Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/937 E. 2023/341 K. 28.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/937
KARAR NO : 2023/341
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/10/2022
KARAR TARİHİ : 28/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde, davacının yatırım danışmanlığı yapmakta olduğunu, davalı ile 01.07.2020 ve 01.10.2020 tarihli “BY Finansal Danışmanlık Sözleşmeleri” akdettiğini, sözleşmeye göre davacının davalıya yatırım danışmanlığı yapacağını ve davalının yatırımının davacı tarafından yönetileceğini, davacıya USD bazında %3-4 oranında getiri verileceğinin kararlaştırıldığını, davacının başlangıçta 2.500.000,00-TL göndereceğini vaat ettiğini ve bu vaadi nedeni ile kendisine dava konusu 2.500.000,00-TL bedelli senedin teminat olarak verildiğini, fakat davacının 2.500.000,00-TL’yi göndermediğini, parça parça dilekçede dökümü yapılı tarihlerde olmak üzere toplam 660.318,00-TL gönderdiğini, bunun karşılığında da kendisine sözleşmede vaad edilenden daha fazla 2.150.405,94-TL gönderildiğini, böylelikle davacının davalıya borcunun kalmadığını, teminat olarak verilen senedin de bedelsiz kaldığını, buna rağmen davalının söz konusu teminat senedini 2.000.000,00-TL üzerinden İzmir … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile takibe koyduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin iptal edilmesine, davalının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde, davacı tarafından davalı adına düzenlenen 2.500.000,00-TL bedelli bononun 2.000.000,00-TL lik kısmı için başlatılan icra takibinin kesinleştiğini, dosya borcunu karşılayacak mal tespit edilemediğini, davacının yarı hissesinin bulunduğu bir taşınmazın mal kaçırma amacıyla muvazaalı bir şekilde devir edildiğinin öğrenilmesi üzerine İzmir … ASHM’nde tasarrufun iptali davası açıldığını, iş bu davanın tasarrufun iptali davasını sürüncemede bırakmak için açıldığını, icra takibine konu bononun teminat senedi olduğunun ispat külfetinin davacıya ait olduğunu, ayrıca bononun taraflar arasında düzenlenen iki adet finansal danışmanlık sözleşmesi ile ilgisinin bulunmadığını, bononun sözleşmelerin düzenlendiği tarihten çok daha sonra düzenlendiğini, düzenleme tarihine bir itirazın gelmediğini, dolayısı ile danışmanlık sözleşmesi ve bu nedenle verilen paralarla bir ilgisi olmadığını, kaldı ki paraların eksik ödendiğini, halen davacıda alacaklarının olduğunu, dava konusu senedin nakit para karşılığında verildiğini ileri sürerek, davanın reddini ve %20 den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini savunmuştur.
Taraflarca sunulan deliller toplanmış icra dosyası incelenmiş değerlendirilmiştir.
İzmir … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasının incelenmesinden davalı tarafından davacı aleyhine 21/06/2021 tanzim tarihli, 10/07/2021 vade tarihli, 2.500.000,00 TL bedelli bonoya dayanılarak 2.000.000,00 TL asıl alacak, faiz ve ferileri toplamı olarak 2.383.009,04 TL’nin tahsili için 06/09/2022 tarihinde girişilen icra takibine ilişkin olduğu, takibin dayanağı bononun 21/06/2021 tanzim tarihli 10/07/2021 vade tarihli 2.500.000,00 TL bedelli keşidecisinin …, lehtarının … olduğu bono üzerinde teminat olarak verildiğine dair kayıt ve ibareye rastlanmadığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından sunulan 01/10/2020 başlangıç tarihli finansal danışmanlık sözleşmesinin incelenmesinden …’nın müşteri …’nın danışman olarak adlandırıldığı, sözleşmenin 3. maddesine göre konusunun danışmanın müşteriye bu sözleşme karşılığı kripto paralar üzerine yatırım danışmanlığı yapması, kripto para temin etmesi ve yatırım danışmanı tarafından yönetilmesi olduğu, sözleşmenin 4.1.b maddesine göre sözleşme süresinin 1 yıl olarak belirlendiği ve sözleşmenin 4.3 maddesine göre müşteriye aylık bazda %3-4 arasında net kâr elde edilmesinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. İş bu sözleşmeden dava konusu bonoya atıf yapılmadığı bononun teminat olarak verildiğine dair bir kaydın yer almadığı belirlenmiştir.
Davacı tarafından sunulan 01/07/2020 başlangıç tarihli finansal danışmanlık sözleşmesinin incelenmesinden …’nın müşteri, …’nın danışman olarak adlandırıldığı, sözleşmenin 3. maddesine göre konusunun danışmanın müşteriye bu sözleşme karşılığı kripto paralar üzerine yatırım danışmanlığı yapması, kripto para temin etmesi ve yatırım danışmanı tarafından yönetilmesi olduğu, sözleşmenin 4.1.b maddesine göre sözleşme süresinin 1 yıl olarak belirlendiği ve sözleşmenin 4.3 maddesine göre müşteriye aylık bazda %3-4 arasında net kâr elde edilmesinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. İş bu sözleşmeden dava konusu bonoya atıf yapılmadığı bononun teminat olarak verildiğine dair bir kaydın yer almadığı belirlenmiştir.
Toplanan tüm deliller karşısında davacı davalı ile aralarında olan iki ayrı finansal danışmanlık sözleşmesi nedeni ile davalının kendisine işletilmek üzere vade ettiği 2.500.000,00 TL’yi göndereceği ümidi ile dava konusu bonoyu teminat olarak verdiği ancak 2.500.000,00 TL sermayenin gönderilmediğini, gönderilen 660.318,00 TL’ye karşılık işletilerek davalıya 2.150.405,94 TL gönderildiğini böylelikle bononun bedelsiz kaldığını, bononun teminat amaçlı verildiğini iddia ettiği ancak gerek sözleşmelerde gerekse bono üzerinde teminat olarak verildiğine dair kayıt ve şerh bulunmadığı, bononun tanzim tarihinin 21/06/2021 tarihi olup davacının delil olarak dayandığı sözleşmelerden çok sonra düzenlendiği, bono bedelinin sözleşmelerle uyum arz etmediği, dolayısıyla sözleşmeler ile arasında bağ kurulamadığı, bono metninde nakden alındığı yazılı olup bu ibarenin aksinin iddia eden davacı tarafından kanıtlanmasının gerektiği, davacının bononun nakit karşılığı verilmediğini, teminat olarak verildiğini, usulüne uygun yazılı veya kesin delillerle ispatlayamadığı, davacı delilleri arasında yemin delilli bulunmadığından yemin delilininde hatırlatılmadığı dolayısıyla davanın ispatlanamadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı tarafça inkar tazminatı talep edilmiş ise de, icra takibinin durdurulması konusunda ihtiyati tedbir talebinin reddedildiği, icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmesinin durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir kararının uygulanmasının davacı tarafça talep edilmediği dolayısıyla davalının tedbir nedeni ile alacağına geç kavuşmasının söz konusu olmadığı dolayısıyla inkar tazminatına ilişkin şartların oluşmadığından tazminat takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM:
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
Şartları oluşmadığından davalı lehine tazminat takdirine yer olmadığına,
2-Karar tarihi itibarı ile alınması gereken 179,90-TL harcın peşin alınan 40.678,76-TL harçtan indirilerek kalan 40.498,86-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine göre takdiren 218.100,45-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
-Davalı tarafından yapılan herhangi bir gider bulunmadığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
-Davacı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, oybirliği ile verilen karar davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/04/2023
Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı