Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/856 E. 2023/311 K. 14.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/856 Esas
KARAR NO : 2023/311
DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 20/10/2022
KARAR TARİHİ : 14/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan 20/10/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin, “İzmir İli … İlçesi … Mahallesi, … ada,… parselde” kayıtlı taşınmazı 19.08.2020 tarihinde … isimli şahıstan satın aldığı ve tapu devrinin gerçekleştiği, eski …’ın, 19.01.2019 tarihinde bu taşınmaz için … belge numarası ile Yapı Kayıt Belgesi aldığı, taşınmaz arsa üzerinde bir adet konteyner ve tuvalet bulunmakta olup, yapı kayıt belgesinde bu durum kayıtlı iken, 08.06.2022 tarihinde …. AŞ. ‘nin görevlilerince ilgili adrese gelindiğinde ” Yapı kayıt belgesi iptali nedeni ile 15 iş günü sonunda enerjiniz kesilecektir.” şeklinde tutanak tutulduğu, iş bu tutanakla 08.06.2022 tarihinde, taşınmazla ilgili yapı kayıt belgesinin iptal edildiğinin öğrenildiği, yapı kayıt belgesinin iptaline yönelik, davacı şirkete önceden herhangi bir uyarı yapılmamış olup, idari işlemin tebliğ edilmediği, kime nasıl ve ne şekilde tebliğ edilip edilmediği konusu şüpheli olan bir evrak dayanak alınarak, elektrik kesme işleminin hukuka uyarlı olmadığı, elektrik kesilmesi işlemine gerekçe olacak herhangi bir usulsüz işlem, borç, ödenmemiş faturalara, kaçak yapı ve benzeri bir durum yaşanmadığı, İmar ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından, arsa üzerinde bulunan konteyner niteliğindeki yapıya, davacı adına …. verilmiş olup, Bornova Belediyesi ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nezdinde tüm kayıtların yapıldığı, bunun üzerine, davacının taşınmazına, elektrik aboneliği de dahil olmak üzere ilgili aboneliklerin alındığı, yapı kayıt belgesi bir önceki malik olan …’a ait olup, taşınmazın tapudaki hak sahipliği ve fiilen kullanımının davacı şirkete ait olduğu, davacı şirket adına kayıtlı olan elektrik sayacı ile ilgili, elektrik kesinti işlemi tesis edildiği, oysa ki, davacı şirketin herhangi bir elektrik / fatura / abonelik borcunun bulunmadığı, elektrik kesme nedenlerinin somut olayda gerçekleşmediği, yapı kayıt belgesi ile taşınmaz mal sahibinin farklı olduğunu bilen ve davacının borcu olmamasına rağmen, elektriğin kesilmesine yönelik işlem tesis eden davalı …. Elektrik AŞ. tarafından tesis edilen 08.06.2022 Tarih ve … sıra nolu Periyodik Kontrol/Tespit evrakı ile … tesisata ait enerjinin kesilmesi işleminin iptalinin gerektiği, tüm bunlardan ayrı olarak ise, sonradan öğrenildiğinde Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından “Yapı kayıt belgesinin iptali” konulu idari işleme de ayrıca dava açıldığı, bu davanın İzmir … İdare Mahkemesi’nin … esas sayılı dosya kapsamında derdest olduğu belirtilerek açıklanan nedenlerle resen araştırma ilkesinin de uygulanması ile öncelikle tedbir kararı verilmesine, … Elektrik AŞ. tarafından 08.06.2022 Tarih ve Seri … sıra nolu Periyodik Kontrol/Tespit evrakı ile … tesisata ait enerjinin kesilmesi işleminin iptaline yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından Mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; cevap dilekçesinde özetle; her ne kadar aleyhine dava açılmış ise de EPDK müşteri hizmetleri ve daha sonra EPDK tüketici hizmetleri yönetmeliği kapsamında dağıtım şirketinin kaçak kullanım faturaları, mühürleme, saha tutanakları, sayaç değişikliği, sayaç okuma, bağlantı yapma, enerji tüketim bilgileri iş ve işlemleri yapmakla görevli iken perakende şirketinin satış sözleşmesi yapma, abonelik bilgileri oluşturma, tüketim faturaları düzenleme iş ve işlemleri yapmakla görevli olduğu, yani perakendenin fatura tahakkuk ettirilip bunun tahsilatını sağlamakla sorumlu olmak üzere görevli ve yetkili olduğu, dava konusu elektrik kesme işleminin ise dağıtım şirketi tarafından yapıldığı belirtilerek perakende yönünden açılan bu davada husumet sebebiyle reddinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce henüz ön inceleme aşaması tamamlanmadan evvel davacı vekili tarafından 07/04/2023 tarihli dilekçe ile davadan feragat edildiğinin bildirildiği, yapılan kontrolde vekilin davadan feragate yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği gibi davaya son veren taraf usul işlemleri feragat, kabul ve sulh olmak üzere üçe ayrılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade edebilmesi için karşı tarafın muvafakati gerekmemesine rağmen sulhun hüküm ifade edebilmesi için karşı tarafın muvafakati şarttır. Bunlardan sadece feragat her türlü davada yapılabilmesine rağmen kabul ve sulh üzerinde serbestçe tasarruf edilebilen davalarda mümkündür. Ancak söz konusu üç usulü işlem de hüküm kesinleşene kadar her zaman yapılabilmektedir. Bir davada yapılan feragat beyanının en önemli sonucu hak veya alacak talebinden ileriye etkili olarak ve bir daha talep edilmemek üzere vazgeçilmesidir. Çünkü feragat edilen bir talep ileride yeniden ileri sürülecek olursa kesin hüküm itirazı ile karşılaşılma durumu ortaya çıkabilecektir. Dolayısı ile yapılan feragat beyanının çelişkiye yer bırakmayacak şekilde kayıtsız ve şartsız yapılması gerekmektedir.
Yapılan bu açıklamadan sonra tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; feragatin davacı vekili tarafından süresinde yapıldığı, söz konusu uyuşmazlığın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıklardan olduğu ve ayrıca feragatin kayıtsız ve şartsız yapıldığı tespit edilmiştir. Bu nedenle 6100 Sayılı HMK’ nın 309. ve devamı maddelerinde, feragatin, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği, feragatin tek taraflı taraf beyan olduğu, davayı bitiren taraf işlemlerinden olduğu ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğu belirtildiğinden bu haliyle dava dosyamız açısından yapılan feragat beyanı karşısında davanın feragat nedeniyle reddine, feragate yönelik beyan içerikleri göz önüne alındığında yatırılan harçların ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2- Harçlar kanununun 22. maddesi gözönünde bulundurularak karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının 1/3 ü olan 59,96-TL harcın mahsubu ile bakiye artan 20,74-TL harcın istek halinde DAVACIYA İADESİNE,
3- Davacı tarafından yatırılan başvuru harcı, yukarıda mahsubuna karar verilen peşin harç ve yatırılan gider avansından kullanılan yargılama giderinin DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA, arta kalan 368,50 TL gider avansının 6100 sayılı HMK’nın gider avansı tarifesinin 5.maddesi uyarınca DAVACI TARAFA İADESİNE,
4- Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 4.600,00 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
Dair taraf vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 13/04/2023

Katip…
e-imzalı

Hakim…
e-imzalı