Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2010/355 E. 2021/547 K. 18.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2010/355
KARAR NO : 2021/547

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 09/05/2014
KARAR TARİHİ : 18/06/2021

Mahkememizde görülen davanın ve birleşen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Asıl davada davacı … vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili ile davalının 09/01/2001 tarihinde kurulan dava dışı … Otomotiv Tur. San. Tic. Ltd. Şti.’nin % 50’şer ortağı olduklarını, davalının 10 yıllığına şirket müdürü olarak seçildiğini, 16/04/2010 tarihinde müdürlükten azledilene kadar şirketi istediği gibi yönettiğini ve şirketin tüm hesaplarını kontrol ettiğini, davalının işlemlerinde suistimaller yaptığını, müvekkili bugüne kadar şirket karı almamış olmasına rağmen, davalının, şirket karı alınmış gibi hesaplardan çektiğini, usulsüz şekilde şirket hesabından para aldığını, muhasebe kayıtlarının usulüne uygun tutulmadığını, bu hususun belirlenmesi için davalıya defter ve belgeleri teslim etmesi konusunda ihtarname gönderildiğini, ancak davalının ihtarname gereğini yerine getirmediğini, şirket kayıtlarının tutulduğu bilgisayarın 18/08/2008 tarihinde çalındığını, buna rağmen şirket muhasebecisinin tuttuğu kayıtlara ulaşılarak şirket hesabından nakit para çekildiği ve çekilen bedellerin davalının şahsi hesabına aktarıldığı hususunun belirlendiğini, bazı firmalara yapılan işlerin kayıt altına alınmadığını, şirket kayıtlarına alınmayan mal ve hizmet satışlarının olduğunu, şirketle iş yapan ancak ödemelerini davalı hesabına gönderen şirketlerin olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şirket ortağı olarak müvekkiline ait olan ancak davalı tarafından haksız olarak alınan bedel karşılığı olarak şimdilik 100.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davacı … dava dilekçesi ile özetle; tarafların … Otomotiv Tur. San. Tic. Ltd. Şti.’nin % 50’şer ortağı olduklarını, müvekkilinin 25/12/2006 tarihine kadar şirkette davalı ile birlikte müdürlük görevini yürüttüğünü, bu tarihte görevi davalı …’a devrettiğini, davalının şirket müdürlüğünü devraldıktan sonra şirketin içini boşalttığını, şirketin, borçlarını ödeyemez ve işlemez bir hale gelmesine sebebiyet verdiğini, banka hesaplarındaki paraları haksız yere çektiğini, davalının, müvekkili ile ortak hesaplarından para da çektiğini, böylece müvekkilini zarara uğrattığını belirterek, İzmir …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası ve içerisindeki raporlarda müvekkilinin alacağının belirlendiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00 TL’nin doğumundan itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, bu davanın İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı davası ile birleştirilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Asıl davada davalı … … vekili cevap dilekçesi ile özetle; davanın zaman aşımına uğradığını, müvekkilinin şirket müdürlüğü görevinin 25/12/2006 tarihinde sona erdiğini, bu tarihte davacı ile … isimli kişinin şirket müdürü olarak görevlendirildiklerini, 27/04/2007 tarihinden itibaren de davacı ile … isimli kişinin müdürlük görevini devam ettirdiklerini, davacının 25/12/2006 tarihinde bu yana defterleri inceleme hak ve yetkisinin bulunduğunu, iddiaların asılsız olduğunu, şirket kayıtlarının davacının 35 yıllık arkadaşı mali müşavir Adnan Batur tarafından tutulduğunu, müvekkilinin şirket muhasebecisi olmadığını, muhasebe kayıtlarını da hiçbir zaman tutmadığını, müvekkilinin, şirket adına çekilmiş kredi borçlarını kapatmasının bir kusur olarak görüldüğünü, dava dilekçesinde belirtilen 13 adet şirket tarafından yapılan ödemelerin müvekkilinin şahsi hesabına yapıldığı iddiasının da asılsız olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davalı … cevap dilekçesi ile özetle; davanın zaman aşımına uğradığını, … Esas sayılı davadaki beyan ve itirazlarını yinelediklerini, karşı tarafın İzmir ….Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında 211.423,96 TL alacaklı oldukarı yönündeki beyanının doğru olmadığını, bu davanın … Tıp Polikliniği’nin gayri resmi kayıtları ile ilgili olduğunu, bu dava ile ilişkilendirilemeyeceğini, tarafların 25/03/2010 tarihli protokol ile ibralaştıklarını belirterek, birleşen davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE ;
Dava ve birleşen dava; limited şirket yöneticisinin sorumluluğu davasıdır.
Yargılama sırasında davacı… 27/03/2019 tarihinde vefat etmiştir. İzmir …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 21/05/2019 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı mirasçılık belgesine göre mirasçılarının …, … ve … olduğu görülmüştür. Davacı… mirasçıları vekili dosyaya vekaletnamelerini sunmuş, mirasçılar tarafından davaya devam edilmiştir.
İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gönderilen sicil kayıtlarına göre; İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde “…” sicil numarasında kayıtlı dava dışı … Otomotiv Tur. San. Tic. Ltd. Şti.’nin “… Sokak, No:… … /İZMİR” adresinde faal olduğu, …’ın 14/01/2002 tarihli … sayılı karar ile şirkete 10 yıl süre ile şirket müdürlüğüne atandığı, 25/12/2006 tarihli… sayılı karar ile … ve…’ın 10 yıl süre ile müştereken şirketi temsile yetkili kılındıkları, daha sonrasında 27/04/2007 tarih … sayılı karar ile…’ın 27/04/2007-27/04/2017 tarihleri arasında dava dışı … ile şirketi müştereken temsile yetkili olarak atandıkları görülmüştür.
Birleşen İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı davasında davacı … vekili 05/03/2015 tarihli dilekçesi ile; birleşen davadaki alacak isteklerinin birleşen davanın davalısı…’ın şirket müdürü olduğu 25/12/2006 tarihinden birleşen dava tarihine kadarki dönemi kapsadığını belirtmiştir.
Mali müşavir …, mali müşavir …, mali müşavir …, bankacı … ve hukukçu ….’dan oluşan bilirkişi heyeti 14/09/2017 tarihli ek raporlarında özetle; asıl dava yönünden; davalının 16/01/2002-25/12/2006 tarihleri aralığında münferiden temsile yetkili şirket müdürü olarak görev yaptığını, bu dönemle ilgili sorumluluğunun bulunduğunu, davalının … Bankası’ndaki şahsi hesabına yatan tutarlardan toplam 38.500,00 TL’nin davalının şirket temsilcisi olmadığı dönemde hesabına yatan paralar olduğunu, dolayısıyla bu işleme ilişkin eylemden sorumlu tutulamayacağını, diğer yandan bu tutardan 23/08/2007 sonrasında şirketin vekili sıfatıyla 818 sayılı BK’nın 392/ll maddesine göre şirkete karşı sorumlu tutulabileceğini, davalının toplam 207.949,64 TL’den şirket müdürü ve vekili sıfatıyla sorumlu olduğunu, şirketin banka hesabından çekilerek aynı gün davalının hesabına yatırıldığı belirlenen 208.820,00 TL’nin şirkete ait olduğu dikkate alındığında şirketin doğrudan zarar gördüğünü, davacı yönünden ancak dolayısıyla bir zarardan söz edilebileceğini, davacı şirket ortağının bu zararın kendisine ödenmesini isteyemeyeceğini, ancak kendisi açısından dolayısıyla zarar olan bu tutarın şirkete ödenmesi suretiyle tazmini için dava açmasının mümkün olduğunu; birleşen dava yönünden; İzmir …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasında sunulan bilirkişi raporlarında davacı ….’in davalı …’ten 211.423,96 TL alacaklı olduğunun belirlendiğini, ayrıca İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında açılan tahliye davasında mal sahibi ile düzenlenen teslim-tesellüm belgesinden davalının stokları tamamen sıfırlamış olduğunun ileri sürüldüğünü, birleşen dava yönünden sağlıklı bir değerlendirme yapılabilmesi için bu dosyaların getirtilmesi gerektiğini bildirmişlerdir.
Bilirkişiler hazırlayıp sundukları 26/06/2019 tarihli ek raporlarında özetle; asıl dava yönünden; Türkiye … Bankası … Şubesi’nin yazısı ekinde yer alan davalı …’a ait kredi kartlarına ilişkin hesap hareketlerinin incelenmesi ile birlikte yapılan tüm işlemler ele alındığında davalı …’a ait kredi kartlarına ilişkin hesap hareketleri içinde yer alan … Limited Şirketi kayıtlarına intikal ettirilen ve ettirilmeyen davalının şahsi hesabından şirket lehine 16/04/2010 tarihine kadar yapılan 68.491,69 TL tutarındaki ödemelerin davalı lehine … Limited Şirketi’ne yapılmış ödemeler olarak hesaplamaya dahil edilmesinin uygun bulunduğunu, dolayısıyla davalı …’ın sorumlu olduğu miktar olarak bir önceki raporda belirlenen 207.949,64 TL’den bu kez belirlenen 68.491,69 TL’nin davalı lehine düşülmesi sonucunda davalının şirket müdürü sıfatıyla 6762 sayılı TTK’nın 336 ve devam eden hükümlerine ve 23/08/2007 tarihi sonrasında şirketin vekili sıfatıyla 818 sayılı BK’nın 392/2 hükmüne göre şirkete karşı sorumlu tutulabileceği miktarın 139.457,95 TL olduğunu; birleşen dava yönünden ise; İzmir …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında verilen 30/06/2016 tarihli karar kapsamında davacı …’ın davalı…’dan toplam 89.932,50 TL alacaklı olduğunu bildirmişlerdir.
İzmir …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dava dosyası incelendiğinde; … tarafından… hakkında 07/01/2011 tarihinde açılmış alacak davacı olduğu, davacı tarafça; “tarafların şirket ortağı oldukları, … Bankası …. Şubesi’nde … ve … numaralı iki adet ortak hesap açtıkları, davalının … numaralı hesaptan 79.357,00 TL, …. numaralı hesaptan 142.897,00 TL para çektiği, bu paraların ½’sinin davacıya ait olduğu” hususlarının ileri sürüldüğü ve fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 50.000,00 TL’nin tahsilinin istendiği, davalı tarafça; “doktor olan tarafların 02/03/1992 tarihinde … Özel Sağlık Malz. San. ve Tic. Ltd. Şti.’yi kurdukları ve … Tıp Polikliniği’ni işlettikleri, hesapların … Şti. İle ilgisinin bulunmadığı, bu hesaplara 249.006,76 TL para yatırıldığı, … Şti.’nin hesap numarasının 438100 olduğu, müvekkilinin … Ltd. Şti.’deki paylarını davacıya ve …’a devrettiği, 25/03/2010 tarihinde yapılan hisse devir protokolü ile tarafların ibralaştıkları, davacının bu protokolü ihlal ettiği, İzmir … ATM’de … Ltd. Şti.’den olan alacakların tahsili amacıyla dava açıldığı” hususlarının savunulduğu, mahkemece bilirkişi raporu aldırıldığı, davacı tarafça davanın ıslah edildiği, mahkemece taraflar arasında vekalet ilişkisinin kurulduğu ve vekalet sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerektiği kanaatiyle; “Davanın Kısmen Kabulüne; 89.932,50 TL’nin davalıdan tahsiline, Fazlaya ilişkin isteği reddine” ilişkin 02/10/2014 tarihli kararın verildiği, bu kararın Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 07/10/2015 tarihli, …Esas ve … Karar sayılı kararı ile bozulduğu, bozma kararı sonrasında … Esas sayısını aldığı, bozma kararına uyulduğu, “Davanın Kısmen Kabulüne; 255.451,01 TL’nin davalıdan tahsiline” ilişkin 30/06/2016 tarihli, … Karar sayılı kararın verildiği görülmüştür.
Asıl davada davalı- birleşen davada davacı … vekili mahkememize verdiği 31/03/2021 tarihli dilekçesi ile; birleşen davada davalı…’ın müvekkiline verdiği zararların yanı sıra ortak hesaplarındaki müvekkiline ait paraları da peyderpey çekerek müvekkiline zarar verdiğinin belirtildiğini, birleşen davada İzmir …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından söz etmelerinin nedeninin “…’ın ne kadar kötü niyetli olduğu ve müvekkilini nasıl zarara uğrattığı” hususunun vurgulanması olduğunu, birleşen davadaki zararları ile İzmir …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasındaki zararlarının ve birleşen dosyadaki isteklerinin aynı olmadığını, birleşen davada müvekkilini isteğinin davacı…’ın şirket müdürü sıfatı ile şirkete verdiği zararların tahsili isteği olduğunu, yani sorumluluk davası niteliğinde olduğunu, birleşen davadaki isteklerinin tarafların ortak hesabından…’ın çektiği paranın müvekkiline düşen 1/2’sinin tahsili isteği olduğunu belirtmiştir.
Asıl davada davacı… mirasçıları vekili 18/06/2021 tarihli duruşmada; dava konusu 100.000,00 TL’nin davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesini istediklerini belirtmiş, bu anlatımını imzası ile onaylamıştır. Aynı duruşmada asıl davada davalı-birleşen davada davacı … vekili de; birleşen davada dava konusu ettikleri 5.000,00 TL’nin karşı taraftan tahsil edilerek müvekkiline verilmesine karar verilmesini istediklerini belirtmiş, bu anlatımını imzası ile onaylamıştır.
Olayda uygulanması gereken 6762 sayılı TTK’nın 556. maddesinde; “Şirketin kuruluşuna iştirak edenlerle şirketin idare veya murakabesine memur edilen kimselerin ve tasfiye memurlarının mesuliyeti, cezai mesuliyetler ve şirketin vekaletlerce murakabesi hakkında anonim şirketin bu hususlara mütaallik hükümleri tatbik olunur.
“; aynı kanunun 309. maddesinin 1. fıkrasında; “Şirketin 305, 306, 307 ve 308 inci maddelerde yazılı fiillerle ızrar edilmesi halinde, bundan, dolayısiyle zarar gören pay sahipleri ve şirket alacaklılarının dava hakları vardır. Ancak, hükmolunacak tazminat şirkete verilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Yöneticiler ve denetçiler aleyhine açılacak sorumluluk davasında asıl dava hakkı, şirkete aittir. Ancak, zarar gören ortakların da yöneticiler ve denetçiler aleyhine dava açma hakkı bulunmaktadır. 6762 sayılı TTK’nın 556. maddesinin yollaması ile aynı kanunun 309. maddesi uyarınca şirket ortakları, şirket müdürlerinin şirketi kötü yönetmeleri nedeniyle uğradıkları dolaylı zararların tahsilini isteyebilecekleri gibi doğrudan zararlarının ise 818 sayılı BK’nın 41. maddesi uyarınca kendilerine ödenmesini isteyebileceklerdir. Dava açma hakkı doğrudan doğruya zarar ve dolaylı zarar durumuna göre değişiklik gösterecektir. Anonim şirketlerde yasa ve ana sözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri gereği gibi yerine getirmeyen yönetim ve denetim kurulu üyeleri, bu yüzden oluşan zararlar nedeniyle şirkete, ortaklara ve şirket alacaklılarına karşı sorumludur. Zira; yönetim kurulu üyelerinin şirketin mal varlığını azaltan veya kötüleştiren yasa ve anasözleşme hükümlerine aykırı davranışları, ortaklar ve alacaklıların dolaylı zarar görmesine yol açar. Diğer bir anlatımda; şirketin doğrudan zarar görmesi, şirket alacaklılarının dolaylı zararı olarak sonuç doğurur. TTK’nın 309 ve 340. maddeleri uyarınca dolaylı zarar nedeniyle açılan davada hükmedilecek tazminatın şirkete verilmesi istenebilecektir.
Somut olayda; her iki taraf da bir diğeri hakkında “yönetim kurulunda görev yaptığı dönemde şirketi zarara uğrattığı” iddiası ile tazminat isteminde bulunmuştur. Gerek asıl davada gerekse birleşen davada ileri sürülen ve tazmini istenen zarar tarafların ortağı olduğu şirketin doğrudan zararı, ortak olan tarafların ise dolaylı olarak gördükleri zarardır. Dolayısıyla her iki dava yönünden de hükmedilecek tazminat şirkete verilmek üzere istenebilecek iken, 18/06/2021 tarihli duruşmada asıl davanın ve birleşen davanın davacı vekilleri tarafından “karşı taraftan tahsil edilecek tazminatın müvekkillerine verilmesi” yönünde istekte bulunulması karşısında asıl davanın ve birleşen davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Asıl davanın ve birleşen davanın REDDİNE,
2-Asıl davada Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL harcın peşin olarak alınan 1.485,00 TL harçtan düşülmesi ile kalan ‭1.425,7‬0 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istekleri halinde asıl davada davacı mirasçılara iadesine,
3-Birleşen davada Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL harcın peşin olarak alınan 85,40 TL harçtan düşülmesi ile kalan ‭26,1‬0 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde birleşen davada davacı tarafa iadesine,
4-Asıl davada ve birleşen davada taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
5-Asıl davada karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 13.450,00 TL vekalet ücretinin asıl davada davacı mirasçılarından alınarak, davalıya verilmesine,
6-Birleşen davada karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin birleşen davada davacıdan alınarak, davalı mirasçılarına verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayarak artan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; asıl davada davacı… mirasçıları vekili Av. …’in, asıl davada davalı- birleşen davada davacı … vekili Av. …’in ve birleşen davada davalı… mirasçıları vekili Av….’ın yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 18/06/2021

Başkan …
E-imza

Üye …
E-imza

Üye …
E-imza

Katip …
E-imza