Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/197 E. 2023/186 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/197 Esas
KARAR NO : 2023/186

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 08/03/2023
KARAR TARİHİ : 15/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekili … plakalı aracın sahibi olduğunu, Davalı ise bu aracı …Poliçe no ile kasko yapan şirket olduğunu, Müvekilinin 12/10 2022 günü yemek yediği esnada, kalbinde sıkışma ve baygınlık şeklinde fenalaşması üzerine arkadaşı … tarafından Dikili Devlet Hastanesine götürülmek istediğini ve … yönetimindeki araç … Sokak üzerinde seyir halindeyken; müvekkili ön sürücü koltuğunda bayılarak aracı kullanan …’un kollarının üzerine düşmesi üzerine … direksiyon hakimiyetini kaybettiğini ve Bu sebeple YANLIŞ YERDE park halinde duran araçlara çarptığını, Bu kaza neticesinde hem müvekkilin hem de park halindeki araçlar zarar gördüğünü, Müvekkilin aracı kullanılamaz duruma geldiğini, Müvekkilinin ekte sunmuş olduğu noter satış sözleşmesinde görüleceği üzere aracı 135.000 TL’ye sattığını ve 26.10.2022 tarihinde davalı sigorta şirketine müvekkile ait kasko bedelinin ödenmesi talebiyle müracaatta bulunulduğunu, Ancak bu talebine kasko şirketi olumsuz yanıt verdiğini, Bunun üzerine Dikili arabuluculuk Bürosunun … no.lu başvurusu ile arabuluculuk sürecine gidildiğini ve Arabulculuculuk sürecinde de sürücü …’un olay yerini terk etttiği gerekçesiyle talebimize olumsuz yanıt verildiğini, davalı şirket, müvekkilinin taleplerini, hukuken kabul edilebilir herhangi bir gerekçesi olmamasına rağmen reddedildiğini, Müvekkili aracı hurda hali ile satmak zorunda kaldığını ve Her anlamda ağır zarara uğrattığını Bu nedenle huzurdaki davayı açarak müvekkiline ait aracın perte ayrılması suretiyle belirlenecek teminat tutarının müvekkiline ödenmesini ve müvekkilin yapmış olduğu hurda satış bedelinin, davalının ödeyeceği teminat tutarından düşülmesini talep etmek zorunda kaldığını ve izah olunan nedenlerle, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulüyle, müvekkiline ait … plakalı aracın perte ayrılarak aracın güncel piyasa değerinin, kaza tarihinden itibaren işletilecek faiziyle birlikte (şimdilik 1.000 TL), davalı şirketten alınmasına ve müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER:
İzmir Arabuluculuk bürosunun … sayılı dosyası, ve …polçe numaralı kasko poliçesine dair hasar dosyası, …’un 15/10/2022 tarihli ifade tutanağı, kazaya dair tutanak, sigorta şirketine yapılan başvuru, Araç satış sözleşmesi,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacıya ait araç hakkında düzenlenen kasko poliçesi kapsamında davacıya ait araçta oluşan hasarın sigortacı davalıdan tahsiline yönelik maddi tazminat davasıdır.
Dava dilekçesi ve ekinde sunulan delillerin incelenmesinde; davacıya ait aracın ruhsat bilgilerine göre aracın kullanım amacı hususidir.
6100 sayılı HMK’nın 320/1.maddesi uyarınca basit yargılama tabi davada mahkeme mümkün olan hallerde taraflara duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir. Mahkememizde açılan dava basit yargılama usulüne tabidir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Somut olayda, davanın trafik kazası nedeniyle davacıya ait araçta oluşan hasarın sigortacı davalıdan kasko poliçesi kapsamında tahsilinin talep edildiği, davacı ile davalı sigortacı arasında düzenlenen kasko poliçesi sözleşmesinde davacının tüketici olduğu, davacıya ait aracın tescil belgesine göre kullanım amacının hususi olduğu, dava konusu alacağın haksız fiilden kaynaklandığı, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(l) maddesinde “tüketici işlemi” sayılan işlemlerin kapsamı genişletilmiş, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem”, tüketici işlemi olarak kabul edildiği, aynı maddenin (k) bendi ise “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici olarak kabul edildiği, aynı Yasa’nın 73/1.maddesine göre tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğunun belirtildiği, buna göre görev konusunun kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerektiği, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca taraflar arasında tüketici işlemi niteliğinde bulunan sigorta ilişkisi kurulmuş olup davacının tüketici, davalının ise satıcı (sigortacı) olduğu, bu nedenlerle uyuşmazlığa bakma görevinin tüketici mahkemesine ait olduğundan mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın GÖREVSİZLİK NEDENİ ile 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2- Görevli Mahkemenin İzmir Nöbetçi Tüketici Mahkemesi olduğuna,
3- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İzmir Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3- 6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi gereği kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde iş bi dosya resen ele alınarak Mahkememizce davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4- Yargılama giderleri konusunda görevli ve yetkili mahkemece karar verilmesine, davanın açılmamış sayılma şartları oluştuğu takdirde yargılama giderleri konusunda MAHKEMEMİZCE KARAR VERİLMESİNE,
5-Dair tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı.15/03/2023
Katip ..
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.