şeklinde hava taşıma ve üfleme sistemi temini ve montajı;…………. tarafından … Besin Maddeleri San. ve Tic. A.Ş.’ye düzenlenen 30/09/2014 tarihli ve …….. seri numaralı fatura ile yaptırılan ve bedeli KDV dahil 14.000,00 TL olan; 3-… San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından … Besin Maddeleri San. ve Tic. A.Ş.’ye düzenlenen 25/07/2014 tarihli ve …..seri numaralı fatura ile temin edilen fan bedelleri: su borulu kazanın yeterli hava gereksinimi için monte edilen 2 adet HD 353 5,5 kw-3000D/Dak fan bedeli 2.625.000,00 TL/adx2 =5.250,00 TL olan” işler olduğunu, bu işlerin toplam bedelinin 27.635,50 TL olduğunu; davacı-karşı davalının fabrika sahasında atıl durumda bulunan dava konusu su borulu kazanın döküm ızgara yakma sistemi, boru, elektrik motoru ve redüktörlerin mevcut haliyle hurda niteliğinde olduğunu ve yaklaşık ağırlığının 20.000 kg olduğunu, dava tarihi itibariyle toplam tutarının 19.000,00 TL civarında olduğunu bildirmiştir.
Bilirkişiler 18/08/2021 tarihli 5. ek raporlarında özetle; “hava taşıma ve üfleme sisteminin yetersizliği nedeniyle kömürün yanma veriminin düşmesi ve cüruf olarak atılan külde ortama 9623 oranında kalori kalması sonucunda ortaya çıkan israf dolayısıyla maruz kalınan 12.280,00 TL tutarındaki gider” konusundaki değerlendirmelerinin; “sistemde kalorinin, kömürün ısınma değerini direkt olarak gösterdiği, bunun için kalorinin yüksek ya da düşük olmasının önemli olduğu, ithal kömürün orijinal kalorisinin 7.500 ile 7.700 kalori arasında değiştiği, kaliteli yerli kömürler için ise orijinal kalorinin 4.500 kkal/kg veya üstünde değere sahip olan kömürler olduğu, kömürün içeriğinin kaliteli olmasının, kalori oranının yüksek olmasının pek çok avantaj sağladığı, her şeyden önemlisi kalori ısınma değerinin yüksek olmasını sağladığı, yani az miktarda kömür ile çok daha fazla enerji avantajı elde edildiği, bunun da direkt olarak kömür kullanımının azalmasını sağladığı fakat veriminden daha fazla yararlanılacağından, elde edilen ısı çabuk elde edileceğinden 2 ton Soma kömürü yerine daha az ithal kömürün yakılması gerekeceği, daha fazla enerji alınacağı, bu nedenle gider sayılmaması gerektiği” şeklinde olduğunu; “saatte 2 ton Soma kömürü yakabilecek bir sistem taahhüt edilmesine rağmen bu taahhüdün gereği gibi yerine getirilememesi nedeniyle ithal kömür yakmak zorunda kalan davacı-karşı davalının katlandığı 20.000,00 TL tutarındaki masraf bedeli” konusundaki değerlendirmelerinin; “sistemin çalışmaması nedeniyle kömür yerine doğalgaz kullanılmış olduğu nedeniyle, sistemin çalışması ve üretim yapması için herhangi bir yakıt gerekmediği, bu, sistemi daha verimli ve maliyeti düşürmek içim alındığından alınmasaydı sistem başka bir yakıt ile kullanılacağından bu giderin yansıyacak olduğu, bu yüzden gider olarak değerlendirmemesi gerektiği” şeklinde olduğunu; “davacı-karşı davalı tarafından atölyede denenmemiş olan ve 4 kez kazıklayan döner ızgara sebebiyle fabrikada kömür yerine doğalgaz kullanmak zorunda kalması nedeniyle maruz kaldığı 6.000,00 TL tutarındaki gider” konusundaki değerlendirmelerinin; “sistemin çalışmaması nedeniyle kömür yerine doğalgaz kullanılmış olması nedeniyle, sistemin çalışması ve üretim yapması için herhangi bir yakıt gerekmediği, bu, sistemi daha verimli ve maliyeti düşürmek için alındığından alınmasaydı sistem başka bir yakıt ile kullanılacağından bu giderin yansıyacak olduğu (sistemde kullandığı enerjiyi kullandığından), bunun da gider olarak değerlendirilmemesi gerektiği” şeklinde olduğunu; “kömür kazanının kapatılıp doğalgaz kazanı yakmak zorunda kalındığından bu sürede katlanılan 16.613,00 TL tutarındaki doğalgaz-kömür farkı bedeli iddiası ile ilgili olarak ileri sürüldüğü şekliyle ve miktarlarda zararlarının olup olmadığı, davacı defterlerinde bunlara ilişkin kaydın ve 3. kişiye yapılan ödemenin bulunup bulunmadığı, istenen miktarın piyasa rayiçleri uygun olup olmadığı” konusundaki değerlendirmelerinin; “sistemin yerine başka bir sistem olduğunda sistemin yakacağının doğalgaz olduğu, İzmir….. Noterliği’nin 16/09/2014 tarihli ihtarnamesinde belirtilen dava konusu işlerin ve yapılan masrafların dava konusu sistemin verimli olarak çalışması için yapılması gerekli işler olduğu, zaten firma maliyeti düşürmek için bu sistemi kullanmak istediğinden kömür sistemi olmasaydı herhangi bir yakıt ile çalışmasına devam edeceğinden bu giderin yapılacak olduğu, bu fark bedelinin uygun olmadığı” şeklinde olduğunu; “davacının, sistemin çalışmaması nedeniyle yoksun kaldığı karın bulunup, bulunmadığı varsa miktarının ne olduğu” konusundaki değerlendirmelerinin; “davacı-karşı davalının dava sürecinde ve keşiflerde satış miktarlarının düşüşünü kanıtlayacak iptal edilen sipariş ve sözleşmelerinin bulunmadığı, sistemin durduğu zamanlarda üretime ait ham madde, yarı mamül, ambalaj, işçilik vb kayıplarına dair herhangi bir somut doküman, evrak, sözleşme ve bunun gibi maliyet kaydına rastlanılmadığından davacı-karşı davalının satış miktarının düştüğü hususunda bir hesaplama yapılamayacağı, davacı ürünlerinin zeytinyağı olması nedeniyle dava tarihinde yürürlükte olan Türk Gıda Kodeksi Zeytinyağı ve …….. Tebliği (Tebliğ No:2010/35) ve ekindeki kalite kriterlerine uymasının zorunlu olduğu, yapılan sözleşmede üretime ait bir garanti veya taahhüdün davalı-karşı davacı tarafından verildiğine de rastlanmadığı” şeklinde olduğunu; asıl dava yönünden; davacı-karşı davalının, davalı-karşı davacı tarafın yükümlülüğünde olduğu halde müvekkili tarafından 3. kişiye tamamlattırıldığı, ihtarnamede belirttiği ve dava konusu ettiği işlerin ve yapılan masrafların dava konusu sistemin verimli olarak çalışması için yapılan, yapılması gerekli olan ve sisteme dahil işler olduğunu, teklifle yer verilmeyen (bir ibare içermeyen) fan ve emiş sistemi işinin genel olarak sistemin bir bütünü, ayrılmaz parçası ya da sisteme dahil olması gereken bir iş olarak değerlendirilmesi gerektiğini, dava konusu sistemin çalışır hale getirilmesi için davacı-karşı davalı tarafça istenen (dava konusu edilen) ve dava dışı firmalara ödenen miktarların piyasa rayiçleri ile uyumlu olduğunu; sonuç olarak asıl dava yönünden; 18/01/2016 tarihli raporda var olduğu ileri sürülen ayıpların dava konusu sistemde davacı-karşı davalının kullanamayacağı veya kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplar olduğunu, bunların dava tarihi itibariyle onarım bedellerinin karşılaması gerektiğini, taraflar arasında düzenlenen sözleşmesinde teklif metninde fan ve emiş sisteminin davalı-karşı davacı tarafça yenilenmesi ve varsa bu düzenlemeye göre davalının kusurundan söz edilmesi gerektiğini, davacı tarafça ayıplı iş sebebiyle 3. kişilere tamamlattırıldığını ileri sürdüğü, ihtarnamede belirtiği ve dava konusu ettiği işlerin ve yapılan masrafların dava konusu sistemin verimli olarak çalışması için yapılan ve yapılması gerekli ve sisteme dahil işler olduğunu, bu işler için davacı-karşı davalı tarafça istenen ve dava dışı firmalara ödenen miktarların piyasa rayiçleri ile uyumlu olduğunu, sistemin verimli çalışmaması ihtimaline dayalı olarak davacı-karşı davalının söz konusu dönemde yoksun kaldığı karın bulunup bulunmadığı konusunda bir karar verilemeyeceğini, davacı-karşı davalının fabrikasında kömür yerine doğalgaz kullanılması nedeniyle doğalgaz ve kömür farkından kaynaklanan zararın sistemin çalışması devam edeceğinden fabrikada çalışma sistemi zaten daha önceki enerji kaynağı çalıştığından ithal kömür kullanılması halinde de verimin yüksek olması ve cüruf miktarının düşük olması nedeniyle herhangi bir zarar doğmadığını; karşı dava yönünden ise; davalı-karşı davacı tarafın sözleşme harici yaptığı işlerin bulunduğunu bildirmişlerdir.
Davacı şirket, davalı şirkete gönderdiği 16/06/2014 tarihli yazı ile; “Montaj 1 Mayıs’ta bitti. Yakmaya geçildi. Döner ızgara 4 defa kazıkladı. Problemi çözmek için ızgarayı 2 bakla 31 cm uzatma kararı aldınız ancak büyük zincirin göbek silindirleri 82 mm-85 mm-90 mm gibi 3 farklı çapta tespit ettik. Zincir döndürücü büyük dişliye farklı yükseklikte oturuyor. Esas sorun buradan kaynaklanıyor. Atölyenizde yaptığınız çalışma böyle kusurlu çıkmamalıydı. Biz de 20 gün bu zorlu zamanı kaybetmemiş olurduk” demiştir. Davacı taraf 16/06/2014 tarihli bu yazı ile davalıya ayıp ihbarında bulunmuştur.
Davacı, davalıya gönderdiği 22/07/2014 tarihli yazı ile de sistemdeki sorunları ayrıntılandırarak davalıya bildirmiş ve ayıba karşı sorumluluğunun devam ettiğini ileri sürmüştür.
Taraflar arasındaki sözleşme, niteliği gereği bir eser sözleşmesidir. Tarafların anlaşmaya vardıkları tarih itibariyle olayda 6098 sayılı TBK hükümleri uygulanacaktır.
Ayıp, bir malda sözleşme ve yasa hükümlerine göre, normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. İlk bakışta görülebilen veya basit muayene ile anlaşılabilen türden ayıplar açık ayıp; ilk bakışta görünemeyen veya basit muayene ile hemen anlaşılamayan, sonradan kullanılmakla ortaya çıkan ayıplar ise gizli ayıp olarak nitelendirilmektedir. Yüklenicinin iş sahibine olan borçlarına aykırı olarak üretimini gerçekleştirdiği eserin ayıplı olması durumunda bu ayıbın niteliğine göre değerlendirme yapılacaktır. TBK’nın 474. maddesine göre iş sahibi eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içeresinde yükleniciye bildirmek zorundadır. Aynı kanunun 477/2 maddesi gereğince iş sahibi gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, eseri kabul etmiş sayılır. Açık ayıplarda TBK’nın 474; gizli ayıplarda ise TBK’nın 477. maddeleri hükümlerine uygun olarak ihbarda bulunulduğu takdirde iş sahibi, TBK’nın 475. maddesinde tanınan hakları kullanabilir.
Somut olayda; davacı şirketin 16/06/2014 tarihli yazı içeriğindeki kabulüne göre dava konusu sistemin montajı yani teslimi 1 Mayıs 2014 tarihinde tamamlanmıştır. Davacının bu yazısının içeriğindeki “Montaj 1 Mayıs’ta bitti. Yakmaya geçildi. Döner ızgara 4 defa kazıkladı. Problemi çözmek için ızgarayı 2 bakla 31 cm uzatma kararı aldınız” şeklindeki ifadeden montajın tamamlanmasının ardından davalı tarafın bilgisi dahilinde yakma denemelerine geçildiğinde dava konusu makinedeki kazıklama şeklindeki sorunun oluştuğu, davalı tarafça da sorunun çözümü amacıyla ızgaranın uzatılması kararı alınarak makineye bir kısım müdahalelerde bulunulduğu belirlenmiştir. Dolayısıyla; davacının, makineyi çalıştırdığı ve makine çalıştıktan yani yakmaya geçtikten sonra ortaya çıkan ve gizli ayıp niteliğinde olan ayıbı makul sürede davalı tarafa bildirdiği, davalı tarafça da çözüm arayışı yönüne gidildiği ancak çözümün sağlanamaması üzerine davacı tarafça 16/06/2014 tarihli yazının yazıldığı, ayıbın bu yazı öncesinde davalı tarafa ihbar edildiği anlaşıldığından, mahkememizce davacı tarafın ayıp ihbarının yasal süre içerisinde ileri sürüldüğü ve geçerli bir ayıp ihbarı olduğu kanaatine varılmıştır.
Eser sözleşmesi, iki tarafa da borç yükleyen bir sözleşme türüdür. Yüklenici, yapımını yüklendiği eseri sözleşmeye, teknik ve sanatsal ilkelere ve amaca uygun olarak üretip iş sahibine teslim etmekle, iş sahibi de kararlaştırılan bedeli ödemekle yükümlüdür.
TBK’nın 475. maddesinde ayıplı ifa nedeniyle iş sahibinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Bu maddeye göre iş sahibinin seçimlik hakları; sözleşmeden dönme, eseri alıkoyup bedelden indirim yapılmasını isteme veya aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere eserin ücretsiz onarılmasını istemektir. İş sahibinin genel hükümlere göre tazminat hakkı saklıdır.
Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde sözleşmeden döndüklerini bildirdikten sonra yargılama aşamasında isteklerinin sözleşmeden dönme olmadığını bildirmiş, davalı taraf ise iddiasını genişlettiğini ileri sürerek itiraz etmiştir. Davacı-karşı vekili ilerleyen aşamalarda verdiği dilekçelerinde ise dava dilekçesinde de belirttiği şekilde seçimlik haklarını sözleşmenin feshi ile davalıya ödenen bedelin faizi ile iadesi yönünde kullandıklarını bildirmiştir. TBK’nın 475. maddesi gereğince meydana gelen zararın tazminini de istemiştir.
TBK’nın 475. maddesi gereğince iş sahibinin genel hükümlere göre tazminat hakkı saklı olduğundan, iş sahibi sözleşmeye aykırılık nedeniyle TBK’nın 112. maddesi gereğince zararının giderilmesini isteyebilecektir. TBK’nın 112. maddesinde; “ Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Davacı-karşı davalı tarafın sözleşmeden döndüklerini bildirmiş olması karşısında koşulları varsa isteyebileceği zarar menfi zararlardır. Menfi zarar, fiili zarar ile yoksun kalınan kârdan oluşur. Sözleşmenin kurulması için yapılan giderler, sözleşmenin geçerliliğine güvenilerek başkası ile sözleşme yapma fırsatını kaçırması yüzünden uğradığı zarar, sözleşmeden doğan borçların yerine getirilmesi için yapılan giderler menfi zarar kapsamında sayılabilecek zarar kalemleridir. Yani davacı-karşı davalı, davalı-karşı davacının sözleşmeye aykırı davranması nedeniyle sözleşme hiç yapılmamış olsaydı katlanmayacak olduğu masrafların ödenmesini TBK’nın 112. maddesi çerçevesinde isteyebilecektir.
Davacı-karşı davalı vekili istedikleri zarar kalemlerini 11/02/2020 gönderme tarihli (14/02/2020 havale tarihli) dilekçesinde aşağıda belirtilen şekilde başlıklar halinde belirtmiştir. Bunlar;
“a-ızgara taşıyıcı palet parçalarının eski aşınmış, çatlamış olanların bir daha sıkışmaya sebebiyet vermemesi için değiştirilmesi için katlanılan 10.000,00 TL + KDV tutarındaki bedel;
b-ıslak filtrenin karbon çelik bacadan ayrılması ve sökülmesi durumunda açık kalacak bağlantı noktalarının tamiratı için müvekkilinin katlanacağı 2.000,00 TL tutarındaki gider;
c-taşıyıcı palet altı makaralardan ölçüsü uymayanların yenileri ile değiştirilmesi, bu işlerin başka bir firmaya yaptırılması nedeniyle 9.500,00 TL + KDV bedeli;
d-davalı tarafından döner ızgara içine yerleştirilen havalandırma borularının yapılmaması nedeniyle müvekkili tarafından bağlanmak zorunda kalınan ve müvekkiline 8.384,50 TL’ye mal olan hava taşıma ve üfleme sistem bedeli;
e-satın alınan 5.250,00 TL değerindeki fan bedeli;
f-davalı tarafından ızgara içine yerleştirilen boru sisteminin kömürün hava ile temasını randımanlı bir şekilde sağlayamaması nedeniyle başka bir firma ile anlaşarak kutu şeklinde hava taşıma ve üfleme sistemi tedarik eden müvekkilinin bu sebeple katlandığı 14.000,00 TL + KDV tutarındaki hizmet bedeli;
g-hava taşıma ve üfleme sisteminin yetersizliği nedeniyle kömürün yanma veriminin düşmesi ve cüruf olarak atılan külde ortalama % 23 oranında kalori kalması sonucunda ortaya çıkan israf dolayısıyla müvekkilinin maruz kaldığı 12.280,00 TL tutarındaki gider;
ğ-davalı tarafından saatte 2 ton Soma kömürü yakabilecek bir sistem taahhüt edilmesine rağmen bu taahhüdün gereği gibi yerine getirilmemesi nedeniyle ithal kömür yakmak zorunda kalan müvekkilinin bu nedenle katlandığı 20.000,00 TL tutarındaki masraf bedeli;
h-davalı tarafından atölyede denenmemiş olan ve 4 kez kazıklayan döner ızgara sebebiyle müvekkilinin fabrikasında kömür yerine doğalgaz kullanmak zorunda kalması nedeniyle maruz kaldığı 6.000,00 TL tutarındaki gider;
ı-sisteme ilişkin sorunların incelenmesi ve raporlanması için müvekkili tarafından uzman kuruluşlara ödenen toplam 2.690,00 TL tutarındaki bedel;
i-müvekkilinin kömür kazanı kapatıp doğalgaz kazanı yakmak zorunda kaldığından bu sürede katlandığı 16.613,00 TL tutarındaki doğalgaz-kömür farkı bedeli” olarak sıralanmıştır.
Toplanan ve sunulan deliller, aldırılan kök ve ek raporlar ile tüm dosya içeriği değerlendirildiğinde; davalı-karşı davacı yüklenici, davacı-karşı davalı şirkete ait fabrikada bulunan su borulu kazana “su borulu kazanın mekanik ızgara ve yakma sistemini monte etme ve çalışır hale getirme” işini yüklenmiştir. Taraflar arasındaki anlaşmada amaç, davalı-karşı davacının kendi fabrikasında onarımını ve montajını gerçekleştireceği su borulu kazanın mekanik ızgara ve yakma sistemini davacı-karşı davalı şirketin buhar kazanına monte etmek suretiyle kazanın veriminin yani performansının artırılmasıdır. Nitekim; bu husus teklifin 3. maddesinde; “kazanda saatte 2 ton/h Soma kömürünün verimli bir şekilde yanar hale getirileceği” şeklinde düzenlenmiştir. Davaya konu kazan bir buhar kazanıdır. Davacı-karşı davalı iş sahibi, aralarındaki anlaşmaya göre inşaat işlerinin tamamını yapmayı ve ateş tuğlalarının örülmesi işini üzerine almış; davalı-karşı davacı yüklenici de kömür kazanın altına mekanik döner ızgara, zincirli, döner ızgaralı, otomatik kömür besleme mekanizmasının revize edilmesi, tamir ve tadilatı, hava üfleme borulama sistemini, ıslak filtre sistemini ve deşarj sistemini kurmayı yüklenmiştir. Ancak davaya konu kazandan istenen ve beklenen verim alınamamıştır. Bunun sebebi; yakıtı ocağın içerisine alma işlemini yapan yani kömür taşıyan ızgara parçalarının bir kısmının aşınması, bir kısmının yüksek ısı nedeniyle kırılması, bu şekilde sistemin kilitlenmesi ve hava debisinin yetersiz olması nedeniyle kömürün tam yanmasının sağlanamamasıdır. Dolayısıyla sistemin sorunsuz olarak çalışır bir şekilde teslimi davalı-karşı davacı yüklenicinin yükümlülüğündedir. Taraflar arasındaki teklifte ve anlaşmada fan ve emiş sisteminin hangi tarafça yenileneceği konusunda bir düzenleme yoktur. Bilirkişilerin tamamı “fan ve emiş sisteminin su borulu kazanın mekanik ızgara ve yakma sisteminin parçaları olduğu, tam yanmanın sağlanması için gerekli ve elzem olan parçalardan olduğu, eğer bir iyileştirmede yanma ve verim artışı taahhüt ediliyor ise mutlaka fan ve emiş sisteminde yapılacak iş ve işlemlerden söz edilmiş olacağı” hususunda ortak görüşe varmışlardır. Benimsenen bu görüş çerçevesinde mahkememizce de fan ve emiş sisteminin davalı tarafça yüklenilen edimin olmazsa olmazı olan zorunlu bir parçası olduğu ve davalı-karşı davacı tarafın taahhüdü içerisinde sayılması gerektiği kanaatine varılmıştır. Zira; her ne kadar teklifte yer almasa da tacir olan davalı-karşı davacı, teklifte belirtilen Soma kömürünün kullanımda vereceği ısının hesabını yapması, buna göre kazanın kapasitesini görerek ve öngörerek dayanıklı malzeme ile işi yapması daha doğru bir anlatımla teklifin 3. maddesindeki taahhüdüne uygun şekilde hareket etmesi ve işlem yapması gerekirken bunu yapmamış, basiretli bir tacir gibi davranmamıştır. Fan ve emiş sisteminin davalı-karşı davacının yükümlülüğünde olduğu ve sözleşme harici iş olarak nitelendirilemeyeceği ve davalı-karşı tarafça istenemeyeceği kanaatine varılmıştır. Davacı-karşı davalı tarafça gönderilen ihtarnamede belirtilen ve dava konusu edilen zarar kalemleri ile ilgili olarak değerlendirme yapıldığında; asıl dava yönünden; rapor ve ek raporların çoğunluğunda “İzmir … Noterliği’nin 16/09/2014 tarihli ihtarnamesinde belirtilen ve dava konusu edilen işler ile yapılan masrafların dava konusu sistemin verimli olarak çalışması için yapılması gerekli işler olduğu ve fan ve emiş sisteminin de genel olarak sistemin verimli olarak çalışması için gerekli ve ayrılmaz bir ekipman olduğu” hususuna işaret edildiği; davalı-karşı davacının kazandaki mekanik ızgara ve yakma sistemi sorununu çözemediği, kazan verimini taahhüt ettiği seviyeye çıkaramadığı, işi ayıplı yaptığı ve bu ayıp nedeniyle davacı-karşı davalının sistemi kullanamadığı, ayıpların dava konusu sistemde davacı-karşı davalının kullanamayacağı veya kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplar olduğu, davacı-karşı davalının dava konusu sistemin çalışması için yaptırmak durumunda kaldığı “ızgara taşıyıcı palet parçalarının eski aşınmış, çatlamış olanların bir daha sıkışmaya sebebiyet vermemesi için değiştirilmesi; ıslak filtrenin karbon çelik bacadan ayrılması ve sökülmesi durumunda açık kalacak bağlantı noktalarının tamiratı; taşıyıcı palet altı makaralardan ölçüsü uymayanların yenileri ile değiştirilmesi; davalı-karşı tarafından döner ızgara içine yerleştirilen havalandırma borularının yapılmaması nedeniyle hava taşıma ve üfleme sisteminin bağlanması; fan satın alınması; davalı-karşı davacı tarafından ızgara içine yerleştirilen boru sisteminin kömürün hava ile temasını randımanlı bir şekilde sağlayamaması nedeniyle kutu şeklinde hava taşıma ve üfleme sistemi tedariki; sisteme ilişkin sorunların incelenmesi ve raporlanması; kömür kazanını kapatıp doğalgaz kazanı yakması” gibi işlemler nedeniyle menfi zararının doğduğu, bu işlemlerin davalı-karşı davacının taahhüdünde yer alan ve sistemin anlaşmaya uygun şekilde çalışması için yapılması gereken işlemler olduğu, 3. firmalara yaptırılan işlerin eldeki bu davanın taraflar arasındaki anlaşmaya göre davalı-karşı davacı tarafça taahhüt edilen fonksiyonu sağlayacak işlerle aynı işler olduğu, yani farklı ya da fazladan yaptırılmış işler olmadığı, bu işlerin toplam bedelinin ek raporda 27.635,50 TL olarak belirlendiği, davacı-karşı davalının bu zararı istemeye hak kazandığı, yine dava dışı firmalara uygun olmayan ıslak filtre sisteminin sökülüp geri götürülmesi için ödenen 10.000,00 TL; taşıyıcı palet altı makaralardan ölçüsü uymayanların yenileri ile değiştirilmesi, bu işlemin başka bir firmaya yaptırılması için ödenen 9.500,00 TL ve ıslak filtrenin karbon çelik bacadan ayrılması ve sökülmesi durumunda açık kalacak bağlantı noktalarının tamiratı için ödenen 2.000,00 TL toplamı olan 21.500,00 TL’nin davacı-karşı davalı tarafça istenebileceği; sistemin çalışmaması nedeniyle sorunların incelenmesi ve raporlanması için uzman kuruluşlara ödenen 2.690,00 TL ve sözleşmeden dönülmüş olması nedeniyle davacı-karşı davalının karşı tarafa ödediği sistem bedeli olan 165.000,00 TL’nin davalı-karşı davacıdan istenebileceği, böylece davacı-karşı davalının toplam alacağının 217.094,50 TL olduğu, bunun haricindeki diğer zarar kalemlerine ilişkin isteğinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, asıl davanın miktar üzerinden kısmen kabulüne; davacı-karşı davalı tarafından sözleşmeden dönülmüş olması ve sözleşme bedeline KDV’nin dahil edilmemiş olması nedeniyle ve sözleşme harici yapıldığı ileri sürülen işlerin sistemin çalışması için yapılması zorunlu olan işler olması nedeniyle ise davalı-karşı davacı tarafın alacağının bulunmadığı kanaatine varıldığından karşı davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Asıl davanın KISMEN KABULÜ ile;
Dava konusu su borulu kazanın davacı tarafından davalıya iade edilmesi koşulu ile; makine bedeli ve zarar bedeli toplamı olan 217.094,50 TL’nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalı-karşı davacıdan alınarak, davacı-karşı davalıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin isteğin REDDİNE,
2-Karşı davanın REDDİNE,
3-Asıl davada Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken ‭14.829,73 TL harçtan peşin olarak alınan 1.882,45 TL’nin ve 3.324,99 TL’nin düşülmesi ile kalan ‭9.622,29‬ TL harcın davalı- karşı davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Karşı davada Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL harcın peşin olarak alınan 1.260,25 TL harçtan düşülmesi ile kalan 1.200,95‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davalı- karşı davacıya iadesine,
5-Davacı-karşı davalının yatırmış olduğu 25,20 TL başvurma harcı, 1.882,45 TL peşin harç ve 3.324,99 TL peşin harç olmak üzere toplam ‭5.232,64‬ TL’nin davalı-karşı davacıdan alınarak, davacı- karşı davalıya verilmesine,
6-Davacı-karşı davalının yapmış olduğu 326,40 TL posta- tebligat gideri, 4.727,30 TL bilirkişi ücreti, 195,40 TL keşif harcı ve 800,00 TL keşif araç ücreti olmak üzere toplam 6.049,1‬0 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre takdiren ‭4.306,68 TL’sinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, kalan kısmının davacı- karşı davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı-karşı davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin, karşı dava reddedildiğinden kendisi üzerinde bırakılmasına,
8-Asıl davada karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 23.646,62 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak, davacı-karşı davalıya verilmesine,
9-Asıl davada reddedilen kısım yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 12.218,29 TL vekalet ücretinin davacı- karşı davalıdan alınarak, davalı- karşı davacıya verilmesine,
10-Karşı davada karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 10.393,44 TL vekalet ücretinin davalı- karşı davacıdan alınarak, davacı-karşı davalıya verilmesine,
11-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 05/10/2021

Katip …
¸E-imza

Hakim…
¸E-imza