Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/977 E. 2023/195 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/977 Esas
KARAR NO : 2023/195
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/11/2022
KARAR TARİHİ : 16/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket, dava dışı … Enerji Doğalgaz İnş.Taah. Nakl. San ve Tic. A.Ş. hakkında Bursa … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra dosyası ile “kambiyo takibine dayalı” takip yaptığını, davalı şirket, müvekkile haciz ihbarnameleri göndermiş, müvekkil bu ihbarnamelere itiraz etme sürelerinde yasal hakkını kullanamadığını, ancak müvekkilin dava dışı-borçlu … A.Ş.’ye herhangi bir borcu olmadığını, dolayısıyla ne dava dışı …’a ne de davalı … A.Ş.’ye borcu olmadığından işbu menfi tespit davasını açmak gerektiğini, Dava İİK’nın 89. Madde uyarınca borçlu olmadığının tespiti davası olup, gerek davalının tacir gerekse takibin kambiyo senedine dayalı olması nedeniyle görevli mahkeme asliye ticaret mahkemeleri olduğunu, Somut olayda davacı; İİK 89. maddesindeki ihtarnamenin gönderildiğini ve kesinleştiğini, davacının icra dosya borçlusu K1’ya borcunun olmadığını, K1’ya ait bir hakkın da uhdesinde olmadığını, davacının icra dosyasının borçlusunun (K1’nın) oğlu olduğunu, dava dışı İhsan’ın iflas ettiğini, davacının maaşının 1/4’ünün kesilerek davalıya verildiğini, davalının kötü niyetli olduğunu iddia etmekte ve yapılan kesintilerin istirdadını talep ettiğini, olayları açıklamak taraflara hukuki nitelendirme hakime ait olduğunu, (HMK md. 31) Davacı, hakkındaki takibin kesinleştiğini, maaşından kesinti yapıldığını ve davalının kötü niyetli olduğunu iddia ederek istirdat talebinde bulunduğuna göre, dava; İİK’nın 89/5. maddesine göre açılan menfi tespit ve istirdat davası olduğunu, bahsedildiği üzere, Davalı takip alacaklısı şirket, müvekkil …’e, dava dışı takip borçlusu … A.Ş.’ ye olduğu iddia edilen borcunu kendilerine ödemesi için 89/1-2 haciz ihbarnameleri gönderdiğini, müvekkilinin usulsüz yapılan bu tebligatlara konu ihbarnamelerden haberdar olmamış ve süresinde itiraz edememiştir. 89/3 haciz ihbarnamesinden sonra da müvekkil dosyaya borçlu sıfatı ile eklenmiş ve hakkında haciz işlemleri başlatıldığını, müvekkilinin takip borçlusu … A.Ş.’ne söz edildiği gibi hiçbir borcu bulunmadığını, Borçlu … A.Ş., müvekkilinin abisine ait olan bir şirket olup, müvekkilinin şirkette ortaklığı, temsil yetkisi ya da sair bir vasfı olmadığını, davalı şirket bu haciz ihbarnamelerini kötü niyetli olarak müvekkiline gönderdiğini, müvekkilinin şirkette hiçbir ortaklığı yokken kendisine haciz ihbarnamesi gönderilmesi sadece İİK’na değil, KVKK’na da aykırı olup, bu konuda gereken şikayetlerin yapılacağını, İşbu süreçte müvekkilimden cebri icra vasıtası ile tahsilat yapılacak olursa tahsil edilen meblağın tahsil edildiği tarihten itibaren işleyecek reeskont faizi ile müvekkiline iade edilmesini talep ettiğini, müvekkilin Bursa … .İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına borçlu sıfatı ile eklenmiş olmakla hakkında cebri icra işlemleri başlatıldığını, müvekkilinin abisine ait olan ve kendisi ile hiçbir ilgisi olmayan dava dışı şirkete borcu olmadığı halde kendisine kötü niyetle haciz ihbarnamesi gönderilmesi nedeniyle telafisi imkansız zararların doğmaması için teminatsız veya uygun bir teminat karşılığında icra işlemlerinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini, teminatsız olarak ya da mahkemece takdir edilecek teminat mukabilinde müvekkil hakkındaki icra işlemlerinin ve icra veznesine girecek paranın davalıya ödenmesinin ihtiyati tedbir kararı verilerek durdurulmasını, İcraya takibine konu işlem nedeniyle müvekkilimin dava dışı … A.Ş.’ye ve davalıya borçlu olmadığının tespitini, İcra takibi süresince tahsil edilecek bir meblağ olursa tahsil edildiği tarihten itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalıdan geri alınarak müvekkiline verilmesini, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; İİK. 72/3 maddesinde, icra takibi yapıldıktan sonra açılan menfi tespit davaları düzenlendiğin ve takipten sonra açılan menfi tespit davasında tedbir kararı verilemeyeceği emredici bir şekilde temel kural olarak düzenlendiğini, aynı fıkranın 2. cümlesinde ise, icra dosya borcunun tamamı dosyaya yatırıldıktan sonra, alacağın %15’i oranında teminat karşılığında, icra dosyasına yatırılan paranın takip alacaklısına ödenmemesine karar verilmesinin davacı tarafından talep edilebileceğinin düzenlendiğini, Kanun hükmünden açıkça anlaşıldığı gibi, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında tedbir kararının verilemeyeceği esas kural olduğunu, istisnai olarak ise mahkeme olayın durumuna göre teminat karşılığında tedbir kararı verebileceğini, bunun şartı da dosya borcunun tamamının icra dosyasına yatırıldığını, ancak bu düzenleme emredici olmadığı için, hakim somut olayın durumuna göre istisnai olarak tedbir kararına başvurabileceğini, ayrıca İhtiyati tedbir talep eden taraf, HMK 390. Maddesine göre davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek durumunda olduğunu, davacı bu iddiayı ispatlayacak somut herhangi bir delil ortaya konulamadığını, dolayısıyla mahkemeniz, davacının hukuki dayanağı olmayan tedbir talebi için red kararı vermesi gerektiğini, huzur da görülen uyuşmazlık İİK 89/3 maddesi kapsamında 15 günlük süre içerisinde açılması icap eden menfi tespit davası olduğunu, İş bu dava süresinde açılmadığını, usulden reddi gerektiğini, davacı, huzurda görülen uyuşmazlıkta takip dosyasındaki borçluya borcunun (her türlü hukuki ilişkiden kaynaklı hak ve alacakları, malları ve istihkakları) olmadığını ispat edeceğini, bir başka deyişle davada taraf olarak göstermediği dava dışı şahsa borcu olmadığını ispat etmekle mükellef olduğunu, yani aktif husumeti yönelteceği taraf takip dosyasındaki borçlu olduğunu, ancak huzurda görülen dava dosyasına takip borçlusu şirketin taraf olmadığını, üçüncü kişi, salt alacaklıyı hasım (davalı) gösterip menfi tespit davasını açtığını, Zira bu davada üçüncü kişi lehine/aleyhine verilen hüküm, davada taraf olmayan takip borçlusuna kesin hüküm teşkil etmeyeceği aşikar olduğunu, Dolayısıyla davacının bu haliyle iş bu davadan hukuki menfaati olmadığı aşikar olduğunu, Müvekkil şirket … Plastik San. ve Tic. A.Ş., Borçlu … Enerji Doğalgaz İnş. Taah. Nakl. San. Ve Tic. A.Ş.’den çeke dayalı alacağının tahsili için Bursa … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile 03/11/2016 tarihinde ÖRNEK 10 ilamsız icra takibi başlattığını, akabinde ödeme emri borçlu şirket yetkilisi …’e tebliğ edilmiş ve dosya bu hali ile kesinleştiğini, borcun tahsilini sağlamak amacıyla borçlu şirketin alacağı olduğu muhtemel üçüncü şahışlara ihtar gönderildiğini, davacıya (İcra dosyasında üçüncü şahıs) 89/1 Haciz İhbarnamesi 07.09.2022 tarihinde, Davacıya 89/2 Haciz İhbarnamesi 29.09.2022 tarihinde, Davacıya 89/3 Haciz İhbarnamesi 17.10.2022 tarihinde tebliğ edildiğini, davacı söz konusu ihbarnameye hiçbir cevap vermediği gibi yedi günlük itiraz süresinde de itirazda bulunmadığını, Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin ihtarnamelere cevap vermeyerek yasal hakkını kullandığını beyan ettiğini, ancak üçüncü şahıslara İcra Müdürlüğünce hazırlanıp gönderilen bu ihbarnameler, üçüncü şahsı cevap verme yükümlülüğü altına sokan kanuni bir ödev olduğunu, Davacı vekilinin beyan ettiği gibi muhatabın cevap verme/vermeme konusunda bir seçimlik hakkı olmadığını, ayrıca belirtmekte fayda gördüğümüz bir husus da davacı …, takip borçlusu şirketin ortağının kardeşi olduğunu, aynı zamanda davacı, takip borçlusu şirketin alacaklarını temlik almış … İnşaat Mekanik Turizm San. Ve Tic. A.Ş.’a sigortalı olarak çalıştığını, bu şirket ise yine aileden …’e ait bir şirket olduğunu, Tüm bu durumlar yekünen düşünüldüğünde davacı ile takip borçlusu şirketin arasında organik bağ bulunduğu ve hayatın olağan akışına göre bir birlerinden alacağı olma ihtimali yüksek olduğunu, Öncelikle süresinde ikame edilmemiş bulunan işbu davanın usulden reddini, İşbu talebin uygun görülmezse, Müvekkilin alacağını sürüncemede bırakmak amacıyla açılmış bulunan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun iş bu davanın reddini, İşbu davanın açılmasında ve borcun ödenmemesinde tamamen kötüniyetli olan davacının İ.İ.K. md 72/4 uyarınca alacağın %20’ sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmolunmasını, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Bursa … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; İİK’nun 89.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır.
Davacı tarafça Bursa … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında kambiyo senedine dayalı alacaklının davalı olduğu icra dosyasında davacıya gönderilen haciz ihbarnameleri nedeni ile davacının dava dışı borçlu şirkete borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi talep edilmiştir. Davalı vekil tarafından sunulan cevap dilekçesinde davacıya icra dosyasında 89/1., ve 89/2.haciz ihbarnamesinin gönderildiği, akabinde davacıya 3.haciz ihbarnamesinin gönderildiği ve buna da itiraz etmediği ve zimmetinde sayılan borcuda ödemediği ve kanun süreler içinde menfi tespit davası açmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmesi istenilmiştir.
İİK’nun 89. Maddesinin 1., 2. ve 3. fıkrasında ; “Hamiline ait olmıyan veya cirosu kabil bir senetle müstenit bulunmıyan alacak veya sair bir talep hakkı veya borçlunun üçüncü şahıs elindeki taşınır bir malı haczedilirse icra memuru; borçlu olan hakiki veya hükmi şahsa bundan böyle borcunu ancak icra dairesine ödiyebileceğini ve takip borçlusuna yapılan ödemenin muteber olmadığını veya malı elinde bulunduran üçüncü şahsa bundan böyle taşınır malı ancak icra dairesine teslim edebileceğini, malı takip borçlusuna vermemesini, aksi takdirde malın bedelini icra dairesine ödemek zorunda kalacağını bildirir (Haciz ihbarnamesi).Bu haciz ihbarnamesinde, ayrıca 2, 3 ve 4 üncü fıkra hükümleri de üçüncü şahsa bildirilir.
Üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce borç ödenmiş veya mal istihlak edilmiş veya kusuru olmaksızın telef olmuş veya malın borçluya ait olmadığı veya malın kendisine rehnedilmiş olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise, keyfiyeti, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yazılı veya sözlü olarak bildirmeye mecburdur.
Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu nedenle de malın yedinde veya borcun zimmetinde sayıldığı ikinci bir ihbarname ile bildirilir. Bu ikinci ihbarnamede ayrıca, üçüncü şahsın ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ikinci fıkrada belirtilen sebeplerle itirazda bulunması, itirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi istenir. İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur. Bu süre içinde 106 ncı maddede belirtilen süreler işlemez. Bu davada üçüncü şahıs, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur. Üçüncü şahıs açtığı bu davayı kaybederse, mahkemece, dava konusu şeyin yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkûm edilir. Bu fıkraya göre açılacak menfi tespit davaları maktu harca tabidir. ” hükmü yer almaktadır.
Bursa … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasında alacaklı … Plastik San. ve Tic. tarafından borçlu … Enerji Doğalgaz İnş. Taah. Nak. San. ve Tic. A.Ş hakkında 69.706,81 TL asıl alacak olmak üzere toplam 77.734,17 TL alacağın tahsili amacıyla kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatılmış, icra dosyasında davacıya İİK’nun 89/1.maddesi gereğince haciz ihbarnamesi tebliğ edilmiş, 1.haciz ihbarnamesine davacı tarafça itiraz edilmemiş, akabinde davacıya İİK’nin 89.maddesinin 2.fıkrası gereğince haciz ihbarnamesi gönderilmiş, bu ihbarnameye de davacı tarafça itiraz edilmemiş, müteakiben davacıya İİK’nun 89.maddesinin 3.fıkrası gereğince haciz ihbarnamesi gönderilmiştir.
İİK’nun 89/ 3. maddesi gereğince gönderilen haciz ihbarnamesi davacıya 17.10.2022 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Bu madde kapsamında açılan dava 15 günlük süre geçtikten sonra 29.11.2022 tarihinde açılmıştır.
İİK’nın 89. Maddesinden de anlaşılacağı üzere, 3. Haciz ihbarnamesi nedeniyle açılacak menfi tespit davasının 3. Haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde açılması gerekir. Bu süre hak düşürücü süredir ve mahkemece resen dikkate alınması gerekir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 06.04.2022 tarih, 2020/5654 Esas, 2022/2904 Karar sayılı kararı)
Somut olayda davacı tarafa gönderilen 89/3.haciz ihbarnamesi 17.10.2022 tarihinde davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ve dava 15 günlük süre içerisinde açılmamıştır. Ayrıca davacı tarafça haciz ihbarnamelerinin usulüne uygun tebliğ edilmediği yönünde icra hukuk mahkemesinde açılmış herhangi bir şikayet ya da itiraz davası yoktur.
He ne kadar davacı tarafça davanın İİK’nun 89/5. maddesine göre açıldığı ve herhangi bir süreye tabi olmadığı iddia edilmiş ise de; İİK’nun 89.maddesinin 5.fıkrasında, üçüncü şahsın borçlu ile kötü niyetli alacaklıya karşı dava açarak ödemek zorunda kaldığı paranın veya teslim ettiği malın iadesini isteyebileceği hükmünün yer aldığı, kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere bu kapsamda açılacak davanın ödemek zorunda kalınan paranın iadesi davası şeklinde açılabileceği, dava dilekçesinde açıkça İİK’nun 89.maddesinin 3.fıkrası gereğince davacıya gönderilen haciz ihbarnamesinden kaynaklı olarak davacının dava dışı şirket ve davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesinin talep edildiği, hukuki nitelendirmenin mahkemeye ait olduğu, davacının bu talebi ile İİK’nun 89/3.maddesi gereğince gönderilen haciz ihbarnamesi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği, bu talebin İİK’nun 89/3.maddesi kapsamında açılan menfi tespit davası olarak nitelendirilmesi gerektiği, dava tarihi itibariyle davacı tarafından yapılan bir ödemenin bulunmadığı ve talebin de borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davası olduğu, bu davanın 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiği, kanunda İİK’nın 89/3. Maddesine göre açılan menfi tespit davasının 15 gün içerisinde açılmamasının bir sonuca bağlandığı ve bu sürenin hak düşürücü süre olduğu ve resen dikkate alınması gerektiği, hak düşürücü süre geçtikten sonra ödeme olmadığı halde muhtemel ödeme iddiası ile hak düşürücü süreyi bertaraf edecek şekilde muhtemel ödemeler dikkate alınarak menfi tespit istemli ve muhtemel ödeme olursa bu ödemenin istirdadı istemli olarak 15 günlük hak düşürücü süreyi bertaraf edecek şekilde İİK 89/3. Menfi tespit davasının açılması halinde bu davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerektiği, İİK’nın 89/3. Maddesine göre açılan her menfi tespit davasının süresinde açılmaması halinde aynı kanun gereğince takip durmayacağından muhtemel ödemelerin olabileceği, bu durumda 15 günlük süre geçtikten sonra açılan her menfi tespit davasının muhtemel istirdat davası olabileceğinden kanun koyucunun belirlediği 15 günlük hak düşürücü sürenin menfi tespit davası yönünden uygulama imkanının kalmayacağı, kanun koyucunun abesle iştigal etmeyeceği dikkate alındığında hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan menfi tespit talepli davanın istirdat davası olarak nitelendirilemeyeceği, dava açıldıktan sonra yapılan ödeme de İİK’nın 89/3 maddesi gereğince açılan menfi tespit davasını hak düşürücü süreyi bertaraf ederek istirdat davasına dönüştüremeyeceği, dava açılış tarihi itibariyle hak düşürücü sürenin dikkate alınması gerektiği, kaldı ki İİK’nın 72/6. Maddesindeki hüküm gereğince İİK’nın 72. Maddesine göre açılan davaya istirdat davası olarak devam edilebileceği, İİK’nın 89. Madesinde bu yönde bir yasal hüküm bulunmadığı ve davanın 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı anlaşılmakla; belirtilen nedenlerle davanın reddi gerektiği, ayrıca İİK’nun 89.maddesinin 3.fıkrasının son cümlesinde yer alan 3. Şahıs tarafından açılan menfi tespit davasının kaybedilmesi halinde mahkemece dava konusu şeyin %20’sinden aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkum edilir hükmü dikkate alınarak, dava değerinin %20’si oranında icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesi gerektiği kanaatine varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 06.04.2022 tarih, 2020/5654 Esas, 2022/2904 Karar sayılı kararı, Sakarya BAM 7. HD’nin 04.03.2020 Tarih,2019/1448 esas, 2020/360 karar sayılı kararı)
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-İİK’nın 89.maddesinin 3.fıkrasının son cümlesi gereğince 77.734,17-TL’nin %20 si oranındaki 15.546,83-TL tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90-TL harcın peşin alınan 1.327,51 TL harçtan mahsubu ile fazla kalan 1.147,61‬ TL harcın kararın kesinleşmesi halinde davacıya iadesine,
3-Yapılan harç ve masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki AAÜT gereğince hesaplanan 12.437,47 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Kararın kesinleşmesi halinde, ayrıca karar yazmaya gerek görülmeden kalan gider avansının derhal taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize yahut başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamını ödemek suretiyle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/03/2023

Katip…
e-imzalı

Hakim…
e-imzalı