Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/976 E. 2023/210 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/976 Esas
KARAR NO : 2023/210

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 29/11/2022
KARAR TARİHİ : 21/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan dava dilekçesinin incelenmesinde; 08/08/2022 tarihinde davacıya ait … plakalı araç ile davalı yana ait … plaka sayılı araçlar arasında maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, 35.797,14 TL hasar onarım bedeli fatura edildiğini, direksiyon hakimiyetini kaybetmek suretiyle otopark içerisinde park halinde bulunan davacıya ait araca çarparak kazanın oluşmasına neden olan davalıaraç sürücüsünün % 100 kusurlu olup, davacının ise kusursuz olduğunu, davalının 08.08.2022 tarihli kaza tespit tutanağında kazanın kendi kusuru ile gerçekleştiğini beyan ettiğini, davacıya ait “Mercedes C 200 D 1.6 AMG 2016 model” aracın kaza tarihinden önce hiçbir kazaya karışmadığı gibi araçta herhangi bir hasar ya da tramer kaydı bulunmamaktayken oluşan hasar nedeniyle aracın piyasa değerinde düşme ve değer kaybı meydana geldiğini, aracın kaza öncesi serbest piyasa rayiç değeri ile kaza sonrası değerinde, tramer ve hasar kaydına bağlı olarak, en az 150.000-TL mertebesinde olağanüstü düşüş meydana geldiğini belirterek Huzurdaki dava HMK 107. uyarınca “Belirsiz Alacak Davası” olup toplanacak delillere, bilirkişi incelemesine göre dava değer ve miktarının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda talebi arttırma hakkımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 250,00-TL” nin olay tarihi olan 08.08.2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan, müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Davalılar vekili tarafından cevap dilekçesinin incelenmesinde; davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacının talep ettiği alacak yönünden zamanaşımı def’inde bulunduklarını, bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini, cevaba konu dava görevsiz mahkemede açılmış olduğundan işbu davanın görevsizlik nedeniyle reddini, davacı tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortası için sigorta şirketine başvuru zorunluluğuna uyulmaması halinde dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulen reddini, davacı yanın davaya konu alacağın belirsiz olduğunu beyan ettiğini, dava konusu edilen alacağın gerçekte belirlenebilir alacak olmaları nedeniyle belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri halde belirsiz alacak davası olarak açılmış bu davanın reddini, davayı kabul anlamına gelmemek ile birlikte dava dilekçesinin 2. Sayfasının 4 numaralı bendinde davacı yanca aracın kaza sonrası piyasa değerinde 150.000,00 TL ‘lik düşüş meydana geldiği belirtilmiş olduğu hususu gözetildiğinde anılı taleplerin elindeki bilgi ve belgelerle hesaplayacak durumda olduğu sonucu ortaya çıktığından davacının belirsiz alacak davası olarak açtığı davanın reddini, dava dilekçesi ekinde sunulu arabuluculuk son tutanağında görüldüğü üzere uyuşmazlık nevi olarak kaza nedeniyle araçta oluşan değer kaybı, manevi tazminat ve kazanç kaybı olarak belirtildiğini, dava dilekçesi incelendiğinde H.E.değer olarak belirtilen 250,00 TL ‘nin ne dava dilekçesinin açıklamalar kısmında ne de talep kısmında hangi alacak kalemlerine ilişkin olduğu açıklanmamış yalnızca 250,00 TL ‘nin davalılardan tahsili talep edilmekle yetinilerek değer kaybına mı , manevi tazminata mı yoksa kazanç kaybına mı ilişkin olduğu belirtilmediğini, davacının aracında kazadan önce herhangi bir hasarın/hasar kaydının bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini belirterek davanın her iki davalı yönünden de reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla taraf teşkili sağlanmış ve yine usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
DELİLLER:
Türkiye Noterler Birliği, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi, Ticaret Sicil Müdürlüğü ile Vergi Dairesine yazılan müzekkerelere cevap verildiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Yapılan inceleme neticesinde; 08/08/2022 tarihinde davalı … tarafından sevk ve idare edilen … plaka sayılı araç ile davacı tarafından sevk ve idare edilen … plaka sayılı araçların maddi hasarlı trafik kazasına karıştıkları, kaza neticesinde araç sürücülerince kendi aralarında kaza tespit tutanağının tutulduğu, Yavuz tarafından kullanılan aracın diğer davalı …. nezdinde kayıtlı olduğu konularında dosya kapsamında bir uyuşmazlık olmadığıuyuşmazlık olmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıda yapılan tespit göz önüne alındığında taraflar arası uyuşmazlığın araç sürücülerinin kusur durumlarının tespiti ile davacının aracının bu kazadan kaynaklı olarak değer kaybına uğrayıp uğramadığı, uğramış ise değer kaybı tutarının belirlenmesi ile davalıların belirlenecek tutardan ne şekilde ve ne surette sorumlu olacaklarının tespitine yönelik yapılacak inceleme neticesi varılacak kanaate esas değer kaybı bedelinden ve ikame araç bedelinden kaynaklı maddi tazminat davası olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar taraflar arası uyuşmazlığın yukarıdaki şekilde oluştuğu anlaşılmakta ise de gelen yazı cevapları göz önüne alındığında öncelikli olarak dava şartlarından olan görev yönünden uyuşmazlığın değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmış, bu kapsamda yapılan inceleme neticesinde Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir. Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesini değiştiren 6335 sayılı Kanun ile asliye hukuk mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisi haline getirilmiştir. Görev ilişkisi mahkemece re’sen davanın her aşamasında nazara alınan ve kamu düzeninden sayılan bir dava şartıdır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
Yukarıdaki belirilen husus kapsamında somut uyuşmazlığın değerlendirilmesi neticesinde her ne kadar davacı yanca mahkememiz nezdinde iş bu dava açılmış ise de davacı adına kayıtlı olduğu anlaşılan … plaka sayılı aracın hususi vasıfta olduğu gibi davacının da tacir olmadığı, davalı … tarafından kullanılıp diğer davalı Müge … Ltd. Şti.’ye ait aracın ticari vasıfta olduğu anlaşılmakla birlikte bu kapsamda yapılan değerlendirme neticesinde davacı yan yönünden ticari bir uyuşmazlık olmadığı anlaşılarak ortada nispi nitelikte bir uyuşmazlığın bulunmadığı gibi taraflar arası uyuşmazlığın 6102 sayılı TTK’nın 4. Maddesinde düzenlenen şekilde mutlak ticari davaya da sebebiyet vermediği anlaşılarak söz konusu uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemeleri aracılığı ile görülüp sonuçlandırılması gerektiği değerlendirilmekle davanın görevsizlik nedeni ile usulden reddi ile karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın GÖREVSİZLİK NEDENİ ile 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İZMİR NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3- 6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi gereği kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde iş bi dosya resen ele alınarak Mahkememizce davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4- Yargılama giderleri konusunda görevli ve yetkili mahkemece karar verilmesine, davanın açılmamış sayılma şartları oluştuğu takdirde yargılama giderleri konusunda MAHKEMEMİZCE KARAR VERİLMESİNE,
5- Dair davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 21/03/2023

Katip …
e-imza
¸

Hakim …
e-imza
¸