Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/79 Esas
KARAR NO : 2023/702
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/01/2023
KARAR TARİHİ : 19/10/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile borçlu firmanın sahibi olduğu … isimli işyeri arasındaki ticari alacaklara ilişkin kesilen faturalar karşılığında oluşan borcun davalı yanca ödenmediğini, bunun üzerine, İzmir …. Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, borçlu ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra yasal süreci içerisinde “söz konusu alacaklıya herhangi bir borcumuz yoktur diyerek” asıl borca, faize ve alacağın tüm fer’ine itiraz ettiğini ve icra müdürlüğünce takibin durduğunu, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesi uyarınca başvurulan zorunlu arabuluculuk sonucunda tarafların anlaşmaya varamadığını, borçlunun yapmış olduğu itirazın haksız ve kötü niyetli olup, yalnızca borcun tahsil edilmesini sürüncemeye sokma çabasından ibaret olduğunu belirterek, davalı yanın İzmir …. Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası üzerinden açılan takibe yapılmış bulunan haksız ve kötüniyetli itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ancak her ne kadar müvekkili şirketle davacı şirket arasında ürün teslimi konusunda anlaşma bulunsa da dosyaya sunulu faturaların tamamının kabulünün mümkün olmadığını, öncelikle ilgili faturaların bir kısmının imzasız olup imzasız olan faturalarda yazan malların müvekkili şirkete teslim edildiğini kabul etmediklerini, imzalı faturalar incelendiğinde ise birden fazla farklı kişinin imzasının bulunduğunun görülmekte olup bir kısım imza sahiplerinin müvekkil şirketle bağlantısı bulunmadığını, bu nedenle müvekkili şirketle alakası bulunmayan şahısların imzaladığı faturalardaki malların da müvekkili şirkete teslim edildiğini kabul etmediklerini, gerek imzasız faturalardaki gerekse müvekkili şirketle bağlantılı olmayan şahıslarca imzalanan faturalardaki malların teslim edilip edilmediği konusundaki ispat külfetinin davacı şirkette olup tek başına fatura düzenlenmiş olmasının teslimatın gerçekleştirildiği anlamına gelmediğini, bu nedenle karşılığı olan bedelleri talep eden davacı şirketin öncelikle ilgili faturalardaki ürünleri gerçekten de müvekkiline teslim edip etmediğini ispat etmesi gerekmekte olup malların teslim edildiğinin ispat edilemediği noktada, karşılıklarının da talep edilemeyeceğini, faturalardaki malların müvekkiline teslim edilip edilmediğinin değerlendirilmesinden sonra, teslimi tespit edilen ürünler üzerinde iki hususun daha değerlendirilmesi gerekmekte olup bunlardan ilki müvekkili şirketin iade ettiği ürünlerin, ikincisi ise faturadaki bedellerin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı olduğunu, öncelikle davacının müvekkiline teslim ettiği ürünlerin gıda malzemeleri olduğundan bozuk çıkma durumu sıklıkla yaşanmakta olup böyle hallerde müvekkilinin, ilgili ürünleri davacıya iade ettiğini, ancak davacı iade edilen ürünlerin hiçbirini cari hesaptan terkin etmediği gibi, bu ürünlerin yerine bozuk olmayan versiyonlarını da müvekkiline ulaştırmadığını, bu nedenle müvekkiline teslim edildiği ispat edilen ürünlerin tamamının, eksiksiz ve kusursuz olarak ifa edilmemiş olup iade edilen ve yerine yenisi gönderilmeyen ürünlerin cari hesaptan mahsup edilmesi gerektiğini, son olarak faturalardaki birim fiyatlar incelendiğinde müvekkili ile davacı şirket arasındaki anlaşmanın üzerinde faturalandırmanın yapıldığının görüldüğünü, bu nedenle faturalardaki bedelleri kabul etmediklerini, yapılacak araştırma ve inceleme neticesinde davacının fahiş rakamlar üzerinden fatura tanzim ettiği görülecek olup anlaşılan bedeller üzerinden yapılacak hesaplama neticesinde cari hesaptan mahsup işleminin gerçekleştirilmesi gerekeceğini belirterek, davanın reddine, alacağın %35’inden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine konu faturadaki 74.899,82 TL bedelin tahsiline ilişkin icra takibine karşı davalı tarafça yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekilinin 18.10.2023 tarihli göndermiş olduğu feragat dilekçesinde, davadan feragat ettiklerinden gereğinin yapılmasını talep ettiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin, dosyaya sunduğu vekaletnamesinde davadan feragat yetkisi olduğu görülmüştür.
Feragat HMK 311.madde hükümleri doğrultusunda kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuran taraf işlemlerinden olduğu için, başkaca araştırma yapılmasına gerek görülmeden, davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanununun 22.maddesi uyarınca, karar tarihi itibariyle alınması gereken 269,85 TL peşin harcın 1/3 ü olan 89,95 TL harcın başlangıçta yatırılan 1.279,11 TL harçtan mahsubu ile artan 1.189,16 TL harcın davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT ye göre 8.950,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- 7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından sarf kararı yazılması halinde 3.120,00 TL arabulucu ücretinin yargılama gideri olarak davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Karar kesinleştiğinde ayrıca karar yazmaya gerek görülmedan artan gider avansının taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize yahut başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamını ödemek suretiyle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
19/10/2023
Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı