Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/30 E. 2023/14 K. 13.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/390 Esas
KARAR NO : 2022/996
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/08/2019
KARAR TARİHİ : 27/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 23/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan dava dilekçesinin incelenmesinde; davalı tarafın cari hesap ve irsaliyeli faturaları doğrultusunda toplam 41.741,60 TL borcunun olduğu, bu borcun ödenmemesi üzerine İzmir 28.icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığı, yapılan takibe davalı tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durduğu belirtilerek itirazın iptali ile takibin devamı ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının talep edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından Mahkememize sunulan cevap dilekçesinin incelenmesinde; davalı tarafın davacı tarafa herhangi bir borcunun olmadığı, faturanın ve cari hesap ve borcun bulunmasının alacağın var olduğunu göstermeyeceği esasa yönelik incelemeler neticesinde durumun ortaya çıkacağı ayrıca taraflar arasında alacağın çekişmeli olması sebebiyle davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin yerinde olmadığı belirtilerek davanın reddi ile %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatının talep edildiği görülmüştür.
Dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla taraf teşkili sağlanmış ve yine usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
DELİLLER:
İzmir 28. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, taraf kayıtlarının incelenmesine dair SMMM Bilirkişisi … tarafından hazırlanan kök ve ek rapor dosyamıza arasındadır.
İzmir 28. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Mahkememiz davacısı tarafından davalı aleyhine 41.741,60 TL alacağın tahsiline ilişkin ilamsız takip başlatıldığı, takip dayanağının 12/06/2018 tarihli cari hesap olarak belirtildiği, davalı yanca geniş anlamda borca itiraz üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür.
Mahkememizce davalı kayıtlarının incelenmesine dair rapor aldırıldığı söz konusu 17/07/2020 tarihli raporda davacının davalı aleyhine 2017 ve 2018 yıllarında çeşitli tarihlerde KDV dahil 20 adet toplam 347.580,80 TL tutarında fatura düzenlediği, davalı yanca bu faturalara istinaden vadeli çek aracılığı ile 308.317,20 TL tutarında ödeme yapıldığı ve ayrıca davalı aleyhine kesilen 354,00 TL’lik faturanın davacıya iade edildiği, davalı kayıtlarına göre davacının davalıdan 41.741,60 TL tutarında alacaklı olduğu, davacı kayıtlarının incelenmesine dair rapor aldırıldığı, söz konusu 02/08/2021 tarihli raporda ise 2017 ve 2018 yıllarında davacı tarafça davalı aleyhine 347.580,80 TL tutarında 20 adet fatura düzenlendiği, davalı tarafça bu faturalara istinaden 367.023,60 TL tutarında ödeme yapıldığı, davacı kayıtlarına göre davacının davalıdan alacaklı olmadığı, her iki taraf kayıtları arasında ödemeler yönünden farklılık olduğu, 200.689,40 TL’lik 7 adet çek karşılığı ödemenin her iki taraf defterlerinde de kayıtlı olduğu, toplam 166.334,20 TL’lik 4 adet ödemenin davalı kayıtlarında olmadığı, toplam 107.627,80 TL’lik 3 adet ödemenin davacı kayıtlarında olmadığı hususlarında inceleme ve kanaatin belirtildiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Yapılan inceleme neticesinde davacı tarafından davalı aleyhine yukarıda belirtilen şekilde başlatılan ilamsız takibine davalı yanca yapılan itiraz üzerine takibin durdurulduğu konularında bir uyuşmazlık olmamakla birlikte taraflar arası uyuşmazlığın davacının davalıdan cari hesap adı altında icra dosyasındaki tutar kadar alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı bu anlamda davalı yanca yapılan itirazın haklılık teşkil edip etmediği ile istem konusu edilen icra inkar ve kötü niyet tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkin açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır.
Tahkikat devam ederken davacı vekili tarafından sunulan 05/10/2022 tarihli beyan dilekçesi ile davanın konusuz kaldığına yönelik beyanda bulunulması üzerine bu kapsamda Mahkememizce gerek icra müdürlüğüne gerekse davalı yan yönünden Mahkememizin … esas sayılı konkordato davasına ilişkin komiserden görüş almak üzere gönderilen müzekkerelere verilen cevabi yazıların incelenmesinde; Mahkememizce 31/10/2022 tarihli yazı cevabında kayyımlar tarafından sunulan 26/10/2021 tarihli cevabi yazıda dava konusu tutarın ödemesinin 04/07/2022 tarihinde yapıldığı anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen husus göz önüne alındığında icra dosya borcunun tahkikatın devamında davalı yanca ödendiği anlaşılmakla davanın konusuz kaldığında bir tereddüt bulunmamakla birlikte bilindiği gibi davanın konusuz kalması durumunda verilecek karar “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde kurulmaktadır. Ancak her hüküm gibi bu hükmün de kanuni sonuçları olmakla birlikte davacı tarafça yargılama gideri, vekalet ücreti ve icra inkar tazminatının talep edildiği de göz önüne alındığında yargılama giderlerinden kimin sorumlu olacağının tespit edilmesi gerekmektedir. Bu tespit için en önemli kriter dava tarihi itibariyle tarafların haklılık oranıdır. Yukarıda da belirtildiği gibi tutarın yargılama sonrasında ödendiği anlaşılmakla beraber taraf kayıtlarının incelenmesi ile haklılık durumunun tespit edilmesi gerektiği anlaşılmış bu kapsamda yapılan değerlendirme neticesinde her iki taraf ticari defter ve kayıtlarına göre davacı tarafça 2017 ve 2018 yıllarında çeşitli tarihlerde 20 adet olmak üzere toplamda davalı aleyhine 347.580,80 TL tutarında fatura düzenlendiği bu faturaların her iki taraf ticari defter ve kayıtlarında da aynı şekilde kayıtlı olduğu dolayısıyla faturalar yönünden taraf kayıtlarının birbirleri ile uyumlu olduğu gibi davalının davacıya iade ettiği 354,00 TL’lik fatura yönünden de yine taraf kayıtlarının birbirleri ile uyumlu olduğu anlaşılmakla birlikte taraf kayıtları arasındaki uyumsuzluğun yani icra dosyası ile talep edilen 41.741,60 TL’nin; davacıda görünen ve fakat davalıda görünmeyen 4 adet toplam 166.334,20 TL (çek ve nakit olmak üzere) ödeme ile davalıda görünen ve fakat davacıda görünmeyen 3 adet toplam 107.627,80 TL (çek ile olmak üzere) ödeme arasındaki fark tutarı olan 58.706,40 TL’lik ödemeler, 2.832,00 TL’lik davalıda borç olarak görünen devir bedeli ve davacıda görünen ve fakat davalıda görünmeyen davalıya kasadan yapılan 19.796,80 TL’lik ödeme şeklindeki kayıttan kaynaklandığı tespit edilmiştir. Bu tespitler üzerinden yapılan inceleme neticesinde davacı kayıtlarında olan ve fakat davalı kayıtlarında olmayan ve davacı kayıtlarında 19.796,80 TL’lik davalıya yapılan ödeme şeklindeki bulunan kaydın neyden kaynaklandığı ve varlığı konusunda herhangi bir kayıt, bilgi ya da belge sunulamadığı anlaşılmakla birlikte bu tutarın davacı tarafça ispatının yapılamadığı, sadece davalıda kayıtlarında bulunan ve davacı ödemesi olarak görülen 3 adet olmak üzere toplam 107.627,80 TL’lik çek ödemesine dair herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmasına gerek görülmediği çünkü bunun tespiti halinde davacının bu ödeme yönünden alacağını olumsuz etkileyeceği, sadece davacıda olan toplam 166.334,20 TL’lik ödemenin davalı tarafından yapılmadığı beyan edilmediği gibi bu kaydın sehven oluşturulduğu da beyan edilmediği ve ayrıca davacıda görülen ödemeler yönünden bu ödemelerin gerçekte olmadığı yani sahte ödeme şeklinde herhangi bir beyana hasredilmediği anlaşılmakla ödemeler yönünden yemin delili hatırlatılmaksızın davalı yanca yapılan ödemelere dair toplam tutarın davacı kayıtlarında olduğu gibi değerlendirilmesi gerektiği kabul edilmiş böylece her ne kadar davacı tarafça davalı aleyhine yukarıda belirtilen şekilde cari hesaptan kaynaklı alacağın tahsiline yönelik takip başlatılmış ise de davacının davalıdan alacaklı olduğunun ispatının yapılamadığı anlaşılmakla birlikte dava tarihi itibari ile haklılığın davalı yanda olduğu değerlendirilmiş ve ancak icra dosya borcunun tahkikatın devamında ödendiği anlaşılmakla itirazın iptali istemi bakımından karar verilmesine yer olmadığına, davacının icra inkar tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş, her ne kadar davalı yanca kötü niyet tazminatı talep edilmiş ise de davacının kötü niyetinin bulunduğu konusunda kanaat edinilemediği anlaşılmakla davalının kötü niyet tazminat talebinin de yerinde olmadığı kabul edilerek yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davalı yaranına vekalet ücreti takdir edilmesi ile 6325 sayılı Kanunun 17/A maddesinin 13. fıkrasına göre Adalet bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- İcra dosya borcunun tahkikatın devamında ödendiği anlaşılmakla itirazın iptali istemi bakımından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
– İcra inkar tazminat talebinin REDDİNE,
2- Karar tarihi itibariyle alınması 80,70 TL harcın evvel alınan 504,14 TL peşin harçtan mahsubu ile hazineye irat kaydına, fazladan alınan 423,44 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3- Davacı tarafından yatırılan başvuru harcı ile yukarıda mahsubuna karar verilen harç ve gider avansından kullanılan yargılama giderlerinin DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA, yatırılan gider avansından arta kalan 1,50 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVACI TARAFA İADESİNE,
4- Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.’nin 6. maddesi göz önünde bulundurulmakla takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
5- Dava açmadan evvel dava şartı kapsamında başvurunun yapıldığı sabit olduğundan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucu …’e ödenmesi halinde, bu ücretin 6831 sayılı Kanun kapsamında DAVACIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA, bu hususta Hazineye müzekkere yazılmasına,
6- Dosya arasında bulunan İzmir 28 İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının kararın kesinleşmesinden sonra adı geçen müdürlüğe İADESİNE,
7- Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 27/12/2022

Katip
¸

Hakim
¸