Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/116 E. 2023/564 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/116 Esas
KARAR NO : 2023/564
DAVA TARİHİ : 09/02/2023
KARAR TARİHİ : 12/09/2023
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan dava dilekçesinde; Müvekkili … ve … İnşaat Sanayi Ticaret A.Ş. arasında , 11/10/2021 Tarihli sözleşme ile … ili … ilçesi … Mahallesi … Ada … Parsel üzerinde yapılacak inşaatın yapımı amacıyla kurulan adi ortaklığın, ortaklık sözleşmesinde öngörülen amacın gerçekleşmesi ve inşaatın tamamlanması nedeniyle tasfiye işlemlerinin yapılarak sözleşme gereği tasfiye sonrası hesaplanacak karın %50’sinin ödenmesi gereken tarihten itibaren işletilecek ticari faizi ile müvekkiline verilmesinin ayrıca davalının mal kaçırma ihtimaline binaen, İzmir … Noterliği tarafından tanzim edilen 22/05/2018 Tarih ve … Yevmiye No’lu Kat Karşılığı İnşaat ve Satış Vaadi Sözleşmesi gereğince İzmir ili … ilçesi … Mahallesi … Ada … Parsel üzerinde yapılan inşaatta sözleşme gereği Davalı … İnşaat Sanayi Ticaret A.Ş.’ye ait olan taşınmazlar 2,4,9 ve 10 numaralı daireler ile 1 numaralı dairenin %50 hissesinin tapu kayıtları üzerine herhangi bir teminata hükmedilmeksizin ihtiyati tedbir kararı verilmesine, yine davalı şirketin mal kaçırma ihtimaline binaen … Bankası İzmir İli Bayraklı İlçesi TR… IBAN numaralı banka hesabına bloke konulmasına karar verilmesini, Mahkemece adi ortaklığın tasfiye işlemlerinin yapılarak, 11/10/2021 Tarihli adi ortaklık sözleşmesi gereğince tasfiye sonrası hesaplanan karın %50’sinin ödenmesi gereken tarihten itibaren işletilecek ticari faizi ile müvekkile verilmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından süresinden sonra sunulan cevap dilekçesinin beyan dilekçesi olarak kabulü ile söz konusu beyan dilekçesinde özetle; tarafların 11.10.2021 tarihli sözleşme ile … ili … ilçesi … Mahallesi … ada … parsel üzerinde yapılacak inşaatın yapımı amacıyla adi ortaklık kurarak satış vaadi sözleşmesi imzaladığı, ortaklık çerçevesinde taraflarca sermaye koyulduğu, inşaat işine başlandığı henüz %30 gibi bir kısım tamamlanmadan davacının ortaklıktan çekildiğini beyan ettiği, müvekkili tarafından ortaklığa getirilen sermayenin taksitler halinde ödendiği, davacının iddiasının gerçeği yansıtmadığı, davacının ispat külfetine sahip olmakla birlikte ispat edebilecek delillerin mevcut olmadığı, kar payı talebinin yersiz ve hakkaniyete aykırı olduğu, ortaklığın tasfiye edildiğine yönelik iddiasının kesinlikle doğru olmadığı, ortaklığın tasfiye ile değil bizzat bizzat davacı tarafından sona erdirildiği, dava dilekçesindeki iddiaların kabul edilmediği belirtilerek davanın reddi ile yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasının talep edildiği görülmüştür.
Mahkememizce düzenlenen tensip tutanağı ve sonradan kurulan ara kararlar ile yazılan müzekkereler gereği Mahkememiz davacısının tacir olduğu görülmekle görevli olduğu kanaatine varıldığı, tahkikatın devamında davacı vekili tarafından 08/09/2023 tarihli dilekçe ile tarafların harici uzlaşmış olmaları nedeniyle davadan feragat edildiğinin bildirildiği ve davalı vekili tarafından sunulan aynı tarihli dilekçe ile davacının feragatine karşılık herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücret talebinin olmadığının belirtildiği anlaşılmıştır.
Bilindiği gibi davaya son veren taraf usul işlemleri feragat, kabul ve sulh olmak üzere üçe ayrılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade edebilmesi için karşı tarafın muvafakati gerekmemesine rağmen sulhun hüküm ifade edebilmesi için karşı tarafın muvafakati şarttır. Bunlardan sadece feragat her türlü davada yapılabilmesine rağmen kabul ve sulh üzerinde serbestçe tasarruf edilebilen davalarda mümkündür. Ancak söz konusu üç usulü işlem de hüküm kesinleşene kadar her zaman yapılabilmektedir. Bir davada yapılan feragat beyanının en önemli sonucu hak veya alacak talebinden ileriye etkili olarak ve bir daha talep edilmemek üzere vazgeçilmesidir. Çünkü feragat edilen bir talep ileride yeniden ileri sürülecek olursa kesin hüküm itirazı ile karşılaşılma durumu ortaya çıkabilecektir. Dolayısı ile yapılan feragat beyanının çelişkiye yer bırakmayacak şekilde kayıtsız ve şartsız yapılması gerekmektedir.
Yapılan bu açıklamadan sonra tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; feragatin davacı vekili tarafından süresinde yapıldığı, söz konusu uyuşmazlığın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıklardan olduğu ve ayrıca feragatin kayıtsız ve şartsız yapıldığı tespit edilmiştir. Bu nedenle 6100 Sayılı HMK’ nın 309. ve devamı maddelerinde, feragatin, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği, feragatin tek taraflı taraf beyan olduğu, davayı bitiren taraf işlemlerinden olduğu ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğu belirtildiğinden bu haliyle dava dosyamız açısından yapılan feragat beyanı karşısında, feragat nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve ayrıca davalı yanca yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığından yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına, davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına kanaat getirilmiş ancak dava açmadan evvel yapılan arabuluculuk kapsamında arabulucuya ödenen ücret yargılama gideri olduğundan ve bu yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması takdir edildiğinden arabulucuya ödenen ücretin davacı üzerinde bırakılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2- Karar tarihi itibarı ile alınması gerekli 269,85 TL karar ve ilam harcından evvelce tahsil edilen 179,90 TL harcın mahsubu ile hazineye irat kaydına, bakiye 89,95 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, söz konusu tutar ile ilgili 492 sayılı yasanın 28. Maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
3- Davacı tarafından yatırılan başvuru harcı, yukarıda mahsubuna karar verilen peşin harç ve yatırılan gider avansından kullanılan kısma ilişkin yargılama giderinin DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA, arta kalan 30,25 TL gider avansının 6100 sayılı HMK’nın gider avansı tarifesinin 5.maddesi uyarınca DAVACI TARAFA İADESİNE,
4- Dava açmadan evvel dava şartı kapsamında başvurunun yapıldığı sabit olduğundan 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucu Ayşe Belma Sözüer’e ödenmesi halinde, bu ücretin 6831 sayılı Kanun kapsamında DAVACIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA, bu hususta Hazineye müzekkere yazılmasına,
5- Dair yoklukta kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.12/09/2023
Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı