Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/626 E. 2023/345 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/626 Esas
KARAR NO : 2023/345
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/07/2022
KARAR TARİHİ : 04/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinin incelenmesinde; Davalı firma, iş makinasının arızalanması sonrasında müvekkil şirkete başvuruda bulunarak servis hizmeti ile tamirat işlemleri yaptırmış, müvekkil de yapmış olduğu hizmetler karşılığında davalıya 2 adet fatura (e fatura) göndermiştir. (EK1: Faturalar) Faturalar, davalı tarafça tebliğ alınmış ve herhangi bir itiraza uğramayarak kesinleşmiştir. Ancak davalı taraf, düzenlenen faturalara konu borcun bir kısmını ödemiş olmasına karşın, bakiye tutar olan 12.490,30 TL’yi (icra takibindeki ana para tutarı) müvekkile ödemeyerek temerrüde düşmüştür. (EK2: Davalının yapmış olduğu ödemelerin dekontları) bunun üzerine, davalıya karşı İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden (bakiye borç bedeli tutarınca) icra takibi başlatılmış ancak davalı, kötü niyetli şekilde borca ve yetkiye itiraz ederek takibi durdurmuştur. Davalı, takibin dayanağı olan faturalara yasal süresi içinde itiraz etmeyerek faturaların münderecatını kabul etmiş olduğundan, borçlu olmadığını ileri süremez. davalının yetki itirazı da geçersizdir. keza, davalı tarafın 8 günlük itiraz süresi içerisinde itirazda bulunmadığı müvekkil faturaları üzerinde açıkça ”doğacak ihtilaflarda, izmir mahkemeleri ve icra müdürlüklerinin yetkili olduğu” yazılıdır. Her iki tarafın tacir oldukları da göz önünde bulundurularak, ihtilafın çözümü hususunda yetkili yargı makamı, İzmir İcra Müdürlükleri ile İzmir Mahkemeleri’dir. Sözünü ettiğimiz nedenlerle davalı borçlunun itirazının iptalini sağlamak için mahkemenize başvurmak zorunluluğu doğmuştur. borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptaline, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen ticari temerrüt faizi ile ödemeye ve takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğine rağmen davalı yanca cevap verilmediği , dilekçelerin teatisi aşamasının tamamlandığı anlaşılmış, davalının iş bu davayı inkar çerçevesinde savunulduğu kabul edilmiştir.
DELİLLER:
İzmir 28. İcra Müdürlüğünün 2022/1257 esas sayılı dosyasına, vergi dairesine yazılan müzekkereye cevap verildiği anlaşmış, davalı yana isticvap davetiyesi çıkarılmış, davacı yanca bildirilen adreste kayıtlarına incelenmesine esas SMMM bilirkişisi Cem Çeliker tarafından hazırlanan 17/03/2023 tarihli bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu görülmüş ve fakat taraf vekillerince Mahkememize her iki taraf vekilinin de e-imzasının bulunduğu şekilde sunulan 03/05/2022 tarihli dilekçe ile aynı tarihli protokolün dosyaya sunulduğu, söz konusu protokolde tarafların uzlaştıkları ve feragat ve feragatı kabul doğrultusunda beyanlarda bulundukları anlaşılmıştır.
İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yapılan incelenmesinde; Mahkememiz davacısı tarafından davalı aleyhine 4.700,00 TL asıl alacak ve 331,35 TL işlemiş faizden oluşan toplam 5.031,35 Tl alacağın tahsili bakımından ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının 29/06/2021 tarih ve … numaralı 4.700,00 TL fatura alacağı olarak belirtildiği, geniş anlamda borca itiraz ve icra müdürlüğünün yetkisine itiraz üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Yapılan inceleme neticesinde Mahkememiz davacısı tarafından davalı aleyhine 2 adet fatura ve bu faturalara ayrı ayrı işlemiş faizler olmak üzere toplam 13.522,03 TL alacağın tahsiline yönelik ilamsız takip başlatıldığı, icra müdürlüğünün yetkisine ve borca geniş anlamda itiraz üzerine takibin durdurulduğu konularında bir uyuşmazlık olmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıdaki tespit göz önüne alındığında taraflar arası uyuşmazlığın davacı tarafça davalıya fatura konusu hizmetin verilip verilmediği, bu faturaların taraf kayıtlarına yansıma şeklinin tespiti, hizmet verildiğinin anlaşılması halinde davacının davalıdan fatura tutarı kadar alacaklı olup olmadığı, bulunması halinde ne miktarda alacaklı olduğu ayrıca davacının davalıdan faiz talebinde bulunup bulunamaycağı bulunacak ise ne miktarda faiz alacağının olduğu hususlarında yapılacak inceleme neticesi varılacak kanaate esas faturadan kaynaklı itirazın iptali istemninin yanı sıra davacı tarafça talep edilen icra inkar tazminatının yerinde olup olmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar dosyada 6100 sayılı HMK’nın 222/3 ihtaratı ile taraflara davetiye çıkarılmış ve istemin sadece davacı yanca yerine getirildiği anlaşılmakla davacı kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmakla hazırlanan 17/03/2023 tarihli bilirkişi raporu sunulmuş ve esasen incelenmesinde davacının davalıdan 12.490,30 TL asıl, 932,41 TL işlemiş faizden oluşan toplam 13.422,71 TL alacaklı olduğu belirtilmiş ise de yukarıda da belirtildiği gibi sunulan feragat beyanı karşısında öncelikli olarak feragat yönünden dosyanın incelenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamında davacı yan yönünden sunulan vekaletnamenin incelenmesinde feragat eden davacı vekilinin davadan feragate yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği gibi davaya son veren taraf usul işlemleri feragat, kabul ve sulh olmak üzere üçe ayrılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade edebilmesi için karşı tarafın muvafakati gerekmemesine rağmen sulhun hüküm ifade edebilmesi için karşı tarafın muvafakati şarttır. Bunlardan sadece feragat her türlü davada yapılabilmesine rağmen kabul ve sulh üzerinde serbestçe tasarruf edilebilen davalarda mümkündür. Ancak söz konusu üç usulü işlem de hüküm kesinleşene kadar her zaman yapılabilmektedir. Bir davada yapılan feragat beyanının en önemli sonucu hak veya alacak talebinden ileriye etkili olarak ve bir daha talep edilmemek üzere vazgeçilmesidir. Çünkü feragat edilen bir talep ileride yeniden ileri sürülecek olursa kesin hüküm itirazı ile karşılaşılma durumu ortaya çıkabilecektir. Dolayısı ile yapılan feragat beyanının çelişkiye yer bırakmayacak şekilde kayıtsız ve şartsız yapılması gerekmektedir.
Yapılan bu açıklamadan sonra tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; feragatin davacı vekili tarafından süresinde yapıldığı, söz konusu uyuşmazlığın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıklardan olduğu ve ayrıca feragatin kayıtsız ve şartsız yapıldığı tespit edilmiştir. Bu nedenle 6100 Sayılı HMK’ nın 309. ve devamı maddelerinde, feragatin, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği, feragatin tek taraflı taraf beyan olduğu, davayı bitiren taraf işlemlerinden olduğu ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğu belirtildiğinden bu haliyle dava dosyamız açısından taraf vekillerince ortak olarak sunulan e-imzalı 03/05/2023 tarihli yazılı beyan ve ekindeki protokol hükümleri göz önüne alındığında ileri sürülen feragat beyanı karşısında davanın feragat nedeniyle reddine, davacı tarafça yatırılan harçların davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine ve protokol gereği davalı lehine vekalet ücreti ile ayrıca yargılama gideri hükmedilmesine yer olmadığı ile davacı tarafça yatırılan yargılama giderlerinin kullanılan kısmının (harçlar hariç olmak üzere) davacı üzerinde bırakılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklanacağı üzere;
1- Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2- Karar tarihi itibarı ile alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının evvelce alınan 163,32 TL peşin harçtan mahsubu ile hazineye irat kaydına, bakiye 16,58 TL karar ve ilam harcının DAVALIDAN TAHSİLİ HAZİNEYE İRAD KAYDINA, söz konusu tutar ile ilgili 492 sayılı harçlar kanunu 28. Madde uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
3- Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılan kısmın protokol kapsamında davacı üzerinde bırakılmasına, arta kalan 183,00 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVACI TARAFA İADESİNE,
4- Davacı tarafından yatırılan başvuru harcı ile yukarıda mahsubuna karar verilen peşin harç tutar toplamı olan 260,60 TL harcın protokol gereği DAVALIDAN TAHSİLİ İLE DAVACIYA VERİLMESİNE,
5- Feragatin sunulan protokol çerçevesinde borcun ödenmesi ile yapıldığı anlaşılmakla davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş ise de bu yönden talepten vazgeçilmiş olması nedeniyle DAVACI YARARINA VEKALET ÜCRETİ TAKDİRİNE YER OLMADIĞINA,
6- Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 03/05/2023

Katip…
e-imzalı

Hakim…
e-imzalı