Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/659 E. 2022/969 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/659 Esas
KARAR NO : 2022/969
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 10/08/2022
KARAR TARİHİ : 13/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 06/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkil ile davalı şirket arasında 97 model ISUZU 27 A/S marka ticari aracın 20.000-TL karşılığında satımı konusunda 12.01.2021 tarihinde sözlü olarak anlaştıklarını, Anlaşmaya göre davalı firma davaya konu aracın teslim ve tescilini 2021 Mart ayında gerçekleştireceğini beyan ettiğini, Müvekkili araç bedelini ay ay taksitler halinde açıklama kısmında “Isuzu Kaporası” şeklinde ibare ile ödemelerini gerçekleştirdiğini, 2021 ocak ayında 1000-TL, 2021 Şubat ayında 8000-TL, 2021 Mart Ayında 2500-TL, 2021 Haziran ayında 3000-TL, 2021 Ağustos ayında 1000-TL olarak toplam 15.500-TL ödeme gerçekleştirdiğini, Davalı firma 2021 Şubat ayında 1.500-TL geri ödeme gerçekleştirdiğini, toplam olarak müvekkili geri ödemeyi çıktıktan sonra 14.000-TL ödeme gerçekleştirdiğini, Ancak davalı şirket, ödenen paralardan sonra aracın teslimi ve tescilini müvekkile gerçekleştirmediğini, Müvekkili de aracın kalan ödemelerini gerçekleştirmediğini, Müvekkili anlaştıkları aracın devrini alamamış, aynı zamanda ödediği paralar da davalı şirket tarafından müvekkiline iade edilmediğini, Somut olayda; taraflarca sözlü olarak anlaşılan Isuzu marka araca ilişkin olarak; müvekkili alıcının davalı satıcıya verdiği bedeli sebepsiz zenginleşme kuralları çerçevesinde geri isteyebileceğini, Müvekkil ödediği 14.000-TL bedel, günümüze kadar enflasyon karşısında değerini kaybetmiş, araç bedelleri olağanüstü bir şekilde artmış, paranın alım gücü düştüğünü, Müvekkili aracı alamadığı gibi ödediği paralar eriyip gittiğini, Hal böyle olunca müvekkilin zararı bir hayli arttığını, Davalı firma, müvekkil tarafından gönderilen para ile sebepsiz zenginleşmiş olup, aracın devrini müvekkile gerçekleştirmesini olmadığı takdirde zararın tazmini noktasında denkleştirici adalet ilkesi gereğince tazminini isteme zorunluluğu doğduğunu, Taraflarınca müvekkilinin araç alımından kaynaklanan 14.000-TL alacağın denkleştirici adalet ilkesi gereğince tazmini yahut aracın müvekkile tescili konusunda zorunlu arabulucuya başvurulmakla taleplerimiz davalı yanca kabul edilmediğinden arabuluculuk görüşmeleri 29.06.2022 tarihinde sonlandırılmış, Yukarıda açıklanan sebeplerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik terditli olarak; Tarafların anlaştıkları üzere Isuzu marka aracın müvekkile devir ve tesciline, İlk maddedeki talebi olmadığı takdirde müvekkilinin, davalı şirkete araç alımından kaynaklı olarak ödediği paraların sebepsiz zenginleşme hükümleri ile denkleştirici adalet ilkesine göre kısmi dava olarak şimdilik 14.000-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
DELİLLER:
Davacıya ait ait banka kayıtları, …’a ait hesap bilgisi, Zorunlu arabuluculuk belge ve tutanakları, İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı ve İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevapları mahkememiz dosyası içine alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında sözlü olarak yapılan araç satış sözleşmesi nedeni ile kapora ödemesi olarak davalıya ödendiği belirtilen ve geri iade edilmeyen ve aracın da davalı tarafla davacıya tescili yapılmaması nedeni ile davacıya iade edilmeyen 14.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline yönelik alacak davasıdır.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir. Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesini değiştiren 6335 sayılı Kanun ile asliye hukuk mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisi haline getirilmiştir. Görev ilişkisi mahkemece re’sen davanın her aşamasında nazara alınan ve kamu düzeninden sayılan bir dava şartıdır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
4562 Sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nun 13/3. Maddesinde aynen “katılım paylarının ödeme şekil ve şartları kuruluş protokolünde belirlenir. Bu konudaki uyuşmazlıklar Asliye Hukuk Mahkemesince çözümlenir.” şeklinde hüküm bulunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce Ticaret Sicil Müdürlüğü ve Vergi Dairesine yazılan müzekkerelere verilen cevabi yazı neticesinde dava tarihi itibariyle Mahkememiz davacısı …’ın tacir olmadığı tespit edilmiştir.
Dosyanın tetkikinde; İzmir Kordon Vergi Dairesi Müdürlüğü ve İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yazılan yazı cevaplarında; davacı …’ın mükellef kaydının bulunmadığı, 2022 yılı 2. Dönem gelir geçici vergi beyannamesinden işletme hesabına göre defter tuttuğu, 27 Temmuz 2007 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Bakanlar Kurulu kararında belirtilen 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 177.maddesi gereğince davacının yıllık alış ve satış tutarı ile yıllık gayri safi iş hasılatının esnaf faaliyeti sınırını aşmadığı, Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde tacir kaydının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Eldeki dosyada; davacının tacir olmadığı, davanın konusunun da her iki tarafın ticari işletmeleriyle ilgili olmadığı, dava konusu uyuşmazlığın davacının ödediğini iddia ettiği araç kapora bedellerinden iade edilmeyen 14.000,00 TL”lik alacaktan davalının sorumlu olup olmadığına yönelik olduğu, davanın mutlak ve nispi ticari dava olmadığı anlaşılmakla davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp çözülmesi gerekmektedir.
Görev sorunu, kamu düzenine ilişkin olup açıkça veya hiç ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden gözetilir. Her ne kadar dava Mahkememiz nezdinde açılmış ise de taraflar arası uyuşmazlığın nispi nitelikte ticari davayı doğurmayacağı ve bu nedenle Asliye Hukuk Mahkemelerinde çözümlenmesinin gerektiği kanaatine varılarak, davanın görevsizlik nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın GÖREVSİZLİK NEDENİ ile 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3- 6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi gereği kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde iş bi dosya resen ele alınarak Mahkememizce davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4- Yargılama giderleri konusunda görevli ve yetkili mahkemece karar verilmesine, davanın açılmamış sayılma şartları oluştuğu takdirde yargılama giderleri konusunda MAHKEMEMİZCE KARAR VERİLMESİNE,
5- Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi 13/12/2022
Katip
e-imzalıdır.

Hakim
e-imzalıdır.