Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/668 E. 2023/439 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/668 Esas
KARAR NO : 2023/439
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/08/2022
KARAR TARİHİ : 13/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının sigorta akidi olduğu, sürücüsü firari olan, müvekkil Şirket tarafından … no.lu trafik poliçesi tahtında sigortalanan … plakalı aracın 24/05/2021 tarihinde kusurlu şekilde park halindeki araca çarpmak sureti ile sebebiyet verdiği trafik kazasında … plakalı araçta hasar meydana geldiğini, kaza sonrası zarar gören araçta 6.762,31 TL hasar bedeli ve 6.708,40 TL değer kaybı belinlendiğini, araç hasar bedelinin 28.12.2021 tarihinde, değer kaybı tutarınında 28.07.2021 tarihinde ayrı ayrı zarar gören ve araç servislerine ödendiğini, davacı müvekkili şirketin önce değer kaybının tazmini için yazılı başvurud yapmış ise de davalı belediyenin olay yerini terk edilmediğini, tarafların anlaşmalı tutanak tuttuğunu belirttiğinin, hasarın tahsili için davalı aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … takip nolu dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine ilgili İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiğini, müvekkili şirket tarafından arabuluculuğa başvurulduğunu, anlaşma sağlanamadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla başlatılan icra takibinde itirazların iptali ile takibin devamına, haksız itiraz nedeniyle İİK m. 67/2 uyarınca davalı borçlunun %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ile birlikte kanuni vekalet ücretinin de davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takip ve dava konusu olayın belediyeye ait … plakalı aracın 24.05.2021 tarihinde karışmış olduğu kaza sonucu olay yerini terk ettiği iddiası neticesinde davacı sigorta şirketinin rücu hakkının doğduğu iddiasına dayandığını, dosya içerisinde bulunan ve trafik polislerince düzenlenen 24.05.2021 tarihli trafik kazası tespit tutanağında, kaza yeri terk olduğu belirtilmiş olsa da, kazaya karışan taraflar arasında düzenlenen 24.05.2021 tarihli tutanaktan da anlaşılacağı üzere olay yerini terk iddiasının geçerli ve kabul edilebilir bir yönü bulunmadığını, kaza sonrası tarafların bir araya gelerek kendilerinden beklenen tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini, dolayısıyla hukuki bir geçerliliği bulunmayan iddialara dayanarak açılan icra takibinin ve iş bu davanın reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere Belediyeye ait … plakalı araç sürücüsünün olay yerini terk etmiş olduğunun kabulü halinde bile iş bu davanın reddi gerektiğini, Yargıtay … Hukuk Dairesi istikrarlı bir şekilde vermiş olduğu kararlarda ZMSS Genel Şartları düzenlemesine atıfta bulunarak, sigortalı araç sürücüsünün kaza sonrası olay yerinden ayrılmasının tek başına sigortacıya rücu hakkını doğurmadığını sigortacının işletene rücu hakkını somut delillerle ispat etmesi gerektiğinin belirtildiği, dava konusu olayda ise, kaza yerini terk durumu bulunmamakla birlikte, kabul anlamına gelmemek üzere aksinin kabulü halinde bile, davacı sigorta şirketinin rücu hakkını somut deliller ile ispat etmesi gerektiğini, Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere ZMSS Genel Şartlar düzenlemesinde teminat dışı haller tahdidi olarak sayılmış olup, bu hallerin hiçbiri somut olayda yer almadığını, oysaki davacı taraf tüm iddiasını ” kaza yeri terk ” durumuna bağladığını, davayı kabul anlamına gelmemek üzere, davacı tarafça istenen bedel çok yüksek olup araç durumuna ve günün şartlarına da uygun olmadığını, talep edilen alacağın likit olmaması ve icra takibine yapılan itirazın haklı ve hukuk kurallarına uygun bir itiraz olması nedeni ile davacı tarafın 420 icra inkar tazminatı talebin de reddi gerektiğini, açıkça hukuk kurallarına aykırı ve icra yolu ile tehdit içeren haksız ve kötü niyetli icra takibi nedeni ile davacı yan aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine, davacının haksız takip takip ve dava nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı mahkumiyetine, yargılama ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Kaza tespit tutanağı, … no.lu trafik poliçesi
İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra dosyası
Türkiye Noterler Birliği ve Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine yazılan yazı cevapları,
Sigorta, Otomotiv ve Trafik alanında uzman bilirkişi heyetinin 02.05.2023 tarihli bilirkişi raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı davalıya ait … plakalı araç ile dava dışı … plakalı aracın karıştığı trafik kazasında dava dışı araçta oluşan hasar bedeli ile değer kaybı bedelinin rücuen davalıdan tahsili istemine ilişkin başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı hakkında icra takibi başlatmış, davalı takibe itiraz etmiş ve takip durmuş ve davacı tarafça süresinde itirazın iptali davası açılmıştır.
Dava dilekçesinde davalıya ait ve davacı tarafından sigortalı … plakalı aracın dava dışın … plakalı araç ile karıştığı 24.05.2021 tarihli trafik kazasında davalı araç sürücüsünün Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın 4/f maddesi hükmüne göre davalı sürücünün olay yerini terk ettiği iddiası ile dava dışı araç içi ödenen hasar ve değer kaybı bedelinden davalının sorumlu olduğu iddiası ile itirazın iptali davası açılmıştır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu gereğince, ZMMS poliçesi düzenleyen sigortacı sigortalı aracın kusuru nedeni ile sebebiyet verdiği zararlardan poliçe limiti kapsamında sorumludur. Poliçe kapsamında ödenen zararın sigorta sözleşmesi düzenleyen işletenden rücuen tahsili için Karayolları Trafik Kanunu’nda ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nda belirtilen koşulların bulunması gerekir.
Davacı taraf davalı sürücünün olay yerini terk ettiği iddiası ile davalıdan hasar ve değer kaybı bedelini rücuen talep etmektedir.
Toplanan deliller ile mahkememizce aldırılan Sigortacı bilirkişisi, Otomotiv bilirkişi ve trafik bilirkişisinden oluşan bilirkişi heyet raporu ile tüm dosya kapsamının incelenmesinde; davalı aracın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı adına kayıtlı yol kenarlarında sulama işi yapan kamyon cinsi araç olduğu, dava dışı aracın Zübeyde Hanım Caddesi No: 91 karşısında park halinde bulunduğu, kazanın saat 00:30 sıralarında meydana geldiği, kazanın oluşumuna ilişkin 24.05.2021 tarihinde polis memurları tarafından tutanak düzenlendiği, dosya kapsamından anlaşılacağı üzere ve davacı tarafça da dava dilekçesi ekinde sunulan belgelerden araç sürücüleri tarafından kazanın oluşumuna ilişkin maddi hasarlı trafik kaza tespit tutanağı düzenlendiği ve imzalandığı, bu tutanağın davacının bilgisi dahilinde olduğu, yargıtay yerleşik içtihatlarına göre kaza mahallini terk etmenin tek başına rücu sebebi olmadığı, olayın Sigorta Poliçesi Genel Şartlarının 4/f kapsamında olup olmadığının değerlendirilmesinin somut olaya göre değerlendirilmesi gerektiği, aracın İzmir Büyükşehir Belediyesine ait su tankeri taşıyan araç olduğu, taraflar arasında olayın sonrasında da olsa kaza tespit tutanağı düzenlendiği ve davalı araç sürücüsünün park halindeki araca çarptığının farkında olmadığını beyan ettiği, aracın niteliği, olayın oluş şekli ve olayda kusur ve kusur durumunun tespit edildiği göz önünde bulundurulduğunda olayın Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın 4/f maddesi kapsamında rücu koşullarını gerektirecek şekilde olay yerini terk olarak nitelendirilemeyeceği, olayda rücu koşullarının bulunmadığı kanaatine varılmakla davanın reddine karar verilmiş, dava haksız fiilden kaynaklanan alacağın rücuen tahsiline ilişkin icra takibine itirazın iptali davası olduğu, davanın haksız fiilden kaynaklandığı, davacının icra takibinde kötü niyetli olmadığından davalı yararına kötü niyet tazminatı takdirine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın REDDİNE,
Koşulları bulunmadığından davalı yararına kötü niyet tazminatı takdirine yer olmadığına,
Karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınan 169,23 TL nispi harç indirildikten sonra kalan 10,67‬ TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki AAÜT gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.560,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Kararın kesinleşmesi halinde, ayrıca karar yazmaya gerek görülmeden kalan gider avansının derhal taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/06/2023
Katip…
E-imzalı
Hakim…
E-imzalı