Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/888 E. 2022/869 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/888 Esas
KARAR NO : 2022/869

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 01/11/2022
KARAR TARİHİ : 09/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …’ın maliki olduğu, davalı … sevkindeki … plakalı ticari araç ile 08/12/2021 tarihinde sebebiyet verilen trafik kazasında, Davacı Müvekkil şirket tarafından … no.lu kasko poliçe tahtında sigortalanan … Otomotiv San ve Tic Ltd Şti’ne ait … plakalı araçta maddi hasar meydana geldiğini, Kaza sonrası sigortalı araçta 90.444 85-TL hasar belirlenmek ile anılan tutar sigortalıya Müvekkil Sigorta Şirketi tarafından 18/01/2022 tarihinde ödenmiştir. Davacı Müvekkili Şirket hasar bedelini ödemekle mukavele şartlarına ve TTK.m. 1472 ve TBK m. 183 vd.hükümlerine göre sigortalısının yerine kaim(halef) olmuş ve sigortalının zarara sebebiyet verenler aleyhine mevcut her türlü talep ve dava hakları Davacı Müvekkil Şirkete intikal ettiğini, Davacı Müvekkil Şirket tarafından işbu rücu hakkına dayanılarak, davalıya ait aracın ZMMS poliçesi kapsamında …Sigorta A.Ş.’ye başvurmak ile teminatın tamamı olan 43.000-TL.si tahsil edilmiş bakiye 47.444,85-TL.si zararın tahsili için davalılar aleyhine İzmir 2. İcra Müdürlüğü’nün … takip no.lu dosyası ile “genel haciz yolu ile” icra takibi başlatıldığını, Anılan takip dosyasından tebliğe çıkartılan 7 örnek ödeme emrine Davalılar tarafından itiraz edilmesi üzerine, ilgili İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiğini, Müvekkil Şirket vekili olarak tarafımızdan TTK m. 5/A (Ek:6/12/2018-7155/20 md.) uyarınca arabulucu yoluna başvurulmuş, toplantılar olumsuz şekilde sonuçlanmış olduğunu, bu nedenlerle haksız, hukuki dayanaktan yoksun ve kötüniyetli itirazlarının iptali için işbu davayı açma zarureti doğduğunu, Davalı aleyhine İzmir 2. İcra Müdürlüğü’nün … Esas takip no.lu dosyasıyla başlatılan icra takibinde itirazların iptali ile takibin devamına; Haksız itiraz nedeniyle İİK m. 67/II uyarınca Davalıların %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, Yargılama giderleri ile birlikte kanuni avukatlık ücretinin de davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER:
Arabuluculuk son tutanağı, İzmir 2.İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, trafik tespit tutanağı, trmer kuur dağılımı, hasar ekspertiz raporu, fatura, ibraname ve temlikname, ödeme belgesi, sigortalı firma ticari kayıtları, araç ruhsat ve ehliyetnameleri, renkli resimler delil olarak dosyaya sunulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Taraflar arası uyuşmazlığın tespit ve değerlendirilmesine geçmeden evvel dava şartları bakımından dosyanın değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmış bu kapsamda inceleme yapılmıştır.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesini değiştiren 6335 sayılı Kanun ile asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisi haline getirilmiştir. Görev ilişkisi mahkemece re’sen davanın her aşamasında nazara alınan ve kamu düzeninden sayılan bir dava şartıdır. Ancak 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; davacı … tarafından kasko sigortası ile sigortalanan araçtaki hasar bedelinin ödenmesi nedeni ile sigortalıya halifiyet gereğince halef olduğu nedeni ile zarara sebebiyet veren davalılar hakkında başlatılan icra takibine davalı itirazı üzerine davacı tarafça itirazın iptali davası açıldığı, davanın kasko sigorta poliçesine dayalı olarak sigortalı araçta oluşan hasarın ödenmesi nedeni ile hasara sebebiyet verdiği iddia edilen davalılardan halifiyet gereğince tahsiline ilişkin dava olduğu, yargıtay yerleşik içtihatlarına göre, sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı davanın sigorta poliçesinden doğan bir dava olmadığı, bu nedenle halifiyet davasının bir ticari dava sayılamayacağı, bu davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava olduğu, TTK’nun 1472. Maddesi gereğince, sigorta tazminatını ödediğinden hukuken sigortalının yerine geçtiği, sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı bulunduğu takdirde bu hakkın tazmin edilen bedel kadar sigortacıya geçtiği, bu durumda davanın trafik kazasından kaynaklı haksız fiil nedeni ile açılan dava olduğu ve davalıların tacir olmadığı, davacı ve davalı araçların trafik tescil belgelerinde kullanım amacının hususi olduğu, bu nedenle açılan davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olmadığı, genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin olduğu ve uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiği kanaati ile açılan davanın görevsizlik nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın görevsizlik nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği USÜLDEN REDDİNE,
2- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- 6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi gereği kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde iş bu dosya resen ele alınarak Mahkememizce davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4- Yargılama giderleri konusunda görevli ve yetkili mahkemece karar verilmesine, davanın açılmamış sayılma şartları oluştuğu takdirde yargılama giderleri konusunda MAHKEMEMİZCE KARAR VERİLMESİNE,
5- Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/11/2022

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.